+ Konuyu Yanıtla
1 den 5´e kadar toplam 5 ileti bulundu.

Konu: Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar

Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar Hızlandırılmış Mobil Sayfa Sürümü (AMP)
  1. #1
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    Nerede
    ankara
    İletiler
    78
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar

    Yaşadıklarımdan belleğimde kalanlar.

    2003 yılı. Eylül ayında, ihale ile işletmesini aldığım 3 yurt kantini, kağıt üzerinde benim görünse de, aslında damadım ve kızımın düğünündeki takıları ile alınmıştı.
    Damadım Hakan Güdaş vakfı çalışanıydı, Vakıflar Kanununda yapılan yasal düzenlemeler sonucu, vakıfların elindeki işletmeleri devretmek zorunda kalmış. Bu yüzden kantin işletmelerini elinden ihale yoluyla satışa çıkarmıştı.
    ODTÜ İç hizmetler ve Güdaş Vakfı tarafından yapılan ihaleler de.
    Gözde olan ve çok iyi olan kantinler belirli kişilere verilmiş, ellerinde iş yapmaz diye kalan 3 yurt kantinine de biz sahip çıktık,
    ODTÜ Güdaş Vakfı çalışan işçilere kantin vermedikleri için, Kantinin sözleşmesini benim adıma yapmıştık.
    O yüzden sahibi ben görünsem de asıl sahibi kızım ve damadım idi çünkü onların düğünlerinde takılan tüm takıları bu kantine yatırarak çocuklara bir iş kurmuş oldum..
    Her yıl yeni yıllık sözleşme imzalayarak. Bir sonraki yıla kadar işletmeye devam ediyor iken 2006 yılı mayısında farklı bir sözleşme yapıldı.

    ODTÜ Rektörlükte işletmeciliğini yaptığımız. 3 yurt kantininin yıllık sözleşmesini yapmak için Rektörlük iç hizmetlerden çağırdılar.
    İç hizmetler müdürü, artık yıllık sözleşme yerine 3 yıllık sözleşme yapacağız diyerek önceden hazırlamış oldukları sözleşmeyi bize anlattı
    Daha sonra notere gidderek 2006 Mayısından 2009 mayısına kadar 3 noterden yıllık sözleşme onaylandı ki bu sözleşme yapılır iken hiçbir sorun yoktu.

    ODTÜ de yaptığımız 3 yıllık sözleşmeden sonra kantini tekrar tadilata soktuk ve yaklaşık 50 bin tl masraf yapmıştık, kantini damadım çalıştırıyor ben sanayide kendi mesleğimi yapıyordum.
    2006 12 Ekimde. Çalıştığım iş yerine. ODTÜ Eğitim Kültür daire başkanlığından telefon geldi. Ve benim ile görüşmek istediklerini söylediler,
    Aynı gün bana verdikleri saatte ODTÜ Eğitim Kültür daire başkanının odasına gittim. Odaya girdiğimde yurtlar müdürü ile beni bekliyorlardı.

    Ben kendimi tanıtmak istedim. Onlar tamam biz seni çağırdık diyerek oturmamı söylediler. Oturdum onlarca hakaretten sonra.
    Yurtlar müdürü, damadımın nerede olduğunu sordu. Kantinde çalıştığını söyledim, yurtlar müdürü nasıl olur ben ona nisan ayından sonra artık onu kantinde görmek istemediğimi söylemiştim. Damadını derhal kantinden uzaklaştırılacaksınız yoksa yapılan sözleşmeyi fesih etmek zorunda kalacağız Damadımın uygunsuz işler yaptığını. Anlattı. Bende böyle sorunlar vardı neden 3 yıllık sözleşme yaptınız neden bu güne kadar beni uyarmadınız.
    Daire başkanı sen kim oluyorsun da biz seni muhatap alacağız diyerek ya şimdi Damadın ı artık ODTÜ de çalıştırmayacağına dair hazırladığımız bu sözleşmeyi imzalarsın. Kızın ile sen çalıştırırsın, yada. Kantin sözleşmesini fesih ederiz dediler.
    Ben damadımın dediklerini yapmayacağını anlatınca. Daire başkanı onlar sizin gibi değil bunlar ana bacı bilmez diyerek üzerime geldiler.

    Onlarca yıl torna işçisi olarak çalıştığım için, bu tür şeylerden pek anlamazdım, ilk defa bir ticaret ile uğraşıyordum.
    Bir çıkış kapısı yoktu, Bana hazırları dilekçenin altına artık Damadımın, kantinde çalıştırmayacağım,a ve çalıştığı göründüğünde sözleşmenin fesih edileceğini kabul ettiğimi yazdırarak imzalattılar.
    Rektörlükten kantine geçtim damadıma artık kantinde çalışamazsın kantini kızım ile ben bir süre çalıştıralım seni ODTÜ de istemiyorlar dedim

    Damadım şaşkın neden dedi yalan söylemek zorunda kaldım Kantini ODTÜ çalışanlarına vermiyorlarmış benimde kantini senin için aldığımı öğrenmişler bu yüzden senin kantinde görmek istemiyorlarmış banda seni görürlerse sözleşmeyi fesih edeceklerine dair bir dilekçe imzalattılar, damadım şaşkın. Kızın 3 aylık yeni doğum yapmıştı. Damadım bebeğe bakacak kızım benim ile kantini çalıştıracak, ben bu işten hiç anlamam ama öğrenecektim başka yolu yok.
    OSTİM de çalıştığım işi 6 yıllık tazminatımı bırakarak ODTÜ ya kantine döndüm.

    Kızım ile birlikte kantini işletmeye başladık. Aradan bir ay geçti. Yurt müdürü benden odalarda düzenleme yapacağım diye para talep etti. Elimizin darda olduğunu veremeyeceğimi söylediğimde.
    Rektörlükte Damadım için bana anlattıklarını kızıma anlatacağını, söyledi.
    Kızım zaten 4 aylık bebeğini evde bırakmış, zaten psikolojisi bozulmuş bir de bunları öğrenirse yuvaları yıkılır 4 aylık bir bebek var ortalarda kalacak, o gün sigaracı ya vereceğim parayı müdüre verdim.
    Daha sonra bu istekler tekrarlandı, durdu 2006 aralık ayının son haftası. Yurt müdürü bu sever yılbaşında yurt ta kalan öğrenciler ile yılbaşı kutlayacağız diye para talebinde bulundu. Elim çok darda idi veremeyeceğimi söyledim.
    O gün kızıma bir şey anlatmadılar. Kızımı bebeği ile ilgilenmesi için haftada 2 gün evde bırakıyorum yanıma yardımcı eşimi götürüyordum. Kızıma anlatmadıklarını Yurd çalışanını H.K aracılığı ile eşime anlatmışlar. Öğle sonrası eşim in birden ne kadar rahatsız olduğunu gördüm.
    Yeni yılın ikinci günü eşim girdiği bunalım sonucu yarı felç geçirmişti evden zorla çıkardık doktora götürdük nedenini bilmediğimiz için daha önce bel fıtığı ameliyatı olmuştu bu yaşananı ona bağlamıştık . ve ameliyat yapan doktora götürdük. Eşim tekrar ameliyat oldu. 18 gün geçti iyileşmedi ikinci kez ameliyat oldu. Ve hala sağlık sorunları sürüyor.
    Eşimi ilk ameliyatından çıkardım eve götürdüm, 27 ocak 2007 telefon geldi kantini soymuşlar. Okul ara tatildeydi ve yurtta kalan öğrenci yoktu. Yurt kapalıydı,
    Kantine gittim Jandarma dışarıda beni bekliyordu kantinin arka kapısını açtım Jandarma ile kantine girdik. Kantinin yurdun salonuna açılan kapısı açılarak kantine girilmiş salonum camları açılmış ki salonun canları içeriden mandallı idi o mandallar çekilmedikçe dışarıdan camların kırılmadan açılma şansı yoktu,

    Askeri savcı geldi parmak izi çalışması yaptılar . parmak izi bulamadılar kantini soyan kasayı çalmış kantinde işine yarayanları almış gitmiş.
    Kantine yurd un içinden başka girecek yer yok bu yüzden jandarmadan kantinin girişini gösteren kameranın kayıtlarının incelenmesini istedim.

    Ertesi gün tekrar jandarmaya gittim kamera kayıtlarını sordum. Takip ettiklerini söylediler. Jandarmadan tekrar kantine geldim yurt kapalı ara tatil kantinin içine girdim yeniden iç kapıları kontrol ettim kantinden çıkıp arka kapıyı kilitledim yolda yürüyordum Yurtlar Müdürü yanıma geldi, Kamera kayıtlarını unutmamı söyledi. Yoksa senin ve çocukların için hiç iyi olmaz diyerek gitti.
    Birden yüksek voltaj elektrik yemiş gibi bir ürperti sardı bedenimi.
    Sonraki gün Ankara Cumhuriyet Savcılılığına Kantin soygununu ve yaşadıklarımı anlattım. Savcılık ODTÜ ye jandarma baktığını jandarma raporu gelmeden hiç bir şey yapamayız diyerek dilekçemi almadı.

    Bir süre ne yapacağımı bilememenin çaresizliği ile yaşadım. Bir yanda hasta iyileşmeyen eşim diğer yanda kantin belalı işim.
    Eşimin ameliyatının üzerinde 18 gün geçmiş hala iyileşmemişti yeniden Emar çektirler. Tekrar ameliyat olması gerektiğini söyledi doktoru.
    Eşim ikinci kez aynı yerde Ankara etlik SSK ihtisas hastanesinde ameliyata girdi. Aslında bu aynı yerden üçüncü ameliyat oluyor 5 yıl önce yine burada ilk bel fıtığı ameliyatı olmuştu.
    Ben eşimin başında iken kızm aradı. Kantine kimliği belirsiz bir öğrenci mektup atmış ve kantin soygununun olduğu o gün kantinin önünden geçiyormuş gördüklerini anlatmış. Kızıma o mektubu doğru jandarmaya götür ver tekrar yurt kamera kayıtlarının izlenmesini istediğini söyle dedim.

    Kızım mektubu Jandarmaya teslim ediyor ve kamera kayıtlarının izlenmesini tekrarlıyor.
    Ertesi gün ODTÜ ye gittim Jandarmaya giderek bir an önce yurt kamera kayıtlarının izlenmesini istedim oradan. Kantine dönüyordum. Yurtlar müdürü 2 yurdun önünde yolumu kesti. Ben seni uyardım sen belalımı arıyorsun kamera kayıtlarını unut demedim mi? Dedi ardından artık sizi ODTÜ de görmek istemiyoruz.
    Ya sözleşmeyi fesih ederek ODTÜ den ayrılacaksınız, yada ODTÜ sağlık denetim heyetiyle gelir koyduğumuz bir uyuşturucuyu buldum diye rapor tuttururum senin ve çocuklarını hayatını mahvederim. Oğlunu güvenliğe arttırır cebinden uyuşturucu bile çıkarttırırım. Onuda taşıyıcı diye mahvederim. Bu tehditler tüm psikolojimi bozmuş artık kendimi bir çıkmazın içine düşmüş gibi görüyordum. Jandarma olayı boş geçiyor savcılık dilekçemi almıyor daha ne yapılır ben bilmiyorum.
    Yurtlar müdürü daha önce iki kez ODTÜ sağlık denetim heyetiyle kantine gelmiş Mutfakta çalışan bayan alnına çektiği halde çemberini kadına geri kafalı diye hakaretler ederek ağlatıyorlar bana sakın böyle kapalı insanları bir daha çalıştırma diyerek baskı yapıyorlardı. Her şey eksiksiz olduğu halde resmen baskı yapıyorlardı.
    Şimdi tekrar geldiklerinde dedikleri gibi uyuşturucu satıyor raporu tutarlarsa ne yaparım korkusu önce çocuklarımı kurtarmak için her şeyi bn yaptım diye olmayan suçu üzerime almayı düşünüyordum. Bu düşünce sonrası tam bir uçurum olduğunu görmek beni ürkütüyordu,
    ODTÜ rektörlük önünde kendimi yakarak yaşadıklarımı duyurmalıyım düşüncesi ağır basmaya başlamıştı.
    İşte tam bu çıkmazın içinde Neden bunları İnternet'te Antoloji sayfamda anlatmıyorum düşüncesi oluşmaya başladı.
    Bu sıralarda Yurtlar müdürü beni 2 yurttaki odasına çağırdı. Dediğimi düşündün mü? yoksa sağlık denetim heyeti ile denetime gelelimmi? Dediğinde o an çaresizliğim ile tamam sözleşmeyi fesih edebiliriz ama çocuklarıma dokunmayın.
    Yurtlar Müdürü, hemen Eğitim Kültür Daire Başkanını aradı. Tamam Sözleşmeyi fesih edeceklermiş, diyerek durumu anlattı, Öğleden sonra Rektörlük binasında eğitim kültür daire başkanının odasında idik. Onlar zaten her şeyi hazırlamışlardı sağlık nedenlerimden dolayı sözleşmeyi fesih ettiğime dair hazırladıkları dilekçeyi bana imzalattılar yurtlar müdürü eşliğinde ODTÜ evraka dilekçeyi verdim.
    Üç yıllık ihaleyi fesih ettirmişlerdi, ama yeni ihale mayıs ayında yapılacağı için
    Onların istediği tarihe kadar kantini işletmemiz gerekiyordu. Bu sür içinde oynanacak bir oyun korkusunu yaşar iken.
    Hiç değilse Böyle bir uyuşturucu tuzağına düştüğümde beni sorgulayanlara bunların başkaları tarafından yapıldığını anlatabilir dada önceden aldığım tehditleri. Anlattığımı söylersen kurtulabilirim, düşüncesi ile Antoloji .com da yaşadıklarımı anlattım.
    Zamanın neresinde hangi diliminden geçiyoruz bu bilinç yok ama mart ayı içindeydik. Rektörlüğe yaşadıklarımı anlatan bir dilekçe yazdım. Hiçbir yanıt alamadım.

    Aynı dilekçeyi ODTÜ Rektörlüğü, Genel sekreterliğine 30 04 2007 tarihinde, 006438 no dilekçeyle, yazılı olarak evraktan geçirerek tekrar verdim, hala hiçbir yanıt alamadım.
    Antolojide anlattıklarımı sayfamı heck!leyerek yazıları değiştirdiler, damadım için bana anlattıkları iftirayı ben onlar için anlatmışım gibi göstererek. Değiştirdikleri yazılardan çıktılar alıyorlar. Ben sayfamda yazılar ile oynandığını Yurt müdürünün beni o yazıları sana nasıl yediriyoruz görürsün tehdidi ile azarladığında öğrendim.
    4 Mayıs eve geldiğimde önce sayfamı açtım baktım oyla ahlaksızca yazılar düzenlemişlerdi ben kendi sayfamdaki bu yazılardan utandım. Derhal yazıları düzenlemeye çalıştım. Antoloji ODTÜ temsilcisinin uyarısı geldi. Yazılara dokunursan Şifreni engelleyeceğim ben daha sonra tekrar yazıları düzenlemeye çalıştım yazılarımı kaldırdılar, Artık yazıları göremiyordum. Yazılarıma yapılan saldırıları Antoloji cemre şiir gurubunda bildir olarak anlattım sayfama girdiklerini sayfamdaki ODTÜ ile ilgili yazıların içeriğinin değiştirildiğini. Sonrada bu yazıların kaldırıldığını. Anlattım.
    Ertesi gün antoloji.com sayfama giremiyordum, adımı yazarak dışarıdan herhangi biri gibi sayfama baktığımda sayfamdan onlarca şiirimi silmişler . Ankara da deniz var mı şiirinin içeriğini silerek sayfama tehdit yerleştirildiğini gördüm. Başka bir üyelik aldım Gruplardaki arkadaşlara kendimi tanıtık üye kabul etmelerini isteyerek. Yeniden Antolojinin sayfama yaptığı saldırıyı anlattım Gurup üyeleri antolojiye baskı yapınca.
    Üyeliğimin aktif olduğunu söyleseler de ben hala Antoloji sayfama giremiyorum.
    ODTÜ den her şeyi teslim ederek ayrıldıktan sonra Yurt müdürü Yurtlar Müdürü Eğitim Kültür Daire başkanı tarafından adıma 3 ayrı Sulh ceza davası dava açıldı. Ardından Asliye-hukuk mahkemelerine 2 tazminat davsı daha açıldı.
    Kendimi ifade etmekten bile aciz iken bir anda adıma acılan arka arkaya davalar ile Yüz yüze kalmıştım. Cebimde beş krş para yok avukat tutayım baroya gittim derdimi anlatayım dedim. Mahkeme ister diye geriye çevirdiler.
    10 Sulh ceza mahvedilmesinin / 1458, yurt müdürünün açtığı dava savunmalarım dikkate bile alınmadan cezamı kesti. Bir üst mahkemeye itiraz ettim. Bu davayı, Avrupa insan haklarına taşımak için iç hizmetlerin bitmesinin gerektiğini söyledi tanıdığım avukatlar ki paran olmadı mı doğru bilgi verilmezmiş meğer. İç hukuku bekleyelim derken
    Zamanı geçirmişim Avrupa insan hakları mahkemesinden gelen karar
    Yerel mahkemelerin verdiği kesin kararlar iç hukuk bekletilmeden doğrudan Avrupa insan hakları mahkemesin taşınması gerektiğini benin dava dilekçemin 6 aylık süreyi aştığı için işleme konulmamıştır. Yazısı geldi
    9 sulh ceza mahkemesine, eğitim kültür daire başkanının açtığı dava, davada da savunmam hiç dikkate alınmadı, temiz yolu açık olarak bitmişti. Hiç unutamadığım Hakimin mahkeme sormadı Bir çay ocağı içinmi lan bu yaptığın. Sözü belleğime mıh gibi çakılı duruyor. _(O çay ocağı diyerek aşağıladığı şey benim çocuklarımın geleceği idi) davayı temiz ettim.
    9 Sulh ceza da adıma ikinci dava da, Yurtlar müdürünün açtığı dava idi. Bu dava ilk açılan dosya numaraları falan değiştirilerek dosya üzerinde oynansa da ben davayı takip ettiğim için başka bir dosya numarası adı altında devam ettirildi ve Aynı hakim tarafından sonuç 5 yıl yaşamadıklarımı anlatmama kararı. Verildi.
    Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tazminat davaları. Artık 9 sulh cezanın 2007/ 232 nolu davanın temizden dönmesini bekliyor .
    Temizden dönecek davanın sonucunu beklerken 12 Sulh Ceza Mahkemesi, 2008/779 dosya numarası ile Üç kişi ortak bir dava daha açıyorlar. Ellerindeki o sahte düzmece antoloji sayfa alıntılarını tekrar kullanıyorlar, ben Alevi sitelerinde bunları yanılmamışım diyerek delil olarak da ellerine yeniden düzenledikleri yazıları koymuşlar. İlk duruşmada hakim bu yazıları neden yazdın dedi? ben yazmadım dedim! Hakim sen bu sitelerde yazı yazıyor musun dedi? Ben şairim şiirlerimi yayınlıyorum dedim. Ve davalının oynadığı oyunları anlatmama müsaade etmiyor sadece evet yada hayır diye cevap vermemi istiyor, duruşma ertelendi ikinci duruşmada kesin katledilecekti m bu kanı içime doğmuştu.
    İkinci duruşmaya gidiyordum Veyis Özel ağabeyi gördüm hayırdır dedi mahkemeye gidiyorum dedim,Veyis ağabeyi, bende geliyorum dedi, birlikte mahkemeye girdik, Veyis ağabeyi arkamda elinde bir kağıt notlar alıyor. Mahkemede yazılı savunmamı verdim durumu anlattım . yaşadıklarım yüzünden asıl ben zarar gördüğümü anlattım ve 2 yıla yakın zamandır ilaç tedavisi gördüğümü yazama rağmen. Hakim bunu dikkate almada ama Arkamda Veyis ağabeyin not alması onu kuşkuya düşürdü ve ilk kez üçüncü kez duruşmam ertelenebiliyordu ilk kez Barodan avukat isteme ihtiyacı duymuştu.
    Üçüncü duruşma öncesi Ertuğrul Türkoğlu ile karşılaştım ona durumu anlattım. Ertuğrul'da 3 duruşmaya geleceğini söyledi. Aynı gün OZAN DER de aşure vardı orada Ertuğrul Biz nasıl ozanız neden birbirimize sahip çıkmıyoruz diyerek benim yaşadıklarımı anlattı. Ozan Der de benim mahkememe destek verilmesi gerekliliğini ortaya koydular. Mahkeme günü Edebiyatçılar derneğinden Tanıdığım Avukat Ediz bey ile karşılaştık, Ediz bey duruşmaya bende geliyorum dedi.
    Mübaşir adımı okuyunca ben girdim ardımdan 20 kişi kadar bir kabalalık daha girdi. Hakim şaşkınlık ile kim bunlar dedi. Pirsultan Mamak şube başkanı Mustafa Demirtaş kendini tanıtarak burada asıl bize yapılan bir iftira var o yüzden mahkemeyi izlemeye geldik. Dediğinde Hakim şaşkınlık ile bana döndü sizin için barodan istediğim avukat mazeret bildirmiş gelemiyormuş dediğinde Ediz bey Ben Avukatım Davalının savunmasını ben üstleniyorum dediğinde. Hakim Vekaletinin var mı? sorusunu yöneltti bir sonraki oturumda vekaleti sunacağını söyledi Şaşkınlığı üzerinden atamayan. Hakim. Benim adli tıp a gitmem için yazı yazdı. Ve duruşmayı erteledi. Adli tıpa gittim. 2 yıldır Ankara hastanesinde ilaç tedavisi görüyordum. Adli tıp doğrudan ceza ehliyeti yoktur raporu verdi.
    4 duruşmada yine ozan der ve Pirsultan Mamak şube salonda idi, buradan da numune adli tıp a gitme kararı ile ertelendi.
    5 duruşma yine salon dolu. Adli tıp dan yaşadıklarımdan dolayı zarar gördüğüme dair rapor çıktı ceza ehliyeti vardır denilmiş Bu sefer Hakim değişmişti. Yeni hakimin Önündeki dosyayı okudu inceledi Sonra salondaki karşı tarafın Avukatına bakarak ne bu bu nasıl bir oyun der gibi bana baktı, berat oğlum yürü git işine diyerek mahkemeyi bitirdi..

    9 Sulh ceza mahkemesinin 2007 232 nolu temiz ettiğim davanın sonucunu bekliyorum.
    Yargıtaydan dava ya bozma kararı verildi. Yeniden Ankara ) Sulh Ceza mahkemesinde 13 06 2013 talihinde 2013/733 dosya numarası ile dava tekrar açıldı, ceza hükmünün açıklanmasından dolayı, Yargıtaydan geriye dönen dava için hakin ceza hükmünün açıklanmasını istiyor musun diye sordu. İstediğimi söyledim. Hakime benim bu davada hiçbir suçum olmadığını üzerine basarak anlatmama rağmen. Asıl mağdurun ben olduğumu bu yüzden yıllardır tedavi gördüğümü anlatmama ve antolojiden kanıtlar sunmama rağmen hala beni dikkate almadığını görünce elimde önceki iddialarımı tekrarlayan yazılı savunmamı mahkemeye tekrar sundum ve oradaki antoloji ling inden antoloji E kitaba girdiğinde böyle bir suçun olmadığını anlattım hakim dosyayı aldı inceleyeceğini söyleyerek bir başka tarihe duruşmayı erteledi. Ama buna çok bozulmuştu ya salonda yanımda birilerinin olması oluruna gitmeye zorluyordu, sanki tavır buydu..

    Aynı davanın ikinci duruşmasında oğlum kızım damadım eşim hep birlikte mahkemeye gitmiştik, hakim ben senin cezanın açıklanmasını geriye bırakarak 5 yıl seni bu konuda konuşmaman için karar verip bu davayı bitirecektim şimdi senin yaptığın bu savunma benim elimi kolumu bağladı. Bundan sonrasını sen düşün diyerek adeta birilerine verdiği sözü yerine getirememenin çelişkisi içinde. Şimdi seni adli tıpa gönderiyorum. Orada iyi olduğunu söyle sakın hasta raporu alma bu iş biran önce bitsin. Diyerek beni Numune hastanesi adli tıpa geriye yolladı.
    Barodan avukat istenmesine .17 Aralık 20013 duruşma günü verildi.
    Adli tıpta yeniden yaşadıklarımı anlattım onların eşim ve kızım ile görüşmeleri ardından yapılan inceleme sonucu yaşadıklarımdan zarar gördüğüm için, ceza ehliyeti yoktur raporu mahkemeye yollanıyor .

    17 Aralık 2013 3 duruşmada hakim artık bana karşı doğrudan kızgınlığını saklamıyor sen bilirsin bunları sen istedin şimdi seni 5 yıl ilaç tedavisinde mahkemenin kontrolü altında bırakıyorum. Bu dava burada bitti bundan sonrakilerle sen uğraşırsın artık. Diyerek davayı bitidiğini barodan gelen avukata onaylıyor musun dedi, avukat onaylıyorum diyerek salondan çıktık.
    9 Sulh Mahkemesinde dava henüz bitmeden. 17 aralık 20013 duruşma var 16, 12 .20013 tarihinde 12 Asliye hukuk mahkemesi adıma 3 Sulh Hukuk mahkemesinde Vesayet Davası açıyor.

    6 Yıldır yaptığım savunmaları hiçbir şekilde dikkate almayan 12 Sulh Cezanın verdiği kararı ve oradaki Adli tıp raporlarını görmezden gelen, 12 asliye hukuk ne olduysa, 9 Sulh cezadaki dava bitmeden önce Vası davası açıyor.
    12 Asliye Hukukun Adıma Açtığı .3 SULH HUKUK MAHKEMESİ 2013/ 1891 nolu 15 01 2014 tarihinde duruşma yapılıyor. Adıma açılan bu davayı İnternet e devletten öğrendim ve doğrudan aynı gün 3 sulh hukuka giderek adıma açılan davadan dolayı benin vasim eşim Ayşe Oraldır diye yazdırarak mahkeme kaleminden beni hemen adli tıpa sevk etmesin için gerekli dosyanın verilmesini istedim.
    Adli Tıp vasi tayin edilmesine gerek yok sadece yaptığı işlerde bir danışman gerekebilir raporu yolluyor. Mahkemede buna katılıyor Her açılan dava bir iş kayıp etmeme neden oluyor.
    Vasi Davası açtıranlar baktılar ki bundan da kurtulmuşum bu sefer başka bir oyuna yöneldiler,
    9 yıldır. 9 SULH CEZA MAHKEMESİNE yaptığım savunmalar ve psikolojik olarak gördüğüm zararları anlatmama rağmen beni hiçbir şekilde dikkate almayan Hakim.
    Olaylar istediği gibi gelişmediği için karar yazısın da Benim 5 yıl daha savcılık denetiminde tedavi görmem için kara veriyıor ve bana hiçbir bildirim yapılmadan. Savcılık tarafından evime polis gönderilerek ben Ankara'dan alıyorlar istanbul bakır köye ruh ve sinir hastalıkları bölümüne polis nezaretinde teslim ediyorlar.
    Sözde bunlar sağlığım için yapılıyormuş, be hayatımın en kötü günlerini 2007 yılında 200 yıllarında yaşadım mahkemeye her gittiğimde bu olanları protesto edebilmek için intihar duygularıyla gittim. Ama benim İntiharımın da Üzeri örtülerek adıma yalanlar düzenlenerek, birilerine iftira attığı için bunalıma girdi yalanları dolanacaktı.
    Bazen Ölüm bile aranıyor ki o aradığın anda orada olmuyor.
    2009 yılının son aylarında kendimi toparlamaya başladım, daha iyi düşünüyor hayatı yorumlaya biliyordum, Her Duruşmaya Adliye binasında intihar eylemiyle sesimi duyurma çalışmaları. artık son bulmuştu. intihar düşlerinden sıyrılıp çıkmıştım..
    Girdiğim işte daha başarılıyım sanki uzun karanlık bir yol bitmiş dünyaya ve hayata yeniden başlamış gibi girdim 2010 yılına.

    Ölüm ile yaşam arasında kaldığımı onlarca kez anlatmaya çalıştığım, Hakimim Hiç bir şekilde yaşadıklarımı dikkate almıyor 7 yıl boyunca, masumluğunu belgeler ile kanıtlamaya çalıştığım halde görmedi, son duruşmalarda. nihayet benim tedaviye ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.
    Onca zorlara göğüs gererek kazandığım kendimi yeniden bir çıkmaz yola sokuyor, ve Bakırköy Akıl hastanesine, beni sağlığıma kavuştuktan sonra yolluyor.
    Bana bunu Hiç bir şekilde bildirim yapılmadan bir sabah evime yapılan polis baskınıyla beni alarak yapıyorlar. tüm bu yaşananları baba bildirseler ben zaten kendim istedikleri yere giderdim, Eşimin ve ailemin bu kadar zarar görmesini de engellemiş olurdum.
    Bundan sonra her 6 ayda bir Savcım a giderek ben buradayım diyerek adli tıp kontrolünde olacağım. sahi siz 9 yıldır neden sustunuz hakimim. 9 yıldır benim hayatımı nasıl yaşadığımı neden görmediniz. Şimdi sağlığım ile oynuyorsunuz…..

    Antoloji Sayfamdaki yazıları değiştirenler tarafından adıma 4 Sulh ceza davası açıldı 2 tazminat davası 1 vesayet davası açıldı. 3 yılım karanlık içinde geçti 9 yıl uğradığım haksızlıkların gölgesinde yıkılan bir hayat yaşadım şimdi. davalar bitti. tazminat davaları açılmamış sayılarak kaldırıldı. bu yaşadıklarımdan asıl mağdur ben olduğum halde çektiklerim yanıma kar kaldı.
    Benim bu yaşadıklarım üzerinde karşı tarafa dava açabilme hakkım var mı? adalet Mülkü olmayana da eşit olur mu? bu konuda bilgisi olan bir avukattan bilgi alabilir miyim?..



    Hukuki NET Güncel Haber

    Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar konulu yargıtay kararı ara
    Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar konulu hukuk haber

  2. # Nedir?
    Tavsiye Soru Cevap
    Kayıt Tarihi
    Bugün
    Nerede
    Avukat Dünyası
    İletiler
    Ne kadar?
     
  3. #2
    Kayıt Tarihi
    Jul 2008
    Nerede
    istanbulun kenarı.
    İletiler
    748
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar.

    Merhaba Sayın vurguni..

    Siz gerekli yerlere gerektiği miktarda avanta ve rüşvet vermediğiniz, adalete güvenmek zorunda kaldığınız, aşamayacağınız dağın zirvesine yolculuk yaptığınız için bu hale düşmüşsünüz.. Hayatın sillesini mahkeme salonlarında Bakırköy'de ve Odtü kantininde yeterince yemiş tadına doymuş ama sıyrılamamışsınız.. Her şey olup bittikten sonra söylenecek ne söz kalmış nede teselli. Siz haksızlığınızı 7 senede zoraki kanıtladıktan sonra yine aynı denize girip kulaç atmaya niyetliyseniz bundan vazgeçmenizi tavsiye eder, bazen çözümlerin yasallıktan uzak ihtimaller içinde bulunabileceğinide istemeden hatırlatmak isterim. Tehdite tehdit, şantaja santaj.. Siz iyi birisi olmaya çalıştığınız için bütün olumsuzluklar sizin başınıza çöreklenmiş ve kaybeden tarafta yerinizi kral koltuğunda almışsınız zaten.. Siz bundan sonrasına bakın geçmiş ola..

  4. #3
    Kayıt Tarihi
    Apr 2005
    Nerede
    İZMİR
    İletiler
    20.772
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar.

    Sizi o kadar korkutan, talihsizliklerin başlangıcı gibi görülen '' damadınızın'' okulda yaptığı söylenen ve eşine anlatılmakla tehdit olunan konu neydi peki?

  5. #4
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    Nerede
    ankara
    İletiler
    78
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar.

    Güzel uyarılarınız için Teşekkür ederim

  6. #5
    Kayıt Tarihi
    Feb 2008
    Nerede
    ankara
    İletiler
    78
    Dilekçeler Sözleşmeler
    0
    Dosya Yükleme
    0

    Tanımlı Cevap: Yaşadıklarımdan Belleğimde kalanlar.

    Damadım sözde öğrençılerile çinsel ilişkiye giriyormuş. bu daha sonra yine aynı kişiler tarafından yalanlandı bu kişilerer istediklerine istedikleri pisliği yapabiliyorlar.

+ Konuyu Yanıtla

Bu sayfada bulunan kavramlar:

vesayet davasinda zorla akil hastanesine gitmek

ruh sinir hastanesjnden imzamla esimi cikardim

senetle oynama adli tıpta belli olurmu

istimlaktan damat yararlanabilir mi

Adlitip cocuk ceza sorumlulugu roparu 5 yil geiye donerek 14#2#2016

mamak meb kantin ihalesi 01 03 2016

Forum

Benzer Konular :

  1. Bakaya kalanlar yurtdışına çıkabilir mi?
    Merhaba, Ben bakaya durumdayım ve iş için yurtdışına gidip gelmem gerekiyor. Internette bayağı araştırdım ve her kafadan bir ses çıkıyor. Yeni...
    Yazan: goldenaxe Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 3
    Son İleti: 24-10-2011, 21:51:50
  2. Üst katta kalanlar beni ölümle tehtid ediyorlar
    4 katlı binada oturuyorum 3 katı bana ait aile olarak oturuyoruz 6 ay önce ust katı bekarlara kiraya verdiler geceleri sürekli gürültü yapıyorlar bir...
    Yazan: erolkocak Forum: Kat Mülkiyeti Hukuku
    Yanıt: 1
    Son İleti: 12-11-2008, 13:01:41
  3. Bakaya kalanlar bedelliden yararlanabilir mi?
    herkese iyi gunler, ben su anda bakyayim ve ,yurdisindayim acaba calisma vizesini alip askerligimin tecili icin basvuruda bulunabiliyormuyum?
    Yazan: deniz_r1 Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 5
    Son İleti: 31-10-2008, 09:17:33
  4. Askere Giderken Sivilde Geride Kalanlar
    Merhaba Askere gidiyorum Ağustosta Yasım 34 .. Oldukça geç kalmakla beraber bütün hazırlıklarımı yaptım teslim olmak için. Şimdiye kadar...
    Yazan: fatihayana Forum: Askerlik Hukuku
    Yanıt: 4
    Son İleti: 10-06-2008, 02:08:45
  5. Senden Arta Kalanlar
    Güneş senden önce de doğuyordu her gün…. Bulutların arkasına gizlenmiş olduğu günlerde bile bir şekilde doğuyordu… Hazan mevsimlerinde de .. Hüzün...
    Yazan: Av.Mehtap Yeter Engin Forum: Kültür - Sanat - Edebiyat
    Yanıt: 4
    Son İleti: 03-02-2008, 17:51:12

Yetkileriniz

  • Yeni konu açma yetkiniz yok
  • Konuya cevap verme yetkiniz yok
  • Dosya ekleme yetkisi yok
  • İleti düzenleme yetkisi yok
  •  


2022 tarihli Hukuk Blog |  Arabulucu |  Hukuk Kitapları |  Alman Hukuku |  Özel Güvenlik AŞ. |  İş İlanları |  Ankahukuk |  Psikolog |  Site Ekleme |  Sihirli Kadın |  Sağlık |  Satılık Düşecek Domainler |  Bayefendi |  Afternic Alanadı satış (Domain alımı) | 

™ Marka tescili, Patent ve Fikri mülkiyet hakları nasıl korunuyor?
Hukuki.Net’in Telif Hakları ve 2014-2022 yılları arası Marka Tescil Koruması Levent Patent tarafından sağlanmaktadır.
♾️ Makine donanım yapı ve yazılım özellikleri nedir?
Hukuki.Net olarak dedicated hosting serveri bilfiil yoğun trafiği yönetebilen CubeCDN, vmware esx server, hyperv, virtual server (sanal sunucu), Sql express ve cloud hosting teknolojisi kullanmaktadır. Web yazılımı yönünden ise content management (içerik yönetimi) büyük kısmı itibari ile vb olup, wordress ve benzeri çeşitli kodlarla oluşturulan bölümleri de vardır.
Hangi Diller kullanılıyor?
Anadil: 🇹🇷 Türkçe. 🌐 Yabancı dil tercüme: Masaüstü sürümünde geçerli olmak üzere; İngilizce, Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Hintçe, Rusça ve Arapça. (Bu yabancı dil çeviri seçenekleri ileride artırılacak olup, bazı internet çeviri yazılımları ile otomatik olarak temin edilmektedir.
Sitenin Webmaster, Hostmaster, Güvenlik Uzmanı, PHP devoloper ve SEO uzmanı kimdir?
👨‍💻 Feyz Pazarbaşı & Istemihan Mehmet Pazarbasi[İstanbul] vd.
® Reklam Alanları ve reklam kodu yerleşimi nasıl yapılıyor?
Yayınlanan lansman ve reklamlar genel olarak Google Adsense gibi internet reklamcılığı konusunda en iyi, en güvenilir kaynaklar ve ajanslar tarafından otomatik olarak (Re'sen) yerleştirilmektedir. Bunların kaynağı Türkiye, Amerika, Ingiltere, Almanya ve çeşitli Avrupa Birliği kökenli kaynak kod ürünleridir. Bunlar içerik olarak günlük döviz ve borsa, forex para kazanma, exim kredileri, internet bankacılığı, banka ve kredi kartı tanıtımları gibi yatırım araçları ve internetten para kazanma teknikleri, hazır ofis kiralama, Sigorta, yabancı dil okulları gibi eğitim tanıtımları, satılık veya kiralık taşınmaz eşyalar ve araç kiralama, ikinci el taşınır mallar, ücretli veya ücretsiz eleman ilanları ile ilgili bilimum bedelli veya bedava reklamlar, rejim, diyet ve özel sağlık sigortası gibi insan sağlığı, tatil ve otel reklamları gibi öğeler içerebilir. Reklam yayıncıları: ads.txt dosyası.
‼️ İtirazi kayıt (çekince) hususları nelerdir?
Bahse konu reklamlar üzerinde hiçbir kontrolümüz bulunmamaktadır. Bu sebep ile özellikle avukat reklamları gibi Avukatlık kanunu vs. mesleki mevzuat tarafından kısıtlanmış, belirli kurallara tabi tutulmuş veya yasaklanmış tanıtımlardan yasal olarak sorumlu değiliz.
📧 İletişim ve reklam başvuru sayfası nerede, muhatap kimdir?
☏ Sitenin 2022 yılı yatırım danışmanı ile irtibat ve reklam pazarlaması için iletişim kurmanız rica olunur.
Creative Commons License
This work is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License.