Hayatın Olağan Akışı ya da Eşyanın Tabiatı
Daha çok eleştiri için açtığım "Avukat Aranıyor" başlığım kilitlenmiş. Verilen cevapta ise "hayatın olağan akışı" diye bir cümle var ki hayatın olağan bir akışı yoktur sadece insan beyninin varsayımları vardır. Kapatılan konumda özellikle bu durumun üstesinden gelebilecek nitelikteki avukatlarda olması gerekenleri ya da belki olması gerekenlerden bazılarını yazmıştım. Bu konuyu açmamdaki sebep, insanların, bazen özellikle eğitim görmüşlerin ön yargılarla hareket edip bu davranışlarını hayatın olağan akışı ya da eşyanın tabiatı gibi ön yargılardan elde edilen kalıplarla açıklamaya çalşmaları. Ama hayat doğrusal bir çizgide ilerlemez ve taşa etkiyen yer çekimi kuvveti Sinop'ta Hatay'dan daha fazladır.
Cevap: Hayatın Olağan Akışı ya da Eşyanın Tabiatı
Sinop'ta denize atılan taşa etki eden yerçekimi kuvveti deseydiniz bir ihtimal ....
Cevap: Hayatın Olağan Akışı ya da Eşyanın Tabiatı
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Sinop'ta denize atılan taşa etki eden yerçekimi kuvveti deseydiniz bir ihtimal ....
Etkiyen sözcüğü etki eden anlamında zaten. TDK sözlük sayfasında olmasa bile https://web.itu.edu.tr/~yukselen/Uck...0momentler.pdf adresinde ctrl+f ile yapacağınız kısa bir arama ile bu sözcüğün İTÜ tarafından kabul edebilirsiniz. Kurduğum cümle anlam ve dil bilgisi kuralları yönünden doğrudur ama "Sinop'ta" kelimesinden sonra virgül gelmeliydi. Ayrıca atılma kelimesini kullanmama gerek yok. Çünkü burada bahsi geçen kavram ağırlık olmaktadır. Ağırlık, kütleye etki eden yer çekimi kuvvetidir ve bu yer çekimi Kuvveti Sinop'ta, Hatay'dan daha büyüktür. Böylece hukuk fakültelerine fizik dersleri gerektiğini de anlamış oldum.
Ayrıca hayat olağan bir akışa sahip olsa ve eşyanın tabiatı mutlak olsa özel hukuk dallarına gerek kalmazdı.
Hukukun bir amacı ihtiyaç duyulduğunda yenilik getirebilmektir. Ağırlığın, madde miktarına etki ettiğini bilmeyenler Sinop'ta 5 Nt, Hatay'da 4.9 Nt gelen aynı madde miktarı ile bir sorun çıktığında ne yapacaklar merak ediyorum.
Cevap: Hayatın Olağan Akışı ya da Eşyanın Tabiatı
Alıntı:
54321 rumuzlu üyeden alıntı
Etkiyen sözcüğü etki eden anlamında zaten. TDK sözlük sayfasında olmasa bile
https://web.itu.edu.tr/~yukselen/Uck...0momentler.pdf adresinde ctrl+f ile yapacağınız kısa bir arama ile bu sözcüğün İTÜ tarafından kabul edebilirsiniz. Kurduğum cümle anlam ve dil bilgisi kuralları yönünden doğrudur ama "Sinop'ta" kelimesinden sonra virgül gelmeliydi. Ayrıca atılma kelimesini kullanmama gerek yok. Çünkü burada bahsi geçen kavram ağırlık olmaktadır. Ağırlık, kütleye etki eden yer çekimi kuvvetidir ve bu yer çekimi Kuvveti Sinop'ta, Hatay'dan daha büyüktür. Böylece hukuk fakültelerine fizik dersleri gerektiğini de anlamış oldum.
Ayrıca hayat olağan bir akışa sahip olsa ve eşyanın tabiatı mutlak olsa özel hukuk dallarına gerek kalmazdı.
Hukukun bir amacı ihtiyaç duyulduğunda yenilik getirebilmektir. Ağırlığın, madde miktarına etki ettiğini bilmeyenler Sinop'ta 5 Nt, Hatay'da 4.9 Nt gelen aynı madde miktarı ile bir sorun çıktığında ne yapacaklar merak ediyorum.
Ütopik yaklaşımlarınıza hayran kaldım açıkçası,
konuya tek cevap veren benim, benim hukuk fakultesinde eğitim aldığım ve aldığımı sandığınız bu eğitim eksik bir kısmı olduğunu nasıl anladınız çok merak ettim.
Hukukçu değilim, olmadığımı da gereken her durumda belirttim açıkça.
Bu da ilk mesajınızda yakındığınız '' önyargılarla hareket edilmesi '' konusundaki yanlışa en başta sizin düştüğünüzün açık göstergesi.
2. Olarak,
bu konuyu açtığınız kategori , yaşam - sohbet- forum oyunları.
Yani birilerinin katılmak istememesinin , sizin için eğlenceli gelen bir konunun bir başkası için eğlenceli görülmeyip, absürt bir konu olarak değerlendirilebileceği en uygun ( ve elbette doğru) kategoride açılmış bir konu.
Bana göre bu başlıkta devam etmeye çalıştığınız konu, gereksiz, boş beleş bir mevzu. Bir yanıt vermek için harcanak her bir sn. boşa harcanmış çok büyük bir zaman kaybı.
3. olarak, forum sayfaları gönüllülük esasına dayalı işleyen paylaşım ssiteleridir. İsteyen katılır, istemeyen katılmaz. Alakasız konular içine dahil olup kendi açtığınız konuya bir cevap verilmesi isteğiniz de forumlardaki gönüllü katılım ilkesi ile uyuşmayan bir istek. Site amacıyla, işleyiş mantığıyla uyuşmayan bu tarz yaklaşımlara devam etmeyeceğinizi umuyorum.
4.olarak,
ilk konunuzu kilitleyen bendim. Başlıktan itibaren kelimenin tam anlamı ile bir meslek grubuna hakaret içeren kelimeler, yakıştırmalar içeren, dalga geçer mahiyetli saçma sapan bir mesaj içeriği vardı, özü ; gereksizdi. Gereksiz konu da tarafımdan kapatıldı.
O konuyu açma amacınızı sonradan açıklamak zorunda kalmış olmanız da , o ilk konudaki yazdıklarınızdan insanların sizin anlatmak istediğiniz şeyi anlamalarının mümkün olmadığını gösteriyor bence.
Bir fıkra anlatıp kimse gülmediğinde fıkradaki komik kısmı açıklamaya çalışmaktan bir farkı yoktu anlayacağınız.
