Anayasayı ihlal suç duyurusu dilekçesi

İyi günler dilerim. bir kamu kurumunda 657 SK Devlet Memuru olarak çalışmaktayım. İşyerinde vuku bulan bir olaydan ötürü savcılık makamından takipsizlik kararı aldım ancak bu karardan sonra düzenlenen idari rapora göre uyarı cezası ile cezalandırılmam düşünülmekte. savunmam istendi. Ancak anayasanın 138./son maddesi derki : "...Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve BUNLARIN YERİNE GETİRİLMESİNİ GECİKTİREMEZ." denilmekte. bunu gerekçe göstererek tarafıma haksız ceza vermek isteyen idare hakkında anayasayı ihlal suçundan 309. maddeden suç duyurusunda bulunmak istiyorum. böyle bir örnek dilekçe bulabilir miyim sitenizde aradım yanlış mı aradım bilemiyorum ulaşamadım ve mümkünse istem kısmına ne yazmalıyım onu da belirtirseniz sevinirim. şöyle diyebilir miyim (idari amirler hakkında anayasanın bilmem kaçıncı maddesine(....) göre soruşturma yapılmasını talep ediyorum ) tşkler....

Sn.Aleyna,Olayı cok abatmışsın bulundugun kurum amiri,Vali veya kaymakam Re'sen "Uyarma,kınama" gibi cezaları verebilir.C.Savcılgının vermiş oldugu takipsizlik kararı senin suçsuz oldugun anlamına gelmez,(3) ay içerisinde kurumun
Sulh caza mahkemesine itiraz etme hakkı var,Mahkeme tarafından sucsuz bulundugun zaman ve onandıgı zaman Suçsuzlugun subuta ermiş olur.(Uyarma ve kınama ) cezalarında kim tarafından verilmiş ise o yer'e itiraz etme hakın var.Bir bardak suda fırtına koparmak sana birşey kazandırmaz.(kanun yönetmenlik ve tüzükleri iyi okumanı tavsiye ederim)

Sn.Houstonlu,Amiri şikayet 657'de (hiyararşik )düzen içerisinde yapılır.Şikayet edecegin amir kim ise, o atlanarak bir üst amire şikayet dilekcesi verilir.(Anayasa'nın 74.Mad.)Dilekçe verme hakkı.

Alıntı:

---

aleyna81 rumuzlu üyeden alıntı

İyi günler dilerim. bir kamu kurumunda 657 SK Devlet Memuru olarak çalışmaktayım. İşyerinde vuku bulan bir olaydan ötürü savcılık makamından takipsizlik kararı aldım ancak bu karardan sonra düzenlenen idari rapora göre uyarı cezası ile cezalandırılmam düşünülmekte. savunmam istendi. Ancak anayasanın 138./son maddesi derki : "...Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır. Bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve BUNLARIN YERİNE GETİRİLMESİNİ GECİKTİREMEZ." denilmekte. bunu gerekçe göstererek tarafıma haksız ceza vermek isteyen idare hakkında anayasayı ihlal suçundan 309. maddeden suç duyurusunda bulunmak istiyorum. böyle bir örnek dilekçe bulabilir miyim sitenizde aradım yanlış mı aradım bilemiyorum ulaşamadım ve mümkünse istem kısmına ne yazmalıyım onu da belirtirseniz sevinirim. şöyle diyebilir miyim (idari amirler hakkında anayasanın bilmem kaçıncı maddesine(....) göre soruşturma yapılmasını talep ediyorum ) tşkler....

---

Sayin aleyna81,

Sayin Ekrem Iyican'a katiliyorum. Anayasa'yi ihlal suçu düsündügünüz kadar basit degildir. Hukuka merakli ve özellikle yeni baslayan arkadaslarimiz okuduklari kanun, tüzük, yönetmelikleri kisaca mevzuati yorumlamakta güçlük çekerler, farkli bakis açilariyla bakmakta zorlanirlar, yanlis yorumlar yapabilirler bu dogaldir. Bazen uzman hukukçular dahi ayni olay karsisinda ayni kanun hükmüne göre farkli düsünebilirler, farkli yorumlar yapabilirler bu da dogaldir. Düsünün; hukukun en üst kademesindeki 11 hukukçumuz dahi ayni durum karsisinda oybirligiyle bir karara varamadi ve ikisi karsi oy yazisi yazmak durumunda kaldi. Bir silindire cepheden bakan biri dikdörtgen gördügünü, ayni silindire kus bakisi bakan biri ise daire gördügünü iddia edecektir. Oysa bakilan sey aynidir.

Sizin durumunuza gelince -olayi her ne kadar tam olarak anlamis degilsem de-5237 sayili TCK na göre suç teskil etmeyen bir durum 657 sayili DMK 125.m. göre suç teskil edebilir. Burada savciligin takipsizlik karari vermesi normaldir. Bir baska deyisle adli yönden suç sayilmayan bir durum idari yönden suç teskil edebilir.

Diger taraftan hem Anayasa'mizda hem de 2577 sayili Idari Yargilama Usulü Yasasinda belirtilen "...Yasama ve yürütme organlari ile idare mahkeme kararlarina uymak zorundadir. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarini hiçbir surette degistiremez ve BUNLARIN YERINE GETIRILMESINI GECIKTIREMEZ." hükmü sizin anladiginiz anlamda degildir ve 5237 sayili TCK'nun 309. maddesinde tanimlanan suç tipiyle kesinlikle örtüsmemektedir. 309. madde, Anayasal düzeni CEBIR ve SIDDET kullaranak yikip, yerine örnegin seriat düzeni getirmeyi amaçlayanlari cezalandirmak için konulmus bir maddedir.

Bu baglamda "...Yasama ve yürütme organlari ile idare mahkeme kararlarina uymak zorundadir. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarini hiçbir surette degistiremez ve BUNLARIN YERINE GETIRILMESINI GECIKTIREMEZ." hükmü nedir öyleyse diye bir soru soracaginizi tahmin ederek onu da yanitlayayim;

Örnegin bir devlet kurumda müdürsünüz ve haksiz bir sekilde bu görevden alindiniz ve memur olarak bir yere verildiniz ve idare mahkemesinden idarenin karari hakkinda iptal ya da yürütmenin durdurulmasi karari almayi basardiniz. Iste ilgili idare bu mahkeme kararini uygulamak zorundadir ve bunun yerine getirilmesini geciktiremez. Sanirim açiklamalarim yeterince net ve aydinlatici olmustur. Saygilarimla.
Devrim Sinan KARAVELIOGLU

Anayasayı ihlâl
MADDE 309. - (1) Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılırlar.

(2) Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur.

(3) Bu maddede tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Anayasayı ihlalden kastedilen TC.nin temel hukuki ve siyasi düzenini değiştirmeye çalışmaktır demokrasi,laiklik,ülke bütünlüğü gibi unsurları ortadan kaldırmaya çalışmaktır,bunun dışında teknik olarak anayasayı ihlal suçu diye bi suç yoktur.

Değerli arkadaşlar,

Şimdi arkadaş haklı, Anayasa 48-49-41 demek istedi herhalde. 5237 den sözedince Ceza Yasası içeriğinde, kamu kuruluşunda 3 kişiden fazla ve hiyerarşik yapı mevcut. Devlete karşı olunca suç var da, devletin vatandaşa uygulamasının adı ne? Alınan takipsizlik kararı, suçun oluşmadığı anlamını taşımaz mı?

Ben yasada geçen bu cebir ve şiddet kelimelerinin tanımının açılmasını istiyorum. Bence bu olayda büyük olasılık cebir vardır dayak, tokat olmasa da şiddet de vardır. Bunlar doğrudan ve dolaylı yollarla olabilir.Gerçekten biri bana cebirden ne, şiddetten ne anlaşılacağını yazsın. Ben bu kelimeleri çok anlaşılır bulmuyorum, herkes istediği gibi anlıyor. Cebir baskıyı tanımlamaz mı, şiddette de bu anlam yüklü değil midir? Anladığım memur kişi bu tür olaylara maruz kalmıştır. Kamuda, çeşitli yöntemlerle manevi işkence de vardır.

Ben hile ve dolandırıcılık kelimelerinin de yasada neyi tariflediğini anlamıyorum. Bu kavramlar da çok kapalı. Hile ve dolandırma serbest piyasa ve rekabet düzeninde, ikna, pazarlamayla açıklanmakta, çete/örgüt ekonomik büyüme, konsorsiyumla,şirket, holdingle örtüşebilmektedir. Bu kelimelerin anlamları yargıda farklı, iktisadi yaşamda farklı değerlendirilmektedir.

Yasama ve yürütme organlari ile idare mahkeme kararlarina uymak zorundadir. Bu organlar ve idare, mahkeme kararlarini hiçbir surette degistiremez ve BUNLARIN YERINE GETIRILMESINI GECIKTIREMEZ." hükmüne gelince;

Önce şunu söylemeliyim, kamuda çalışıyorsanız, İdarenin eylemine karşı, 657'liler Bölge İdare Mahkemesine, oradan Danıştay'a gider. Şimdi kendi başıma gelen olay dahil söylemek gerekirse izlenen yol, YDK alırsınız. İdare ya uygulamaz ya da uygular, ancak 1 hafta sonra yine eski halinize dönersiniz. Bazı 657'liler inatçı olur YDK ları almaya devam eder, 5-6 kez karar alanı bilirim. Ancak sonuç alınmaz. Şimdi burda cebir yok mu?

Dediğiniz gibi geometrik şekillerle gerçekleşen yorumlar, bizim zamanımızda matematik, cebir ve geometri diye okutulurdu da. Bu da kamudan gelince, o anlamda cebir herhalde. Herkes için herşey farklı algılanmakta. Bu yargı için de geçerli değil mi? Savcı, hakim oval derse suç, daire derse değil.

Ne dersiniz?

Öncelikle belirtmeliyim ki aleyna81 disiplin hukuku ile ceza hukukunu birbirine karıştırmış. Ceza hukuku bakımından suç oluşturmayan bir fiil, disiplin hukuku bakımından disiplin cezasını gerektiren bir suç olabilir. Mesela memurun bir fiilinin C.Savcısı tarafından Türk Ceza Kanununun 125 inci maddesindeki “Hakaret” suçunu oluşturmadığı gerekçesi ile hakkında takipsizlik kararı verildiği bir durumda bu fiilin 657 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin (B-c) bendindeki “Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak” suçunu oluşturduğu kabul edilebilir. Dolayısıyla, aleyna81’in Savcılıktan takipsizlik kararı alması disiplin hukuku bakımından da aklandığı anlamına gelmez. Konunun Anayasayı ihlal ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur.

merhabalar aleyna81 in durumu ile alakalı olarak belirtmek isterimki;anayasaya aykırılıgı idda edilen konunun,aykırılıgının saptana bilmesi için anayasa mahkemesine baş vurulması gerekiyo ki bu başvuruları kişiler degil siyasi par.grupları,cumhurbaşkanı vb açabiliyo.onun için aykırılık davası açamaz sadece-idarenin yapmış oldugu her türlü eylem ve işileme karşı dava yolu acıktır- anayasal maddesi uyarınca işlemin sonucuna ilişkin dava acar.