YÖK'ün kanunundaki boşluk-tutarsızlık ve YÖK'e dava
Direk konuya girmek istiyorum. Üniversite sınavında puanlar hesaplanırken bilindiği gibi OBP(Ortaöğretim Başarı Puanı) etkisi vardır. Bu OBP ile ilgili, hatta bütün sınavla ilgili usul ve esasları belirleyen YÖK'tür(Bkz.Kanun No:2547, 7.Bölüm, Madde 45). Kısaca bilmeyenler için değinmek gerekirse burada şöyle bir husus var. Eğer birisi üniversite sınavına girmiş, tercih yapmış ve yerleşmiş ise bir dahaki sene tekrar sınava girmek isterse bu bahsettiğimiz OBP yarı yarıya kırılır. Eğer üniversite sınavına girmiş fakat tercih yapmamışsa ya da üniversite sınavına girmiş, tercih yapmış ama hiçbir bölüme yerleşememişse bir dahaki sene puanı KIRILMAZ. Buradaki mantık şudur; siz sınava giriyorsunuz ve bir bölüme yerleşiyorsunuz. Dolayısıyla siz 1 kişilik kontenjanı işgal ediyorsunuz. Dolayısıyla yerleşme ihtimali olan ya da siz yerleşmeseniz kesin yerleşecek olan başka öğrencinin hakkını yiyorsunuz. ''Madem başka bölüm istiyordun neden bu adayın hakkını yedin?'' manasıyla eğer bir dahaki sene bir daha sınava girerseniz OBP'niz yarı yarıya kırılıyor. Yani mesele tercih yapmak ya da sınava girmek değil, mesele yerleşmek. Şuan YÖK bunu böyle uyguluyor. Fakat asıl mesele aslında yerleşmek değil. Mesele yerleşip başka bir adayın girme ihtimalini düşürmek veya tamamen yok etmiş olmak. Zaten bu cezanın verilmesinin sebebi de bu. Ve bu aslında çok ağır bir ceza. Bir insanın hayatından 4 yıl verip elde ettiği belli bir başarıyı yarıya düşürmekten bahsediyoruz. Yani muhakkak bir sebep gösterilerek verilmesi gereken bir ceza ki az önce bahsettiğim gibi gerçekten de öyle. Kanunun ıskaladığı yer ise şu: Birisi sınava girdi, tercih yaptı ve bir bölüme yerleşti. Kanun diyor ki bu adayın puanı bir dahaki sene girerse kırılır. Fakat bütün yerleşenlere oranla az bir oranda bile olsa şöyle bir grup var: Kontenjanı dolmayan bölümlere yerleşenler. Örnekle, 10 kişilik kontenjanı olan bölüm 8 kişi almış ve 2 kişilik kontenjan boş kalmış. Bu bölümlere dolmamış bölümler denir. İşte bu dolmamış bölümlere giren öğrenciler aslında kimsenin hakkını yememiş, hiç kimsenin yerleşme ihtimalini dahi azaltmamıştır. Dolayısıyla bir dahaki sene sınava bir daha girmek istediklerinde puanları kırılmamalıdır. Çünkü boş kalmasının nedeni en az boş kalan kontenjan sayısı kadar tercih edilmemesidir. Yani 10 kişilik kontenjana 8 kişi girmişse hiçbir 2 kişi bu bölümü tercih listesine eklememiş demektir. Çünkü barajı geçmek koşuluyla eğer eklemiş olsa puanı ne olursa olsun girecekti. Dolayısıyla YÖK'ün bu mevzuatının burada bir boşluğa düştüğünü ve dahası bu oranı az olan dolmayan bölümlerdeki öğrenciler için bir haksızlık ve sebepsiz verilen bir ceza olduğunu düşünüyorum. Bu konuyla ilgili bu sene içerisinde YÖK'e dava açmak istiyorum. Bu bahsettiğim noktanın yanlış olduğunu düşünen, eleştiri getirmek isteyen ya da katkı sağlamak isteyenler, hukukçular cevap yazarlarsa konuyla ilgili daha aydınlanabilirim. Teşekkür ederim.
Cevap: YÖK'ün kanunundaki boşluk-tutarsızlık ve YÖK'e dava
Enteresan bir konuya işaret etmişsiniz. Ancak iki problem var:
1- Haklı olup olmadan önce idari dava açma hakkı belli kişilere ve belli süreler için verilmiştir.
Bu konuda ancak sınava girip, dolmayan kontenjanlı bir bölüme yerleştiği için bir sonraki sene puanı kırılan bir kişi, yine idari davalar bakımından öngörülen süre içinde dava açabilir. Yani gelecekte böyle bir durumla karşılaşma ihtimali olan bir kişi açamaz. İlgili hükümden mağdur olan kişi, belli süre içinde açabilir.
2- İdarenin işlemlerinde eşitlik ve belirlilik ilkelerine uygun davranması gerekir. Mesela bu sene diyelim ki A üniversitesinin AA bölümü dolmadı, B üniversitesinin BB bölümü kontenjanı doldu. Seneye AA'nın dolmayacağının, BB'nin dolacağının garantisi yok. Bu sefer de AA tercihinde bulunan bir kişi, ben nasıl olsa dolmaz diye AA'yı yazdım, mağdurum diye dava açmak ister.
Bu hükmün amacı öğrencilerin kazanıp da gitmeyecekleri bir bölümü tercih etmemelerini sağlamak. Eğer dediğiniz gibi olursa, bu sene AA dolmadığı, BB dolduğu için çoğu kişi "nasıl olsa AA'dan puan kesilmiyor" diye AA'yı tercih edecek, "BB'yi tercih edip gitmezsem puan kesilir" diye düşünerek BB'yi tercih edenler azalacak. Ama bunun sonucunda AA'nın kontenjanının dolması, BB'nin kontenjanının boş kalma ihtimali ortaya çıkacak. Bu belirsizlik ortamı yine AA'yı tercih edenler bakımından daha büyük haksızlık doğuracak.
En azından şu anda oyunun kuralları belli. Herkes tercihini bilerek yapıyor. Aksi takdirde tercihler bir kumara dönecek.
Cevap: YÖK'ün kanunundaki boşluk-tutarsızlık ve YÖK'e dava
Öncelikle cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Yönelttiğiniz eleştiride tutarsızlık olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; hem örneğini verdiğiniz bölümlerin dolma garantisi olmadığını belirtmiş hem de garantisi olmayan bir şeyi mevzu bahis yaparak buradan düşünmüşsünüz. Birisi, ''Ben nasıl olsa dolmaz diye AA'yı yazdım.'' diyip bölüm dolduğunda bu konuyla ilgili dava açması ya da ''Ben mağdurum.'' demesi benim bahsettiğim olaydan bağımsızdır. Hatta sizin dediğiniz gibi garantisi olmayan, belirliliği olmayan konuda dava açmak kargaşa yaratacaktır. Hiç kimsenin ''Ben böyle düşünüyordum ama düşündüğüm gibi olmadı.'' diyerek dava açamayacağını düşünüyorum. Hiç kimse bir bölümün dolup dolamayacağının garantisini veremez. Dolayısıyla bir bölümün dolacağının iradesi o bölüme giren öğrencinin elinde de değildir.