-
Temel, Amerikanin durduk yerde Irak`a saldirmasindan rahatsiz olmustur. Bir yolunu bulup baskan Bush`a telefon eder:
"Alooo! Ben, Temel olarak size savas acayrum haberunuz olsun!"
Bush, gülerek yanitlar:
"Hehehe...kac kisilik bir ordun var ki?"
Temel düsünür:
"Hmmm...kayinpirader Idrus, halaogli Tursun, kaavedeki arkadaslar..." ve yanit verir: "9 kisidur daa!"
Bush icinden kis kis güler ve ciddi olmaya calisarak:
"Temel bey, sizin 9 kisilik ordunuza karsilik Amerikan ordusu tam 2 milyon askerden olusmaktadir!" der.
"Hmmm..." der Temel:
"Sizu pir süre sonra arayacagum."
Aradan birkac gün gecer ve Temel, Bush`u yeniden arar:
"Baskan, savas ilanimuz gecerlidur. Bir miktar ekipman hazirladuk size karsi!"
Bush, ilgiyle sorar:
"Neymis bunlar?" "Hacan, bizim Tursun`un tiraktörü, benim cakaralmaz tüfek bi de kavedeki arkadaslardan birinin bicerdöveri..."
Bush güler:
"Iyi ama benim tam 150 bin tankim, 30 bin ucagim ve 10 bin askeri gemim var! Haaa, ayrica bu arada askerlerimizin sayisi da 3 milyon oldu!"
Temel yeni gelisme karsisinda biraz sikilmistir:
"Tamam, bir müddet sonra sizu yeniden arayacagum."
Birkac hafta sonra Temel, Bush`u yeniden arar:
"Baskan, savas ilanumuzu ceri alayrum."
Bush merakla sorar:
"Neden?"
Temel, moralsiz bicimde yanitlar:
-Cenevre anlasmasinu incelemisuzdur. 3 milyon savas esirini barinduracak yerimiz yoktur!
-
Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış. Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş. "Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki." Sıra Fransız'ın valizine gelmiş. açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar. Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş. "Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler. Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş "Ocak, Şubat, Mart,......"
-
Başkan Bush'un yeni talimatı:
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim..."
-
Rizeli imamlarla Trabzonlu imamlar turnuva düzenleyip ayda bir maç
yaparlarmis. Ama maci hep Rizeli imamlar kazanirlarmis.
Trabzonlular bir gün "bu böyle gitmez, buna bir çare bulalim, hep
yeniliyoruz demisler. Takim kaptani olan Temel Hoca öyle bir
teklifte bulunmus. Ula bizim Trabzonsporlu Hami'ye sari cübbeyi giydirelim,
"Bu da bizim Hami Hoca, merkez caminin imami,
yeni tayin oldu" diye kandiririz demis. Bu teklifi kabul edilmis ve ilk
maçta Hamiyi de alip Rizeye maça gitmisler. Ama maci yine 2-1 kaybetmişler.
Dönüşte takim kaptanı Temel Hocaya komşusu sormuş:
Temel ne oldu maçın sonucu, kazanabildinizmi?
Yok ya, Rizeliler bizi 2-1 yendiler.
Yapma ya, kim atti golleri? Bizim golü Hami Hoca atti,
onlarin golleri de ronaldo Hoca ile, roberto carlos Hoca atti ...
-
Re: Temel fıkraları
Bu fıkra değil ayniyle vaki bir olaymış.
Temel amcam Bodrum'da damadının yazlığında misafirliktedir. Bahçeyle oynar, çiçek eker, sular mutlu mutlu günlerini geçirir.
Bir gün bahçe duvarı aşan ağacın dalı, arabayı park ettikleri yere denk gelmekte ve arabaya sürtünmekte olduğundan bunu kesmeye karar verir. Gider bir testere satın alır, hayvan gübresi alır, dalı keser, zamansız bir kesim olduğundan gübreyle toprağı karıştırıp kesilen yere sürer ki ağaç zarar görmesin.
Derken sitenin bekçisi Tuncay kesik dalı görünce kimin kestiğini sorar. Amcam ben kestim der,
- ama amca böyle olmaz ki, izinsiz kesim yapamazsın
-evladum, haçan bu dal arabaya sürtüneydu kestum
-ama amca olmaz ki
-evladum bak ağaci sardum zarar olmasın diye
-ama amca izin alman gerekirdi deyince amcam bahçenin çitinden atlayıp bekçinin yanına gelir
-haçan evladum senun adın nedur?
-Tuncay
-bak evladum Tuncay, ha pu dal sürtüneyudu kestum oni aldum canini, haçan sen hala bana sürtüneyusun daaa.
-
Re: Temel fıkraları
Nereden buluyorsunuz bunları canım.? Müthişti,Ellerinize sağlık.:D :D
-
Başka çİmse yok mi?
Temel, bir gün tarlasından eve dönmektedir. Karadeniz bölgesinin sarp arazisindeki patikada ilerlerken, birden ayağı kayar ve yüzlerce metre derinlikteki uçuruma yuvarlanır. Can havliyle, uçurumdaki bir ağacın dalına tutunur. Aşağıya bakar, metrelerce derinlikte ve dibinde de sivri kayalar. Belki duyan olur da kurtarmaya gelir diye avazı çıktığı kadar bağırır:
-Çimse yok miiii!
Bir kaç kere daha bağırır. Sonunda, ta yukarılardan, gökten bir ses duyar:
-Ey kulum Temel! Düşüp ölsen ne var ki? Seni cennetime koyarım. Eğer emirlerimi yaptıysan, yasaklarımdan kaçındıysan, kul hakkı yemediysen hiç korkma!
Temel şöyle bi düşünür, emirlerden hemen hiçbirini yapmamış, yasakların neredeyse tamamını yapmış, kul hakkı desen sadece Fadime'nin hakkını ödeyemez. Başını kaldırıp, tekrar bağırır:
-Başka çimse yok miiii!:)
-
Re: Temel fıkraları
Babanin Sonu
- Babam öldü, demis Temel.
ilyas sormus:
- Neden öldü?
- Apartmanin sekizinci katinin balkonundan düstü.
- Eyvah parçalandi mi?
- Yok, giristeki bakkalin tentesine düsünce oradan havalanip karsi
apartmana yöneldi.
- Apartmana mi çarpti, nasil oldu?
- Yok, karsi apartmanin balkonunda çamasirlar asili idi.Çamasir ipine
vurup fabrikanin bahçesine düstü.
- Orada mi öldü?
- Yok, fabrika çelik yay fabrikasi, bahçedeki yaylarin üzerine düsüp
havalandi yeniden...
- Peki sonra?
- Sonrasi ne? Baktik ki yere inmiyor, biz de vurduk onu
-
Re: Temel fıkraları
AIDS
Temel birgün ölümcül hastaliga yakalanir. Dursun da yaninda refakatçi olarak
kalmaktadir. Temel gelen herkese ben AIDS im der. Dursun artık dayanamaz ve
sonunda sorar :
- Temel sen AIDS felan degilsin neden herkese yalan söylüyorsun?
Temelde:
-Haçen öylede ölücem böylede. En azinda kariyi saglama alalim bari...
-
Re: Temel fıkraları
Bir gazeteci 'Hapishanelerde yaşam' konusunda bir yazı dizisi için mahkûmlardan birisi ile görüşürken sormuş.
"Burada TV seyrediyor musunuz?.." "Sabah programlarını düzenli izlettiriyorlar.. Geceleri tekrar hücrelerimize kilitliyorlar.." "Hiç yoktan iyi.. Değil mi?.."
"İyi mi?.. Ne iyisi?.." diye cevap vermiş mahkûm, "O sabah programları cezamızın bir parçası..!"