İşsiz Çocuklara Kredi kartı ve krediler veren bankalar adına Babalar tarafından savcılığa suç duyurusu yapılabilir mi?

İşsiz Çocuklara Kredi kartı ve krediler veren bankalar adına Babalar tarafından savcılığa suç duyurusu yapılabilir mi?

Oğlum Askerden geldiğinde psikolojisi biraz bozuktu, bir de buna işsizlik eklenince, Moral olarak hayli çökmüştü.

Oğlum işsiz olmasına rağmen Sokakta Dolaşan Banka Elemanlarının ısrarına dayanamıyor Onların hazırladığı formu dolduruyor kredi kartı başvurusu yapıyor.

Banka bir süre sonra Oğlumun telefonuna mesajlar atarak, Oğluma kart yolluyor, Oğlum eline geçen bu kartı kullanıyor kart dolup kartı ödeyemeyince kredi çekiyor borcunu yatırıyor.
Borç uçurumları derinleştikçe onları da ödeyemiyor.

Oğlum Yasal olarak hiçbir yerde çalışıyor gözükmediği halde. Kartını ve Çektiği krediyi ödeyememesine rağmen Bankas bu sefer çektiği kredinin 2 katı fazlasını veriyor

Çekilen krediler Ödenemiyor, İşler içinden çıkılmaz bir durum alınca,
Banka müşteri hizmetlerinden birileri evi arıyor, Eşim ameliyattan çıkalı 20 gün olmuş, telefonu açıyor Banka Müşteri yetkilisi oğlumu soruyor, ve oğlumun borcu olduğunu. Bildiriyor, Eşim kime sorarak kredi verdiniz, diye sorunca Banka yetkilisi siz kim oluyorsunuz size mi soracağız, cevabını vererek telefonu kapatıyor..

Eşim olduğu yere yığılıp kalıyor.
Elde avuçta bir şey yok zaten ayakta zor dururken Bankaların Kasalarını doldurmak için Aileleri çökertme programın ın içine düştük, Hiçbir şey yapmadan insanları borç batağına teşvik eden Banka, Şimdi bizim ailemizin damarındaki kanı hortumlayabilecek konuma gelmesiyle ilk işi Eve icra göndermek oluyor..

Çok geçmeden Banka evime icra yazısı yolluyor.
Bankalar yasal olarak çalışıyor görünmeyen bir insana nasıl kredi veriyorlar?

bu şekilde Hiç bir sosyal kurum ile ilgisi olmayan bir insana kredi vermekle Kayıt dışı çalışmayı Teşvik etmiş olmuyor mu?

Kayıt dışı çalışmayı teşvik etmek suç değimli? Kayıt dışı çalışmak suç ise Bankalar bunu İşverenleri suç işlemeye, Teşvik ederek, bu suça ortak olmuyorlar mı?

Bu yüzden Çalışmadan insanlara, krediler vererek insanları uçurumun başına sürükleyen Bankalar, yaptıkları bu insanlık dışı işten rant sağlamasının önüne bir an önce geçilmeli, Yoksa aileler Dağılıp parçalanmaya devam edecekler…

Şu An Oğlun Sinan Oral adına 32 icra dairesinden 3 ayrı icra dilekçesi geldi.
Bankalar Babalarını soymak için, Çocuklarını kullanıyor. Bu soygunda yine Devlet Eliyle yapılıyor,
Devlettin bankalara verdiği paraları, bankalar Yoksul bi çare aileleri parçalamak için kullanıyor. Yapılan bu haksızlıklar yüzünden İntiharlar Her geçen gün çoğalarak artmakta, bende ODTÜ de yaşadığın saldırılardan dolayı 5 yıldır Psikoloji tedavisi görmekteyim ve yaşamak umurumda bile değil. Arkamda perişan bir aile bırakara ölmek zoruma gidiyor.

Bankaların Çocuklar üzerinde Ailelere saldırması aynı zamanda işsiz Çocuklara verilen Kredilerden dolayı çocuklar Uyuşturucu ağına düşüyorlar Aileler Psikolojik olarak çökertiliyorlar.
Bankalar İnsan kanı ve canı üzerinden Devlet desteği ile Kasalarını dolduruyorlar Devletin memuru. İcraya geliyor Devletin polis gücüyle Oğlu yüzünden Aileyi Yaşamaktan bıktırıyorlar.
Bu bataklıktan nasıl çıkarım bilmiyorum, oğlum hala İşsiz. Ve Esrar bağımlışı oldu. Bankalar işsiz insanlara kredi veriyorlarsa işte versinler ki verdikleri kredileri verdikleri kişiden alsınlar

Biran Önce Evlere yapılan hacizler durdurulmalı ki Bankalar işsiz çocuklara Kredi Kartı ve krediler vererek babalarını soyarak tüm aileyi perişan etmesinler….

Abdullah Oral

Geçmiş olsun,
yazdıklarınızı okuyunca, aklıma Nasreddin Hoca nın şu malum evine giren hırsız fıkrası geldi aklıma.
'' Efebdiler haklısınız da , bu hırsızın hiç mi suçu yok?''
( Sözüm meclisten dışarı, şu hırsız lafı konusunda yanlış anlaşılmak istemem)
Fakat, içi,nde bulunduğunuz sıkıntılı durum nedeniyle olaya yanlı olarak bakıyorsunuz.
Bankalar , çocukları üzerinden babalarının varlıklarına göz dikiyor , oldukça iddialı, bir o kadar da yanlış bir düşünce.
Haklısınız, bankalar ödeme gücü olmayana , yada daha doğrusu, ödeme gücünü yanlış beyan edene de çok rahatlıkla kredi /kart verebiliyor ama bu bir yana,
o kredi /kart başvurusu için öncelikle bir başvuru ve o başvuru sırasında da bir takım bilgiler veriliyor bankaya. Banka da o bilgilere istinaden verip vermemeye karar veriyor krediyi /kartı.
Şimdiiii;
oğlunuzun askerden yeni gelmiş olması, psikolojisinin bozuk olmasını bankanın bilebilme ihtimali yok, değerlendirmeyi ne sizin mal varlığınız ne de oğlunuzun psikolojik değerlendirmesine göre değil, oğlunuzun kendi eliyle doldurup imzaladığı başvuru formundaki bilgilere göre yapıyor.

Bu durumda,
hala bankalar kan emici , evlatların hataları üzerinden babaların ( ailelerin ) malvarlıklarına göz dikmiş kurumlarmıdır gözünüzde gerçekten?
Ben hata yaptım, ama o daha fazla hatalı demek var olan oğlunuzun hatasının ceremesini çekiyor olduğu gerçeğini değiştirmiyor ne yazık ki.!

Merhaba,

5464 sayılı Banka Kartları Ve Kredi Kartları Kanununun aşağıda aktardığım maddelerini inceleyerek daha sağlıklı bir değerlendirme yapabilirsiniz. Saygılarımla,

Kredi Kartı Limiti

MADDE 9- Kart çıkaran kuruluşlar, kredi kartı almak isteyen kişilerin yasaklılık veya engel durumu, ekonomik ve sosyal durumu, aylık veya yıllık ortalama geliri, diğer kart çıkaran kuruluşlarca bu kişilere tahsis edilen kredi kartı limiti, bir model veya skorlama sistemi sonuçları, müşterini tanı ilkeleri ile 29 uncu madde çerçevesinde temin edilecek bilgileri dikkate alarak yapacakları değerlendirmeye istinaden kullanım limiti tespit etmek zorundadır. Kart çıkaran kuruluşlar kart limitlerini bu hüküm çerçevesinde güncelleyebilirler. Kart çıkaran kuruluşlar, kart hamilleri talep etmedikçe kart limitlerini artıramazlar. Kart hamillerinin harcamalarıyla kart limitlerini aşmaları halinde, aşılan miktara işlem tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süre için, akdi faizden başka herhangi bir ücret talep edilemez.

Kart çıkaran kuruluş tarafından bir gerçek kişinin sahip olduğu tüm kredi kartları için tanınacak toplam kredi kartları limiti, ilk yıl için, ilgilinin aylık ortalama net gelirinin iki katını, ikinci yıl için ise, dört katını aşamaz. Bu fıkra uygulamasında bin Yeni Türk Lirasına kadar limitler hariç olmak üzere, aylık veya yıllık ortalama gelir düzeyi kart hamili tarafından beyan edilen ve ilgili kuruluşlarca teyit edilen gelirler üzerinden tespit edilir.

Kart hamilinin talebi üzerine üçüncü kişiler adına asıl karta bağlı ve asıl kart limitini aşmamak kaydı ile ek kredi kartı düzenlenebilir.

Kurul, ikinci fıkrada yer alan sınırlama da dahil olmak üzere, kart çıkaran kuruluşların genel ve bireysel risk sınır ve oranlarını belirlemeye yetkilidir.

İdari Para Cezaları

MADDE 35- Kurul kararıyla ve gerekçesi belirtilmek suretiyle bu Kanun kapsamındaki kuruluşlara, bu Kanunun;

a) 8 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına aykırılık halinde ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar,

b) 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına aykırılık halinde ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar, ikinci fıkrasına aykırılık halinde beşbin Yeni Türk Lirasından az olmamak üzere, aykırılık oluşturan tutarın yüzde biri tutarına kadar,

c) 10 uncu maddesi ve 11 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırılık halinde ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar,

d) 14 üncü maddesi hükümlerine aykırılık halinde onbin Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar,

e) 18 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık halinde ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar,

f) 24 üncü ve 25 inci maddelerine aykırılık halinde ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar,

g) 27 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırılık halinde onbin Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar,

h) İlgili maddelerine göre, Kurul tarafından bu Kanuna dayanılarak alınan kararlara, çıkarılan yönetmelik ve tebliğlere ve yapılan diğer düzenlemelere uyulmaması halinde ikibin Yeni Türk Lirasından onbin Yeni Türk Lirasına kadar veya aykırılık teşkil eden tutarın yüzde biri oranına kadar,

idari para cezası uygulanır.

Bu Kanunda belirtilen para cezaları her yıl başında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca artırılır.

Banka yetkilisinin ki ne kadar yetkili olduğu tartışılır, size mi soracağız dedikten sonra sizin eve icra göndermesi ilginç...
çalışmayan birine kart vermeleri yasaklanmalı...veya çalışmıyorsa teminat istemeli...daha doğrusu kanun çıkararak bunlar sağlanmalı...

Memlekette binlerce aç yoksul işsiz güçsüz varken lokantalar, kuyumcular, mağazalar alış veriş merkezleri kapatılmalı.
Aslolan ülkede sosyal dayanışmayı geliştirmek yaymaktır. İşsiz bir gencin onlarca akrabası vardır hepsi işsiz değildir elbet yoksul bir ailenin kadın erkek tarafı ana babayı da hesaba kattığınızda yüzlerce akrabası vardır banka gibi tehlikeli külliyyen zarar bir canavara el açtırmamalıdır.
Başbakan gibi "dindar nesil" diyeceğim konu siyasi boyut kazanacak :)

Yabancı bankacılar Ülkemizideki Bankacılık sistemini çok sevdikleri için buradalar. bizim ülkemiz kadar hiç bir iş yapmadan havadan başka nerede para kazanılır ki,
Çocukları üzerinden Devletin icra memurlarıyla ve polisiyle istediğin insanın kapısına dayan ocağını başına yık

Bankalar yasal olarak çalıştığı belli olmayan veya üzerinde bu parayı ödeyecek kadar mülkü olmayan kişilere kredi verilmesinin yasaklanmasını ve veren bankalarında bunun cezasını kendinin çekmesi için bir şeyler yapılsın istiyorum.
ben emekli ve çalışıyor olduğum halde banaa ev almak için kredi vermeyen bankalar oğluma bu krediyi vermeleri,nin arkaasındaaki asıl neden ise Oğullar üzerinden anne ve babaların soyulmasından başka birşey değildir..
işsiz ve yasal olarak çalışıyor görünmeyen hiç kimseye kredi verilmesin, böyle bir yasa çıkmalı..

size katılıyorum öyle geniş bir çevrem yok ama bu olaylardan baştan haberim olsa oğlumu bu banka pisliğine bulaştırmazdım, şimdi ise bir çıkmaz karanlığın içinden yarına uzanan bir ışık bulabilirmiyim en azından yasal olarak çalıştığını kanıtlayamayan insanlara kredi ve kredi karları verilmesi yasaklanmalı, bu yaşadığın sessizlerin sesi olsun diye paylaştım...

bende tam bu konuyu sizin gibi düşünüyorum Bankalar yasal olarak çalıştığı belli olmayan veya üzerinde bu parayı ödeyecek kadar mülkü olmayan kişilere kredi verilmesinin yasaklanmasını ve veren bankalarında bunun cezasını kendinin çekmesi için bir şeyler yapılsın istiyorum.
ben emekli ve çalışıyor olduğum halde banaa ev almak için kredi vermeyen bankalar oğluma bu krediyi vermeleri,nin arkaasındaaki asıl neden ise Oğullar üzerinden anne ve babaların soyulmasından başka birşey değildir..
işsiz ve yasal olarak çalışıyor görünmeyen hiç kimseye kredi verilmesin, böyle bir yasa çıkmalı..

Erdoğan Kırcalı arkadaşa katılıyorum. Hırsızın hiç suçu yok mu?
Ben hırsızın suçu yok demiyorum ama hırsızı azmettirenlerin hiç suçu yok mu?
Olaya şöyle bakalım. bankalar adına çalışan birileri geliyor ki Ankara balgat subesinden Tuzlu çayıra geliyor. arada 1 saatten fazla yol var.
kredi kartı değilde _Bu kisi Adam vurduracak katil arıyor. ve eline silahi veriyor sana hedefini gösteriyor.
İlk atışta katil oluyorsun, ve sana bu hedefi gösterenler sürekli yeni hedefler gösteriyorlar ve sen tam bir çıkmazda kaldığın için. gösterilen her hedefi vurmak zorunda kalıyorsun. sonrada seni bitiriyorlar..
İşte Bankalar bunu yapıyorlar. kredi kartını veriyorlar. kredi kartının ödenmediğini gören banka verdiğin adrese bildirim yapmak yerine sana kredi verelim diye mesaj yolluyorlar, onu da alıyorsun. ödeyemiyorsun ardından ikinci kez mesaj çekiyorlar, yeniden kredi. veriyorlar onuda alıyorsun. bunların hiç biri ödenmediği için bu sefer O kişinin evini arıyor anne babasına evine icra getiriyoruz diye bildirimde bulunuyorsun.
Yukarıdaki seri katil yaratmak ile bu konu arasında bence hiç bir fark göremiyorum.
Evet hırsızın suçu var. ama azmettiren inde suçlu olduğunu görmek gerekiyor. bu kişinin resmi olarak hiç bir yerde çalışmadığı göründüğü halde, Ona yol göstererek yönlendirenlere ne demeli balgat subesindeki hesaptan, Keçiören deki banka şubesine yönlendiriliyor. bu kişi zaten batağa batmış, onu Esrar bağımlısı yapan şey işte eline verilen bu silah..
Oğlum bir arkadaşının iş yerinde otururken gelen seyyar banka elemanlarının ısrarına dayanamadığı için kredi kartı formunu dolduruyor, daha sonra bu olaylar yaşanıyor bu olayda gösteriyor ki Bankalar kayıt dışı işçi çalıştıran patronların işbirlikçisi, kayıt dışı çalışan insanlara kredi vermeseler olaylar daha farklı olacaktır. bu yüzden çalışmayan insana bankalar önce iş versinler sonra kredi kartı verebilirler...
hırsızın suçu elbette var bu oyunun bir parçası olmamalıydı......

Olayı fazlasıyla çarpıtıyorsunuz.
Dün bugün yağan fazla yağmurların da sebebi bankalar aslında değil mi ???

Ben bu kanuda size katılmıyorum.Bankalar kredi vererek kimi kişilere iş kurma yolunu veya borçlarını bir şekilde ödeme yolunu da sunuyor.Ama sen çektiğin krediyi yersen yada kullanamazsan banka ne yapsın.Bankalarla başı hiç hoş olan biri değilim ama bazı şeylere işimize geldiği gibi bakıp ihaleyi karşı tarafa bırakmaya çalışmakta olacak şey değil.Beni de arıyorlar kesin ve net bir dille kart istemediğimi söyleyince ''peki beyefendi iyi günler'' deyip kapatıyorlar.Bende bilirim kart alıp harcamalar yapıp sonra banka verdi ben naapıyım diye ortaya çıkmayı veya suçu bankaya atmayı ama yemez kimse tabi.Harcamayı yapan ödemesinide yapar.İyi forumlar.

Dostum sen yanlış yere yazıyorsun :) İcra yolu ile geçimini sağlayan tabi ki bankaları savunacaklardır. Hemde açıkca bankaların pırasa gibi kredi kartı dağıtmasının hatalı olduğu göre göre. Yani bu soruyu 5 yaşında ki çocuğa sorsan kredi kartı dağıtımında bankaları haklı görüp alanı ödeyemediği için hırsız olarak görmez. Ayrıca hırsızlık gibi söz meclisten dışarı gibi sözlerle hakaret etmeler farklı bir boyut. Bankanın kredi kartı verdikleri ve ödeyemeyen insanlar hırsız değillerdir.

Şunu belirteyim herkes kredi kartını düzgün ödeyebilse banka kazanç sağlayamaz. En büyük kazanç kaynağından biri aldığı faizlerdir.
İkinci olarak kimsenin borcu olmaz ve icra avukatlığı diye bir meslekte olmazdı.

Yani büyük ihtimal ile bu ay çıkacak ve hacizleri büyük derecede sınırlandıracak olan 3. yargı paketine karşıda çıkmazlardı. Demek ki sorun paket değil borçlu insanların olması. Yani borçlu insanların bitmesini istememek, insanların borç içinde kıvranmaları hacizlik duruma gelmelerini istemek ne kadar reddedilsede gerçekten düşünüldüğünde istenilen şey olmuş oluyor.

Alıntı:

---

oylebiriiste rumuzlu üyeden alıntı

İkinci olarak kimsenin borcu olmaz ve icra avukatlığı diye bir meslekte olmazdı.

---

Banka kart verdiği kişinin ödemeye gönlü olup olmadığını nerden bilsin ki? Ödeyeceğim deyip kart alıp, bol keseden harcayıp iş ödemeye gelince de bık bık edeceğini nerden bilsin?
Kart alan kişiler, şeftaliyi yutmadan önce çekirdeğinin boyunu ölçse, Yani harcamadan önce ödeyip ödeyemeyeceğini hesaplasa, borç yaptığında da yaptığı borcun üstüne yatmaya kalkmasa, dediğiniz gibi kimsenin borcu da olmazdı, icra avukatlı diye bir meslek de olmazdı. Ne de güzel olurdu.

Yani bu yaştan sonra en sevmediğim, en nefret ettiğim ve "alayının kökününe kibrit suyu" dediğim iş kolu olan bankaları savundurttunuz ya bana...
Sevmek ya da beğenmek ayrı şeyler. Ama sezarın hakkı sezara.
Gidip bir arkadaşına "yandım öldüm bittim bana 100 lira ver, yarın söz ödeyeceğim" deyip aldıktan sonra o borcun üstüne yatmaya kalkan, "vermeseydi canım, bilmiyor muydu ödemeyeceğimi, deli vermiş uslu yemiş" demekle "kredi kartı borcunu banka istemesin" demek arasında ben zerrece fark göremiyorum. Siz görüyor musunuz?
Kişinin; bankaların görevinin ve vazifesinin, varoluş amacının "para kazanmak" olduğunu idrak etmeden, güneşli havada şemsiye verip yağmur başlayınca isteyeceğini düşünmeden, "ben alayım, yiyeyim harcayayım, bankayı dolandırayım" diye tatlı su kurnazlığı yapıp sonra da "yandım" demesi samimiyetsizliktir.
Bir hastalık, felaket gibi durumda "yılana sarılan" lar mağdur olur ancak; ama onlara bakınca da hep o borcu ödemek için kendini paraladığını, "almasın banka" uyanıklılığına tevessül etmediğini görüyoruz.

Bankayı veya kişileri savunmak yada yermek anlamsız...
hükümete görev düşüyor ama sanırım hükümetinde işine gelmediği için harekete geçmiyor...
en başta serseri mayın gibi sokakta orada burada kredi kartı verilmesinin önüne geçilmesi lazım...
hiç olmazsa şöyle yapılsın;madem bu iş sorun olarak karşımıza çıkıyor bunu da çözmek hükümete düşer..
insanların bunu alırken gerçekten kendi iradeleri ile aldıkları ve iyice düşündükleri anlaşılsın..
önce kişi yazı ile bankaya başvuracak...banka kredi kartını tanıtıcı ve ödeme olmadığında oluşacak sorumlulukları hatırlatan bir yazı verecek..
kişi bu yazıdan 3 gün sonra bankaya tekrar yazı ile başvuracak...
ilk ödemeyi aksatanın kredi kartı kapatılacak...vs. vs...
:)

Alıntı:

---

senoleker rumuzlu üyeden alıntı

Banka kart verdiği kişinin ödemeye gönlü olup olmadığını nerden bilsin ki? Ödeyeceğim deyip kart alıp, bol keseden harcayıp iş ödemeye gelince de bık bık edeceğini nerden bilsin?
Kart alan kişiler, şeftaliyi yutmadan önce çekirdeğinin boyunu ölçse, Yani harcamadan önce ödeyip ödeyemeyeceğini hesaplasa, borç yaptığında da yaptığı borcun üstüne yatmaya kalkmasa, dediğiniz gibi kimsenin borcu da olmazdı, icra avukatlı diye bir meslek de olmazdı. Ne de güzel olurdu.

Yani bu yaştan sonra en sevmediğim, en nefret ettiğim ve "alayının kökününe kibrit suyu" dediğim iş kolu olan bankaları savundurttunuz ya bana...
Sevmek ya da beğenmek ayrı şeyler. Ama sezarın hakkı sezara.
Gidip bir arkadaşına "yandım öldüm bittim bana 100 lira ver, yarın söz ödeyeceğim" deyip aldıktan sonra o borcun üstüne yatmaya kalkan, "vermeseydi canım, bilmiyor muydu ödemeyeceğimi, deli vermiş uslu yemiş" demekle "kredi kartı borcunu banka istemesin" demek arasında ben zerrece fark göremiyorum. Siz görüyor musunuz?
Kişinin; bankaların görevinin ve vazifesinin, varoluş amacının "para kazanmak" olduğunu idrak etmeden, güneşli havada şemsiye verip yağmur başlayınca isteyeceğini düşünmeden, "ben alayım, yiyeyim harcayayım, bankayı dolandırayım" diye tatlı su kurnazlığı yapıp sonra da "yandım" demesi samimiyetsizliktir.
Bir hastalık, felaket gibi durumda "yılana sarılan" lar mağdur olur ancak; ama onlara bakınca da hep o borcu ödemek için kendini paraladığını, "almasın banka" uyanıklılığına tevessül etmediğini görüyoruz.

---

Ben savunmanıza hiç şaşırmadım :)
Şunu söyleyeyim konuyu yanlış okuduysam uyarın, arkadaş işi gücü olmayan insanlara kart verilmesi ile ilgili bir konu açmış. Kredi kartı alabilecek durumda bir gelir ispatı olan ve ödeme imkanı olan insanlar için değil. Sizin bahsettiğiniz konu burda açılan ile alakası olmayan bir konu. Biz burada gelir ispatı yapıp kredi alıp ödeyemeyenleri tartışmıyoruz. Bunlar ayrı konuda tartışılacak şeyler. Geçen gün bana kart geldi kapıdan geri yolladım, başvuru yaptımmı kesinlikle hayır hediye olarak çıkartmışlar. Bunları herkes biliyor.

Selam.
Burada hiç iradeden bahsedilmemiş.. İnsanların kendi kendilerine, yarar ve ya zarar verecek durumları algılayabilir ve seçimi karşısında karşılaşacağı iyi ve kötü durumları kabul edebilirler. 18 yaşından büyük herkeste kendi için verdiği kararlarından sorumludur. Bankanın işi para satmaktır, karşılığı olsun olmasın bu işi yapmak zorundadırlar. Benim nacizane fikrim başvuru belgesine yazılan bilgilerden ziyade genç bir insanın çalışma gücü bankaya kredi kartını ve krediyi verme yetkisini perçinlemiş olabilir..
Sayın baba, sizin yapmanız gereken kan emici bankadan gidip kredi çekip borcu kapatmanızdır, elde ve avuçta yoksa..

Alıntı:

---

haylahop rumuzlu üyeden alıntı

Selam.
Burada hiç iradeden bahsedilmemiş.. İnsanların kendi kendilerine, yarar ve ya zarar verecek durumları algılayabilir ve seçimi karşısında karşılaşacağı iyi ve kötü durumları kabul edebilirler. 18 yaşından büyük herkeste kendi için verdiği kararlarından sorumludur. Bankanın işi para satmaktır, karşılığı olsun olmasın bu işi yapmak zorundadırlar. Benim nacizane fikrim başvuru belgesine yazılan bilgilerden ziyade genç bir insanın çalışma gücü bankaya kredi kartını ve krediyi verme yetkisini perçinlemiş olabilir..
Sayın baba, sizin yapmanız gereken kan emici bankadan gidip kredi çekip borcu kapatmanızdır, elde ve avuçta yoksa..

---

Tabi ki irare çok önemli ama bu iradeleri sınırlamak için yasalar var zaten.
Adam öldürmek suç olmasaydı herkes birbirini vururdu. Hiç bir gelir ispatlamadan kredi kartı alabilen biri için bu iradeyi bankaya neden veriyorlar o zaman. Burada iradesi sınırlandırılması gereken bankalardır. Ayrıca denize düşen yılana sarılır misali insanlar iradelerine ne kadar hakim olabilirler.
Hatta daha büyük bir şok %80 kusurulu olan birine kredi kartı verildi. Peki buda mı irade ile aldı.

İşin hukuki boyutunu bilmiyorum fakat şöyle bir gerçek var ki oğlunuz ödeyemeyeceği borcun altına giriyorsa suç bankanın değil, oğlunuzundur.

Saygılarımla...

Buradaki olay aslında bir babanın feryadı. Bankacılık kanununu denilen bir kanun var. Bu kanundaki birçok şey hukuki değil ama kanuni. Hukuki olmak ile kanuni olmak çok farklı şeyler. Hem sonuçları açısından hem de yarattığı avantajlar açısından çok farklı şeyler.

Dikkat ederseniz duruşma salonlarında, adliyelerde hep "adalet mülkün temelidir" yazılıdır. Yani "ADALET HAKKIN TEMELİ" ifadesi yok. Dolayısı ile adaleti bulmanız yada en azından arayabilmeniz için mülk sahibi olmanız gerekli. Çünkü adalet mülkün temeli hakkın değil.

Banka zorla mı verdi, almasaydı gibi yaklaşımlar olabilir. Kimse dalga geçmesin, küçümsemesin... Bu olaylar herkesin başına gelebilir. Herkesin çocuğu var, her çocuğunun nefsi var, kimi ailede para var kimisinde yok. Bir bankanın kredi yada benzer ürünler pazarlarken uymak zorunda olduğu kriterler var ancak kar hırsı, prim hırsı, jestiyon hırsı yöneticilerin gözünü bağlamış durumda. Banka ürünlerini Satabildiğin kadar varsın. Borçlandırabildiğin kadar varsın.

Evet bankalar sizin çocuğunuza para vermiş olabilir, borçlandırmış olabilir, burada kanuni yönden bir sakınca yok ancak hukuki yönden bence baya bir eksik nokta var. Madem bankalar bunu yapıyorlar ve üstüne üstlük sizleri azarlıyolar ise paralarını ne şekilde talep edecekleri ve izleyecekleri yollar kanunda bellidir. Parayı alıp ödememekte pek tabi kanunidir. Ancak hukuki olup olmadığı tartışılır. Burada ev sahibinin hiç mi suçu yok? evet ev sahibinde de suç var ancak herhangi bir borcun ödenmemesi banka gibi bir kuruma sinek ısırığı kadar etki yapmaz iken diğer taraftan bir ailenin ya da bir kişinin ömrünün kalan zamanının zindan olmasına yeterli.

Burada belirtmek doğru değil ancak bana ait olmadığı için paylaşmakta bir sıkıntı görmüyorum. Alman bir şair olan Bertolt Brecht 'in meşhur bir sözü var. "Banka soymak banka kurmaktan daha ahlaksızca bir davranış değildir.”
Ancak siz bankayı soyarsanız hırsız olursunuz, banka sizi soyarsa kanuni olur. İşte bu örnek hukuki olmak ile kanuni olmak arasındaki fark.

Umarım çocuğunuz iş bulur borçlarını öder, ve bu durumlarda hayatının geri kalan kısmı için kendisine tecrübe olur

Benim başıma da bu konuya yakın olan bir hadise geldi..Hatta rumuzdan değil isimden hatırlayanlar olabilir..Bu konudan fazlası bile var..Tuzak ya da 4 tane kredi daha başka şeylerde var..2 kart 9000 tl yaklasık limit şartsız..Meslek Yüksek Okulu mezunu olarak 1 sene, hedefimi belirleyip hazırlanıp belki son umut diye..Akabinde de hedefime bakarmısınız T.Ç vatandaşlıından gurur duyan bi insan olarak,2 yıl daha acıktan kamu yönetimini bitiririm sonra KAYMAKAM, iDARİ MEMUR, Komser VS..En azından niyete bırakılsa dahi ,ne olduğumuz anlaşılır...Başıma bin türlü bela...kaza.sebeini anlatsam akıl hastası diyenler olur tekrar.(35000 borç, çalışma şartsız ,kredi ile) Hatta sağolsunlar buraya konu açtım yönlendirenler de oldu...Akıl hastası diyenlerde..İnanın yaşadıım semtin polisine basvuramıyorum..Başbakanlık aracılığı ile sevkedilen yazıyla savcılığa başvurabiliyorum...Neden polise gidemedim sıkayete hazırlandıım halde... banka şubesi önünde tartaklandım, kimlik sorgu bahanesi ve konuyu şucumusun bucumusuna nerdeyse bağlayarakk.. Enteresan ki forumda imkan verenlere teşekkür ederim, açtıım ve fıkır almak maksadıyla yazdığım ve faydasınıda gördüğüm konuya emsal olarak Trajı yüksek bi ulusal gazete haberi gösteriyorum...Ama her kanunla haklı ve her delille haklı olduum halde, yinede maalesef ki acaba drumuna düşürülüyorum..Konuyla iligili başvurduum Savcılık cevabi delilleri topla gel..1 2 konuda delil almam gereken yer var..Diyanet,müftülük yada konuyla ilgili şahıslardan yazılı belge..Bundan da korkuyorum acaba verirler mi? diye enteresan maalesef..Önümde ki çorbamı ve daha güzelini hedeflediğim tabiri caizse tatlımı çaldırıyorum..Bankalar haciz ihbarname vs telle şantaj ediyo..Arkasından yargıdan bahsedince yapılandırma imkanım olduunu söylüyo...Kaybettiğim zamanda cabası 2 yıl kimse ben bunu çaldım demedi aksine meteliksiz ADLİYEYE BASVURU İÇİN YOL PARASI BİLE YOK...Vicdan meselesi olsa gerek ki; kuruşunun hesabını yapan şahıs ve bankalar..Sofrasından çalmak nasip olmasın, ki bize zaten olmaz Allahın izniyle, ikram bile alınmayacak şahıslar...Ve bu kurumları savunan bile var(YORUM SİZİN)