5816 sayılı kanuna göre Atatürk'e hakaret etmek suçtur ve Cezası vardır !
Son zamanlarda özellikle Mehmet Avcı isimli bir vatanseverin facebook üzerinde başlattığı ARAPLAŞMAYA HAYIR temalı grup sayfası çok popüler oldu. 5816 sayılı Atatürk'ü koruma yasası olarak bilinen ATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR HAKKINDA KANUN doğrultusunda başta fesli olarak tanınan Kadir Mısıroğlu ve onu 9 Kasım 2018 de ziyaret eden diyanet işleri başkanını savcılığa şikayet etmekle başlayan hareket ise ardından binlerce kişiyi yine aynı kanun gereğince savcılıklara şikayet etti ve bu hareket tüm Türkiye çapında çığ gibi büyümekte.
https://scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net...64&oe=5C6E7C65
Bu oluşuma katılmak için https://www.facebook.com/groups/295581844342058/ adresine katılmanız yeterlidir.
Bilgilendirme:
ATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası : 5816
Kabul Tarihi : 25/7/1951
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 31/7/1951 Sayı : 7872
Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 32 Sayfa : 1842
Madde 1 – Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten
kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.
Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.
Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya
umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.
Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa
verilecek ceza bir misli artırılır.
Madde 3 – Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.
Madde 4 – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 5 – Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.
GEREKÇE VE AÇIKLAMA
Bilgilendirme:
5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil eden ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün hatırasına ve heykellerine saldırılması sebebiyle ve Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen yaptırımların bu hukuka aykırılıkları yeterince önlemediğinin anlaşılması üzerine çıkarılmıştır. Türk Parlamentosu, modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün hatırasına hakaret eden ve Türk toplumunun duygularına ve ortak değerine zarar verip kamuoyunda tepki toplayan eylemleri özel olarak cezalandırmayı tercih etmiştir.
Menderes Hükümeti döneminde çıkarılan Kanunun gerekçesinde; “Milli mücadelenin kahramanı ve memleketin kurtarıcısı Atatürk, Cumhuriyetin ve inkılaplar rejiminin sembolü olması hesabıyla hatırasına, eserlerine ve onu ifade eden varlıklara vaki olacak tecavüzler, bilvasıta Cumhuriyeti ve inkılaplar rejimine tevcih edilmiş bir mahiyet arz edeceğinden, bunlara karşı işlenen ve amme efkarında derin akisler yaratmakta olan suçların failleri hakkında mevzuatımız hususi hüküm ve müeyyideleri ihtiva etmemekte ve cumhuriyet savcılarının re’sen takibata girişmelerine müsait bulunmamaktadır. TCK m.480 ve 482’ye göre; faillere verilecek ceza, miktar ve mahiyet itibarıyla Atatürk’ün manevi varlığına tecavüz edenler hakkında vicdani ammeyi tatmin edecek yeterlilikte görülmediğinden, bu Tasarının hazırlanmasına lüzum hasıl olmuştur.” denilmektedir.
5816 sayılı Kanunun Tasarı görüşmeleri sırasında, TBMM Anayasa Komisyonu’ndan alınan 12 Temmuz 1951 tarihli ve 1/167 sayılı Rapora göre; bir kanunun şahsi veya umumi olup olmadığının tayininde kıstas, kanunun muhatabıdır. Eğer kanun bir şahsa veya bir sınıf ve zümreye hitap ediyorsa şahsi, umuma hitap ediyorsa umumidir. Tasarıda öngörülen suçları işleyen herkese istisnasız şekilde bu Kanunun hükümleri tatbik edileceğinden, Kanun hükümleri şahsa veya sınıfa hitap etmeyip, Ülke dahilinde bulunan herkese uygulanacağından, 5816 sayılı Kanun Tasarısı umumi nitelik taşımaktadır. Atatürk’ün hatırasına karşı işlenecek suçlar hakkında Türk Ceza Kanununa veya ayrı bir kanuna cezai hükümler koyulması veya kamu vicdanına şiddetli tesiri bakımından milli vicdanın ve asayişin korunması adına re’sen kamu davası açılması gibi hususlar “imtiyaz tesis etmek” anlamına gelmeyecektir.
TBMM Tutanak Dergisi’nin 04.05.1951 tarihli 7. cildinde yer verildiği üzere; 5816 sayılı Kanunun müzakerelerinde, bazı eleştirileri cevaben söz alan dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in, “…Bu memleketin manevi cephesini yıpratmak isteyenler elbette vardır. Bir tecavüzü ile memleketi heyecana sevk edip bu heyecanı istismar etmek isteyenler bulunabilir. Bir gecede elli tane heykele hücum edebilmek ve ‘memlekette fevkalade hal vardır’ manzarasını uyandırmak ve memleketi baştanbaşa heyecana sevk etmek zor bir iş değildir. Bütün bunları vaktinde hesap etmek ve kanuni tedbirlerini almak mecburiyetindeyiz.” ifadeleri ile 5816 sayılı Kanunun gerekliliğini savunduğu görülmektedir.
5816 sayılı Kanun; Türk Ceza Kanunu’nda öngörülen genel hakaret ve aşağılama eylemlerine ilişkin suç tiplerinden bağımsız olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetinin ve hatırasının korunmasını amaçlamaktadır. 5816 sayılı Kanunun 1. maddesinde suça konu eylemin tanımlandığı, 2. maddesinde suçun nitelikli hallerine yer verildiği (basın yoluyla işlenmesi, umuma açık yerlerde işlenmesi gibi), m.1/1’de manevi şahsiyete hakaret suçunun, m.1/2’de ise Mustafa Kemal Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideler ile Atatürk’ün kabrinin fiilen korunması için suça konu bazı seçimlik hareketlerin tanımlandığı görülmektedir. 5816 sayılı Kanunun 1. maddesinin 1. fıkrasında tanımlanan Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret veya sövme suçlarının işlenebilmesi için “aleniyet” unsuru tek başına yeterlidir. 5816 sayılı Kanun m.1/1’de, TCK m.125/1’in aksine “ihtilat” unsuru aranmaz.
http://c12.incisozluk.com.tr/res/inc...9279_o7799.jpg
Cevap: 5816 sayılı kanuna göre Atatürk'e hakaret etmek suçtur ve Cezası vardır !
Son zamanlarda Atatürk'e hakaret etme reklamını kullanan ve kendini siyasal islamcı olarak tanımlayan sözde dindar yobazlar (*), Adnan Menderes'in düşüncelerinin halefi (takipçisi) olduklarını söylerler. Ama o dangalaklar bilmezler ki, 5816 sayılı yasa Adnan Menderes hükümeti döneminde TBMM'nde kabul edilmiştir. Üstelik o yobazlar şunu da bilmezler; Anıtkabiri tamamlayan kişinin adı Adnan Menderes'tir. Yanlış hatırlamıyorsam Anıtkabir inşaatının 3.cü ve son etabı Adnan Menderes tarafından tamamlanmıştır. Utanması olan yobaz düşünsün !
Gerekçe kısmına baktığınızda kanunda korunan yararın kamu olduğunu yani umumi (genel) olduğuna karar verilmiştir. Neden? Çünkü sorun Atatürk'ün şahsına hakaretten çok fazlasıdır. Çünkü Atatürk'ün şahsi haklarını değil, sembolü olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni yani DEVLETİ temsil eder Atatürk. Bundan sonra Cumhuriyet Savcılarının Kendiliğinden yani re'sen kovuşturma yapmaları gerekmektedir. Bu suçun soruşturulması için şikayete bile gerek yoktur. Savcı ihbarı aldığı anda veya kendisi öğrendiği anda kovuşturma açmaya zorunludur. Savcının takdirinde dahi değildir bu suçun koğuşturulması. Nedeni anlattığım gibi Atatürk, DEVLETİMİZİ temsil eder. Ona hakaret eden TC'ne hakaret etmiş demektir.
Dindarlık yobazlık değildir. Hiçbir araştırma yapmadan, sorgulama yapmadan bir fikre körü körüne inanana yobaz denir ! Son zamanlarda sokak röportajlarında A-Haber gibi yanlı kanallardan ezberlediklerinin anlamını bile bilmeden papağan gibi tekrarlayanlarda bu hali sıkça görmektesiniz...