Hakaret sayılma kriterleri

İnternet üzerinde yazılan bir yazıya karşılık yazılan yazıya verilen:

"LAN xxxxx EFENDİ
xxxxx efendi, senin zihniyetin de aynı iktidardakiler gibi bozuk ne yaparsın? oran az olunca, zehirlenen çocuk sayısı az olunca ses çıkarmamalı, önemsiz demeli değil mi? şehit sayısı da askere gidenin binde biri değil, boşver demeli sana göre. ş.refsizleşmenin ve s.ytarılaşmanın anlamı yok. benim çocuğum her gün yarım litre süt içer sorun yok, okulda birinci gün zorla içirmişler rahatsızlandı. tesadüf mü bu? sen ve senin gibiler olduğu sürece işimiz zor bizim bu ülkede..."

cevabı hakaret içeriyor mu?

Lan kelimesi kullanımı bakımından başlı başına hakarettir.Cevabınız hakaret içerir.

Cevap benim değil; bana karşı kullanıldı.

Tamam orayı gözden kaçırmısız. Lakin bu halde dahi hakaret olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yani kimin kime söylediği önemli değil.

Adamın çocuğu sütten zehirlenmiş , sende adama zehirlenenlerin oranı az demişsin. Adamı tahrik etmişsin. Senin çocuğun zehirlenseydi savunacakmıydın sütü. Süt konusunda yorumu bilim insanlarına bırakmalısınız. Ben sütler bozuktu şöyleydi demiyorum şunu diyorum adamın çocuğu bi şekilde hastalanmış adam konuya dahil , sizin amacınız ne bu konuya katılmakta belliki siyasi

Geçenlerde Milliyetde bu konu ile ilginç bir yazı vardı. Aynı veya benzer ifadelerin kullanıldığı farklı davalarda hakimler birbirine zıt kararlar verebiliyor.

Mesela, "lan" lafı hakimine göre hakaret olabilirde olmayabilirde.

Neticede Türk hukuk sistemi baştan sona böyle. Tamamen bir başıbozukluk ve keyfilik var. Madem her şeye hakimler karar verecek, kanuna ne gerek var? Mafia adaleti gibi, adam kafasına göre basıyor kararı.

Alıntı:

---

hukukhayrani rumuzlu üyeden alıntı

Adamın çocuğu sütten zehirlenmiş , sende adama zehirlenenlerin oranı az demişsin. Adamı tahrik etmişsin. Senin çocuğun zehirlenseydi savunacakmıydın sütü. Süt konusunda yorumu bilim insanlarına bırakmalısınız. Ben sütler bozuktu şöyleydi demiyorum şunu diyorum adamın çocuğu bi şekilde hastalanmış adam konuya dahil , sizin amacınız ne bu konuya katılmakta belliki siyasi

---

"Zehirlenenlerin oranı az, bü yüzden bu kadar çocuk sütten zehirlenip ölse de sorun değil" gibi bir anlam çıkarmış zannedersem yorum sahibi. Mesajımı okumadan cevap vermiş olmalı.
Ben mesajımda, 17,000 çocuk bu sütten içtiği halde 15 tanesi hastalandıysa bunu süte bağlamanın mantığa aykırı olduğunu anlattım.
Bunu bilmek için de sadece çocuk yetiştirmiş olmak ve süt nedir bilmek, az da matematik ve olasılık hesabı bilmek kâfi.

Alıntı:

---

cemil1 rumuzlu üyeden alıntı

Geçenlerde Milliyetde bu konu ile ilginç bir yazı vardı. Aynı veya benzer ifadelerin kullanıldığı farklı davalarda hakimler birbirine zıt kararlar verebiliyor.

Mesela, "lan" lafı hakimine göre hakaret olabilirde olmayabilirde.

Neticede Türk hukuk sistemi baştan sona böyle. Tamamen bir başıbozukluk ve keyfilik var. Madem her şeye hakimler karar verecek, kanuna ne gerek var? Mafia adaleti gibi, adam kafasına göre basıyor kararı.

---

Duygularıma tercümansınız.Bir sürü avukatla görüştüm.Birinin dediğini biri yalanlıyor.Biri bu iş böyledir diyor, diğeri bir avukat bunu nasıl bilmez diyor.E diyorum iki iki dört ederse nasıl böyle boşluklar çıkıyor ki ortaya.Halbuki yazılı bir kanunumuz var (!)

Bir sitede direkt başbakanın ismi verilerek başbakan'a karşı yapılmış "yüzyılın yalancı düzenbaz sahtekarı" hakaret içeriyor mu? İçeriyorsa bunu nereye şikayet edebiliriz? Bulunduğumuz yerin savcılığı dışında net ortamında şikayetimizi iletebileceğimiz resmi bir yer var mı?

En kolayı savcılık. Ben ilk defa gittim; çok uğraşacağım zannetmiştim ama adliyeye girmemle çıkmam arasında 1 saat yoktu. Çok güzel ilgilendiler.

Savcılığa gitmenle çıkacak sonuç arasında bir ilişki kurman anlamsız olmuş. Sanırım savcı hemen kararını vermemiştir. Ayrıca kimine göre hakaret kimine göre değil ne yaptıkları belli değil diyen arkadaşlar içinde şunu belirteyim eminim savcılarımızda hakimlerimizde bunu biliyorlardır, sadece karşı tarafın sözünü alıp o şekilde yorumlarsanız karşı tarafı idam ettirmeniz gerekir o zaman. Biri ile tartışıyorsanız bunları ona söyletmenizin sebebleri ile birlikte değerlendirilir. Siz karşı tarafta çocuğu zehirlenmiş birine bu şekilde neden yanaştığınızı yada konuya nasıl müdahil olduğunuzu anlamadım eğer okul tarafının avukatı değil iseniz karşı tarafı bu şekilde tahrik edip sonrada ben sana gösteririm deyip mahkemeye verdiyseniz savcı ben olsaydım cezayı size keserdim emin olun.

Bence konuşmalarda biraz da karşınızdaki insanın psikolojisini de düşünerek tartışmaları yumuşak seviyede götürmek. Herkes kendisine lan diyeni mahkemeye verse yargının işi gerçekten çok zor.

Sayın memosmemos;
Bir sütü onbin kişi içip üç tanesinin karnı ağrırsa bu sütten değildir.
Çünkü süt içmemiş herhangibir onbin kişi alırsanız, bunlardan en azından yüz tanesinin karnı ağırır.
Süt içen onbin çocuklardan da en azından yüz tanesinin karnı ağrımıştır. (*)
Ama bunların sadece üç tanesi bunu süte bağlamış.
Evet, Benim çocuğumun karnı ağrısa; "sütten oldu" diye bağırmam. Neden olduğunu bulmaya çalışırım.
Ayrıca şunu unutmayalım:
Ben hatalı bir laf etmiş olsam bile, bu karşıdakine ancak ŞİKAYET HAKKI VERİR. Hakaret hakkı vermez.

"Ne kadar bilirsen bil, karşındakine iletebildiklerin ancak onun anlayabileceği kadardır" düsturunca, bundan ziyade izaha da lüzum görmüyorum artık.

(*)Verilen rakamlar temsilidir

Süt üretim fabrikaları Pastörize işlemlerinde yeteri kadar dikkatli olmamışlar.
İnsan sağlığı ile oynayanlar cezalarını çeksinler.

Şunu söyleyeyim eğer 10 bin kişiden 100 kişinin karnı ağrıdı ise aralarında karışmış olan sütlerden kaynaklanmadığnı nereden bilebilirsiniz. Araştırma sadece süte bağlı kalınmamalı tabi ki ama hepsi araştırmalı. Aslında bu konunun o kadar uzatılacak bir şeyide yoktu arkadaş hastaneye götürse zaten neyin sebep olduğu ortaya çıkardı. Benim burada anlatmak istediğim süt vs. değil.

Lan kelimesi her ne kadar yargıtay tarafından sövme olarak gözüksede gerçek anlamlarını araştırdığınızda lan kelimesi herhangi bir küfür anlamı içermemektedir. Oğlan kelimesinden gelme (buradaki oğlan babanın çocuğu için dediği bu benim oğlan) kelimesi ile aynıdır ve argo olarak kullanıldığı için samimi arkadaşlar arasında dostluk ifadesi olarak anılırken, kavgalı iki kişi arasında beni kızdırma gibi anlamlara gelebilir. Bu sebeple karşı tarafında konuşmaları değerlendirilerek hakimlerim bir kısmı bunu hakaret olarak sayarken bazıları saymayabiliyor.

Senin diğer yorumlarına da baktım çok üstünkörü yaklaşan birisin konulara.
Eğer maksat şikayet ise bu konuşma içerisinde bana yazmış olduğun "Ne kadar bilirsen bil, karşındakine iletebildiklerin ancak onun anlayabileceği kadardır" sözüde hakaret içermektedir çünkü konuya göre incelersek bana gerizekalı veya aptal demenle eşit anlama geliyor. O zaman bende seni savcılığa vereyim herkes birbirini versin.

Anladığım kadarı ile karşı taraf ile yazılı olarak görüşmüşsün ve olay tartışma haline gelmesine rağmen sen yazışmayı kesebilirdin ancak kesmeyip karşı tarafın neyi doğru olarak kabul ettiği veya etmediği de önemli değil, ısrar ederek karşı tarafın sana hakaret etmesine kadar beklemişsin. Konuyu bu duruma siz mi getirmiş oluyorsunuz karşı taraf mı?
Bu insanların hepsi bizim vatandaşlarımız kimse bizim düşmanımız değil, anlaşamıyorsanız yazışmayı bırakırsınız ilerlemez konu uzatılıyorsa ve sonunda işi mahkemeye götürmeye kadar geliyorsa o zaman altniyet unsurlarıda doğmuş oluyor.

Özellile Avukat isen eğer istatistiklere değil delillere dayanarak yanıt vermen gerekiyor. Yani konuşmalarına bakılırsa senin elinde sütten kaynaklanmadığına dair de bir bilgi yok sadece rakamsal istatistiklerle değerlendirme yapıyorsun. Süte bir kimsayal madde karıştırmışlar diyelim 1000 kişi içer fakat bir kişide reaksiyon gösterebilir neden çünkü bu bir kişide buna karşı alerji vardır. Bunlar tamamen tıbbı olarak inceleme yapılması gerekir. O vatandaş sonuçta canı bu konularda insanların objektif yanaşmasını beklemeyemessin çünkü o sütten diye ısrar edebilir bu araştırılır ve doğrusu resmi olarak bildirilir. Fakat sen Avukat olarak buna karşı çıkman ve elinde hiç bir belge yada dayanak olmadan gerçekten çok tuhaf.

Yargımızın işi gerçekten çok zor, ne diyeyim.

Gerekçeli karar bugün yayınlandı. Buna göre sanıklar hakkında indirimleri bindirimleri atlıyorum; 48'er gün APC verildi. 20 liradan paraya çevrildi ve HAGB kararı verildi. 5 yıl denetimli. Henüz kesinleşmedi.