Reklam yasağı mı

[admin]

Yukarıda reklam yasağının etrafından nasıl dolaşılacağını biliyorum demiştim. Askıda kalmasın, alın size bir örnek, hem de mevzuata uygun...


Bir avukat gazeteye telefon numaralarının değiştiğini ilan edebilir !!! Hem de koca koca puntolarla !!! Alın size reklam...
İnternetten öcü gibi korkan teknoloji ve gelişme özürlüler buna ne diyeceksiniz? Nasıl gözden kaçırdınız. Yarın 20 punto reklamım var, 15 YTL ye telefon değiştirip duruyorum

[admin]

Hazır elim değmişken devam edeyim, bir örnek daha;
Kurarsınız bir marka patent bürosu, hatta bir de internet sitesi, hemen bir link hukuki danışmanlık... Sonra da ver gazeteye, internete ilanı verebildiğince...

[Av.Tayfun Eyilik]

Sayın admin danışmanlık- patent ile şube yasağınıda delersiniz

[commodore1tr]

Ben bir çok kere dedim ama madem yeri geldi ve ciddi ciddi bu konu tartışılmaya başladı kendi görüşlerimi açık ve net yazayım. Herhangi bir baroya üye değilim çünkü avukat değilim. Avukat olsamda T.C Avukatı sıfatımın olması nedeniyle hiç bir baroya üye olmaz TC BAROSU diye bir kurum oluşturulması ve ona üye olmayı isterdim. Bu yolda da sonuna kadar dava açardım.
Reklam en dar ancak anlaşılan anlamıyla ''Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek için denenen her türlü yol'' olarak tanımlanabilir. Burada esas korunması gereken değer '' Yalan ve aldatıcı'' unsurların olmamasının sağlanmasıdır. Bir avukat '' Davalarınıza bakılır'' diye reklam veriyorsa bu kendisini tanıtıcıdır. Yalan ve aldatıcılık unsuru olmadığından dolayı herhangi bir sakıncasıda bulunmamaktadır.
Bir üyemiz demiş ki ''Maddi imkanı fazlasıyla yerinde olan Avukatlar yanında deyim yerindeyse kendi yağında kavrulan Avukatların da olduğu aşikardır.İşte maddiyatın öne geçmemesi ve maddi imkanları kısıtlı olan avukatların korunması için bu yasak bulunmaktadır.'' Avukat mı değil mi bilmiyorum ama kesinlikle yanlış. Doğaya aykırı. Bir çok nedenlerden yanlış ama sanırım yanına rekabet kanunlarını da eklersek hemen hemen yasağın konuş nedeni ortaya çıkıyor. O zaman bakalım.
1. Baro başkanlarının Avukat olmamaları gerekir. Çünkü en etkin reklam baro başkanlığıdır. İstanbul Baro başkanı neredeyse Türkiye nin tanıdığıı bir simadır. Hele hele borolar birliğinin başkanı. Bu sıfatından dolayı ilgili kişi bir ara Cumhurbaşkanı adayları arasında geçmişti. Demekki en iyi reklam baro başkanı olmak suretiyle yapılıyor. Çünkü Avukat arkadaşların yazdıklarını okudum ama temelde bir konuyu atlamışlar oda şu '' Kişiler için avukatın faaliyet konusunun bir değeri yoktur. Avukat X diye akılda kalıp kalmadığı önemlidir. Bir avukat dendiğinde X aklınıza geliyorsa o güzel bir reklam sonucu belleğinize kazınmış demektir. '' Baro başkanı bile olduysa ne kadar iyi avukat sen anla dan büyük reklam ne olabilir ? Demekki reklam yasağını en ciddi delerek kendilerini en iyi tanıtan kişiler öncelikle Baro Başkanlarıdır. ''Uyarı , kınama'' her neyse o cezayı alan bir avukatın Baro başkanı olamayacağı hükme bağlandığına göre reklam yasağını ihlal edene de en fazla bu ceza verilebileceğine göre tüm baro başkanlarının bu cezayı alması ve baro başkanlık görevlerinin sona ermesi gerekmektedir. Peşinden gelecek herkes için bu geçerli olacağından doğaya aykırılık bu mantıktanda ortaya çıkmaktadır.
2. Kendi yağında kavrulan avukat demek ( İleti sahibi zengin olan avukatların kimin yağında kavrulduğunu belirtmesi gerekirdi ama belirtmemiş bir şekilde toto loto aileden gelen zenginlik yoksa yasa dışı vurgun yapmadıysa maddi durumları çok iyi olan avukatlarda kendi yağlarında kavrulmaktadır. Ama çok iyi çalışmakta yılların tecrübesinden yararlanmaktadır. ) mesleğe yeni başlamış veya ufak yer avukatı demektir. Bu mantık doğru ise niçin sırf avukatlara reklam yasağı vardır ? Tüm ürünlerde bu yasak uygulanmalı reklamcılık tarihe karışmalı TV lerde reklam kuşakları kaldırılmalıdır. Dev holdinglerin devasa bütçeleriyle kendi yağında kavrulan bir bakkalın oransızlığı çok daha çok büyüktür. Direk insan sağlığıyla ilgili hastahane ve doktorlara bu yasak bulunmazken avukatlara bu yasağın bulunmasının altındaki reel gerçek başkadır. Bir TV kanalının tüm reklamlarında bir hastahane sponsor gibi sürekli görülürken kendi yağında kavrulan doktorun bununla mücadele edebilmesi olanaksızdır. Yeni iş yaşamına giren birisinin veya bir şirketin Türkiye nin devleriyle başa çıkması çok mu olanaklıda bunlarda reklam yasağı yoktur ?
3. Birinci madde de belirtildiği gibi en büyük reklam tanınmaktır bir avukat için. Dolayısı ile bir şekilde tanınmayı engellemek gerekir. Çünkü tanınma diğer avukatlara göre avantaj getirmekte olduğu açıktır. Bundan hareketle reklam yasağının peşi sıra '' ailesinde annesi veya babası avukat olanın veya tanınmış bir aileden olanın avukat olması yasaktır.'' ibaresi konması gereklidir. '' Koçların ufak oğlu avukat o biçim de çevre var oooo halleder bu davayı gitmeden bile'' den büyük bir reklam ne olabilir ? Anne ve babasının yıllarca uğraşarak elde ettiği müvekkillerle direk tanışma az bir reklam mıdır ? Öyleyse her aileden bir avukat hükmü getirilmelidir. Saçma geldi değil mi ? Çok saçma haklısınız aynı reklam yasağı gibi...
4. Bir yasağın getirilebilmesi için öncelikle koruyucu bir hüküm olması gerekir. Bu hususta koruyucu hüküm iş olmasa bile bir avukatın iaşe ibate ve sağlık sorunlarının güvence altına alınmış olmasıyla gerçekleşebilir. Müvekkili olmayan yani bir şekilde kazancı olmayan avukatın aşsız ve evsiz kalması kaçınılmaz bir sondur. Çoğu kişinin evinde perde asmak için yükselti olarak kullanacağı kalınlıkta bir sürü kitabı okuyup onları öğrenen sınava tabi olan mezuniyetin yeterli görülmeyip aşamalı staja tabi tutulduktan sonra '' Avukat '' sıfatına haiz olanların müşterisi olan müvekkilleri olmasa aç kalacağı açıkta kalacağı acı bir gerçektir. Satacakları tek şey olan bilgileri avukatların yaşama kaynağıdır. Zorunlu baro sigortası diye zorla yapılan ve bir işe yaramayan sigortanın sağlığı bile kapsamadığı göz önüne alınırsa bir avukat ne yapacaktır ? Eğer barolar kayıtlı avukatlarına müvekkil buluyor bulunmayınca belirli bir maaş ödüyorsa bu yasaklar doğrudur. Hakimle avukat arasında ki temel fark ( Bu konuyla ilgili olarak ) tekinin her ay alacağı parayı bilmesi ötekinin bilmemesidir. Burada alacağını bilen kişi ile ne yapacağını bilmeyen kişiye aynı statüyü uygulamak çok yanlış bir yöntemdir.
Devamını bilahare yazmak üzere kendimce birinci bölümümü bitirirken ilk sonuç olarak '' Nedenini'' kendilerinin bile bilmediği bir yasağı yasakların kalkmasını savunmakla yükümlü aydın baroların uygulamaya çalışması utanç duyulmaktan öteye bir tutum değildir. Reklam değil yalan reklam yasak olmalıdır. Uyduruk kaydırık ne olduğu belirsiz arzuhalcilere bol kazanç sağlamaktan öteye gitmeyen bu uygulama çağ dışıdır. İkinci bölşümde ise olayın iletişim araçları olan yönünü kendimce değerlendireceğim.
Saygılarımla.

[admin]

Reklam Yasağı Yönetmeliği
Madde 9 / c : İş sağlama amacına yönelik ve meslektaşlarıyla haksız rekabete yol açacak şekilde, internet kullanıcılarını kendi sitesine veya kendi sitesinden bir başka siteye yönlendirecek internet kısa yolları kullanamaz, kullanılmasına izin veremez ve reklam veremez ve alamaz.
----------------------------------------

Uygulamada av.tr uzantılı sitesi bulunan avukatlar hakkında, internet hakkında hiçbir bilgisi olmayanlarca türetilmiş ve bu yönetmeliğin ruhuna aykırı işlemler yapıldığını öğrenmekteyiz.
Avukatın bir başka adrese link vermesi veyahut bir başka sitenin avukatın sitesine link vermesi madde 9 / c kapsamında REKLAM olarak değerlendirilebilmesi mümkün değildir. (Kamuya açık google reklamları gibi reklam yayını ile uğraşanlar tarafından verilenler hariç).

Örneğin bir avukat kendi sitesinden Hukuki Net' e link verebilir mi?
Madde 9/c de belirtildiği üzere bu suçun manevi unsuru iş sağlama amacı VE haksız rekabete yol açma amacıdır. Bir hukuk sitesine verilen linkin maddi unsurunun gerçekleştiğini varsaysak da manevi unsuru olan reklam verme kastı olmayacağından avukat açısından reklam yönetmeliğine muhalefet sayılması mümkün değildir. Çünkü Hukuki Net genel ve kamuya malolmuş bir hukuk bilgi sitesidir.

Peki bir avukat, sitesinden bir başka avukatın linkini verebilir mi?
Bu durumda haksız rekabet düşünülemeyeceğinden yine aynı maddeye göre yönetmeliğe muhalefet teşkil etmez.


Bir hukuk sitesi, herhangi bir avukatın sitesine link verebilir mi?
İçeriği her hali ile hukuki bilgi olan bir sitenin, gerek linkler (bağlantılar, kısa yollar, hukuk siteleri linkleri...) bölümünde ve gerekse diğer alanlarında reklam veya övgü içeren ibareler kullanmaksızın linkini verebilir. Zira yönetmelik madde 9/c nin maddi unsuru oluşmuş varsayılsa da amacı sadece internetteli hukuk sitelerini derlemek olan sitedeki linkin reklam amacı olamaz. Üstelik link tıklanmadığı sürece avukatın sitesine gidilemeyeceğinden, salt link adının verilmesi yönetmeliğe aykırı değildir.

Avukat Dizini veya Hukuk siteleri dizinlerinde (diğer bir ifade ile link bankaları, web rehberleri) avukat sitesinin linkinin bulunması yönetmeliğe aykırı mıdır? Bu dizinlere siteleri kim ekler?

Bugün için en büyük link bankası http://www.dmoz.org dur. Burada avukatlar başlığı altında bazı avukat linkleri yer almaktadır. Aynı şekilde dmoz'un yansısı (bir kopyası) olan http://dir.google.com da da aynı şekilde avukatlar listelenmektedir.
İnternet üzerinde kaliteli ve yasal içerikli siteleri bulup, dizine eklemeyi misyon edinmiş bir topluluktur dmoz. Üstelik genel prensip olarak reklam amaçlı ve ticari amaçlı sitelerin eklenmesine müsaade etmez.
Bir diğer dizin ise yeni açılan www. avukatlar.gen.tr dir. Bu site de illere göre webdeki avukatları listeler.

Bu dizinlere siteleri kim ekler?
Bu dizinlere sitelerini ya site sahipleri ya da dizin sitelerinin editörleri ekler.
Örneğin avukatlar.gen.tr adresinde internetteki avukatların siteleri, site sahibi avukatlardan izin alınmadan eklendiğinden, altında sitenizin yayınlanmasını istemiyorsanız lütfen irtibat kurun denmektedir. Bu durumda yönetmelik maddesine göre avukat başka sitelerden kendi sitesine yönlendirme yapamaz kuralı, avukatın isteği dışında ihlal edilmiş olacaktır. Avukatın tüm web sitelerini tarayıp, linkinin olup olmadığını bilebilmesi imkansız olduğu gibi suistimallere de açıktır. Diğer taraftan, Reklamın kasıt unsuru taşıması, öne geçme, rekabet etme amaçlı olması hususları da düşünüldüğünde manevi unsuru olmayan bir ihlalden avukatın sorumlu olması düşünülemez. Avukat sitelerini yayınlayan mesleki dizinin de sırf avukatlık büroları veya hukuk siteleri altında linkeri yayınlamasını tek başına yönetmeliğe aykırı olarak değerlendirmek mümkün değildir. Zira dizininde 100 tane avukat sitesi bulunan sitenin bir avukatın reklamını yaptığını düşünmek mümkün değildir.
(Bu arada avukatlar.gen.tr hakkında bir yorum da eklemek gerekir. Sahibinin hukukçu dahi olmadığı belli olan bu sitede -Gold Site- adı altında sayfaların üstünde ve tüm avukatlardan öncelikli olarak yayın yapabilen ve ücretli bir bölüm vardır. Bu reklam yasağına aykırıdır. Zira gold üye olmak için ücret ödeyen avukatın sitesi, artık diğer avukat sitelerinden öncelikli olarak gösterilmektedir.)


Hukuk sitelerindeki forumlarda yazan avukatların ünvan ve ad-soyadları reklam yasağına aykırılık teşkil eder mi?
Avukatın kendini ifade etmesi kendini övmemesi, üstün göstermemesi şartına bağlıdır. Hukuk sitelerinde yazan avukatların ünvanlarını, ad ve soyadlarını, büroları hakkında kartvizit olarak tabir edebileceğimiz iletişim ve kişisel bilgilerinin bulunduğu internet adreslerini yazmaları reklam olarak nitelendirilemez. Bu hak av.tr alan adlarının tahsisi ile avukatlara zaten tanınmıştır. Yine yukarıda belirtildiği üzere linkinin yanında veya linkinin tanımında övücü veya haksız rekabet teşkil edici ibareler bulunmadığı sürece avukat bu hakkını kullanabilir. Bunu tek başına reklam olarak nitelendirmek mümkün olmadığı gibi aynı yönetmelik 9/a gereğince ;

" Bu Yönetmelik kapsamında olanlar açacakları internet sitelerinde;

a) Site sahibi ya da sahiplerinin adı soyadı varsa akademik unvanı, avukatlık ortaklığı ise tescil unvanı, avukatlık bürosu ise büro unvanı, fotoğrafı, Türkiye Barolar Birliği ve baro sicil numaraları, mesleğe başlama tarihi, mezun oldukları üniversite, bildikleri yabancı dil, mesleki faaliyetin yürütüldüğü büro adresi, telefon ve faks numaraları, e-posta adresi gibi bilgilerin bulunmasını sağlar, "

denilmekle kendisini tanıtabileceğini,

" b) İş sağlama amacına yönelik olmamak ve meslektaşlarıyla haksız rekabete yol açmamak kaydıyla internet sitelerini arama motorlarına kayıt ederken anahtar kelime (keyword) olarak; "adı ve soyadı", "avukatlık ortaklığı unvanı","avukatlık bürosu unvanı", "bulunduğu şehir ve kayıtlı oldukları baro" "avukat, hukuk, hukukçu, adalet, savunma, iddia, eşitlik, hak" dışında bir sözcük ya da tanıtım tümcesi kullanamaz, "

bendinde ise izin verilen terimleri sıralayarak avukatlara bu hakkı tanımıştır.
(sınırlı sayıdaki bu terimlerin yeterliliği, niteliği veya gerekliliği ayrıca tartışmaya değer bir başka konudur ki konuyu bölmemek için burada değinemeyeceğim.)

Yine b bendinden anlaşıldığı üzere avukatlar sitelerini arama motorlarına kaydedebilirler. Yukarıda örnek olarak verdiğimiz dizinler aynı zamanda arama motoru işlevi görürler. Yukarıda da değinildiği üzere avukatın bizzat kendisi arama motorları veya dizinlere linkini ekleyebilir. Bu sitelerin editörleri de tespit ettikleri avukatlık sitelerini dizinlere ekleyebildikleri gibi, arama motorları robotları browserlar, toolbarlar vasıtasıyla kendilerine eklenmemiş siteleri tespit edip, tarayabilir (indeksleyebilir), arama sonuçlarında çıkmalarını sağlayabilmektedir. Bu itibarla deneme aşamasındaki bir site dahi bir avukatın ihtiyarı dışında arama sonuçlarında çıkabilir. Sitenizin taranmamasının tek yolu, teknik olarak ancak metatag'ları arasına konulan noindex, nofollow ibareleri ve robots.txt dosyasından arama motorlarını - * disallow all - tekniği ile yasaklamaktır. Ancak bunlar dahi bazı arama motoru robotları tarafından algılanmamakta, yine de indekse dahil edilerek arama sonuçlarında avukat sitesine gönderim yapılabilmektedir.

Sonuç ;

Bu bilgiler ışığında kendi insiyatifinde olmaksızın herhangi bir sitede, dizinde, arama motoru sonuçlarında sitesi yayınlanabilecek avukatın reklam yaptığını düşünmek hakkaniyete aykırıdır. Hele hele sitesinde reklam niteliğinde içerik olmayan avukatın, sırf herhangi bir yerde linki bulunduğu için sorumlu tutulması av.tr yani avukatlara ait alan adlarının tahsisi gerekçesine aykırıdır.

Aynı şekilde kendi insiyatifinde dahi olsa sitesini bir dizin veya arama motoruna ekleyen avukatın hareketi maddi unsur açısından tamamlanmış sayılsa da manevi unsur olan reklam verme ve haksız rekabet kastı olmadığı sürece manevi unsurdan yoksundur. Reklam unsurunu tespit etmenin yegane yolu da bizzat av.tr uzantılı web sitesi içeriğinde yönetmelik aykırılığı olup olmadığının ŞEKİLSEL olarak değil, içerik olarak değerlendirmesinde saklıdır.

[Av.Feyz Pazarbaşı]

Konu sitemizde yayınlanan google reklamlarından buraya kadar geldiği için sadece google reklamları hakkındaki düşüncelerimi şu linke ekledim;
https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?p=102229 .

Tartışılan konuya gelince admin ile tamamen aynı fikirleri paylaşıyorum. İçeriğinde reklam unsuru içermeyen av.tr uzantılı bir avukat sitesinin, konuya özel dizinlere, arama motorlarına, hukuk sitelerine eklenmesinde, yayınlanmasında hiçbir sakınca görülmemek gerekir. Çünkü 100 tane avukatlık sitesi içinde yayınlanan bir sitenin artık diğerlerinden öne geçme, reklam veya haksız rekabet amacı olamaz. Bu bir listedir, webde yayınlanan kaynak dizinidir. Amaç rehberlik ve bilgi iken sırf link var diye reklam yasağına aykırıdır demek av.tr alan adlarının tahsis edilmesindeki maksada aykırıdır.
Kaldı ki mesela bugün TESADÜFEN bir dizin sitesinde izinsiz olarak linkimizin yayınlandığını gördüm, e-posta gönderdim.
Cevap vermezse yapılması gerekenleri sıralayım.
Önce www.whois.sc linkine girip sitenin kime ait olduğunu öğrenmeliyim.
Orada yazan kişi ve adres bilgileri doğru ise (yanlış da çıkabilir) o kişiye ihtarname çekerek linkimizin yayından kaldırılmasını talep etmeliyim. Bilgiler yanlışsa registrar'a yani domain tescil firmasına başvurmalıyım. Eğer cevap verirse işte o zaman ihtar çekmeliyim.
Yine de kaldırmazsa dava açmalıyım...

Özetle internette kimin sizin linkinizi yayınlandığını bulmak çok kolay bir işlem değildir. (teknik bilgi: google link back herzaman doğru sonuç vermez, tüm link verenleri sıralamaz). En azından her site sahibi bunu yapabilecek teknik bilgiye sahip olmayabilir.

Diğer taraftan, avukatın kendini ifade ettiği herhangi bir yerde, bu bir blog olabilir, bu bir forum olabilir ... kendini övücü, kendini diğer avukatlardan üstün nitelikte gösterici, özetle haksız rekabet oluşturmayan içerikteki her yazısının altına imzasını ve linkini yazması reklam yasağının ihali olarak da nitelendirilemez. Bilakis avukat yazdığı yazının veya makalenin kimin tarafından yazıldığını beyan etme hak ve aynı zamanda görevine haizdir. Bu aynı zamanda dijital bir imzadır. Bu nedenle sadece kişisel bilgilerinin olduğu sitesinin linkini vermesi de doğal olarak reklam değil bilgi ve kimlik onayı amaçlıdır.

Görüldüğü üzere, reklam yasağı yönetmeliği şu an için uluslararası düzenlemelerin ve hızla gelişen teknolojilerin gerisinde kalmıştır. Bu hususta yeni bir düzenlemenin zamanı gelmiştir.

[Av.Emrah Yavuzcan]

Ek olarak;
http://www.barobirlik.org.tr/avtr/
dizininde de Onayı ODTÜ'ye gönderilen son 20 av.tr alan adı (son gönderilen alan adı en üsttedir) denilerek, av.tr uzantılı sitelere link verilmiştir. c bendi ne diyordu?

[Av.Duygu Tekay]

Tüm bu yazılanlara ek olarak sanırım reklamın tanımınıda doğru yapmak lazım.
Reklam nedir?

Reklam: Ticari bir imalın , fikrin ve hizmetin mali ederi karşılığında, kitle iletişim araçlarının denetiminin kullanılması aracılığı ile , falliyetten önce belirlenen hedef kitlede istenen yönde tutum ve davranış sağlama faaliyetleridir.

Avukatlar açısından irdelemek gerekirse; avukatlık hizmetinin yasal sorun yaşaması muhtemel kitlenin belirlenerek- bu nasıl belirlenir sorusu bu konuda cevapsızdır- radyo televizyon internet gibi iletişim araçları yoluyla kendisini lansman etmesidir.


Ancak avukatlık mesleği ile ticaret yapılmadığından reklam bu anlamda bu meslekte yerini bulamamaktadır.

Bir başka noktadan reklamı incelersek; reklam kendisine konu edinilen ticari mal ve hizmetler hoşa giden tarafları ile tanıtarak belirlenen hedef kitlede yeni ihtiyaçlar yaratmayı amaçlar. Fakat bu istek (talep) yaratılırken yüz yüze iletişim kurmayı değil büyük kitlelere aynı anda ulaşmak için kitle iletişim araçlarını kullanır.

Bu anlamda reklamın bir amacı da verielecek olan ticari hizmeti överek yeni talep alanları yaratmaktır. Bir an avukatın ticari faaliyette olduğunu düşünürsek avukat şunu demelidir ben öyle iyi hukuki hizmet veririim ki sucluyu ipten götürürüm, borçları silerim, tutuklu olanı tahliye ettiriririm benim hizmetime güvenerek her türlü illegal eyleme karışabilirsiniz. Ve bunu yaparken reklam yapmadaki en önemli unsur olan kitle iletişim raçlarını kullanır. Yani internet ortamında siz gazetenizi okurken bir anda karşınıza bu tür bir sayfanın açılması gerekir. Tıpkı sigorta reklamları gibi.
Ülkemizde bu tür bir uygulama hiç bir hukuk bürosu tarafında yapılmamaktadır. Çünkü avukatlıkla ticaret yapılmamaktadır.

Toparlayacak olursak;

- Reklam, pazarlama bütünü içinde yer alır.
- Reklam, ticari olması nedenıyle ücret karşılığı yapılmaktadır.
- Reklam verenden yani ticaret ile uğraşandan hedef kitleye verilen mesajların bütünüdür.
- Reklamın amacı reklamı yapılan ticari mal veya hizmeti konusunda ikna ve bilgilendirme amacı vardır.
- Reklam mesajlarında mallar, hizmetler, vaatler, ödüller ve sorunlara çözümler vardır.



Bu nedenlerle avukatlık meslek olarak ticaret adı altındaki hiç bir unsura yakın olmadığından reklam yapması mesleğin ruhuna aykırıdır.

En iyi ve en eski reklam uygulaması; kulaktan kulağa olandır. Ve avukatlık ise tamamen referanslara dayanır. Tabelanın güzelliğine gelen olmaz.

Bir avukatın mesleki başarısı sonucu kitle iletişim araçlarında yer almasıda en dar anlamda reklam olduğu düşünülse dahi bu durumda da haksız rekabetten söz etmek mümkün değildir.

[Av.Duygu Tekay]

Pekiii haksız rekabet nedir ve bir avukat haksız rekabet eylemi içinde yer alabilirmi?

Haksız rekabet,ticari rekabetin iyi niyet kurallarına yok sayarak tüketiciyi aldatan davranış ve istismar edilmesidir.
Ticari rekabetin ön koşulu, ticari bir faaliyetin varlığıdır.
Haksız rekabetin diğer koşulu ise iyi niyet kurallarının yoksayılmasıdır.

Haksız Rekabet Davranış Tipleri:
1- rakiplerini kötülemek: bir avukat diğer avukata bakış açısı rakip değil meslektaşlıktır.
2-Potansiyel Müşteri kitlesini aldatmak: Avukatın müsterisi olmaz. Adına yasal işlem yapma yetkisi veren müvekki vardır. Bir kişinin adına işlem yapmanın adı hiç bir bilimsel eserde ticaret olarak tanımlanmamıştır.


TTK:57madde haksız rekabeti düzenlemektedir. Bakalım 57 madde nediyor?

Madde 57 - Hüsnüniyet kaidelerine aykırı hareketler hususiyle şunlardır:
1. Başkalarını veya onların emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini yahut
ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici beyanlarla kötüle-
mek;
2. Başkasının ahlakı veya mali iktidarı hakkında hakikata aykırı malümat
vermek;
3. Kendi şahsi durumu, emtiası, iş mahsulleri, ticari faaliyeti veya ticari
işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı malumat vermek veyahut; üçüncü şahıslar
hakkında aynı şekilde hareket etmek suretiyle rakiplerine nazaran onları üstün
duruma getirmek;
4. Paye, şahadetname veya mükafat almadığı halde bunlara sahip imişçesine
hareket ederek müstesna kabiliyete malik bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak
veya buna müsait olan yanlış unvan yahut mesleki adlar kullanmak;
5. Başkasının emtiası, iş mahsulleri, faaliyeti veya ticaret işletmesiyle
iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere baş-vurmak, hususiyle başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalariyle iltibasa meydan verebilecek surette, ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtaları kullanmak veyahut iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmiyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan
başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak;
6. Üçüncü şahısların müstahdemlerine, vekillerine veya diğer yardımcılarına,
onları vazifelerini ıhlale sevk etmek suretiyle kendisine veya başkasına men-
faatler sağlamak maksadiyle veya bu kabil menfaatleri sağlamaya elverişli olacak
surette, müstehak olmadıkları menfaatler temin veya vadetmek;
7. Müstahdemleri, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri iğfal suretiyle,
istihdam edenin veya müvekillerinin imalat veya ticaret sırlarını ifşa ettirmek
veya ele geçirmek;
8. Hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir şekilde elde ettiği veya öğrendiği ima-
lat veya ticaret sırlarından haksız yere faydalanmak veya onları başkalarına
yaymak;
9. Hüsnüniyet sahibi kimseleri iğfal edebilecek surette hakikata aykırı hüs-
nühal ve iktidar şahadetnameleri vermek;
10. Rakipler hakkında da cari olan kanun, nizamname, mukavele yahut mesleki
veya mahalli adetlerle tayin edilmiş bulunan iş hayatı şartlarına riayet etme-
mek.


Ticaret Kanununun 57.maddesinde sayılan başlıca haksız rekabet halleri şunlardır:


1- Kötüleme: kitle iletişim araçlarını kullanarak başka bir avukatı kötüleyen, yeren, mesleki becerisini sorgulayan bir avukatın varlığından bahsedilemez. Zira yoktur.

2-Kitle iletişim araçlarının kullanılarak herhangi bir meslektaşının ahlaki ,mali ve mesleki beceri ve varlığını hakkında gerçeğe aykırı olarak beyanda bulunan avukat

3-Ençok kullanılan bilgilendirme amaçlı internet sitelerinde kendisi ile ilgili olarak sonuçlandırdığı dava veya müvekkillerinin refarans olarak gösterilmesi-
Şahsi fikrim referans gösterme son derece doğal bir eylemdir. Bu neden yasaklıdır anlamak mumkun değil.

4- Gerçeğe aykırı ünvanlar, mesleki isimler ve işaretler kullanmak- Her avukat sınırlamaları bildiğinden bu hatayı yapmamaktadır.

5- İltibasa neden olma;Avukat ortaklıklarının veya hukuk bürolarının birbirine yakın isim kullanması, buna öncelikle benzenilmek istenen hukukcular izin vermez ve basit bir uyarı ile sorun çözümlenir.


Haksız rekabet konusuna baktığımdada yine aynı şeyi görüyorum.
Çıkış noktası: -TİCARET-
ancak AVUKATLIK TİCARİ FAALİYET DEĞİLDİR.


Yanlışsam düzeltin

[illegal]

TANITIM maksadını aşan, ürünü veya hizmeti tanıtmaktan öte, artık onu övme amacının ön plana çıkaran hareketlere reklam dersek bu kriterlere göre karar verilmelidir. Anladığım kadarıyla Barolar konuyu sadece şekilsel olarak ele alıyorlar. Kanımca suç işleme kararlılığı ile bu amaca yönelik yapılan hareketler bütünü dikkate alınmalıdır.