Cevap: Darbelere Bir Bakış
Şimdi 982 resmi koruması olan korumalardan yanına dahi asla yaklaşılamayan öldürülmekten mi neden korktuğu anlaşılamayan bir başbakanın bu tavrıyla; korumasını beklemeden yürüyüp giden Genelkurmay başkanının tavrını aynı gibi görüp bunu utanmadan söylemek herhalde insan beynine aklına yapılacak en büyük hakaret ve darbedir .İşin acısı buna inanmamızı bekleyen bir zihniyet... Daha acısı buna inanan bir sürü kişi.... Ha bu söylediği metrobüs reklamı kadar gerçek.... Ve sizler inanıyorsunuz.... EE kardeşim hiç biriniz sormuyor mu korumasız giden halk adamıysa başbakanla Çankayada ki ne ? Bu sorunun yanıtını sadece kendinize veriniz yazmaya gerek yok... Fuzuli işgal yapmayalım...
Birde zırt pırt vede genellikle ve özellikle gece yarısı geçirilen ve nedense ''torba'' yasa içinde olan kanunlar var... Her biri başka bir garabet ve ülkenin temeline konan bombalardır... Ve bunlarıda görmemek ilginçtir... Burada unutulmaması gereken çok önemli özellikler vardır. Siyasi partiler seçim bildirgeleri yayımlar ve burada halka söz verirler neler yapacaklarına ve halkta buna oy verir ( her nekadar reelde böyle olmasada kabul budur. Seçim bildirgesi seçim için zorunlu unsurlardandır bu yüzden. Ha ne yazdığını bilen var mı derseniz... İlgili partisi bile bilmez çoğu zaman... Fakat yasal olan odur...) Yani bir siyasi parti gerçek anlamda HALKA NE YAPACAKLARINI BUNLA BİLDİRİP HALKIN BUNA ONAYINI ALIRLAR. Partinin sözü budur ve buna onay alır...
Halkım istedi halkım istedi halkı dinleriz diyip duranlar aslında bu bildirgeye uymak zorundadırlar... Halkın belirli bir kesimi bunun için oy vermiştir... Başka başka işler yaparsanız bunu halkım istiyor diye yutturmak ayıptır. Örneğin 4+4+4 garabetini halkım istiyor demek ayıp ötesidir. Bunu yalanlarla saklamak ve dini siyasete alet ederek masum insanların duygularını sömürmek kepazelik ötesidir. Ve bunu dandik bir ilahiyat mezunları derneği isteyip bunu halk istedi demek ; bu işin uzmanı MEB lığının bile haberi olmaması, tarihte ilk defa seçmeli dersin kanuna girmesi.... Gerçek anlamda bir darbedir. Laik cumhuriyete vurulan gericiliğe kapı açan bir darbe.... SEçim bildirgesinde varmıydı da halk bunu istedidenebiliyor ? Neden bu referanduma gitmedi acaba ? Neden din bukadar öne çıkarıldı? Türkiye İslam Cumhuriyeti gibi mi görülüyor .... Görülmüyorsa bu yapılanlar ve bir sürü torba yasası tam bir darbe olmuyor mu? Hemde tam anlamıyla rejimi değiştirmeye yönelik.... tam sözcük anlamıyla....
Cevap: Darbelere Bir Bakış
Malumunuz bu günlerin modasıda 28 Şubatçıları toparlamak derdest etmek... Baştan evleri aramalar sonra gözaltı sonra sorgu ve illaki tutuklama talebi ile sevk... Burada aslında en merak ettiğim konu evlerde ne aradıklarıdır.Sizce ne arıyor olabilirler ?
Azıcık beyin cimnastiği yapalım gelin... 1. Ergenekon 2. ergenekon cart curt adları altında olmayan ''darbe'' ye karşı müthiş duyarlı olan hükümet artı özel yetkili mahkemeler ve bunların savcıları doğru yanlış darbe veya değil ama ortada somut bir olay olduğu açık olan 28 Şubat ı neden bu kadar geç soruşturmaya başladılar ? Düğmeye niçin bu kadar geç basıldı? Hiç bir yere bakmadan da yanıt verin bakalım o dönemin Genel Kurmay başkanı kimdi?
Son sorunun yanıtını anımsayamadı çoğunuz neden anımsayamadığınızı ileride açıklayacağım amma KKK HKK Ve Jandarma Genel Komutanını da anımsayamadığınıza bahse girebilirim bunu da not olarak alın bir kenera yazın....
Kesin olan 28 Şubat ın gerçek en öndeki kişisi Merhum Necmettin Erbakandır. Dönemin başbakanıdır o meşhur MGK toplantısına bizzat katılmış kararların altına yardımcısı Tansu hanımla birlikte imza atmıştır.Aslında bu konuda en çok konuşacak kişi de merhum olan kişidir hiç şüphesiz... Düşünelim acaba Necmettin Erbakan sağken bu iktidar 28 Şubat olayının üzerine gidebilir miydi? Acaba kendilerini ilk Necmettin Erbakan Madara etmez miydi ? Acaba ölümünü mü beklediler ? Benim şahsi düşüncem kesinlikle böyle olduğudur.
Peki 28 Şubat kararları diye alınan kararlar ki şunlardır :
Millî Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat 1997 tarih ve 406 Sayılı Kararına Ek-A (rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler)
1-Anayasamızda cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın 4'üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması icin mevcut yasalar hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.
2-Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği Millî Eğitim Bakanlığı'na devri sağlanmalıdır.
3-Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihraklarin etkisinden korunması bakımından:
a-8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.
b-Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kuran kurslarının Millî Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
4-Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü, milli eğitim kuruluşlarımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.
5-Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet İşleri Başkanlığı'nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerek gerçekleştirilmelidir.
6-Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.
7-İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK'yi dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.
8- İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK'dan ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkan verilmemelidir.
9- TSK'ya aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.
10-Bu maddenin tam metnini Turkiye'nin uluslararası ilişkilerini ilgilendirdiği için yayınlayamıyoruz.
11-Aşırı dinci kesimin Türkiye'de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.
12-T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa Belediyeler Yasası'na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve bu tür olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.
13-Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.
14-Çeşitli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.
15-Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtari örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.
16-Özel üniforma giydirilmiş korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal işlemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tür yasadışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.
17-Ülke sorunlarının çözümünü "Millet kavramı yerine ümmet kavramı" bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.
18-Büyük Kurtarıcı Atatürk'e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındakı 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.
bu kararları TSK mı almıştır ? Hayır MGK almıştır başkanlığını Cumhurbaşkanının yaptığı en üst düzeyde ki ''tavsiye organı'' şimdi bu kararlardan dolayı bu kararlarda imzası olmayan kişiler toplanmaktadır. Acaba diyorum acaba Erbakan yaşasaydı.....
Cevap: Darbelere Bir Bakış
Bu kararları TSK resmiyette almamış gözükse de,bir şekilde aldırmıştır.Savunulacak hiçbir tarafı yoktur.Diyorsunuz ki hükümet neden bu kadar geç kaldı 28 şubat için!!! Evet haklısınız, ammaaaa!!! Asker bu kararları aldırmak için neden geç kaldı peki o dönemde.Yoksa şu meşhur yüzde 70 maaş zammını mı bekledi.Kimbilir.
Cevap: Darbelere Bir Bakış
Toplam 1 dosya bulunuyor
Cevap: Darbelere Bir Bakış
Dosya 1238
Timsah gözyaşlarını ülkücü kesimin oy avcılığını yapanlar bunları bıraksın bu resmin hesabını versin önce. Bu kişinin katili kimdir ? Yargılanıp idamı infaz edilmemiş birisidir bu iyi bakın.... Sonra timsah gözyaşı dökenlere onu savunanlara bir daha bakın... Bu kişi onların eseridir...
İdamı asla savunmam savunmadımda kafam o konuda çok karışık olsada hep ''ya hata olursa'' diye korkarım... Ama bu resim idam edilen birisinin değil .... Devletin işlediği cinayettir... Baş sorumluları TBMM si altında bazıları daha yukarıdadır... Onun için gelin konumuza usul usul devam edelim biz...
Silivriyi izlemeye devam edin ölü sayısı kaça çıkacak görün... Yüzlerine gözlerine bulaştırılan bir kepazelik sonucu neler oluyor... bu arada duyarsız kalmayada devam edin... Uyu yavrum ninni uyutayım seni... RTE nin göz yaşlarıyla avutayım seni...
Biliyor musunuz? RTE bu mektubu okumasına okududa aileye merhaba bile demedi... seçim bitttiiiii mektup gitti... atta.....
Cevap: Darbelere Bir Bakış
BOP eş başkanı
Başbakana görevi millet verir.
Acaba bu BOP eş başkanlık görevini kim verdi?
TBMM de görüşülmeyen gizli bir görev.
http://www.dailymotion.com/video/x87...p-erdoyan_news
Cevap: Darbelere Bir Bakış
"Darbe nedir?"
Nereden başlarsınız, nasıl anlatırsınız? Askerler yönetime el koyarlar, demokrasi rafa kaldırılır, özgürlükler boğulur, aykırı görülen herkes ve her şey ayıklanır... Baskınlar, gözaltılar, işkenceler, uyduruk yargılamalar, yargısız infazlar...
Başka söze gerek var mı sizce? Galiba var, o dönemin yıkımlarına ve acılarına doğrudan maruz kaldıkları veya tanıklık ettikleri halde, hâlâ darbeden medet umanlara söyleyecek sözümüz var:
Konfor kırıntılarından paylarınıza düşenleri yitirmemek için, ruhlarınızı korkulara yem ederken çocukların gözlerine hangi yüzle bakacaksınız? Bu çocuklar yarın büyüyüp de, "o zamanlar neredeydin, ne yaptın?" diye sorduklarında, "sizi şeriat tehlikesinden korumak için darbeye destek verdim" mi diyeceksiniz? "Kendi değerlerinize ve iradelerinize sahip çıkıp, idealleriniz için mücadele etmek yerine, hâkî eteklere tutunacak kadar aciz miydiniz?" diye sorsa içlerinden birileri, ne cevap vereceksiniz?
Sizin büyüklerinizi de böyle kandırmamışlar mıydı? "Şu tehlike, bu tehdit" diye diye yapmamışlar mıydı o darbeleri? Her seferinde, insanca bir yaşam, eşit ve özgür bir dünya, demokratik bir düzen isteyen insanların kan ve gözyaşlarını zalimce akıtıp kendi iktidarlarının harcına kattıklarını nasıl unutursunuz? O iktidarların ülkeyi nasıl talan ettiklerini, bütün çiçekleri siyanürle sulamaya çalıştıklarını, bütün renkleri silip sadece ak ve karayı hâkim kılmak istediklerini, en çok da emekçileri ezdiklerini ülkenin bugünkü haline bakıp görmüyor musunuz? 1 Mayıs 1977'de, darbeye giden yolu açmak için o güzelim insanların bedenlerini yerlere serenler ile bugün onların anılarına bir karanfil bırakmasına bile tahammül edemeyenlerin aynı zihniyette olduklarını görmeniz için ne yapılabilir?
Aması yok, şartı şurtu yok, darbeye ve her türlü darbe çağrısına karşıyız, karşı olmalıyız! Emekleri sömürülen, hayatları sömürge-leştirilen mazlumların demokrasiye kararlılıkla sahip çıktıkları bir süreci inşa edelim; edelim ki,ülkemin bütün çocuklarına söyleyecek sözümüz olsun!
Neymiş efendim, 4+4+4 darbe değilde neymiş..Hadi be kardeşim çocuk mu kandırıyorsunuz.4+4+4 olsa olsa hükümetin yanlış icraatlarından biridir,o da kimine göre.Veya çoğunluğun hoşnut kalmadığı bir uygulamadır olsa olsa.
Darbelere bakış demişiniz ama,ne hikmetse darbelere bakmamışsınız...