Hukuk Eğitimi 5 yıl olmalı

HABER:
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 4 yıllık hukuk eğitiminin, hukuk müktesebatını elde etmede yeterli olmadığını belirterek, ''YÖK Başkanı ile geçmişte yaptığımız bir toplantıda bu eğitimin en az 5 yıl olması konusunda görüş birliğine varıldı'' dedi.

Çiçek, İstanbul Barosu'nun kuruluşunun 128. yılı dolayısıyla Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen ''Uluslararası Adalete Erişim Sempozyumu''nun açılışına katıldı.
Kürsüye gelen Bakan Çiçek konuşmasına başladığı sırada, İstanbul Barosu ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi olduğu öğrenilen avukat Taylan Talay, konuşmak istediğini belirterek, bakanın sözlerini kesti. Bunun üzerine Talay, korumalar ve güvenlik görevlilerince salondan çıkarıldı.

Bakan Çiçek, bunun üzerine ''Problem yok. Benim için sürpriz değil. Kimsenin görevini yapmasını engelleyemeyiz. Lütfen'' diyerek salondakileri sakinleştirmeye çalıştı. Konuşmayı kesip gitme niyeti olmadığını belirten Çiçek, ''Sonuna kadar konuşmaya devam edeceğim'' dedi.

Çiçek, yargıya erişimin, usul ve kitabına, uluslararası hukuka uygun olması gerektiğini ifade ederek, ''kabadayıca'' bir yaklaşımın yargıya erişim olarak itelendirilemeyeceğini söyledi.

Yargıya erişimin sadece Türkiye'nin ihtiyacı olan bir konu olmadığını, bunun, uluslararası camianın da gündeminde bulunduğunu anlatan Çiçek, ''Yargıya erişimle ilgili sorunların çözümlerini kendi içimizde bulmamız mümkün değil. Bunlar sorunları kısa süreli çözecektir. Sorunların çözümünde daha önemli ve uluslararası boyutta
adımlar atılmalı'' diye konuştu.

Türkiye'deki hukuk eğitimi üzerinde ciddi şekilde düşünülmesi gerektiğini kaydeden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''70 milyonluk ülkede, 31 hukuk fakültesi var. Bu sayı bir açıdan bakıldığında göğsümüzü kabartıyor. Ama buna rağmen kaliteli bir eğitim var mı dersek, bu konuda geriye gittiğimizi herkesin kabul etmesi
gerekir. Bugün sadece 5 hukuk fakültesinde, hukuk programlarını uygulayacak bilim adamı var. 4 yıllık hukuk eğitimi, hukuk müktesebatını elde etmede yeterli değil. YÖK Başkanı ile geçmişte yaptığımız bir toplantıda bu eğitimin en az 5 yıl olması konusunda görüş birliğine varıldı. 4 yıllık eğitimle bu kadar karmaşık hukuki
konuları ve adalete erişim projelerini hayata geçirmede ciddi şekilde zorlanıyoruz.'' Bu arada, toplantıda, bakanın konuşması sırasında ÇHD üyesi bir
avukatın bildiri dağıtma girişimi de engellendi.

KAYNAK: MYNET

Alıntı:

---

Çiçek, yargıya erişimin, usul ve kitabına, uluslararası hukuka uygun olması gerektiğini ifade ederek, ''kabadayıca'' bir yaklaşımın yargıya erişim olarak nitelendirilemeyeceğini söyledi.

---

Kabadayı mı? Bu kelime bana hiç yabancı gelmiyor, ya size?!

Alıntı:

---

70 milyonluk ülkede, 31 hukuk fakültesi var. Bu sayı bir açıdan bakıldığında göğsümüzü kabartıyor. Ama buna rağmen kaliteli bir eğitim var mı dersek, bu konuda geriye gittiğimizi herkesin kabul etmesi
gerekir."

---

Ha bir de buna takıldım, eğitim süresi ister 5 yıl olsun ister 50 yıl olsun, hukuk fakültesi sayısı ise ister 31 olsun ister 131 olsun; gerekli alt yapın yoksa, yeterli ve kaliteli kadron yoksa ve tüm bu sıkıntılara rağmen mantar gibi hukuk fakültesi açıyorsan üstelik bu duruma bir de göğsün kabarıyorsa ne hukuktan anlıyorsun, ne eğitimden! Biraz geç olmadı mı geriye gittiğimizi, kalitenin rastgele üniversite açarak sağlanamayacağını anlamak?..

Offffff offff...

Açılacak üniversitelereden kalite mi bekliyorlar? İyi yetişmeyen hukukçudan iyi hoca da olmaz. 3. sınıftayken asistanımıza Ticaret Kanunundaki iki hükmün birbiriyle çeliştiğini düşündüğümü ve ne yapmamız gerektiğini sordum, cevap veremedi. Diplomalı işsiz yetiştiren bölümlere alıştık ama hukukçuların bu düzeye inmemesi gerekir ama gidişat onu gösteriyor. Haa maksat AB 'ye bakın bizde ki üniversite mezunu oranına, siz bizden gerisiniz demekse tabi ki bu mantıkla hertürlü saçmalık yapılabilir.

merak ediyorum acaba hukuk fakültelerindeki sorunları devlet büyüklerimiz bugüne kadar neden hiç masada tartışmadılar.bunların içinde hukukçuların sayısıda fazla.bugün en az 7,8bakan hukukçudur. sorun hukuk fakültelerinin kaç sene olacağı değil.kaç sene olacağı en önemsiz sorunlardan diyebilirim.örneğin bazı fakültelerde tek anfide 400 kişiyle ders yapıyorlar. bence böyle bir eğitimden zerre kadar fayda yoktur.daha neler neler var. saymakla bitmez

15 yıl olsa neyazar.ne öğretiyorsun ki. sanki öğretim süresini arttırınca sorun çözülecek.bakan olarak hukuk devleti inancı olduğundan şüpheliyim.önemli olanın içerik olduğunu hala anlamamış.sanıyor ki 5 yıla çıkartırsak daha iyi hukuk çu yetişecek.bu ülkede bu ekonomik ,bu sosyal yapı ve sistem içinde hukukçu yetişmez yetişsede hukukçu olamaz.gerisi lafı güzaf.

sen önce bağımsız yargı var mı yok mu bu ülkede onu anlat.işin temeli çürükken yok 5 yıl olsun vesair nedenler.

yargı yürütme ve yasamanın hegomanyası altındadır.hiçbir zaman bağımsız olmamıştır.bağımsız olursa yolsuzlukları nasıl yapacaklar,bağımsız diyen adamın hukukçu olmadığı açıktır.

Bu tarzda bir eğitimle değil 5 yıl 15 yıl yapsalarda fayda etmez.Hele yüzlerce kişi aynı anfide 20 sene ders alsa yine adam akıllı hukukçu çıkaramazsınız.Olay ne kadar eğitim verdiğimiz değil nasıl eğitim verdiğimizidrr

Alıntı:

---

Bu tarzda bir eğitimle değil 5 yıl 15 yıl yapsalarda fayda etmez.Hele yüzlerce kişi aynı anfide 20 sene ders alsa yine adam akıllı hukukçu çıkaramazsınız.Olay ne kadar eğitim verdiğimiz değil nasıl eğitim verdiğimizidrr

Ekleyen: Girneli*-*11/04/2006*:* 12:18:56

---

sayın Girneli'nin tespiti yerinde ama bence biraz eksik.Zira Bakan'ın bu konudaki gerekçesi atlanılıyor.Müktesabatın artması ve bunları öğrenmeye 4 yılın az geldiğini ileri sürüyor.Bu çok hatalı bir gerekçe.Milli Eğitimin yıllardan beri bir türlü çözemediği "eğitim sistemindeki ezber sorunu" demek adaletten sorumlu siyasimize henüz ulaşamamış.
Ezberle hukukçu yetişecek olsaydı,hukuk metinlerini(müktesabatı) yükler,bilgisayarlarla sorunu çoktan çözerdik.Üstelik bizdeki ana kanunlarda madde sayısı Avrupa ülkelerinden çok çok az.Şimdi aceleyle MK değişkliği,ardından Ceza kanunları değişikliği gerçekleşti.Onlarca yıldan beri çalışan komisyonlar biraz daha araştırsalardı,Avrupa'nın ortak bir hukuk düzeni (Usul Hukukundan başlayarak) oluşturduğunu fark ederlerdi.Yeşil belge(yahut kitap) bunlardan sadece biri.

Konu nicelik , nitelik tartışmasından ibaret.
Ben de hukuk fakültelerindeki eğitim süresinin 2 seneye düşürülmesini öneriyorum. Fakülte sayısının da 1000 olmasının uygun olacağı kanaatindeyim.

Ben De Hukuk Fakültesi Eğitiminin 5 Yila çikartilmasindan Yanayim. Ancak Bu Sadece şekli Göstermelik Bir Değişiklik Olmamali Olmamali, Müfredata özellikle Sosyoloji Ve Psikoloji Derslerinin De Eklenmesi Gerektigi Gorusundeyim.

Bende hukuk eğitiminin süresinin bu şartlar altında uzatılmasının bir önem arz etmeyeceği kanısındayım. Sorunun daha çok toplumsal olduğunu düşünüyorum. Halkın içine hukuk devleti, hukukun üstünlüğü gibi kavramlar sinmedikçede istediğimiz kadar iyi hukukçu olalım fark etmez. En nihayetinde verdiğimiz kararları, savunduğumuz düşünceleri uygulamaya koyacak kadrolar yetiştirilmedikçe sorun dahada büyüyecektir. Unutmayalımki yargı erkini oluşturan kurumlarda bulunan hakim, savcı, avukatlar bu ülkenin en iyi yetişmiş kadrolarındandır.

Hükümetten yargı reformu gibi taleplerde bulunmak bence biraz boştur. Tek beklentimiz yargıyı daha fazla yıpratmamaları ve hukuk fakültelerinde de kadrolaşmamaları olmalıdır.

Elbetteki 4 yıldan 5 yıla çıkarmak iyidir ama sorunun temelden çözülmesi lazım.

Hukuk Eğitiminin 5 yıl olması sorunlara çözüm getirmez.Eğer sorunlara çözüm isteniyorsa Hukuk eğitiminde eksik olan kısım yani Mesleki Eğitime önem verilmeli.Mesleki Eğitimin önü açılmadan hukuk fakültesinin 5 yıl olması tek başına yeterli olmaz.Bazı Avrupa ülkelerinde hukuk eğitimi süresi kısa ancak mesleki eğitime önem veriliyor ve eksiklikler gideriliyor.Bunun yanında sınıflar çok kalabalık ve derslerde öğrenciler öğretmenin karşısında pasif.Öğrenci aktif öğretmen pasif olmalı ki öğrencinin kendine güveni olsun.Ne yazık ki biz hukuk öğrencileri bunların dezavantajlarını yaşıyoruz.Sanırım bizlere yazık oluyor.

Bence 5 yıl değil,7 yıl olmalı, zaten iyi hukuk eğitimi veren fakültelerde öğrenciler ortalama bu sürede bitirebiliyorlar fakülteyi.Diğer taraftan ülkede 31 tane hukuk fakültesi olmasının (ki gerçek rakam 40 a yakındır) övünülecek hiçbir yanı yoktur.Bu gün, hakim savcılık yazılı sınavını kazananlar ayrılan kontenjanı bile doldurmuyorsa,Adalet Bakanlığı şoför alımı için yaptığı ilanda "hukuk fakültesi mezunlarına öncelik verilecektir" ibaresini koyuyorsa durup düşünmek gerekir.

Bence,hukuk fakültelerinin sayısının azaltılması hatta önümüzdeki 15-20 seneye kadar yeni hukuk fakültesi açmasının engellenmesi gerekiyor.

NEDEN?Çünkü yeni hukuk fakülteleri için mevcut fakültelerdeki akedemisyenler transfer ediliyor.Bu, özellikle "özel hukuk fakülteleri" için yapılıyor.Artık lise,ilköğretimdeki gibi boş dersler söz konusu oluyor.Hukuk fakültesindeki boş ders de asistan hocayla kapatılmayacak kadar önemli değil mi?

Haftanın belli bir günü Eskişehir'de belli günleri Kıbrıs'ta belli günleri Antalya'da olmak vs... bir Akademisyen için mümkünken ,verimli ders anlatmanın mümkün olmadığının altını çizmek gerek.

Son ileti 2007 yılında yazılmış. Şu an 2011 yılındayız ve Hukuk Fakültesi sayısı 50'yi buldu.

Bununla da yetinilmedi pek çok fakültenin kontenjanı artırıldı, örneğin benim de şu an okuduğum Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi. Yaklaşık 2000 kişiyle ufacık sınıflarda, anfilerde ders işlenmeye çalışılıyor.

Hukukçu değil Hukuk teknisyeni yetiştiriyor diyebilirim artık üniversiteler. Tercih formunda hata kaza işaretleyen bile Hukuk Fakültesi'ne geliyor.

Alıntı:

---

Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı

Konu nicelik , nitelik tartışmasından ibaret.
Ben de hukuk fakültelerindeki eğitim süresinin 2 seneye düşürülmesini öneriyorum. Fakülte sayısının da 1000 olmasının uygun olacağı kanaatindeyim.

---

Bu karmaşıklıkta bir konuya şöyle düşündürücü ve saçma bir cevap yazayım: eğitim süresi 1000 yıl fakülte sayısı 2 olmalı.
Zira bu durum bugün Türkiye'deki durumdan daha saçma değil. :DD

Kanımca hukuk fakülteleri kaldırılsın. Çünkü ülkede herkes zaten kendini hukukçu sayıyor. Hukuki işlerde bir hukuk profesyonelinin görüşüne itibar dahi edilmiyor. Baro başkanı çıkıyor, ülkede yargı bağımsızlığı da basın özgürlüğü de kalmadı, bu yargının kendine ayrıcalık istemesi, bu basının ayrıcalık istemesi değil, özgür düşüncenin teminatıdır diyor ama sanki kendisi siyasi, sanki kanarya sevenler derneğinin başkanı gibi muamele görüp, kaale dahi alınmıyor. Herkesin kendisine göre bir adalet hissi muhakkak vardır. Ama herkesin kendi içindeki adaleti hissini uygulamaya çalışması kaos oluşturacağı ise geçtiğimiz asırlarda sabittir. Bunun için evrensel hukuk ilkeleri düşünülmüştür. Peki hukuk fakültelerini kaldıralım, zaten daha fazla açılırsa zaten herkes hukukçu olacağına göre boşuboşuna da çocukları yormayalım, nüfus cüzdanları aynı zamanda avukat kimliği yerine geçsin... Osmanlı imparatorluğunda KADI olmak bile bu kadar kolay değildi!

Zaten yakındır hukuk fakültelerine olan ihtiyacın son bulması. Bir adliyede ilan panosunda hukukçuları eylem yapmaya çağıran bir duyuru gördüm. Konusu, yakın zaman sonra hukuk fakültesi mezunu olmayan kişilerin de hukuki müdafaa yapmasını mümkün kılan yasal düzenlemenin hazırlanıyor olmasıydı. Bu yasal düzenleme sonuçlanır ve bahsedildiği gibi yasalaşırsa işte o zaman korkalım hukuk camiası olarak. Zira ne hukuk fakültesi kalır ne avukatlık mesleğinin saygınlığı. Müdafaa ayağında teknik eleman olmayan bir sahaya dönüşme ihtimali olan hukuk sistemimizin çöküş sinyalleri olarak algılıyorum bu yasal düzenlemeyi. Hukuk fakülteleri dışında özel hukuk okulları açılabileceğini düşünüyorum bu gidişle. Üniversiteye hazırlıktaki dershaneler gibi. Ülkemizde hukuk camiasının acı gerçekleri bunlar maalesef.