Selamlar.

2009 senesinde bir ev aldım.Evler bitmemişti.Ancak tapuyu aldım.Bankadan kredi çektim.Müteahhit evleri bir süre sonra yapmadı ilgilenmedi v.s.Biz de dava açtık hem müteahhite hem de bankaya.Sözleşmeye göre Evlerin içi yapılmadı ,kira yardımı yapılması gerekiyordu ve de çevre düzenlemesi yapılacaktı.Sonra;

Keşif yapıldı bilirkişi raporu hazırlandı.Mahkeme günleri birbirini izledi.Son duruşmaların birinde bankanın avukatları bir karar ya da kanun maddesi ile bizi zora soktu.Ama bilirkişi tamamen bizim lehimize rapor hazırladı.Raporun bir bölümü şöyle :

" Hukuk devletinin sağlamakla yükümlü olduğu hukuk güvenliği,kural olarak yasaların geriye yürütülmemesini gerekli kılar.Bu nedenle " Kanunların geriye yürümezliği ilkesi" uyarınca yasalar yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki hukuki durumlara uygulanabileceklerinden,sonraki çıkan bir yasa, yürürlüğe girdiği tarihten önceki olaylara uygulanmaz". AYM 04.06.2003,2001/392 Esas ,2003/60 Karar , RG,18.12.2003,25320

Davacının incelenen davayı açtığı 28/02/2013 tarihi itibariyle davalı banka yönünden hak düşürücü süre 818 sayılı (mülga) Borçlar Kanunu'nun 125.maddesine göre 10 yıl iken,dava devam ederken yürürlüğe giren 6502 sayılı kanunla bunun 1 yıla sınırlandırılması,hukuk devletinde davacının haklı beklentilerini açıkca zedeler niteliktedir.Tüketiciler ile bankalar arasında kurulmuş olan bağlı kredi sözleşmelerine yasama tarafından müdahale edilmesinde ve Yargıtay'ın bu uygulamayı sahiplenmesinde,hukukun genel ilkelerinin dışında farklı dinamiklerin etkili olup olmadığı kuşkuludur.Mahkeme kapısında hakkını arayan sade bir vatandaşın bu neticeyi öngörmesinin beklenmesi mümkün olmadığı gibi,avukatının da bu durumu müvekkiline izah edemeyeceği,izah etmesi durumunda da müvekkilinin bunu makul karşılamayacağı açıktır.Karşılıksız çek meselesinde olduğu gibi bağlı kredi olayında da bankaların sorumluluğunun bu denli sınırlandırılmasının toplumsal barıışı ve huzuru zedeleyeceği izahtan varestedir.

Kanunun uygulanması,her zaman hukukun ve adaletin sağlandığı anlamına gelmez.Bu itibarla,incelenen uyuşmazlıkta da ,Kurulumuz,zorunlu olarak 6502 sayılı kanunun 35/2 ve geçici 1/2b ile Yargıtay kararı doğrultusunda davalı bankanın sorumluluğuna ilişkin hak düşürücü sürenin geçtiği kanaatine ulaşmış ise de,bu neticenin hukuka,adalete ve hakkaniyete uygun bir netice olmadığını ve 6502 sayılı kanunun bu yönüyle tüketiciyi korumaktan uzak olduğunu,tarihi bir sorumluluk olarak ifade etmek zorunluluğunu hissetmiştir.


Bilirkişi Raporunun bir kısmı bu sayın üstadlarım.

3 -4 ay sonra duruşma olacak yine.Sizce kazanma ihtimalim var mıdır?Yoksa temyize ve daha sonrasında Anayasa Mahkemesine bireysel başvurum yapmalımıyım ?

Avukatımla müzakare edemedim.Onunla da detaylı konuşacağız.Ancak sizlerinde bilgilerine tecrübelerinize dayanarak sormak istedim.

Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için tşk ederim.