Cevap: Ertuğrul Özkök' e hatırlatalım
Bu da benim ilerleme raporum
http://www.hurriyet.com.tr/_yazarlar/images/10b.jpg
DÜN, dünya görüşümü, fikirlerimi, önyargılarımı bir kenara koyup, AK Parti hükümetinin icraatı ve öteki kurumların gidişatı konusunda kendimce bir “ilerleme raporu” hazırladım.
Tabi “Kendimce” dediğime göre, sahip olduğum yargıları ne kadar kenara koyabildiğim sorgulanabilir.
Hayatını benim ve Hürriyet’in üzerinden kazanan bazı “kesin inançlıları” ikna etmemin mümkün olmadığını biliyorum.
Ben yine de tarafsız bir gözlemde bulunduğuma inanıyorum.
* * *
* AK Parti hükümeti, PKK sorununu çözmek amacıyla başlattığı “demokratik açılımda” bana göre tarihi önemde iyi şeyler yapıyor. Henüz ortaya çok somut şeyler konmamakla birlikte, niyetin samimiyeti konusunda ikna olduğumu söyleyebilirim. Bu politikayı ben de destekliyorum.
* Ermeni açılımı konusundaki adımları da destekliyorum. O alanda da cesur ve önemli adımlar atıldı. Bu adımlar, Türkiye’nin dış dünyadaki imajının düzelmesine de yardımcı olacak.
* Ortadoğu politikalarında başarılı ve sonuç alıcı bir yol izlendiğine inanıyorum. Ancak, İsrail konusunda gereksiz bir sertleşmeye gidildiği görüşündeyim. Ayrıca bu konuda iç kamuoyunun haddinden fazla “ısıtılmasının” tehlikeli sonuçlar doğurabileceği endişesi taşıyorum.
* Ekonomik krizin yönetimine gelince. Finansal kurumlar düzeyinde, krizin “teğet geçtiği” düşüncesine katılıyorum. Türkiye’nin bu krizi gelişmiş birçok ülkeye göre daha az hasarla atlattığına inanıyorum.
Bunda 2001 krizi sırasında başarılan yeniden yapılanmanın etkisi olduğu kesin.
* Buna karşılık reel ekonomide ve ekonominin mikro alanlarında krizin bırakın teğet geçmeyi, damardan girdiğine inanıyorum. Vatandaşının günlük hayatta ekonomik krizden ağır biçimde etkilendiğini görüyorum.
*
Türkiye’nin Batı’dan koptuğu tezine katılmıyorum. Ama Batı ile ilişkilerde, bu izlenimi verecek ve ilerde daha da derinleşebilecek bir üslup sorununun yaşandığına da kesin gözüyle bakıyorum.
* * *
* Askerin demokrasi üzerindeki vesayetinin kaldırılmasında çok önemli adımlar atıldı. Atılan adımlar sayesinde, Türkiye’nin asker-sivil ilişkilerinde sağlam bir konsensüse doğru gittiğini söyleyebilirim.
* Ancak, bazı gazetelerin ve köşe yazarlarının askeri eleştirmede “gurur kırıcı” sınırı aşmasının, ordunun psikolojisini olumsuz etkileyecek noktaya geldiğine inanıyorum. Başbakan’ın bu konudaki “ölçülü”, zaman zaman da “kollayıcı” bir üslup ve tutum sergilemesinin de çok iyi olduğu kanaatindeyim.
* Ergenekon davasının, devlet içindeki çetelerin temizlenmesi ve darbe niyetlerinin engellenmesi bakımından tarihi önemde bir dava olduğuna içtenlikle inanıyorum. Bu yapılanmanın tamamen çökertilmesi ve bir daha kimsenin böyle yollara tevessül etmemesi için sonuna kadar gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.
* Ancak bu dava sırasında yapılan çok vahim hukuk hatalarının, üzülerek davaya gölge düşürdüğünü gözlüyorum. Bu hataların, ilerde Türkiye’nin başına çok ağır İnsan Hakkı ihlalleri yargılamaları getireceğini tahmin ediyorum.
* Demokrasi üzerindeki askeri vesayet kalkarken, bu defa demokrasi üzerine çok ciddi bir “sivil vesayet” tehlikesinin çökmeye başladığına inanıyorum.
*
Devletin çeşitli kademelerinde görev yapan bazı bürokratların ve kurumların, tıpkı askeri vesayet dönemlerinde olduğu gibi “durumdan vazife çıkararak” büyük haksızlıklar yaptıklarını, hukuk ihlallerine yol açtıklarını giderek daha çok örnekte görüyorum.
* * *
* Devletin özerk olması gereken bazı çok önemli kurumlarının son yıllarda aşırı derecede siyasallaştığını ve tarafsızlığını kaybederek, cezalandırma aracı haline dönüştüğünü gözlüyorum.
* Yargı üzerindeki baskıların giderek arttığına ve bağımsız karar verebilme imkânlarının azaldığına inanıyorum. Medyanın bir bölümünün yargı üzerinde insafsız bir baskı oluşturduğunu gözlüyorum.
* İllegal telefon dinlemeleri alabildiğine arttı. Ayrıca legal telefon dinlemelerinde de konuyla hiç ilgisi olmayan özel konuşmaların da dava dosyalarına konmaları, sızdırılmaları ile toplumun psikolojik dengesini sarsacak bir korku ortamı oluşturuldu. Bu korku artık iktidar yanlılarına bile sirayet eder hale geldi.
*
Basın özgürlüğü konusundaki gelişmeleri ise fevkalade endişe verici buluyorum. Basın üzerindeki baskıların bazı alanlarda askeri rejimleri bile aratır hale geldiğine inanıyorum.
* * *
Evet, benim ilerleme raporum da bu.
Son derece samimi ve tarafsız bir duyguyla kaleme alınmıştır.
Hürriyet
Cevap: Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
"ANALAR AĞLAMASIN!"
Öyle mi?
Kim bu anaları ağlatmak istemeyenler?
Buyurun:
"...
Tam o sırada sakallı ve mavi gözlü bir nefer ayağa kalktı. Tüfeğini bana çevirerek:
- Sizi gidi mektepli gavur zabitleri! Bizi gavura sattınız, şimdi de kırdırıyorsunuz!..
diye bağırdı.
- Dön düşmana ateş et!
dedim. Ama beni vurmak üzere nişan alıyordu. Elimde duran tabancayı beynine sıktım.
Bir anda yere yuvarlandı. Hayatımda ilk kez adam öldürmüştüm.
28 Kasım 1912'ydi.
..."
YÜZBAŞI SELAHATTİN
İLHAN SELÇUK
/////
Selahhattin Yüzbaşımın verdiği tarihte olayın geçtiği mekan Balkan Savaşı ve büyük bir bozgunla ordu geri çekiliyor trakyadan...
Bulgarlar ise işgal ettiği halkı katlediyor...
Bunlar içinde analar da var...
Peki bu analara kim ağlamıştır...
Tüfeği ile komutanına nişan alan nefer bozuntusu mu?
Yoksa Yüzbaşı Selahattinler mi?
Hadiyin uleyyyn!
VESSELAM!
Cevap: Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün İzmir ziyareti sırasında DTP konvoyuna provokatif bir saldırı oldu.
DTP konvoyundaki araçların camları kırıldı, konvoya ateş açıldı.
Konvoydaki araçlar ise buna karşılık protestocuların üzerlerine arabayı sürdüler.
Olaylar saatlerce sürdü.
Birçok kişi yaralandı, onlarca araç zarar gördü.
Bu korkunç görüntüler Türkiye’nin geldiği noktayı gösteriyor.
Kürt Açılımı’na başlarken amaç toplumsal çatışmayı durdurmak, küskünlüğü bitirmekti.
Sonuçta süreç o kadar kötü yönetildi ki aksine insanları birbirine yabancılaştırdı. Bugüne kadar yaşanamamış şekilde yurttaşları birbiri ile boğazlaşacak noktaya getirdi. İnsanlar tanımadıkları halde birbirlerinin canına kastediyor.
Oysa çok uzak değil bundan 2 yıl önce 19 Temmuz 2007 tarihinde DTP İzmir’de miting yapmış, radikal sloganlara rağmen miting olaysız geçmişti.
2 yıl sonra Kürt Açılımı’nın ardından gelinen noktada sokak çatışmaları yaşanıyor.
Bir garip durum daha…
MHP yöneticilerinin “evlerinize dağılın” açıklamalarına rağmen bozkurt işareti yapan topluluk olayları başlatıyor. Emniyet 1 Mayıs’da göstericileri dağıtırken gösterdiği çabayı olay boyunca göstermiyor. Birileri İzmir’de saatlerce bu görüntülerin yaşanmasına izin veriyor. Belki de ikinci bir Sivas Katliamı teğet geçiyor. Kameralar ise yaşananları çekiyor ve dünyaya duyuruyor.
Kısacası birilerinin Kürt-Türk çatışması yaşanmasından beklentilerinin olduğu açıkça gözleniyor. Birileri de bu çatışmaya izin veriyor.
Kürt Açılımı sonunda geldiğimiz nokta bu…
Odatv.com
Cevap: Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
Bu proje kimin projesi bilmem ama şu an sakin küçük bir ilçede birileri Kürtler dışarı diye yürüyor. Yansıtılırsa yarın gazetelerde okursunuz. Jandarma kürt mahallesine varmadan durudurdu. Kaymakam sakinleştirmeye çalıştı. On dakika önce atılan kurşun dilerim hiçbir hedefi vurmamıştır. Bu kimin projesidir bilmiyorum ama ilk etkileri çok acı..
Cevap: Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
Demokratik açılım mı , hadi canım siz de...
Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
Arkadaşlar bu demokratikleşmeyi kim yaparsa yapsın eğer bu bizim insan hakları anlayışımıza bir değer katacaksa onun desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. Eğer gerçekten hak hukuk diyebiliyorsak ve evrensel insan haklarını özümsemişisek bizim içimizde olan başka halklarında dillerini özgürce kullanmalarına tahammül etmeliyiz, hatta hoşgörüyle karşılamalıyız. Biz kardeşiz diyoruz ama kardeş kardeşin dilini kültürünü yaşamasına engel olur mu hiç.. Evet kardeşiz bu ülkede vergiyi beraber veriyoruz tarihte hep beraber vatanımızı koruduk ama söz pastayı paylaşmaya gelince bir sana bin bana kardeşliğe sığar mı hiç.. Biz kendi içimizdeki insanlara haklarını özgürlüklerini vermezsek dışarıdakilerin içişlerimize karışması hep bir tehdit olarak var olacaktır. Hukukçu eğer filistindeki haksızlığı duyunca içi sızlıyorsa Yunanistan'daki türklere yapılanlara veya Âlmanyada yaşayan türklerimize yapılanlara karşı bu insan haklarına sığmaz diyorsa buna eşdeğer sayılabilecek Türkiye'deki halkların insan onuruna yaraşır düzeyde bir hayat sürememesine kültürlerini yaşayamamasına da aynı tepkiyi koymalıdır. Koyamıyorsa vicdanını yoklamalıdır..
Cevap: Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
Dış Türkler Başkanlığı kuruluyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında, Başbakanlık Yeni Bina'da gerçekleştirilen toplantı yaklaşık 6,5 saat sürdü.
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek toplantı sonrası bir açıklama yaptı. Çiçek yurtdışında yaşayan yaklaşık 5 milyon Türk vatandaşının sorunlarıyla ilgilenecek yeni bir başkanlığın kurulacağını açıkladı.
İşte Çiçek'in açıklamasından satır başları:
- Bakanlar Kurulu'nda bugün iki tane önemli kanun tasarısı var bunlar imzaya açıldı bir tanesi dış Türkler
bir bakanlığın kurulması ile ilgilidir.
- Evvela birini kategorideki konuyla ilgili olarak 30 devlet kurumu bu vatandaşlarımıza hizmet götürmeye çalışıyor. Bu hizmetlerin etkin bir şekilde sürdürülmesinde bir dağınıklık olduğu ortaya çıkmaktadır.
- Bu hizmetlerin tek çatı altında toplanması öngörülmektedir. Aslında bu tip bir muhatabın bulunması yurt dışındaki vatandaşlarımızın da talebidir.
- Yaşadıkları ülkelerde etkin olmaları hem bizim arzumuzdur hem de onların arzularıdır. Bu 30 ayrı kuruluşumuz önemli ölçüde kamu kaynaklarını kullanmaktadırlar.
- Öbür taraftan tarihsel sorumluluğumuz altında bulunan topluluklarında planlanması ve koordine edilmesi de mevcut kuruluşun görevleri arasında olacak. Böylece hem dağınıklığı önlemiş hem de
- İkinci konu ise; gümrük müsteşarlığı teşkilatının yeniden yapılandırılması. Yürütmek ve kaçakçılıkla müdahale etmek üzere usul ve esaslarının yeni baştan düzenlenmesidir.
- Bugün bir başka konu sosyal yardım bşlgi sistemi sosyal yardımlaşma ve dayanışma genel müdürlüğünün altı aydan fazladır üzerinde çalıştığı bir proje takdimi yapıldı. pilot olarakta çalışılmaya başlandı.
- Sosyal yardım için başvurular yapan vatandaşlarımız var vbe bunu hakeden vatandaşlarımızın faydalanması amacıyla bir çok bürokratik hizmet sürdürülmektedir. bu konu ile ilgili olarak bir kişi başvurduğunda sekiz on yerden gerçekten ihtiyaç sahibi olup olmadığı araştırılmaktadır.
- Başvuran vatandaş ihtiyaç sahibi olduğunu kendisi ispatlamaktadırç bunun için de bir çok kurumdan bilgi istenmektedir. İş kurdan işsizlik sigortası ve kısa çalışma ödeneği aldığı soruşturulamkta, sosyal hizmetlerden evde bakım aylığı alıp almadığı bilgisi istenmeklte.
- Ayrıca sosyal güvenlik kurumu açısından sosyal güvencesinin olup olmadığı sağlık hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı, gelir vergisi başkanlığından geliri olup olmadığı, tapu kadastrodan taşınmaz malı olup olmadığı. yani bu kurumlardan bu yeni getirilen sistemde vatandaş artk ihtiyaç sahibi olup olmadığını kendisi ispatlamayacak. On farklı kurumdan 15 gün zaman alan bu işlemi şimdi 7 saniye içerisinde belirleme imkanına kavuşmuş olmaktadır. hem bir taraftan vatandaşlşarımız külfetten kurtluyor.
Üniversitede okuyan öğrencilerimiz kredi yurtlardan burslar ve krediler verilmektedir. Üniversite ve yüksekokulda okuyan öğrencilerimizin aylık olarak alacakları 200 tl'ye yükselmiştir master 400 doktora 600 alabilecektir. Bu da karar verdiğimiz bir başka husustur. ayrıca bugün bakanlar kurulunda genel değerlendirmeler yapılmıştır.
SORU & CEVAP
AÇILIMIN KONUSU GÖRÜŞÜLDÜ MÜ? AÇILIMDA BUNDAN SONRA NASIL BİR YOL İZLENECEĞİ KONUŞULDU MU?
Biz 2002’den bu yana AB yolunda demokratik standartların yükseltilmesine yönelik düzenlemeler yaptık.
Çok önemli adımlar attık, düzenlemeler yaptık. Demokratik açılım 4 aylık bir süreç değildir.
Öyle olmasa müzakerelerde 12 başlık açılamazdı.
Türkiye bu yarıştan kopmamak için kendi üzerinde düşeni yapıyor.
Biliyorsunuz bir insan hakları kurulu var.
Bunu dışında, her türlü ayrımcılığın önlenmesine yönelik bir kurulun oluşmasına yönelik bir görüşmemiz oldu.
Umuyorum 2010’un başında TBMM’ye gönderebiliriz.
Hiç kimse artık 2009 Türkiyesi’nin 2002 Türkiyesi olduğunu söyleyemez. zaten açılım o dönemde başlamış olmasaydı Avrupa birliği ile müzakere eden bir ülke olmazdık. son zamanlarda yaptığımız açılımın ve sürecin devamıdır ve devam da edecektir. Bunun dışında insan hakları başkanlığı var fakat ilerleme raporuna ve diğer ülkelerdeki örneklere baktığımızda insan hakları başkanlığı tam da istediği gibi görev ifa edememektedir. Özerk bir yapıya ulaştırılması ve böyle bir başkanlığın kurulması gerekliliği ortadadır.
Ancak sonradan buna ilaveten bir de konusu sadece ayrımcılığın önlenmesi ile ilgili ayrı bir kurulun oluşturulmasında fayda görüldü. Bu iki kurul arasında yakın bir bağlantı olacağı için öbür tasarı da hazırlansın birlikte sevk edelim diye bir noktaya geldik. öbürü ile eğer bir görev geçişi olacaksa o zaman tasarıyı meclisten çekmek gerekece. ümid edioyurm 2010'un başlarında bunu meclise sevk etmiş olacağız.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13270287.asp
Cevap: Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
İşadamı Cem Boyner’in Kürt sorununun çözümü ve açılım süreciyle ilgili görüşleri iş ve siyaset dünyasında ses getirdi
Milliyete dün yayımlanan röportajında “Türklerle Kürtlerin kardeşlik mayası bozulmadan kavga bitmeli” diyen Boyner, kapsamlı bir af çıkarılması, köyleri boşaltılanlara tazminat ödenmesi gibi önerilerde de bulunmuştu. Boyner’in görüşlerini değerlendiren iş dünyasının temsilcileri ağırlıklı olarak destek verirken siyasi partilerden hem destek hem de eleştiri geldi. Sanatçıların çoğu Cem Boyner’in söylediklerine destek verdi.
Ahmet Nazif Zorlu Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Bir ileri bir geri olmaz hep ileri gidilmesi lazım
Kürt-Türk diye bir ayrım yok. Türkiye var, Türkiyeli vatandaşlar var. Burada önemli olan demokratikleşmedir, bakın hepimiz kazanacağız. Herkes bir tarafa çekerse, kimse yarar sağlamaz, dış kaynaklar yarar sağlar. Demokratik açılımın dönüşü olmamalı, herkes aklı selim davranmalı. Hükümet bu açılıma cesaretle devam etmeli. Herkesin karşılıklı olarak empati yapması lazım. Bir ileri bir geri yapmamamız lazım, devamlı ileri yapmamız lazım. Tepkiler olacaktır, herkes birşey diyecektir ama aklı selim düşünüp makûl olanı bulmamız lazım. Açılıma destek veriyorum çünkü Türkiye’nin kaynakları bu bölgede heba oluyor. Burada parti, şahıslar söz konusu olamaz. Ak Parti her türlü riski almıştır, almaya da devam etmelidir. Bu Türkiye’nin önceliğidir, gerekiyorsa eline silahı almamış olanlar için af da konuşulmalı, yoksa daha çok anne ağlayacak. Türkiye’nin demokratik açılıma ihtiyacı vardı, hükümet bu adımı atmıştır.
Hamdi Akın Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Boşanma olacaksa tartışma açılmasın
Açılımdan kesinlikle geri adım atılmamalı. Milletin büyük çoğunluğu bunun devamını istiyor. Kürtlerle Türk halkının arasında problem olmadığının en büyük kanıtıdır zaten bu. Sorunun çözümüne gelince, bunun talep sahibinden gelmesi lazım. Kürt vatandaş herhangi bir jargona sahip değil. DTP ve PKK ise marksist - leninist bir söylem kullanıyor. Bu söylem de ‘halka özgürlük’ değil ‘halklara özgürlükten’ geçer. Bu da Türkiye’yi bölünmeye götürür. Bu nedenle Kürt milletinin taleplerinin biraz daha yüksek sesle ve net olarak konuşulması lazım. Bu talep net konuşulmuyor, herkes karnından konuşuyor. DTP ve kanaat önderleri ne istiyorsunuz sorusunu, ana dilde eğitim, Türkiye’yi 25 yerel bölgeye bölme önerisinden ileri götüremiyor. Ki bu bölme işi olsa olsa dış güçlerin önerisi. Bu sorunun artık aile içinde yüksek sesle konuşulması lazım. Anne ve babanın birbirinden boşanmayacağı kesin ise, tartışmaya ailede herkes katılır ve inanın sonuç her halükarda demokratik olur. Ama sonunda boşanma var ise bu tartışma hiç başlatılmamalı. DTP’nin kapatılmasına gelince anayasada kurallar belli ve mahkemenin görevi bu kuralları uygulamaktı. Kapatmama kararını veremezlerdi.
Aynur Bektaş Hey Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı
BDP muhataptır
Türkiye kanayan yaralarını çözmeli, bu kadar kan akarken, 40 bin insan ölürken, milyarlarca dolar da heba oluyor. Ermeni sorunu, Kıbrıs sorunu, Güneydoğu sorunu yıllardır kanayan yaralar. Tek bayrak, tek ülke ve toprak bütünlüğüne zarar vermeden bu sorunlarda alınacak her türlü mesafe alınmalı. Bu doğrultuda her türlü açılıma destek verdik. İşsizlik bu bölgede patlamışsa, Adana gibi bir şehirde bile göç nedeniyle işsizlik yüzde 26’ları bulmuşsa iş yaratmamız lazım. Hükümet bölge için yatırımın önündeki her engeli bir an önce kaldırmalı. Sorunu çözerken muhatap olarak bölge halkının seçmiş olduğu Meclis’teki parti muhatap alınmalı.
Süleyman Orakçıoğlu Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı
Af çıkarılabilir
30 yıllık bir sorun. Dünya değişiyor, bu değişim içinde yön bulmak konusunda bu kadar tutucu olmamak lazım. Bir yerlere takılıp kaldık. Tarafların ortak faydada buluşması için diyalog ve güven şart. Radikal azınlığın fanatik düşünceleri gündemden çıkarılsın. Kavgayı istemeyen çoğunluk maalesef ortada değil. Hükümete sorunun çözümü için destek vermeliyiz. Bir takvim çıkarılmalı, sırayla yapılacaklar gündeme alınmalı, gerekiyorsa suça bulaşmamış olanlar için af da çıkarılabilir. Hükümet yola doğru çıktı ama gördüğüm kadarıyla yalnız kalıyor, bunun yarattığı belirsizlik hükümeti zorluyor.
Suat Kılıç Ak Parti Grup Başkan Vekili
Empati sürecini kavradık
Cümlelerinde katıldığımız, katılmadığımız yerler var. Burada önemli olan iktidar partisinin ortaya koyduğu tutum ve yaklaşımdır. Biz DTP’nin veya terör örgütünün ne istediğine bakmadık. Sürecin atılacak bütün adımlarla birlikte bir empati süreci olduğunu kavradık. Demokrasi hukuk ve özgürlükler konusunda toplumun tümü tarafından benimsenecek adımlar atma kararlılığımızı ortaya koyduk. Demokrasi, hukuk ve özgürlük ihtiyacının farkındayız. Empati yaparak belirlediğimiz sorunları hoşgörü, anlayış ve sevgi iklimini geliştirerek çözüme kavuşturma iradesiyle hareket ediyoruz. Biz sorunun farkında olan kesimlerle çözüme yönelik kararlılığımızı sürdüreceğiz. Terörün panzehiri hukuk ve demokrasidir.
Mustafa Özyürek CHP Sözcüsü
Bu değerlendirmeler son derece yanlış
İşadamlarının da siyasetle ilgilenip, toplumsal konularda görüş açıklamasını memnuniyetle karşılıyorum. Tespitlerinde katılmadığım pek çok nokta var. PKK-Öcalan ilişkisi konusundaki sözleri doğru ama sanki Türkiye’de Kürtlere karşı bir savaş varmış ve Kürtler bu savaşı kazanmış gibi bir değerlendirme yapılması son derece yanlış. Bazı sakıncalı tartışmaları beraberinde getirir.Türkiye’de terör örgütüne, şiddete karşı bir savaş verilmiştir. O savaş ne yazık ki halen devam etmektedir. Ama bu savaş hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti’nin 1. sınıf vatandaşı olan Kürt kökenlilere karşı bir savaş gibi değerlendirilmemeli. Onlarla bir savaş yapılması söz konusu değildir. Bu savaşın mağlubu veya galibi olmaz.
Tunca Toskay MHP Genel Bşk. Yrd.
Siyaseti bir daha denesin
Sayın Boyner daha evvel siyaseti denedi, anlaşılan kendisine yeni bazı vahiyler inmiş. Kendisine, o çok parlak, güzel düşüncelerini siyasette bir daha denemesini tavsiye ediyorum. ‘Sorunun özünden habersiz Türkler’ arasında Sayın Boyner kendisini rahatlıkla sayabilir. Türklerin önemli bir bölümü sorunun, oyunun farkında ama onlardan tek farkımız var biz gaflet içinde değiliz.
Selahattin Demirtaş BDP Diyarbakır Milletvekili
Hakaret olarak tanımlıyorum
Durumu sosyolojik olarak tanımlaması fena değil. Sorun devlet çatışmasından giderek Kürt-Türk çatışmasına dönüşmek üzere. Çözüm aciliyetini dayatıyor, fakat bu işi AKP’den başka kimsenin çözemeyeceğini belirtmesi bir hatadır. Güncel siyaseti göremediği düşüncesindeyim. DTP-PKK ilişkisini doğru tanımlamıyor veya cesurca gerçeği söylemiyor. PKK’nın DTP’nin veya Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünü istemediği şeklindeki belirlemelerini hakaret olarak tanımlıyorum. Kara bir propagandadır. BDP olarak çözümü istediğimizden kuşku duymuyoruz, birileri artık Kürtler adına konuşmaktan vazgeçip Kürtlerle konuşmayı denerse açılım yürür.
YAŞAR KEMAL:
“Boyner’in söyledikleri, gerçek bir vatanseverlik örneği”
Ayşe Kulin Yazar
“Bir Gün” adlı romanımda ben de aşağı yukarı aynı şeyleri söylüyordum. Aklın yolu bir. İnşallah AKP devam eder bu açılımın üstünde durmaya. Ve hakikaten Cem Boyner’in röportajında geçen her şeyi teker teker yapar. Ama her iki taraf da şu anda çok mantıksız davranıyor.
Cem Mansur Orkestra şefi
Her iki taraftan da bu kadar acı çekmiş insanların objektif olmasını beklemek yerine Cem Boyner gibi aklın, doğrunun yolunu soğukkanlılıkla düşünme konumunda olan sivil, bağımsız kişilerin sesi önemli. Ama ‘açılımı’ başlatanlardan da daha tutarlı ve cesur olmalarını beklemek hakkımız.
Tarık Akan Oyuncu
Düşüncelerine katılmıyorum Boyner’in. Yorumlarına da katılmıyorum. Onun fikirleri birleştirme değil daha fazla ayrıştırma gibi geldi. Bu da daha büyük bir tehlike yaratır diye düşünüyorum. Onun için düşüncelerinin özüne katılmıyorum.
Muhsin Kızılkaya Yazar
Bu süreç içerisinde karşılaştığım en makul ses olarak değerlendiriyorum Cem Boyner röportajını. Boyner’in ülke meselelerine ne kadar kafa yorduğunu da gösteriyor. Herkesin dikkatlice okumasını öneriyorum.
Rojin Müzisyen
Artık kan dökmenin zamanı geçti. Çözüm yolu iki halkın kardeşliğinden geçiyor. Maalesef siyasetin dili çok zehirli ve kötü. O yüzden çok önemsiyorum Boyner’in söylediklerini.
Pınar Kür Yazar
Kürt halkının haklarına kavuşması, kendi dillerinde okumak, konuşmak, bütün bunlar tabii ki benim normal karşıladığım şeyler. Ama Kürt siyasetinin de Türk siyasetinin de buna niyeti yokmuş gibi bir görünüyor. Boyner de aşağı yukarı aynı şeyi söylüyor.
Hüsamettin Koçan Ressam
Cem Boyner’in söylediklerinin yüzde 90’ını çok doğru buluyorum, saptamalarına katılıyorum. Türkiye bence Cem Boyner’in bu görüşlerinden yararlanmalı. Siyasetin kesin ve mutlak, sorumluluğu üstüne alması gerekiyor.
http://www.internethaber.com/news_de...=224225&page=2
Cevap: Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
Devlet procesi:utangac deyince nedense aklıma "Proce Yönetimi" geldi.
Proce entegrasyon yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce kapsam yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce maliyet yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce kalite yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce iletişim yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce risk yönetimi : OTUR! SIFIR KERE SIFIR
Procenin ekonomik ömrü? MEÇHUL
NE KADAR BİLİMSELSİNİZ...
Cevap: Devlet Projesi - Demokratik Açılım Süreci
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Devlet procesi:utangac deyince nedense aklıma "Proce Yönetimi" geldi.
Proce entegrasyon yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce kapsam yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce maliyet yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce kalite yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce iletişim yönetimi : OTUR! SIFIR
Proce risk yönetimi : OTUR! SIFIR KERE SIFIR
Procenin ekonomik ömrü? MEÇHUL
NE KADAR BİLİMSELSİNİZ...
:) :cop :)