-
Ortaya Karışık
'AB istedi, ayet çıkarıldı'
'AB istedi, ayet çıkarıldı'
CHP İstanbul Milletvekili, eski müftü İhsan Özkes, Avrupa Birliği'nin isteği üzerine, Cuma namazlarında okunan "Allah katında geçerli din İslam'dır' şeklindeki ayetin kaldırıldığını iddia etti.
Güncelleme:16 Aralık 2011 11:03
Halk TV’ye konuşan Özkes, cuma namazlarının sonunda okunan Al-i İmran Suresi’nin “Allah katında geçerli din İslam’dır” şeklindeki 19. ayetinin AB’nin “kaldırın” demesi üzerine “17 Şubat 2006 tarihinde, 230 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yazısı ile” kaldırıldığını öne sürdü.
Kendisi o dönemde müftü olan Özkes, “1400 yıldır bu ayet okunurdu. Ama bunlar kaldırttı. Bunların gerçek yüzü işte budur. Şeytanın aklına gelmedik şeyler AKP’lilerin aklına geliyor” dedi. Özkes aynı programda ayrıca; Meclis Camii’nde AK Partili milletvekillerine protokol seccadeleri verildiğini öne sürerek, “Bir AKP’li Düzce milletvekilinin danışmanı seccade getirdi. Arkasında ‘protokol seccadesi’ yazıyordu. Allah’ın evinde hiç değilse bunu yapmayın” dedi.
Özkes, “Başbakan geliyor camiye. Cemaat namaz kılıyor. Cemaatin arasında korumalar ayakta bekliyor. Allah’ın evinde hiç değilse bunu yapmayın. Allah’ın evinde insanlar eşittir. Hz. Peygamberimiz der ki, ‘İnsanlar bir tarağın dişleri gibi eşittir’. Ama bunlar bunu tanımıyorlar” eleştirisini yaptı.
DİYANET: HÂLÂ OKUNUYOR
Haberturk'ün haberine göre, Özkes’in iddiasına Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Abdülkadir Özkan şöyle yanıt verdi:
“Bu 2006 yılında çıkarılan ‘Hutbe nasıl hazırlanır?’ kılavuzunda yer alan bir konudur. Daha önce her hutbenin sonunda Al-i İmran Suresi’nin 19. ayeti okunurdu. Bu kılavuzda örnek hutbe metinleri yer alıyor ve Al-i İmran Suresi’nin yerine bir Hadis-i Şerif konuluyor. Bu kılavuzda ‘Al-i İmran Suresi kesinlikle okunmayacak, mecburi bu Hadis-i Şerif okunacak’ gibi bir madde yok. Çünkü örnek verilen duaların okunması zorunlu değil ve Al-i İmran Suresi’nin 19. ayeti halen bazı camilerde okunmaya devam etmektedir.” Konunun daha önce de tartışıldığını belirten Özkan, “AB istedi diye kaldırıldığını iddia etmek abesle iştigalden başka bir şey değil. İhsan Özkes’in hangi amaçla bunu yeniden ortaya çıkardığını bilemiyoruz, eski Üsküdar Müftüsü olarak aslında durumun böyle olmadığını herkes kadar biliyor” ifadesini kullandı.
DANIŞMANDAN AÇIKLAMA
Haberin Devamı
Özkes’in protokol yazılı seccade getirdiğini öne sürdüğü ve tarif ettiği kişinin AK Parti Düzce Milletvekili Fevai Arslan’ın danışmanı Erol Yemenici olduğu ortaya çıktı. Yemenici, “Cuma günü namaza gittim. Seccadenin renginin kırmızı olduğu doğrudur. Ancak arkasında ‘protokol seccadesi’ yazdığı iddiası gerçeği yansıtmıyor” dedi.kaynak:hurriyet.com
-
Cevap: Bu İddia Doğruysa ,Vay Diyanet'in Haline! Avrupa Birliği Ayeti Okuma dedi!Diyanet,kaldırdı!
Pek inanası gelmiyor insanın habere ama bir soruşturmak lazım evvela.
-
Soykırımcı Haçlıların Önde gideni Fransa ,Ermenileri Osmanlıya KİM KIŞKIRTTI!
Ermenileri ,1. Dünya savaşında ,silahlandırıp ,devlet kurma hayaliyle ,TÜRK 'lerin üzerine KİN VE NEFRETLE yollayan ÜLKE ,KARTOZİ'nin ülkesi miydi?
Kahramanmaraşta ,Gaziantepte .........FRANSIZ ÜNÜFORMALARI giyip........TÜRKLERİ .....camilere doldurup yakanlar ,KARTOZİ'nin ülkesi değil miydi?
Azmettiren ,ÖLDÜR DİYEN ,TÜRKLERİN soylarını kıran ,SOYKIRIMCI ermeni TAŞŞNAK'ların destekçisi ,KARTOZİ'nin ülkesi değil miydi?
Bu HAÇLI SÖMÜRGECİ; ülkenin YEDİĞİ SOYKIRIMLARI burada yazarsak , ANSİK LOPEDİK fransa LAĞIM kokuları yükselir, Bu LAĞIM kokularını da fransız parfümleri dahi kapatamaz.......
Sen önce ; LAĞIM KOKAN TARİHİNİN; kaypak zeminindeki ,ahlak ZAFİYETİ DOLU, SOYKIRMA uğrattığın ,halkların hesabını ver.........
AYNADAKİ; KAPKARA,ZİFİRLEŞMİŞ O SURATININ ,bir nebze griye dönmesi için ,TÜRK MİLLETİNDEN afdile........
TÜRKİYE artık , BU LAĞIM kokan ağızlara...........dersini vermek mecburiyetindedir......
TÜRK MECLİSİ'de ............soykırım kararları çıkartmalıdır.........
İLK çıkarılacak karar da .......ERMENİSTANIN TÜRK SOYKIRIMI işlediğine dair KARARDIR.......
AYRICA ,BÖLGEYE BÜYÜK SOYKIRIM ANITLARI YAPILACAK.......
CEZAYİRE de , SOYKIRIM ANITI ...........DİKİLMELİ.......KARTONİ ve Ülkesi............UZAKTAN ESERİNİ SEYRETMELİDİR........
MEDENİYET ALEMİNİN GÜNEŞİ TÜRKLÜĞÜ ........soykırımcı olarak niteleyen ülkelerle .......ABD buna dahildir........TÜM ekonomik siyasi,kültürel ilşkiler YENİDEN DÜZENLENECEK..........
ÖYLE PISIRIK DURMAKLA ,bu yalanları,İFTİRALARI engelleyemezsiniz........
TÜRKİYE ARTIK , TAAARRUZA GEÇMELİDİR.........
-
Cevap: Soykırımcı Haçlıların Önde gideni Fransa ,Ermenileri Osmanlıya KİM KIŞKIRTTI!
Akepe zihniyetinin TAARRUZDAN anladığı, ..........EN İYİ TAARRUZ SAVUNMADIR.........
Uçaklara doldur.........işadamlarını...........bürokratları .....siyasileri...........KLASİK HER DEVRİN ,kolay,zahmetsiz anlayışı....
FRANSAYA RİCACI OL..........
HALA , HAÇLILARI ,emperyalist sömürücüleri ANLAMIŞ..........
ONLARIN DİLİNİ çözememişsiniz........ONLARIN DİLİNİ ÇÖZMEK ,fransızca konuşmak DEĞİLDİR.........
TAARRUZ DİZ ÇÖKTÜRMEDİR..........AYAĞINA GETİRMEDİR.........
KİM KİME TAARRUZ ETMİŞ?
EYLEMLERİ AÇIKLA EYLEMLERİ............
NEYİ BEKLİYORSUN........
-
Cevap: Soykırımcı Haçlıların Önde gideni Fransa ,Ermenileri Osmanlıya KİM KIŞKIRTTI!
Fransa'nın çıkartmaya çalıştığı "Ermeni soykırımı yoktur" diyene ceza getirecek olan kanun herşeyden önce evrensel hukuk ilkelerine aykırıdır.
Çünklü, düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırıdır.
Buna benzer kanunlar bizim yakın tarihimizde de vardır.
Örneğin 1962 yılında "Tedbirler Kanunu" olarak bilinen bir kanun çıkartıldı.
Bu kanuna göre, 27 Mayıs darbesini eleştirmek yasaktı.
DP'lileri övmek yasaktı.
Yeni kurulan patilerin DP'nin devamı olduğunu söylemesi yasaktı.
İdam edilenleri (Menderes, Zorlu, Polatkan) övmek yasaktı.
İdam kararı veren cuntanın mahkemesini eleştirmek yasaktı.
Yasaklanan bu konularda roman, şiir, hikaye, anı, resim, karikatür yayınlamak yasaktı.
Bu kanundan sonraki günlerde Fuat Köprülü "siyasi bir af haksızlıkları da önleyecektir" diye bir laf etti.
Fuat Köprülü bu bu sözünden dolayı Tedbirler Kanunu'na muhalefetten kendisini Ağır Ceza Mahkemesinde buldu.
Ağır ceza mahkemesi, bu kanunun Anayasa'ya aykırı olduğunu belirterek, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
Bizim o zamanki "şanlı" Anayasa Mahkememiz, bu kanunun Anayasa'ya aykırı olmadığına karar verdi.
Hangi Anyasa'ya?
Gelmiş geçmiş en özgürlükçü Anayasa olduğu idia edilen 1961 Anayasa'sına..
İşte bizim hukuk tarihimizde de bu şekilde kara lekeler var.
İşte bizim Anayasa Mahkememizin de böyle kötü sicilleri var.
-
Türkiye'den Adliye Manzaralar - İş Yükü Dağ Olmuş - Çuvala Girmiş!
Eskişehir 2. ve 7. icra dairelerinde bin 200 dosya kayıp
27 Aralık 2011 11:56
Adalet Bakanlığı Müfettişleri ile 16 savcı ve polisin yaptığı incelemede, Eskişehir Adliyesi'ndeki bazı icra dairelerinde bin 200 icra dosyasının kayıp olduğu ortaya çıktı. Mahkeme aşamasındaki icra dosyalarının dışarıya çıkarılması yasak olmasına rağmen bazı avukatlık bürosu çalışanları tarafından torba ve çuval içerisinde adliyeden çıkarıldığının götürüldüğü belirlendi. Götürülen dosyalar geri istenirken olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Polis ise icra dairesinin arşivinde nöbet tutarak, gelen dosyaları ve getiren şahıslarla ilgili tutanak tutuyor. İcra Daireleri'nin yapması gereken resmi işlemleri avukatların kendi bürolarında kendi isteklerine göre yaparak bu yolla yüklü miktarda haksız kazanç elde ettiği kaydedildi.
Geçtiğimiz günlerde rutin ziyaretler çerçevesinde Eskişehir'e gelen Adalet Bakanlığı müfettişleri, Adliye'yi ziyaret etti ve incelemelerde bulundu. Müfettişler, mahkeme sürecindeki bazı icra dosyalarının yerinde olmadığını belirledi. Araştırmayı derinleştiren müfettişler, söz konusu kayıp icra dosyalarının yasak olmasına ve suç olmasına rağmen, adliye dışarısına çıkarılarak bazı avukatlar tarafından bürolarına götürüldüğünü tespit etti.
Müfettişler, durumu Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirmesi üzerine harekete geçen Başsavcılık, olayla ilgili inceleme başlattı. 16 tane savcı polis ile birlikte İcra Dairelerine baskın düzenledi. Savcı ve polisler, İcra Dairelerindeki dosyaları tek teki inceleyerek olmayan dosyaların listesini çıkardı. Yapılan inceleme sonunda, 2. ve 7. icra dairelerinde bin 200 icra dosyasının kayıp olduğunu belirledi ve bu dosyalarla ilgili tek tek tutanak tuttu. Savcılar, söz konusu kayıp dosyaların kentte görevli bazı avukatların çalışanları aracılığıyla bürolarına götürdüğünü belirledi. Bunun üzerine avukatlarda olan dosyaların geri getirilmesi istedi.
Bu gelişmeler üzerine İcra Daireleri'nin arşivlerinde polis nöbet tutmaya başladı. Mesai saatleri içerisinde, İcra Dairelerinde nöbet tutan polis, gelen dosyalar ve getirenlerle ilgili tutanak tutuyor. Polisin İcra Dairelerinin arşivinde nöbet tutması ise Baro Yönetimi ile bazı avukatların tepkisine neden oldu. Avukatlar ........ sözkonusu dosyaların kayıp olduğu 2. ve 7. icra dairelerine gelerek, arşivde nöbet tutan polislere (neden nöbet tutuyorsunuz) diyerek tepki göstererek, bu işten vazgeçmelerini istedi. Polis ise savcılığın isteği üzerine nöbet tuttuklarını ve gelen dosyalarla ilgili tutanak hazırladıklarını bildirdi.
Yapılan incelemelerde, ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Kayıp icra dosyalarının avukatların çalışanları aracılığıyla, dikkat çekmemek için torba ve çuval içerisinde adliyeden çıkarılarak bürolara götürüldüğü belirlendi. Avukatların söz konusu mahkeme aşamasındaki icra dosyalarını bürolarına götürerek, İcra Dairelerinin yapması gereken resmi işlemleri kendileri yaparak yükü miktarda haksız kazanç elde ettikleri belirtildi. Ayrıca bu yolla icralık konumdaki insanların daha da mağdur edildiği kaydedildi.Kaynak:www.haber10.com.
-
Cevap: Türkiye'den Adliye Manzaraları...........İŞ YÜKÜ DAĞ OLMUŞ ..........ÇUVALA GİRMİŞ!
Alıntı:
sonyaka34 rumuzlu üyeden alıntı
İcra Dairelerinin yapması gereken resmi işlemleri kendileri yaparak yükü miktarda haksız kazanç elde ettikleri belirtildi.
Bunu anlamadım. Başkasının yapması gereken işi yapmak nasıl haksız kazanç sağlıyor?
Bilen varsa biraz açabilir mi?
-
Leyna ZANA; Özerklik Yetmez!
Kürtçüler, özerklik,Diyarbakırda meclis toplama gibi ,meclisi boykot etme gibi eylemlerde bulunduktan sonra,tıpış tıpış TBMM'ye geldiler.Hani siz sinei halka dönecektiniz ne oldu.Yolunuzu şaşırıp ,Diyarbakır yerine Ankaraya mı döndünüz.:)
Etnik,dinsel kökencilikle bu ülkede siyaset yapılamayacağını ,bunun mümkün olmadığını hala anlamadınız mı?Siz Anayasaya açık olarak aykırısınız,her yaptığınız açıklama ,bölücü kürtçülüğe bir destek olmaktan öteye gitmiyor.Bölücü terör örgütünün siyasi kolundan başka bir şey değilsiniz.
Sizi ,özerklik kesmez ,Büyük Kürt İmparatorluğu kurmanız lazım.......Peki ;bu imparatorluğun başkenti neresi olacak, elbetteki Kürtlerin en çok yaşadığı şehir........İSTANBUL...........öyle ya imparatorluklar en çok yaşanılan yerde kurulur.HATTA.........kuzey ırak değil .......AVRUPADAKİ,ASYADAKİ,AFRİKADAKİ TÜM KÜRTLER ,AYNI ŞEMSİYE ALTINA ALINMALI............
DÜNYA imparatorluğu kurulmalı..........Amerika ,rusyadaki Kürtler de bu imparatorluğun içinde yer almalı.......
TAM BİR KOMEDİ..........:)
-
Hepar Lideri Osman PAMUKOĞLU;ETAP ETAP KIÇTAN KARA!..
ETAP ETAP KIÇTAN KARA!..
Ne hallere düşürüldün Türk Ulusu!..
23 Aralık 2011 Cuma 16:06
Ne bir insan, ne bir toplum, ne bir hükümet ve de ne bir devlet; kendisinden güçlü, yetenekli, büyük ve hesap soracağını bildiği kimseye meydan okumayı bırakın, yan gözle bile bakmaya cesaret edemez efelenmeyi göze alamaz… Fransa bunu Türkiye’deki mevcut hükümete göstere göstere yaptı. Yasa bahanedir…
Ermeniler, 1898 – 1909 yılları arasında doğu ve güneydoğuda 32 kez silahlı isyana kalkıştılar. Birinci dünya harbinde ise Hınçak ve Taşnak siyasi örgütlerine mensup ermeniler’de alaylar halinde askeri kuruluşlara geçerek, Rus orduları ile birlikte Anadolu’ya girip mezalim yaptılar. Rus subayları Erzurum’da olup bitenleri anılarına yazarken utanmışlardır. ‘‘Ermeni Meselesi’’, Benim 30 yıl önce hazırladığım ‘‘Kurmaylık Tezlerim’’ den biridir. 2004 yılında yayımlanan ‘‘Ey Vatan’’ isimli kitabımın bir bölümünde de yer almıştır… Hayrettir! 2004’de yazdığım bu eserde Avrupa Birliği’nin, siyasi ve ekonomik ileride ne hale geleceği, yani, bu günü de anlatılmaktadır!..
Ama bu metnin amacı, koca ülkenin ne hale düşürüldüğüdür. Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı makamında oturan ve gelen 620 küsur kanunu ve kararnameyi yıldırım hızıyla mühürleyen kişi, Fransa Cumhurbaşkanı’nı telefonla birkaç kez aramasına rağmen, karşı taraf tenezzül edip, muhatap bile almaya lüzum görmüyor.. Bu harekette hakir görünen şahıs değil, bir ulus ve devlettir. Sezgisizlik, öngörüsüzlük ve tedbirsizliğin sonu işte bu’dur…
Başka bir garabete de ‘‘Fransızlar K. Afrika neler yapmış!’’ Bırak Afrika’yı; bu Fransızlar, Adana, Urfa, Antep ve Maraş’ı işgal etmediler mi? Fransızlar, buralara Ermeni gönüllüleri askere alarak gelmediler mi? İçerdeki Ermenilerle işbirliği yaparak, Kuvay-ı Milliye ve bu şehirlerimizin halkına karşı savaşmadılar mı? Bu kentler harap olup, halk perişan edilmedi mi? Verdiği örneğe bakın ve hizaya gelin!..
Şimdi sıkı durun: Neredeyse Fransızların her şeyini almayı reddedecek ve güya Fransa’ya karşı yürütülecek ekonomik tedbirleri açıklayan R.Tayyip’in defaatle söylediği sözler, Türkçe değil; Fransızca ( Fr.etape ), yani bizim dilimizde aşama aşama, adım adım, kademeli olarak demek! Bu söylem, konusu ve muhatap alınan ülke itibariyle su katılmamış bir gaflettir. Birinci gün söylüyor ‘‘etap etap uygulayacağız’’, ikinci gün de söylüyor ‘‘etap etap..’’ Yok mu bunu uyaracak aklı başında bir adam? Vah benim memleketim, vah ki vah… Ne hallere düşürüldün Türk Ulusu!..
Libya’nın çiğnenmesinde ufak tefek çekişmeleriniz olsa da, batının yağmacılığında can ciğerdiniz.. Suriye’nin içişlerine burnunuzu beraber sokuyorsunuz. İşte eloğlu, çeker elenseyi meydanın köşesine kadar yere kapaklanmadan zor gidersin..
Gelelim ekonomik tedbirlere, çok sürmez ya; Fransa ne kadar kaybederse, Türkiye’de en az onun kadar kaybeder. Bunu da biliyorsunuz ama, hamamda türkü söyleyin de bu ahali de sizi sanatçı sansın..
Lübnan, Suriye, Irak, İran, ateşleme zinciri gibi, tek tek patlıyor. Ne oldu dün Bağdat’da? Sağlık Bakanlığı’na saldırı; 69 ölü 200 yaralı.. Hepsi, doğrudan ve dolaylı İsrail’e yarıyor ve olup biten herşey ABD’nin politik stratejisinin bir parçası.. ABD’de, olacak ve olması muhtemel şeyleri kontrol edemeyecek, siz de onunla birlikte çöküp gideceksiniz.
Bir gün önce aymazın biri; ‘‘kürtler ne istiyorsa hepsini vereceğiz’’ diyor, mecliste, ve tek tek sayıyor., Söylemediği tek şey; ‘‘Türkiye Cumhuriyeti topraklarında ikinci bir devlet kurmak.’’ PKK da zaten bütün bunları istemiyor mu?..
Bu ülkede 13 milyon vatandaş çok yoksul ve sefalet içinde yaşıyor. Bir kesimin kentlerde yaşayanları ayda 300 lira, kırsalda yaşayanları 200 lira ile hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Aslında sürdürmüyorlar sürünüyorlar.. Hal böyleyken, dün gece yarısı mecliste ilaçta katılım payı görüşülürken, aniden başka bir pay kapışıldı. İktidar ve cici muhalif, milletvekillerinin emeklilik maaşını 7.750 liraya çıkartıverdiler.. Vicdanın bittiği yerde ne sözün ne de yazının beş paralık kıymeti yoktur…
Adı yurttaş mı, halk mı, toplum mu, millet mi? Her neyse; cambaza bakmanızı artık kimse yadırgamıyor da, kıçtan karaya oturduk hala mı ‘‘ hop da şinanay’’ halleri? Bugün seyreden, yarın ağlar..
Türkiye gittikçe bir devlet olmaktan çıkıyor…
Osman PAMUKOĞLU
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı
Kaynak:www.hakveesitlik.org.tr
-
Cevap: Leyna ZANA; Özerklik Yetmez!
-
Adalet Bakanı NE İŞ YAPAR?
Türkiyemizde adalet kilitlenmiş durumda, Milyonlarca dosya Temyizde bekliyor,Tutuklama nedeniyle neyle suçlandığını bilmeyen ,ÖLEN insanların VİCDANİ sorumluluğu ,VEBALİ kimin üzerinde?
Adalet Bakanlığında oturan muhterem zat, bu işleri çözmeyecekse HANGİ İŞLERİ çözecek?
İcra dairelerinde artık dosya koyacak yer kalmadı,Bunun çözümünü de anlattık,DİNLEYEN YOK.3000 TL'ye kadar olan dosyalarda, İcra Takip işlemlerini NOTERLER çözümlemeli.Avukat nasıl ,icra Dairesinde takip yapıyorsa Noterde de yapmalı.Telefon faturaları,abonelik sözleşmeleri gibi yığınca takipler nedeniyle ,İCRA DAİRELERİ İŞLEMEZ halde,en azından büyük şehirlerde bu uygulamaya geçmek gerekir.İcra dairelerini katipler doldurmuş ,kendileri dosya hazırlayıp mühür basıyorlar.
Adalet Bakanı, sen bunları görmüyor musun?
Bölge Adliye Mahkemelerini NEDEN HALA AÇMIYORSUN?
Yargıtaya, üye sayısını artırarak BU İŞLERİ ÇÖZEÇEĞİNİ mi sanıyorsun?
5 yıl önce ,çekten hapis cezasını kaldırın,hem insan haklarına aykırı hemde Yargıyı meşgul eden ,yoğunluk oluşturan bu cezadan kurtulun şeklindeki TÜM UYARILARI neden dikkate almadınız da, ŞİMDİ ALIYORSUNUZ?
-
Cevap: Adalet Bakanı NE İŞ YAPAR?
Söylediklerinizin bir kısmı doğru ve haklı. Ancak biz vatandaş olarak ne yapıyoruz? HİÇ. Her olur olmaz şeye dava açıyor, basitçe konuşma yoluyla bile halledilebilecek herşeyi yargıç çözsün diyoruz.
Noterlere bu sorumluluk yüklenemez. Özellikle büyük şehirlerdeki noterler kendi işlerini zor yetiştiriyor. Onun yerine avukatlara daha geniş yetki verilsin. Buna itiraz edenler varsa; Herhangi bir noterliğe gidin, hemen koltuğunun arkasındaki avukatlık ruhsatını görebilirsiniz. Bu yönden avukatlar da noterlerden farklı değiller. Haksız yere icra takibi yapan avukata karşı yapılabilecekler de zaten avukatlık kanununda var. Böylelikle icra daireleri dolup taşmaz.
Çek konusuna gelince, çekte cezaları tamamen kaldırmak onu değersizleştireceği gibi ticari hayatı da bitirir. Birileri ceza almasın diye konuşurken ülkenin ticaret hayatını mahfetmek akıl karı değil. Hapis cezası olmasa da ağır idari müeyyideler düşünülebilir. Çek mağduru derken sadece çek borçlusu değil, çek alacaklısı da düşünülsün. Bu nedenle bankaların garanti sorumluluğu arttırılsın. O zaman kime çek verdiklerine dikkat ederler. Ayrıca çek mağdurlarını koruyayım derken dolandırıcıların ekmeğine yağ sürülmesin.
Benim Adalet bakanına önerilerim:
1- Hakim sayısını arttırın (Yargıtay ve Danıştay. AYM için gerek yok, zaten arttırılmıştı.)
2- Mahkeme kalem memurlarının sayısını arttırın
3- İcra müdürü ve memuru sayısını arttırın
4- Yeni HMK ile zaten avans da ödendiğine göre artık şu adalet bakanlığının harçlarını maliye bakanlığı toplamasın, adalet bakanlığı toplasın. Artarsa maliyeye aktarsın yıl sonlarında. Yok maliye toplasın bu harçları diyorsanız o zaman BÜTÇEde adalet bakanlığına ayrılan pay en az 4 katına çıkarılsın.
5- Bence bölge mahkemeleri, istinaf mahkemeleri topu taça atmaktan başka bir şey değil. Lüzumsuz kurum kurmak yerine, kadrolar 2 katına çıksın, hakimler rahat rahat adalet dağıtırken hem yargı hızlanır, hem adalete olan güven artar.
6- Yukarıda belirttiğim gibi avukatlara daha fazla hak ve yetki verilsin. Zaten onlar da baro ve adalet bakanlığına bağlı kişiler. Veraset ilamını noter düzenleyebiliyorsa avukat da düzenleyebilir. İcra müdürü Adalet YÜKSEKOKULU mezunu olabilirken, ondan statü olarak daha üstün HUKUK FAKÜLTESİ mezunu olan avukatlar neden icra emri düzenleyip gönderemesin?
-
Cevap: Adalet Bakanı NE İŞ YAPAR?
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
İcra müdürü Adalet YÜKSEKOKULU mezunu olabilirken, ondan statü olarak daha üstün HUKUK FAKÜLTESİ mezunu olan avukatlar neden icra emri düzenleyip gönderemesin?
Avukat bir serbest meslek erbabıdır. İcra müdürü ise devlet memurudur; devleti temsil eder.
Hakim ya da savcı devleti temsil ederken avukat davalıyı davacıyı temsil ediyor örneğin.
Örneğin noterler de resmi kurum sayılır. Buna benzer bir yapı olabilir. Yani kimi avukatlar bu "mesleği" seçip "icra noktası" olurlar. Bunun kıstasları; kuralları olur noterlik gibi; bunu tercih eden avukatlar davalara girmez, bu işi yapabilirler. Ama "her avukat bunu yapabilsin", başka sorunlar çıkartabilir bana göre. Zira avukat alacaklıyı temsil edecektir ve alacaklıdan "ücret" alacaktır. Her ne kadar hukukçu değilsem de bana "şık" gelmedi :)
-
Akepe Zihniyetinin KÜRT AÇILIMI:Kaymakam TAŞLI,YUMRUKLU SALDIRIYA UĞRADI!
Bombardımanda ölen 35 kişi için taziye ziyaretinde bulunmak üzere Gülyazı köyüne giden Uludere Kaymakamı Naif Yavuz ziyaret sırasında bir grubun taşlı ve yumruklu saldırısına uğradı..Kaynak:haber10.com
Kaymakam ,hastanelik olmuş..........
DEVLET YÖNETMEK BELEDİYE YÖNETMEYE BENZEMEZ...........
HALK DALKAVUKLUĞUNUN ,DUVARA TOSLAMASI.......
CUMHURİYETLE HESAPLAŞACAKMIŞ..........
DERSİMİN HESABINI SORAÇAKMIŞ...........
HABİL ,KABİL 'inde hesabını SOR.........
HAZRETİ İSA'yı öldürenlerden de HESAP SOR........
NUH TUFANINA NEDEN OLANLARDAN DA HESAP SOR.........
-
Cevap: Akepe Zihniyetinin KÜRT AÇILIMI:Kaymakam TAŞLI,YUMRUKLU SALDIRIYA UĞRADI!
1991 yılında Şemdinli Kaymakamı ingiliz askerlerinin saldırısına uğramıştı...
şimdi benzer şeyi birtakım insanlara yaptırıyorlar...
emperyalizm epey ilerleme kaydetmiş..!
birilerinin çok güvendiği predator ve heronların bir parmağı mı var bu işlerde..!
-
'Atatürkçü olmayı kendime hakaret sayarım' İmza: Mümtaz...
'Atatürkçü olmayı hakaret sayarım'3 Ocak 2012Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetimine atanan Mümtazer Türköne, katıldığı canlı yayında kendisine Atatürkçü tanımlamasının yapılmasını hakaret olarak algılayacağını söyledi..Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından sürpriz bir şekilde Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Yönetim Kurulu üyeliği'ne getirilen Zaman Gazetesi yazarı Prof. Dr. Mümtazer Türköne Habertürk TV'de Balçiçek İlter'in sunduğu Söz Sende'ye konuk oldu.
'ATATÜRKÇÜ OLMAYI KENDİME HAKARET SAYARIM'
Türkiye'de yüzlerce Atatürkçü olduğunu ifade eden Türköne kendisine Atatürkçü tanımlamasının yapılmasını da hakaret olarak algılayacağını söyledi. Atatürk'ün bu ülkenin bir ortak değerini olduğunu kaydeden Türköne "Atatürk'ün mirasına sahip çıkmamız lazım ve Atatürk'ün Atatürkçülerden korunması gerekli. Atatürk 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktı. Ve biz 19 Mayıs'ı Atatürk'ü anma Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutluyoruz. 1932 yılında İnönü İtalya'ya gidiyor. Ve İtalya'da faşist kutlamaları görüyorlar. Alıyorlar onu 1938'den itibaren 19 Mayıs törenleri diye Türkiye'de uyguluyorlar" dedi.
'19 MAYIS TÖRENLERİ FAŞİST KUTLAMALARI ANDIRIYOR'
Stadyumda öğrencilerin aynı hareketleri yapmasını askeri disipline benzeten Türköne, "19 Mayıs kutlamalarına model olarak İtalya'nın faşist kutlamaları alınmış. Beden eğitimi öğretmenleri bütün liselerde ali kıran baş kesen oluyor ve eğitim bitiyor" diye konuştu.
kaynak:hurriyet.com.tr
-
"Silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz: DOĞRU SÖZE NE DENİR?
"Silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz"hurriyet.com.tr3 Ocak
BU IRKÇI PARTİNİN KAPATILIP,SORUMLULULARININ YARGIYA HESAP VERMESİ ELZEMDİR.BU PARTİ ETNİK kürtçülük olayının ,ODAĞI olmuş, Kardeşliği zehirleyen bir ,bölücülüğün siyasi kolu haline gelmiş......TÜRK MİLLETİ , ÜNİTER YAPIYA düşünce özgürlüğü dışında,eylemli silahlı örgütün SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPMAKTA, onun adeta KOLU BACAĞI ,AYAĞI OLMAKTADIR..........Buna rağmen haklarında hiçbir işlem yapılmaması MANİDARDIR..
SAVCIYI KİMLER DÖVDÜ,KİMLER AZMETTİRDİ...........ORADA ,KAYMAKAM DEĞİL.........TÜRK MİLLETİ ,TAŞLANMIŞTIR........
.............
"ULUDERE OLAYININ TAKİPÇİSİYİZ"
Diğer bir acı olay da Şırnak’ın Uludere ilçesi yakınlarında yaşandı. Yakınlarımıza, milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Bu acı hadise de en küçük detayına kadar adli ve idari inceleme yapılıyor, yapılacaktır. Genelkurmay Başkanlığımız idari ve adli incelemeyi başlattığını açıklamıştır. Ben de dün bu konuyla ilgili olarak bir araya geldiğim genelkurmay başkanımla bu konuyu değerlendirdik. Konunun takipçisi olduklarını tekrar duydum, dinledim.
Bu yapılan çalışmalar, gösterdikleri hassasiyet nedeniyle, hepsine bu konulardaki hassasiyetleri için teşekkür ediyorum. Medyaya rağmen teşekkür ediyorum. Çünkü bazı gerçekleri görüyoruz, biliyoruz.
Hükümetimiz döneminde silahlı kuvvetlerimizin attığı bu adımları, halka karşı atılan adımlar gibi göstermek, devlet halkını bombalıyor gibi göstermek, bunların hepsi devletle millet arasındaki bütünlüğü parçalamaya yöneliktir. Bunların da emellerinin ne olduğunu biliyoruz. Bizim de onların istikametinde hareket etmeyen hükümet olduğumuz için rahatsız oluyorlar. Doğrularına inanan bir hükümet olarak milletimizin geleceğini devlet, millet ikileminde, devleti değil milleti öne çıkaran bir iktidar olduğumuz için bunlarla anlaşmamız tabiî ki mümkün değildir.
Şunu çok açık ve net söylemek durumundayım. Özellikle bu ülkede 780 bin kilometrekarelik vatan toprağını ilmik ilmik işleyen biz olduk. Buna devam edeceğiz. Ana muhalefet şöyle der böyle der. Bu da bizi bir ilgilendirmiyor. Sürekli bir tekerleme var ağızlarında. Ak Parti iktidarı cumhuriyet tarihini eleştiriyor diye. Biz bir dönemin takvimini ortaya koyuyoruz. Diyoruz ki Cumhuriyet döneminde, bu iktidarda yapılanlar yapılmamıştır diyoruz. Bu tespiti yapmak yanlış mı?
Eğer sizler tek parti iktidarlarınız döneminde ne yaptığınızı ortaya koyacaksınız. Zaten çok partili iktidar dönemine de kenarından köşesinden yamandınız. Tek partili iktidar döneminde kimlik kartlarını gösterdik, mühürle nasıl ekmek gaz yağı dağıtıldığını anlattık. Un şekerin nasıl mühürle dağıtıldığını dinledik. Bunlar CHP’nin iktidar dönemleriydi.
Bu millete bu acıları yaşattınız. Ama Ak Parti iktidarı döneminde hamdolsun böyle bir şey söz konusu değil. Her geçen gün daha iyi oluyor.
Bu elim hadisenin ardından, cenazeler üzerinden derhal istismar ve fitne faaliyetlerine başlayanları da maalesef gördük. Şimdi burada altını kalın çizgilerle çizerek vurgulamak durumundayım.
Kim ki Uludere’de 35 Kürt öldürüldü diyerek meseleyi etnik meseleye taşıyorsa, o her türlü milli manevi değeri, her türlü insani ve vicdanı değeri ayaklarının altına almış ve çiğnemiş demektir. Biz olaya böyle bakmıyoruz, biz Uludere’de 35 insan hayatını kaybetmiştir, biz olaya böyle bakıyoruz. 35 can yitirilmiştir. 35 vatandaşımız kaybedilmiştir diye bakıyoruz.
BDP'YE SERT ELEŞTİRİ
Gazze’deki Filistin Yönetimi Başbakanı İsmail Haniye Ak Parti grup toplantısına katıldı.
Hale bakın. Cenazeleri bile etnik kökenleriyle tasnif edenler, insanlıktan nasibini alamayanlardır. Siyasi zihniyeti nedir bilemem, ancak mesela orada ölenlerden birinin ablası da benim şu an kadın kollarında çalışan bir bayan, başkanlık yapan bir bayan. Bu da var. Bizden bunun istismarını duydunuz mu?
Bunlar vicdanlarını yitirmişler. Irkçılık ve faşizm, iblisin yani şeytanın açtığı bir yoldur. Cenazeleri bile Türk-Kürt diye ayıranlar işte iblisin yolunda, şeytanın izinde yürüyenlerdir.
İstanbul’da yaptıkları basın toplantısının görüntülerini izlediniz değil mi? Kendi milletvekilleri. Güya acı içindeler. Ama kameralar önünde kahkahalar atmaya çekinmeyecek kadar insafsızlar vicdansızlar.
Bunların koruculara nasıl baktıklarını çok iyi biliyoruz. O korucu kardeşlerimizi nasıl hedef yaptıklarını biz çok iyi biliyoruz. O cenazelerin tabutların üzerine parti bayraklarını asmak iki yüzlülük fırsatçılık değil de nedir?
Cenaze terörist başının resmini taşıyanlar neye hizmet etmek istiyorlar? Sonra birileri çıkıyor, bazı densizler çıkıyor, bu olay yüzünden bu ülke bölünmüştür diyor. Yahu sen kimsin? Kimi temsil ediyorsun?
Siz silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz.
Neyi bölüyorsunuz? Kimi bölüyorsunuz?
“TERÖR ÖRGÜTÜNE YETER ARTIK DİYEBİLDİNİZ Mİ?”
Bugüne kadar masum insanların, vatan evlatlarının hayatını yitirmesine hangi tepkiyi verdiniz? Terör örgütünün canlı kalkan yaptığı vatandaşlarımız için hangi tepkiyi gösterdiniz? Terör olaylarında arzu edilmeyen kayıplar yaşanabiliyor. Terör örgütüne yeter artık diyebildiniz mi?
Terör olmasa bu acılar yaşanmayacağına göre, terörü yöntem olarak seçenlere bir şey diyebildiniz mi? Teröriste tek bir laf söyleyemeyip, ülkesini korumak için mücadele eden güvenlik güçlerini suçlamak
Sizin nifak tohumlarınız bu topraklarda asla kök salamaz. Apo’ya peygamber diyenlerin, her türlü kutsalı çiğneyenlerin, gençlerin kanıyla beslenen vampirlerin bu topraklarda hiçbir şekilde muhatabı yoktur.
Bugün vesayetçi zihniyetin şekillendirdiği bir devlet yok. Bugün milletin iradesiyle şekillenen adil, şefkatli ve özgürlükçü bir devlet, hükümet var.
“CENAZELERİ DAHİ İSTİSMAR EDECEK KADAR MI AKLINIZI VİCDANINIZI YİTİRDİNİZ?"
Ekmeğini aşını suyunu, misafirle paylaşmaktan onur duyar gurur duyar. Bu ülkenin insanı başım gözüm üstüne der, misafiri evinin de gönlünün de baş köşesinde ağırlar. Taziyeye gelmiş, başsağlığı dilemeye gelmiş, acıyı paylaşmaya gelmiş, kendisi de o coğrafyanın insanı olan bir kaymakamı öldüresiye dövmek, linç etmek, benim Kürt kökenli kardeşlerimin değil, o insan diye geçinen müsveddelerin işidir.
Cenazeleri dahi istismar edecek kadar mı aklınızı vicdanınızı yitirdiniz? Ayrıştırmak, kutuplaştırmak, tahrik etmek, demokrasiye inanmayan zihnin ürünü olabilir. Toplumu tahrik etmeye değer mi?
Fırsatçı siyasetçiler kadar, bazı medya kuruluşları, bazı yazarlarda bu acı hadiseyi istismar etme içine girdiler. Dertleri acıyı paylaşmak değil, dertleri suyu bulandırmak. Ve ilk saatlerde kendi ürettikleri komplo teorilerine kendileri de inandılar.
Devlet halkını bombaladılar diyorlar, katliam diyorlar, güya kuzu postu altında toplumu terbiye etmenin, çok bilmiş edasıyla millete istikamet çizmenin gayreti içerisindeler.Kaynak:hurriyet.com.tr
-
Aileden sorumlu Devlet Bakanı : Bak oku ,senin ülkende neler oluyor!
11 yaşında 8 aylık hamileKoray YILMAZDEMİR/BOLU, (DHA)5 Ocak 2012BOLU’nun Mudurnu İlçesi’nde 25 yaşındaki E.D. ile imam nikahıyla yaşayan ve nüfus kaydında 11 yaşında olan Z.Ç.’nin 8 aylık hamile olduğu anlaşıldı. Z.Ç. hastaneye kaldırıldı. Ancak, doktorların hastaneye yatması teklifi imam nikahlı eşi tarafından kabul edilmeyince evine gönderildi.Seninle +1 sayfasını okuyarak, birçok sosyal yarayı sarmaya katkıda bulunabilirsiniz
Mudurnu’ya bağlı Alpagut Köyü’nde oturan 8 aylık hamile Z.Ç. dün gece rahatsızlandı. Ambulansla Bolu İzzet Baysal Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’ne kaldırılan Z.Ç. muaeyene edilirken, imam nikah lı eşi E.D.acil servisin önünde endişeyle bekledi.
Bu sırada hastanenin özel güvenlik görevlileri Z.Ç.’nin görüntüsünün alınmaması için gazetecilere engel olmaya çalıştı. Doktorlar, E.D.’nin hastanede kontrol altında tutulmasını istedi. E.D. doktorların isteğini kabul etmeyerek, muayene olan Z.Ç.’yi alarak hastaneden ayrıldı. Z.Ç.’nin yaşının küçük olmasına rağmen herhangi bir işlem yapılmaması dikkat çekerken, hastane yetkilileri konu hakkında açıklamada bulunmadı.
BOLU'DA BÜYÜK SKANDAL / WEB TV
PATNOS’TAN ALIP GELMİŞ
Alpagut Köyü’nde yaşayan E.D.’nin bir yakınının Ağrı Patnos’dan evlendiğini söyleyen köylüler, "E.D.’nin bir akrabası Patnos’tan bir kız ile evlendi. Daha sonra E.D. de Patnos’a giderek bu kızı alıp geldi. Kız nüfus kaydında daha 11 yaşında olduğu için nikahlarının yapılması mümkün değil. Biz mutlaka bir sorun çıkacağını bilerek kendisini uyardık. Şimdi kız hamile, ne olacak bizler de bilmiyoruz" dedi.
Kaynak:hurriyet.com.tr
-
Cevap: 'Atatürkçü olmayı kendime hakaret sayarım' :imza........ Mümtaz........
BURADA MÜMTAZ DEĞİL...........ONU BU MAKAMA ATAYANA BAKMAK LAZIM.......BU TÜR KURUMLARA ,BİR SİYASİ GÖRÜŞÜN ŞOVALYELİĞİNİ YAPANLARI ATAMAK ,BAŞLI BAŞINA BİR KUSURDUR.
Bu tür makamlara bağımsız,siyasi görüşü olsa da ,sivrilmemiş kişilerin atanması gerektiğini,CUMHURBAŞKANI BİLMİYOR MU? NE OLDU şimdi? MAKAM ,ağır yara aldı.TÜRK MİLLETİNİN BAŞBUĞU olan bir makam ,böyle sonuçlar doğuracak ATAMALARDAN kaçınmalı........HANGİ siyasi görüşten olursa olsun ........İŞİ EHLİNE ,UZMANINA teslim etmeli........
Mümtazer Türköne istifa etti5 Ocak 2012Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurulu Yönetim Kurulu üyeliğine atanan yazar Prof.Dr. Mümtazer Türköne istifa etti.Kendisine Atatürkçü tanımının yapılmasını hakaret olarak algılayacağını söyleyen Türköne'nin atanması tartışmalara neden olmuştu.
Kaynak:hurriyet.com.tr
-
Cevap: Aileden sorumlu Devlet Bakanı : Bak oku ,senin ülkende neler oluyor!
Haberi ilk okuduğumda Allah Allah dedim hem de Bolu Mudurnu'da olacak iş değil dedim içimden haberin devamında Ağrı patnos'tan getirildiğini öğrenince kızın bilindik ön yargıda haklı olduğumu anladım.
Aileden sorumlu devlet bakanı ne yapar ne eder bilemem de bir kızın anası özellikle babası olacak insan kılıklıların hali daha çok öfkelendiriyor beni. Adeta hayvan almaya gider gibi gidip kızı alıp getirmek. Vay anasını...
-
Cevap: Aileden sorumlu Devlet Bakanı : Bak oku ,senin ülkende neler oluyor!
Yazıda ısrarla "nüfus kaydında 11 yaşında" diyor. Kadın belki gerçekte 25 yaşında olabilir anlamı çıkardım ben. Zira aksini düşünmeyi ne midem ne beynim kaldırmıyor.
-
Toplam 1 dosya bulunuyor
Cevap: 'Atatürkçü olmayı kendime hakaret sayarım' :imza........ Mümtaz........
Dosya 1136Dosya 1136http://www.habercim.net/wp-content/u...1257833780.gif
ATATÜRKÇÜLÜĞÜ Hakaret Sayan Anlayışın Çirkinliğiyle Böyle Birini Atatürk Kurumuna Atamanın Aykırılığı Bağışlanamaz.Y.G.Özden
''Atatürkçülük bağnazlığı gizlemek için bir maske''
Türköne 10 Kasım'da Zaman gazetesindeki köşesinde yazdığı yazıda Atatürkçülere ağır eleştirilerde bulundu
İŞTE O YAZI! http://haber.gazetevatan.com/Haber/419198/1/Gundem
************************************************** ****************
“Atatürk’ çü olmayı hakaret sayarmış……
Tuzlıyalım da kokma! zira sen fena halde taaffün etmiş (KOKUŞMUŞ) durumdasın. Sen Atatürk’çüyüm desen , zaten asıl bu, Atatürk’e hakaret olur. Bu kadar tahammül edemediğin Atatürk’ün kurumunda ne işin var? Maaş iyi mi bari? Gündemde kalmak için başka bir şey bul, bak, Atatürk’e sayıp sövmek pek bir işe yaramadı, bu sefer bu münasebetsiz lafını televizyon veya gazetede görmedik,internet kanalıyla öğrendik. Yani şöhretinde inişe geçtin.
Sen ve senin gibiler, istediğiniz kadar yırtının, bizler var oldukça asla başarılı olamayacaksınız. Mine Uysal”
Bu mektubu yayınladım.
Çünkü haber değeri var.
Haber değeri şu:
Karşı devrim de bir devrim hazırlar.
Necati Doğru
05 Ocak 2012 Kaynak:http://www.ilk-kursun.com/haber/91938
-
Cevap: Bu İddia Doğruysa ,Vay Diyanet'in Haline! Avrupa Birliği Ayeti Okuma dedi!Diyanet,kaldırdı!
DİYANET İSİMLİ KURUM ,SEN BU KONUDA NE DÜŞÜNÜYORSUN.........SENİN BİR DÜŞÜNCEN VAR MI? BU KİTAPLARI SEN KONTROL ETMİYOR MUSUN?
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, 5.sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabında Kelime-i Tevhid'in yarısının olmadığını söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili İhsan Özkes, 5. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabında Kelime-i Tevhid'in yarısının olmadığını söyledi.
TBMM'de bir basın toplantısı düzenleyen Özkes, 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Komisyonu tarafından çıkarılan 5. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitabında Kelime-i Tevhid'in yarısının olmadığını söyleyerek, "Kelime-i Tevhid'in 'La ilahe illallah' (Allah'tan başka ilah yoktur) bölümü var, 'Muhammedün Resulullah' (Muhammed, Allah'ın resulü, elçisidir) bölümü ise yoktur." diye konuştu.
Kitaptan Bakara Suresi'nin, 286. Ayetindeki "Ya Rabbi, kafirlere karşı bize yardım et" kısmının da çıkarıldığını öne süren Özkes, "Talim Terbiye Kurulu'nun 10.12.2009 tarihli kararıyla 2010-2011 öğretim yılından başlanarak beş yıl süreyle ders kitabı olarak kabul edilen 4. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitabının 20. sayfasında "Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadeti öğreniyoruz" başlığında: "Tevhid" kelime anlamı olarak 'birlik veya birleme sözü' anlamına gelir. Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak demektir." Kelime-i Tevhid "La ilahe illallah Muhammedün Resulullah" cümlesine denir. "Anlamı da 'Allah'tan başka ilah yoktur' demektir" denilmektedir. Ancak kitapta, Kelime-i Tevhid "La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah" olarak verilmesine rağmen "La ilahe illallah"ın anlamı olan "Allah'tan başka ilah yoktur" verilirken "Muhammedün Resulullah" bölümünün anlamı olan "Muhammed, Allah'ın resulü (elçisi)dir" bölümü verilmiyor." dedi. Özkes, bu uygulamaların iktidarın AB'ye girme sevdasından kaynaklandığını, dini esaslarında AB'ye uyumuna teşebbüs edildiğini ileri sürdü.
Kaynak:haberler.com
-
Cevap: Soykırımcı Haçlıların Önde gideni Fransa ,Ermenileri Osmanlıya KİM KIŞKIRTTI!
FRANSANIN TÜRK SOYKIRIMI İŞLEDİĞİ KESİNLEŞMİŞTİR.TBMM DERHAL KARAR ÇIKARTIP ,FRANSANIN ALNINA YAPIŞTIRMALIDIR? YOKSA,BÖYLE PASİF TUTUMLARLA HİÇBİR YERE VARILAMAZ.KONU AYRICA AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE DE TAŞINMALIDIR.MAĞDUR TÜRKLER FRANSADAN VE ERMENİSTANDAN TAZMİNAT TALEP ETMELİDİR.AŞAĞIDA YAZANLARI OKUYUNCA , FRANSA VE ERMENİSTANA VE BU YALANI ,DOLANI MECLİSLERİNDE KABUL EDENLERE HADLERİNİ BİLDİRMEK BİR İNSANLIK GÖREVİ HALİNE GELMİŞTİR......CEZAYİRDE YEDİĞİ HALTLARDAN ÇOK ..........TÜRKİYEDE ÜLKESİNİN YEDİĞİ HALTLARIN HESABI ÖNCELİKLE SORULMALIDIR..........KARTOZİ 'YE........
5 Ocak 2012 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Mehmet SAĞLAM
KÂTİP ÜYELER: Mine LÖK BEYAZ (Diyarbakır), Muhammet Rıza YALÇINKAYA (Bartın)
-----0-----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 48'inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Konuşma süreleri beşer dakikadır. Hükûmet bu konuşmalara cevap verebilir. Hükûmetin cevap süresi yirmi dakikadır.
Gündem dışı ilk söz, Adana ilinin düşman işgalinden kurtuluşu yıldönümü münasebetiyle söz isteyen, Adana Milletvekili Sayın Mehmet Şükrü Erdinç'e aittir.
Buyurun Sayın Erdinç. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana'mızın düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümü vesilesiyle gündem dışı söz almış bulunuyorum, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
5 Ocak 2012 Adana'nın düşman işgalinden kurtuluşunun doksanıncı yıldönümü. Bu ifadede geçen düşmandan kastedilen Fransa'dır yani birkaç hafta öncesine kadar Türkiye'yi dünya kamuoyu nezdinde Ermeni soykırımı yapmakla itham eden üstüne üstlük bu saçma ve mesnetsiz iddiayı reddetmeyi kendi ceza kanununda suç sayan kanun tasarısını kabul eden parlamentonun ülkesinden bahsediyorum. Evet, Fransa 18 Aralık 1918'den başlayarak Adana'mızı son Fransız askerinin terk ettiği 5 Ocak 1922'ye kadar fiilen işgal etmiştir. Bu işgalde Fransa şimdi soykırım yapıldığını iddia ettiği yandaşı Ermenilerden aldığı cesaretle binlerce yerli Müslüman ahaliyi, kelimenin tam anlamıyla kurbanlık koyun gibi boğazlamış ve şehri yakıp yıkmıştır.
Fransız Parlamentosunun tarihî gerçekleri çarpıtmaya dönük Ermeni iddialarını destekleyen düzenlemesini dünya üzerinde aklıselim hiç kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Bu kararın, halkımız başta olmak üzere, dünya insanları nezdinde de hiçbir itibarı bulunmamaktadır. Tarihsel gerçekliklerden uzak ve yalnızca birkaç Ermeni diasporasını mutlu etmeyi amaçlayan bu gerçek dışı iddiaların dillendirildiği karar metni er geç tarihin çöp kutusunda yer alacaktır.
Bizim tarihimizde böylesi bir utanç kesinlikle yoktur ama bize bu yaftayı yapıştırmaya çalışan Fransa'nın tarihinde, kara kıta Afrika'da katledilen milyonlarca masum insan bulunduğu gerçeğini dünya üzerinde herkes bilmektedir. Beyaz adamın yer altı ve üstü zenginliklerini sömürmek için işgal ettiği topraklarda katlettiği milyonlarca insan, bugün dünya mazlum milletler tarihinin önden gelen üyelerindendir.
Fransız mezalimini en iyi bilen bölgelerden birisi de Kurtuluş Savaşı öncesinde iki buçuk yıl işgal altında bulunan Adana'dır. Şimdi, şehrimizde yerli halka yönelik olarak gerçekleştirilen vahşetten birkaç ibret tablosunu sunmak istiyorum.
Yeni Adana gazetesinin kurucusu Ahmet Remzi Bey'in kaleminden Adana olayları şöyle anlatıyor: Ermeni kasaplarından Haçinli Kasap Haço, Çolakyanların Kasap Misak ve kardeşleri ve daha birçok Ermeni kasabı, ellerinde satırlar olduğu hâlde Müslümanların üzerine yürümüşler, bedenlerini canlı canlı çengellere takıp âdeta hayvan parçalar gibi uzuvlarını keserek "Bir okka et, dört meteliğe" diye bağırıp şehit etmişlerdir. Bugün "Abidin Paşa Caddesi" diye isimlendirdiğimiz yol üzerinde bulunan Kubat Paşa Medresesi'nde dershaneyi basarak Müderris Hacı İsmail Efendi'yi alnına haç yaparak şehit etmişlerdir.
Yağ Camii müezzini Mehmet Efendi'yi minarede ezan okurken şehit etmişlerdir.
Saimbeyli'de Ermenilerin vatandaşlarımıza uyguladığı vahşet ve sözde değil özde soykırımın en bilinen örneği, bölgemizde de hâlen Melek Hatun Ağıdı'yla anılır. Bölgeyi işgal eden Fransız kuvvetlerine yataklık yapan Ermeni Aram Çavuş ve adamlarının yaptıkları bu vahşetler "Melek Hatun" diye anılan küçük tanığın anlatımlarıyla bugüne kadar gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, bu ve benzeri olayları gerçekleştiren Fransız ve Ermeni çeteciler 5 Ocak 1922 yılına kadar sürdürmüşlerdir. Hâl böyleyken bizlere asla ve kata gerçekleştirmediğimiz bir yaftayı yapıştırmaya çalışan zihniyeti bir kez daha şiddetle kınıyor, Adana'mızın kurtuluş mücadelesinde hayatlarını kaybeden kahramanlarımızı rahmetle, minnetle anıyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ, CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Erdinç.
Sayın Halaman, sisteme girmişsiniz, kurtuluşla mı ilgili konuşacaksınız efendim?
ALİ HALAMAN (Adana) - Evet Başkanım.
Kaynak:www.tbmm.gov.tr
-
Cevap: Leyna ZANA; Özerklik Yetmez!
LAFA BAK LAFA ..............KÜRDÜN SİGORTASI SİLAH.............KÜRT AÇILIMINA DEVAM ......DURMAK YOK YOLA DEVAM............DAHA NELER GÖRECEĞİZ BAKALIM...........
Ben silahların bırakılmasını asla tartışmıyorum. O Kürtlerin sigortasıdır. Bu sorun var olduğu müddetçe o silahlar Kürtlerin güvencesidir" dedi.
-ÖCALAN’IN EV HAPSİ İÇİN "URFA"YI UYGUN GÖRDÜ-
ANF’de yer alan habere göre Zana, Frankfurt’ta yaptığı açıklamada, İmralı’daki terörist başının artık başka bir cezaevine naklinden daha çok ev hapsine alınabileceğini bildirdi. Zana, "Öcalan’ın İmralı’dan çıkarılıp, İstanbul mu olur, Ankara mı olur, Urfa mı olur, onu bilemiyorum ama mutlaka artık İmralı’dan alınması gerekiyor. Bu sağlıklı bir müzakere için gereklidir" dedi.
-"KÜRDÜN SİGORTASI SİLAH"-
Hükümete destek veren basın organlarında tartışılan olası tek taraflı ateşkes konusunda ise Zana şöyle dedi:
"Ben tek taraflı hiçbir şeyin anlamlı olacağını düşünmüyorum. Her şeyin mutlak surette bir tarafı vardır. Günümüz koşullarında demokratik eylemlilikler vardır. Çok radikal bir şekilde demokratik eylemliliklerin yaygınlaştırılması lazım. Silahlı mücadele şu anda herkesi taraf ediyor. Artık silahlı mücadele bir noktaya geldi. Ben silahların bırakılmasını asla tartışmıyorum. O Kürtlerin sigortasıdır. Bu sorun var olduğu müddetçe o silahlar Kürtlerin güvencesidir. Çünkü biz geçmiş süreçleri de görmüş insanlarız. 80’li yılları yaşamış insanlarız. Karşılıklı bir güvensizlik var. Bu güvensizliğin giderilmesi için belirli adımların atılması lazım. En büyük adımın devlet tarafından atılması gerektiği kanısındayım. Çünkü haksızlığı uğrayan Kürtler, haksızlığı da yapan devlettir. Kürtlere bir statü verilmeden, yasal bir güvence sağlanmadan, Kürtlerin silah bırakmasını tartışmamak gerekir. Ama silahların susturulması taraftarıyım. Çünkü artık gençlerin kanı akmamalı. Dialog süreci başladığı zaman yarın arkamıza döndüğümüzde gerçekten de gençler için hepimiz üzüleceğiz ve yaralanacağız."
Kaynak:haber10.com
-
Cevap: "Silahlı efendileriniz, ipinizi gevşetmediği sürece tuvalete bile gidemezsiniz: DOĞRU SÖZE NE DENİR?
BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN.................
BDP'YE CEVAP VERDİ..........
Genelkurmay başkanımıza hakaret etmek açık söylüyorum densizliktir. Değil general onbaşı bile olmak bu toprakların tamamında bir gurur bir şeref meselesidir. Sen onbaşıları tanımıyor olabilirsin. Ama sen git silahlı efendilerine sor onlar sana onbaşıların kahramanlığını çok güzel anlatır. Çünkü o onbaşılar bizim canımız kardeşimiz. Değil TSK’da on başı olmak, sana uşaklığını yaptığın terör örgütünde on tane koyun bile emanet etmezler.
Önce haddinizi bileceksiniz. Bunlar İmralı’daki terörist başını önder olarak görüyorlar. Apo’ya peygamber diyorlar. Apo’nun da bunlara uygun gördüğü sıfatlar belli. Bir kez daha söyleyeyim.
Şarlatan, şovmen, satılık, saf, zırtapoz diyor. Bunları biz demiyoruz. Bunları biz demiyoruz önderleri diyor. Lider olarak, hatta peygamber olarak söyledikleri Apo söylüyor. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
Kaynak:hurriyet.com.tr
-
Anayasa'ya Koyulması gereken HÜKÜM: FAİZ
Osmanlıyı ÇÖKERTEN,YOK eden ,en önemli etken FAİZ'dir.
Bu İLLET ,bu gün TÜRK DEVLETİ ve TÜRK MİLLETİ'nin en büyük düşmanıdır.
Anayasaya konulması gereken hüküm...........
HİÇBİR FAİZ ASIL BORÇTAN FAZLA OLAMAZ...........TİCARİ FAİZ DAHİL MÜREKKEP (FAİZE FAİZ)YASAKTIR............TÜKETİCİNİN HİÇBİR İŞLEMİNDE YASAL FAİZ DIŞINDA ,FAİZ YÜRÜTÜLEMEZ(KREDİ KARTLARI özellikle)............
HERTÜRLÜ FAİZDE SINIR %15'dir...........
EMPERYALİST KAPİTALİST SİSTEMİN SÖMÜRÜSÜNÜN PANZEHİRİ.......
AMERİKANCI,İMFÇİ,AVRUPACILAR ............MI ?
BU DEVRİMİ GERÇEKLEŞTİRECEK......?
SÖMÜRÜLÜYORSUNUZ,SÖMÜRÜLÜYORSUNUZ,SÖMÜRÜLÜYORSUNUZ
Amerika basıyor,yeşil doları istediği gibi, TÜRKİYE 'ye ise BASAMAZSIN DİYOR..........BENDEN BORÇ ALACAN DİYOR............
ÇOÇUĞUNUN SÜTÜNDE ,EKMEĞİNDE,İŞÇİNİN ALINTERİNDE İŞTE BU FAİZ illeti var........ÖDE ÖDE BİTMİYOR........
OSMANLI BÖYLE BATTI,DUYUNU UMUMİYE VERGİLERE EL KOYDU........
-
Türk Milletinin Asil Evladı Rauf Denktaş
Allah Rahmet eylesin.Hayatını TÜRK MİLLETİ'nin varlığına armağan edenlerdendi.Hayatının son nefesine kadar TÜRK MİLLETİ için çalıştı.TÜRK MİLLETİ'nin başı sağolsun.
-
Cevap: Türk Milletinin Asil Evladı Rauf Denktaş .......
Allahın Rahmeti üzerine olsun.Başımız sağolsun.
-
Amerikanın Saçmalayan CİN-PERİ'si ,TÜRK HÜKÜMETİNE ,ağır suçlamalarda Bulundu!.....
CİN-PERİ TÜRKİYE NATODAN atılsın DEMİŞ, Hiç meraklanma ÇİN-PERİ ,bu EMPERYALİST ,KAN ve Barut kokan eli kanlı teşkilattan,TÜRKİYE KENDİ İRADESİYLE AYRILACAK...........
CİN-PERİ'nin İKİNCİ SAÇMALAMASI ise ,yardım konusunda olanıdır.TAM TERSİ TÜRKİYE ABD'ye sömürülerek yardım etmektedir.MERKEZ BANKASINDAKİ KAĞIT PARCASI OLAN 3 SENTLİK MALİYETLİ yeşil dolarları kasasında tutarak ABD'ye heryıl HARAÇ VERMEKTEDİR.Bunun dışında NATO SİLAHLARI ALARAK, ABD SİLAH FABRİKALARINI ZENGİN ETMEKTE,ABD ekonomisine HİZMET etmektedir..........
CİN-PERİ'ye tavsiyemiz, TEKSAS ta ,IRAK SOYKIRIMCISI BUŞT İLE ;SIĞIR yetiştirmesi ,ve EN KISA ZAMANDA CİN ve PERİLERİ değiştirmesidir.........
Cumhuriyetçi aday adayından Türkiye hakkında sert sözlerHürriyet Planet17 Ocak 2012ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin bu yıl yapılacak başkanlık seçimleri aday adaylarından Teksas Valisi Rick Perry, Türkiye’nin NATO’dan atılması gerektiğini savundu. Perry, Türkiye’nin “birçok kişinin İslamcı teröristler olarak algılayabileceği kişiler” tarafından yönetildiğini de söyledi.Perry, Cumhuriyetçi başkan adayını belirleyecek eyalet ön seçimlerinin üçüncü ayağı olan Güney Carolina’da seçim öncesi yapılan ve Fox News haber kanalından canlı yayınlanan münazarada, Türkiye hakkında çok ağır sözler sarf etti.
İŞTE PERRY'NİN O ÇOK TARTIŞILACAK SÖZLERİ / WEB TV
Tartışmayı yöneten Bret Baier, Perry’e, Türkiye’deki son durum ile kadın cinayetleri, azalan basın özgürlüğü ve bölgedeki askeri meseleler hakkındaki görüşlerini sordu. Baier ardından da “Türkiye’nin hala NATO’ya ait olduğuna inanıyor musunuz?” sorusunu yöneltti.
Perry, “Açıkçası, karşınızda birçoklarının İslamcı terörist olarak gördüğü kişiler tarafından yönetilen bir ülke varsa, kendi vatandaşlarına bu tür uygulamalarda bulunuyorsa, o zaman evet, [Türkiye NATO’dan çıkarılmalı]” yanıtını verdi.
"ABD TÜRKİYE'YE YARDIMI KESMELİ"
Teksas Valisi, “Sadece Türkiye’nin NATO’ya üye olup olmadığı konusunu tartışmanın zamanı gelmedi. Dahası, ABD’nin Türkiye’ye yaptığı yardımın da sıfıra indirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Münazarada, Perry, 1970'li yıllarda ABD Hava Kuvvetleri pilotu olarak Türkiye'de görev yaptığını da söyledi. Perry, "O dönem Türkiye müttefikimiz olan, birlikte çalıştığımız bir ülkeydi, şimdi bunu göremiyorum" diye konuştu.
PERRY İÇİN İLK DEĞİL
Perry’nin, NATO’nun en eski üyelerinden ve ABD’nin Ortadoğu’daki en önemli diplomatik müttefiklerinden biri olan Türkiye hakkında söylediği bu sözler çok tartışılacak. Ancak Perry daha önceki münazaralarda da böyle tartışmalı ifadeler kullanmıştı. Hatta Michigan’da katıldığı bir münazaranın en önemli yerinde söyleyeceği sözleri unutması, ABD’de alay konusu olmuştu.
Iowa ve New Hampshire’da yapılan ön seçimlerde aldığı oy oranları, Perry’nin Cumhuriyetçilerin adayı olma konusunda çok fazla şansı olmadığına işaret ediyor.Kaynak:hurriyet.com.tr
-
Hukuk ve Ceza Genel Kurulları,Israr Kararı ,Karar Düzeltmeler Kaldırılmalı......
Yargıtay ,Danıştay ve Diğer Yüksek mahkemelerde ,Genel kurulların kaldırılması gerekir.Bunlar ,üyelerin mesaisini bölen ,geçiktiren işlerdir.Israr kararının dosyadan ayrık olarak, içtihatın değişmesi ,gelişmesi için Yerel Mahkeme tarafından ,İçtihatları Birleştirme kuruluna yollanması ,orada değerlendirilip değiştirilecekse ,değiştirilmesi gerekir.Fakat , o dosya bir an önce sonuçlanmalıdır.İçtihatı birleştirme kurulunu da ayrı bir birim halinde teşkilatlandırmak gerekir.Üyelerini de aynı şekilde bir kurul olarak şeklinde 5 veya 7 üye ile sınırlandırarak oluşturmak gerekir.
Karar düzeltmelerde ,maddi yanlış ile sınırlandırılmalıdır.Hukuki tartışma yapılmamalıdır.Bunun için kişi zaten ,Anayasa mahkemesine başvurabilecek.
Israr Kararı ,dosyayı uzatan bir karardır.Bu karar HAKİMİN 'idari olarak ,bildirim yöntemiyle ,İçtihatları Birleştirme Kuruluna yapacağı bildirim ile olacak.Yoksa ,Yargıtay Daresinin kararını Hukuk genel kuruluna götürülemeyecek.
Yukarıda belirttiğimiz şekilde ,7 üyeden oluşturulacak ,İçtihatı birleştirme kurulu ,bu bildirimleri değerlendirerek bir karara varacak.Bu karar bundan sonrası için uygulanacak.
Aynı şekilde ,Yargıtay Başsavcılığının Daire kararlarına karşı ,İtiraz yolu da kapatılacak ,Bildirimini İçtihatı Birleştirme kuruluna yapacak,Bu kurul gerektiğinde Adalet Bakanlığına da ,kanunlardaki aksaklık ,değişiklik yapılması hususlarını da bildirecek.
-
Yüce DİVAN 'da KİMLER YARGILANIR!
T.C ANAYASA
Madde-148..........
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. (1)
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/18 md.) Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.
Yüce Divanda, savcılık görevini Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet Başsavcıvekili yapar.
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E:2009/2
K:2009/3
T:18.11.2009
..........................
Yasaların uygulanmasında, T.C. Anayasası'nın 11. maddesinde öngörülen Anayasa'nın üstünlüğü ilkesinin sonucu olarak, onların, Anayasa ilkelerinin ışığı altında değerlendirilmesi, yorumlanmaları zorunludur. T.C. Anayasası'nın 148/3. maddesinde, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve Üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve Üyelerini görevleri ile ilgili suçlarından dolayı yargılama görevi Yüce Divan sıfatı ile Anayasa Mahkemesi'ne verilmiştir. Bu hükümle güdülen amaç, kuşkusuz yargılanacak kişinin gördüğü işin önem ve özelliği itibariyle özel bir Anayasa güvencesi sağlamak ve kişileri değil, müesseseleri korumak olup, doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle Yüce Divan'da yargılanması gereken kişinin bundan feragati de hukuki sonuç doğurmaz..............kaynak:meşe içtihat
-
Cevap: Yüce DİVAN 'da KİMLER YARGILANIR!.......
Hukukçu değilim ama Genelkurmay Başkanı tabiki yüce divanda yargılanır..
145 ve 148 i anlamak hiç zor değil.
-
AKEPE' döneminde MİLLET BORÇ BATAĞINA GİRDİ
HANİ TÜRKİYE BÜYÜYORDU,EKONOMİ REKORLAR KIRIYORDU.HEPSİ HİKAYE..........BÜYÜYEN BİR EKONOMİDE ,CEPLERİ PARA DOLU BİR MİLLET, KREDİ KARTLARINA VEYA TÜKETİCİ KREDİLERİNE SARILIYORSA ,O ÜLKEDE AĞIR EKONOMİK SORUNLAR VAR DEMEKTİR..........
AKEPE;zihniyeti tüm uyarılara rağmen ucuz döviz ve yüksek faiz ve ÜRETİMSİZ bir türkiye ekonomisi ile YOLUN SONUNA GELMİŞ DURUMDADIR...........MİLLET BORÇ BATAĞINDA ,BİZ UYDURMUYORUZ BAK AŞAĞIDA YAZIYOR...........
AMERİKA ,AVRUPA TABİKİ ŞAK ŞAK YAPACAK,AKEPE'Yİ ALKIŞLAYACAK........KENDİ MALLARINI SATIP,FAİZDEN FAİZ KAZANIYORLAR...........
Kredi kartı borç tutarında müthiş artış!
21 Ocak 2012 Cumartesi 07:55
2002 yılında 6 milyar 605 milyon lira olan tüketici kredisi ve kredi kartı borçları, 2011 Ekim ayı itibariyle 219 milyar liraya ulaştı.
--------------------------------------------------------------------------------
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, CHP Adana Milletvekili Ali Demirçalı’nın, tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarına ilişkin yazılı soru önergesini, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in bilgi notuyla yanıtladı.
Buna göre, tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarının toplamı;
2002 yılında 6 milyar 605 milyon,
2003 yılında 12 milyar 842 milyon,
2004 yılında 26 milyar 448 milyon,
2005 yılında 46 milyar 721 milyon,
2006 yılında 69 milyar 101 milyon,
2007 yılında 94 milyar 993 milyon,
2008 yılında 117 milyar 133 milyon,
2009 yılında 129 milyar 915 milyon,
2010 yılında 172 milyar 623 milyon oldu.
2011 yılı Ekim ayı itibariyle ise toplum tutar 219 milyar 70 milyon lira olarak gerçekleşti.
Kaynak:haber10.com.tr
-
Cevap: Yüce DİVAN 'da KİMLER YARGILANIR!.......
Siyasetin şekillendirdiği HUKUK ,BAĞIMSIZ yargıyı ALAŞAĞI eder.Ülke de hukuka inanç kalmaz.Siyaset YARGIYI ŞEKİLLENDİRME,KADROLAŞMAYA son vermek zorundadır.
Yargıyı siyasi bir araç olarak görenler hep bunun altında kalmıştır.
ADALET BAKANI VE MÜSTEŞARI HSYK 'dan DERHAL ÇIKARTILMALIDIR.
YÜKSEK MAHKEMELERE ATAMALARDA ,SİYASET ETKİSİZ KILINMALIDIR.
MESLEĞE ALIMLARDA aynı şekilde siyasetten arınmalıdır.
BUNLAR ,YAPILMADAN ADALET BAKANLIĞI HANGİ REFORMU YAPARSA YAPSIN ,BAŞARISIZ OLACAKTIR.
SİYASETİN GİRDİĞİ YERDE ,HUKUK BARINAMAZ..........EĞRİ BÜĞRÜ İŞLER........
-
Cevap: Yüce DİVAN 'da KİMLER YARGILANIR!.......
Bunları büyük harflerle belirten arkadaşlar ve o düşüncede olanlar,bırakalım uzak geçmişi 28 Şubat'ta,e-muhtıra verildiğinde neredeydiniz.Geçmiş darbeleri saymıyorum.O vakit neden asker siyasete karışmasın naraları atmadınız.Halkın seçtiği siyasilere hiçbir kurum illegal olusumlarla müdahale etmemeli demediniz.Aleni ve kesin yapılan işlere itiraz neden etmedinizde,şüpheli veya mümkün olmayan siyasetin yargıya müdahalesini gündeme BÜYÜK harflerle getiriyorsunuz.
-
Cevap: Soykırımcı Haçlıların Önde gideni Fransa ,Ermenileri Osmanlıya KİM KIŞKIRTTI!
Öztaylan: 'Ne Ermeniyim, ne Hırant'ım'
22 Ocak 2012 Pazar 12:10
AK Partili Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan, 'Ne Ermeniyim, ne Hırant’ım' dedi
--------------------------------------------------------------------------------
Edremit Belediyesi Şükrü Tunar Kültür Merkezi'nde yapılan AK Parti Edremit İlçe Başkanlığı seçimlerinde oy kullanma işlemi öncesi bir konuşma yapan AK Partili Balıkesir Milletvekili Cemal Öztaylan, son günlerde sık kullanılan 'Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hırant’ız' sloganına karşılık “Ne Ermeniyim, ne Hırant’ım” dedi.
Öztaylan gittiği bir toplantıda bir kişinin kendisine (Senin adın ne?) diye sorduğunu belirtip "Benim adım Mehmet Cemal Öztaylan." dedim. Aynı kişinin (Ben acaba Hırant’mısın? diye merak ettim ondan sordum.) dediğini aktaran Öztaylan salondakilere, “Acaba içinizde Ermeni var mı?“diye sordu. Öztaylan sözlerine şöyle devam etti: ”Bu millete bazı şeyler dikte ettiriliyor. Bazı şeyler söyleniyor veya söylenmeye çalışılıyor. Ben ne Hırant’ım ne Ermeniyim. Hani hepimiz Hırant’tık, Ermeniydik. Benim anamı, senin bacını Ruslarla beraber olup ta katledenler, büyükelçileri katledenler, öldürenler, acaba hepimizin olduğu Ermeniler miydi? Hırant’larmıydı? Benim vatandaşımı katlederken, Türk milletine Ruslarla beraber şey yaparken o zaman hepimiz Ermeniysek, o zaman 1915 olaylarını Fransa’nın yaptığı kanunları da alkışlayın da bir görelim sizi ağalar beyler.“
Kongreye AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Balıkesir Milletvekili Edip Uğur, Balıkesir Milletvekilleri Cemal Öztaylan, Tülay Pabuçcu, Ali Aydınlıoğlu, Havran Belediye Başkanı Hasan Lofçalıoğlu, Kadıköy Belediye Başkanı Hasan Özel, AK Parti İl Başkanı Mahmut Poyrazlı, diğer ilçe, belde başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile partililer katıldı.
Cihan Haber Ajansı
Kaynak:haber10.com.tr
-
Amerika, İsrailin OYUNCAĞI olmuş VAH VAH!
'Mossad'a emir ver Obama'yı öldürsün'
AMERİKAN HALKI KENDİ GERÇEK BENLİĞİNE DÖNÜP, SİYONİZMİ REDDEDİP İDAREYİ ELE ALMAK ZORUNDADIR.AKSİ TAKDİRDE MAHVOLUP ,DÜNYANIN NEFRETİNİ KAZANMAYA DEVAM EDECEKTİR.İSRAİL DENEN TERÖRİST DEVLETLE ARASINA MESAFE KOYMAK ZORUNDADIR.AKSİ TAKDİRDE AMERİKA ÇOK AĞIR BEDELLER ÖDER........
İSRAİLE YALTAKLIK ETMEYİ BIRAKMALIDIR.AMERİKA TÜM DÜNYADA GÜVENİLİR BİR ÜLKE OLMAKTAN ÇIKMIŞTIR.........CİDDİYE ALINACAK BİR ÜLKE OLMANIN İLK ŞARTI ,SİYONİZMİ ve onun gayrimeşru çocuğu emperyalizmi REDDETMEKTEN GEÇER........
Amerika bunu yaparsa ,yerlerde sürülen saygınlığı belki KALDIRIM ÜSTÜNE ÇIKAR........
22 Ocak 2012 Pazar 11:47
ABD'deki Atlanta Jewish Times Gazetesi'nin sahibinden, İsrail Başbakanı Netanyahu'ya tavsiye: Mossad'a emir ver, ABD Başkanı Obama'yı öldürsün
--------------------------------------------------------------------------------
Sahibi olduğu Atlanta Jewish Times gazetesinde bir makale yayımlayan Andrew Adler, İsrail'in İran'ın nükleer tehdidine karşı koyması için üç tavsiyede bulundu. İsrail'in ilk önce Hizbullah ve Hamas'a saldırmasını öneren Andrew, ikinci olarak İran'ın nükleer tesislerinin vurulması gerektiğini belirtti. Andrew, son olarak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD'de bulunan Mossad ajanlarına "İsrail dostu olmayan" Başkan Obama'ya suikast emri vermesini önerdi. Obama'dan sonra yerine gelecek başkan yardımcısının da "zorla" İsrail düşmanlarını ortadan kaldıracak politikalar izlemesinin sağlanması gerektiğini yazan Andrew, "Bu uçuk senaryonun İsrail'in derinlerinde tartışılmadığını mı düşünüyorsunuz?" diye makaleyi bitirdi.
TEPKİLER ÖZÜR DİLETTİ
Yayımlanan makaleden sonra büyük tepki alan Andrew, yazıdan dolayı pişman olduğunu söyledi. Andrew, yazı dolayısı özür dileyerek, suikasti savunmadığını öne sürdü. Ancak ABD Atlanta Yahudi Cemaati makalede belirtilen önerileri sert şekilde kınadı. Açıklamada Andrew'in Başkan Obama, İsrail ve Yahudi cemaatinden özür dilemesi gerektiği belirtildi.
Sabah
Kaynak:haber10.com.tr
-
Cevap: AKEPE'nin Yargı Reformu.....Hukuk Fakültesi Bitirmeden İdari Hakimlik!.......
Konuyu bilmiyorum ama bu %20 lik içinde hangi okuldan gelenler oluyordu..
bölüm sınırlaması varmıydı..?
şimdi bu kalktı mı?
-
Cevap: Soykırımcı Haçlıların Önde gideni Fransa ,Ermenileri Osmanlıya KİM KIŞKIRTTI!
http://www.youtube.com/watch?v=vUgF_fOer6s
Hrant Dink in sömürgeci (Fransa-ABD) emperyalist leri elestiren saklanan görüntüleri.