YIL 2100

1

Bil ki görünen şekil, yok olur gider; mana âlemidir ölümsüz olan. Niye bir testinin şekli ile oynayıp duracaksın? Bırak testinin şeklini, suyu ara.



Yeryüzünün en yüksek binasının en üst katında üç kişi konuşuyordu. Pencereden bakıldığında Ankara tüm çıplaklığı ile görülebiliyordu. Eski zor günleri hatırlatması için bu binaya ata kule ismi verilmişti. Ankara'nın tam ortasındaki bu bina yüzyılın en gelişmiş binalarındandı. Öyle ki üzerindeki teleskoplarla Konya ya da Afyon'da yolda yürüyen insanları görmek bile mümkündü.

Altıgen şeklindeki bu katın 6 odası ve ortada da her odaya bağlanan bir salonu vardı. Bu salonun tam ortasında da oval bir masa bulunuyordu. Masanın üstünde kibrit kutusu büyüklüğünde ekranlar vardı. Bu ekranlar uzaydaki uyduların da yardımıyla teleskopun görebildiği noktalarda üç boyutlu görüntü alınmasına olanak veriyordu. Türk Sat 358 B'den gelen görüntüler bu ekranlarda izleniyor, ihtiyaç duyulduğunda hava polis teşkilatı olaylara anında müdahale edebiliyordu.

Bilgisayarlardan biri de sürekli olarak 1 Ocak 1915 tarihindeki gazeteleri tarıyordu. Bu tarih odadaki insanlar için son derece önemliydi. Uzun süredir üzerinde çalıştıkları bir deneyin başarıya ulaşıp ulaşmadığını ancak bu bilgisayar sayesinde görebileceklerdi ve parlamentonun kendilerine verdikleri sürede hızla doluyordu. Bir saniyede yüzlerce kez sayfa yenileyen bu bilgisayar geçmişte bir değişiklik peşindeydi. Birden bu bilgisayarda onuncu yıl marşı çalmaya başladı. Odadakilerin üçü de aynı anda ayağa fırladı. Heyecanları her hallerinden belliydi. Hemen bilgisayarın başına koştular. Elanur inanamıyorum dedi. Bu mümkün olamaz

Emre ama oldudiye karşılık verdi. Gözlerinde başarmanın haklı gururu vardı. 1 Ocak 1915 tarihli gazeteler de küçük bir haber çıkmıştı. Daha birkaç saniye önce böyle bir haber yoktu. 200 yıldır değişmeyen gazeteler bir anda değişmişti. Enver Paşa gökyüzünden bir ses duyduğunu ve Türklerin kendi eliyle kurtuluşa ereceğini ve aklından geçenleri yapmasını söylediklerini anlatıyordu.

Aysel,

Hemen heyecanlanmayın Şu anda sadece mesaj gönderebildik, henüz bir bağlantı kuramadık. Gazetelerin değişmesinin elbette bir anlamı var ama unutmayın biz bu mesajı Mustafa Kemal'e göndermeye çalıştık. Ama bu mesaj Enver Paşaya gitti. Evet Enver Paşa kurtuluş savaşında Mustafa Kemal'in en büyük yardımcısıydı. Meclisi de birlikte kurdular. Ama geçmişle oynamak her şeyi değiştirebilir. Dedi.

Ama bu başarımızı gölgeleyemez. Bakın şu anda biz hala buradayız ve hala en gelişmiş ülkeyiz. Ve herhangi bir şey değişmedi. Gerçekten tarihin akışını bozsaydık şu anda da bir şeyler değişmiş olmalıydı. Hemen yeni bir proje bulmalıyız. Yoksa Çin ile baş etmemiz mümkün görünmüyor, diye cevapladı Elanur.

Amerika, Çin'le ilişkilere yeniden başladı. Başkan Wilson dediklerimizi yapıyor ama Amerikan halkı içten içe kaynamaya başladı. Çin Amerika'nın bize olan borcunu ödeyebilir. Üstelik Mars Uzay İstasyonumuz Çin'in bir casus sondasını düşürdü. Bugünü değiştirmenin en iyi yolu geçmişi değiştirmektir, diye ekledi.

Elanur'a katılıyorum

- Biz bu projeye başlarken zaten hedefimiz buydu. Neden şimdi hedeflerimizi küçültelim. Türkiye birçok kriz yaşadı. 2006'yı hatırlayın Rusya uzay üssümüze saldırı da bulunmuştu. Türkiye geleceği göremediği için Birleşmiş Milletlerde Rusya aleyhine veto hakkını kullanmamıştı. Neden biz geleceği göstermiyoruz?

Emre'nin bu çıkışı Aysel'i susturmuştu. Tamam, o halde. Boş boş bekleyecek miyiz, yoksa yeni hedefler mi bulacağız diye cevapladı Aysel.

Elanur, Bugün bu heyecan yeter. Ani kararlar her zaman kötü sonuçlar doğurur. Bu hafta ikinizde izinlisiniz. Gidin, dolanın, eğlenin düşüncelerinizi toplayın ve bir hafta sonra aklınızdan geçen en mantıklı hedefi bana bildirin dedi.


Ela evine geldiğinde başı bugünün heyecanından çatlayacak gibiydi. Her şey tasarlandığı gibi gelişiyordu ama yıllardır aldığı önsezi dersleri ona bir şeylerin ters gittiğini hissettiriyordu. Sanki yanlış bir şeyler yapıyorlardı ve çok tehlikeli günler onları bekliyordu. 1945 yılındaki krizi hatırladı. Türkiye etkinliğini gösterip muhtemel bir savaşı önlemişti. Önsezi derslerinde bu olay her zaman anlatılırdı. Çok tehlikeli olabilecek bir savaşın engellendiği söyleniyordu. Böyle bir savaşın çıkabilecek olması ona pek inandırıcı gelmemişti. Ama işte birkaç gündür kendisi çok garip olaylara şahit olmuştu. Gözlerini kapattığında bir gençle karşı karşıya geliyordu. O gençle evleniyorlardı. Ardından aynı genç bir anda 150 yaşına geliyor ve ona çaresizce bakıyordu.

Beyni bu düşüncelerle meşgulken banyoya gitti ve sıcak bir duş aldı. Bu duş onu rahatlatmış ve kısa bir sürede olsa düşüncelerinden uzaklaşmasına yardımcı olmuştu. Mutfağa gidip bir kahve hazırladı ve bilgisayarın başına oturdu. İnternetten arabula girdi ve deniz güneş manzara birlikte ara dedi. İlk bulunan siteye girip siber başlığını taktı. Şimdi her şeyden uzaklaşmıştı. Kırmızı bikinisi ile yeşiller arasında bir sahilde uzanmıştı. Güneş yenice doğmaya başlamıştı ve kuşların sesi yeni güne merhaba diyordu. Başlığı eski model olduğu için programları karıştırıyor ve zaman zaman yaz yağmurunun üzerine düştüğünü hissediyordu. Bu başlığı yenilemeliyim diye aklından geçirdi ve çok fazla aldırış etmeden sabah melteminin hafif esintisi ve çiçek kokuları arasında uykuya daldı

Bu roman ilk online romandır. Yazıldığı anda okuyucu takip edebilecektir. Bu romandan yazarın izni olmadan 50 satırı geçmemek ve tanıtım amacı ile alıntı yapılabilir. Diğer tüm hakları yazara aittir.

Romanı merak ettiyseniz devamını okumak için aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz.
http://www.basmakci.com
http://www.otekileriz.com