2016'da ipotekli kredimiz için Tüketici Mahkemesi kredinin tamamı, icra inkar tazminatı, mahkeme ve avukatlık ücreti ödememizi içeren bir karar verdi. Kararı temyiz ettik, fakat geçen yıl banka evi satışa çıkardı ve evi kendisi satın aldı. Bize tüm haklarınızdan feragat edip 90 bin (asıl borç 47 bin kalmıştı ve 20 taksit ödenmişti) civarı para öderseniz evi teslim ederiz dediler. Bizde parayı ödedik ve anneme ihaleyi fes davası açtırdılar. Evin satışı bu şekilde durdu.

Avukatın bana gönderdiği feragat dilekçesini icra dairesine ve yargıtaya gönderdik. Bu şekilde evi satmaktan vazgeçtiler. Şimdi yargıtay kararı bozdu.

Banka Avukatları yargıtaya

Mahkemeniz yukarıda dosya numarasını belirttiğim davalılar ......... ve ....... aleyhine açtığımız itirazın iptali dava dosyası ile ilgili icra dosyası Samsun ...İcra Müdürlüğü .......... Esas sayılı dosyada davalılar itirazlarından vazgeçmişlerdir. İtirazdan vazgeçme nedeniyle dava konusuz kalmıştır.Konusuz kalan dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini saygı ile arz ederiz.

şeklinde bir dilekçe gönderdi.

Fakat yargıtay bu konuya hiç değinmemiş ve bu konu hakkında herhangi bir karar vermemiş olup kararı lehimize bozmuştur. Bu nedenle; fazla verdiğimiz 60 bin civarı para ve annemin emekli maaşına bloke konularak krediye aktarılan 20 Bin TL civarı parayı nasıl alacağız.

Bu arada icra tehdidi altında borcu ödemek için, akrabalarıma kredi çektirdim ve bir yıldır tüm maaşımı kredi ödemelerine yatırıyorum. Geçinmekte zorlanıyorum, aslında geçinemiyorum.

Tüm belgeleri toplayıp icra tehdidi altında ödeme yapmak zorunda kaldım dersek feragat geçersiz olur mu.

Cevaplarınız için teşekkür ederim. Yargıtay ilamı aşağıdaki gibidir.

T.C. YARGITAY 13. Hukuk Dairesi * ESAS NO: 2016/9061 KARAR NO: 2018/11475 *
*
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. *

K A R A R * Davacı, davalı ...........nın bankadan ipotekli finansman kredisi kullandığını, kredinin teminatını teşkil etmek üzere davalı ...'ın adına kayıtlı taşınmaz üzerine 170.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, davalı borçlu tarafından ödeme yapılmadığından 13.02.2012 tarihinde muacceliyet, 02.09.2013 tarihinde ise hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, davalı borçluların sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğinden davalılar hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını,davalıların haksız yere takibe itiraz ettiğini ileri sürerek;itirazın iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, icra takibinin toplam 61.059,22 TLalacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

KARAR

1-Davacı, davalıya kullandırılan kredinin taksitlerinin ödenmemesi nedeniyle tüm alacağın muaccel olduğundan bahisle hesabı kat edilerek kalan tüm taksitlerin ödenmesi için davalılar aleyhine başlatılan ipoteği paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine vaki itirazın iptalini istemiş; davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuş; mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Sözleşme ve takibin açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde “... Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamı ile davalı borçlunun birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmüş olduğu sabittir.
Buna göre davacı bankanın kredi sözleşmesinin 12. maddesinde saklı tuttuğu hakkını kullanabilmesi için 4077 sayılı kanunun 10. maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksitin belirlenerek ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ve 7 gün süreli ihtarname gönderilmesi gerekir. Davalı ...a gönderilen 13.2.2012 tarihli ihtarının tebliğ edilmediği anlaşıldığından bu ihtar 4077 sayılı kanunun 10. maddesi şartlarına uygun bir muacceliyet ihtarı olarak kabul edilemez ve dolayısıyla tüm kredi borcu için takip yapılamaz. Ancak davacı, davalı borçlunun takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. O halde, mahkemece, davalı borçluların takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

2-Bozma nedenine göre davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşmada gerek görülememiştir.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olamadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

BAŞKAN ÜYE ÜYE ÜYE ÜYE