-
Şiir dalında ikincilik ödülüne layık görülen eser,
ATA'YA SAYGIYLA
G üneş doğdu sayende karabulutlarla kaplı turdum üstüne,
A rdından milletçe yürüdükte kavuştuk özgürlüğe,
Z iyan olmayacak Atam milletime verdiğin hiçbir emek
İ lle de vatan, ille de millet, işte bize bu gerek
M iras bıraktığın aydınlık meşaledir, sönemez!
U sanmadan ardından yürür milletim, bu yoldan dönemez!
S usmaz yürekler coşar; "Türklük, Türklük" diye
T ek vücuduz biz, başımızda sensin, dünya bunu böyle bile!
A rdından bak geliyor; Mustafalar, Mehmetler, Ayşeler...
F ikri bir, vicdanı hür, aydın Türk gençler.
A ramıza almayız fitneyi fesadı biz biriz,
K im bölmek isterse demir yumrukla ezeriz.
E cel korkutma gözümüzü vatan can, bayrak canan
M uradım şehitliktir; helal olsun bu yola damarımdaki kan.
A rdımızdan bakar durur, haindeki zalim gözler,
L anetli dilekleri yolumuzdan çıkmamızı bekler.
A ma sapmaz hiçbir Türk çıkmaz sokaklara
T emiz alınlara sürdürmez hiçbiri tek damla kara
A slına dönüktür her birinin aklı da, yüreği de
T ers dönecek bir gün hainin emeği de, dileği de
Ü stüme yıkılsa dağlar, kalsam enkazlar altında her an,
R abbim büktürme bileğimi, eğdirme başımı, döndürme bu yoldan
K imse düşüremez dizlerim üzerine, bu bedenden can çıkmadan
-
Şiir dalında üçüncülük ödülüne layık görülen eser,
Sana Öldü Diyenler
Sana doğru geliyoruz ,biliyoruz ki unutmadın , Türk milletini,
Mavi gözlerin ışıldıyor ,çağırıyor bizi yattığın yerden ,
Biliyoruz ki sen uyumassın,
Sana öldü diyenler de ölmediğini biliyor Atam.
Bu Cumhuriyetin, köylüsünden ,milletin efendisinden,
Özürler diliyorsun,aç ,susuz ,emek verilmemiş insanlarından,
Okula gidemeyen ,süt içemeyen çocuklarından ,
Bir fotoğraf bırakıp gitmiştin,ya;
Kara tahtanın önünde Alfabeyi öğretirken ,
Topraklarımızı peşkeş çeken , reklam eden ,
Vatanımızı karış karış lime eden siyasetçilerimizden,
İleriyi göremeyen ,geleceği şan, söhret, mal ,mülk ,sevdasına
Vatanımızı kitaplarda, haritalarda satılığa çıkaranlara...
Bir öfke yağıyor gözlerinden,alın cizgileri derinleşiyor...
Emanete hıyanet ,hiyanete dalkavukluk bu ,
Başka adı yok.
Siz ki diyor;
Asil Türk Milleti,
Bir avuç kalsanızda ,
Bayrağiniz kanınız ,
Vatanınız; Ananız, Babanız,
Atam sesleniyor uyuduğu yerden,
Sana öldü diyenler ,ölmediğini biliyor Atam.
Kalbimizdeki yerin asla dolmayacak..
-
Yazı dalında ikincilik ödülüne layık görülen eser,
Ben TÜRK Milleti'yim!!
Tepemde parlayan güneş,ruhumu cayır cayır yakarcasına parıldarken,umutsuzluğa kapılmış zavallı bir bedene sahiptim.. Bir düşüncem vardı elbet kurtarabilmek için yıkılmışlıkları.. İdeallerim vardı elbet söndürebilmek için ezici mumları.. Uygulayamadım.. Ve tekrar o derin uykuma daldım!.. Ben, Türk Milleti'yim!! Ben 1881 de ölmüş, yitmeye yüz tutmuş Türk Milleti'yim.. Ben 2006'da yaşıyorsam hala,ben diriysem , Ata'mın gölgesinde,beynimdeki karanlığı aydınlatan Türk Milletiyim!!
Kaoslarımdan sağ salim çıktım ben.. Öyle şeyler geldi ki başıma,bir görseniz,bir dinleseniz beni.. Küçük bir bebektim önce.. Zamanla büyüttüler beni, ne savaşlar verdim kendi kendime.. Tam olgunluğa eriştim,varlığımın temellerini attım derken,kendim dışındaki her valrlıkla savaş vakti geldi.. Ben Türk Milleti'ydim.. Eğer savaşıyorsam, beynimdeki o oyuncak duvarları yıkmak için savaşmalıydım! Ve savaştım.. Her yerim yara aldı,ellerim kan içinde kaldı. Ağlıyordum,gözlerimden yaşlar akıyordu.. Sel oluyordum,ve ülkeyi bucak bucak sarıyordum artık..
Birden düşüme bir adam girdi.. Gözleri parlıyordu,''Kurtuldum!'' dedim.. ''Kurtuldum'',kendi kendime.. Adını Atatürk koydum.. Mustafa Kemal Atatürk!!.. Sarıp sarmaladı beni.. Ellerimden tuttu önce,kanayan yaralarıma ilaç oldu,ellerimdeki kanları sildi ve kaldırdı onları göğe doğru.. Ruhumu sarmalamış olan,medeniyetimi ve zihniyetimi çalıp,beni yıkmaya çalışan o düşmanların hepsini kovdu etrafımdan önce.. İşte hazırsın dedi.. Çağdaşlaşmaya hazırsın!!
O'nun izinden gittim. O nereye gidiyorsa,oraya gittim ben de!! Işıkları yaktı birer birer zihnimde,içimde çağdaşlaşmak uğruna savaş veren bir sürü çocuk yarattı.. Artık hazırdım! Kendimden emindim.. Bütün yaşadıklarım silindi birer birer..Yeniden başlıyordum hayata.. Diriltti beni.. Günümü geceme kattım Atatürk'ün hakkını ödeyebilmek için.. Her şeyin vakti gelmişti artık.. Ben Türk Milleti'ydim ve artık kimseye boyun eğmeyecektim..
Ne güzel şeymiş hür olmak!! Ne güzel şeymiş bağımsızlık!! Güneşlerin özgür günlere doğması,onu ne güzel kılıyormuş meğer.. Damarlarımda ''muhtaç olduğum o kudretin bulunması''.. Ne güzelmiş.. Ve şimdi ben, yaşarken doğduğum günü kutluyorum! Benim doğumgünüm!! ''Eğer bugün yaşıyorsam'' diyorum, ''Ata'm,senin sayende yaşıyorum! ''
Ve ben Türk Milleti'yim.. Hür,bağımsız ve her güne özgür uyanan Türk Milleti.. Mutluyum.. Huzurluyum.. Senin sayende Büyük Adam.. Senin sayende.. Saygılar olsun sana, benim kadar huzurlu uyu! Ben senin eserinim,ve buram buram 'SEN' kokuyorum.. Ben yaşadıkça ilelebet yaşayacaksın Mustafa Kemal Atatürk.. Sen hiç ölmeyeceksin!
Ben de..
-
Yazı dalında üçüncülük ödülüne layık görülen eser,
CUMHURİYET 83 YAŞINDA
Bir hayal kurdum dün yine
Mustafa Kemal mecliste
Çıktık açık alınla 10 yılda her savaştan 10 yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan diyordu nağmelerde
Altın saçlarını dökmüş önüne
Deniz gözleri ışıl ışıl gülmekte
Özgürüz diye sevinmekte
Seslendim Atam diye. Ne kadar isterdim 83 yıl önce yaşamayı, Ankara sokaklarında fener alayları ile birlikte dolaşmayı. Yaşasın Cumhuriyet diye meclis binasına koşmayı. Birden gözlerinde gülüşler arttı. Binlerce teşekkürler dedim. Bu kürsüdeyim sayende.
Bu imkânsız bir hayaldi elbette. Cumhuriyette doğmasam da 83 yıl önce Ankara'da olmasam da, ben bugün yıllar önce yaşanan özgürlük coşkusunu hatırlatmak sevincimi paylaşmak istiyorum.
Türk milletinin üstüne bir güneş gibi doğdu Cumhuriyet
Geçmişin karanlığına bir perde,
Özgür yarınlara bir ışık oldu Cumhuriyet
Tüm yurdu sevince boğdu Cumhuriyet
Neydi bu insanları bu kadar sevindiren? Kısaca bundan bahsetmek istiyorum.
1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti'nde Osman beyin ailesinden gelen kişiler devleti yönetiyor, yönetim babadan oğula geçiyordu.
1517 yılından sonra padişah aynı zamanda halife sıfatı da kazandı. Artık din kuralları da yönetimde etkiliydi.
Bu yönetimle de devlet üç kıtaya yayılmış bir imparatorluk haline gelmişti.16. y.y. dan itibaren Avrupa karşısında gerileyen Osmanlı Devleti'nde askeri, ekonomik ve yönetim alanındaki bozulmalar kendini hissettirdi.Artık padişahlarda yenilik hareketlerine ihtiyaç duyuyordu.
Halk egemenliğine dayanan bir yönetimin kurulması için meşrutiyet ilan edildi. II Meşrutiyet denemesi de olumsuzlukla sonuçlandı.
Tarih olumsuz şekilde ağlarını örüyor, Osmanlı Devleti kurtarıcıya muhtaç, hasta adam durumuna geliyordu.
Yabancı basın "Türk Tarihi kapanıyor. Türkiye korkunç karanlıkta kayboluyor" diye yazıyordu.
Bu olumsuz ortamda I. Dünya Savaşı da kaybedilmiş düşman dört bir yandan yurdumuzu işgale başlamıştı.
Türk Milletinin kurtarıcısı, Kurtuluş Savaş'ımızın kahramanı Mustafa Kemal; yurdu kurtarma mücadelesine girdiği zaman padişahlık sistemi ile yurdun işgalden kurtulamayacağını anlamıştı. Saltanat ve halifeliğin kaldırılarak Cumhuriyet idaresinin kurulmasının gerekli olduğuna inanıyordu.
"Bir gün gelecek hayal ettiğimiz bütün inkılâpları başaracağım. Mensup olduğum millet bana inanacak" diyordu.
İnanmıştı da;
"Ya istiklal ya ölüm!"diye başladı mücadele.
Bir yandan savaş sürüyor cephede,
Bir yandan sinsi düşman, gericilik içerde
Şehit düşüyor Hasan Tahsin İzmir'de
Yok, edilmek istenen halife değil
Dine yönelik istismarcı düşünce
Erzurum Maraş, Antep'te,
Türk milleti siper etti göğsünü cephede
Kadın erkek el ele
Elifler cephane taşıdı kağnısıyla
Mustafa Kemal'in kağnısı derdi kağnısına
Durur mu Mustafa Kemal'in kağnısı bacım
Koştu kendini ölen kocabaşın yerine
Kim korkar ölümden
Düşman girmiş memlekete
Savaşmaktan yemek yemeyi unutmuş askerler
Marşla besleniyor siperlerde
Annem beni yetiştirdi bu ellere yolladı
Ellerimi kınaladı, Allah'a ısmarladı.
Kim yapabilirdi ki bu fedakârlığı istemese
Kolay gelmedik Cumhuriyet'e
Bir yandan askeri zaferler sürerken bir yandan Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.Saltanat kaldırıldı.Artık devlet bir meclisle idare ediliyordu.Meclis Başkanı Mustafa Kemal olmuştu.Hükümeti belirleme görevi net değildi.Cumhurbaşkanı olmadan Başbakan seçmek, yasa dışı olurdu.
29 Ekim1923 gecesi 20.30' da Cumhuriyet ilan edildi.20.45'te Cumhurbaşkanı seçimi yapıldı. Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Aynı gece tüm yurda duyuruldu.
Türk Milleti en büyük siyasi zaferini kazanmıştı.
Tüm yurt sevince boğuldu.
1924'de Halifelik kaldırılarak demokratik düzen sağlamlaştırıldı.
Mustafa Kemal; " Türk Ulusunun bağrında temiz bir kuşak yetişiyor bu eseri ona bırakacağım" demişti.
Doğacak bebeklere yarındı Cumhuriyet.
Sonbaharda yeşeren bir filiz,
Kışı beklerken gelen yaz,
Türk yurdunda açan en nadide çiçek.
Ey Türk Gençliği!
Türk İstiklalini ve Cumhuriyetini koruma görevi senin
Bu çiçek korunmak ister
Kurutmasın kavurucu sıcaklar
Dondurmasın soğuk kış geceleri
Kopartmasın rasgele esen rüzgârlar
Bak süslendi sokaklar verdik el ele
Türk Milleti yıılar sonra hep birlikte
Bu bize Cumhuriyetten bir hediye
Yurdumun en büyük bayramı bugün
-
Yazımı 2.liğe laık gördüğünüz için teşekkür ediyorum
-
Bir ürünün tedarikinde üretici firmadan doğan aksaklık nedeni ile ödülleri söz verdiğimiz tarihte gönderemedik özür dileriz...
Tüm ödül kazanan üyelerimizin ödülleri ( Adreslerini bildirenler ) 21.11.2006 tarihinde gönderilecektir. Lütfen Alan buradan yönetime bildirsin takip edilmiş olur...