Merhaba,

Hamile eşim doğum yaklaştıkça psikoz belirtileri göstermeye başladı. "Sen uzaylı mısın" veya "kedilerimi zehirliyor musun" gibi ilginç sorular soruyor, bebek doğunca bebeği alıp eski sevgilimle büyüteceğimi düşündüğünü söylüyordu. Bunun üzerine bir asabiye doktoru ile görüştük ve doktor derhal tam teşekküllü bir hastaneye yatması gerektiğini, bir yandan bebeğin durumu izlenirken diğer yandan doz ayarlaması yapılarak ilaç tedavisine başlanacağını söyledi. Doğuma yalnızca bir iki hafta kaldığı ve bebeğin ilaca maruz kalmasını istemediğim için bu öneriye temkinli yaklaştım. Ertesi gün başka bir doktora gittik. Bu doktor da eşime benzer şeyler söylemiş ve "devletin bebeğe el koyabileceğini" belirtmiş. Doktorun yanından çıktığında eşimin beti benzi atmıştı.

Eşim birkaç hafta önce hakaret gerekçesiyle annesine dava açmıştı. Karakola giderek birkaç bilgi daha vermek istediğini söyledi. Meğer içeri girince benden şikayetçi olmuş. Ona uyuşturucu vererek hipnotize ettiğimi, rızası olmadan onu hamile bıraktığımı söylemiş. Evde hint keneviri yetiştirdiğimi belirtmeyi de unutmamış. Bunun üzerine polis beni tuzağa düşürerek karakola girmemi sağladı ve beni derdest etti. İfadem sırasında eşimin psikolojik sorunları olduğunu, aslı astarı olmayan delüzyonlara kapıldığını, yardıma ihtiyacı olduğunu söylemem hiçbir fayda etmedi. Elime, üzerinde "önleyici tedbir kararı" yazan bir kağıt tutuşturdular. Ben elim kolum bağlı beklerken eşim karakoldan ayrıldı. Daha sonra öğrendiğim kadarıyla karakoldan ayrılıp evimize gitmiş ve eşyalarını toplayıp sırra kadem basmış.

Evimde yetiştirdiğim (henüz olgunlaşmamış) kenevirler için bir ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildim. Eşime, hapisten çıktıktan bir ay sonra ulaşabildim. Bu sefer de annesiyle gönül ilişkim olduğu için benden tiksindiğini ve çocuğa bakmak istemediği için onu bir bakım evine bıraktığını söyledi. Bakım evi ile irtibata geçerek çocuğu almak için gerekli işlemleri başlattım, umuyorum ki çok sürmeden işlemler bitecek.

Evimde kenevir yetiştirmeyi denemekten başka bir cürümüm yoktur, nitekim şu an hakkımda başka bir soruşturma yok. Eşime zarar vermem söz konusu dahi olamaz, onu halen çok seviyorum. Benden bir isteği var mı diye onun gözünün içine bakıyordum, iyileşmesi için için doktor doktor gezdiriyordum. Belli ki doktorun "bebeğe el koyabilirler" diyerek zaten var olan asılsız sanrılarını pekiştirmesi üzerine eşim herkesi atlatarak ortadan kaybolmak üzere böyle bir plan yapmış. Birkaç hafta önce annesinden şikayetçi olduğunda da biz talep etmememize rağmen devlet hemen bir önleyici tedbir kararı çıkarmıştı. Eşim bu yöntemi kaçmanın kolay bir yolu olarak telakki etmiş olmalı. Nitekim bu sayede tereyağından kıl çeker gibi hepimizi atlatıp kaçtı.

Gözüm gibi baktığım eşimi benden kopardılar. Kendi başına kalınca kendi delüzyonlarının içinde iyice kaybolup gitmiş ve çocuğumuzu da terk etmiş. Doktorun sorumsuz yorumuna mı yanayım, beni yargısız infaz etmelerine mi, kimden, neyden hesap sorayım şaşırmış haldeyim. Çok uzattığımın farkındayım ama meramımı anlatmanın daha kısa bir yolunu bulamadım. Akli melekelerini kaybetmiş, karnı burnundaki eşimi haksız yere benden koparan devlete dava açmak ve ilgili yasanın suçlu ile suçsuzu birbirinden ayıracak şekilde revize edilmesi için girişimlerde bulunmak istiyorum. Müsnet suçun işlenip işlenmediğini araştırmadan, etrafımızdaki sayısız muteber şahide görüş sormadan, sosyokültürel, sosyoekonomik durumuma bakmadan sanki çok basit sıradan bir işmiş gibi fütursuz bir tavırla hakkımda uzaklaştırma emri veren devletten tazminat talep edeceğim. Bir doktor görüşü almadan, bir sosyal hizmet görevlisine dahi danışmadan eşimin kaçıp gitmesine yardım eden devletten hesap sormak istiyorum. Üstelik tutuklandığım aileme haber verilmedi; verilseydi, belki ailem müdahil olarak bütün bunlara engel olabilirdi.

Eşim yanımdayken onu bir şekilde ikna ediyordum. Zaten kendisi de ilaç tedavisine başlayarak içinde bulunduğu durumdan kurtulmak için sabırsızlanıyordu. Nitekim anladığım kadarıyla tedaviye başlamış çünkü dün bana bir mesaj yollamış ve tek bir şey söylemiş: "bir çocuk daha yapmak ister misin?" Yani uzun lafın kısası bu uzaklaştırma kararı haksız yere ailemin parçalanmasına sebep oldu. Aylardır toparlamak için uğraşıyorum. 3 ay boyunca kızımın sağlıklı olarak doğup doğmadığını dahi bilmeden yaşadım, kabuslar gördüm ve şimdi de el kadar kızım bir kurumda bütün gün tavana bakarak onu oradan almamı bekliyor. Annesiz mi yoksa annesiyle birlikte mi büyüyeceği henüz net değil...

Peki bütün bunları neden buraya yazdım? Çünkü ailem, hatta kenevir davasına bakan avukatım bile bu dava açma işi çok uçuk bir fikirmiş gibi davranıyor. Hakkımdaki dava sonuçlanana kadar beklememi salık veriyor, benimse neden beklemem gerektiğini havsalam almıyor. Gerekirse tek başıma aslanlar gibi hukuk mücadelesi vereceğim. Soruyorum size, bütün bunlar için tazminat istemek uçuk bir fikir mi? Neler çektiğimi ben biliyorum. Tazminatın miktarını hangi usule göre belirlemem gerekiyor? Davayı kime açmam uygun olur? Adalet Bakanlığı?

Okuduğunuz için teşekkür eder, hepinize iyi günler dilerim.