Geçici İthalat Rejimi - Araca el konulması - Tam Yargı Davası

Terzi kendi söküğünü dikemezmiş.

Meslek büyüklerimin tecrübesine ihtiyacım var, yardımcı olursanız çok mutlu olurum.

1997 model bir Honda Accord aracım vardı, aracın 5. sahibiyim, 2000 yılında geçici ithalet rejimiyle Bulgaristan'dan ülkemize sokulmuş. 2010 yılı mart ayında aracıma kaçak olması sebebiyle el konuldu. Araç babamın elindeydi, henüz bana yazılı bir bildirim yapılmadığı için resmi olarak olayı henüz öğrenmiş durumda değilim.

Geçici ithalat rejimi Gümrük Kanunu 128 ve devamı maddelerinde düzenleniyor. Kısaca özetlemek gerekirse "eşyanın bir takım vergilerden muaf olmak üzere ülkeye geçici olarak sokulmasını düzenleyen bir mal rejimidir" diyebiliriz. 4458 Sayılı Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkında Karar (7/1/2000 tarih ve 2000/69 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki Karar)'ın 19'ncu maddesinde ise bu rejime ilişkin açıklamaların "kara taşıtlarına" nasıl uygulanacağı düzenlenmiş ve bu şekilde ülkeye sokulan eşyanın başkasına devredilemeyeceği, kiralanamayacağı, ödünç verilemeyeceği düzenlenmiştir.

Karayolları Trafik Kanunu "ARAÇLARIN TESCİL İŞLEMLERİ İLE YETKİ VE SORUMLULUK" düzenleyen 20/b maddesine göre ise "Araçların giriş işlemlerini yapan gümrük idareleri bu durumu 15 gün içinde araç sahiplerinin beyan ettikleri tescil kuruluşuna bildirmekle yükümlüdürler." denmektedir.

İç İşlerine ve Gümrük Müsteşarlığı'na dava açmayı düşünüyorum. Aracın trafik kaydı hala temiz ve herhangi bir araç gibi görünüyor, geçici rejimle sokulduğuna ilişkin bir kayıt, sınırlama yok. Ben bu kayda güvenerek satın aldım aracı. Trafik siciline güven ilkesi gibi bir şey yok diye biliyorum ama sırf buna dayanarak da kişilerin mağdur olması hakkaniyete uymuyor. Aracı ülkeye ilk sokan kişi hakkında kaçakçılıktan kamu davası açıldı ama benim o davanın sonucunu beklemem gerekiyor mu ? Burada sadece sokan kişi mi sorumludur ? Bu durumu ilgili yerlere bildirmeyen Gümrük Müsteşarlığı da sorumlu değil midir ? 10 yıl sonra aracın kaçak olduğu aklına gelip de iyiniyetli 3. kişileri mağdur eden İç İşlerinin sorumluluğu yok mudur ?

Bilgisi olan meslektaş büyüklerimden yardımcı olmalarını rica ediyorum.

Araç alacakların trafik şubeleri nezdinde bulunan dosyalarından araçla ilgili bilgileri alarak işlemlerini tamamlaması gerekiyor. Şayet aracın trafikte bulunan dosyasında da böyle bir kayıt bulunmuyorsa, ki bu kaydın aracın ruhsatına da işlenmesi gerekir kanaatindeyim doğacak zarardan kurumlar sorumlu olurlar. Bu sorumluğa tam yargı davası olarak mı yoksa genel mahkemelerde zarar nedeniyle bir rucu, maddi tazminat davası olarak mı gidilir biraz araştırma yapmak lazım. Bana genel mahkemelerde zarar nedeniyle sorumlusuna rucu-tazminat davası açılır gibi geliyor. Yargıtay ve Danıştay kararlarına bakmanızı öneririm.

Engin bey, ilginize teşekkür ederim.
Bir meslektaş büyüğüme danıştım, o da davanın adli yargıda haksız fiil olarak açılması gerektiğini söyledi. Dayanak noktası ise ortada bir hizmet kusurunun olmayışı. Zamanında yapılan yanlış tescil sebebiyle ortaya çıkan bir durum var, bir hizmet değil. Bu durumda da haksız fiil hükümleri uygulanır dedi.
Araştırmaya devam ediyor, elime bir şey geçtiğinde bilgilendirme amaçlı olarak buraya yazacağım.
Bilgisi olanların yardımına hala ihtiyacım var.