-
Çöp Davası
Merhabalar;
Benim ikmaet ettiğim kendi evimin yanında caddede bulunan belediyeye ait boş arsa üzerine esnaflar özellikle mobilyacılar tarafından karton kutu köpük iş yeri tadilatları yaptıkları zamanda inşaat atıkları atıldı. Bunu defalarca belediyeye bildirmeme rağmen belirli esnaflar halen çöplerini atmaktadır. yani kısacası arsa bir çöp evi haline gelmektedir.
Bu çöpler hem çevre ve görüntü kirliliği yaratmakta hemde rüzgarlı havalarda çöpleri benim binama girmektedir. Bu durum beni oldukça rahatsız etmektedir.
Belediyenin arazisi olmasına rağmen kesinlikle bu esnaflara karşı bir yaptırımı olmamıştır. Arada bir temizliyor sadece ve aynı gün yine çöp yığını haline geliyor.
Bu konu hakkında dava açabilirmiyim ?
Ne tür bir dava açmam gerekir?
Teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
-
Cevap: Çöp Davası
Sanırım Çevre Kanunu 28.mdsi ilgili hukuki ihtilafın çözümü için tatbik edilecek hüküm olmalıdır.
KİRLETENİN SORUMLULUĞU:
Madde 28 - (Değişik madde: 03/03/1988 - 3416/8.md.)
Çevreyi kirletenler ve çevreye zarar verenler sebep oldukları kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar.
Kirletenin, meydana gelen zararlardan ötürü genel hükümlere göre de tazminat sorumluluğu saklıdır.
(Ek fıkra : 26/04/2006 - 5491 S.K/19.mad) Çevreye verilen zararların tazminine ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren beş yıl sonra zamanaşımına uğrar.
-
Cevap: Çöp Davası
Oncelikle tesekkur ederim.
Bu maddeye istinaden dava acabilirmiyim ve ceza hukmu varmidir.
Hani derlerya canima tak etti iste o durumdayim yanlis yapmak istemiyorum sinirlerime hakim olmakta zorlaniyorum bu yuzden kanuni yollari bilmek istedim ve siz hukuk aydinlarina sormak istedim.
Yol gosterirseniz sevinirim
-
Cevap: Çöp Davası
TCK 181. e göre; İlgili kanunlarla belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu maddenin iki, üç ve dördüncü fıkrasındaki fiillerden dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Madde gerekçesinde ise; Madde metninde çevrenin kasten kirletilmesi fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Böylece, kişilerin sağlıklı bir çevrede yaşama hakları korunmuş olmaktadır. Maddenin birinci fıkrasına göre, bu suç, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten verilmesiyle oluşur. Ancak, atık ve artıkların ilgili kanunlarla belirlenen teknik usullere uygun olarak doğal ortama bırakılması hâlinde, hukuka aykırı bir davranışın varlığından ve dolayısıyla bu suçun oluştuğundan söz edilemez. Bu teknik usuller, çevreyi korumaya yönelik kanunlarla belirlenmelidir. Ayrıca, kirletme dolayısıyla ceza yaptırımı uygulanabilmesi için, bunun çevreye zarar verecek boyutta olması gerekir. denilmiştir.Yani çevreye zarar verebilecek atıkların ortama verilmesiyle suç oluşuyor. Çevreyi kirletmenin etkileri ise alınan numunenin laboratuvar analiz sonucuna göre değerlendiriliyor. olayınızla ilgili bu raporu görmeden de yorum yapılması gerçekçi olmayacaktır.Ancak belirtmeliyim ki genellikle ceza hukuku bağlamında basit adli para cezalarına hükmedilmesi yaygın bir tutumdur.Ayrıca çevreyi kirletme ile ilgili rastladığım bir çok dosyada gördüklerime dayanarak şunu belirtebilirim; Çevreyi kirletme fiili tespit edildiğinde savcılığa genelde tüzelkişilik aleyhine suç duyurusunda bulunulur. Savcılık ta bu tüzelkişilikteki yetkilileri, (örneğin gemilerde donatan veya gemi sahibi) hakkında dava açılması için iddianame düzenler.