Kanun nizam var mı gerçekten!!!

Kanun var nizam var deniyor birde. Nerede var. Herkes iş yerinde haksızlıklara uğruyor. İşverenin başvurduğu dolambaçlı yollarla alacağı paradan oluyor. Çoğu kişi mahkemeye iz,yol bilmediğinden başvurmak istemiyor. Gitsek sonuç alamayız deyip uğradığı haksızlığı sineye çekiyor. Hakkını arayanlarda var ama o da binbir zorlukla, hatta bazılarının güvenliği bile tehlikeye giriyor.
Herkes kendini kandırıyor. Ana haber bültenlerinde ülkenin ne ile uğraştığı açıkça belli. En baştakiler yalan dolan ile uğraşıp yargıyı kötürüm etmeye çalışırken sen vatandaş olarak hakkını ara ki bulasın.

Benim sayın avukatlara sorum şudur ki:

Nasıl bir kanun ki bu, işverenler istediklerini, kanunun maddelerini eğip büküp arasından geçmek suretiyle kullanabiliyor? Yaptıkları işe kanunları nasıl alet edebiliyorlar.
Belli ki sizler bu yapılanları sineye çekmeyip kurdukları site ile insanlara yardım elini uzatan bir grup idealist olarak haksızlıklara bir şekilde karşı durabiliyorsunuz.
Ama sorunların kaynağı olan bu boşlukları kim dolduracak. Hiç kimsenin mi yapacak bir şeyi yok.

Kanunları, kanun adamlarının fikrini bile sormadan nasıl değiştirebiliyorlar??

Kimse siyasi bi kulp takmasın bu yazıma lütfen. Kötümserlikle de suçlamayınız. Ben sorun nerede onu merak ediyor ve en sağlam cevabı alabileceğim topluluktan bir yanıt bekliyorum..
Mesela bence sorunun bir parçası DENETİM eksikliği.

Düzinelerce soru var ama çoğu işverenlerin başının altından çıkan kurnazlıklar sonucu..

Buyrunuz: ???

Eksikliği denetimde aramak bana yanlış geliyor.Eksiklik bizde denetime hiç ihtiyaç duyulmaması gereken bizlerde; eğri büğrü eğitilen ve eğri büğrü bir sistemde kırk taklayla hayatta kalmaya çalışan bizlerde eksiklik. Çünkü beğenmediğimiz sistemi oluşturan uzaylılar değil yine biz insanlar.

Ne güzel söylüyorsunuz. Eksiklik insanlarda olduğu için, en azından belli konuma gelmiş hukuk adamlarının kanunlardaki esneklikleri ortadan kaldırmak için çalışmaları taraftarıyım.
En güvenilir organ, yargı organıdır diye düşünüyorum. Ve bu bağlamda sizlerde bu sistemin yürümesini sağlayan yapıtaşlarısınız. Eğer içinizde sizleri denetleyen sağlam bir yapı olmazsa sizlere de güven sarsılmaz mı.
Denetim, bence sistemin içinde profesyonel insanların liderliğinde yapılmalı ve başkanı dahil her üyesi sürekli değişmeli ki hep daha iyisine ulaşabilmek için hizmet verebilsin.
Ben bu yolda çalışıyorum. Herkes işi ne olursa olsun en iyisini yapmak için çalışmalı. Fazla mı idealistim..

Başınızdan nasıl bir olay geçti bilemem ama aleyhinde bir durumla karşılaşan her kişi zamanımızda hukuka, hakime, avukata, savcıya verip veriştiriyor.Yasalar toplumun adaletli bir düzen içinde yaşaması için konulan kurallardır ancak bu kuralları koyan 550 kişinin karşısında 55 milyon kişi var. Siz ne kadar iyiniyetle bir yasa yapmaya çalışırsanız çalışın getirilen kural insanların menfaatini zedeliyorsa derhal o kuralın arkasına dolanmanın çaresi aranır. Çoğunlukla da bu uyanıklık geç de olsa ters teper şüpheniz olmasın. İşveren işçisinin hakkını vermemek için çeşitli bahaneler yaratabilir. Buna karşı elinizde İş Kanunun vardır silah olarak. Bu silah ya bilgisizlikten yada masrafları karşılayamamaktan kullanılmamış/kullanılamamış ise suçu yasaya yüklemenin bir anlamı yoktur. Denetimden kastınız nedir anlamadım ama bir ihtilafın yargıya taşınması davacı ve davalı avukatları-hakim-bilirkişi ile başlı başına bir denetim mekanizmasıdır. Bunun yetmediği yerde en üst denetim mekanizması olarak Yargıtay vardır. Yani sorun yasalarda değil, vatandaşlık bilincine sahip olmakta, hukukun da üstünde olan insana özgü dürüstlük ve ahlak kurallalrına uymak sorunudur.

Yazınızda sürekli işverenleri eleştirmişsiniz. Öyle uyanıkça davranışlarla karşılaşmışımdır ki işveren hilelerine taş çıkartır. Nice işyerleri görmüşümdür ki işverene olan kin yüzünden işletmeler kapanmıştır. Nice işyerleri görmüşümdür ki sendika temsilcisi ağalara işveren söz geçirememiştir. Elmayı böldüğünüzde 2 yarım elmanız olur, ama çabuk bozulur. Unutmayın ki işyeri yoksa işçi de yoktur,işçi yoksa işveren de olmaz.

Mutlaka işvereni alt etmek için çalışacak insanlar da olacaktır. Ama günümüz koşullarında çoğunlukla güçlü olan kazanıyor. Çalıştığım bazı fabrikalarda muhatap olmadıysam da gördüğüm kadarıyla, işçinin sadece çalışması ve soru sormaması bir işveren için gerekli koşul. Hayır demen işten atılmana neden olur. Üstelik işverenlerin profesyonel yardım alması (emekli hakim danışmanlar mesela) da kefenin kimin lehine ağır bastığını gösteriyor.

Herkes bünyesinde olduğu sistemin daha iyiye ulaşması için çaba sarfetmeli diye düşünüyorum.
Tabi ki herkes bir bütünün parçası. İyi niyetli olanlarda vardır muhakkak. Ama hakkını aramaktan aciz olan vasıfsız insanları koruyacak bir yol bulamıyorsanız (Bunlar vur ensesine al ekmeğini cinsinden iyi niyetli insanlar) ve hatta vasıfsızlardan vasıflı insanları koruyacak bir yolunuz da yoksa (Bana etkisi olmayan ancak tanık olduğum bir olayda, fabrikadaki çalışanların çoğunluğunun sendikaya üye olması nedeniyle tüm bu vasıflı işçilerin işten çıkarılması ve çevre köy ve ilçelerden vasıfsız 100' lerce işçi alınmasını örnek olarak gösterebiliriz.) burada birşeyler yanlış demektir.

Neyse bu yüzden diyorum ki herkes kendi işinde en iyi olmak için çalışmalı ve gördüğü aksaklıkları düzeltmek için taşın altına elini sokmalı.
Her sistem kendi içinde o görevin profesyonellerinin ve eğitimli insanlarının oluşturduğu bir denetim organına sahip olmalı ve bu sistemin üzerinde de bu organı denetleyen bir kurula bu kişiler hesap vermeli.
Mutlaka eksik olan bir şeyler vardır söylediklerimde sürç-ü lisan ettim ise affola.

Yapılmıyor demiyorum ama gerektiği kadar yapılıp yapılmadığını da siz söyleyin. İnsanlar kurallara uymuyorsa uyması sağlanmalı. Oradan buradan dolanılmasının önüne geçilmeli.