Yaralanmalı Trafik kazası sonucu açılan maddi manevi tazminat davası
Merhabalar konuyu umarım doğru yere açmışımdır olabildiğince özet konuyu anlatmaya çalışacağım
5 yıl önce babamın aracıyla çarptığı kadının oğlu babama maddi ve manevi tazminat davası açmış, kaza raporunda babam %100 suçlu görünüyor ancak hastane ziyaretinde kadın senin bir suçun yok ben yola bakmadım davacı değilim şeklindeki sözlü anlaşma sonucu yazılı bir belge almadık
%11 kalıcı rapor verilmiş, Kaza yeri Kastamonu Kazazede ve babamın ikameti Kastamonu rapor ve tutanaklar kastamonu emniyetinde olmasına rağmen kadının mübaşir olarak görev yapan oğlu davayı Sakaryada açmış Dava sakaryada görülecek, babam ısrarla avukat tutmak istemiyor bilgiler kısaca bu şekilde
sorular
1. Böyle bir durumda dava açmak için 5 yıl geç kalınmış bir süre değil mi? zaman aşımı ne kadar?
2.%100 hatalı şeklinde düzenlenen rapor bize göre kesinlikle hatalı mahkemede vereceğimiz ifade ve kadının ifadesi bu durumu etkiler mi?
3.olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte 2000tl maddi 10.000 tl manevi açılan davada 9 sene sonra açsalar daha karlı olmaz mı? sonuç ne olur?
4.dava açan mübaşir Hakkaride mübaşir olsa ailece Hakkari ile Kastamonu arasında mekik dokumamız mantıklı mı?
5.Avukat tutmak yada tutmamak arasında bizim için bir fark olur mu?
Sorularımı cevaplayabilecek hukukçu arkadaşlardan yardım bekliyorum şimdiden teşekkürler.
sorulabilecek diğer sorular için konunun uzun hali
trafik kazası şu şekilde gerçekleşiyor kadın halk otobüsünden iniyor otobüsün önünden yola çıkarak karşıya geçmeye çalışıyor geçitiği yerde yaya geçidi olmamasına rağmen yayaların orta refüjden kolay geçmeleri için bırakılan yarım metre genişliğinde bir boşluk raporda yaya geçidi olarak gösteriliyor yaya geçidi ve otobüs durağı yanyana olamaz olsa bile yaya geçidinden 1 metre önce olamaz olursa otobüsten inen yayalar otobüsün önünden karşıya geçmek zorunda kalır Hız sınırının aşıldığı lastik izi ölçülerek tespit ediliyor, kadın hastanede tüm aile fertleri yanındayken ailece ziyaret ediliyor ziyaret sırasında ben seni hiç görmedim yola bakmamışım dalgındım senin suçun yok davacı değilim diyor, hastane ziyaretinde kadın yaklaşık 100kg olduğunu çok iyi hatırlıyorum, %11 iş göremezlik raporu alıyor bacağıan platin vs takılıyor 6 ay yatalak kaldığını ve bu süre içerisinde yürüyemediği için 30 kilo aldığını belirtiyor yürümekte zorluk çektiği söyleniyor tabi bunların hepsi iddanamede yazıyor kadının böyle bir beyanı olduğunu düşümüyoruz kadının oğlu mübaşir olarak görev yapıyor ve 5 yılın ardından davayı oğlu açıyor aldığı akılla bunu bir gelir kapısı olarak gördüğünü para koparmaya çalıştığını düşünüyoruz.
Babam avukat tutmak istemiyor nasıl olsa bizi suçlu göstermişler bizden bu parayı alırlar diyor ben de memlekette adalet var diyorum ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız maddi durumumuz kötü değil fakat bunu bir kazanç kapısı olarak gören birine de para kaptırmak istemiyoruz yardımlarınızı bekliyoruz şimdiden teşekkürler.
Cevap: Yaralanmalı Trafik kazası sonucu açılan maddi manevi tazminat davası
Bir haksız fiil sonucunda tazminat davası açma süresi faili ve zararı öğrendikten sonra iki yıldır.
Ancak haksız fiil aynı zamanda bir suç ise, zamanaşımı süresi suçun zamanaşımı süresine göre belirlenir.
Tazminat davası hukuk mahkemelerinde görülür. Mesajınızda iddianameden bahsetmişsiniz. İddianame ceza davasında olur. Eğer bu yanlış kullanım değilse, babanız hakkında ayrıca ceza davası açılmışsa, o ceza davasına konu suçun zamanaşımı süresi içinde tazminat davası açılabilir. Açılan ceza davası yoksa zamanaşımı def'isinde bulunabilirsiniz.
HMK'ya göre
"Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."
Ancak,
"Haksız fiilden doğan davalarda,
1- haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da
2- zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir."
Dolayısıyla kadının ikametgahı Sakarya ise, açılan davaya yetki itirazı yapmanız mümkün değildir.
Mübaşir olan oğlu avukat olmadığına göre nasıl dava açıyor?
Kadının kendisinin veya avukatının açması gerekir.
Eğer kadın aslen Kastamonu'da oturmaktaysa, davayı başka şehirde açmak için davadan kısa süre önce Sakarya'ya oğlunun yanına gitmişse bu durumu da yetki itirazı olarak cevap dilekçenizde belirterek itiraz edin.
Avukat ile temsiliniz usul hatası yapmamanız ve hak kaybına uğramamanız için yararlı olacaktır.
Ayrıca duruma göre kadın ile dava öncesi uzlaşmayı da deneyebilirsiniz.
Cevap: Yaralanmalı Trafik kazası sonucu açılan maddi manevi tazminat davası
evraklarda Sakarya asliye hukuk mahkemesi yazmakta dolayısıyla ceza davası değil benim yanlış ifadem dava 5 yıl sonra açıldı zamanaşımı def'isinde bulunabilirmiyiz?
kadının ikameti de evraklarda Kastamonu görünmektedir
yetki itirazı yapmamıza rağmen kabul edilmedi 10 ekim 2017 mahkeme tarihi verildi bunun için mahkeme öncesi yapılabilecek ne var?
kaza tutanağı kesin midir ifadelerimizin bir anlamı olmazmı? kadının da kusurlu olduğunu belirtmemiz ve kendinin de kusurlu olduğunu söylemesi mahkemenin seyrini değiştirmezmi?
uzlaşma için kadın ile iletişim kuramadık dava açan oğul yani annesini avukat tutarak davayı açtıran şahısa ulaşılmış 5000tl teklif edilmiş ancak vazgeçmemiştir.
Avukatımızla birlikte Sakaryaya mı gitmeliyiz yoksa Sakaryadan bir gün önceden bir avukat falan mı bulmalıyız şaşırdık kaldık.
Cevap: Yaralanmalı Trafik kazası sonucu açılan maddi manevi tazminat davası
Yardımcı olabilecek kimse yokmu?
Cevap: Yaralanmalı Trafik kazası sonucu açılan maddi manevi tazminat davası
Cevap dilekçesini bir avukatın hazırlamış olması faydalı olurdu.
Cevap dilekçesi verildiğine göre bir takım hak kayıplarına uğramanız muhtemeldir.
Zamanaşımı itirazının ileri sürülüşü aşağıda belirtilen sürelerde mümkündür:
1) İkinci cevap dilekçesinin verilme süresine kadar
2) Davacı ön inceleme duruşmasına katılmamış ise ve de davalı davaya devam etme iradesini mahkemeye bildirmiş olması durumunda
3) Ön inceleme aşamasında davacının açık muvafakati ile savunmanın genişletilebileceğini düzenlemiş,
Ön incelemenin tamamlanmasından sonra ise savunmanın genişletilemeyeceğini ve değiştirilemeyeceğini belirterek, ıslah ve davacının muvafakatini saklı tutmuştur.
HMK 141. Maddesine göre taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bunun bir sonucu olarak davalı kural olarak ikinci cevap verme süresine kadar zamanaşımı itirazında bulunabilecektir. Bu haliyle HMK, HUMK dan ayrılmıştır. HMK 136. Maddesinde “Davacı, cevap dilekçesinin kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde cevaba cevap dilekçesi; davalı da davacının cevabının kendisine tebliğinden itibaren iki hafta içinde ikinci cevap dilekçesi verebilir.” İfadesi ile açıkça vurgulandığı üzere davacı cevaba cevap vermiş ise davalının ikinci cevap hakkı bulunmaktadır. Davacı cevaba cevap vermemiş ise davalının ikinci cevap hakkı doğmayacağı için iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı davalı açısından cevap verme süresi ile sona erecektir. Cevap verme süresi ise HMK 127. Maddeye göre “dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır.” Bir başka anlatımla davacı cevaba cevap vermemiş ise davalı cevap dilekçesi zamanaşımı itirazında bulunmamış ise ancak ön inceleme duruşmasında davacının gelmemesi üzerine ya da ıslah dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunabilecektir.