Nakaka - İcra Ceza Davası ve Kesinleşmiş karar.

[aggrieved]

Merhabalar, aşağıda İstanbul Anadolu İcra Ceza Mahkemesinden çıkmış ve üst mahkemeye yapılan itiraz reddedilerek kesinleşmiş bir ceza kararı var. Bu noktada avukatımın açıkça söylediği; bu kararın tamamen hukuksuz ve anlaşılamaz olduğu, kendi içinde çeliştiği. Hatta mahkemenin bir önceki (emekli olan) hakimi ile yaptığı görüşmede, hakimin de kendisine, "ben bunca yıllık meslek hayatımda böyle karar görmedim. Tamamen tutarsız ve hukuksuz bir karar bu" dediğini söyledi.

Ben hukukçu olmamamla birlikte, forumlarda okuduklarından bile çıkartabildiğim kadarıyla, bu kararda cezanın hangi aylar için verildiğinin anlaşılamadığını, kanunen "birikmiş nafaka alacağı cezaya konu edilemez" olmakla birlikte pekala edilmiş olduğunu. (Kanuna uygun olarak ilgili ayları ödemek üzere icra dosyasına gidip oradan icra ceza hakimliğinden bilgi istediğimizde öğrendiğimiz) Tekrar açılabilecek (çıkartılabilecek) tazyik hapis cezasının hangi aylar için çıkartılabileceğini (zira kararda çıkan cezanın hangi aylara ait olduğu belli değil) görebiliyorum. Ayrıca ilgili kanunda şikayet süresi üç ay olmakla birlikte, her nasıl oluyorsa son bir yılda ödenmeyen nafakaların tümünün cezaya konu olduğunu ve cezanın kaldırılması için mahkeme kaleminin ve hakimin "şu ana kadarki toplam borcu faizleriyle ödemezseniz ceza kalkmaz" demesini. Ki bu sanırım ne zaman gidersen o zamana kadarkilerin toplamı gibi tuhaf bir sonuca da delalet ediyor. Bunak karşılık avukatımın; "Sayın hakimim bu karar hukuka aykırı, süre gözetmemiş siniz ayrıca çelişkili sonuçlar çıkıyor ve karar kendi içinde kendisiyle çelişiyor" demesine karşın, ilgili hakimin " biz mahkemeler bir araya geldiğimizden beri kararları böyle vermek konusunda anlaştık. Zaten yargıtay yolu kapalı, itirazınızı bir üst mahkemeye yapıyorsunuz ve biz birbirimizin kararlarına yapılan itirazları reddediyoruz. Başka adliye mahkemeleri böyle karar vermiyor zaten biz böyle veriyoruz." demesine karşın avukatımın neredeyse dilinin tutulduğunu da belirtmeliyim diye düşünüyorum.

Burada yapılabilen tek açıklama "Burası Türkiye" oluyor ne acı. Bu durumda yapılması gerekenler, yapılabilecekler ve olan biten konusundaki, en önemlisi de karar metninin doğurduğu sonuçlar bakımından yorumlar açısından, uzun zamandır ilgi ile takip ettiğim forumlardaki sayın hukukçulardan, konunun aydınlatılması ve örnek teşkil etmesi bakımından yardım rica ediyorum.

İlgili Kararı aşağıda gönderiyorum;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;

Müşteki şikayet dilekçesinde özetle,Nafaka borçlarını ödemeyen borçlu hakkında icra takibi başlattığını ve ödeme emrinin usulüne uygun olarak borçluya tebliğ edildiğini ve borçlunun bu güne kadar her hangi bir ödeme yapmadığını beyanla, borçlunun eylemine uyan İİK 344 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Sanığa İİK 349 maddesinde belirtilen yasal koşulları içerir şikayet dilekçesi ile duruşma günü usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, sanık meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen duruşmaya gelmemiştir.

İstanbul ............ icra müdürlüğünün 2012/....... no.lu takip dosyasının incelenmesinde, .............. ... no. lu aile mahkemesinin .......... tarihli ilamına dayanılarak sanık aleyhine icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin sanığa usulüne uygun tebliğ edildiği, borcunu ödediğine dair her hangi bir belgenin olmadığı, sanığın nafaka ödemesine dair ilamın gereğini yerine getirmediği anlaşılmıştır.

İİK nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikayete tabi bulunan nafaka hükmünü yerine getirmemek suçunun oluşabilmesi için kesinleşmiş bir mahkeme kararına veya ara kararına dayanması, aylık işleyecek cari nafakanın tahsili için icra takibine başlanmış ve icra emrinin sanığa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafaka hükmedilmesi halinde, icra tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlemesinden itibaren 1 yıl içerisinde kullanılması gerekir. Dosyada toplanan deliller, icra dosyası, müşteki tarafın beyanı ve mahkememizin kabulüne göre sanığın, nafaka borcunu ödemeyerek, müştekiye nafaka ödenmesine dair mahkeme kararının gereğini yerine getirmeyerek, atılı suçu işlediği anlaşılmakla İİK 344. maddesi gereğince, cezalandırılmasına karar vermek gerektiği vicdani kanaati ile aşağıdaki hükmün kurulması yoluna gidilmiştir;

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Kabahatin eylemine uyduğu İİK 344 maddesi uyarınca 3 AYI GEÇMEMEK ÜZERE YAZYİK HAPSİNE

Hapsin takibine başlandıktan sonra, borçlu borcun tamamını veya o tarihe kadar icra veznesine yatırmakla yükümlü olduğu meblağı ödediği takdirde TAHLİYESİNE

Ödemelerini tekrar kestiği takdirde, hakkında tazyik hapsine YENİDEN KARAR VERİLECEĞİNE
İİK 354 maddesi gereğince borcun ödenmesi veya müştekinin feragati halinde cezanın bütün neticeleri ile DÜŞECEĞİNE

Dair tebliğ veya terhimden itibaren 7 gün içinde Istanbul ..... nolu icra ceza mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere verilen karar şikayetçinin yüzüne karşı sanığın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı. .../.../2014

[aggrieved]

Ne acı belli ki ortalıkta bir takım hakimler tabiri caiz ise "kafalarına göre" hükümler veriyor. Buna karşılık mahkemelerin "tarafsızlık" ilkesi ayaklar altında çiğneniyor. Hukuk alenen intikama aracılık ediyor hatta alet oluyor ve tüm bu olan bitene bir tek avukat bile cevap veremiyor. Sonuç; BURASI TÜRKİYE ne acı.