Hırsızlık yapıp yalan söyleyen eşten boşanma

iyigünler,

5 senedir evliyim. Eşimin nişan döneminde aşırı kredi kartı hrcamaları olmuştu, ve oluşan borcu kredi çekerek kapatmış ve çalışıyorken maaşından ödemişti. Böyle akılsızca bir hatayı tekrar yapmayacağını,dikkat edeceğini belirtmişti.Evlendikten sonra iş hayatı olmadı.
Evliliğimizin ilk yılları iyi geçse de 2 sene önce tekrar kredi kartı çıkarttı. Uyarmama rağmen gizledi,geçiştirdi,devam etti, ve sonuçta borç yine birikti.
Daha önceden zaten kaybolan paralar oluyordu şüpheleniyordum ama ispat edemediğim için birşey yapamıyor konuşamıyordum bile, çünkü ben yapmadım nasıl benden şüphelenirsin? diyordu...Ben uyurken sessizce cüzdanımdan para aldığını gördükten sonra, konuyu açıkça söyledim.
bu sırada yakın bir arkadaşı da benzer bir konuda onu suçladı. İftira olduğunu söyledi. Daha öncesinde benim çalıştığım işyerine 5 dk uğradığında odamda bana emanet edilen büyük bir para kayboldu. herneyse buların hepsini sakince oturup konuştum, hataları tekrarlamamak düzeltmek gerekir dedim, yapılanları bilmeliyim dedim.

eşim son iki sene de, hem cüzdanımdan, hem çantamdan nakit paralar alıp kredi kartlarına yatırdığını, ayrıca zaman zaman düğünde takılan ziynetlerden de bozdurduğunu söyledi.

Ben bu konuda üzüntümü ailemle paylaştım ve anneannemin aylık maaşını da çaldığını öğrendim, kendisi bunu itiraf etti.
Bana en acı gelen bu oldu, ilişkimiz boyunca, evin ve eşimin hiçir ihtiyacını karşılamamazlık yapmadım. o çalışmadığı sürece sorun etmeyip aylık para verip sadece kendien harca dedim.bu sırada ev kredisine de girdim.Fakat tüm iyiniyetime rağmen başıma bunlar geldi, öğrenince yıkıldım şok oldum.
Özellikle ananem konusunda çok üzüldüm ve o gece aramızda konuşurak, bu evliliğin yürümeyeceği, arada güvenin kalmadığını ve büyük zararlar verdiğini söyledim, özür diledi, bir şans istedi, ben ise evi terk ettim.





Ailesi malıma hatta benim ailemin sahip olduğu mala göz dikmiş insanlar, ve onu yönlendiriyorlar.Benimle görüşmek istedi ama bu süreçte ben görüşmedim. Sonra bir mektup bıraktı, ve orada yaptığı hataları yazmış. Evi boşaltırım demesine rağmen evi boşaltmadı ve oturuyor 3 hafta oldu. Ortak bir arkadaşımıza telefon ettirdim. O da boşanmak istemediğini söyledi. Başka bir konuşma da ise boşanma olursa, ailesinin evine gidemeyeceğini ve evi geliri olmadığını söyleyerek talepkar olacağını belli etti.






Edinilen mallar bir şekilde paylaştırılır. Fakat burada hırsızlık düzen ile zaten bir kısmını benim de ödemiş olduğum 50 bin tl ye yakın kredi kartı harcaması var.

eşim kusurlu olmasına rağmen,ben ona tazmimat nafaka mı vermeliyim? Benden birşeyler talep edecek yüzü olsa bile böyle birşey kanunlarda var mı?

Ben maddi manevi zarara uğradığım için üste para almam gerekirken, kocası olarak benim para vermem gerekiyormuş.

evlilikten sonra edinilen malımız sadece kredi ile girdiğimiz evdi, onun taksidini de 23 ay ödedim zaten..

zaten zarardayım ve daha fazla zarara uğramamak için neler yapabilirim?

( Tüm yapılan kötülüğe karşı , benim adalet duyguma ve yaşanılan günlere saygımdan ötürü düşündüğüm şu, evın 2 yıl kredisini beraber ödedik, o zaman bunda senin de katkın vardır, sana yarısı olan 1 yıllık kredi bedeli verebilirim. )


Hepinizin mutlu huzurlu bir yuvası olması dileğiyle..

teşekkür ederim

mektup en sağlam kanıtınız. şahitleriniz ile dava açmanız halinde kazanmanız yüksek olasılık.hırsızlık suçu yüz kızartıcı bir suçtur ve boşanma davasını eşinizin kusurlu olduğu kanıtlanırsa tazminat alma ve nafaka ödememe hakkınız olur. tazminat talebinizi zarar miktarına göre talep edip ev konusunda oluşabilecek mal paylaşımında mahsuplaşma yöntemiyle alabilirsiniz. eşinizin hırsızlık suçu alışkanlık hastalık derecesinde ...

Bu hırsızlık durumunu ispatlarsanız en azından çalışmayan eşe nafaka vermeyebilirsiniz.

Ancak unutmayın hırsızlık düzeltilebilecek bir davranış bozukluğu olarak gözükmez.Bir hızsız fırsatını bulduğu an mutlaka bu davranışı tekrarlamıştır.Polis kayıtlarında yakalanan 70 yaşını aşmış bir hırsızın 30 yıl önce de bu suçu işlediği bir 30 sene bu işi yapmamış olsa da(veya yakalanmamış) 30 sene sonra bu işi gene bir ayağı çukurda yaptığı gözlenmiştir.

Siz bu şekilde bir insanla ısrarla evlilik sürdürerek siz de bu hataya bir yerde ortak olmuş durumdasınız.

Bu iddia ile ortaya çıkarsanız ispat yükü de sizdedir.Boşanmak için bana iftira atıyor derse daha da zor duruma düşme ihtimaliniz var.Bu hırsızlıkların hiç birinde(eşler arasında hırsızlık gibi bir şey söz konusu değil hele ki altın bozdurmasında hiç sorun yok zaten altınlar kadının malı, bununla beraber arkadaşlarından ve akrabalarından çaldıkları hukuken hırsızlıktır) de adalete yansımamış ve bir ceza almamışsa karşınızda hukuken püripak bir kişi var.

Bir avukatla görüşmeden veya karşı tarafla anlaşmadan bir adım atmamanızı tavsiye ederim.

akraba ve arkadaş arasında yapılıp affedilmiş şahitlerle sabit olsada böyle mi yorumlanır ? eğer böyleyse gerçekten çok yazık hukukta affetme şans verme diye bir savunma yok o halde.

Mektupta konuyu açık açık ortaya koyan itiraflar varsa elbette bu mahkemede değerlendirilir.Ama hukuken ceza almış olsa işi çok daha kolay olurdu.Masumiyet karinesine sığınıp kanıtlanmış bir suçum yok ailesi ve kendi bana iftira atıyor mektubu ben yazmadım/zorla yazdırdı/barışmak için yazdım diye yapacağı savunma nispeten uğraştırıcı olacaktır.

cevabınız için teşekkürler.

mektup aileme ayrı bana ayrı yazılmış. bunları saklıycam. Aileme ayrıca yazıyor çünkü ayrıca onların da parasını aldı.

Mahsuplaşma konusu aklıma gelen bir konu ve zaten maddi ve manvi zarara uğradığım için (sadece ben değil, arkadaş ve akrabalar da) aslında hiçbirşey vermemem gerekir. Çünkü arada ufak sorunar olsa da eşimi seviyordum ve herzaman evliliği devam ettirme düşüncem vardı, fakat onun yüzünden bir anda bitmiş oldu.
KANITLANIRSA.. demişsiniz fakat durumu zaten kabul ediyor ben aldım diye söylüyor.
Hırsızlık gerçekten hastalık olmuş, keşke kleptomani olsaydı.

- - - Updated - - -

Alıntı:

---

Engin Ünalmış rumuzlu üyeden alıntı

Bu hırsızlık durumunu ispatlarsanız en azından çalışmayan eşe nafaka vermeyebilirsiniz.

Ancak unutmayın hırsızlık düzeltilebilecek bir davranış bozukluğu olarak gözükmez.Bir hızsız fırsatını bulduğu an mutlaka bu davranışı tekrarlamıştır.Polis kayıtlarında yakalanan 70 yaşını aşmış bir hırsızın 30 yıl önce de bu suçu işlediği bir 30 sene bu işi yapmamış olsa da(veya yakalanmamış) 30 sene sonra bu işi gene bir ayağı çukurda yaptığı gözlenmiştir.

Siz bu şekilde bir insanla ısrarla evlilik sürdürerek siz de bu hataya bir yerde ortak olmuş durumdasınız.

Bu iddia ile ortaya çıkarsanız ispat yükü de sizdedir.Boşanmak için bana iftira atıyor derse daha da zor duruma düşme ihtimaliniz var.Bu hırsızlıkların hiç birinde(eşler arasında hırsızlık gibi bir şey söz konusu değil hele ki altın bozdurmasında hiç sorun yok zaten altınlar kadının malı, bununla beraber arkadaşlarından ve akrabalarından çaldıkları hukuken hırsızlıktır) de adalete yansımamış ve bir ceza almamışsa karşınızda hukuken püripak bir kişi var.

Bir avukatla görüşmeden veya karşı tarafla anlaşmadan bir adım atmamanızı tavsiye ederim.

---

Engin bey cevabınız için teşekkürler.
zaten bunun devamı geleceğini düşündüğüm için de hiç güvenim kalmadı, ve hala yapmadım dediği şeylerle ilgili tam tersi bilgiler geliyor, ortaya çıkıyor.

Size şunu söylemek isterim, benim bahsettiğim artık suçlama değil , iddia da değil, iddia olarak ortaya attığımda geçmişte reddetti, ben de onun sözüne inanarak evliliğimi sürdürdüm, güvendim.Şimdi kendisi zaten senin cüzdanından ve işyerinden eve getidiğin paraların içinden para çaldım diyor. Ve bunu kendi akrabası da dahil olmak üzere 7-8 kişinin önünde anlatıp kabul etti.Bu kişilerin adını versem dinlenseler bu ortaya çıkmaz mı?
Eşler arasında hırsızlık yok ama ben cüzdanımda 100 tl ile uyuyorum, sabah kalkıyorum 20 lira kalmış, haliyle uyurken cebime koymuyorum veya kasaya kilitlemiyorum,bu hırsızlık değilse nedir? güveni kötüye kullanmak olabılır mı?

Daha önceden bu konuda sicili yok,tutanak,şikayet ve cezası da yok..
Babama ait olan bir paranın bürodan kaybolma olayı var.

Kendinizin parasını değilde bir başkasının parasını çaldığını ispat edebilirseniz bu baya işe yarayacaktır.Yoksa karşı taraf bunu kabul etse bile ''beni açta açıkta parasız bıraktı 1-2 defa eşimin cebinden para almak zorunda kalmıştım'' diye ağlayıp mağduru oynayabilir.Bu durum hakimde eşinin ihtiyaçlarını karşılamayan ve eşini zor durumda bırakan bir koca profili düşündürüp sizin aleyhinize gelişmelere bile sebep olabilir.

Evlilik boyunca edinilen mallar ve kazanç ortaktır.Altınları da habersiz bozdurdu demişsinizde hepsi sadece kadının malı zaten.Mahkemede de bu yanlış taraflardan tutarsanız haklı iken haksız duruma düşebilirsiniz.Eşler arası hırsızlık olayına şu şekilde bir örnek verirsem ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Boşanma aşamasında ama hala evli olan bir çiftten koca eve geldiği zaman evin adeta boşaltıldığına kendi kişisel eşyalarının dahi ortada olmadığına şahit oluyor.Bunu yapan eşin bile hırsızlık suçlamasıyla değerlendirilmediğine bizzat şahit oldum.Kendi evi gelmiş almış bir şeyler diyip polis bir tutanak tutup gitti.

O yüzden başkaca insanlara yaptığı bu davranışının, ailenize karşı sizi bu yüz kızartıcı suçla zor durumda bırakmasının üstüne gitmek daha mantıklı diye düşünüyorum.

Engin bey yönlendirme için teşekkür ederim.
Ben zaten altınların derdinde değilim yeterince zarara uğramışım , ne yaparsa yapsın diyorum, şu anda da hala evde oturuyor belki malları da kaçıtrabilir artık bunlara da bakmıycam.
En kısa zamanda bir avukat eşliğinde oturup anlaşmaya çalışıcam, nafaka ve tazminat vermeyeceğimi vs belirticem, eğer tüm yaptıklarına karşın hala birşeyler iddia eder ve talepkar olursa, ben de ona karşı duygusal davranmadan şikayetçi ve davacı olucam.
Artık hırsızlık siciline işlenir mi bilmem ama bu kadar iyiniyete karşı artık kendi yolunu kendi çizsin.

Bu arada mektuplarda bana ve aileme maddi ve manevi büyük zararlar verdiğini, utandırıcı işler yaptığını ve zararı karşılamak için her gerekeni yapmaya hazır olduğunu defalarca yazmış. Bunlar sanırım en büyük itiraf oluyor.
bunlara rağmen görüşmemizde bakalım istekleri olacak mı?

tekrar bu başlığa yazıp haberdar edicem.
teşekkürler

Bugün avukat eşliğinde bir görüşme yaptık. Avukat eşime; tazminat veya nafaka hakkının olmadığını, kusuru olduğunu, ama edinilmiş maldan hakkı olabileceğini belirtti.
Ben de aslında para vermeye gönüllü olmadığımı yine de geçmişe saygıdan ve anlaşma amacıyla eve ödediğimiz kredi taksitleri tutarının yarısını verebileceğimi söyledim.
Ne istediğini sordum hiç bir net cevap vermedi. Ama teklifime de olumlu yanıt vermedi. Ailesinin evine dönemeyeceğini ve iş bulması veya kurması gerektiğini tüm bunlar için zamana ve paraya ihtiyacı olduğunu söyledi. Ben ailemin evinde kalıyorum sen de dönebilirsin dedim. Dönmemek senin kararındır dedim. Düşünmem lazım dedi.
Düşünmesini hatta farklı bir avukata gidip danışmasını tavsiye ettim.


Sizce dava bu aşamadan sonra nasıl ilerler?
Anlaşmalı olmayacak gibi davrandı ama avukatından da ona dava açalım üstüne gidelim diyebilecek bir noktası olabilir mi?

Merhaba, öncelikle geçmiş olsun demek istiyorum, sizi çok iyi anlıyorum çünkü benim de benzer olay başımda...
Üzerinden epey yıllar geçmiş olsa da konunuzun, sorun benim sorunuma benzer göründüğü için, sormak istiyorum. Sonuç ne oldu? Ne yaptınız? Gelişmeler ne oldu ve şu anda uzayan devam eden bir durumunuz var mıdır? Lütfen cevap verirseniz çok sevincem. Sırf bu konu için siteye üye oldum :)