-
Miras-borç sorunu
merhaba sayın forum üyeleri bizim konu biraz karışık birazda zor ...KONU söyle benim dayım vefat etti etmeden önce yersiz ilac kullanmış sigortadan öldükden 4 yıl sonra dayımın cocukalrına bir icra kağıdı geldi kağıtta aynen sunlar yazıyordu .yunus balcının 27 milyar yersiz borcu vardır. diye cocuklarıda 9 tane ..bir kızıda maaşını alıyor.bunun üzerine kendisine ait bir tanede evi var.şimdi biz sigortaya gittiğimizde sorduk bu kişi sadece kendisine ait olan bocu ödeyecek diye ama kabul etmediler tamamını kendisinden alınır.bu mirascılardan kimin malı varsa üzerine haciz gelir diye...
şimdi acaba bu kız ne yapmalı bu borcun tamamını kendisi ödese evi gidecek ..o zaman kardeşelri ödemeyecek..
mirasın tamamı bölünüyorda neden borc bölünmüyor.nasıl bir yol izlememiz lazım acaba yardımcı olurmusunuz..
ayrıca bu kız babasının maaşını alıyor dükkanıda var maşından kesinti olurmu..maliyesi var üzerine kayıtlı..
kimi,leri diyor yok devleti dolandırıcılık yapıyor diye neler yapabilirz acil yardım...
-
Cevap: acil yardım
-
Cevap: acil yardım
Nasıl yersiz ilaç kullanmış anlamadım.
Dayınızın kızının maliyeye kayıtlı bir işyerimi var? ı
Zannedersem bu borç dayı kızınızın işyeri olması ve işyeri olduğundan dolayı yersiz yetim maaşı aldığından ileri gelmiş.
tabiki burada yersiz para alan borcu ödeyecek bütün mirascılar ödemeyecek.
-
Cevap: acil yardım
Bu borcu bildiren kim, SGK mı?
-
Cevap: acil yardım
konu şöyle ..dayım zamanında bir şirkette gözükmüş bu şirket sahteymiş.dayımda rahatsızdı sürekli doktora giderdi sonra bu acığa cıkınca dayımın günleri silindi ve biz dışardan para yatırarak dayımı emekli ettik.tarım bağkurdan dayım öldükden sonrada bize bu hafta bir kağıt geldi dayımında öleli 4 sene oldu bu arada bu haftada icra kağıtı geldi.bunlar 9 nkardeşler dayımın en kücük kızı emekli maşını alıyor.bekar.bununda üzerine kayıtlı bir evi var.bizim sormak istediğimiz şlu bu borc sadece bu kızın evine haciz gelirmiş.neden.cünkü miras 9 bölünüyorda borc neden 9 bölünmüyorda sadece bu kıza geliyor.zaten bu kızında bu hafta nikahı var.nikah kıyacak acaba ceyiz parası kesintiye uğrarmı.nasıl bir yol izlemeliyiz.itirazımızı ssk yamı yapalım yoksa mahkemeyemi..uzman arkadaşalrla tlflada görüşebilriz..mail olarakda acil yardım lazım
-
Cevap: acil yardım
dayınız öldükten sonra 3 ay içinde mirası reddetseydiniz hiç borç çıkmazdı.fakat miras reddi olmadığı için borç çıkmış,sgk bu borcu dayının tüm mirasçılarından talep eder.şimdilik elinin altında maaş alan kız olduğu için ona yönelmiş,buradada maaşın1/4 fazlasını alamaz.çeyiz parası hakkettiği nakit bir paradır.bu parayı kesmez keserse karşı dava açar alırsınız.çokta önemli değil.
-
Cevap: acil yardım
Dayınız ne zaman vefat etti? ne zaman emekli oldu? kızı ne zaman maaş almaya başladı? ve kızı ne zamandan beri Maliyeye kaydı var? ne kadar maaş alıyor? bunları forumda yazın.
Ayrıca SGK Kurumuna başvurun 27 bin tl nin nereden kaynaklandığını öğrenin.
Bu borç dayınızın günlerinin silindiği dönemde yersiz tedavi giderlerine ait ise bunu yasal mirasçıları ortak karşılar.
Bu borç dayı kızınızın yersiz olarak maaş almasından kaynaklı ise dayı kızı bunu kendisi öder diğer mirasçılar ile ilgili bunun bir ilgisi yoktur.
Eğer ödeme emri dayı kızınıza geldi ise muhtemelen yersiz maaş alma ile ilgilidir.
Bu bilgileri öğrendikten sonra net bilgi verebiliriz. çeyiz parasıda etkilenebilir.
Her halukarda zaten Önce SGK na itiraz edilecek menfi karar gelirse mahkemeye gidilir.
-
Cevap: acil yardım
dayım 2008 de ve fat etti..yengem ise malulen emekli oldu oda 2 sene sonra vefat etti maaşı dolaylıu olarak bekar kızına kaldı..skg ya biz yengem emekli olması icin para yatırdık yani bu borcun maaşla alakası yok.sadece devlet dayımın bir sene zamamn zarfında sahte şirketdeyken almış olduğu ilacların parasını faiziyle istiyor..27 bin tlf o zaman zarfında almış olduğu ilacların faizi ana parası 700 tlf gibi komik rakam..evet bu borc sizinde dediğiniz gibi dayımın silindiği günlere ait borc maaşla alakası yok..ödeme emri dayımın kızına geldi tek oda maaş aldığı icin dediler.ama dayım zaten sahte şirket cıktığında emekli olamıyordu biz gittik geri dışardan 2 sene para yatırdık öyle oldu emekli yoksa olamıyordu zaten kendiside maaşını göremedi maaş direk yengeme kaldı oda vefat etti zaten..şimdi biz mantıken düşündüğümüzde dayımın kızı üzerine kayıtlı evin üzerine hacizmi koyalım yoksa bir şey olmazsa direk itirazmı yapalım..sorun bizim evin elden gitmemesi
- - - Updated - - -
sayın mantıklı sizinle nasıl irtibata gecebilriz acil şekilde
-
Cevap: acil yardım
y8mil ben avukat değilim buradaki görüşlerim kendi görüşlerim hukuki prosedür için acilen bir avukata gitmenizi tavsiye ederim. zaten ne görüş bildirirsek bildirelim sizin itiraz ve dava açmanız gerekecek. Bence borcun tamamına itiraz edin
yersiz ilaç kullanmada babanın bir hatasının olmadığını kötü niyetli olmadığını bunun araştırması gerekenin ssk olduğunu iddia edin dayınız ölmedende buna itiraz edilebilirdi. Dayınızın bu sahte şirketle ilgli bilgisi varsa onu bilemem.
Dayınız sahte çıkan şirkette çalışmış sigorta primleri maaşı ödenmiş sağlık yardımlarından faydalanmış ve şirketin sahte olduğunu bilmiyor ise burada dayınızın kötü niyetli olmadığı ortadadır. borcu kimin ödeyeceğinden ziyade bu borcada itiraz edilmesi gereklidir. Danıştayın bir kararında maaşı kesilmesi gerekirken kesilmeyen dul yetim aylığı alan bir öğretmenden
ödenen maaşların geri istenemeyeceği bunda öğretmenin kötü niyeti olmadığı hakkında yeni kararı var. Fakat her dava kendi içinde ayrı değerlendirilir.
Danıştayın bu yönde aldığı kararlar varmı bunu inceliyorum bulunca forumda yayınlarım davada kullanmanız amacı ile
-
Cevap: acil yardım
FAZLA VEYA YERSİZ ÖDEMELERİN TAHSİLİNE İLİŞKİN
USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK
Resmi Gazete Tarihi: 27.09.2008
Resmi Gazete Sayısı: 27010
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Sosyal Güvenlik Kurumunca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında fazla veya yersiz olarak yapılan her türlü ödemenin tespiti, tebliği, takibi ve tahsiline ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yapılan her türlü fazla veya yersiz ödemeyi kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 96 ncı maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Fazla veya yersiz ödeme: Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara, gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen Kanun kapsamındaki her türlü ödemeyi,
b) İlgili: Kendisine yersiz veya fazla ödeme yapılan işverenler, sigortalılar, isteğe bağlı sigortalılar, gelir veya aylık almakta olanlar ve bunların hak sahipleri ile genel sağlık sigortalıları ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişileri,
c) Kanun: 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununu,
ç) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumunu,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Fazla veya Yersiz Ödemenin Kapsamı, Tespiti, Değerlendirilmesi,
Tahakkuku ve Tebliği
İlgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışlarından doğan fazla veya yersiz ödemeler
MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulamasında;
a) Kuruma verilen veya ibraz edilen belgelerle gerçeğe aykırı bildirimde bulunulması,
b) Örneği Kurumca hazırlanan belgelerle bildirilmesi taahhüt edilen durum değişikliklerinin bir ay içinde Kuruma bildirilmemesi,
c) Kanunda öngörülen şartlar yerine gelmediği hâlde, sahte bilgi ve belgelerle sağlık hizmetleri ve diğer haklardan, ödeneklerden yararlanılması ile gelir veya aylık bağlatılması,
ç) Sahte hizmet kazandırılmak suretiyle sağlık hizmetleri ve diğer haklardan, ödeneklerden yararlanılması ile gelir veya aylık bağlatılması,
d) Boşanma nedeniyle gelir veya aylık bağlandıktan sonra boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşanması,
e) Gelir ve aylıklarının kesilmesi gerektiği hâlde durumun gizlenmesi ve/veya bildirilmemesi,
f) Sigortalılar ile gelir veya aylık alanlara yapılan ödemelerden, hak sahipliği sona ermesine rağmen her hangi bir kişi tarafından tahsilat yapılması,
ilgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışlarını oluşturur.
(2) Birinci fıkrada sayılan durumların tespit edildiği tarihten geriye doğru en fazla on yıllık süre içinde yapılan fazla veya yersiz ödemeler, her bir ödemenin yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak kanunî faizi ile birlikte tahsil edilir.
(3) Birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen durum hariç olmak üzere, Kurumun yanlış işlem ve ödeme yapmasına sebebiyet veren ve bu suretle adına borç tahakkuk ettirilen ve/veya borç tahakkuk ettirilmesine neden olan kişiler hakkında, ayrıca Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur.
Kurumun hatalı işlemlerinden doğan fazla veya yersiz ödemeler
MADDE 6 – (1) İlgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışları dışında kalan, Kurum çalışanlarının kasıtlı veya kusurlu davranışı, ihmali, dikkatsizliği ve bilgisizliği gibi sebeplerden kaynaklanan yersiz ödemeler Kurumun hatalı işlemlerini oluşturur.
(2) Birinci fıkrada sayılan sebeplerin tespit edildiği tarihten geriye doğru en fazla beş yıllık süre içinde yapılan ödemeler, borcun ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren (Değişik ibare:RG-12/5/2011-27932) yirmi dört ay içinde ödendiği takdirde faizsiz; (Değişik ibare:RG-12/5/2011-27932) yirmi dört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemeler, bu sürenin dolduğu tarihten itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte tahsil edilir.
Fazla veya yersiz ödemenin tespiti
MADDE 7 – (1) Fazla veya yersiz ödeme; kontrol, denetim, inceleme, Sayıştayca kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilir.
Fazla veya yersiz ödemelerin değerlendirilmesi
MADDE 8 – (1) 5 inci ve 6 ncı maddelerin değerlendirilmesi, daire başkanlıklarında daire başkanınca belirlenen şube müdürleri, il müdürlüklerinde ise il müdürünce belirlenecek il müdür yardımcısı, şube müdürü veya merkez müdürü tarafından yapılır. Değerlendirme işleminde, Değerlendirme Onayı (Ek-1) kullanılır.
Alacak takip dosyası
MADDE 9 – (1) Kanun kapsamında yapılan ve Kurumca tespit edilecek her türlü fazla veya yersiz ödeme için Borç Tablosu (Ek-2) ve Alacak Takip Tablosu (Ek-3) düzenlenir.
(2) Değerlendirme sonucu, Kurumun hatalı işlemlerinden doğan fazla veya yersiz ödemelerin çok sayıda kişiyi ilgilendirmesi durumunda, Borçlular Tablosu (Ek-4) düzenlenir.
(3) Yargı kararları ve Sayıştay ilamlarıyla tespit edilen fazla veya yersiz ödemelerden kaynaklanan Kurum alacakları için merkezde Strateji Geliştirme Başkanlığınca, taşrada ise Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü veya Merkez Müdürlüğünce alacak takip dosyası oluşturulur.
(4) Sayıştay denetçileri tarafından düzenlenen sorgular ihbar kabul edilerek, Kurumca denetim veya inceleme başlatılabilir.
Fazla veya yersiz ödemeden kaynaklanan alacağın tahakkuk ettirilmesi
MADDE 10 – (1) Düzenlenen borç tablosu üzerinde ilgilinin kasıtlı ve kusurlu davranışı sebebiyle yapılan fazla veya yersiz ödemelerin her biri için, ödemenin yapıldığı tarihten hatalı işlemin tespit edildiği tarihe kadar kanunî faiz hesaplanır. Yapılan ödemeler ve hesaplanan faiz toplamı ilgilisi adına borç kaydedilir. Bu şekilde tahakkuk ettirilecek borçlarda daha sonra hesaplanacak faizler için faiz başlangıç tarihi borcun tespit edildiği tarihtir.
(2) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanan fazla veya yersiz ödemeler için de bir önceki fıkrada belirtilen borç tablosu düzenlenir. Ancak, bu tür alacaklar için borcun tahakkuk ettirilmesi sırasında her hangi bir faiz hesaplanmaz. Bu şekilde tahakkuk ettirilen borçlar için faiz başlangıç tarihi, borcun ilgiliye tebliğ edildiği tarihi takip eden (Değişik ibare:RG-12/5/2011-27932) yirmi dördüncü ayın bittiği tarihtir.
(3) Tespit edilen fazla veya yersiz ödemeler muhasebe birimine bildirilir. Bildirilen tutar, muhasebe birimince ilgili hesaba kaydedilir.
Fazla veya yersiz ödemelerin tebliği
MADDE 11 – (1) Fazla veya yersiz ödemeden kaynaklanan alacaklar, merkezde ilgili birimlerce, taşrada ise sosyal güvenlik kurumu il müdürlüklerince düzenlenen Borç Bildirim Belgesi (Ek-5) ile 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre ilgililere tebliğ edilir.
(2) Yargılama sonucunda hükme bağlanan ve taraflara tebliğ edilen fazla veya yersiz ödemelerden kaynaklanan alacaklara ilişkin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, takip işlemlerine başlanır. Yargılama sonucunda verilen tazmine ilişkin kararlar, temsile yetkili hukuk birimlerine intikal ettirilerek takibi sağlanır.
(3) İtiraz merkezde ilgili birimce, taşrada ise il müdürlüklerince başvuru tarihinden itibaren on iş günü içinde değerlendirme onayını veren merciin amiri tarafından karara bağlanır. İtiraz ve itirazı değerlendirme süresi ödeme süresini değiştirmez.
Fazla veya yersiz ödemelerde uygulanacak faiz
MADDE 12 – (1) Fazla veya yersiz ödemelerin geri alınmasında 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Fazla veya Yersiz Ödemenin Tahsili
Fazla veya yersiz ödemelerden kaynaklanan alacağın tahsil şekilleri
MADDE 13 – (1) Kurumca ilgililere fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen ödemeler, ilgililerin Kurumdan alacaklarından mahsup edilmek, gelir ve aylıklarından kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilir. Kurumdan her hangi bir alacağının bulunmaması hâlinde, genel hükümlere göre tahsil edilir.
(2) Fazla veya yersiz ödemeler, öncelikle ve her durumda kişinin varsa Kurumdan birikmiş aylık, gelir ve diğer her türlü alacaklarının tamamından mahsup suretiyle tahsil edilir. Yapılan kesintiler öncelikle borç aslına mahsup edilir ve kalan borç için 10 uncu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen faiz başlangıç tarihinden itibaren kanunî faiz hesaplanır. Bu hüküm, ilgiliye hayatta iken yapılan yersiz ödemelerin hak sahiplerinin alacaklarından mahsubunda ve hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelerin mahsubunda da uygulanır.
(3) Sonradan veya yeniden gelir veya aylık bağlanmasına hak kazananların birikmiş istihkaklarından, ölenler dâhil olmak üzere aynı dosyadan aylık veya gelir alan diğer hak sahiplerine Kurumca çıkarılan borç, muvafakat alınmak kaydıyla mahsup edilerek tahsil edilir.
(4) Fazla veya yersiz ödeme tutarı; ilgilinin Kurumdan tahakkuk etmiş herhangi bir alacağı yoksa veya alacaklarından mahsup edildikten sonra kalan borcu varsa ve Kurumdan gelir ve aylık almaya devam ediyorsa, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç, gelir ve aylıklardan %25 oranında kesilmek suretiyle tahsil edilir.
(5) (Değişik:RG-11/7/2009-27285)(1) Birinci fıkraya göre kesinti yapmak suretiyle geri alma süresinin beş yılı aşacağının anlaşılması durumunda, Kurumun hatalı işlemlerinden doğan fazla veya yersiz ödemeler hariç olmak üzere, ayrıca icrai takibata da geçilir.
Gelir ve aylıkların hesaplardan yersiz çekilmesi
MADDE 14 – (1) Kurumdan gelir veya aylık almakta iken ölenler adına hesaplarına gönderilen ve ilgililer tarafından tahsil edilen tutarlar, hak sahiplerine yapılacak ödemelerden mahsup edilir. Bu şekilde tahsil edilememesi hâlinde ise, ödeme tarihi itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanacak borç, hak sahiplerine bağlanan gelir veya aylıklarından %25 oranında kesilerek geri alınır. Ancak, tahsil eden kişinin, hak sahipleri dışında başka kişi olduğunun tespit edilmesi durumunda, yersiz ödemeler genel hükümlere göre bu kişilerden tahsil edilir.
Fazla veya yersiz ödemelerin taksitlendirilmesi
MADDE 15 – (1) Kurumdan alacağı bulunmayan borçlu ve borçlunun kanunî varisleri ile borcu kabul eden şahıslar, borç miktarını def’aten ödeyebileceği gibi taksitle ödeme talebinde de bulunabilir. Taksitlendirme talepleri borcu tebliğ eden birimlere yapılır.
(2) Taksitlendirme işlemleri, 27/9/2006 tarihli ve 2006/11058 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yürütülür.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Hüküm bulunmayan haller
MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde, 27/9/2006 tarihli ve 2006/11058 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır.
Kayıtların elektronik ortamda tutulması
MADDE 17 – (1) Bu Yönetmelik gereği yapılması gereken iş ve işlemlere ilişkin kayıtlar, Kurum Başkanlığı tarafından belirlenecek şekle ve usule uygun olarak elektronik ortamda tutulabilir.
Yürürlükten kaldırılan Yönetmelik
MADDE 18 – (1) 2/10/1998 tarihli ve 23481 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce İlgililere İstihkaklarından Fazla veya Yersiz Olarak Yapılan Ödemelerin Tahsili Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik, 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür.
Ekleri için tıklayınız
(1) Bu değişiklik 1/6/2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
-
Cevap: acil yardım
sizin olayınız fiilen çalışma olmadığı halde sigortalı görünmesi, 5510/96 maddesine göre ...sigorta geri alabilmekte ve murisin borçlarında mirası kabul etmenizden dolayı müteselsil sorumlusunuz,ancak İİK 82/12 göre ..bir kimsenin haline münasib evi haciz edilemiyeceginden meskeniyet iddiasında bulunmanız gerekecek bunun süresi için 7 gün olup ,icra mahkemesine yapmanız gerekecek sürenin başlangıcı ise taşınmaza konulan haczi ögrendiginiz tarihtir
-
Cevap: acil yardım
Aşağıdaki kararda sadece maaşı alana değil tüm mirasçılara demekte
T.C.
D A N I Ş T A Y
Onbirinci Daire
Esas No : 2008/6908
Karar No : 2010/5831
Özeti : Kendisine yersiz ve fazladan ödeme yapılan ilgilinin ölümü halinde, yersiz yapılan ödemelerin; ölen kişinin
yasal mirasçılarına karşı adli yargı yerinde genel hükümlere göre açılacak dava ile talep edilebileceği,
5434 sayılı Kanun'un 121. maddesi hükmüne dayanarak davacının dul aylığından kesinti yapılmak
suretiyle tahsil edilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği hakkında.
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
(T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü)
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Ankara 14. İdare Mahkemesince verilen 21.2.2008 tarih
ve E:2007/153, K:2008/271 sayılı kararın; davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : Emir Dalkıran
Düşüncesi : 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 121. maddesi hükmü ile, idareye, yersiz ve fazladan ödediği meblağları ilgilisinden herhangi bir yargı kararı olmaksızın re'sen istihkaklarından kesmek suretiyle geri alma yetkisi tanınmış olmakla birlikte, idareye tanınmış olan bu cebri icra yetkisi, yapılmış bulunan yersiz ödemenin geri alınmasının ancak yersiz ödeme yapılan kişinin istihkakına yönelik olabileceği noktasında sınırlanmaktadır. Kendisine yersiz ve fazladan ödeme yapılan ilgilinin ölümü halinde idare, yapmış olduğu ödemeleri ancak adli yargı yerinde genel hükümlere göre ilgilinin mirası reddetmemiş olan yasal mirasçılarına karşı yönelteceği icra takibi veya dava ile aramak durumunda olup; ölmüş bulunan ilgiliden dolayı dul veya yetim aylığı alan kişilerin aylıklarından, 5434 sayılı Kanun'un 121. maddesi hükmüne dayanarak re'sen cebri icra yetkisi kullanmak suretiyle kesinti yapma olanağı bulunmamaktadır. Bakılan davada; davacının eşine vefat ettiği tarih olan 5.8.2006'ya kadar sehven (3600) ek gösterge uygulanmak suretiyle yersiz olarak fazla emekli aylığı ödendiği, bu yanlışlığın davacıya dul aylığı bağlanması sırasında fark edilerek 12.9.2006 tarihli işlem ile davacı adına, vefat eden eşine yapılan fazla ödemelerin borç çıkartıldığı görüldüğünden, yukarıda açıklandığı üzere vefat etmiş olan ilgiliye yapılan fazla ödemelerin 5434 sayılı Kanun'un 121. maddesi hükmü uyarınca davacının dul aylığından kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilmesine yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık
bulunmadığından, davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : Mehmet Ali Samur
Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir. Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: Dava, eşinden dolayı dul aylığı alan davacı adına, vefat eden eşine hatalı olarak yüksek ek gösterge uygulanmak suretiyle fazla emekli aylığı ödendiğinden bahisle, 1.9.2001 ila 31.8.2006 tarihleri arasında geriye doğru 5 yıl için yersiz ödenen aylık tutarları toplamı
16.187,54 TL' nin borç çıkartılması ve aylıklarından 1/4 oranında kesilerek tahsil edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun
121. maddesi hükmü uyarınca davacının vefat eden eşinin hatalı olarak yararlandığı ek gösterge rakamı nedeniyle yersiz ödenen aylık farklarının borç çıkarılarak emekli aylıklarından 1/4 oranında kesilmek suretiyle tahsil edilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının temyizen incelenip bozulması istenilmektedir. 5434 sayılı Kanun'un 121. maddesinde :" Her ne suretle olursa olsun istihkaklarından fazla yapılan ödemeler, ilgililerin varsa sonraki her çeşit istihkaklarından hüküm alınmaksızın kesilmek suretiyle geri alınır. Ancak ilgili, Sandıkça yapılan bu muamelenin yersizliği hakkında Danıştay'da dava açabilir. Herhangi bir nedenle Sandık tarafından ilgililere istihkaklarından fazla veya yersiz olarak yapılan ödemelerin, bu hatalı işlemlerin düzeltildiği tarihten geriye doğru hesap edilecek beş yıllık tutarları tahsil edilir. Tahsilin ne şekilde yapılacağı yönetmelikle düzenlenir." kuralına yer verilmiştir.
İdari işlemlerin hukuka uygunluk karinesinden yararlanmasının doğal bir sonucu olarak, idarenin tesis ettiği işlemleri re'sen icra etme yetkisi kural olarak bulunmaktadır. İdare, tesis ettiği işlemleri, herhangi bir yargı merciine başvurup karar almaya ihtiyaç duymadan, salt sahip olduğu kamu kudretini kullanarak yerine getirmeye yetkilidir. Ancak bazı idari işlemlerin re'sen icra edilebilmesi için idarenin, işlemin muhatabı olan kişinin fiziki
veya mal varlığı üzerinde cebri tedbirlere başvurması, kuvvet kullanması gerekebilir. İşte bu tür sonuçlar doğuran idari işlemleri uygulayabilmek için kural olarak idarenin re'sen cebri icra yetkisi bulunmamaktadır. Zira idarenin cebir kullanması Anayasa tarafından güvence altına alınan kişi hürriyetine ve mülkiyet hakkına müdahale anlamına gelir. Böyle bir müdahalenin hukuka uygun olmasını sağlayacak yegane şart ise idareyi bu yönde açıkça yetkilendiren bir yasanın varlığı halidir.
Dosyanın incelenmesinden, 14.3.1963 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumu Konya Sigorta Müdürlüğünde memur olarak göreve başlayan davacının eşinin, bir süre müfettişlik görevinde bulunduktan sonra genel idare hizmetleri sınıfında şef kadrosuna atandığı, genel idare hizmetleri sınıfında müdür olarak görev yapmakta iken 16.3.1993 tarihinde isteği üzerine emekliye ayrıldığı ve 1.1.1995 tarihinden itibaren (3600) ek gösterge rakamı uygulanmak suretiyle emekli aylığı bağlandığı, bilahare 5.8.2006 tarihinde vefat etmesi üzerine davacıya (3000) ek gösterge rakamı uygulanarak dul aylığı bağlandığı, davacının eşine sigorta müfettişleri için öngörülen (3600) ek gösterge rakamının sağlığı boyunca sehven uygulandığı bu aşamada fark edilerek, işlem tarihinden geriye doğru 5 yıl hesap
edilmek suretiyle 1.9.2001 ila 31.8.2006 tarihleri arasında davacının merhum eşine yersiz ödenen aylık tutarı toplamı olan 16.187,54 TL' nin davacı adına borç çıkartılması ve aylıklarından 1/4 oranında kesilerek tahsil edilmesine ilişkin işlemin tesis edilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. 5434 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile, idareye, yersiz ve fazladan ödediği meblağları ilgilisinden herhangi bir yargı kararı olmaksızın re'sen istihkaklarından kesmek suretiyle geri alma yetkisi tanınmış olmakla birlikte, idareye tanınmış olan bu cebri icra
yetkisi, yapılmış bulunan yersiz ödemenin geri alınmasının ancak yersiz ödeme yapılan kişinin istihkakına yönelik olabileceği noktasında sınırlanmaktadır. Anılan düzenlemede yersiz ve fazladan ödeme yapılan ilgilinin ölümü halinde Sandık alacağının ne şekilde tahsil edileceği hakkında bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu halde, idare yapmış olduğu ödemeleri ancak adli yargı yerinde genel hükümlere göre ilgilinin yasal mirasçılarına karşı yönelteceği icra takibi veya dava ile aramak durumunda olup; ölmüş bulunan ilgiliden dolayı dul veya yetim
aylığı alan kişilerin aylıklarından, 5434 sayılı Kanun'un 121. maddesi hükmüne dayanarak re'sen cebri icra yetkisi kullanmak suretiyle kesinti yapma olanağı bulunmamaktadır. Bakılan davada, davacının eşine vefat ettiği 5.8.2006 tarihine kadar sehven (3600) ek gösterge uygulanmak suretiyle yersiz olarak fazla emekli aylığı ödendiği, bu yanlışlığın idarece davacıya dul aylığı bağlanması sırasında fark edilerek 12.9.2006 tarihli işlem ile davacı adına vefat eden eşine yapılan fazla ödemelerin borç çıkartıldığı görüldüğünden, vefat etmiş olan ilgiliye yapılan fazla ödemelerin yukarıda yer verilen yasa hükmü uyarınca davacının dul aylığından kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilmesine yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, davacı temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine,
28.6.2010 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar İdare Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
-
Cevap: acil yardım
yani benim anladığım kadar sadece maaşdan kesinti olur eve haciz konamaz..peki nikah kıyarda maaşı kesilirse nasıl olacak o zamanda dava düşermi acaba
- - - Updated - - -
yani benim anladığım kadar sadece maaşdan kesinti olur eve haciz konamaz..peki nikah kıyarda maaşı kesilirse nasıl olacak o zamanda dava düşermi acaba
-
Cevap: acil yardım
Bu kararda aynı sizin dayı kızınızın durumu ile benzer sadece emekli olan emekli sandığı emeklisi
Yani bu borç yersiz borç sadece yetim maaşı alandan değil tüm mirasçılardan talep edilmelidir demekte.
Bu karardan faydalansa bile dokuzda bir oranında borçtan sorumludur. dava düşmez
Bir kişinin haline münasip evi haczedilemez (tek evi )fakat ev değerli ise evin satılıp borç düştükten sonra kalan para ile borçlu bir ev alabilecekse o zaman evin satılması gündeme gelir.
Haciz borçlunun gelirlerine işyerine para altın menul gibi varlılarına da gelebilir. Yeni yasa ile ev eşyalırının birden fazlasına haciz koyulabilir.
Bu konudan farklı olarak
Öncede belirttiğim gibi dayı kızınızın aldığı maaşta sakat durumda bilginiz olsun. teyze kızınızın bu parayı yersiz almaktadır.
yarın bununla ilgilide ceza gelebilir.