Atatürk ile İnönü hiç ters düşmediler mi?
Atatürk ile İnönü'nün 1928-38 arası siyasi açılardan bazı konularda ters düştükleri söylenir.
Para kolleksiyonumda tarihlere bakarken dikkatimi çekti 1942-48 arası basılan banknotlarda Atatürk'ün resmi paralara hiç konmamış, doğrusu şaşırdım .
İsmet İnönü Ataya ihanet mi etti ????
İSMET İNÖNÜ
kendi resmi ile para bastırmıştır...
devletçilik ile liberalizm konusunda araları açılmış olsa da atatürkün yakın arkadaşıdır. devlet yönetiminde askerlikte olduğu kadar iyi değildir, Atatürk gibi düşünce adamı olmadığı için üretmemiş sadece yapılanları korumaya çalışmıştır, ikinci dünya savaşına girmememizi sağlamış ancak ekonomik buhrana engel olamamış bu sebeple rakiplerince suçlanmıştır. zaten bu savaştan 5 yıl sonra cumhuriyet halk fırkası seçimleri kaybetmiştir.
hatay olayında pasif kaldığı için atatürk tarafından topa tutulan, hatta atatürk istanbul'dan hataya giderken trene eskişehirde katıldıktan sonra hakarete varan çok sert tartışmaların geçtiği rivayet edilen kurtuluş savaşının ikinci adamı.lozan görüşmelerinde türkiye yi temsil eden heyetin başkanlığını da yapmıştır ve burda vermeye mecbur kalınan bazı ödünler yüzünden (bkz. adalar) hala eleştirilmektedir
inönü açık bir şekilde kürtlüğünü beyan etmemiştir ama kürt olduğunun bilinmesi için kendi beyanatına gerek yok. sülalesinin kökeni incelendiğinde kürtlüğü apaçık bir şekilde ortaya çıkıyor.
kürt ismet ne türkiye'nin kuruluş aşamasına kadar olan bölümde, ne de kurulduktan sonra rol oynamıştır. kurtuluş savaşı'na kendi isteğiyle katılmadığı biliniyor. zoraki katıldığı savaş boyunca cepheye gitmemiş, düşmana tek bir kurşun sıkmamıştır. kumandasındaki ordu cephede savaşırken kendisi masabaşında oturmuş, iş bittikten sonra da astlarının zaferini sahiplenmiştir.
rahmetli Atatürk'ün ömrünün son 7-8 yılında kürt ismet'i sofrasına dahi oturtmayarak tamamen dışladığını unutmamak lazım. büyük türkçü mareşal fevzi çakmak paşa da aynı şekilde davranmıştır.
Cevap: Atatürk ile İnönü hiç ters düşmediler mi?
İsmet İnönü’yü anmak
Milliyet - Taha Akyol / 26 Aralık 2009
GENELKURMAY Başkanı Org. Başbuğ’un Atatürk’ten başka İnönü, Karabekir ve Çakmak’ı da anma kararını fevkalade isabetli buluyorum. Dün İnönü’yü anmak için Genelkurmay’ın düzenlediği paneli izledim.
Konuşmacılardan Bilal Şimşir, Atatürk’ün Batı ittifakını, İnönü’nün Batı demokrasisini seçtiğini diplomatik belgelerle anlattı, ‘Batı karşıtı Atatürk’ efsanesinin geçersizliğini ortaya koydu.
Konuşmacılardan İsmet Paşa’nın kızı Özden Toker’in “Aile reisi İnönü” konusunda anlattıklarını yeni nesillerin mutlaka öğrenmesi gerekir diye düşünüyorum.
‘Şımarık çocuklar’
İsmet Paşa çocuklarına daima tevazu ve dürüstlük tavsiye ediyor. Genç İsmet, Babıâli ve Saray erkânının şımarık çocuklarını görmüş, yüksek makamların tevazu gerektirdiğini idrak etmiştir. İşte Milli Şef İnönü’nün, 19 yaşındaki oğlu Ömer’e yazdığı 29 Mart 1943 tarihli mektuptan birkaç satır:
“Canım oğlum Ömer’im
Benim çocukluğum imkânsızlıktan dolayı mahrumiyet içinde geçmişti. Senin gençliğin, imkânlardan kendini mahrum edeceğin için mahrumiyet içinde geçecek. Vazifenin gereklerini her şeyin üstünde tutan bir yolun yolcularıyız. Baban bu yolun üzerinde yürümekten zararlı çıkmadı. Oğlum da aynı yollardan geçsin dilerim.”
Gerçekten İnönü ailesi hiç şımarmadı, daima mütevazı ve vakur kalmayı bildi...
Yeni nesil bu yüksek aile ahlakını iyi tanımalıdır.
İnönü’yü okumak
Ben İnönü’nün siyasi çizgisini paylaşmam ama İsmet Paşa’nın yüzyılı kapsayan büyük bir kitap olduğunu, o kitapta öğrenecek çok şeyler bulunduğunu bilirim.
İnönü’ün Hatıralar’ı ile iki yıl önce yayımlanan Defterler’i yakın tarihimizin en önemli kaynaklarındandır. Atatürk’ün ve Karabekir’in yazdıklarıyla birlikte okumak gerekir.
İnönü “İkinci Adam”dır ama kesinlikle kuvvetli bir kişiliktir. İnönü’nün 11 Kasım 1938’de Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ayrı bir deftere, Atatürk’le arasının neden açıldığını yazarak tarihe not bırakması dikkat çekicidir. Şubat 1939’da yazdığı uzun notta “Bu kavgada haksızlık, esasında Atatürk’ündü. Tatbikatta idaresizlik ve haksızlık ikimiz arasında bana düştü” diyor.
Siyasi düşünce tarihimiz bakımdan önemli bir not daha; İnönü Defter’in 26 Temmuz 1966 günlü sayfasına şunu yazmış: “Devletçilik, bitti.”
İnönü’den bugünkü liderlere
İsmet Paşa’nın Defterler’inden birkaç notu bugünkü liderlere ‘ders’ olarak iletmek istiyorum.
Evvela Kürt sorununun ne kadar ‘derin’ olduğu... Temmuz 1935’te Doğu illerimizi gezen Başvekil İsmet İnönü, 9 Temmuz Salı günü defterine şunları yazıyor:
“Kürt meselesi vardır. Siyasi olarak sindirilmiştir. Ama vardır...”
İnönü’nün 6 Şubat 1971 günlü notu da şöyle:
“Erzurum’da Kürtçüler Dev-Genç olarak yakalanmıştır.”
Ve siyasette kavgadan sakınmak...
Ana muhalefet lideri İnönü 10 Kasım 1966 günlü notunda, Anıtkabir’de Başbakan Demirel’le yan yana yürüdüğünü vurguluyor... Büyük Sinema’daki anma toplantısında yapılan kavgacı konuşmaları ise şöyle eleştiriyor:
“Büyük sinema: Konuşanlar: Yücel Akıncı, Mucip Ataklı, İlhami Soysal, İlhan Selçuk, Muammer Aksoy. Hepsi birbirinden ölçüsüz, sert. En son ben (konuştum).
Demokrat rejimdeyiz. Uzlaşma var. Düşmanlık yok.”
Evet, bugünkü liderlerin dikkatine!..
Cevap: Atatürk ile İnönü hiç ters düşmediler mi?
İsmet İNÖNÜ' yü rahmetle anıyorum.. Erdal İNÖNÜ' yü de aynı şekilde..
Atatürk ile fikirlerinin çeliştiği malum..
Kişisel olarak ben bunu; iki güçlü kişiliğin fikir ayrılığına bağlıyorum..İki zeki, akıllı ve vatansever insan..
Onlara minnet borçluyuz..
Cevap: Atatürk ile İnönü hiç ters düşmediler mi?
Her zaman
Her yerde
Her şartta
ve bıkmadan usanmadan
İNÖNÜ'nün
emperyalizmle mücadelemizde yenilgimizi hazırlayan
bir Serv gibi
ikili anlaşmaların önünü açan ve
bu halkın yıllar önce vermiş olduğu onurlu mücadeleyi satan biri
bir KÖK HÜCRESİ olduğuna inanır ve
HAYKIRIRIM...
Şimdilerde bu zatın kimler tarafından savunulduğunu görmemiz
onları değil
yazık ki bizim HAKLILIĞIMIZIN kanıtıdır...
VESSELAM!