Öncelikle merhaba meslektaşlarım;

Mülkiyeti belediye ve özel bir şirkete elbirliği mülkiyet şeklinde ait olan uzay çatılı pazar yerinin çökmesi sonucunda müvekkillerin araçları ciddi derecede zarar gördü. Devamında belediyeyi davalı olarak belirleyerek TBK. 69. md.ye göre yapı malikinin sorumluluğuna giderek asliye hukuk mahkemelerinde tazminat davaları açtım.
İdari yargıya gitmememin nedeni, ilgili pazar yerinin oradaki işletmeler tarafından ücretsiz otopark olarak kullanılması (yani belediyenin herhangi bir hizmet yahut kazancının bulunmaması) ve mülkiyette özel tüzel kişilerin iştirakinin bulunması idi.

Davaların büyük çoğunluğu devam ederken bir kısmı ise görevsizlik nedeniyle reddedildi, istinafa gitmek için gerekçeli karar bekliyorum ama kafam bazı noktalarda karıştı.
Fikret Eren kitabında: "Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin özel hukuk hükümlerine göre maliki bulundukları bina ve diğer yapıların inşaat bozukluğu ve bakım eksikliklerinden sorumlu olacaklarında ve bu husustaki tazminat davasına bakmaya adliye mahkemelerinin görevli olduklarında tereddüt yoktur. (Eren, Borçlar Hukuku, C. II, s.209)" şeklinde açıklama yapıyor.
Bazı Yargıtay kararlarına emsal dosyalarda adli yargı görevli denilmişken Danıştay'ın bazı kararlarında da idari yargı görevli bulunmuş durumda.

Kafama takılan sorular şunlar;

1- Yargılama yolları farklı olduğundan dolayı davanın görevsizlikten reddi sonucunda otomatik olarak görevli mahkemeye gönderilmiyor. Bu nedenle yapmış olduğumuz dava masrafları ve harçlar boşa giderek yeniden mi dava başlatmamız gerekecek?

2- Davayı henüz reddetmemiş ve keşif isteyen mahkemeler davayı esasa girdikten sonra görevsizlikten reddederse karşı vekalet ücretine hükmedilir mi?

3- İstinafın red kararını onaması sonucunda diğer mahkemelerde davayı kazansam da üst mahkemede bozulma ihtimali yüksek olur mu?


Şimdiden yanıtlarınız için çok teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.