Kesinleşmiş anlaşmali boşanmaya yapilabilecek itiraz

Arkadaşlar merhaba

eşimle anlaşmalı olarak boşandık. Protokol gereği çocuğum için ödeyeceğim iştirak nafakası hariç birbirimizden herhangi bir talebimiz olmadı. protokolü, öğrendiğim kendi aileme dahi bahsetmediğim (boşanma konusunda halen bana kötü gözle bakmaktadırlar) çocuğum, kendisi ve ailesi için gizli kalması gereken BÜYÜK kabahatleri (video, yazışma, resim vs. hepsi kayıtlıdır) üzerine imzalamak zorunda kaldı. dava süresince sözlü olarak para vs. istemeye devam etti. davanın çekişmeli ye dönüşmeden anlaşmalı olarak hızlıca bitmesini istediğimden dolayı evet deyip geçiştirdim. bazı konuşmalarımızı telefonuna görüşme kaydı veya ortam dinleme kaydı olarak kaydetmiş olabilir. anlaşmalı boşanma protokolü ve gerekçeli karar aşağıya yükledim

halihazırda boşanma dan sonra 3 aya yakın zaman geçti ve sözlü olarak istediklerini toplu şekilde almak için sürekli rahatsız edip duruyor. halen çocuğumun nafakasını hey ay banka üzerinden yüzde 25 fazla ile ödüyorum buna ek olarak nikahta belirlediğimiz mehir hesabı (az para değil) için arada banka hesabına para gönderiyorum. kendisi evet deyip geçiştirdiğim parayı gönderdiğimi zannediyor. ama mehirin bitmesine de az kaldı kendisiyle son bir konuşma yapıp sözleşmede ne yazıysa onunla mes'ulüm diyeceğim. tam burada sormak istediğim bu safhadan sonra herhangi bir tazminat veya mal paylaşımı davası söz konusu olabilir mi? kaydetmiş olabileceği görüşme veya konuşmalarımızla dava açabilir mi? dava açarsa herhangi bir sonuç alabilir mi? daha önce bahsetmiş olduğum kabahatlerle ilgili kayıtları açılabilecek dava safhasında kendi ailesine verirsem (hiç istemediğim halde) herhangi bir hukuki sorunla karşılaşırmıyım?

ilginiz için şimdiden teşekkür eder cevaplarınızı beklerim


protokol
http://i.hizliresim.com/m4Yvk0.jpg


gerekeçeli karar 1
http://i.hizliresim.com/adOkGQ.jpg


gerekeçeli karar 2
http://i.hizliresim.com/YqXzNZ.jpg


gerekeçeli karar 3
http://i.hizliresim.com/8P4pd7.jpg


feragat
http://i.hizliresim.com/NlvM1X.jpg

Anlaşmalı boşanma protokolünde ne yazıyorsa ondan sorumluluk sözkonusu. Tazminat taleplerinden, mal rejimi davası açmaktan karşılıklı olarak feragat etmişsiniz ve istinaf yoluna başvuru hakkında da feragat etmişsiniz. Feragat yenilik doğurucu bir beyan olduğu gibi gayri kabili rücu (geri dönüşü olmaksızın) bu haklardan vazgeçilmiş. Bu durumda sözleşmede ne yazıyorsa, daha doğrusu mahkeme kararında ne yazıyorsa o geçerlidir. Ne fazlası, ne azı... Bu andan itibaren ne siz ne de karşı taraf tazminat davası açamaz. Bu saatten sonra açılabilecek davalar şartları varsa nafakanın artırılması, azaltılması davası ve velayetin kaldırılması davasıdır.

Açabilir görüşündeyim.
Bununla ilgili karar.


T.C.
YARGITAY
2.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2012
KARAR NO: 2012/
KARAR TARİHİ: 19.11.2012


>ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI.

>DAVALININ ANLAŞMALI BOŞANMA HÜKMÜNE ESAS ALINAN DAVAYI KABUL YÖNÜNDEKİ İRADE AÇIKLAMASI.

>İRADE AÇIKLAMASININ TEHDİT VE DAVACININ BASKISI ALTINDA ALINDIĞI TARAFLARIN BOŞANMA VE FERİLERİNDE ANLAŞMA İÇİNDE OLDUKLARINI KABUL EDİLEMEYECEĞİ

ÖZET: Davalının anlaşmalı boşanma hükmüne esas alınan <davayı kabul> yönündeki irade açıklamasının tehdit ve davacının baskısı altında alındığı ve serbest iradesini yansıtmadığı kabul edilmelidir. Davalının hükme esas alınan irade beyanı <tehdit ve korkutmayla> elde edildiğine göre, tarafların boşanma ve ferilerinde anlaşma içinde oldukları kabul edilemez. Böyle bir durumda da, Türk Medeni Kanununun ilgili maddesine göre boşanma kararı verilemez. Öyleyse, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde gösterecekleri deliller toplanarak Türk Medeni Kanununun ilgili maddelerinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanıp, ulaşılacak sonucuna göre karar verilmelidir.

(6098 S. K. m. 74) (4721 S. K. m. 166)

DAVA VE KARAR: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davalı, temyiz dilekçesinde kocasının tehdit ve baskısı nedeniyle boşanma davasını kabul ettiği yönünde beyanda bulunduğunu, bu kabulüne bağlı olarak anlaşmalı boşanmalarına karar verildiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiş, tehditle ilgili savcılıkça yapılan soruşturma evrakını delil olarak göstermiştir.

Geri çevirme kararı üzerine dosyaya alınan Konya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 12.06.2012 tarihli ve 2012/189-1068 sayılı kararından; davacının boşanma davasını kabul etmesi için davalıyı tehdit ettiği; davalının; eşinin tehdit ve korkutması sonucu boşanma davasının 27.12.2011 tarihli oturumuna gelip davayı kabul ettiği ve davacıdan maddi ve manevi tazminat ile nafaka istemediği yönünde beyanda bulunduğu sabit kabul edilerek davacının tehdit suçundan sonuç olarak beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. Bu karar 28.06.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Ceza mahkemesinin cezai sorumluluğu tespit eden kararı, hukuk hakimini bağlar. (BK. m. 53, 6098 s. TBK. m. 74/1) Bu karar karşısında davalının anlaşmalı boşanma hükmüne esas alınan <davayı kabul> yönündeki irade açıklamasının tehdit ve davacının baskısı altında alındığı ve serbest iradesini yansıtmadığı kabul edilmelidir. Davalının hükme esas alınan irade beyanı <tehdit ve korkutmayla> elde edildiğine göre, tarafların boşanma ve ferilerinde anlaşma içinde oldukları kabul edilemez. Böyle bir durumda da, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine göre boşanma kararı verilemez. Öyleyse, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde gösterecekleri deliller toplanarak Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanıp, ulaşılacak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu yönde işlem yapılmak ve karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı dır.

Sizin verdiğiniz örnek Yargıtay kararı; İradeyi sakatlayan nedenler olması halinde Cumhuriyet savcısına başvuru yaparak (veya savcının kendiliğinden) hata, hile, tehdit ile protokolün imzalandığı ve duruşmada da bunun etkisiyle kabul etmesi halinde sözkonusu. Kandırılmadıysa, tehdit ile imzalamamışsa karar değişmez.

Alıntı:

---

illegal rumuzlu üyeden alıntı

Sizin verdiğiniz örnek Yargıtay kararı; İradeyi sakatlayan nedenler olması halinde Cumhuriyet savcısına başvuru yaparak (veya savcının kendiliğinden) hata, hile, tehdit ile protokolün imzalandığı ve duruşmada da bunun etkisiyle kabul etmesi halinde sözkonusu. Kandırılmadıysa, tehdit ile imzalamamışsa karar değişmez.

---

Tabiki Haklısınız Sayın İllegal
Fakat ben boşanma Davalarında öyle olaylara Şahit oldum ki Duruşma çıkışında iki Avukatın birbirleri ile kavgasına İftiralara Yalancı Şahitlere Daha ne yazayım :)))

Öyle sürekli kandırıldım diyen biri var ya... Her kandırıldım diyene itibar edilmez hukukta. Öyle olsaydı herkes sözleşmeyi imzalar, alacağını alır arkadan da kandırıldım derdi...

Alıntı:

---

muratmurat1 rumuzlu üyeden alıntı

Açabilir görüşündeyim.
Bununla ilgili karar.


T.C.
YARGITAY
2.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2012
KARAR NO: 2012/
KARAR TARİHİ: 19.11.2012


>ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI.

>DAVALININ ANLAŞMALI BOŞANMA HÜKMÜNE ESAS ALINAN DAVAYI KABUL YÖNÜNDEKİ İRADE AÇIKLAMASI.

>İRADE AÇIKLAMASININ TEHDİT VE DAVACININ BASKISI ALTINDA ALINDIĞI TARAFLARIN BOŞANMA VE FERİLERİNDE ANLAŞMA İÇİNDE OLDUKLARINI KABUL EDİLEMEYECEĞİ

ÖZET: Davalının anlaşmalı boşanma hükmüne esas alınan <davayı kabul> yönündeki irade açıklamasının tehdit ve davacının baskısı altında alındığı ve serbest iradesini yansıtmadığı kabul edilmelidir. Davalının hükme esas alınan irade beyanı <tehdit ve korkutmayla> elde edildiğine göre, tarafların boşanma ve ferilerinde anlaşma içinde oldukları kabul edilemez. Böyle bir durumda da, Türk Medeni Kanununun ilgili maddesine göre boşanma kararı verilemez. Öyleyse, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde gösterecekleri deliller toplanarak Türk Medeni Kanununun ilgili maddelerinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanıp, ulaşılacak sonucuna göre karar verilmelidir.

(6098 S. K. m. 74) (4721 S. K. m. 166)

DAVA VE KARAR: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davalı, temyiz dilekçesinde kocasının tehdit ve baskısı nedeniyle boşanma davasını kabul ettiği yönünde beyanda bulunduğunu, bu kabulüne bağlı olarak anlaşmalı boşanmalarına karar verildiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiş, tehditle ilgili savcılıkça yapılan soruşturma evrakını delil olarak göstermiştir.

Geri çevirme kararı üzerine dosyaya alınan Konya 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 12.06.2012 tarihli ve 2012/189-1068 sayılı kararından; davacının boşanma davasını kabul etmesi için davalıyı tehdit ettiği; davalının; eşinin tehdit ve korkutması sonucu boşanma davasının 27.12.2011 tarihli oturumuna gelip davayı kabul ettiği ve davacıdan maddi ve manevi tazminat ile nafaka istemediği yönünde beyanda bulunduğu sabit kabul edilerek davacının tehdit suçundan sonuç olarak beş ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. Bu karar 28.06.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Ceza mahkemesinin cezai sorumluluğu tespit eden kararı, hukuk hakimini bağlar. (BK. m. 53, 6098 s. TBK. m. 74/1) Bu karar karşısında davalının anlaşmalı boşanma hükmüne esas alınan <davayı kabul> yönündeki irade açıklamasının tehdit ve davacının baskısı altında alındığı ve serbest iradesini yansıtmadığı kabul edilmelidir. Davalının hükme esas alınan irade beyanı <tehdit ve korkutmayla> elde edildiğine göre, tarafların boşanma ve ferilerinde anlaşma içinde oldukları kabul edilemez. Böyle bir durumda da, Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesine göre boşanma kararı verilemez. Öyleyse, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde gösterecekleri deliller toplanarak Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanıp, ulaşılacak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu yönde işlem yapılmak ve karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı dır.

---

her ihtimale karşı protokolü imzalarken ses kaydı almıştım.
iyi hatırlıyorum eğer nedenlere girersek herkes üzülür bizim
bu şekilde ayrılmamız herkes için ey iyi yoldur demiştim
ve kendisine protokolün tüm maddelerini okumuştum ondan sonra
kendisi de hatlarını bildiği ve benim öğrendiğimi anladığı için
protokolü imzaladı sanırım bu durdu tehdit ve korkutma oluşmuyor
başka kayıtlarda da suçlarını kabul edip af dileme seansları var

benim daha çok öğrenmek istediğim davanın hızlıca bitmesi için
evet deyip geçiştirdiğim şeyler yüzünden itiraz oluşurmu

Sayın MR Dava ne zaman Kesinleşti

Bankaya yatırdığınız Mehir Parasını çektiler mi?

Yüreğinize biraz su serpelim Parayı Çektiler ve Karar Kesinleşme süresi bayağı geçti ise Sorun çıkmaz.
Benim size yazdığım Yargıtay Kararı en zor durumunu düşünmeniz içindir.
Siz yine Delilleri elinizde tutun
Anlaştığınız gibi Parayı zamanında ödeyin.

Alıntı:

---

muratmurat1 rumuzlu üyeden alıntı

Sayın MR Dava ne zaman Kesinleşti

Bankaya yatırdığınız Mehir Parasını çektiler mi?

Yüreğinize biraz su serpelim Parayı Çektiler ve Karar Kesinleşme süresi bayağı geçti ise Sorun çıkmaz.
Benim size yazdığım Yargıtay Kararı en zor durumunu düşünmeniz içindir.
Siz yine Delilleri elinizde tutun
Anlaştığınız gibi Parayı zamanında ödeyin.

---

mehir parasını kendi insiyatifimle ödüyorum bu konuda protokolde madde yok
iştirak nafakasını ise fazlasıyla her ay ödemekteyim
dava sonuçlanalaı 3 aya yakın oldu

Savcının istinaf yoluna gitme süresi bile geçmiş görünüyor. Tabi bunun için istinaftan feragat dilekçesinin tarihi, yani kararın kesinleştiği tarihi bilmek gerekli.