Senelerdir Devam Eden BALYOZ Davasının 10 Dakikalık Özet Videosu

Senelerdir insanların hapiste bekletilmesi ile devam eden tüm süreci adım adım anlatıyor bu 10 dakikalık video. Mutlaka izleyin ve izlettirin

http://www.youtube.com/watch?v=8Y4fzd4hK_c

Yobazdan ve gericiden demokrasi geleceğine inanmak ahmaklıktır...

Evet gelirse Askerden komunistten demokrasi gelir.

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Evet gelirse Askerden komunistten demokrasi gelir.

---

Her ikisindende gelmeyeceğinden yüzde yüz eminim,
Artık ''kötünün iyisi, yada dünden daha iyi'' gibi boş laflarla da ne avunun ne avutun,
Demokrasi ya vardır yada yoktur,
Yarım yamalak demokrasi olmaz , var diyenler ya bizi ya kendini aldatıyordur.
Demokrasi eğitimli özgür beyinlerin sistemidir.
Asla önceden tasarlanarak yaşanabilecek bir sistem olamaz.
Güzel yanı her an sürpriz lere açık olmasıdır.
Sıkıcı yanı,
bağnazlarında ''bu da benim hayatım'' diyerek kendine yada çevresine yasaklar koyarak çelişkiler yaratmaya müsait olmasıdır.

ayazoglum

Alıntı:

---

ayazoglum rumuzlu üyeden alıntı

Her ikisindende gelmeyeceğinden yüzde yüz eminim,
Artık ''kötünün iyisi, yada dünden daha iyi'' gibi boş laflarla da ne avunun ne avutun,
Demokrasi ya vardır yada yoktur,
Yarım yamalak demokrasi olmaz , var diyenler ya bizi ya kendini aldatıyordur.
Demokrasi eğitimli özgür beyinlerin sistemidir.
Asla önceden tasarlanarak yaşanabilecek bir sistem olamaz.
Güzel yanı her an sürpriz lere açık olmasıdır.
Sıkıcı yanı,
bağnazlarında ''bu da benim hayatım'' diyerek kendine yada çevresine yasaklar koyarak çelişkiler yaratmaya müsait olmasıdır.

ayazoglum

---

Yobazdan gericiden demokrasi gelmiyor askerden komunistten de gelmiyor yazmayı unutmuşum faşistten ırkçıdan gelir mi?
Gerici, yobaz, sizin ifadenizle de bağnaz diye bu ülkede inanan kesim kastediliyor siz de bu ifadeyi kullandığınıza göre mesela aleviler de bu guruba dahilmidir?
"Demokrasi eğitimli özgür beyinlerin sistemidir" de topluma ülkeye ne kadar hayır getiriyor uygulanabilirliği ne düzeyde tartışılır.
Her devirde devrin ihtiyaçlarına zaruretlerine göre yönetim sistemleri geliştirilmiştir bu devirde demokrasiden malesef en çok suçlusu borçlusu kan emicisi hortumcusu yararlanıyor. Demokrasiden de daha iyisi mutlaka vardır değişe gelişe ulaşılacaktır diye düşünüyorum.

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Yobazdan gericiden demokrasi gelmiyor askerden komunistten de gelmiyor yazmayı unutmuşum faşistten ırkçıdan gelir mi?
Gerici, yobaz, sizin ifadenizle de bağnaz diye bu ülkede inanan kesim kastediliyor siz de bu ifadeyi kullandığınıza göre mesela aleviler de bu guruba dahilmidir?
"Demokrasi eğitimli özgür beyinlerin sistemidir" de topluma ülkeye ne kadar hayır getiriyor uygulanabilirliği ne düzeyde tartışılır.
Her devirde devrin ihtiyaçlarına zaruretlerine göre yönetim sistemleri geliştirilmiştir bu devirde demokrasiden malesef en çok suçlusu borçlusu kan emicisi hortumcusu yararlanıyor. Demokrasiden de daha iyisi mutlaka vardır değişe gelişe ulaşılacaktır diye düşünüyorum.

---

sevgili Av. Engin Oğuz kardeşim,

insanlığın,özgürlüğü, mutluluğu için demokrasi dışında bildiğin bir sistem varda söylemiyorsan günahı senin boynuna. Bağnaz sözcüğünü neye kime söylediğim konusunda demekki bir ön yargınız var,
Bağnazlık değişime direnen herkes her toplum ve her sistem için geçerli bir cümledir . burda hedef senin düşündüğün ve ima ettiğinle hiç ilgisi yoktur.
birde sürekli kurduğunuz şu inananlar sözcüğü çok kafama takılıyor ,
yakışıklı bir sözcük tamam anladık ta!
kimdir bunlar?
mesela buna göre bu ben olma ihtimalide var, sen olma ihtimalide.
Kasttetiğin dinse durup düşünmek lazım,
Mesela din bağnazları;
Sana göre inananların içindeki bağnazlar kimlerdir diye sorsam ne cevap veririrdiniz?
hadi inanmayanlar içinde ki bağnazları ben sayayım (beni o sınıfa çaktırmadan dahil ettiğiniz için) .
inanların içindekilerini de vicdanınıza bırakayım,
Benim bağnazlık tan anladığım;
bulunduğu durumun değişmesini istemeyen ve onun için savaşan, mücadele eden, anti tezler üreten,
hatta diyelektik geliştirmeye çalışanlardır.
bu din içinde de olur, din dışındada olur.
asıl mesele direndiği yenilik karşısında hangi gücü kullanıyor olduğudur.
İnanmak insanın öz niteliğidir, inanmadan hiç bişey yapılmaz sevgili arkadaşım.
ama inandığın herneyse bunun durağan bişey olduğuna inanmaktır bağnazlık .
bunun adı din bile olsa bu böyledir. bak bakalım
10 yıl evvel in günahlarıyla,bugünün günahları aynımıdır.
benim çocukluğumda resme bakmak, bisiklete binmek, tv seyretmek günahtı.
ya şimdi böylemi?
peki ne değişti?
gökten yeni açıklamalar gelmediğine göre, ne diyeceğiz?
hala bu görüşü yada buna benzer görüşleri savunanlara bağnaz değilde ne diyelim sizce?
birde demişssinizki:
Bu demokrasi;
hortumcuların, hırsızların sistemi demişssiniz .
çakma demokrasilerde böyle olması normaldir, hatta kaçınılmazdır.
bende dedim ki!
Demokrasi, kuralların, eğitimlilerin,akıllıların rejimidir dedim .
Demekki bizim ülkenin burasında bir kusuru var ki hala hırsızlar,hortumcular A ldatabilyorlar, K andırabilyorlar, P ulu para diye yutturabiliyorlar .
bunun nedenini birgün yüreklice tartışabilirsek sorunuda halletmiş oalcağımıza inanmanın ötesinde iman ediyorum .
Eğitim sistemini kurbağaların bacaklarından yada iç organlarından alıp kurbağaların yaşadıkları eko sistemin nasıl muhafaza edilebilineceğine getirebilirsek; zekalarımızın bir kaç IQ daha gelişeceğinden asla kuşkum yok!
gerisi çorap söküğü

Sağlıcakla kalın,
ayazoglum

Ben Hakimlere babama güvendiğim kadar güvenirim , Türk olmaktan gurur duymak ırkçılıksa ırkçıyım , Tayyibede ne yandaşım nede karşıyım. Ama bir insanın her yaptığına doğru demek ....... sizliğin önde gidenidir. Kimse tanrı değil. Herşeyi sadece Allah doğru yapar. Tayyip kötü niyetli diyemeyiz ama bazen insanlar iyilik yapmak isterkende kötülük yapar.

Bir de şöyle birşey var....
din denen inanç sistemini kendi içinde yaşayan insanlar var...kendi içinde deyince dört duvar arasındayı kasdetmiyorum ..anlayın işte...
bir de bunu başkalarına türlü yollarla empoze etmeye çalışanlar var..yeri geliyor baskı yapıyor,gösteri yapıyor, bayrak açıyor...!
siyasette kullanıyor,ağzından allah kuran kitap eksik olmuyor..uyanık..! çünkü kullanmasa din gibi milyonları etkilemiş bir inanç sistemini,saltanatını sürdüremeyecek..
bu ikinci gruptakiler inançlı oluyor..! ,ötekiler inançsız oluyor!

Ne oldu gardaşlar.Baldırınız titriyor ne haldasınız:))) Şimdi o cd lerin orjinalleri de çıktığına göre artık balyoz zevzekleri susmalı değil mi:)

Hocam bu videoyu indirebilir miyiz?

Hepsi senaryosu Püriten Evanjelist CIA-MOSSAD tarafından yazılan Amerikan Tiyatrosunun sahneleri.
Yeraltı ve yer üstü zenginlikleri ABD alacak, Büyük ülkeleri söz dinleyen küçük devletçikler seklinde bölecekler.
Bekleyin Amerika sizlere demokrasi getirecek.
Pensilvanyadan söylenen Ninnilerle uyuyun siz.

BALYOZ delilleri SAHTE

Kamuoyunda bilinen adıyla Balyoz Davası kapsamında halen 250 emekli ve muvazzaf subay tutuklu olarak yargılandığı davada, deliller ili ilgili şaibeler konuşulmaya devam ediyor. Tutuklamaya gerekçe olarak gösterilen dellilerin tamamı ise dijital kayıtlardan ibaret. Ancak bu dijital kayıtların manipülatif bir niteliğe sahip bulunduğu Türkiye ve ABD'den alınmış olan raporlarla ispatlanmış durumda. Şimdi bu ispatlara bir yenisi daha eklendi.

Almanya'da Berlin Mahkemelerine Adli Bilişim alanında bilirkişilik hizmeti veren Gramberg & Vogel Bilişim Bürosu tarafından yapılan incelemeleri raporlaştıran Bilgisayar Yüksek Mühendisi Bernhard Gramberg şu tespiti yaptı:

"Özet:

Calibri yazı tipine dair

Calibri yazı tipi 2004 yılında hazırlanmış ve 2005 yılında kamuya açıklanmıştır. Ancak Vista programıyla birlikte (2006 sonu) işbu yazı tipi yaygınlaşmıştır. Word/ Office 2007'de Calibri Word dosyalarında kullanılmaktadır.

Calibri yazı tipi olan Word dosyaları

Aktarılmış olan CD'lerde/ Samsung sabit diskinde en azından 67 dosyada Calibri yazı tipi yer almaktadır, hâlbuki dosyalar 2003 (veya daha erken) bir döneme aittir.

Değerlendirme

Calibri yazı tipi 2003 yılından çok daha sonra (yaklaşık 2006/2007 yılından itibaren) kullanılmaya başladığı için, Calibri yazı tipini içermekte olan Word dosyaları da 2003 tarihinden çok daha sonra işlenmiş olmaktadır.

2003 yılında Calibri yazı tipi içeren Word dosyalarının bulunmuş olması mümkün değildir."

Raporun Tam metni için TIKLAYINIZ


Bir başka ifadeyle Gramberg & Vogel Bilişim Bürosu tarafından yapılan inceleme neticesinde elde edilen bulgularda, 11,16 ve 17 Nolu CD'ler ile Gölcük Donanma Komutanlığı'nda el konulan 5 Nolu Hard Disk içinde kayıtlı dijitallerin 2003 yılına ait olamayacağı söyleniyor.

Tüm bu bilimsel gerçekler ortada dururken davaya bakmakta olan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi sahte dijitallerle tutukluluk halinin devamına karar vermekte.

Muvazzaf subayların durumları ise Yüksek Askeri Şura toplantısı öncesinde başka bir öneme sahip. Adil Yargılanma Hakkı'nın hiçbir kuralına uyulmaksızın devam eden yargılama sürecinde, bu kişilerin sahte dijital dokümanlarla tutuklu tutulması, masumiyetleri bilimsel verilerle ispatlanmış olan bu kişilerin belki de yıllarca emek verdikleri Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilerinin kesilmesine kadar gidebilecek bir sürecin de tetikleyicisi olabilecek.

Şuana kadar Bogaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Arsenal Consulting Inc Adli Bilişim Şiketinin yapmış olduğu incelemeler neticesinde, TÜBİTAK tarafından "2003 yılında oluşturulduğu ve sonrasında hiçbir değişiklik yapılmadığı" belirtilen dijital dokümanların 2007 yılına ait bir teknolojiyi içinde barındırdırdığı tespiti yapılmıştı.

Avukat Hüseyin Ersöz konu ile ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Tüm bu bilimsel gerçeklere karşın 250 kişinin halen tutuklu tutulması, adil bir yargılama yapıldığına olan inancı ortadan kaldırmaktadır. Devam eden yargı süreci tüm evrensel hukuk değerlerinin gözardı edildiği bir kara hukuk uygulamasıdır.

Kendisini çağdaş, demokratik ve hukuk devleti olarak tanımlayan bir ülkede benzer bir durumla karşılaşılması mümkün değildir. Başbakan'ın dahi "Devlet içinde devlet oldular" diyerek eleştirdiği eski adıyla Özel Yetkili yeni adıyla Geçici Yetkili Mahkemeler temel hak ve özgürlükleri ortada kaldırarak varlığını sürdürmeye devam etmektedir.

Bu şekilde devam eden ve Savunma Hakkı'nı tamamiyle ortadan kaldıran İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin adil bir karar vereceğine ilişkin tüm inancımızı kaybetmiş bulunmaktayız."

Av. Hüseyin ERSÖZ

Çetin DOĞAN, Süha TANYERİ, Dursun ÇİÇEK, Kadir SAĞDIÇ, Nedim ULUSAN, Hakan BÜYÜK, Ahmet Bertan NOGAYLAROĞLU, Mehmet Fatih ILGAR ve Ahmet Zeki ÜÇOK Müdafii

Odatv.com

Vay canına bir bize ulaşmamış belgeler,millet kriminal laboratuvarı olmuş.Genelkurmay Başkanlığının mahkemeye sunduğu orijinal belgelere ne diyeceksiniz peki sevgili dostlar.

Hepsi Amerikan askerlerini seven SAMAN gazetesi okuyan SAMAN tv izleyen SAMAN Kafalıların uydurmaları.

Genelkurmay Başkanlığı, basın organları ve internet ortamında, kamuoyunda "Balyoz Davası" olarak isimlendirilen İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan kovuşturmada Genelkurmay Başkanlığının gönderdiği orijinal belgelerin Balyoz delillerinin sahte olduğu iddialarını çürüttüğü ve sahte delil iddialarına son noktayı koyduğu yönündeki haberlere ilişkin açıklama yaptı.

Bazı basın ve yayın organlarında ve internet ortamında, kamuoyunda "Balyoz Davası" olarak isimlendirilen İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesinde görülmekte olan kovuşturmada Genelkurmay Başkanlığının gönderdiği orjinal belgelerin Balyoz delillerinin sahte olduğu iddialarını çürüttüğü ve sahte delil iddialarına son noktayı koyduğu yönünde haberler yapıldığının görüldüğünü belirten Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklaması şöyle devam etti:

"İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesinin 26 Mart 2012 tarihli yazısı ile, bir kısım belgelerin asıllarının bulunup bulunmadığının araştırılması Hava Kuvvetleri Komutanlığından talep edilmiştir.


Sadece Mahkemenin göndermiş olduğu toplam 35 evrak ile sınırlı olmak üzere, 05 Haziran 2012 tarihli yazıyla; asılları mevcut olan, imha edilmiş olan ve hiç kaydı bulunmayan evrak şeklinde tasnif edilerek talepte bulunan Mahkemeye gerekli bilgi verilmiştir.

Bu tür haberlerin; halen devam etmekte olan davada adil yargılamayı etkileyebileceği ve ayrıca yargılanmakta olan kişilerin Anayasa ile güvence altına alınmış olan masumiyet karinesini zedeleyebilecek bir mahiyette olduğu değerlendirilmektedir."

Genel kurmay skandal saldırılarda şehit olan insanlarımız için yapıldığı iddia edilan soruşturmaların da neticesini açıklasın. İhmallerin failleri kimmiş bilelim. Genel kurmay açıkladıysa Allah kelamı sanki töbe töbe.
Ben daha ufacık bir çocuktum 70'li yılların sonuydu terör zirvedeydi faili meçhuller gırlaydı büyüklerimizden hep "devlet yapıyor, askeriye yapıyor, mit yapıyor, emniyet yapıyor" gibilerinden konuşmalar işitirdim. On yıllar geçmiş şimdi hala o yalan bu bunun uydurması diyen zavallı cahiller var. Kafada saman da olsa anlayabiliyosun demek ki gübre olunca olmuyor işte ne yapacan la havle...

Hala beyinsizce yapılan savunmalar yapılıyor ya,malum gazetecinin cephanelikler ortaya çıktığı zaman,efendim asker ülke dış güçler tarafından saldırıya uğradığı zaman kullanılmak üzere gömülmüştür savunması ile aynı aptilik içinde savunuluyor.


Sayın İlker başbuğ açıklama yapmıştı.Boru kısmını es geçiyorum.Hani bunlar TSK envanterinde yok dediği bombaların,MKE tarafından tarih,seri no,teslim edildiği yer açıklanmıştı,TSK dan tık yok,onurlu biri kendisi altları tarafından kandırıldı ise kafaları kopartması lazımdı yada kendi kafasına sıkması lazımdı.

Harbi sizler yağmur yağsa,sel olsa hükümetten bulursunuz yada cemaatten.Sizleri izlemeyi pardon sizlere gülmeye devam ediyoruz.

Birde şu kaynak olarak kopyala yapıştır,oda tv saçmalıkları yok mu.? Ne günlere pardon ne kaynaklara kaldık.

Hilmi ÖZKÖK te mi yalan söylüyor.O da mı saman kafalı amerikan askeriydi.Adam verdi ifadesini amacının dışına çıkmıştır diye.Ben bu tipleri anlamıyorum ya.İşlerine gelince masumiyet karinesi derler bekleyelim derler,gelmeyince ya bunlar amerika oyunu sahte,saçma sapan işler derler.Yemiyor mu bekleyin dava sonuçlansın ne olduğu ortaya çıksın.Casusluk davasında beraat eden askerlerimizin alnını öpüyoruz düşman mı olduk o askerlerimize.Bu sabırsızlık neden anlam verebilmiş değilim

Devletin etkin kurumlarındaki Amerika yi sevmeyen vatansever devlet görevlileri tespit edilip suçlanıp etkisizleştiriliyor.
Devlet kadrolarına artik ABD yi seven samantv izleyen saman gazetesi okuyan saman kafalılar hakim.
Püriten evanjelizm kazanacak Müslümanlar kaybedecek.
Teslis kazanacak vahdaniyet kaybedecek.
Püriten evanjelistler her türlü hileyi yapıyor.

Sizin vatansever dediğiniz eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden ÖRNEK ,günlüklerinde Sabırsızlıkla darbe isteyen Jandarma Genel Komutanına "Dur hele Şenercim ! Amerikalı DOSTLARIMIZIN istemediği bir darbeyi nasıl yapabiliriz!! demiş midir ,dememiş midir???

Alıntı:

---

bestseller rumuzlu üyeden alıntı

Sizin vatansever dediğiniz eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden ÖRNEK ,günlüklerinde Sabırsızlıkla darbe isteyen Jandarma Genel Komutanına "Dur hele Şenercim ! Amerikalı DOSTLARIMIZIN istemediği bir darbeyi nasıl yapabiliriz!! demiş midir ,dememiş midir???

---

Demiştir ama bi sor neden demiştir?


http://www.youtube.com/watch?v=kASUqbW2oaM

http://www.dailymotion.com/video/xkdhbp_dunya-duzeni-sevr-den-bop-a-turkiye-25-mart-2009_news

Alçaklığın sınırı yok. Bu tiyatro oynanıyor! Yerseniz!



Balyoz davasında delil olarak kullanılan metinin fontu için Microsoft'tan açıklama geldi.
Microsoft'un bu açıklaması Balyoz davasının tüm seyrini değiştirebilir.

Balyoz sanığının açtığı davada Microsoft’tan bir yazı geldi: “Balyoz metninde kullanılan fontu 2007’de piyasaya sürdük.” Balyoz Planı’nın tarihi ise 2003

Vatan'dan Öge Demirkan'ın haberine göre Yargıtay aşamasında olan Balyoz davasını ilgilendiren çarpıcı bir gelişme, geçtiğimiz günlerde Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yaşandı. Mahkemeye gönderilen bir belge belki de Balyoz davasında yargılanan başta havacılar ve denizciler olmak üzere birçok askerin serbest kalmasına yol açacak.

‘Calibri fontu’

Yazının tamamı:http://www.internethaber.com/microso...ir-521915h.htm

Ben bu gün ki jandarma genel komutanı orgeneral Bekir Kalyoncu nun ne zaman tutuklanacağını merak ediyorum.
Adamcağız Türkiye bölünüyor diye bir rapor yayınladı bakalım başına neler gelecek.

Yargıtayın balyoz kararı...
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/24883275.asp

Alıntı:

---

mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı

http://www.dailymotion.com/video/xkdhbp_dunya-duzeni-sevr-den-bop-a-turkiye-25-mart-2009_news

---

Görev tamamlandı:Türk ordusu tasfiye edildi, emperyalist tertip sona erdi.

Kimi aylarca, kimi yıllarca cezaevinde kaldı. Bugün mahkeme “beraat” dedi. Geriye cezaevinde geçen 1225 günün hikayesi kaldı…

Düzmece belgelerle TSK’nın en gözde subayları ve emekli paşaları yıllarca cezaevinde kaldı. Kimi hastalandı, kimi yaşamını yitirdi… 2010′da başlayan zulüm bugün itibariyle sona erdi. Geriye kurmaca delillerle karartılan hayatlar kaldı… Aralarında ordunun seçkin isimlerinin de bulunduğu yüzlerce emekli-muvazzaf general ve subayın kararan hayatları kaldı. İşte sürecin hikayesi…

BARANSU’NUN BAVULUYLA BAŞLADI

Balyoz darbe planı ilk olarak Taraf gazetesinin 20 Ocak 2010 tarihinde Mehmet Baransu, Yıldıray Oğur ve Yasemin Çongar imzalı haberinde açıkladığı 2003 tarihli “Balyoz Harekât Planı” başlıklı belgeler ile gündeme geldi. İddialara göre plan, dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın liderliğindeki cunta tarafından hazırlandı.

22 ŞUBAT 2010′DA GÖZALTILAR BAŞLADI

30 Ocak 2010 günü, daha sonra mahkemede sanıklar tarafından, kumpası kuran polislerle ilişkisi ispatlanan Taraf muhabiri Mehmet Baransu elindeki belgeleri bir bavul içerisinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne teslim etti. Dosya için Mehmet Berk, Bilal Bayraktar ve Ali Haydar adlı savcılar görevlendirildi. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet savcıları yaklaşık bir aylık incelemeden sonra 22 Şubat 2010 günü aralarında emekli generaller ve muvazzaf subayların da bulunduğu 49 askeri gözaltına aldı. 4 gün sonra soruşturma kapsamında 13 ilde 1′i emekli 17′si muvazzaf 18 asker daha gözaltına alındı. 3 Mart 2010 günü tutuklananların sayısı 41′e ulaştı. Aylarca ağır aksak süren iddianame sürecinin ardından dava başladı.

19 TEMMUZ’DA DAVA BAŞLADI

19 Temmuz 2010′da İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi İstanbul Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ergül, Murat Yönder, Süleyman Pehlivan ve Ali Haydar’ın hazırladığı iddianameyi kabul ederek tamamı asker 196 kişi hakkında dava açtı. 968 sayfalık iddianamede sanıklara “Türkiye Cumhuriyeti yürütme organını cebren ıskat ve vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs etmek” suçlaması yöneltildi. Fakat eski TCK’nın 61/1. maddesine dayanılarak “eksik teşebbüs” nedeniyle cezalarda indirim yapılması istendi ve her sanık için 15 yıldan 20 yıla kadar hapis talep edildi.
balyoz-cezaevi-manseti
MAHKEMEDEN CEZA YAĞDI!

21 Eylül 2012′de sanıkların son savunmalarının da tamamlanmasının ardından mahkeme karar için toplandı. Mahkeme şu kararları verdi. Eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına’ya “Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Fakat eksik teşebbüs indirimi nedeniyle 20 yıl hapis cezasına çevrildi.

Orgeneral Bilgin Balanlı, Korgeneral Engin Alan, Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık, emekli Orgeneral Ergin Saygun, emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü, emekli Korgeneral Nejat Bek, Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, emekli Korgeneral Yurdaer Olcan ve emekli Koramiral Kadir Sağdıç, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri ve emekli Albay Cemal Temizöz’ün aralarında bulunduğu 78 sanığa 18′er yıl hapis cezası verildi.

Emekli Albay Dursun Çiçek,Hava Kuvvetleri Komutanlığı Başsavcısı Ahmet Zeki Üçok, emekli Korgeneral Tevfik Özkılıç, emekli Albay Fikri Karadağ ve emekli Tuğgeneral Rıfkı Durusoy’un da aralarında bulunduğu 214 sanığa ise 16 yıl hapis cezası verildi.

HAVELSAN Genel Müdürü Faruk Yarman’ın da aralarında bulunduğu 28 kişiye, 13 yıl 4 ay hapis cezası verildi.
Albay Hakan Büyük’e 6 yıl hapis cezası verildi.
36 sanığın beraatına karar verildi.
Tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamına, duruşma salonundaki 6 tutuksuz sanığın tutuklanmasına, 69 sanık hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar verildi.
Haklarında yakalama kararı olan sanıklar Ali Göznek ve Ahmet Gökhan Rahtuvan ile tedavi olduğu için savunması alınamayan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ün dosyası ayrıldı.
Dava’da hakların ihlal edilmesi sebebiyle Anayasa Mahkemesi yeniden yargılama kararı verdi(18 Haziran 2014). Tutuklular 19 Haziran 2014 itibari serbest kaldı.

FLAŞ İSİMLER TUTUKLANDI!

Sözde yargılama sonucu; Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına’ya 20 yıl hapis, Emekli Korgeneral Engin Alan, Süha Tanyeri, Feyyaz Öğütçü, Mehmet Otuzbiroğlu, Şükrü Sarıışık, Kadir Sağdıç’ın aralarında bulunduğu 78 sanığa 18 yıl hapis, 214 sanığa 16 yıl hapis, 28 sanığa 13 yıl 4 ay hapis, 1 sanığa 6 yıl hapis cezası verildi.

Yargıtay 9. Dairesi 9 Ekim 2013 tarihinde verdiği kararla sanıklara verilen kararları büyük oranda onadı. Yargıtay 9. Daire kararında 88 sanığa verilen mahkûmiyet kararlarının bozulmasına ayrıca sanıklardan tutuklu olanların da tahliyesine karar verdi.

AYM KARARI KUMPASI BOZDU

Anayasa Mahkemesi 18 Haziran 2014 tarihinde verdiği tarihi kararla Balyoz davasında hak ihlali olduğuna karar verdi. AYM verdiği kararında tanıkların dava başlangıcından itibaren belirttikleri tanıların dinlenmemesini, dijitallerin sahteliğine ilişkin çelişkilerin giderilmediğine hükmetti.

VE BUGÜN KUMPAS TAMAMEN ÇÖKTÜ!

Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” yönünde verdiği kararın ardından yeniden görülen “Balyoz Planı” davasında, kapatılan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 236 sanık hakkında verdiği mahkumiyet hükmünün iptaline karar verdi. Tüm sanıklar için ayrı ayrı beraat kararı verildi.http://www.ilk-kursun.com/haber/222631/gorev-tamamlanditurk-ordusu-tasfiye-edildi-emperyalist-tertip-sona-erdi/

"Kumpas "bugün" tamamen çöktü"
Bugün ne oldu?
Türkiye genelinde elektirikler kesildi, bir savcı odasında hunharca katledildi, 260 mahkumun hükümleri iptal edildi beraat ettiler kurt puslu havayı sever...

Sizi tarih yargılayacak!

Türk ordusuna kurulan kumpasın izlerini önceden tespit ettiği için tutuklanıp 5 yıl 2 ay hapiste tutulan Mustafa Dönmez'in yılan hikâyesine dönüşen duruşmasına bir kez daha tanık oldum. Kumpasçıların "Genelkurmayın Papazı" adını verdiği Ordudonatım Yarbay Mustafa Dönmez, Zir Vadisi'nde 2 gün önce gömülen mühimmat yüzünden ordudan atılmak üzere iken emekliye sevk edilmişti. Kendisi cezaevinde iken gömülen ve 2 gün önceki gazetetelere sarılı mühimmat davasından yıllar sonra aklandı.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/si...ak-36351yy.htm