Kur’an açısından klonlama ve GDO
KUR’AN AÇISINDAN KLONLAMA VE GDO
Yaradılışın, doğal yapı ve dengelerin değiştirilmesi anlamında ‘tağyir’ kelimesini kullanmaktadır.
Tağyir, kumus mütercimi Asım’ın güzel Türkçesi ile, bir nesneyi evelki suretinden bozmak, bir ahara tebdil ve tahvil kılmak manasındadır.
Türevleriyle birlikte 6 yerde geçen tağyir 5 yerde olumsuz, bir yerde ise nötr anlamında kullanılmıştır.
Kur’an, tağyiri öncelikle doğal yapıyı, doğal dengeleri bozup hayatın ve insanın ahengine zarar vermek anlamında kullanılmaktadır. Bu anlamda tağyir, şeytani bir faaliyet türüdür.
Nisa Suresi 119 Ayet bu noktada bize şeytanın Cenabı Hakk’a şöyle dediğini duyurmaktadır.
119-Ve mutlaka onları saptıracağım ve her durumda onları kuruntulara düşürüp, olmayacak kuruntularla aldatacağım. Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.”
Ve her kim Allah’ı bırakıp şeytanı dost edinirse, şüphesiz açıktan açığa bir zarara düşmüştür!
( Elmalı Hamdi Yazır)
Allah’ın yaratışını / yarattığını değiştirmeye hayvanların kulaklarının yarılmasını örnek gösterilmesi, Kur’an-ın, varlık yapıları, özellikle genler üzerinde oynamayı şeytani bir işlem olarak gördüğüne kanıt sayılabilir.
Yaradılışın değiştirilmesine karşı çıkılırken, tağyirle hemen hemen aynı anlama gelen Tebdil sözcüğü de kullanılmaktadır. “Allah’ın yaratış ve yarattıklarından Tebdil yoktur, olmamalıdır.” Tebdil sözcüğünü kullanarak bu yasağı koyan Rum 30. ayet., fıtrat (yaradılışın temelleri) tabirini de kullanmıştır. Anlaşılan o ki, anılan ayete göre, Tebdil, fıtratı bozmak ve yozlaştırmaktır.
Şöyle deniyor Rum Suresi 30 Ayet-
O halde yüzünü bir hanif olarak dine tut, Allah’ın insanları kedisi üzerine yarattığı fıtratına. Allah’ın yaratışında değişme yoktur, dosdoğru sabit din odur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
( Elmalı Hamdi Yazır)
Allah’ın isim-sıfatlarından biri de Fıtrat olduğuna göre, Fıtrat üzerinde oynamak Allah’ın kudretine ortaklığa kalkmak gibi vahim bir cürettir. Bu demektir ki, tabiatın dengeleriyle oynamak, doğayı taciz ve tahribe uğratmak en vahim dinsizlik ve imansızlıktan biridir.
Kur’an’a dayanarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: İnsan hayatının cehennemileşmesinin temel sebeplerinden bir, Gıdaların / Tohumların Genetik yapılarının değiştirilmesi yani, Gıdalar üzerindeki Tağyirdir.
Kur’an bu yöndeki teknolojiyi, İnsan mutluluğunu Zehirleyen şeytani bir yıkım mekanizması olarak görmektedir..
Kur’an, doğal gıdaların bu niteliklerini kaybettiren teknolojik zehirlenmenin insan hayatını cehenneme çevirdiğini kendi üslubu içinde defalarca ifade etmektedir.
Kur’an yaradılışın, uzayın ve doğanın temel dengelerine dokunulmamasını istemektedir.
Şeytan, Adem’e secde etmeyip isyan bayrağını çekince tanrısal huzurdan kovulmuş, lanetlenmişti. Bunu üzerine Tanrı’ya insanı saptırma gücünde olduğunu, kendisine gerekli süre verilirse bu gücünü ispat edeceğini söylemiş, Tanrı da ona bu izni vermişti.
Daha da ürpertici olanı, Kur’an’ın, Şeytanın iddasında başarılı olaçağını açıkça bildirmesidir.
Kaynak Alıntı: Kur’an Açısından Küresel Afetler
Yaşar Nuri Öztürk.
Cevap: Kur’an açısından klonlama ve gdo
Şeytan, istediği süre kendisine veridiğinde insanların büyük çoğunluğunu saptıracağına yemin etmişti (A’raf, 17 )
A’raf Süresi 17- Sonra onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çocuğunu şükredici bulmayacaksın.” Dedi.
(Elmallı Hamdi Yazır )
Sebe Süresi 20- Yine andolsun ki, iblis onlar aleyhindeki tahminini gerçekten doğru buldu da içlerinde müminlerden ibaret bir guruptan başkası ona uydular.
( Emallı Hamdi Yazır )
Şeytana verilen izin ‘Vakt-ti malum’a yani belirlenen vakte kadardı.
Bu vakit, Kur’an’ın açık ifadesine göre, insanların diriltileceği gün’yani Kıyemet sonrası zamandır. (Bakara Suresi, 34-38, Araf Suresi 11-19, Hicr Suresi, 31-33.ayetlere bakılabilir. )
Enfal Süresi 53- Bunun nedini şudur: Allah, bir kez bir kavime verdiği bir nimeti, onlar kendilerindeki bu nimete erme sebebini değiştirmedikçe değiştireçek değildir ve Allah işiten ve bilendir.
( Elmalı Hamdi Yazır )
KUR’AN-I KERİM:
KLONLAMA HAYVANLARDAN BAŞLAYAÇAKTIR.
Nisa Suresi 119- ayeti göstermektedir ki, şeytanın yozlaştırmasıyla gerçekleşeçek olan yaradılışı bozma (TAĞYİR), her şeyden önce büyük ve küçükbaş hayvanlar üzerinde başlayaçaktır.
Nisa Süresi 119- Ve mutlaka onları saptıracağım ve her durumda onları kuruntulara düşürüp, olmayacak kuruntularla aldatacağım. Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler.” Ve her kim Allah’ı bırakıp şeytanı dost edinirse, şüphesiz açıktan açığa bir zarara düşmüştür !
Kaynak Alıntı: Kur’an Açısından Küresel Afetler
Yaşar Nuri Öztürk.
Cevap: Kur’an açısından klonlama ve gdo
Kur’an açısından klonlama ve GDO
Kur’an’ın gıdalar ve beslenme konusunda çok ciddi hassayiyetleri vardır.
Kur’an, doğal gıda ile beslenmenin insanın sağlık ve mutluluğu açısından taşıdığı öneme vurgu yapmak üzere, insanlığa şu muhteşem buyruğu yöneltmiştir:
“O’nun ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah’ın adı anılmış olanlardan yiyin! Size ne oluyor da üzerine Allah’ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz?.. Birçok-ları ilmsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar…Üzerine Allah’ın adı anılmayanlardan yemeyin!”
(En’am Süresi 118, 119, 121 )
Üzerine Allah’ın adı anılan şeyler’ nedir?
Geleneksel kabule göre, bu buyruk, putlara adanan, üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen hayvanların etlerinden yemeyi yasaklıyor.
Buyruk bunu da içere bilir. İniş sebebi de bu olabilir.
Çünkü Kur’an’ın indiği zamanın insanlığı, doğal gıda doğal olmayan gıda diye bir ayrımı zaten bilmiyordu.
Kur’an, birçok konuda yaptığı gibi, o günün şartları içinde bir sebep ( iniş sebebi, sebeb-i nüzül ) bularak, sonra ki zamanların proplemlerine çözüm getirecek buyruk buyrukların yerleştirme yolunu seçmiştir.
O günün şartları içinde inmiş ayetlerin sadece o güne hitap edenleri vardır. Ama büyük çoğunluk, iniş sebebinin arkasında, sonraki zamanlar için işe yarayacak hikmetler, gerekçeler, normlar taşımaktadır.
“iniş sebebinin özel oluşu, beyyinenin genelliğine engel değildir.” ( Sebepin hususiyeti nassın umümiyetine mani değildir ).
Buyrukların günümüz şartları dikkate alınarak yapılacak açıklaması söyle olaçaktır:
“Üzerine Allah’ın adı anılmamış şeyleri yemeyin” ayetinin esas anlamı, doğal niteliğini kaybetmiş gıdaların yenilmemesi, özellikle, genleri değiştirilmiş hormonlu gıdaların insan hayatından çıkarılmasıdır.
Üzerine Allah’ın adı anılmak, eşya üzerine Allah’ın isminin okunup üfürülmesi değildir, nimetlerin Allah’ın yarattığı doğal halleriyle kullanıma sunulmalı demektir.
Kur’an, bu gıdaları ‘tayyip’ ( temiz, leziz, taze ) olarak anmakta
ve beslenmenin, bu niteliği taşıyan yiyeceklerle sağlanması gerktiğine defalarca vurgu yapmaktadır. ( Bakara, 57, 168, 172; Maide, 88; A’raf, 160; Enfal, 69 ; Nahl, 114 Taha, 81; Müminün, 51 )
Bakara Süresi 168- Ey insanlar, bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal ve temiz olmak şartıyla yiyin; fakat şeytanın adımlarına uymayın! Çünkü o sizin açık düşmanınızdır.
O halde , Allah’ın adının anıldığı şeyleri yemek, fabrikasyon, insan müdahalesi ile halden hale geçirilmiş gıdalardan kaçınarak doğal besinlerle beslenmek olaçaktır.
Sağlık, mutluluğun temel unsurlarından biri ise doğal gıda da mutluluğun temel unsurlarından biridir.
Çünkü doğal gıda, sağlıklı yaşamanın temel unsurlarından biridir.
“Allah, şu ülkeyi/medeniyeti de örnek vermiştir; Güvenli mutlu-huzurlu idi; rızkı her yandan bol bol gelirdi. Sonra onlar Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler de Allah kendilerine, sanayi olarak ürettikleri şeyler yüzünden aç-lık ve korku elbisesini/birlikteliğini/karmaşasını tattırdı.
Allah’tan ( bu demektir ki, doğal hayattan ) uzaklaşma pahsına gelişen teknoloji, doğanın tüm dengelerini bozmuş, doğal gıdalanmayı ortadan kaldırmış, insanın, esas anası olan tabiatla bağlarını kopararak onu zehirli bir mutsuzluğa adeta mahküm etmiştir.
Kanserojen bir gıdalanma sistemiyle, yozlaşmış bir cinsiyet yaşamı bu mutsuzluğun inkar edilemez göstergelerinden ikisidir.
Üzerine Allah’ın adı anılmış rızık, geleneksel fıkık tarafından, biraz da o zamanın şartlarının zorlamasıyla, ‘besmeleyle kesilmiş hayvan’ olarak anlaşılmış ve Kur’ani beyyinenin esas ruhu örtülü kalmıştır. Bugünkü bigilerimiz ve ekolojik veriler dikkate alındığında, ‘üzerine ""Allah’ın adı anılmış besin’in, genleri üzerinde oynanmamış, fabrikasyon katkılarla bozulmamış doğal besin olduğunu hiç kimsenin bir kuşkusu olamaz.
http://heryerdenhaber.files.wordpres...pg?w=271&h=300
Kaynak Alıntı: Kur’an Açısından Küresel Afetler
Yaşar Nuri Öztürk
Cevap: Kur’an açısından klonlama ve gdo
Alıntı:
Kur’an’a dayanarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: İnsan hayatının cehennemileşmesinin temel sebeplerinden bir, Gıdaların / Tohumların Genetik yapılarının değiştirilmesi yani, Gıdalar üzerindeki Tağyirdir.
Yaşar Nuri Öztürk'e katılamıyorum.
Şu anda bildiğimiz meyve ve sebzelerin (gıdaların) ilk ortaya çıktıklarında bu hallerinden farklı olduğunu, kültür yetiştiriciliği, aşılama v.s. gibi yöntemlerle değiştirilerek, bir kısmının bu günkü hale geldiğini Bilim bize söylüyor.
Bizler bunları Arapça söyleyişiyle tağyir ederek bugünkü hale getirmişiz. Örn. Domates ki faydaları saymakla bitmez.
Yaşar Nuri Öztürk'ün "Allahın yarattığını değiştirme" niteliğindeki sünnet operasyonunu da şeytan işi, insan vücudunu tağyir eden davranış olarak görüp görmediğini meraktayım.
Neyin zararlı neyin faydalı olduğunu Bilimin kendisine bırakmakta, bilimsel gelişmeleri ise din penceresinden izlememekte fayda var.
Birkaç sene önce kök hücrenin caiz olup olmadığı tartışılıyordu. Bu hücrelerle Tıp alanında, insanlık için yapılabilecekler hayal gücümüzü zorlar nitelikte. Peki Kök hücrenin kullanılması da insan vücudunu tağyir değil midir?
Cevap: Kur’an açısından klonlama ve gdo
KUR’AN-I KERİM:
KLONLAMA HAYVANLARDAN BAŞLAYAÇAKTIR.
Nisa Suresi 119- ayeti göstermektedir ki, şeytanın yozlaştırmasıyla gerçekleşeçek olan yaradılışı bozma (TAĞYİR), her şeyden önce büyük ve küçükbaş hayvanlar üzerinde başlayaçaktır.
Kur'an-ı Kerim: ve hayvanın konu olduğu Süre: Mü'minun Suresi 21- Hayvanlarda da sizin için gerçekten bir ibret vardır. Onların karınlarındakilerden size içiriyoruz ve sizin için onlarda hem birçok yararlar vardır, hem de etlerinden yersiniz.
22-Ayrıca hem onlara hem de gemiye yüklenip taşınırsınız.
(Elmalılı Hamdi Yazır)
Tağyirin en zararlısı, bitkiler, 'üzerine Allah'ın adı anılmamış' olmaktan çıkaran gen oyunlarıdır ki bugün insanlığın en büyük huzursuzluk ve kahır sebepleri arasındadır.
Nahl 112.- Ayette, tağyirin insanlık için, çok sarsıcı bir biçimde gözler önüne konmuştur.
Tağyire uğramış besinlerin kitleleri getireceği yer, açlık ve korku giysisini giymek, yani iliklerine kadar ürpermektir.
Nahal Süresi 112- Bir de Allah, bir şehri örnek verdi ki, halkı güvenlik ve asayiş içindeydi, rızıkları her yerden bol bol geliyordu. Ne varki, onlar Allah'ın nimetlerine namkörlük ettiler. Allah da onlara o yaptıkları sanatla açlık ve korku elbisesini tadtırdı.
(Elmalılı Hamdi Yazır)
Kaynak Alıntı: Kur'an Açısından Küresel Afetler
Yaşar Nuri Öztürk
Cevap: Kur’an açısından klonlama ve gdo
GDO ile kök hücre teknolojisini ayrı ayrı değerlendirmek gerekir kanımca.
Biri genetiği değiştirilerek gıdalara farklı özellikler kazandırmaya yönelik diğeri ise tedavi amacına. Elbetteki bu iki teknoloji birbirini besleyebilmektedir. Ama aslolan kullanım amacıdır.
Tağyir konusuna gelirsek. Merak ettim insanların ameliyat olmaları bu tağyir'e giriyor mu? Doğumdaki vucudu baz alırsak sonradan yapılan tıbbı müdahaleler bu saf hali değiştirebilmektedir çünkü. Örneğin kalp nakli, karaciğer, böbrek nakli. Bunlar tağyir tanımının neresindedir?
Kök hücre teknolojisi gerçekte 2 ana daldan oluşmaktadır. Biri gerçek kök hücre denilen ve vucudun her hücresine dönüşebilen tip hücreler üzerine yapılan çalışmalar diğeri ise sadece belli bir organa uyum sağlayabilen hücreler üzerinde yapılan çalışmalar.
Tıp açısından bakarsak böbrekleri tükenmiş ve diyalize mahkum bir insana böbrek nakli yapıp yaşatmak ile kök hücre teknolojisi ile aynı insan için böbrek üretmek ve naklini yapmak. Bu üretim için de yine aynı insanın kök hücrelerini kullanmak. Tağyir açısından durum nedir mesela?
Her ikisi de tağyir sayılıyorsa dini açıdan insan ölür deyip bu tür organ kayıplarına müdahale edilmemesi mi gerekiyor?