Cumhurbaşkanlığı Makamına İftira davası açabilir miyim ?

Merhabalar. Cumhurbaşkanına hakaret suçundan hakkımda kamu davası açıldı. Cumhurbaşkanı avukatı müşteki temsilcisi olarak dahil oldu.

2021 de mahkeme hakaret değildir diyerek duruşmayı düşürdü.
Karşı tarafın avukatı bir üst mahkemeye başvurdu. Bir üst mahkeme yine aynı şekilde karar aldı.
Karşı tarafın avukatı yine bir üst mahkemeye başvurarak temyiz istedi.

Şimdi ilk açılan dava kamu davası özelliğini koruyor, karşı tarafın bir üst mahkemeye başvurması ile kamu davası olmaktan çıkar mı ? En başından beri hiçbir duruşmaya katılmamış sadece duruşmayı uzatarak beni sürekli duruşmalara dahil etmiş olan karşı tarafı veya avukatına iftira suçundan mahkemeye verip tazminat veya ceza davası açabilir miyim?

Karşı tarafın avukatına dava açabilir miyim bu tür bir durumda ? ( Temsil ettiği makam cumhurbaşkanlığı fakat cumhurbaşkanı oturup buna dava açın bunun davasını kazanmamız gerekli bunda istinafa gidin diyecek birisi değil makam olarak, bu kişinin verdiği kararlar şahsi kararlar)

Cevaplarınız için teşekkürler.

Öyle zor bir soru sormuşsunuz ki. Günümüz siyasi koşullarında şunu yapın bunu yapın demek çok zor. Öncelikli olarak avukatı, yasal yolları kullanmaktan ötürü şikayet edemezsiniz. Çünkü kararı veren yerler yargı yerleridir yani mahkemelerdir. Siz talep edersiniz, hakim reddeder. Üstelik beni haksız yere şikayet edip duruyorlar deseniz bu defa da mahkeme size şunu söyleyecek "şikayet hakkı anayasal bir haktır". Bu durumda yine mesut olmayacaksınız.

Siyasi koşulları unutursak peki. Karşı taraf beni hakaret ettiğim gerekçesine ile suçluyor mahkeme bunu red ederse karşı tarafın yaptığı eylem bir iftira mıdır? Davanın kamu davası olarak başlaması ve ilk duruşma sonucunda mahkemenin duruşmayı red etmesi artık kamu davası olmaktan çıkarır mı? Bu dava kamu davası olma özelliğini korur mu? Çünkü kamu olarak savcılık makamı suçlamadan vazgeçti. Mahkemenin devam etme nedeni KATILAN. KATILAN kamu davasını bu şekilde devam ettirmeye hakkı var mıdır?

Suç tipinden bağımsız olarak şunları söylemeli:

Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler. (CMK 170/2)
Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına (istinaf/temyiz) başvurabilir. (CMK 242/1)
Karar, katılanın başvurusu üzerine bozulursa, Cumhuriyet savcısı işi yeniden takip eder. (CMK 242/2)

Dolayısıyla savcı ve katılan kanunun verdiği hakları kullandığı için suçlanamaz.

İftira suçuna gelince, TCK 267/1'e göre iftira; "Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmek"tir.

İftira suçu için öncelikle isnat edilen suç bakımından yargılamanın tamamlanması, kararın kesinleşmesi gerekir.
Karara karşı istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa elinizde kesin bir karar yoktur.

Beraat kararı ise CMK 223/2'ye göre şu hallerde verilebilir:

a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
c) Yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmaması,
d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir hukuka uygunluk nedeninin bulunması,
e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması,

Dolayısıyla beraat kararı, (b) fıkrası hariç, sanığın o fiili işlemediği anlamına gelmez.

Dolayısıyla genel olarak iftira suçunun oluşması kolay değil. Karar kesinleştikten sonra böyle bir suç oluştuğuna inanıyorsanız zaten kendiniz ceza davası açamıyorsunuz, savcılığa şikayette bulunmanız, savcının olayı incelemesi ve gerekli görürse iddianame düzenlemesi gerekir.