Ailenin Korunmasına Dair Kanun bakalım erkek için işleyecek mi?

İzmirli sigortacı M.B.T., 5 ay önce evlendiği ancak düğün akşamı ayrıldığı eşi B.Y.T.’nin kendisini ölümle tehdit ettiğini iddia edip, 'Ailenin Korunması Kanunu'ndan faydalanmak için dava açtı.

İzmirli sigortacı M.B.T., 5 ay önce evlendiği ancak düğün akşamı ayrıldığı eşi B.Y.T.'nin kendisini ölümle tehdit ettiğini iddia edip, 'Ailenin Korunması Kanunu'ndan faydalanmak için dava açtı.

Gazeteport'un haberine göre İzmir'de sigorta şirketi bulunan M.B.T., yanında sigorta elemanı olarak çalışan B.Y.T. ile geçen yıl aralık ayında dünya evine girdi. Yakın akrabaların ve arkadaşların katıldığı sade düğünle evlenen T. çifti, evliliklerini kutlamak için ailelerle beraber İnciraltı'ndaki restorana akşam eğlencesine gitti. Akşam eğlencesi sırasında arkadaşlarıyla sigara içmek için restoran dışına çıkan M.B., iddiasına göre, kayınvalidesi ile tartıştı. Tartışma büyüyünce kayınvalide, yeni gelin kızı B.Y.T.'yi alarak restorandan ayrıldı.

Mutlu evlilik hayali kuran M.B.T. evine yalnız döndü. Aradaki kızgınlığı ertesi günü de gideremeyen M.B.T., 1 hafta sonra da B.Y.T.'nin açtığı 100 bin TL'lik manevi tazminat ve boşanma davasıyla karşılaştı. Bunun üzerine eşi de karşı boşanma davası açtı. İlk duruşmada eşi ve eşinin yakınlarının saldırısına uğradığını, ağır hakaretlerine maruz kaldığını, ölümle tehdit edildiğini ve adliyeden polis nezaretinden çıkabildiğini iddia eden M.B.T., eşi, kayınpederi ve eşinin amcası hakkında suç duyurusunda bulundu.

Tehditlerin telefonda sözlü olarak devam ettiğini öne süren M.B.T., önceki gün avukatı Zehra Sema Ermiş ile İzmir Adliyesi'ne gidip "Ailenin Korunması Kanunu' gereği, eşinin kendisiyle sözle ya da fiili iletişim kurarak tehdit etmesinin önlenmesi amacıyla koruma talebinde bulundu.

DEVLETTEN KORUMA İSTEDİ
Avukatı Ermiş ile dilekçesini Asliye Hukuk Mahkemesi'ne veren M.B.T., yaşadıklarının kabus olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Ne evlendiğimi anladım, ne de boşandığımı. Kağıt üzerinde eşim olan birisinden boşanmaya çalışıyorum. Eşim boşanma davası dilekçesinde kendisini ilk gün dövdüğümü, hareket ettiğimi iddia ederek boşanma davası açtı. Ben de mahkemeye ilk gün, o ünlü restoranda, eşimin ailesi ve yakın dostlarımızla mutlu bir şekilde eğlenirken çekilmiş fotoğrafları mahkemeye verdim. O fotoğraftan yaklaşık bir saat sonra eşim, annesiyle birlikte bana ağır haraketler edip, beni orada bırakarak adeta kaçtılar. Şimdi yoğun şekilde tehditler alıyorum. Bu nedenle koruma talebinde bulundum. Psikolojim, tehditler yüzünden çok kötü durumda."

Mahkeme dilekçeyi değerlendirip karar verecek

Mrb
Aile mahkemelerinin yetkileri çok geniş ancak tecrübelerime göre bizim örf adet ve yaşantımıza uymayan yabancı menşeli yasaları mota mot uygulamaya çalışmaları yüzünden yasalar kötü niyete açık duruma gelmekle birlikte aileyi korumakla görevli mahkeme evlilikleri yok yerede sonlandırabiliyor üzücü olan evlilikler bir sigorta gibi görülmeye başlandı ve kötü niyet dalga dalga yayılıyor kadın cinayetleri sık sık gündemde ancak madalyonun diğer yüzü cinayet yüz kızartıcı bir suç değildir insan nasıl bir pisikoloji ile (hapis uzun süreli neredeyse hayatını harcayacak derecede) bu sonucu göze alır evlilik bu noktaya gelene kadar mahkame nerede mahkemeler pozitif ayrımcılık adı altında boşanma ve bir cinsiyeti kollama kurumu değil haklı ile haksızı ayırma ülkenin yaşam koşullarını ve olağan yaşantısını analiz edip insanlara ve evliliklere iş işten geçtiğinnde boşamak için değil birleştirmek için müdahale etmeli diye düşünüyorum.

Hakimlerde bu kanunu uygulama konusunda genel olarak bence eksiklikler var. Bölge bölge savcı ve hakimleri toplayıp, uygulama eksiklikleri hakkında bilgilendirip, gerekeni cinsiyet ayırt etmeden uygulamaları konusunda uyarmalılar. Sonuçta 4320 sayılı yasa çıkartmış olmak için çıkmadı. Her zaman kadın mağdur olacak diye bir kaide yok. Artık günümüzde de ne kadınlar var. Ve o kadınların da aileleri.

İZMİRLİ sigortacı M.B.T., 5 ay önce düğün akşamı çıkan kavganın ardından ayrıldığı eşi B.Y.T.’nin, kendisini ölümle tehdit ettiğini iddia edip, ’Ailenin Korunması Kanunu’ndan faydalanmak için dava açtı. Kadın hakim, genç kadına, şikayetçi olan eşinin evine ve işyerine bir ay süreyle yaklaşmama ve iletişim cihazlarıyla rahatsız etmeme cezası verdi.
İzmir’de sigorta şirketi bulunan M.B.T., yanında çalışan B.Y.T. ile geçen yıl aralık ayında evlendi. Ancak düğün yemeğinde kavga çıktı, annesi yeni gelin kızı B.Y.T.’yi alarak restorandan ayrıldı. M.B.T. evine yalnız döndü. B.Y.T. bir hafta sonra 100 bin TL’lik manevi tazminat ve boşanma davası açtı. Bunun üzerine koca da karşı boşanma davası açtı.
İlk duruşmada eşinin ve eşinin yakınlarının saldırısına uğradığını, ağır hakaretlerine maruz kaldığını, ölümle tehdit edildiğini ve Adliye’den polis nezaretinde çıkabildiğini iddia eden M.B.T., eşi, kayınpederi ve eşinin amcası hakkında suç duyurusunda bulundu. Tehditlerin telefonda sözlü olarak devam ettiğini önesüren M.B.T., avukatı Zübeyde Sema Ermiş ile İzmir Adliyesi’ne gidip ’Ailenin Korunması Kanunu’ gereği, eşinin kendisiyle sözle ya da fiili iletişim kurarak tehdit etmesinin önlenmesi amacıyla koruma talebinde bulundu.
İki tarafın da açtığı boşanma davaları İzmir 12’nci Aile Mahkemesi’nde birleştirildi. M.B.T.’nin, avukatı Ermiş aracılığıyla verdiği ’koruma kararı’ dilekçesini inceleyen 5. Aile Mahkemesi’nin kadın hakimi Kaftan Bahar Çiftçi, B.Y.T.’nin eşi M.B.T.’ye karşı 4320 Sayılı Kanun gereği aile bireylerine karşı şiddet veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması, eşinin oturduğu adrese ve işyerine 1 ay süreyle yaklaşmama ve aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmeme cezası verdi. Hakim Çiftçi, aykırı davranması halinde B.Y.T.’nin tutuklanacağının kendisine ihtar edilmesine karar verdi. Hakim Kaftan Bahar Çiftçi, baba İ.Y., ve amca M.Y. hakkında aynı çatı altında olmadıklarından, bu yöndeki tedbir kararı alınmasına gerek görmedi. Kocanın avukatı Zübeyde Sema Ermiş, bir ayın sonunda süre uzatımı için yeniden mahkemeye başvuracaklarını bildirdi.

1 ay uzaklaştırma bence az.

Eşimle boşanma davası devam ediyor.Tedbir nafakasını düzenli olarak ödüyorum.Aile mahkemesinden karar çıkarttırmış 6 ay uzaklaştırma çıkarttırmış..Zaten 3 yıldır ayrı yaşıyoruz...kendisi ile zaten görüşmüyorum.Yaklaşık bir ay önce çocuklarımı okuldan aldığımda beni şikayet etmiş ve bu yüzden 3 gün hapis cezası aldım.Geçen hafta da karakola şikayette bulunmuş arabamla gidiyordum üzerime aracını sürdü çok korktum diye...karakoldan çağırdılar böyle bir olayın olmadığını arabasının bile olduğunu bilmediğimi söyledim.dün avukatım aradı.10 gün hapis yatacak mışım ??? şimdi boşanmaya çalıştığım eşim canı her istediğinde beni hapis mi yatıracak? birde suçluluğu ispatlanana kadar herkes masumdur derler hukukta benim suçlu olduğumu neye göre kanıtlamışlar?? karakoldada söyledim hanfendinin üzerime araç sürdü dediği yerde mobese kayıtları var..incerlerse yalan söylendiği ortaya çıkar...bu ceza nasıl kaldırılır ??? teşekkür ederim