Re: Biraz şiire ne dersiniz?
GARİP İNSAN
Ey çocuğum, sevgiler yalan, dostluklar yalan
Hayal ve oyunla, bir zaman da sen oyalan.
Yıllar ilerledikçe, maske düşer yüzlerden
Gönül kederle dolar, sevgi gider gözlerden.
Ne umdukların olur, ne vefayı bulursun
Bu çileli hayatta, yandıkça durulursun.
Hüzünlü bir hatıra kalır, sevdiklerinden
Peşinde gece gündüz, şevkle döndüklerinden.
Ne geçen gün gelir, ne o heyecan bulunur
Ne sevgisiz yaşanır, ne sevgiye doyulur.
Kaderin hükmü, nice ateşleri söndürür
Seni ezik yaşatır, ötekini güldürür.
Bir gün ayrılır yollar, eş, dost ve arkadaştan
Sen de yorgun çıkarsın, bu çileli savaştan.
Yıkılır içindeki o muhteşem saraylar
Yıpratır seni, nefse ağır gelen olaylar.
İnsanlar yalnız doğar, garip ve mahzun ölür
İnsan bu hakikati, son baharında görür.
Yılların yorgunluğu, gözlerinden okunur
Yalnızlık düşüncesi, can evine dokunur.
Kaderin kıskacında, yaşarken de ölünür
Yıllar geçtikçe insan, yalnızlığa gömülür.
Sızlanmak ve yanmakla, ne dert biter, ne acı
Allah'a dönmektir, bu yalnızlığın ilacı.
Huzur arayan gönül, Hakk'la sükûnet bulur,
O'nunla ağrı diner, acılar unutulur.
Yaşamaktan gayemiz, Yaratan'ı bilmektir
İnsan gibi yaşayıp, insan gibi ölmektir...
Ahmet Ulukaya ( 1942 -)
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
ANACIĞIM
—Anneme ve bütün annelere—
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Kaç geceler bana ninni söylerdi,
Hasta olunca oydu başucumda bekleyen,
Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen
Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Uzun kış geceleri masal masaldı.
Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar,
Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar
Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı.
Akşam biraz geciksem yollara düşerdi .
Sokağa çıkarken «Yavrucuğum üşütme» derdi.
Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı.
Nasıl hatırlamam anacığım nasıl?
Bilirim yine kalbinde yerim anacığım.
Selam sana Kadınlar Günü İstanbul’dan.
Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan,
Vefalı ellerinden öperim anacığım.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
Söylemek istedim içimdekini
Niçin diye açılacakken ağzım
Lügatlardan çıkardılar niçini
Sizin olsun su, sizin olsun ekmek
Yetti günlerin gecelerin kahrını çekmek
Kuşum dilediği dalda yapsın yuvayı[
Ona armağan bırakıyorum
Yıldızları güneşi havayı
Arif Nihat Asya
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir sey var.
Yaşadın mı,yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelüsin koklamaktan bir çiçegi
..............
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir,bir kuşa,bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde,onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
..............
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadşını
Kavgaya tüm kaslarınla,gövdenle,tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi,bir yaprak gibi,bir taş gibi dinleneceksin
...............
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle,ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümürt bir denize dalarcasına
................
Uzak ülkeler çekmeli seni,tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak,bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Diğişmemelisin hiçbir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
.................
Ve kederi de yaşamalısın,namusluca,bütün benliğinle
Çünkü acılar da,sevinçler gibi olgunlastırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
.................
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey,hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat,sunulmuş bir armağandır insana
Ataol Berhamoğlu
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
Sezai Karakoç'un esrarengiz şiiri Mona Roza'yı aşağıdaki linkten izleyebilirisiniz.
http://dahi.wordpress.com/2007/01/08...na-roza-siiri/
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı TARANCI
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
ADAM OLMAK
Çevrende herkes şaşırsa,
bunu da senden bilse,
sen aklı başında kalabilirsen eğer,
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır,
hem kendine güvenirsen eğer,
bekleyebilirsen usanmadan,
yalanla karşılık vermezsen yalana,
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana.
Düşlere kapılmadan düş kurabilir,
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer,
ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir,
ikisine de vermeyebilirsen değer,
söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz,
kandırabilir diye safları, dert edinmezsen,
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz,
koyulabilirsen işe yeniden.
Döküp ortaya varını yoğunu,
bir yazı turada yitirsen bile,
yitirdiklerini dolamaksızın dile
baştan tutabilirsen yolunu.
Yüreğine, sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da,
herkesin bırakıp gittiği noktada,
sen dayanabilirsen tek.
Herkesle düşüp kalkar, erdemli kalabilirsen,
unutmayabilirsen halkı, krallarla gezerken,
dost da düşman da incitemezse seni,
ne küçümser, ne büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan hakçasına
her şeyi ile dünya önüne serilir,
üstelik oğlum, adam oldun demektir...
Rudyard Kipling( 1865-1936 )
Şiir Parkı'ndan
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
güzel bir şiir duygularina saglik.
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
SADRAZAM HAMAMDA
Günlerden bir gün
Hamama gideceği tuttu
Sadrazam hazretlerinin
Bir yanında birinci veziri
Bir yanında ikinci veziri
Bir yanında üçüncü veziri
Sonra efendime söyleyeyim
Peşkircibaşısı
Nalıncıbaşısı
Sabuncubaşısı
Velhasıl tam dört yüz kişilik kafile
Peştemal takıp girdiler hamama
Geçtiler kurnaların başına
Üçer beşer
Sadrazam deseniz
Kuruldu göbektaşına
Yan gelip yattı
Memleketin en ünlü tellakları
Sardılar dört yanını
Kimi elini kaptı kimi bacağını
Bir keseleme, sürtme faslıdır başladı
Tamam on iki saat
On iki ünlü tellak
İncitmeden keselediler
Hazretin mübarek vücudunu
Öylesine kir çıktı ki sormayın
Her biri nah parmağım gibi
Aman efendimiz bu ne kiri
Demeye kalmadı
Keselerin altında eriyip gitti
Koskoca sadrazam
Bütün maiyet erkanı yerinden fırladı
- Nittünüz devletliyi
Dediler tellaklara
Tellaklar cevap verdi:
- Biz yıkadık, keseledik
Devletlinin kirden ibaret olduğunu bilemedik
Suç bizde değil
Neyleyelim
Kir bitti Sadrazam elden gitti ...
Ümit Yaşar Oğuzcan
( 1926 - 1984 )
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
12 AY
Yılın ilk ayı Ocak,
Kar yağar kucak kucak.
İkinci ay Şubattır;
Soğuğu pek berbattır.
Mart kapıdan baktırır,
Kazma kürek yaktırır.
Nisanda çiçek açar;
Sevinçle kuşlar uçar.
Mayısta kiraz yeriz,
Kuzuları severiz.
Haziranda yaz başlar.
Dağılır arkadaşlar.
Temmuz yakar, kavurur;
Ekinleri oldurur.
Ağustos harman ayı,
Sevinir köylü dayı.
Eylüle yoktur sözüm;
Getirir incir, üzüm.
Ekim ayı gelince,
Kapılırız sevince.
Kasımda yağmur bol,
Üşüme dikkatli ol.
Aralık yılın sonu,
Soğuktur eni konu.
Bu on iki arkadaş
Bizlere olur yoldaş.
Hepsi güzel, sevimli,
Çalışana verimli.
Tembeller ay, gün seçer,
Ömürleri boş geçer.
Rakım ÇALAPALA