Öncelikle tüm hukukçuların sıfatları ne olursa olsun fikirlerini bekliyorum. lütfen okuyup geçmeyiniz!!!!!!
Sayın fatmakaplan nickli arkadaşımız ki sanırım ismi ve soyadı bilgilerine göre hukuk eğitimi alan bir öğrenci arkadaşımız. 30 Mart 2004 te bir anket açmış oyumuzuda verdik ancak 1 NİSAN 2004 tarihinde bir ekleme yapmışki ben şahsım adına çok hemde çok üzüldüm. Pırıl pırıl bir öğrenci böylesine ikircimli durumda kalıyorsa VAH BENİM HUKUK SİSTEMİN
yazısı şudur :

YUKARIDA HAZIRLADIĞIM ANKET KONUSUYLA İLGİLİ KÜÇÜK BİR YORUM YAPMAK İSTİYORUM;YEREL MAHKEME BİR KARAR VERİYOR.BU KARARI YARGITAY BOZUYOR VE YEREL MAHKEME HAKİMLERİ DERECE ALMA KAYGISIYLA GENELLİKLE BU BOZMA KARARLARINA UYUYOR.BUNDAN İLK KARARIN YANLIŞ OLDUĞU SONUCU ÇIKIYOR.PEKİ YA YEREL MAHKEMENİN KARARI DOĞRUYSA! O ZAMAN ADALETİN UYGULAYICILARI OLAN HAKİMLER DOĞRULUĞUNA İNANDIĞI BİR KONUDA YARGITAYIN KARARINA DİRENMEDEN,YANLIŞ KARAR VERMİŞ OLMUYORLAR MI?BU KARAR BİR İNSANIN HAYATINDA TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN SONUÇLAR DOĞURABİLİR.O ZAMAN 4 SENA BOYUNCA BİZE ÖĞRETİLEN ADALET, ÇITANIN NERESİNDE?BU AKSAKLIĞIN ÇÖZÜMÜ,HAKİMLERİN ATAMALARIYLA İLGİLİ DÜZENLEMEDE Mİ YOKSA BAŞKA BİR ÇÖZÜM ÜRETİLEBİLİNİR Mİ?
İşin özü yargıtay haricindeki yerel mahkemeler derece ve sicil için üst kararları aynen kabul eder demek istemiş.
Uygarlığın iki temeli vardır yani gerçekten bir ülkeye uygar demek için iki temel çok önemlidir
1. Ülkenin eğitim düzeyi
2. Yargı düzeyi (Yani adalet)
1. Ülkenin Eğitim Düzeyi :
Norveç japonya gibi ülkeler okuryazar oranını %100 , Türkiye ise %96 gösteren bir ülke. Böyle bakınca 'vayyy' diyorsunuz, neredeyse yakalamışız sankii ANCAKKK bu ülkelerde istatistikte 20 yaş altı daha doğrusu öğrenciler hesaba katılmamışşş ve %100 rakamı üniversite mezun sayısını gösteriyor. Bizde ise alfabeyi söküp a b c diyen ve ağır aksak okuyan okuryazar kabul ediliyor. Düzgün baktığımızda Türkiyenin üniversite mezunu oranının %04,5 olduğu ortaya çıkıyor. Bunu bir kabul edelim eğitim durumumuz budur.
2. Yargı Düzeyi :
Ülkenin temelinin sağlam olması için en önemli nokta olarak karşımıza çıkıyor. Aynı fakültelerden yetişen kişiler hakim savcı veya avukat olarak adaletin vazgeçilmez üçlüsü olarak karşımıza çıkıyorlar. Adalet Sarayı diye adlndırılan veya .... mahkeme binaları adaletin göstergesidir. Gecekondudan bozma insan sağlığına zararlı bir atmosfer ve yıkık dökük yapılar işte adalet saraylarımız....
Aslında anketin sorusunun şu olması gerekiyor. ' 1960 tan sonraki bütçe çalışmalarında adalet bakanlığına ayrılan bütçe adalet için yeterli midir ?' o bütçeki sadece maaşlara anca yetecek bir bütçeee.
Bütçede neredeyse binli oranlarda pay ayrılan adalet adalet sağlayabilir mi? İnsan hayatına direk kumanda edecek yetkiyle donatılmış hakimler nefes bile almaksızın günde bilmemkaç tane davaya bakarsa 'türk halkı adına vicdanen 'verecekleri kararların doğruluk oranıda yoğunlukla ters orantılı olarak azalır.
Güzel ferah bakımlı ve tam donanımlı mahkemeler olsa 300 davaya 1 hakim değil de 30 hakim baksa hakim savcı açıkları kapatılsa ve hakim gerçekten olaya hakim bir hakimlik yapsa yargıtaya direnmelerin çok artacağına inanıyorum.
Yargıtay zaten kanun gereği temyiz edilmemiş bazı davalarada irticalen bakmak zorunda. Allahtan yargıtayın salonları ve kadroları genişte davalara ve itirazlara ciddi vakit ayırarak olaya hakim olarak bakabiliyorlar. Yoksa adalet iyice sarsılacaktır. Zaten geciken adaletin adalet olamayacağı gerçeğinden yola çıkarsak türkiye gerçeği çıplak olarak ortaya çıkar.
Bu bağlamda çoğu yerel mahkeme yargıtay kararlarına ' yargıtayın çok daha fazla zaman ayırdığı ve dikkatli incelediğinden ' uyarlar. Yaksa derece sicil için değil (ÖYLE OLDUĞUNA İNANIYOR VE İNANMAK İSTİYORUM YOKSA REZALET ) kaldıki kararında direnen çok mahkemede vardır. Mahkemede kararında direndiği için genek kurulların toplandığıda çok olmuştur. Kaldıki yargıtayda bozduğu bir davayı (usul/şekil/esastan olsun) öylesine bozmamaktadır. Yargıtayda bir gerekçeli karar yazmaktadır. Verdiği kararın dayandığı bir hukuk noktası bulunmaktadır. Yargıtay üyeleri yeni mezun savcı hakim değildir., yılların tecrübesi ve mesleki birikimleriyle yoğurmuş kişilerdir. Yani yerel mahkemenin verdiği karar doğru ise... diye başlayan cümleniz eğer yerel mahkemenin verdiği karar tam doğru olsa yargıtayca onanması çok büyük bir olasılıktır diye değişmesi gerekir.
Adalete ayrılan pay adaleti sağlayacak duruma gelmedikçe mahkemelerimiz dosyalarla yıllarca boğuşup durur neticedede yanlış karar verme olasılıkları artar.
ADALET MÜLKÜN TEMELİYSE MÜLK'TE ADALETE SAHİP ÇIKMALIDIR...

bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum