''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Merhaba değerli hukuki.net kullanıcıları,
Bir canımızı kaybettiğimiz 2009 dan başlayan kasten öldürme suçu davamız TCK'nun 81/1, 29, 62, 53 maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası ile sonuçlandı. Bu karardan sonra sanık tarafı ve vekili temyize başvurdu. Yargıtayda karar onandı. Bu karar şahsen benim ve ailemin içine hiç mi hiç sinmiyor avukatımız iyi ceza aldı diyor. Sizlere sormak istediğim bu temyiz kararına itiraz edebilirmiyiz, cezayı arttırabilmek için izleyebileceğimiz bir yol varmıdır? Sanık tarafına tazminat davasıda açmayı düşünüyoruz. Sizce açmalımıyız yoksa açmamalımıyız? Son olarakta 15 yıl ceza alan bu sanık bu cezanın ne kadarını cezaevinde geçirecek.?
Bu konuda deneyimli arkadaşlardan, değerli hukukçulardan fikir, yorum görüş ve önerilerini sabırsızlıkla bekliyorum.
Teşekkür ediyorum saygılar.
Alıntı:
Suç : Kasten Öldürme
Hüküm : TCK'nun 81/1, 29, 62, 53 maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası
Kasten Öldürme
Madde 81 - (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Haksız Tahrik
Madde 29 - (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Takdiri indirim nedenleri
Madde 62 - (1) Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. [1]
2) Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
Madde 53 - (1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;
a) Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b) Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan,
c) Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d) Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e) Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten, yoksun bırakılır.
(2) Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz.
(3) Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Mahkûm olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında birinci fıkranın (e) bendinde söz konusu edilen hak yoksunluğunun uygulanmamasına karar verilebilir.
(4) Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(5) Birinci fıkrada sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, ayrıca, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar.
(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Bildiğim kadarıyla yeni yasa ile karar düzeltme yolu kaldırıldığı için karar kesinleşmiş oldu. Mahkum şahsın 10 yıl yatarı olacağını düşünüyorum. Tazminat davası açabilirsiniz açmalısınız da...
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Bildiğim kadarıyla yeni yasa ile karar düzeltme yolu kaldırıldığı için karar kesinleşmiş oldu. Mahkum şahsın 10 yıl yatarı olacağını düşünüyorum. Tazminat davası açabilirsiniz açmalısınız da...
Sn. Engin Oğuz bey cevabınız için çok teşekkür ederim.
10 yıl yatıp çıkacağını düşünmek bile psikolojimi etkiliyor.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
"Kasten" öldürmenin cezası idam olmadıkça; kanuni, hukuki v.s. olsa da adil değil tabii...
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
İdam cezası her şeyi çözseydi...
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
İdam, el kesme, dayak ve benzeri cezalar kusursuz hukuk düzenlerinin işidir.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Alıntı:
İsviçre'de bir kokteyl veriliyor. Büyükelçi Bakanı, İsviçre Bakanı ile tanıştırıyor:
"İsviçre denizcilik bakanı"
Türk bakan şaşırıyor:
"İyi de İsviçre'de deniz yok, nasıl bakanı olur?"
İsviçreli Bakan:
"İyi de sizde de adalet yok, ama bakanı var!"
Ülkede adalet doğru düzgün işlemeyince insanlarda kendi adaletini kendi sağlama yoluna gidiyor. Buna da kan davası diyorlar.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Tam da burada Durkheim'i yad ediyorum...
Hukuk Fakültelerinde hukuk sosyolojisi ve felsefesi dersleri daha ağırlıklı işlenmedikçe ve kriminoloji önem ve ağırlığınca dikkate alınmadıkça metropolde mezra kültürü yaşamak gibi garabet tercihlemeler hukuk aleminde de gözlemlenecektir.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Tam da burada Durkheim'i yad ediyorum...
Hukuk Fakültelerinde hukuk sosyolojisi ve felsefesi dersleri daha ağırlıklı işlenmedikçe ve kriminoloji önem ve ağırlığınca dikkate alınmadıkça metropolde mezra kültürü yaşamak gibi garabet tercihlemeler hukuk aleminde de gözlemlenecektir.
Hukuk okumadım; okusam mı diye düşündüm bir ara ama vazgeçtim. Bu yaştan sonra ağır gelir.
Ancak bir kişi diğerine 10 birim zarar verirse, bunun cezasının 10 birimin üstünde olması gerekmez mi?
Mesela ben birinden 10 lira borç alır ve ödemezsem, benden 10 lirayı alırlar, sonra ceza alırlar, faiz alırlar, yargılama gideri alırlar v.s. v.s. v.s.
Madem ki öldürene ölümden daha az ceza veriliyor, o halde 10 lira borcu olan da "tüm masraflar dahil" 10 liranın altında bir yaptırımla karşılaşmalı değil mi?
Bunu hukuk fakültesine gitmeden anlamanın bir yolu yok mu?
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Hukuk fakültesine gidince daha anlamaz olursun. Kanunlar suçlu ve borçlu yakınlarınca yapılır veya yaptırılır. Son çek yasasını veya ev haczine ilişkin yasayı ele alalım her yerde bangır bangır çek haciz mağdurları fırtınası koparıldı milletvekillerinin bakanların odaları aşındırıldı e zaten o parmak kaldırma görevlilelerinin de ya kendilerinin ya yakınlarının dünya kadar dosyası var.
Ceza ile toplumun gelişmişlik etik ve ahlak seviyesi suç oranı arasında ters orantı olmalıdır. Suç oranı yüksek bir toplumda cezanın suçluyu bile güldürecek düzeyde olması adaletten hukuktan ümitsizliği derinleştirir.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Kanunlar suçlu ve borçlu yakınlarınca yapılır veya yaptırılır.
Bunun bir benzeri benim en beylik laflarımdan biri.
Ama uluorta söylemeye çekinirim ki ben bunu...
Cesaretinize gıpta ettim.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Tam da burada Durkheim'i yad ediyorum...
Hukuk Fakültelerinde hukuk sosyolojisi ve felsefesi dersleri daha ağırlıklı işlenmedikçe ve kriminoloji önem ve ağırlığınca dikkate alınmadıkça metropolde mezra kültürü yaşamak gibi garabet tercihlemeler hukuk aleminde de gözlemlenecektir.
Benim davaya bakan hakimi göz önüne alırsak, hukuk fakültelerinde çok daha temel derslerin okutulması gerekir. Mesela, yazılı ve sözlü kompozisyon veya Hayat Bilgisi gibi.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Suç, kademeli gelişim gösteren olgusal bir kavramdır. Suça ceza uygulamasından çok daha önce suça giden geniş ve asfalt yollara dikkat çekilmeli. Başkasının hakkına tecavüz zulümdür ve zulme mazeret uydurmak suça azdırır. Bir örnek ile açıklamak gerekirse: Gülü koparmak suç ise, güle bakmayı, gükü koklamayı, güle dokunmayı engelleyemediğinizde koparmaya ceza vermeniz anlamlı olmayacaktır. Önce suç yolları kapatılmalı.
1.000 tl geliri olan birine 10.000 tl harcama olanağı verdiğinizde, onun hırsını yok saymanız onu hırsından azat etmez. Bireysel ahlak toplumu oluşturan bireylerde gelişmeden bireysel ahlakı temel alan kurallar işlerlik kazanmaz. Dağdaki çoban ile şehirdeki profesöre eşit oy hakkı vermek ile demokrasi oluşmaz, eşit ya da eşlik edici muhakeme ve algı elde etme olanağı sunulmalı.
Hakim, hukuku uygular. Hukuk ise her zaman adil olmayabilir. Örneğin Alevi hukuku ile Hanefi hukuku aynı olaya farklı bakış açısı neden geliştirmiştir bilinmeden, anlamaya gayret edilmeden, bir diyalektik yorumlama çabasına girilmeden tek taraflı yüzeysel dar ve ideolojik çıkarımlar ancak kedi köpek kavgası mesabesindedir.
Bu coğrafyada yaşayan insanların genel devlet yönetimi anlayışı içinde maalesef kendi yaşamsal deneyimlerine dayalı bir hukuku tarihin hiçbir döneminde olmamıştır. 'Neden?' diye sorulmadan nereye varabilirsiniz?
Cevaplar kapasite analizi için ölçüt müdür?
İnsan üç beş kelamın uşağı mıdır?
Geçen zaman geleceğimizin sırtına bindikçe, daha çok deh diyenimiz olacak...
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Suça giden yolları kapatmak iki koldan olur biri toplumun ekonomik refah seviyesini yükseltmek ahlaki yapısını dinç tutmak diğer esas yol ise cezaların dudak uçuklatıcı olmasıdır. Bugün yargı iflas etmiştir suçla suçluyla mücadele diye bir olgu kalmamıştır. İstanbulda bir adliyede bir yılda yüz bine yakın şikayet numarası alıyoruz bu şehir genelinde bir milyona yaklaşır Türkiye genelinde on milyonlar demektir. Adalet bakanının açıklamasına göre cezaevlerinde toplam yüz yirmi bin tutuklu hükümlü var bu da suçla suçluyla iç içe yaşadığımızı gösteriyor.
Daha bir kaç gün önce Ankarada polis kurşunu ile ölen bir gencin haberi yapıldı bilirsiniz orada bir ayrıntı var 24 yaşında gencin 69 suçtan kaydı var. Bu nasıl bir iştir? Yine Antep bombacısı daha önce iki kez benzer olaylardan yakalanıp kısa süre hapis yatmış ve çıkmıştır. Bugün suç meslek haline gelmiştir. Hırsız bir şahıs başka hiç bir işle uğraşmadan sırf hırsızlıkla hayatını idame etmekte hatta evlenip barklanıp çocuk yetiştirmektedir. Dolandırıcılar hakeza sadece milleti dolandırarak geçim sağlamaktadır. Demokrasi ve hukuk anlayışı bugün sadece suçluların yüzünü güldürmektedir.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Cezaların dudak uçuklatıcı olmasının suçu azalttığı tarihsel süreçte doğru bir gözlem değildir. Suça ağır ceza uygulaması işlenen suçlarda karanlık alan kavramını genişletiyor sadece. Yani insanlar suç işliyor, fakat kılıfına uyduruyor ya da kendilerini iyi saklıyorlar, yakalanmama kapasiteleri artıyor. Bence aslında biraz da münafıklaşıyorlar. Örneğin homoseksüele ağır ceza öngördüğünüzde, o, güdülerinden vaz geçmiyor, sadece kendini saklamada ya da yakalanmamada ustalaşıyor.
Suçu engellemek ya da azaltmak için cezadan önce tatbik edilmesi gereken birçok yöntem var. Bunları zaten herkes aslında bilir, fakat uygulanabilir ahlak sıkıntılı bir alandır. İnsan öldürmek bir eksi ise, öldüreni öldürmek de eksidir ve iki eksi burada bir artı etmiyor. Ortada iki eksi var olmuş oluyor. Öldüreni öldüren hukuk sistemlerinde faili meçhuller hesapsız.
Temel kazan işçilere sormak lazım rastgele arazilerde gömülü cesetlere ne yaptıklarını...
Saklı suç, aleni suçtan daha tehlikeli sonuçlar doğurur. Ağır ceza kaygısı ile suçu gizleme temayülü toplumu kanser gibi kemirir.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Ağır cezayı hemen ilk eylemde uygulamak zorunda değilsiniz bugün mesela bir hırsızın 5. suçuna cidden ağır bir ceza ön görülse bir kişinin öyle yüzlerce suçtan sabıkası olmaz. Toplumu suçludan arındırmak kat'i surette gereklidir. Artan suçlu sayısı toplumun güvenliğinin huzurunu barışını bozuyor. Ağır cezayı öyle yoruma ihtiyaç duyulabilen eylemlere dayatmak da şart değildir. Tabi daha önceki yorumumda da belirtmiştim bu kabil ağır cezalar her hukuk sisteminin her toplumun harcı değildir belki kademe kademe ağırlaştırmak gerekir. Bugün suçu ve suçluyu tespit çok kolay değildir. Ceza hukukunda tanık önemli bir delildir bu vesile ile yalan tanıkla masum insanların da devlet eliyle zulme uğraması mümkün olabilir. Hümanizm demokrasi veya modernizm çağdaşlık uğruna toplumlar huzursuz mutsuz kendini güvende hissetmeyen bir yapıyı oluşturdular. Norveçte yüz kişiyi öldüren caninin hiç bir pişmanlık ifade etmemesine rağmen 20 yıl gibi bir ceza alması yine ülkemizde malum genç bir kızın başının kesilerek öldürülmesi vakasında failin 13 yıl yatıp çıkacak olması toplumda bu süslü püslü kelimelerin ardında geleceğe umutsuz bir bakışı hızlandırıyor. Ağır cezaları havi bir hukuk sisteminde suç oranı da suçlu sayısı da kesinlikle azalır azalan bu suç suçluyla da mücadele etmek kolaylaşır. Bir karakola gidip oturun yağmur gibi suç ihbarları, telsizler hiç susmaz suçlular öyle bir azgındır ki emniyet güçleri bunlardan tırsar.
Bugün cezaların ağırlığını bir kenara bırakın suçlu için o kadar geniş hak ve özgürlük alanı çizilmiş ki yarın daha beterini işleyeceğini bildiğiniz suçluyu tutuklu yargılayamıyorsunuz. Konuyu modern ifadelerle müdafaa kolaydır bana göre gerçeğin özeti suç ve suçlu düzeni kuşatmıştır mikroplar vücudu nasıl ele geçirdiğinde hasta fenalaşır bugünkü durum da budur. Oturduğumuz mahallelerde aslan gibi kapı gibi delikanlı hırsızlar gaspçılar da birlikte yaşıyoruz hiç bir şekilde ne canınız ne malınız ne ırzınız emniyette değildir ne çelik kapı ne kamera sökmüyor onlara.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Örneğin homoseksüele ağır ceza öngördüğünüzde, o, güdülerinden vaz geçmiyor, sadece kendini saklamada ya da yakalanmamada ustalaşıyor.
Örneğiniz uygun değil.
Hırsızlık örneğini verelim bence.
Diyelim ki; keyfi olarak (ihtiyacı olmadığı halde) hırsızlık yapanın çaldığı mal + malı çalarken verdiği zarar + yargılama giderleri (mağdurun avukat ücreti de dahil) + faizleri ödenene kadar hapsedilecek, Ödeyemiyorsa, hapis sırasında çalıştırılacak ve asgari ücretin yarısı ücret verilecek ancak bu ücrete zararı karşılamak için el konacak. Zarar tamamen ödendikten sonra 2 sene hapis daha yatacak.
Diyelim ki, bilinçli olarak ve planlayarak adam öldüren idam edilecek. Kaza dışında (kavga v.s.) adam öldüren ya da ölecek gibi yaralayan müebbet hapis alacak.
Sizce azalmaz mı hırsızlık ve cinayet?
Adam öldüren altı ay sonra dışarıya çıkarsa, hırsız zaten hiç içeri girmezse, bizim suç işlemeyişimizin sebebi kanundan cezadan korkumuz değil demek ki. Vicdan ya da inanışımızdan.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Sayın üstad,
Bakınız bir Amerikan haberi...
Sağlam bir muhakeme tüm gerçeği çırılçıplak ortaya çıkaracaktır:
'Yılın öğretmeni sübyancı çıktı!
33 yaşındaki İngilizce öğretmeni, 15 yaşındaki öğrencisiyle ilişkiye girmiş
..GAZETE HABERTÜRK / Kasım Cindemir
ABD’de “yılın öğretmeni” seçilen , 15 yaşındaki öğrencisiyle ilişkiye girdiği gerekçesiyle tutuklandı
ABD’nin New Jersey Eyaleti’nde, 2011’de “yılın öğretmeni” seçilen Erica DePalo’nun 15 yaşındaki erkek öğrencisiyle cinsel ilişkide bulunduğu ortaya çıktı. 33 yaşındaki İngilizce öğretmeni Erica DePalo’ya, tecavüz, cinsel saldırı ve çocuğun yaşamını tehlikeye atmak gibi ağır suçlamalar yöneltildi. Öğrencinin ismi açıklanmazken, DePalo tutuklandı ve 100 bin dolar kefalet ödedikten sonra serbest bırakıldı. West Orange Lisesi, Erica DePalo’yu süresiz olarak uzaklaştırdı.
---------
Suç, değer özgedir...
Cezanın şiddeti değer özgedir...
Hak ise hukukun yitiği olmamalıdır.
Suçu cezalandırmak çözümdür, suçluyu değil...
Suçu cezalandırmanın anlamı suçu önlemeye çalışmaktır. Suça neden olan her ne ise onunla savaşmaktır.
İfadeleriniz realitenin tezahürü, fakat bendenizin vicdanı temayülü, suç ile mücadelenin suçlu ile mücadeleden daha gerekli olduğu yönündedir.
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
birebir yaşadığım bir konu ,hayatımda ilk defa mahkemeye çıktım kişiyi şikeyet ettim tehdit ve hakaret davasıydı hakim ilk celsede beraat ettirdi ,ben temyize gönderdim,kişi devamında aradan belli bir zaman sonra gece yanına bir kaç kişi daha almış gece yolumu keserek dövdüler,yine gittim savcılığa suç duyurusunda bulundum yine bir sonuç yok,peki bu mu adalet s,,,,m mahkemesini diyor,hakim bana ne yapacak diyor,bu sefer bende kendi canımı kendim korumam için ne gerekirse yapacağım,psikolojim bozuldu harbiden,ben bu kadar kanunlara kanun adamlarına saygılı ve kanundan korkarken suç işleyen cezalandırılmıyor hakeza resmen suça teşvik ediliyorsa benim adaletim işlemeye başlarsa nasıl olacak?
Cevap: ''Kasten öldürme suçu'' Temyizden gelen karara itiraz
Sayın İsmail Arslan'a tümüyle katılmakla birlikte, şunu da belirtmek istiyorum. Modern ceza hukukunun benimsendiği günümüz sistemlerinde; cezanın sahip olması gereken bazı özellikler vardır. Bunlardan biri de, cezaların makul olması ve telafi edilebilir olmasıdır. Özellikle; insan öldürme suçunda verilmesi gereken cezanın idam cezası olması yönündeki görüşler; cezanın telafi edilebilir özelliği haiz olması gerekliliğinden son derece uzak. Bu da kanaatimce, kabul edilemeyecek bir durum. Belki bu tür durumlar çok istisnai olarak görülebilir; ancak hukukun özellikle de kişilerin hayatlarında derin izler bırakan ceza hukukunun bu durumlarda çok daha hassas olması ve genele bakıldığında, genelin mümkün olduğunca daha az mağdur olmasını sağlaması gerekmektedir. Failin lehine olan kanunların uygulanması hallerinde bile bu gözle görülebilir bir durumdur.
Ceza, kısaca, acı çektirmektir ve faile fiiili karşılığında belli bir acı çektirerek hem toplum düzenini sağlamak amaçlanmaktadır; hem de failin topluma kazandırılması amacı da güdülmektedir. Dolayısıyla, idam cezasının faile mi yoksa failin yakınlarına mı verildiği düşünülmesi gereken bir durumdur.
Bunun yanında, insan öldürme suçlarına idam cezasının karşılık olarak öngörülmesi, insan öldürme suçlarını azaltmayacaktır. Bir insanın canına kıyma cesareti gösteren ve bunu göze alan bir kişinin ruh sağlığının ne derece yerinde olduğu bile tartışmalıyken; hatta ve hatta canavarca hisle ve eziyet çektirerek insan öldürme suçunun akıl sağlığı ile ilişkisinin tam olarak belirlenemediği bir durum söz konusuyken; bu tür suçlara idam cezasının verilmesinin bu suçu azaltacağını düşünmüyorum.
Hümanist doktrinin Türkiye'deki en önemli temsilcisi olan Faruk Erem'in bir sözü var "Suçluyu kazıyınız; altından insan çıkar."
Ceza hukukunun işlevi özgürlüğün alanını kısıtlamak değil, yasağın alanını sınırlamaktır.
Tüm bunlar göz önüne alındığında; cezaların katılaştırılmasının suçların önüne geçemeyeceği gibi, toplumu da bir baskı psikolojisine sokacağını düşünüyorum. Her ne kadar bu konuda tarihte de son derece farklı yorumlar ve görüşler mevcut olsa da, modern ceza hukukunun bu yönde olması gerektiğini düşünmekteyim. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun elbette tartışılması ve hatta değiştirilmesi gereken birçok yönü var. Bu konuda muhtemelen buradaki birçok kişiyle hemfikiriz. Ancak bunun yapılmasındaki yöntemler iyice araştırılmalıdır. Aksi taktirde çok daha vahim sonuçlarla karşılaşılmasına yol açılacaktır.