-
Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Merhaba Öncelikle güvenimi sarsan sebeplerden bahsedeyim sizlere, Bir hatam bir kusurum olursa HUKUKİ.NET yöneticilerinden ve siz HUKUKİ.NET üyelerinden özür dileyerek konuya girmek isityorum.
01/02/2011 Tarihinde Bakırköy 2.NCİ Aile Mahkemesine Eşimden boşanmak istediğime ve şiddetli geçimsizlik olduğuna dair dilekçe verdim.
İlk mahkemede eşimde boşanmayı kabul etti Eşya talebim yoktur şahsıma nafaka istemiyorum sadece çocuğuma nafaka istiyorum diye imza attı fakat istenilen nafakayı ödeyemeyeceğim için nafakada uzlaşamadığımız için mahkeme benden maaş bodromu istedi ve 2. mahkemede maaş bodromu ibraz ettim ve benim verebileceğim nafakada uzlaştık fakat eşim boşanmaktan bazgeçiyorum diye dilekçe yazıp 2. aile mahkeme kalemine vermiş ve mahkeme uzadı ve bir süre sonra Hakim eşimi ve beni Psikolog'a gönderdi ve ilk tanıştığımızdan boşanmaya karar verdiğim ana kadar başımızdan geçenleri anlattık evliliğimiz boyunca annemin eşim tarafından darp edildiğini ve benimde eşimin babası ve abisi tarafından darp edildiğimi ve elimde darp raporları olmadığını söyledim ve eşimde bunlar doğrudur dedi kaynanamı darp ettim babam ve abimde eşimi darp etti dedi evlendiğimizde gerçek yaşım 19 olmasına rağmen kimlik yaşım 17 idi dedi ve uzmanların raporunu noktasına dahi dokunmadan sizlere aktarıyorum.
Uzman Raporu
Taraflarla yapılan görüşmeler ve dosya üzerinde yapılan incelemeler değerlendirildiğinde;
Şenol Türkmen'in kendini rahat ve anlaşılır bir şekilde ifade ettiği, evlilik birliğinin sürmesi konusunda uzlaşmacı bir tavır sergilemediği, müşterek çocuğu eşi ile evliliklerinin devam etmesini zorunlu kılan öncelikli bir etken olarak görmediği, eşine karşı duygusal bağını yitirdiği,evlilik birliğinin devamı husunda çalışmak istemediği, boşanma konusunda kararlı olduğu;
Esma Türkmen'in de kendini rahat ifade ettiği , evlilikte yaşadığı bütün sorunlara rağmen çocuğu için boşanmak istemediği, eşi ile evliliklerini yeniden yapılandırma konusunda çalışmak istemekle birlikte görüşmelerde eşi ile yaşadığı sorunlar üzerine yoğunlaştığı, eşi ile olan sevgi ve güven bağını müşterek çocuk üzerinden oluşturmaya çalıştığı evlilik birliğini sürdürmek istediği;
Yapılan değerlendirmeler sonucunda; tarafların evlilikte iletişim, aile içi sorumlulukların eşit şekilde paylaşılmaması, karşılıklı saygı ve güven konularında sorunlar yaşadıkları; Davacı Şenol Türkmen'in boşanma konusundaki kararlı tutumu, Davalı Esma Türkmen'in her ne kadar boşanmayı istememesine karşın, evlilikte yaşanan sorunların çözümü konusunda yapıcı davranışlar sergilemekte zorlanması nedeniyle tarafların şu anda bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmek için uzlaşmalarının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır .
Psikolog'ların bu raporuna rağmen mahkeme Hakimi 15 gün içinde adliye veznesine 173 tl yatırıp makbuzunu 2.NCİ aile mahkeme kalemine vermemi söyledi ve bende aynı gün içinde parayı yatırıp makbuzu 2.NCİ aile mahkeme kalemine verdim ve bana makbuzu verdiğim şahıs son 1 mahkemeye daha geleceksiniz dedi bende nezaman diye sordum ve oda tarihini biz size bildireceğiz dedi ve mahkeme tarihi geldi çattı fakat önceki hakim yoktu önceki hakim Nurcan GÜRSES'di vefat ettiği söylendi yeni gelen hakim ise HUKUKİ.NET üyelerinden Hakim Emin ARICI ve duruşma salonuna girmemle şu soruyla karşılaşmam bir oldu
Hakim Emin ARICI:Kızı neden boşuyorsun?
Davacı Şenol TÜRKMEN: Hakim bey şiddetli geçimsizlik eşim annemi darp etti ve bununla kalmayım bir kaç ay sonrada eşimin babası ve abisi beni darp etti,
Hakim Emin ARICI:Olabilir yeri gelecek onlar seni dövecek yeri gelecek sen onları döveceksin bunun için karı boşanılırmı?...
Diyerek mahkemeyi erteledi ve Hakim Emin ARICI'nın davacının ve davalının müşterek bir çocukları olduğunu daha 3.NCÜ mahkemede öğrendi biz söylemesek öğreneceğide yoktu dosyamızı hiç okumamışki müşterek bir çocuktan haberi yok ve benden 2 tane şahit istedi ne için istediğini bile söylemedi en azından diyebilirdi aile içi şiddetli geçimsizlik olduğuna dair yada annemin eşim tarafından benimde eşimin abisi ve babaı tarafından darp edildiğime dair şahit getir diyebilirdi ve sonraki mahkemede 2 şahit getirdim birisi amcamın oğlu diğeri ise alt komşum ve şahitler şahitlerin mahkemeye geldiği gün eşim gelmedi avkatı geldi mazeretleride 3.60 krş yol parası bulamamayışı ve mahkemede şahitler dinlendi ve yine ertelendi ve şahitlerimden birisi bayandı ramazan ayında teravi namazı çıkışında CAMİİ'de eşim şahidimi darp etmeye kalkar ve mahkemeye gelmek için 3.60 krş yol parası bulamayan eşim 3 gün sonra ailesiyle birlikte bursa'ya düğüne gitti ve bunları dünkü 06/09/2012 tarihindeki mahkememde hakime arz edecektim ve eşim 2 şahit getirdi biri amcası diğeride amcasının hanımı idi beni 15 yaşındaki kızın bekaretini alıp hamile bırakıp kaçırmakla şuçluyorlardı şahitlerde buna şahitlik ettiler ve buna en büyük delil olarakta çocuğumuzun doğumuna 2 ay kala resmi nikah yapmam gösterildi eşimin doğum yılı 1990 dı evlilik yılımız ise 2007 idi 1990 doğumlu birisi 2007 yılında 17/18 yaş arasımı oluyor yoksa 15 yaşındamı oluyor mahkeme Hakimi Emin ARICI bunun bile hesabının yapamamış olmalıki şahitlere inanarak mahkemeyi benim alehime sonlandırdı ve Hakim Emin ARICI'dan söz hakkı istedim fakat çık dışarıya diyerek azarladı beni bende Hakim bey savunmamı yapmadım nasıl suçlarsınız beni dedim çık dışarıya dedim sana çık diye bağırdı ve bende Hakim bey burası bir adalet sarayı hakkımı ve adaletimi burda aramayacağımda nerede arayacağım ozaman burası neden var dedim tekrar sesini yükselterek bağırdı 15 yaşındaki kızın bekaretini al hamile bırak kaçır gel burda adalet ara diye bağırdı sonra bende yumruğumu masaya vurarak hakim bey ben bu vatan için gençliğimin baharında 15 ayımı verdim tüfek elimde gece gündüz nöbet tuttum bu kadın bu vatan için ne yaptıki haksızken haklı çıkarıyorsunuz dedim ve duruşma salonunda sesini aşırı derecede yükselterek çık dışarı dedim sana çık dışarı diye kovdu beni.
Şimdi sizlere soruyorum bebek katili vatan hayini abdullah öcalanın bile savunması alınırken neden ben eşimden boşanmak isterken savunmamı yapamıyorum bumu adalet bumu hukuk???
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Olaya hak adalet açısından değilde, ben bu işten en az zararla nasıl çıkarım diye bakın.
Çünkü ülkemizde oldukça çarpık bir adalet anlayışı var. İşine içine hak adalet diye girerseniz çıkmak bir yana daha fazla batağa saplanırsınız. Boşanma davalarında hakimler kanunu uygulamak yerine maalasef tamamen kendi önyargılarına göre karar veriyorlar. Mesela siz, hakimin dosyayı okumadığına kızıyorsunuz. Ben anlayışla karşılıyorum. Çünkü zaten kararını vermiş. Okuyunca ne değişecek?
Geçen bir hakim 12 yıllık hakimlik hayatında nafaka ödeyen tek bir kadına rastlamadığını söylüyordu. Şimdi düşünün Türkiye de yılda 125 bin çift boşanıyor. Diyelim bunların sadece yüzde 20 sinde nafakaya hükmediliyor ve nafaka hukmedilen davaların sadece yüzde 10 nunda kadın daha varlıklı. Bu varsayımla bile yer yıl en az 2 veya 3 bin kadının boşandığı kocasına nafaka ödemesi gerekir.
Yani şimdi aklınıza bariz ayrımıcılığın olduğu bir sistemi getirin. Mesela 70 - 80 sene önce Amerikada beyazların zencilere yaptığı ayrımı düşünün. O sistemde bile kariyer sahibi zenciler vardı, milletvekili olanlar vardı, tek tük de olsa zengin zenciler vardı. Orada belki 100 karşı 3-4 vardı. Bizde yüze karşı sıfır. Yani sizin hiç bir şansınız yok. Mücadele etmek yerine kendinizi psikolojik olarak hazırlayın. Daha doğrusu mücadelenizi doğru alan yönlendirin. Mesela sizin durumda karşı taraf tek iştirak nafakasıyla boşanmayı önerdiğinde sizin miktara bakmadan teklifi kabul etmeniz gerekiyordu.
Tabii tüm bu olanlar insanın adalet anlyayışını sarsıyor, ama öte taraftanda hayat devam ediyor. Ben mesela şu anda gündemde olan bu PKK olaylarına farklı bir gözle bakıyorum. Benim açımdan ortada şiddetin kullanıldığı bir siyasi mücadele var, ve ahlaken kimin üstün olduğunu tartışmak biraz abes. Yani senin hakimin ve savcın hukuk kurallarına uymuyorsa dağdaki silahlı adamdan nasıl hukuka saygılı olmasını beklersin.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Söylediklerinize aynen katılıyorum fakat iş iştirak nafakasıylada kalmadı şimdi 50,000 maddi 100,000 bin manevi tazminat istiyor karşı taraf ve müşterek çocuğumuzun vekaletini tarafıma vererek boşanmayı kabul etti lakin 50,000 maddi 100,000 bin manevi tazminat konusunda kararlı olduklarını ifade ettiler.
Dağdaki PKK'ya yavaş yavaş hak vermeye başlıyorum ve bundan sonrada o örgütün ülkemizdeki siyasi uzantılarınada destek vereceğim.
Yargıtay'da hakim Emin ARICI'nın kararını onaylarda bende karara itiraz dilekçesi göndereceğim yargıtay'a karar yine değişmezse Avrupa İnsan Hakları mahkemesine Bakırköy 2.NCİ Aile mahkemesini ve hakimini dava edeceğim yinemi olmadı başbakan Sayın: Recep Tayyip ERDOĞAN'a kadar elimdeki belgelerle haklılığımı kanıtlıyacağım adalet yerini bulana kadar mücadelemi sürdüreceğim....
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Yazdıklarınızı okudum. Hakim bilirkişi reyi ile bağlı değildir. Karınızın karınız olarak kalmak istemesi ve isteğinin nedeni hakimin hür vicdanı ve kanaati için bin tane uzman bilirkişinin sözünden çok daha önemlidir. Kanaatimce haklı olduğunuza dair kesin inancınızı sorgulamalısınız. Şu okuduğum satırlarda sizi haklı çıkaracak bir beyan gözlemleyemedim. Kümbet tepesine ceviz fırlatmanın bir anlamı yoktur. Hukuk nosyonu sahibi insanlar yazdıklarınızdan lehinize bir çıkarım yapmayacaktır diye düşünüyorum.
- - - Updated - - -
Sonraki yorumunuz ile ilgili olarak ise bal şerbeti içmenizi öneririm. Sakinleşin. Terör örgütüne katılan cahil cuhelanın yaş ortalaması belli ve dağda kaç ay yaşadıkları da... Bu muhakeme ile lider kadrosunda yer alamayacağınız kanaati ile yazdıklarınızı yeniden değerlendirmenizi umarım.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Tek taraflı yaklaşımlar, empati yapmama, sadece kendini haklı ve mağdur görme, maalesef Ülkemiz insanları içinde yaygın davranışlar.Boşanma davasında ki hakime kızıp terör örğütünü desteklemek de, heralde örgütteki teröristler duysa onların bile anlamakta zorlanacağı bir davranış şekli.Bazen bizde kızıyoruz devlete, kanunlara, ,işleyişlere ama bu neyi amaçladığı belli olmayan sadece dış desteklerle Ülkede kardeş kavgası çıkarmayı amaçlamış, çoluk çocuk yaşlı genç demeden bombalayan bir örgüte destek vermemize sepep değil.Genede sorun değil tabii.Tavşan dağa küser, dağın haberi olmaz demiş atalar.Herkez fikirlerinde özgürdür.İyi forumlar.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
Bill187 rumuzlu üyeden alıntı
Tek taraflı yaklaşımlar, empati yapmama, sadece kendini haklı ve mağdur görme, maalesef Ülkemiz insanları içinde yaygın davranışlar.Boşanma davasında ki hakime kızıp terör örğütünü desteklemek de, heralde örgütteki teröristler duysa onların bile anlamakta zorlanacağı bir davranış şekli.Bazen bizde kızıyoruz devlete, kanunlara, ,işleyişlere ama bu neyi amaçladığı belli olmayan sadece dış desteklerle Ülkede kardeş kavgası çıkarmayı amaçlamış, çoluk çocuk yaşlı genç demeden bombalayan bir örgüte destek vermemize sepep değil.Genede sorun değil tabii.Tavşan dağa küser, dağın haberi olmaz demiş atalar.Herkez fikirlerinde özgürdür.İyi forumlar.
Sayın BIll87,
Olay papaza kızıp oruç bozma meselesi değil. Kimse terrör örgütünü desteklemiyor. Fakat, ben mesela bir PKKlının mevcut hukuk sistemi içinde adil yargılanabileceğine inanmıyorum. Zaten dikkat edersen adamlar pek teslim olmuyor, genelde çatışmalarda ölü olarak ele geçiriliyorlar.
PKKlıyı bırakalım bugün bir Kürt mevcut sistem içinde adil olarak yargılanabilir mi emin değilim. Bu gün aile mahkemesinde sadece kişilerin cinsiyetine göre karar veren bir hakim, yarın ağır cezaya gidince niçin sadece kişilerin etnik kökenine göre karar vermesin. Bu tarafta erkek=suçlu diye karar veren hakim öbür taraftada kürt=suçlu diye karar verebilir.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Ben zaten adalet sistemini savunur posizyonda değilim.Bende herkez gibi hukukun işleyişinde bir takım yanlışlar olduğunu düşünüyorum.Kadınlar yaratılışları ve toplumun yapısı gereği erkek kadar güçlü varlıklar değil.Hukuk sistemide belkide ülkemizde abartarak ve bazı kadınların kötü niyetli kullanımına sebebiyet verecek şekilde boşanma hukukunu kadının lehine şekillendirmiş.Hakimlerde kendi insiyatiflerini kadınları koruma yönünde kullanıyorlar ağırlıklı olarak.Bunun doğru olup olmadığı veya dozu gerçekten tartışılır ona bir sözüm yok.Ama mevzunun Türklük kürklükle bir alakasını göremedim ben.Ayrıca toplumda bir erkek birey olarak şunuda görüyorum.Belki bu kadar kadının lehine çıkan yasalar ve tutumlar geçtiğimiz beş yıl okadar bilinmiyordu veya haberleşme ve internet herkesin cebine girecek kadar yaygınlaşmamıştı.Şu saaten sonra evlenmeyi düşünen erkeklerde uyanmalıdır.Önüne gelenle, sırf evlenmek için arada hiç bir güven bağı olmadan kafada eşi ve ailesiyle alakalı onlarca soru işareti varken gaza gelip evlenmelidir.Boşanan erkeği tabiri caizse öttürüyolar işte.Ona göre evlilik kurumunun ciddiyetini anlasınlar.Bu iş arkadaş olmaya, çıkmaya, sevgililiğe benzemez.Nasıl ki ev alıp kiraya vermekten kaçıyoruz(yasalarda ağırlıklı olarak kiracıların lehinedir)yada çok ince eleyip sık dokumaya gerekirse evimizi değerinin altında kiraya vererek karşımızdaki kişinin önce güvenilir olmasını istiyoruz, evlendiğimizde de işler sarpa sarınca ihalenin erkeğe kaldığını bilerek çok dikkatlı her tarşın yerine oturduğundan emin olduktan sonra bu önemli kararı vermeliyiz.Şimdi bu acı gerçek bazılarının işine gelmeyebilir ama biz ne dersek diyelim bu böyle(hatta artarak) devam edecek gibi görünüyor.Ek olarak tekraradan belirtmek isterim ki kadın ve erkeğin boşanmadaki özel durumunun sözde Türk-Kürt ayrımcılığıyla alakasının olmadığını düşünüyorum.İyi forumlar herkese.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
Bill187 rumuzlu üyeden alıntı
......
Boşanan erkeği tabiri caizse öttürüyolar işte.
..........
Ek olarak tekraradan belirtmek isterim ki kadın ve erkeğin boşanmadaki özel durumunun sözde Türk-Kürt ayrımcılığıyla alakasının olmadığını düşünüyorum.İyi forumlar herkese.
Kürtlerde, boşanan erkekler gibi mahkemelerde "öttürülen" başka bir grup.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
cemil1 rumuzlu üyeden alıntı
Olaya hak adalet açısından değilde, ben bu işten en az zararla nasıl çıkarım diye bakın.
Çünkü ülkemizde oldukça çarpık bir adalet anlayışı var. İşine içine hak adalet diye girerseniz çıkmak bir yana daha fazla batağa saplanırsınız. Boşanma davalarında hakimler kanunu uygulamak yerine maalasef tamamen kendi önyargılarına göre karar veriyorlar. Mesela siz, hakimin dosyayı okumadığına kızıyorsunuz. Ben anlayışla karşılıyorum. Çünkü zaten kararını vermiş. Okuyunca ne değişecek?
Geçen bir hakim 12 yıllık hakimlik hayatında nafaka ödeyen tek bir kadına rastlamadığını söylüyordu. Şimdi düşünün Türkiye de yılda 125 bin çift boşanıyor. Diyelim bunların sadece yüzde 20 sinde nafakaya hükmediliyor ve nafaka hukmedilen davaların sadece yüzde 10 nunda kadın daha varlıklı. Bu varsayımla bile yer yıl en az 2 veya 3 bin kadının boşandığı kocasına nafaka ödemesi gerekir.
Yani şimdi aklınıza bariz ayrımıcılığın olduğu bir sistemi getirin. Mesela 70 - 80 sene önce Amerikada beyazların zencilere yaptığı ayrımı düşünün. O sistemde bile kariyer sahibi zenciler vardı, milletvekili olanlar vardı, tek tük de olsa zengin zenciler vardı. Orada belki 100 karşı 3-4 vardı. Bizde yüze karşı sıfır. Yani sizin hiç bir şansınız yok. Mücadele etmek yerine kendinizi psikolojik olarak hazırlayın. Daha doğrusu mücadelenizi doğru alan yönlendirin. Mesela sizin durumda karşı taraf tek iştirak nafakasıyla boşanmayı önerdiğinde sizin miktara bakmadan teklifi kabul etmeniz gerekiyordu.
Tabii tüm bu olanlar insanın adalet anlyayışını sarsıyor, ama öte taraftanda hayat devam ediyor. Ben mesela şu anda gündemde olan bu PKK olaylarına farklı bir gözle bakıyorum. Benim açımdan ortada şiddetin kullanıldığı bir siyasi mücadele var, ve ahlaken kimin üstün olduğunu tartışmak biraz abes. Yani senin hakimin ve savcın hukuk kurallarına uymuyorsa dağdaki silahlı adamdan nasıl hukuka saygılı olmasını beklersin.
yazınızda çok ama çok değerli bazı satırlar var. Tebrik ederim. Bu ülkede herkes sonucu tartşıyor nedenleri kimse irdelemiyor.Hukuka kimse güvenmiyor ki zaten. Yargıtayın verdiği vicdanları sızlatıcı haktan hukuktan yoksun kararlardan sonra hukuka adalete kim inanır ki?! fanus hakimliği yapıp ayda garanti 4-5 bin lira indirip herkesinde aynı koşullarda sırça köşklerde yaşadığını sanan, sadece üniversiteden sonra yazılı sınavla (istisnalar hariç) gelip koltuğa oturmuş , sosyal sorunları hayatında pek yaşamamış yada özümseyemiş hukuk! adamlarından ne beklenir ki?! Allah size sabır versin. Yaşadığınız şeyler canınızı acıtmış olabilir ama illegal yapılanmalara girmek yerine bu ülkeyi terk ederek başka ülkelerde hayat kurmaya çalışmanızı öneririm.Avrupa insan hakları mahkemesine gidebilirseniz gidin derim.. Geçmiş olsun
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Ben boşanan erkek mahkemede öttürülüyor demedim.Boşanan erkek öttürülüyor dedim.Üfleyense başta yanlış seçilmiş ve eski eşini baş düşmanı gören eş, karşı tarafın avukatı, boşanma durumunda erkeğin alehine olan çıkmış yasalar vs.Siz kendi derdinize o kadar odaklanmışsınız ki yazılanı cımbızlıyor bir şeyler çıkarıyorsunuz.Eminim bende beni düşman gören eski bir eşe, kabolmuş maddi ve manevi kayıplara(düğünü derneği boşanması nafakası vs.) sahip olsaydım sizden biri olurdum.Sizde kendinize ve içinizdeki bulunduğunuz duruma göre haklısınız.Ancak ben Türk mahkemelerinin sırf birine kürt diye fazla ceza vereceğini düşünmüyorum.Eğer siz böyle düşünüyorsanızda bu size ait bir düşüncedir.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
(Öncelikle bu yazacağım mesajın dallanıp budaklanmasını istemiyorum. Tartışmanın başka yönde ilerlemesini istemiyorum.Asıl mesele boşanma hukukndaki sorunlar ve anti parantez birşey söyleyip konuyu kapatacağım)
ayrım yok densede , boşanma kanunlarında nasıl kadına ayrımcılık varsa kürtlere de ayrımcılık var malesef.Bu toplumun sorunu gerçeklerden kaçması ve yuvarlak konuşmasıdır. Pkk terörünün doğuşu diyarbakırda cezaevlerinde insanlara yedirilen bok ve işkencedir arkadaşlar. Terörü destekleyemeyiz veya haklı göremeyiz ama insanlara bok yedirilmesini de detekleyemeyiz. Konumuza dönersek bu arkadaşı illegaliteye iten kendi deyimi ile teröre iten sebep uğradığı haksızlıktır. Bu konu sosyologlar ve yolu buralara düşen yetkililerce incelenmelidir. Çözümsüz gibi duran büyük sorunların arkasında bu ve benzeri sıkıntılar vardır. çok karmaşık sorunların temelinde aslında basit çözümler olabilmektedir. İnsanlara hakkını arayacağı zemini yaratamaz isek insanları başka yerlere itebiliriz. Hakkın hukukun egemen olduğu, demokrasinin olduğu bir ülke hayali ile iyi geceler.
- - - Updated - - -
cemil1 rumuzlu üyeden alıntıdır "Olaya hak adalet açısından değilde, ben bu işten en az zararla nasıl çıkarım diye bakın."
Tebrikler; İşte insanların hukuka baktığı pencere bu.. hak aramayı bırakın diyor nasıl az zararla çıkarım diye bakın diyor. Bu ülkedeki adaletin hazin durumu ve imajı budur.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Konuyu Kürt Türk olayına çevirmek son derece ahmakça... Mahkemede ırkın hiçbir kıymeti yoktur. Çirkin ya da güzel olmanın da... Delinin biri kuyuya bir taş atmış kırk akıllı taşın peşinden kuyuya atlamış hikayesi olmasın. Yok dağa çıkarmış, olmadı dağa çıkanlar haklıymış... Yazdım. Dağa çıkan cuhelanın yaş ortalaması belli ve yaşam süreleri de... 21. yüzyılda şu gelişmiş bilişim çağında üstelik bedavadan ve tüm varı ile emperyal niyetlere şakşaklık ve yardım yataklık acınası bir durum.
15 bilemediniz 16 yaşındaki çocuğu kaçırmış, hamile bırakmış, doğuma iki ay kala evlenmiş, çocuğu olmuş, sonra eşini boşamak istemiş, karısı çocuk sebebiyle bağrına taş basmış boşanmamak için direnmiş, sonra bakmış ki olmuyor, koca boşanmada ısrarcı madem öyle o halde gençliğini çalan, yaşamını paramparça eden onu belası ile başbaşa bırakan kocasından tazminat istenmiş diye burada dağa çıkacağım, terörist ve terör kafalılar haklı, adalet yok falan filan türküsü çağırılıyor ve bu tavır tebriğe takdire şayan addedilip, adalet mekanizmasına göz kapatılıp Allah ne verdiyse vuruşlar caiz görülüyorsa
Hadi oradan denir kısaca...
Hukuksal sahada kalınması dileklerimle...
- - - Updated - - -
cemil1, Hedef gözetmeksizin şehirlerde bomba patlatan, çocuk bebek demeden ölebilecek insanları 'davası adına' sineye çekebilen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her insan gibi belli bir çağda vatani görevini yapan insanlara pusu kurup silah sıkan, belli bir coğrafyadaki yaşamın kalitelileşmemesi için iş makinalarını yakan, köprüleri uçuran, yolları bozan, öğretmenleri kaçıran, yatırımlara mani olan bir vicdanın adalet beklentisi içinde olduğunu düşünmemizi beklemediğinizi umarım.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
Bill187 rumuzlu üyeden alıntı
..........................Ancak ben Türk mahkemelerinin sırf birine kürt diye fazla ceza vereceğini düşünmüyorum.Eğer siz böyle düşünüyorsanızda bu size ait bir düşüncedir.
Türkiyede şu anda yargılanan gazetecilerin çoğunluğu kürt kökenli. Sırf KCK davasında 40 dan fazla gazeteci yargılanıyor. Karşı taraftaki kürt olunca hakimlerin mahkumyet standarları aşağı doğru iniyor.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Konuyu Kürt Türk olayına çevirmek son derece ahmakça... Mahkemede ırkın hiçbir kıymeti yoktur. Çirkin ya da güzel olmanın da... Delinin biri kuyuya bir taş atmış kırk akıllı taşın peşinden kuyuya atlamış hikayesi olmasın. Yok dağa çıkarmış, olmadı dağa çıkanlar haklıymış... Yazdım. Dağa çıkan cuhelanın yaş ortalaması belli ve yaşam süreleri de... 21. yüzyılda şu gelişmiş bilişim çağında üstelik bedavadan ve tüm varı ile emperyal niyetlere şakşaklık ve yardım yataklık acınası bir durum.
15 bilemediniz 16 yaşındaki çocuğu kaçırmış, hamile bırakmış, doğuma iki ay kala evlenmiş, çocuğu olmuş, sonra eşini boşamak istemiş, karısı çocuk sebebiyle bağrına taş basmış boşanmamak için direnmiş, sonra bakmış ki olmuyor, koca boşanmada ısrarcı madem öyle o halde gençliğini çalan, yaşamını paramparça eden onu belası ile başbaşa bırakan kocasından tazminat istenmiş diye burada dağa çıkacağım, terörist ve terör kafalılar haklı, adalet yok falan filan türküsü çağırılıyor ve bu tavır tebriğe takdire şayan addedilip, adalet mekanizmasına göz kapatılıp Allah ne verdiyse vuruşlar caiz görülüyorsa
Hadi oradan denir kısaca...
Hukuksal sahada kalınması dileklerimle...
- - - Updated - - -
cemil1, Hedef gözetmeksizin şehirlerde bomba patlatan, çocuk bebek demeden ölebilecek insanları 'davası adına' sineye çekebilen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her insan gibi belli bir çağda vatani görevini yapan insanlara pusu kurup silah sıkan, belli bir coğrafyadaki yaşamın kalitelileşmemesi için iş makinalarını yakan, köprüleri uçuran, yolları bozan, öğretmenleri kaçıran, yatırımlara mani olan bir vicdanın adalet beklentisi içinde olduğunu düşünmemizi beklemediğinizi umarım.
Sn ismail arslan öncelikle sizin gibi düşünmeyen insanlara ya da anlayamadığınız fikirleri ahmakça bulmanız bence daha ahmakça. Konuşmanızda daha saygılı olabilirseniz sizin yazdıklarınızın saygı ölçüsünde kıymeti de artacaktır. Siz konunun eskimiş terkedilmiş ve popüler yüzünde kalmışsınız. Rumuzunuzun altında yazan öğrencilikten beklenebilecek fevri ve basit bir yaklaşım sergilemişsiniz. Burada kimse terörü desteklemiyor , burada bir sosyal psikolojik olgu var. Hakkını arayamadığını düşündüğü, kendisine adaletsiz davranıldığını düşünen insanların iç dünyası var. Adalete güvenmeyen yada mağdur edilen biri kendi adaletini gidip karısını bıçaklayarak kendince adaletini sağlıyor. ya da illegal oluşumlara kayabiliyor. Ekonomik durumu olmayan işsiz birine 500 lira nafaka bağlayıp ya parayı bul getir yada hapis derseniz bu kişinin legal yolda kalmasını bekleyemezsiniz. Ya hırsızlık yapacaktır ya eşini öldürecektir ya da gidip kendini öldürecektir. İtalya da nafaka yüzünden tazminat yüzünden intihar eden erkekleri duydunuz mu bilmiyorum. Canından geçen birine burda afaki kilişe şeylerden konulmanın kutsal şeylerden bahsetmenin bir anlamı yoktur. Daha dün eşine yaklaşmama kararı verilen koca boşanma sürecindeki eşini kadın kılığına girerek öldürdü. Kadın cinayetlerini sadece erkeğin şiddeti olarak algılarsanız yanlılırsınız. Herkes sonuçlara göre konuşuyor , sonuca götüren olgulardan kimse bahsetmiyor. Boşanma kanunlarının ve dava süreçlerinin yıpratıcılığından , insanlara leke sürülen bir süreç olduğunu , erkekleri cinayete azmettiren yönünü siz değil aile ve sosyal politiklatr bakanlığı bile algılayamamışken sizin bazı şeyleri algılayamamış olmanızı çok görmüyorum.
Burda konuyu pkk konusuna getirip bildik şeyleri yazmanın bir anlamı yok. Burda kimse pkkyı tartışmıyor ve yeride değil. Kimse pkk olayını savunmuyor. Teröre lanet olsun , kimden gelirse gelsin terörün mazur görülebilecek tarafı yoktur.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Ahmakça olan ne? 'Konuyu Kürt Türk olayına çevirmek'
Açık kanaatim şudur ki: Etnik köken kavramına aç birinin kemiği ısırdığı gibi tutunmak kabile insanlarının mirasıdır. Bu söylem ile ne medeniyet ne de gelişmişlik özellikle bu coğrafya için söz konusu olamaz.
50 veya daha fazla farklı ırkın iç içe yaşadığı bu topraklarda, 'ben Kürd'üm haksızlığa uğradım, ben Türk'üm burası benim' tarzı söylemler ancak emperyalistlerin ekmeğine katık mesabesindedir. Hukuk ise önceden bilinendir, kimin hangi konu ile ilgili ne ile muamele olunacağı bellidir ve bir haksızlığa uğrama kaygısı varsa haksızlığın giderilme yolları da hukuk içinde açıktır. AİHM'ne kadar işleyen süreç bu hukuk düzeninin belirlediğidir.
Konuyu açan terör örgütüne destek vereceğinden dem vurmuş. Açtığı konuda aktardığı konunun öznesi olarak kendine toz kondurtmayan konu açıcı, alçak bir taşeron örgütün haklılığından haksız muhakemesini ileri sürerek burada bahs açabiliyor. Haklı değil, çünkü hakim, lehine hükmetmezse en kötü insan ona göre. Ardından bazı yorumcular konu boşanma davası süreci iken Kürt Türk konusuna konuyu taşıyan bir yorumlama gayretine giriyorlar.
Hukuk sahası dahilinde konuşulması yetmiyorsa size açarsınız tartışma bölümünde bir moderasyonlu konu, tartışırsınız bu konuyu. Ama aile hukuku alanında ideolojik giydirmelere zekamız izin vermez.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Konuyu Kürt Türk olayına çevirmek son derece ahmakça... Mahkemede ırkın hiçbir kıymeti yoktur. .
Irkdan bahseden olmadı. Sanıyorum konudan koptunuz. Cinsiyet ve etnik kökene dayalı ayrımcılık olduğundan bahsedildi.
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
... Yazdım. Dağa çıkan cuhelanın yaş ortalaması belli ve yaşam süreleri de... 21. yüzyılda şu gelişmiş bilişim çağında üstelik bedavadan ve tüm varı ile emperyal niyetlere şakşaklık ve yardım yataklık acınası bir durum.
Şöyle yada böyle, karşı tarafta gönüllü savaşanların oranı bu tarafa göre daha yüksek görünüyor gibi. Geçenlerde bakanlardan biri PKK katılımların büyük kısmının Avrupadan olduğunu söylemişti.
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
cemil1, Hedef gözetmeksizin şehirlerde bomba patlatan, çocuk bebek demeden ölebilecek insanları 'davası adına' sineye çekebilen, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı her insan gibi belli bir çağda vatani görevini yapan insanlara pusu kurup silah sıkan, belli bir coğrafyadaki yaşamın kalitelileşmemesi için iş makinalarını yakan, köprüleri uçuran, yolları bozan, öğretmenleri kaçıran, yatırımlara mani olan bir vicdanın adalet beklentisi içinde olduğunu düşünmemizi beklemediğinizi umarım.
Her turlü şidette karşıyım. Fakat hukuk sisteminin iflas ettiği bir düzende kimin kanuna uyup kimin uymadığının fazla önemi kalmıyor. Ayrıca, herhangi bir yargıda bulunmadan öne karşı tarafada meramı anlatma şansı verilmesi gerektiğine inanıyorum. PKK yakın tüm web sitelerine kategorik sansür uygulanıyor. Kusura bakmayın TRT haberleri tek başına benim için delil değildir.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
cemil1 rumuzlu üyeden alıntı
ben mesela bir PKKlının mevcut hukuk sistemi içinde adil yargılanabileceğine inanmıyorum. Zaten dikkat edersen adamlar pek teslim olmuyor, genelde çatışmalarda ölü olarak ele geçiriliyorlar.
PKKlıyı bırakalım bugün bir Kürt mevcut sistem içinde adil olarak yargılanabilir mi emin değilim.
Alıntı:
carrot rumuzlu üyeden alıntı
boşanma kanunlarında nasıl kadına ayrımcılık varsa kürtlere de ayrımcılık var malesef.
Alıntı:
cemil1 rumuzlu üyeden alıntı
Türkiyede şu anda yargılanan gazetecilerin çoğunluğu kürt kökenli. Sırf KCK davasında 40 dan fazla gazeteci yargılanıyor. Karşı taraftaki kürt olunca hakimlerin mahkumyet standarları aşağı doğru iniyor.
Bana konudan koptun diyorsunuz. Konuyu nereden nereye getirdiğinizi görmemem için gözümü kapatmam yetmez, dimağımı da durdurmalıyım.
Irksal bir ayrım söz konusu değildir demek etnik köken ayrımı söz konusu değildir demektir.
Evet hukuk sistemimizde etnik kökenli bir ayrım söz konusu değildir. Yorumladıklarınız, yazdıklarınız basit bir propaganda yöntemi değil de samimi fikirleriniz ise öncelikle temelinizi sağlam zemine monteleyiniz....
- - - Updated - - -
Şu karşı tarafa da söz hakkı konusuna gelince;
Burası bir Cumhuriyet. Ordusu var, nizamı, kanunu var. Bu sistem kötü ise nasıl düzeltilirin adı var, usulü var. Terörü hak arama yöntemi görenlerin kendilerini ifade etme biçimini haklı bulmak haksızlıktır. Terör ile hak arama adı altında her türlü meşru hakkın ötelenmesine yol açan bu gayretlerin maksat ve hizmet ettiği yerler de bellidir.
Kürt Türk şu bu diye bu coğrafyayı ayırmaya çalışanların 52 devlet 70 milleti bir çatıda toplamış olması da ayrıca ibret vericidir. Hiçbir şey algılanmasa da bu algılansa yeterli...
Konu belli. Bir boşanma davası var ve kocadan tazminat isteniyor. Tazminat kararı çıkarsa üst mahkemeye müracaat etme hakkı var. Sonra daha üstü daha üstü... İyi günler...
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Bana konudan koptun diyorsunuz. Konuyu nereden nereye getirdiğinizi görmemem için gözümü kapatmam yetmez, dimağımı da durdurmalıyım.
Irksal bir ayrım söz konusu değildir demek etnik köken ayrımı söz konusu değildir demektir.
Evet hukuk sistemimizde etnik kökenli bir ayrım söz konusu değildir. Yorumladıklarınız, yazdıklarınız basit bir propaganda yöntemi değil de samimi fikirleriniz ise öncelikle temelinizi sağlam zemine monteleyiniz....
- - - Updated - - -
Şu karşı tarafa da söz hakkı konusuna gelince;
Burası bir Cumhuriyet. Ordusu var, nizamı, kanunu var. Bu sistem kötü ise nasıl düzeltilirin adı var, usulü var. Terörü hak arama yöntemi görenlerin kendilerini ifade etme biçimini haklı bulmak haksızlıktır. Terör ile hak arama adı altında her türlü meşru hakkın ötelenmesine yol açan bu gayretlerin maksat ve hizmet ettiği yerler de bellidir.
Kürt Türk şu bu diye bu coğrafyayı ayırmaya çalışanların 52 devlet 70 milleti bir çatıda toplamış olması da ayrıca ibret vericidir. Hiçbir şey algılanmasa da bu algılansa yeterli...
Konu belli. Bir boşanma davası var ve kocadan tazminat isteniyor. Tazminat kararı çıkarsa üst mahkemeye müracaat etme hakkı var. Sonra daha üstü daha üstü... İyi günler...
Sizin mahkemelerinizde son 10 yılda diyelim 40 bin nafaka kararı çıkmış ve kararların ezici bir çoğunluğunda (hatta belki tamamında) belli bir cinsiyet lehine hükmedilmişse o sistemede CİNSİYET AYRIMCILIĞI vardır. O sistemde adil yargılanma yoktur. Orada hukuk askıya alınmıştır. Bir kişinin bunu anlamaması için "dimağının durmuş" olması gerekir.
Türkiye AIHM de 800 defadan fazla mahkum oldu. Adil yargılanma hakkının ihlalinden. Bu konuda Avrupa rekortmeni. AIHM de adil yargılanma konusunda Türkiyeden daha büyük sabıklı yok. Cennet vatanımız Türkiye yi tüm dünyanın gözü önünde PKK lılar rezil kepaze etmedi. Senin ehliyetsiz ve liyaksız hakimleri savcıların yaptı bu işi.
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Alıntı:
cemil1 rumuzlu üyeden alıntı
Sizin mahkemelerinizde son 10 yılda diyelim 40 bin nafaka kararı çıkmış ve kararların ezici bir çoğunluğunda (hatta belki tamamında) belli bir cinsiyet lehine hükmedilmişse o sistemede CİNSİYET AYRIMCILIĞI vardır. O sistemde adil yargılanma yoktur. Orada hukuk askıya alınmıştır. Bir kişinin bunu anlamaması için "dimağının durmuş" olması gerekir.
Türkiye AIHM de 800 defadan fazla mahkum oldu. Adil yargılanma hakkının ihlalinden. Bu konuda Avrupa rekortmeni. AIHM de adil yargılanma konusunda Türkiyeden daha büyük sabıklı yok. Cennet vatanımız Türkiye yi tüm dünyanın gözü önünde PKK lılar rezil kepaze etmedi. Senin ehliyetsiz ve liyaksız hakimleri savcıların yaptı bu işi.
Sizin mahkeme, hukuk ya da adalet ile probleminiz olduğunu düşünmüyorum, daha farklı bir sıkıntınız var.
Uygun konu başlıkları altında pozitif ayrımcılık, eşitlik ilkesinin kadınlar lehine haklar ile bozulmayacağı, adil yargılama vb. hususlarda görüşlerimi ifade edebilirim; bu konu altında değil...
-
Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına ve Adaletine olan güvenim ve inancım sarsıldı ne yapmalıyım?
Konuyu açan kardeşimiz bayağı dertli,haksızlığa uğradığını düşünüyor ki yazdıklarından o da çıkıyor gibi.İlginçtir olayı çok açık anlatmış,hatta sayın hakimin ismini bile vermiş.Bayağı bir cesaret bence.
Anladığım kadarıyla olayTürk-Kürt olayına nereden gelmiş,konuyu açan kardeşimiz bir serzenişte bulunmuş.Tabiki alakasız ve yanlış bir serzeniş bencede.
Diğer bir arkadaşımız da erkek kadın ayrımı yapan bir hakim,Türk-Kürt ayrımı da yapar ve ya etnik köken ayrımı yapmayacağı ne malum demiş, o da mantıklı.
Anlayamadığım sayın hakimin konuyu açan boşanma aşamasında olan arkadaşımıza göstermiş olduğu tavır.Ama yinede sadece yazılanlara göre yorum yapabiliyoruz,orada olmadığımıza göre.
Bence her vatandaş,medeni ölçüler dahilinde her kurumu ve her kişiyi eleştirebilmelidir...