Vekilin Bilgi Sızdırması/Etik İhlali

[drhelinoge]

Değerli Hukukçular,
Arkadaş tavsiyesi ile tanıştığım avukatıma dosya teslim ettim ancak karşı tarafın vekili ile gönül ilişkileri bulunmasına rağmen durumu benden saklayarak dosyayı aldı. Cevaba Cevap Dilekçelerinde durumda bir usulsüzlük olduğunu fark ettim, benim avukatımla paylaştığım ve karşı tarafça bilinmesi mümkün olmayan detaylar aleyhime karşı kullanılmaya başlandı. Durum üzerine aralarında ki gönül bağını sosyal medya araştırmam da fark ettim. Karşı avukatın üzerine gidince yazılı olarak bilgi sızdırdığını itiraf etti ve benle uzlaşmak istedi. Kendisini aynı gün azlederek hakkında suç duyurusunda bulundum. Bugün iddianame hazırlandığını fark ettim. Durum üzerine baroya da şikayet dilekçesi vermek istiyorum ancak karşı vekil dün yazılı olarak şahsi sırlarımı sızdırmakla tehdit etmeye devam ediyor. Zaten devam eden dosyaya ek mi yapılmalı yoksa şantaj ile ilgili de ayrı bir suç duyurusunda mı bulunulmalıdır? Ayrıca vekillerin meslektaşlarına karşı dava almamalarını hak ihlali buluyorum. Zira eğer haksızlığa karşı susulup, suç işleyen meslektaş korunacaksa giyilen cübbenin anlamı nedir? Desteklerinizi rica ederim.

[Av.Yusuf Selçuk Ateşkan]

Öncelikle geçmiş olsun.
Olaylar anlattığınız gibi gerçekleştiyse, avukatınız hem disiplin suçu işlemiş hem de TCK 257'de tanımlanan görevi kötüye kullanma suçunu işlemiş görünüyor.

Doktor hasta seçemez, hasta doktor seçebilir.
Ama avukatların müvekkil seçme hakları vardır. Yani avukat kendisi bir davayı alıp almamaya kendisi karar verir.
Bu belli tür davalarda uzmanlaşma ile alakalı olabileceği gibi, tamamen kişisel bir tercihe de dayanabilir.
Mesela geçtiğimiz günlerde haciz işlemi için gelen avukata silah çekip yere yatıran ve ardından başına ayağı ile basan zanlıyı temsil etmek istemeyen avukatı kınayamayız.

Sizin "avukat, avukata karşı dava almaz." önyargınız bizde de doktorlara karşı var. Mesela bir malpraktis davasında doktorun kusuruna dair rapor almak ne kadar da zor.
Öte yandan avukata karşı açılmış davalarda vekil olarak görev yapan yüzlerce meslektaş sayabilirim.

Şikayetiniz avukatın bazı mahrem bilgileri karşı taraf ile paylaşması.
Bu konuda neler yapabileceğinizi burada uluorta konuşursak benzer bir hatayı işlemiş oluruz, zira avukatınız da burayı okuyordur ve kendisinden bahsedildiğini kolaylıkla anlayacaktır.

Dolayısıyla bir avukat size hukuki danışmanlık vermeyi kabul etmediyse, bir başkası mutlaka verecektir.
İdeali baştan itibaren alternatifleri bir avukat ile tartışarak başlamaktı, şimdi de geldiğiniz nokta itibarıyla seçeneklerinizin ne olduğunu bulacağınız yeni avukat ile görüşmelisiniz.

- - - Güncellendi - - -

35. Avukat aynı davada, birinin savunması öbürünün savunmasına zarar verebilecek durumda olan iki kişinin birden vekaletini kabul etmez.
36. Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat, yararı çatışan öbür tarafın vekaletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz.
Ortak büroda çalışan avukatlar da, yararları çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdırlar.
37. Avukat meslek sırrı ile bağlıdır.
a. Tanıklıktan çekinmede de bu ölçüyü esas tutar.
Avukat, davasını almadığı kimselerin başvurması nedeniyle öğrendiği bilgileri de sır sayar.
Avukatlık sırrının tutulması süresizdir, meslekten ayrılmak bu yükümü kaldırmaz.
b. Avukat, yardımcılarının, stajyerlerinin ve çalıştırdığı kimselerin de meslek sırrına aykırı davranışlarını engelleyecek tedbirler alır.
38. Avukat, kendisine teklif edilen işi gerekçe göstermeden de reddedebilir. Takdirine esas olan nedenleri açıklamak zorunda bırakılamaz.
Avukat, zamanının ve yeteneklerinin erişemediği bir işi kabul etmez.
Avukat, davayı almaktan ve kovuşturmaktan çekinme hakkını müvekkiline zarar vermeyecek biçimde kullanmaya dikkat edecektir.

(...)
41. Avukat baktığı davada, görevini savsayarak ya da kötüye kullanarak, müvekkili zararına
kendisine bir yarar sağlayamaz.

[Traffo]

Değerli Hukukçular,
Arkadaş tavsiyesi ile tanıştığım avukatıma dosya teslim ettim ancak karşı tarafın vekili ile gönül ilişkileri bulunmasına rağmen durumu benden saklayarak dosyayı aldı. Cevaba Cevap Dilekçelerinde durumda bir usulsüzlük olduğunu fark ettim, benim avukatımla paylaştığım ve karşı tarafça bilinmesi mümkün olmayan detaylar aleyhime karşı kullanılmaya başlandı. Durum üzerine aralarında ki gönül bağını sosyal medya araştırmam da fark ettim. Karşı avukatın üzerine gidince yazılı olarak bilgi sızdırdığını itiraf etti ve benle uzlaşmak istedi. Kendisini aynı gün azlederek hakkında suç duyurusunda bulundum. Bugün iddianame hazırlandığını fark ettim. Durum üzerine baroya da şikayet dilekçesi vermek istiyorum ancak karşı vekil dün yazılı olarak şahsi sırlarımı sızdırmakla tehdit etmeye devam ediyor. Zaten devam eden dosyaya ek mi yapılmalı yoksa şantaj ile ilgili de ayrı bir suç duyurusunda mı bulunulmalıdır? Ayrıca vekillerin meslektaşlarına karşı dava almamalarını hak ihlali buluyorum. Zira eğer haksızlığa karşı susulup, suç işleyen meslektaş korunacaksa giyilen cübbenin anlamı nedir? Desteklerinizi rica ederim.

Ne yazık ki, tamamen aynı olmasa da benzer bir durumu ben de yaşadım.. Avukatınızı takip etmemiş olsaydınız ve "avukatlık kanununun gereği vekilce yapılır" diyerek durumu fark etmeseydiniz sonucun ne olacağını aşağı yukarı kestirebiliyoruz. Karar verilince, belli süreler kaçırılınca davayı döndürmek nerede ise imkansız.

Benim vakada vekile, bilirkişilerin taraflı düzenlediği rapora itiraz dilekçesini mahkemeye vermeyip önce bana atmasını istedim. İtirazı okuyunca gözlerime inanamadım. Haklı davayı kaybettirmek için yazmıştı. Karşının avukatı ancak böyle bir dilekçe yazardı.

Örneğin mimar, mühendis ve hesap uzmanının bulunduğu kurul 2 +2'nin neticesini altı bulmuştu. Vekil bunu irdelememiş benim karşıdan menfaat edinme isteğinde olduğumu ima etmişti.. Yine evrakta tahrifatla ilgilenmemiş hikaye anlatmıştı dilekçede. Netice ve talep bölümünde hiç bir şey talep etmemişti çünkü ne talep ettiği anlaşılmıyordu. Nokta, virgülü olmayan aşure, her şeyden bir tutam içeren bir paragraf koymuştu sonuca.

Ve ne yazık ki ilk görev yeri olan genç hakim de 2 +2'nin neticesinin altı olduğundan hareketle davayı haksızın lehine verecek yönde, bu yanlışın üstüne hüküm kurdu.

Hakimin davaya bakarken sergilediği tavır ayrıca rahatsız etti beni. Katibi kötü bir şekilde bir kaç defa aşağılaması, girip çıkarken kapıları ahır kapısı gibi çarpması, taleplerime argo kelimelerle ve aşağılayıcı, alaycı, gülerek cevaplar vermesi ve karar verirken, neden olduğunu bilmiyorum, yüzüme bakıp sırıtması ayrıca çok berbattı. Karşı cevap veremedik maalesef. Nedenini bilinir.

Umarım istinafta denk gelecekler matematik ve kanun biliyordur!

Karşı taraf davadan evvel bir konuşmamızda gülerek "filanca partili olduğunu, bu davayı da haksız olmasına rağmen kaybetmeyeceğini" açıkça ifade etmişti. Karşı avukatın da bu partiden olduğunu biliyordum. Ama bunun kendi vekilime kadar ulaşabileceğini asla aklıma getirmemiştim. Ve hala adalet olabileceğine inanmak istemiştim.

Şimdi yorumcular, "güvenmediğin, takip edeceğin kişiyi neden vekil yaptın/yaparsın?" diyebilir. Fakat bunu işe başladıktan sonra anlayabiliyoruz. Vekalet verdikten sonra bir süre en azından verilen dilekçeleri okumak, delilleri nasıl kullandığını takip etmek iyi olur.

Bütün mesleklerde meslek ahlakının çerçevesinin dışına çıkabilen cesur! bireyler vardır... Kanaatime göre, iyi ki bunların oranı çok değildir.

Belki bir defa yanılıp çürük yumurta almış olabilirsiniz. Önemli olan, yumurtanın çürük olduğunu bu tecrübeden anlayıp, size 2. defa çürük yumurta satmaya çalışan köylüden alışveriş yapmayarak, onu işsiz bırakmanız ve başkalarının da bundan olumsuz etkilenmemesi için gerekenleri yapmanızdır. Fakat bu tecrübeye ulaşmak, bu işleri yapmak hiç de kolay değildir. Bedeli vardır elbette.

İyilere rastlamamız dileği ile.

[drhelinoge]

Merhabalar Yusuf Selçuk Bey,
Yaklaşımınız ve bilgilendirmeniz için teşekkür ederim.
Şu anda zorunlu görevini yapan genç bir tabip olarak cevap vermem hasıl olur ise; vekillik ve hekimlik görevlerinin ana unsuru “güvendir”. Hastalarımız ya da müvekkillerinizin ilk arayışı güvendir. Vekillerin üstlerine aldıkları cübbe kutsaldır, vicdanın ve tarafsızlığın sembolüdür. Yargı, kimseden emir almadığı, bağımsız olduğu için, kimsenin önünde iliklenmesin diye cübbenin cepleri ve düğmeleri de yoktur.
Bundan 7 yıl önce üniversite tercihi yaparken yukarıda bahsettiğim husus beni çok etkilemişti, zira hekimlik hayalimi bir cümle ile değiştirebilirdim. Benim burada sitem ettiğim konu bunu birden çok meslektaşınız ile yaşamam oldu ne yazık ki.
Şu ana kadar ücreti mukabil birçok meslektaşınızdan destek aldım, savcılığa sunulacak dilekçeden – izlenecek yasal yolların hepsini bilinçli bir birey olarak danışmanlık aldığım vekillerden temin ettim.
Lakin “Ben sizlere dilekçe yazabilirim, yol gösterebilirim ama meslektaşıma karşı dava alamam.” İfadeleri, beni öğrenciyken bile derinden etkileyen hikâyeden cübbesi üzerinde olan birçok vekilin haberi olmadığını çok kez de göstermiş oldu.
Ne güzel söylediniz, hekimlerin hastaları reddetme sebepleri oldukça az nedenle olabilir. Bugün beni bıçaklayan ve canıma kasteden caniyi, yarın restoranda keyifle yemeğini yerken kalp krizi geçirdiğinde orada bulunan bir hekim olarak kurtarmak/müdahale etmekle yükümlü bulunurum.
Günde en az 10 kişi ile karşılaşıyoruz, özellikle adli rapor almak üzere içerisinde vekillerinin eşliğiyle gelen vatandaşlarda bulunuyor aralarında. Damar yolu açılırken kolunda oluşan geçici morluğun olası bir kompilasyon olduğunu anlattığımızda ise “kara kaplı hukuk kitaplarında “ yazılan maddelerin anlamını silah gibi kullanan hukukçularımızda var. Elbette bu durumu bazı hukukçular gibi kötüye kullanan hekimlerde vardır.
Tekrar değerlendirmeniz ve yönlendirmeniz için teşekkür ederim, sonunda il dışı bir bürodan vekil tayin ederek süreci tamamen sonuçlandırabileceğim. Unutmadan malum vekil umarım bu yazıyı okuyordur ve teklif ettiği “50.000 TL” ile kendisini savunabilecek daha iyi meslektaş bulabilir kendine.
Saygı ve sevgiler.

[tahriperi]

traffo üyemiz yeni türkiyenin özetini geçmiş
2. baro kurulması için adım atıldığında böyle olacağı belliydi
ki öyle olmuş
bu ülkede artık tüm kurumlar çürüdü
adalet arıyorsak artık karşı tarafın akapeli olmaması için dua etmeliyiz yoksa sonuç belli
yazılacak çok şey var ancak ben bile usandım

[Traffo]

traffo üyemiz yeni türkiyenin özetini geçmiş
2. baro kurulması için adım atıldığında böyle olacağı belliydi
ki öyle olmuş
bu ülkede artık tüm kurumlar çürüdü
adalet arıyorsak artık karşı tarafın akapeli olmaması için dua etmeliyiz yoksa sonuç belli
yazılacak çok şey var ancak ben bile usandım

Teşekkür ederim Sayın Tahriperi.
Bile bile, ya da kanun bilmeyerek, ya da başka bir nedenle haklıyı haksız, haksızı haklı göstermek, öyle olmasına el vermek vicdanı kurumuşların, öleceğini unutmuşların icraatlarıdır.

Açtığım davalar kamu düzenini de kapsayan, tamamı beni ilgilendirmeyen bir konu ile ilgilidir. Hakimin yazdığı gerekçeli kararı okuduğumda, avukatlara okutturduğumda, hep beraber şaşkınlık içinde kaldık.
Devletin kanununa aykırı mahkeme kararı olması devlet adına ayrıca, ahlak adına ayrıca büyük ayıptır.

Hiç çalandan yana hukuk olur mu? Bütün kanun dayanak maddelerine aykırı mahkeme kararı olur mu? Ama maalesef olabiliyor. Durumu takip edip, vekili azletmese idik, istinafta da umut kalmayacaktı. Bilirkişi raporuna etkisiz bir itiraz ile 2+2=5 olacaktı.

Umarım istinafta da işler aynı değildir.

Vicdanların kuruduğu yerlerde adalet yeşermeyecektir.

[illegal]

Bir avukat mutlaka sır saklamak zorundadır. Müvekkilinin güvenini sarsacak hareketlerden sakınmalıdır. Bu onun özen borcudur. Bu nedenle TCK kapsamında beraat etse de Baroya şikayet ettiğinizde en hafifinden uyarı cezası alır.
Not: Çok yakın bir arkadaımla tesadüfen karşı taraf vekili olduk. Boşanma davası idi. Akşam yemek yedik ama müvekkilimin sırrını söylesem yanmıştı. Ertesi gün davayı biz kazandık. Bizler de hekimler gibi avukatlığa kabulde hipokrat yemini ediyoruz. Kendi yeminine sadık olmayan neye olur ki? Aklıma bazı politikacılar geldi şimdi. Ettiği yemini saniyede unutanlar...

[drhelinoge]

Bir avukat mutlaka sır saklamak zorundadır. Müvekkilinin güvenini sarsacak hareketlerden sakınmalıdır. Bu onun özen borcudur. Bu nedenle TCK kapsamında beraat etse de Baroya şikayet ettiğinizde en hafifinden uyarı cezası alır.
Not: Çok yakın bir arkadaımla tesadüfen karşı taraf vekili olduk. Boşanma davası idi. Akşam yemek yedik ama müvekkilimin sırrını söylesem yanmıştı. Ertesi gün davayı biz kazandık. Bizler de hekimler gibi avukatlığa kabulde hipokrat yemini ediyoruz. Kendi yeminine sadık olmayan neye olur ki? Aklıma bazı politikacılar geldi şimdi. Ettiği yemini saniyede unutanlar...

Ne kadar doğru söylediniz "ettiği yemini saniyede unutanlar", iş ile kişisel ilişkiyi iyi ayırt etmek gerekiyor. Biz nasıl hastalarımızın özelini anlatmıyorsak vekillerde müvekkillerinin sırlarını paylaşmamalı. Destekleriniz için çok teşekkürler.

- - - Güncellendi - - -

Ne yazık ki, tamamen aynı olmasa da benzer bir durumu ben de yaşadım.. Avukatınızı takip etmemiş olsaydınız ve "avukatlık kanununun gereği vekilce yapılır" diyerek durumu fark etmeseydiniz sonucun ne olacağını aşağı yukarı kestirebiliyoruz. Karar verilince, belli süreler kaçırılınca davayı döndürmek nerede ise imkansız.

Benim vakada vekile, bilirkişilerin taraflı düzenlediği rapora itiraz dilekçesini mahkemeye vermeyip önce bana atmasını istedim. İtirazı okuyunca gözlerime inanamadım. Haklı davayı kaybettirmek için yazmıştı. Karşının avukatı ancak böyle bir dilekçe yazardı.

Örneğin mimar, mühendis ve hesap uzmanının bulunduğu kurul 2 +2'nin neticesini altı bulmuştu. Vekil bunu irdelememiş benim karşıdan menfaat edinme isteğinde olduğumu ima etmişti.. Yine evrakta tahrifatla ilgilenmemiş hikaye anlatmıştı dilekçede. Netice ve talep bölümünde hiç bir şey talep etmemişti çünkü ne talep ettiği anlaşılmıyordu. Nokta, virgülü olmayan aşure, her şeyden bir tutam içeren bir paragraf koymuştu sonuca.

Ve ne yazık ki ilk görev yeri olan genç hakim de 2 +2'nin neticesinin altı olduğundan hareketle davayı haksızın lehine verecek yönde, bu yanlışın üstüne hüküm kurdu.

Hakimin davaya bakarken sergilediği tavır ayrıca rahatsız etti beni. Katibi kötü bir şekilde bir kaç defa aşağılaması, girip çıkarken kapıları ahır kapısı gibi çarpması, taleplerime argo kelimelerle ve aşağılayıcı, alaycı, gülerek cevaplar vermesi ve karar verirken, neden olduğunu bilmiyorum, yüzüme bakıp sırıtması ayrıca çok berbattı. Karşı cevap veremedik maalesef. Nedenini bilinir.

Umarım istinafta denk gelecekler matematik ve kanun biliyordur!

Karşı taraf davadan evvel bir konuşmamızda gülerek "filanca partili olduğunu, bu davayı da haksız olmasına rağmen kaybetmeyeceğini" açıkça ifade etmişti. Karşı avukatın da bu partiden olduğunu biliyordum. Ama bunun kendi vekilime kadar ulaşabileceğini asla aklıma getirmemiştim. Ve hala adalet olabileceğine inanmak istemiştim.

Şimdi yorumcular, "güvenmediğin, takip edeceğin kişiyi neden vekil yaptın/yaparsın?" diyebilir. Fakat bunu işe başladıktan sonra anlayabiliyoruz. Vekalet verdikten sonra bir süre en azından verilen dilekçeleri okumak, delilleri nasıl kullandığını takip etmek iyi olur.

Bütün mesleklerde meslek ahlakının çerçevesinin dışına çıkabilen cesur! bireyler vardır... Kanaatime göre, iyi ki bunların oranı çok değildir.

Belki bir defa yanılıp çürük yumurta almış olabilirsiniz. Önemli olan, yumurtanın çürük olduğunu bu tecrübeden anlayıp, size 2. defa çürük yumurta satmaya çalışan köylüden alışveriş yapmayarak, onu işsiz bırakmanız ve başkalarının da bundan olumsuz etkilenmemesi için gerekenleri yapmanızdır. Fakat bu tecrübeye ulaşmak, bu işleri yapmak hiç de kolay değildir. Bedeli vardır elbette.

İyilere rastlamamız dileği ile.

Gerçekten tesadüfler çok önemli, çok teşekkür ederim desteklerinize. Konumu okuyup kendisini ifşa etmekten korkan sevgili vekil, korkma.