Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan İtirazın İptali / İhtiyati Haciz Talep Eden, Para Borcunun Alacaklısı Olduğunu, Borcun Rehinle Temin Edilmediğini ve Borcun Vadesinin Gelmiş Olduğunu Yaklaşık Olarak Mahkemeye Kanaat Getirecek Tarzda İspat Etmek Durumundadır

(İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ ESAS 2019/312 KARAR 2019/281)

ÖZET: İİK'nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK'nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı... ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK'nın 258/1. Maddesinin 2. Cümlesine göre: "İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur." Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK'nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda; iddia, savunma, dava konusu faturalar, 09/11/2017 tarihli Ödeme Planı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında alacak iddiası yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği, alacağın muaccel olduğu ve rehinle temin edildiğine dair bir iddianın da bulunmadığı, dolayısıyla davacının ihtiyati haciz talebinde haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki ara kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, 19/12/2018 tarihli ara kararın kaldırılması ve teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik olarak verilen 19/12/2018 tarihli ara kararın ihtiyati haciz isteyen/davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.

İhtiyati haciz isteyen/davacı vekili, davalının 14/07/2017 tarihinden itibaren müvekkilinden bir süre İstanbul-Viyana arası demiryollarında çekme/römorkaj, taşıma ve sair hizmetler aldığını, ancak buna ilişkin düzenlenen faturaların büyük bir kısmının davalı tarafça ödenmediğini, toplam borcun 131.533-Euro olduğunu, 09/11/2017 tarihinde davalı yetkilisi tarafından imzalanan belgede davalının ödemeleri kayıtsız ve şartsız ne zaman yapacağını tek tek yazdığını, bu ikrar sonrası bazı ödemeler yapıldığını, ancak daha sonra ödemelerin aksatıldığını, bakiye kalan borç miktarını içeren müvekkili kayıtlarını noter onaylı tercümeli ve apostil şerhli sunmakta olduklarını,alacağın tahsili amacıyla başlatılan iki ayrı icra takibinin davalının haksız itirazları ile durduğunu ileri sürerek itirazların iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 131.533-Euro karşılığı 800.509 TL borcuna yeter miktarda menkul ve gayrimenkul malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili istinaf isteminden sonra sunduğu cevap dilekçesinde, alınan hizmet bedelinin ödendiğini, ancak hizmetin bir kısmının ayıplı olması ve bir kısmının fahiş tutarda faturalandırılması nedeniyle 52.184,11-Euro bedelli iade faturası düzenlenip davacıya tebliğ edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İlk derece mahkemesinin 19/12/2018 tarihli ara kararı ile, dava konusunun bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğu, bu sebeple dava konusu alacağın
yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.

İhtiyati haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Davalının borç ikrarını içeren belge dikkate alınmadan karar verildiğini, ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu belirterek ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati hacze karar verilmesini istemiştir.

Talep, muhtelif faturalardan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takiplerine itirazların iptali istemli açılan davada, davalının menkul, gayrimenkul malları ile 3. şahıslardaki tüm ve hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesinin 19/12/2018 tarihli ara kararı ile yukarıda açıklanan gerekçelerle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.İİK'nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK'nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı... ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK'nın 258/1. Maddesinin 2. Cümlesine göre: "İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur." Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK'nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda; iddia, savunma, dava konusu faturalar, 09/11/2017 tarihli Ödeme Planı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında alacak iddiası yönünden yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiği, alacağın muaccel olduğu ve rehinle temin edildiğine dair bir iddianın da bulunmadığı, dolayısıyla davacının ihtiyati haciz talebinde haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin aksi yöndeki ara kararında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, 19/12/2018 tarihli ara kararın kaldırılması ve teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,İhtiyati haciz isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/12/2018 tarih ve 2018/52 Esas sayılı ara kararının HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA,"800.509- TL alacak yönünden alacağın % 15 'ine tekabül eden 120.076,35- TL teminat (nakit veya kesin-süresiz teminat mektubu) karşılığında İİK.'nin 257/1 maddesi gereğince davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE, İİK'nın 261. Maddesi uyarınca on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına,”İhtiyati haciz isteyen/davacı tarafça yatırılan 44,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,İhtiyati haciz isteyen/davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,Teminatın tamamlanmasına dair işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle HMK 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 07/03/2019


Kaynak: https://www.yargikararlari.net/konu/...si-oldugu.619/