Mal kaçırma amaçlı Miras bağışlama

Öncelikle herkeze merhabalar;
Konu açmadan önce birhayli araştırma yaptığımı ve 3 ayrı avukat ile görüştüğümü belirtmekte yarar görüyorum.Bizim sorunumuz şöyle;
Tapu vs yerlerden yaptığımız araştırma sonucunda 1993 yılında yaşarken dedemin 4 adet kardeşten 3 tanesine mal varlığının bir kısmını (2 Daire,2 Dükkan) bağışlamış olduğunu öğrendik.Dedemin ölüm tarihi 2003.Miras paylaşımı yapılmak istendiği için tesadüfen bu durumu öğrendik.3 ayrı avukatla konuştum fakat tatmin edici bir cevap alamadım.Genel olarak çok zor yada bişey çıkmaz deniliyor.Fakat internette birkaç yazıda lehte alınan benzer kararlardan bahsedildiğini gördük.
Anlamadığımız kısım Dayımların uzun yıllardır annemi çağırıp mal paylaşımı için evrak imzalamasını istemeleri.Arada kalan ufak bir arazi için;
-Bu arsayı baban sana bıraktı.Tapuyu verelim karşılığında imza alalım.
tarzı istekler geldi.
Bu evrakların ne olduğunu hiç göremedik.Annemi de yanlız göndermedik.Birde çevreden tapularla alakalı konularda sahte imza kullanıldı gibi birşeyler duyduk.

Bu tür mal kaçırma amaçlı yapılan bağışlarda imza tarzı gerekli bişey varmıdır?
Bu taşınmazlar için annem hak sahibi olabilirmi?
Avukat Öneriniz varsa onuda alabilirim.Cevaplayacak arkadaşa da teşekkürü borç bilirim.Saygılar...Sevgiler...

"Mal kaçırma amaçlı bağışlar" özel bir şekle bağlı değil ki imza tarzı bir şey gerekli olup olmadığı söz konusu olsun...
Dairelerin, dükkanların ve arsanın tapuları kimin üzerine şu anda?
Belki henüz her şey miras halinde; annenize dükkan ve daireler için bir şeyler imzalatacaklar.
Anneniz tapu dairesinden ya da e-devletten üzerine kayıtlı ne var görebilir. Bence en önce bunu yapmanız gerek.

Tapu kadastrodan edindiğimiz bilgiye göre 1993 yılında Dedem dayımlara bağış yapmış bahsi geçen ev ve dükkanları.Tapuları da dayımların üzerine gözüküyor malesef.

Türkiye'de genellikle bağış sahibinin çocuklarının mahfuz hisselerini alamamalarından dolayı bağış yapılan aleyhine tenkis davası açılması endişesinden dolayı bağış yerine satış sözleşmesi ile tapu devri uygulamaları yaygındır. Uygulamanın kaynağı Medeni Kanun 560. maddedir. Madde, ölenin yaptığı bağışların bazı koşullar altında mahfuz hisseli (saklı paylı) mirasçılar tarafından açılan dava ile tenkis edilebileceğini öngörmektedir.

Prof. Ahmet KILIÇOĞLU Hocamızın Borçlar Hukuku Genel Hükümler eserinin 16. basısı 174. sayfasından Muvazaa konusu altındasomut olayınızdaki durumu izah kabilinden şu anektodu aktarıyorum:

'S, gerçekte sattığı taşınmazını, A'ya bağışlamış gibi devir etmiş, daha sonrada bu bağış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle hükümsüz olduğunu ileri sürerek iptalini istemiştir. S'nin bu iddiasının kabul edilip, bağış sözleşmesinin iptal edilerek taşınmazın S'ye geçirilmesi için A'ya yapılan devrin gerçekte satış olduğu, bağış sözleşmesinin görünürde bir sözleşme olduğu kanıtlanmalıdır. S, A'ya bu taşınmazı devrederken özenli davranarak onunla gizli bir protokol yapıp (bu taşınmazın gerçekte bağışlanmadığı satışın amaçlandığı ancak önalım hakkı sahibinin bu hakkını kullanmasını önlemek gibi bir amaçla bu yola gittiklerini) yazıp imza etmişlerse S'nin açtığı davada ispat yükümlülüğü yerine getirilmiş olacaktır.'

Kısaca ispat mükellefiyetiniz var ve size danışmanlık yapan avukatların dediği gibi -somut belgeniz yok ise- buradan lehinize bir kazanım olmasını mümkün görmüyorum.

Zaman ayırdığınız ve cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.

Kişinin malı üzerindeki iradesini mal kaçırmakla karıştırmamak lazım Belli bir yaşın altında akli dengesi yerinde olmak koşulu ile saklı pay harici irade sınırlandırılamaz.

konuyla alakalı bulduğumdan buraya yazmayı uygun gördüm.

merhaba şimdiden teşekkürler.
ben 30 yaşındayım bir ağabeyim(50) ve bir ablam(48) var.Babam ablam ve abimin isteğe bağlı sigortasını ödedi ve onları emekli etti.Buna karşılık bana 2008 yılında arsa tapusunu bağış ile verdi. Ayrıca ağabeyim, eşi ve kızı babamın evinde, alt katta oturuyor .Annem babam sağ .Ben(30 erkek) ,annem(67), babam(83) ve ağabeyimin 1. evliliğinden olan oğlu(22)( doğduğundan beri) üst katta yaşıyoruz . Evin tüm işlerini ben yapıyorum ,annemin hastane işlemleriyle ben ilgileniyorum. Ağabeyim(50) 'arsayı sat üçe böl' diyor.Şimdi ise oğlu(22) evden ayrıldı ve ' dedem ve nenem ölünce göreceksin 'diyor .
bu durumda bana kimler dava açabilir?
hak talep edebilirler mi?
ne yapmalıyım?
bir de 5 yıl dolunca hak talep edemezler diyorlar.gerçekliği nedir?

Babanız sağ diyorsunuz, yazılı bir vasiyetle durumu anlatarak evlatlar arasında eşitliği sağladığını, sağlığında hangi çocuğuna ne verdiğini,
sigorta, arsa vb. anlatırsa sıkıntı çıkmaz diye düşünüyorum.

vasiyetname yeterli midir ? 'ölünceye kadar bakma akti diye de bir şey duyduk .hangi yazılı belge esas alınır ?
çünkü benzer bir durumu yaşayak akrabamız adına yazılan vasiyet geçerli sayılmadı.. yardımlarınız için teşekkürler

Ölünceye kadar bakım akdi daha uygundur,

Dedenizin hayatta iken çocuklarına yaptığı yardımdır ödediği ssk prileri,miras payı olarak değerlendiriebileceğini sanmıyorum.

- - - Updated - - -

Dedenizin hayatta iken çocuklarına yaptığı yardımdır ödediği ssk prileri,miras payı olarak değerlendiriebileceğini sanmıyorum.

- - - Updated - - -

Dedenizin hayatta iken çocuklarına yaptığı yardımdır ödediği ssk prileri,miras payı olarak değerlendiriebileceğini sanmıyorum.

- - - Updated - - -

Dedenizin hayatta iken çocuklarına yaptığı yardımdır ödediği ssk prileri,miras payı olarak değerlendiriebileceğini sanmıyorum.

- - - Updated - - -

Dedenizin hayatta iken çocuklarına yaptığı yardımdır ödediği ssk prileri,miras payı olarak değerlendiriebileceğini sanmıyorum.

Iyı gunler babadan ogula 1993 yılında tapuda satıs yapılıp ogluna satmıs ve baba 2016 yılında vefat etmıs mırascılar da dava acmıs bu dava ne ile sonuclanır 24 yıllık tapu bozulur mu ve oglu 40senedır babaya bakıyor

Alıntı:

---

Mustafa567 rumuzlu üyeden alıntı

Iyı gunler babadan ogula 1993 yılında tapuda satıs yapılıp ogluna satmıs ve baba 2016 yılında vefat etmıs mırascılar da dava acmıs bu dava ne ile sonuclanır 24 yıllık tapu bozulur mu ve oglu 40senedır babaya bakıyor

---

Anlattıklarınızdan oğulun gerçekte satın almadığını, ölene kadar bakma karşılığında devir aldığını anlıyorum.
1993 yılında geçerli bir ölene kadar bakma sözleşmesi yapılmış, buna dayanarak devir yapılmış olsaydı, diğer mirasçıların saklı paylarının ihlal edilmemesi halinde bu işlemin iptali olmazdı.
(Yani miras bırakanın tek malını ölene kadar bakma sözleşmesiyle çocuklarından birine bırakması kabul edilmiyor, ama başka malı varsa, malının bir kısmını ölene kadar bakma sözleşmesiyle çocuklardan birini bırakması hukuka uygun.)

Ancak baba gerçek niyeti ölene kadar satış sözleşmesi (veya aslında bağış olduğu da iddia edilebilir) olduğu halde satış göstererek işlemi gerçekleştirdiği için muvazaa söz konusudur. Muvazaanın ispatı halinde diğer mirasçılar tapu iptal davasını kazanacaktır.