18 yaşından küçük kızla kendi rızası dahilinde sevgili şeklinde(cinsel içerikli sohbet vb. kesinlikle yoktur)konuşma

merhaba.hukukçu arkadaşlardan yardım bekliyorum.inşallah yanlış anlaşılmam siteye sırf bu yüzden üye oldum.benzer sorulara baktım ama kesinlikle benim durumumun benzeri söz konusu değil(hep cinsellik szö konusu o sorularda).ben 24 yaşındayım ve kız arkadaşım 16.5 yaşında.yane 18 den küçük birbirimizi seviyoruz.ama devlet memuru olmam münasebetyile ileride bi problem olur diye çok korkuyorum.kız arkadaşımla konuşmam suç mudur?(kesinlikle cinsel içerikli sohbet yoktur.hatta her zaman bu konuda uyarırm.).cevap verirseniz sevinirim.

Sizin korkunuz herhangi bir şey olursa devlet memurluğundan çıkarılmıyım korkusu. Sizi anlıyorum.

Kanunlarda ilgili olayın durumlarına göre , oranlara göre , eğerlere göre , şöyle ise böyle , böyle ise şöyle gibi çeşitlendirilerek verilecek cezalar değişebilir veya hiç ceza verilmeyebilir.

Yani anlıyacağımız kanun mantıklar dahilinde , hak ve adalet kavramlarına göre işler.



İlk önce yaşınız 24 ve 16,5 yaşında bir kızı sevmişiniz.Bunda yadırganacak bir durum yok. Olabilir.
Çıkabilirsiniz , gezebilirsiniz , dolaşabilirsiniz. Kızın aileside izin veriyorsa neden olmasın ki.
Sadece bizim toplum kurallarında genelde kız ile erkek tanıştı ise ilk önce söz kesilir. Daha sonra kız ile erkek haftada bir veya ayda bir birbirleri ile görüşürler. Ortada sorun yok ise nişan olur. Gene nikaha , düğüne kadar haftada bir veya ayda bir görüşebilirler. Türk toplum örf ve adetlerimizde usul böyledir.

Fakat isteyen usule uyar , isteyen uymaz. Herkesin kendi tercihidir bir şey diyemeyiz.

Şimdi kızın aileside sizinle görüşmesine izin veriyorsa ve sizde iyi niyetli iseniz kızla ileride evlenmek gibi niyetiniz var ise pek sorun gözükmüyor.

Peki bu ilişkiniz evliliğe doğru giderken bu esnada siz neler yaparsanız memuriyetliğiniz zarar görür bir bakalım.

TCK kanuna göre

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html

Siz bu kıza kötü söz söylerseniz ( hakaret , küfür vb ) Sizi Şikayet ederse hakaretten ceza alırsınız. Memuriyetinize bunun etki edeceğini sanmıyorum.

Siz bu kızı elle taciz ederseniz ve kız tarafından şikayet edilirseniz 2 ila 7 sene arası hapis cezası almanız olasıdır.

Siz bu kızla zorla ilişkiye girerseniz en az 12 sene hapis cezası hiç kaçarı yoktur alırsınız.

Siz bu kızı alıp başka yere kendisinin rızası olmadan götürürseniz hürriyeti yoksun bırakmaktan , kişiyi zorla alı koymaktan ceza alırsınız

Siz bu kızı alır döverseniz , yumruk atarsanız , tekme tokat dalarsanız ve kızda raporu alıp sizden şikayetçi olursa darptan hapishane yolu gözükür.

Bunları yaparsanız hali ile durumun , eylemin nevine göre ceza alırsınız.

Peki bunlardan hangisi benim memuriyetimi engeller diyorsanız.

Devlet memurları kanununda memuriyetten men cezası kısımlarını okuduğunuz zaman çok rahat anlayabilirsiniz.


DİSİPLİN CEZALARININ ÇEŞİTLERİ İLE CEZA UYGULANACAK FİİL VE HALLER:

Madde 125 - (Değişik madde: 12/05/1982 - 2670/31 md.)

Devlet memurlarına verilecek disiplin cezaları ile her bir disiplin cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

A - Uyarma : Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.

Uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak,

b) Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini terketmek,

c) Kurumca belirlenen tasarruf tedbirlerine riayet etmemek,

d) Usulsüz müracaat veya şikayette bulunmak,

e) Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak,

f) Görevine veya iş sahiplerine karşı kayıtsızlık göstermek veya ilgisiz kalmak,

g) Belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak,

h) Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak.

B - Kınama : Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir.

Kınama cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımından kusurlu davranmak,

b) Eşlerinin, reşit olmayan veya mahcur olan çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliyetlerini belirlenen sürede kurumuna bildirmemek,

c) Görev sırasında amire hal ve hareketi ile saygısız davranmak,

d) Hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,

e) Devlete ait resmi araç, gereç ve benzeri eşyayı özel işlerinde kullanmak,

f) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzeri eşyayı kaybetmek,

g) İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele ve iş sahiplerine kötü muamelede bulunmak,

h) İş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak,

ı) Görev mahallinde genel ahlak ve edep dışı davranışlarda bulunmak ve bu tür yazı yazmak, işaret, resim ve benzeri şekiller çizmek ve yapmak,

j) Verilen emirlere itiraz etmek,

k) Borçlarını kasten ödemeyerek hakkında yasal yollara başvurulmasına neden olmak,

l) Kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak.

m) (Ek alt bend: 17/09/2004 - 5234 S.K./1.mad) Yetkili olmadığı halde basına, haber ajanslarına veya radyo ve televizyon kurumlarına bilgi veya demeç vermek.

C - Aylıktan kesme : Memurun, brüt aylığından 1/30 - 1/8 arasında kesinti yapılmasıdır.

Aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak,

b) Özürsüz olarak bir veya iki gün göreve gelmemek,

c) Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak,

d) Görevle ilgili konularda yükümlü olduğu kişilere yalan ve yanlış beyanda bulunmak,

e) Görev sırasında amirine sözle saygısızlık etmek,

f) Görev yeri sınırları içerisinde her hangi bir yerin toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz olarak kullanılmasına yardımcı olmak,

g) (Mülga bent: 13/02/2011-6111 S.K 111. mad.)

h) (Mülga bent: 13/02/2011-6111 S.K 111. mad.)

ı) Hizmet içinde Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak,

j) (Mülga bent: 13/02/2011-6111 S.K 111. mad.)

D - Kademe ilerlemesinin durdurulması : Fiilin ağırlık derecesine göre memurun, bulunduğu kademede ilerlemesinin 1 - 3 yıl durdurulmasıdır.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:

a) Göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek,

b) Özürsüz ve kesintisiz 3 - 9 gün göreve gelmemek,

c) Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak,

d) Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak,

e) Görev yeri sınırları içinde herhangi bir yeri toplantı, tören ve benzeri amaçlarla izinsiz kullanmak veya kullandırmak,

f) Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,

g) (Mülga bend: 17/09/2004 - 5234 S.K./33.mad) *1*

h) Ticaret yapmak veya Devlet memurlarına yasaklanan diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak,

ı) Görevin yerine getirilmesinde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ayrımı yapmak, kişilerin yarar veya zararını hedef tutan davranışlarda bulunmak,

j) Belirlenen durum ve sürelerde mal bildiriminde bulunmamak,

k) Açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak,

l) Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek,

m) Diplomatik statüsünden yararlanmak suretiyle yurt dışında, haklı bir sebep göstermeksizin ödeme kabiliyetinin üstünde borçlanmak ve borçlarını ödemedeki tutum ve davranışlarıyla Devlet itibarını zedelemek veya zorunlu bir sebebe dayanmaksızın borcunu ödemeden yurda dönmek,

n) Verilen görev ve emirleri kasten yapmamak,

o) Herhangi bir siyasi parti yararına veya zararına fiilen faaliyette bulunmak.

E - Devlet memurluğundan çıkarma : Bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere memurluktan çıkarmaktır.



///////////




Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:



a) İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, sükun ve çalışma düzenini bozmak, boykot, işgal, * kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme , işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya bu amaçlarla toplu olarak göreve gelmemek, bunları tahrik ve teşvik etmek veya yardımda bulunmak,

b) Yasaklanmış her türlü yayını veya siyasi veya ideolojik amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek,

c) Siyasi partiye girmek,

d) Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,

e) Savaş, olağanüstü hal veya genel afetlere ilişkin konularda amirlerin verdiği görev veya emirleri yapmamak,

f) (Değişik alt bent: 13/02/2011-6111 S.K 111. mad.) Amirlerine, maiyetindekilere ve iş sahiplerine fiili tecavüzde bulunmak,

g) Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,

h) Yetki almadan gizli bilgileri açıklamak,

ı) Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,

j) Yurt dışında Devletin itibarını düşürecek veya görev haysiyetini zedeleyecek tutum ve davranışlarda bulunmak,

k) 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanuna aykırı fiilleri işlemek.

Disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından * silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır. Aynı derecede cezayı gerektiren fakat ayrı fiil veya haller nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü uygulamasında bir derece ağır ceza verilir.

Geçmiş hizmetleri sırasındaki çalışmaları olumlu olan ve ödül veya başarı belgesi alan * memurlar için verilecek cezalarda bir derece hafif olanı uygulanabilir.

Yukarıda sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallere nitelik ve ağırlıkları itibariyle benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verilir.

Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4'ü - 1/2'si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.

Özel kanunların disiplin suçları ve cezalarına ilişkin hükümleri saklıdır.

Yukarıda yazılı disiplin kovuşturmasının yapılmış olması, fiilin genel hükümler kapsamına girmesi halinde, sanık hakkında ayrıca ceza kovuşturması açılmasına engel teşkil etmez.

http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/388.html


//

Sevmediğiniz kızlara umut vermemeniz doğru bir davranış olacaktır.
Bir kızla uzun süre çıkıp , kızın hiç bir suçu olmadığı halde kızı terketmek o kızda büyük ruhsal sorunlara yol açacaktır.
Hatta sizi iftira bile atılabilir. Bunları göz önünde bulundurmanız doğru bir davranış olacaktır.

Fakat seven bir kız ise , karşı tarafın kendisini sevdiğine inanıyorsa ve bırakmayacağına ömür boyu beraber yaşayacağına inanıyorsa sevdiğine zarar verecek iftiralarda atmaz.

16-17 yaşındaki kızlarında toz pembe kendilerine göre dünyaları , hayalleri vardır.


Görevinizde başarılar.

Kız reşit olmadığından ailesinin herhangi bir şekilde bu durumu -sevgili olmanız durumunu- öğrenip sizden herhangi bir sebeple şikayetçi olmaları size mahkeme yollarının görünmesine sebep olacaktır.

yanıt verene arkadaşlara tşk ediyorum.

Alıntı:

---

Trf.Bilirkişi EmrahÖztürk rumuzlu üyeden alıntı

Kız reşit olmadığından ailesinin herhangi bir şekilde bu durumu -sevgili olmanız durumunu- öğrenip sizden herhangi bir sebeple şikayetçi olmaları size mahkeme yollarının görünmesine sebep olacaktır.

---

Alakası yok.

Aranızda cinsel ilişki olmadığı sürede istediğiniz şekilde muhabbet kurabilirsiniz. Aile rızasına bile gerek yok.

Alıntı:

---

döküntü rumuzlu üyeden alıntı

Alakası yok.
Aranızda cinsel ilişki olmadığı sürede istediğiniz şekilde muhabbet kurabilirsiniz. Aile rızasına bile gerek yok.

---

"elle sarkıntılık etti, oramı buramı elledi" diye şikayetçi olursa çok can sıkıcı durumlar olabilir.

zaten cinsel içerikli birşey söz konusu değil.sabahki cevpalrdan sonra belirli kararlar almak zorunda kalmıştım.ama sn.dökütünün söylediklerinden sonra kafam karıştı açıkçası.

Alıntı:

---

axcv rumuzlu üyeden alıntı

zaten cinsel içerikli birşey söz konusu değil.sabahki cevpalrdan sonra belirli kararlar almak zorunda kalmıştım.ama sn.dökütünün söylediklerinden sonra kafam karıştı açıkçası.

---

Sn.döküntünün dedikleri kanunda size tanınmış hak yada hukuki sınırlar. Diğer üyelerin yorumları pek hukukla veya kanunla alakası yok. Kaldı ki varsa bildikleri bir kaç kanun maddesi bu konuyla alakalı yazsınlar bizde aydınlanalım. Genelde konulara müdahale etmeyi sevmiyorum ama yalan yanlış saçma sapan bilgi kirliliğini düzeltmek için müdahil olmam gerekiyor. Siz keyfinize bakın.;)

Alıntı:

---

senoleker rumuzlu üyeden alıntı

"elle sarkıntılık etti, oramı buramı elledi" diye şikayetçi olursa çok can sıkıcı durumlar olabilir.

---

Şikayetçi olursa ispatlamak zorunda kalır. İspatlama şansı olmadığı için sorun yok.

Alıntı:

---

döküntü rumuzlu üyeden alıntı

Sn.döküntünün dedikleri kanunda size tanınmış hak yada hukuki sınırlar. Diğer üyelerin yorumları pek hukukla veya kanunla alakası yok. Kaldı ki varsa bildikleri bir kaç kanun maddesi bu konuyla alakalı yazsınlar bizde aydınlanalım. Genelde konulara müdahale etmeyi sevmiyorum ama yalan yanlış saçma sapan bilgi kirliliğini düzeltmek için müdahil olmam gerekiyor. Siz keyfinize bakın.;)


Şikayetçi olursa ispatlamak zorunda kalır. İspatlama şansı olmadığı için sorun yok.

---

kardeş senin kaç tane rumuzun var bu sitede. Herhalde başka bir rumuz ile yazıcaktın ama yanlışlıkla gene döküntü rumuzu ile yazdın sanırım.

"Şikayetçi olursa ispatlamak zorunda kalır. İspatlama şansı olmadığı için sorun yok. "

Çok kesin konuşup bilmediğin konularda okuyan insanların kafasını karıştırma istersen.
1.Bu durumlarda iftirayada maruz kalınabilir ve iftiraya maruz kalanı korumak lazımdır.
2.Bu durumlarda kişi sarkıntılık yapar ve yapmadım der.
Bu durumda pirincin taşını ayıklamak için kanun olayın nerde geçtiğine bakar.

1.Hakim ispatlamak zorunda olana , üstüne suç isnat edilenin olmadığı bir ortamda , olayın nerde olduğunu , saat kaç gibi olduğunu olay olduktan sonra ne yaptığını sorar.

2.Hakim üstüne suç isnat edilene ilgili gün nerde olduğunu ne yaptığını ve olayla ilgili yerde yoksa o anlarda başka bir yerde ise bu durumu ispatlayacak kişilerin var olup olmadığını sorar.

3.Tacize maruz kalanın ruh durum raporunu aldırır ve olaydan sonra ruh halinde bir değişiklik varmı ve ruh halinde bir değişiklik var ise olayla ilgili olup olmadığını bilirkişiden inceletir.

4. Tacize maruz kalan kişi olay yeri açık bir alan ise tacizin olduğunu gören varmı şahitin varmı sorar. Kapalı bir mekanda kimsenin şahit olamayacağı bir ortamda ise o ortamda beraber durmuşlarmı inceler. Şayet ikisi arkadaş ise ve durmuşlarsa taciz olayı olmuş ise hakim iki tarafı iyice dinleyerek sonuca karar verir.

Ortada iftira varsa suç isnat edene ceza verilir , ortada taciz varsa taciz edene ceza verilir.

Ha olduda hadi taciz eden bir şekilde tacizi ispatlanamadı. ve kızda tacize maruz kaldığı için çok kızgın. Bak ben sana ondan sonrası ne olur söylüyüm. O kız o kişiden kanuni yönden alacağını alamaz ise ailesi aracılığı ile her türlü alacağını alır . Kimsenin yaptığı kötülük kimseye kalmaz. Devletin kanunları yolu ile alacağını alamayanlar bu sefer başka kanunlara başvururlar.

Senin yazdığın resmen gidin taciz edin nasıl olsa ispatlayamaz gibi olmuş . Çok yanlış bir düşünce içindesin bilgin olsun.

Fakat bu durumda da her kız gider başkasına iftira atar diyorsanız işte yukarıda sorguda tacizi ispatlamayaz ve gerçekten ortada iftira varsa ve hakim buna kanaat getirirse bu sefer ilgili kıza iftira atmaktan cezayı verir.
///
Ne amaçla yazdığını tam anlayamadım ama dediğim gibi "resmen gidin taciz edin nasıl olsa ispatlayamaz" düşüncesinde yazdı ise çok yanlış düşünceler içindesin.
//


İKİNCİ BÖLÜM

Adliyeye Karşı Suçlar



İftira

MADDE 267. - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.

(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.

(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.

(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.

(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.

(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilân olunur. İlân masrafı, hükümlüden tahsil edilir.

Alıntı:

---

MahmutDemirkiran rumuzlu üyeden alıntı

kardeş senin kaç tane rumuzun var bu sitede. Herhalde başka bir rumuz ile yazıcaktın ama yanlışlıkla gene döküntü rumuzu ile yazdın sanırım.

"Şikayetçi olursa ispatlamak zorunda kalır. İspatlama şansı olmadığı için sorun yok. "

Çok kesin konuşup bilmediğin konularda okuyan insanların kafasını karıştırma istersen.
1.Bu durumlarda iftirayada maruz kalınabilir ve iftiraya maruz kalanı korumak lazımdır.
2.Bu durumlarda kişi sarkıntılık yapar ve yapmadım der.
Bu durumda pirincin taşını ayıklamak için kanun olayın nerde geçtiğine bakar.

1.Hakim ispatlamak zorunda olana , üstüne suç isnat edilenin olmadığı bir ortamda , olayın nerde olduğunu , saat kaç gibi olduğunu olay olduktan sonra ne yaptığını sorar.

2.Hakim üstüne suç isnat edilene ilgili gün nerde olduğunu ne yaptığını ve olayla ilgili yerde yoksa o anlarda başka bir yerde ise bu durumu ispatlayacak kişilerin var olup olmadığını sorar.

3.Tacize maruz kalanın ruh durum raporunu aldırır ve olaydan sonra ruh halinde bir değişiklik varmı ve ruh halinde bir değişiklik var ise olayla ilgili olup olmadığını bilirkişiden inceletir.

4. Tacize maruz kalan kişi olay yeri açık bir alan ise tacizin olduğunu gören varmı şahitin varmı sorar. Kapalı bir mekanda kimsenin şahit olamayacağı bir ortamda ise o ortamda beraber durmuşlarmı inceler. Şayet ikisi arkadaş ise ve durmuşlarsa taciz olayı olmuş ise hakim iki tarafı iyice dinleyerek sonuca karar verir.

Ortada iftira varsa suç isnat edene ceza verilir , ortada taciz varsa taciz edene ceza verilir.

Ha olduda hadi taciz eden bir şekilde tacizi ispatlanamadı. ve kızda tacize maruz kaldığı için çok kızgın. Bak ben sana ondan sonrası ne olur söylüyüm. O kız o kişiden kanuni yönden alacağını alamaz ise ailesi aracılığı ile her türlü alacağını alır . Kimsenin yaptığı kötülük kimseye kalmaz. Devletin kanunları yolu ile alacağını alamayanlar bu sefer başka kanunlara başvururlar.

Senin yazdığın resmen gidin taciz edin nasıl olsa ispatlayamaz gibi olmuş . Çok yanlış bir düşünce içindesin bilgin olsun.

Fakat bu durumda da her kız gider başkasına iftira atar diyorsanız işte yukarıda sorguda tacizi ispatlamayaz ve gerçekten ortada iftira varsa ve hakim buna kanaat getirirse bu sefer ilgili kıza iftira atmaktan cezayı verir.
///
Ne amaçla yazdığını tam anlayamadım ama dediğim gibi "resmen gidin taciz edin nasıl olsa ispatlayamaz" düşüncesinde yazdı ise çok yanlış düşünceler içindesin.
//


İKİNCİ BÖLÜM

Adliyeye Karşı Suçlar



İftira

MADDE 267. - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.

(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.

(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.

(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.

(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.

(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilân olunur. İlân masrafı, hükümlüden tahsil edilir.

---

Neden tüm sorunlu üyeler gelir beni bulur ki.

İlk olarak ben kimseye gidin taciz edin ispatlayamazlar tarzı salık vermiyorum. Adam 24 yaşında ve 16 yaşında sevgilisi olabilir. Cinsel münasebetleri olmadığı sürece kanunen daha açık olarak TÜRKİYE CUMHURİYETİ KANUNLARINA GÖRE bu durumu sakıncalı veya yasak kılan bir hüküm yok. Bunu demeye çalıştım.

Benden önceki üye iftira atılacağını söyledi. Ben de iftira atarsa ispatlamak zorunda kalacağını ve mantıken bir şeyin iftira olabilmesi için delil olmayacağı delil olmayacağı için de olmayan delillere dayanarak hakimin ceza veremeyeceğini kısaca yazmak istedim.

Biraz kitap okumanızı tavsiye ederim. Cümle yada metin okuma anlama yeteneğinizi gelişir. Zira bu kadar basit cümlelerden bu kadar yanlış suçlayıcı ve aşağılayıcı ithamlar çıkartmanızı pek hoş karşılayamam.

Alıntı:

---

döküntü rumuzlu üyeden alıntı

Neden tüm sorunlu üyeler gelir beni bulur ki.

İlk olarak ben kimseye gidin taciz edin ispatlayamazlar tarzı salık vermiyorum. Adam 24 yaşında ve 16 yaşında sevgilisi olabilir. Cinsel münasebetleri olmadığı sürece kanunen daha açık olarak TÜRKİYE CUMHURİYETİ KANUNLARINA GÖRE bu durumu sakıncalı veya yasak kılan bir hüküm yok. Bunu demeye çalıştım.

Benden önceki üye iftira atılacağını söyledi. Ben de iftira atarsa ispatlamak zorunda kalacağını ve mantıken bir şeyin iftira olabilmesi için delil olmayacağı delil olmayacağı için de olmayan delillere dayanarak hakimin ceza veremeyeceğini kısaca yazmak istedim.

Biraz kitap okumanızı tavsiye ederim. Cümle yada metin okuma anlama yeteneğinizi gelişir. Zira bu kadar basit cümlelerden bu kadar yanlış suçlayıcı ve aşağılayıcı ithamlar çıkartmanızı pek hoş karşılayamam.

---

İnsanlar yaratılışları itibari ile doğumdan ölüme kadar zaten başlı başına hem kendisi için , hem yakınları için hemde , 4 boyutlu yaşadığı bu gezegende diğer bitki,ağaç , hayvan ve canlılar için sorundur.

Kısaca insan = sorundur.
Sorunun olmaması için zaten insan olmaması lazımdır.

Amaçta zaten insanların doğa ve diğer canlılarla doğumundan sonra biyolojik ölümüne kadar bazı durumlarda mecburi kaldığı iletişimlerde , etkileşmelerde her canlının fiziksel ve ruhsal olarak zarar görmemesidir.

Sizinde daha iyi bildiğiniz üzere kanunlarda zaten ilk zamanlar 15-20 satır iken günümüzde bütün insanlar arası ve insanlar diğer canlılar ve doğa arasında oluşabilecek sorunlar 3.000 e yakın kategoride incelenmiş ve her bir kategori kendi arasında her bir canlının , diğer bir canlı tarafından zarar görmemesi için detaylandırılmış ve toplumun genelinin oluşturduğu ortak anlaşmalar , kanunlar vesilesi ile haksızlık kavramı tek tek detaylandırıp tespit edilmiş ve buna mukabil yaptırım uygulanmaktadır.



Bu arada kitap okuma tavsiyeniz için teşekkür ederim. İnsanların kitap okuması çok güzel bir eylemdir. Doğru bilgiler karanlıkları
aydınlatır ve insanlara huzur verir.

Bir insan 300 sayfalık bir kitabı 5 saatte anlayarak okuyabilir. Haftada sadece bir kitap okuyan insan senede 50 ye yakın bu türden sayfa boyutlarındaki kitapları okuyabilir. 10 senede işlerinden sonraki normal yaşantısında kalan zamanlarını değerlendirerek 500 kitabı bitirebilir.

Bu arada

Cinsel münasebetleri olmadığı sürece kanunen daha açık olarak TÜRKİYE CUMHURİYETİ KANUNLARINA GÖRE bu durumu sakıncalı veya yasak kılan bir hüküm yok.

Düşünceniz herkesin kabul edebileceği doğru bir düşüncedir. Bu açıklamayı yapmanızda ilgili kafası karışan axcv kardeşimiz içinde kafasındaki düşünceleri sanırım netleştirecektir.

Diğer yazdıklarınızda mantıken kelime kurgularına bakıldığında doğru olan cümleler.


Ben demekki anca bu kadar gelişebilen algı sistemimle ve kelime dağarcığımla sizin diğer cümlenizi yanlış anlamışım ve yanlış düşünceler içinde olduğunuzu zan etmişim sizde düzelttiniz. Teşekkür ederiz.

sayın hukukçu arkadaşlar şimdi tam olarak ne anladığımı belirtmek istiyorum.cinsel yakınlaşma,taciz vb. olmadığı sürece 16.5 yaşındaki bir kızla sevgili olmak suç değildir.doğru mu?

hukukçu arkadaşlar benim anlayacagım dilde sade ve basit bir yanıt bekliyorum.hayatımı ona göre şekillendirmek istiyorum.suç unsuru olan bir olayda bulunmak istemiyorum.zaten yıllarca okuyup bir yerlere gelmeye çalışyoruz.böyle bir olay yüzünden yılların emeğinin zayi olmasını istemiyorum.ilgi gösterip yanıt veren tüm arkadaşlara tşk ederim.çok açık ve kısa yanıt bekliyorum

Alıntı:

---

axcv rumuzlu üyeden alıntı

hukukçu arkadaşlar benim anlayacagım dilde sade ve basit bir yanıt bekliyorum.hayatımı ona göre şekillendirmek istiyorum.suç unsuru olan bir olayda bulunmak istemiyorum.zaten yıllarca okuyup bir yerlere gelmeye çalışyoruz.böyle bir olay yüzünden yılların emeğinin zayi olmasını istemiyorum.ilgi gösterip yanıt veren tüm arkadaşlara tşk ederim.çok açık ve kısa yanıt bekliyorum

---

Reşit olmayan bir kişi ile erkek yada kız sevgili olmak kanuna aykırı değildir.

Fakat gerek kız gerekse erkek reşit değil ise genel olarak bu durumlar yargı sürecinde istismar olarak değerlendirilip üzerinize iftira atılması an meselesi gibi diyebiliriz.Konuya cevap ilk mesajınızdan hemen sonra verilmiş.Dikkatli olmalı reşit olmayan kişi ile başbaşa ve herkesten uzak tenha yerlerde randevulardan mümkün olduğunca kaçınmalısınız.Kişi ile herhangi bir şekilde cinsel münasebete girmeniz gerekmez,cinsel istismar söz ile olabildiği gibi fiziksel yollada olabilir.

Arkadaşlığınızın kanunen sakıncası olmasa bile ahlaken sakınca doğurabileceğini ve bu sakıncaların sizi yargı sürecine taşıyabileceğini unutmayınız.

Kızın rızası ile bile olsa kacirmaya kalkarsaniz(18i doldurmadan) ve bir gun evine donerse, ailesinin şikayetiyle hapsi boylarsınız. Çok örnek var böyle. Diğer arkadaşların da dediği gibi aile sizi ogrenirse ve sizi veya flört durumunu istemezse kızımıza cinsel saldırıda bulunuyor diye şikayetçi de olabilir. Hatta kız bile ailesine destek verebilir. Bişey çıkar çıkmaz ayrı mevzu ama durduk yerde yargılanmak da onur kırıcı ve psikoloji bozucu bir durum olur.

Alıntı:

---

axcv rumuzlu üyeden alıntı

sayın hukukçu arkadaşlar şimdi tam olarak ne anladığımı belirtmek istiyorum.cinsel yakınlaşma,taciz vb. olmadığı sürece 16.5 yaşındaki bir kızla sevgili olmak suç değildir.doğru mu?

---

Benim merak ettigim, 24 yasinda bir erkek, 16.5 yasinda bir cocukla ne konusur ?

Bu konu, yasayip bildigim Ingiltere ve Kanada'da suctur.

Iyi niyetli bir erkek, eger cok sevmisse, yapar nisani, kizi, kizin ailesine teslim eder ve buyumesini bekler.

Yoksa bu tur konusmalar haftada 2 kez kapali mekanlarda surerse, duygusal yakinligin onune gecebilmek guclesecektir.

Kaldiki, bu kadar ozel ve ciddi bir konuyu, buralara tasiyabilen birinin, niyetinin ne oldugu oldukca su goturur bir konu gibi geliyor bana.

Yine de, eger en korktugunuz sey olur ve hakimin karsisina dikilirseniz, o hakim, yasam deneyimi ile sizi o mahkeme salonuna cakar, allah yaratti demez..

Karar sizin.

Alıntı:

---

döküntü rumuzlu üyeden alıntı

Alakası yok.

Aranızda cinsel ilişki olmadığı sürede istediğiniz şekilde muhabbet kurabilirsiniz. Aile rızasına bile gerek yok.

---

Konuya cevap verildiğini görünce konuya bakma gereksimimden dolayı cevapları tekrar inceledim ve bunun çok boş ve yanlış bir cevap olduğu kannatine vardım.

Şimdi bu konuyu başlatan vatandaşa bu cevaba istinaden kız tarafından iftira atılsa ve yargı sürecine girse bu olay ben onun yerinde olsam sizinde bu yargı sürecine dahil edilmenizi mahkeme hayetinden talep ederdim.

Forumun ciddiyetine uygun,insanların tavsiyelerinize uyup mağdur olabileceklerine ihtimal vererek sonradan bizimle alakasız olaylara dahil olmamak için boş boş atıp tutmamakta yarar var.

Kanundan yönetmelikten kopyala-yapıştır yapınca ne hukukçu olunuyor nede hukuk'u iyi biliyorum deniliyor öyle olsa hukuk fakültelerine gerek kalmazdı.İşin hukukçu gözüyle ve tecrübesiyle yorum kısmı ziyadasiyle önemlidir.

Alıntı:

---

Av.Hakan Toklu rumuzlu üyeden alıntı

Kanundan yönetmelikten kopyala-yapıştır yapınca ne hukukçu olunuyor nede hukuk'u iyi biliyorum deniliyor öyle olsa hukuk fakültelerine gerek kalmazdı.İşin hukukçu gözüyle ve tecrübesiyle yorum kısmı ziyadasiyle önemlidir.

---

Hakan Bey,

Hukuk Fakulteleri var olmasina da, siz bir hukucu olarak, memleketin bir hukuk devleti olduguna inaniyormusunuz ??

Memleketin bu gunlere gelmesinde, hukuk etigi, isleyisi, suresi ve evrensel hukuka uygunlugu ve hukuksuzluktan nemalananlarin coklugu acisindan baktiginizda, TBMM'nin her donem % 60'inin hukukcu oldugunu dusunerek, bugunlere gelmekte kendinizde ya da meslektas buyuklerinizde herhangi bir hata goruyormusunuz ?

"Forumun ciddiyetine uygun,insanların tavsiyelerinize uyup mağdur olabileceklerine ihtimal vererek sonradan bizimle alakasız olaylara dahil olmamak için boş boş atıp tutmamakta yarar var." derken, acaba bugunlere gelmekte, bu bakis acisi ve degerlendirmenin tesiri olabilirmi ?

80 senede, bir ahz-u kabza'yi turkcelestirmeyi basaramamis bir meslek grubunun, fanatik din gruplarindan sizce bir farki varmi ? onlarda, arapca okuyor, hicbiri bir sey anlamadan.

Bos bos atmaktan baska ne yapsin bu millet.

Ne zaman adam yerine konduki ?

Alıntı:

---

Levent114 rumuzlu üyeden alıntı

80 senede, bir ahz-u kabza'yi turkcelestirmeyi basaramamis bir meslek grubunun, fanatik din gruplarindan sizce bir farki varmi ? onlarda, arapca okuyor, hicbiri bir sey anlamadan.

---

Öncelikle sorularınızın konuyla uzaktan yakından alakası yoktur.Ayrıyetten genel bir tartışma konusudur sorduğunuz her soru birbirinden bağımsız olarak

O halde daha somut soralim.

Cinsel yaklasim olmadan, 16.5 yasindaki bir kizla sevgili olmak...

konu bu..!

Cinsellik olmadan sevgili nasil olunur ?

Sevgili olmaktan mutad, makul ve gercekci beklenti nedir ?

Konustugumuz konu 16.5 yasinda bir kiz cocugunun hayati.

Adam soruyor;

"sayın hukukçu arkadaşlar şimdi tam olarak ne anladığımı belirtmek istiyorum.cinsel yakınlaşma,taciz vb. olmadığı sürece 16.5 yaşındaki bir kızla sevgili olmak suç değildir.doğru mu?"

Ben bu soruya cok somut bir tesbit ve pesinden cok net bir cevap bekledim.

Sonra da, konuyla alakasi olmayan tartismali konulara daldim gittim.

Zihnim, hukuki net cevap alamayinca, sonuclarini cok agir odemekte oldugumuz toplumsal benzer konulara kaciyor.

Belki de insan beyninin bir fonksiyonu bu.

Insan beyni saniyorum, otomatik isleyis olarak, hukum verdigi konularin uzerine gitmekten imtina ediyor.

Belki de on yargilarimizin sebebi bu..

Neyse uzun ettim.

Yanitiniz icin tesekkurler Sn.Toklu.

Çok yanılıyorsunuz, kız tarafı ne istiyorsa o olur ister arkadaşlık ister cinsellik bu gün olmazsa yarin mutlaka cinsellik olacaktır ve direksiyon 16buçuk yaşında ehliyetsiz birinde olacak.. Güzel kardeşim sonunda evleneceksen her şey serbest, kızın izin verdiği sınırlar içinde.. FAKAT 16 yaşındaki bir kız 18 yaşına gelene kadar 50 kere fikir değiştirebilir.. Sen bence yaşına uygun birini bulmalısın.. Bugün onun için tutku olabilirsin ama yarin tiksinti olmayacağının garanti belgesi bile yok.. ??

Sayın axcv, yaş olarak anlaşılacağı üzre yeterli olgunluğa erişmemiş bir çocukla girilecek her türlü özel ilişki de ( Özel ilişkinin içini doldurmak istemiyorum herkesin bakış açısına göre değişir ) dikkatli olunması gereği açık ve nettir, ancak bana göre yaş tek başına sorun değil zira reşit yaşta bir bayanla yaşanacak ilişki de bile iftiraya , suçlamalara maruz kalmak mümkün bu konuda hiç bir ilişkinin garantisi olamaz diye düşünüyorum.16.5 yaşında bir çocuğun etrafındaki etkenlerden çok çabuk etkilendiğini ve çok sık kendisi ile fikirleri ile çelişebileceğini düşünürsek sanırım aranızdaki ilişki ne düzeyde olursa olsun başınızı ağrıtmaması için üst seviyede dikkat gerekir diye düşünüyorum.

Saygılarımla.

Alıntı:

---

Levent114 rumuzlu üyeden alıntı

Insan beyni saniyorum, otomatik isleyis olarak, hukum verdigi konularin uzerine gitmekten imtina ediyor.

---

Ülkemizin 56 Hukuk Fakültesinin ortalama 1250 öğretim üyesi hukukçu akademisyenin,her yıl 4500-5000 mezunu ve ortalama 75-80 bin avukat,ortalama 15000 hakim ve savcı,ortalama 2000 noter'in akıl edemediği sizin söylediğiniz üzere kabinenin her hükümet döneminde % 80'i hukukçu olan bir ülkede ahz-u kabz'ın bir iktisatçı olarak 80 yıldır osmanlıca olmasından şikayetinizi garibime gitti o yüzden kestirip attım.

Bence bu ülkenin en büyük sorunu kimsenin kendi işini yapmaması yada kendi işiyle beraber iküç satırlık bilgi edindiği yada mesleği icabı yollarının kesiştiği her işi meslek çalışanlarından daha fazla meslek edinmeye çalışarak ''bak benim işim terzilik ama manavdan daha iyi manavlık yaptım manav bile hayret etti bana'' diyecek kadar etiğe,mesleğe,kişiye olan hürmetsizliği ve işini yapması,işindeki sorunlara odaklanabilmesi için gerekli izni vermemesi.

Alıntı:

---

Av.Hakan Toklu rumuzlu üyeden alıntı

Ülkemizin 56 Hukuk Fakültesinin ortalama 1250 öğretim üyesi hukukçu akademisyenin,her yıl 4500-5000 mezunu ve ortalama 75-80 bin avukat,ortalama 15000 hakim ve savcı,ortalama 2000 noter'in akıl edemediği sizin söylediğiniz üzere kabinenin her hükümet döneminde % 80'i hukukçu olan bir ülkede ahz-u kabz'ı bir iktisatçı olarak savunmanız garibime gitti o yüzden kestirip attım.

---

Bir yanlis anlasilma var Sn.Toklu, ben savunmadim.

Neden bunun, herkesin anlayacagi bir turkce ile yazilmadigi husunu elestirdim.

Dogrusu bu kadar kalabalik oldugunuzu bilmiyordum...:)

Memleketin haline bakinca, hep birlikte bayagi bir ilginc bir toplum yarattiginiz ortada.

Kusura bakmayin daha ileri yazamiyacagim, her ne kadar ifade ozgurlugu var deselerde, var gibi yaptiklarina eminim.

Tek acidigim nokta nedir bilirmisiniz, hep birlikte,bizzat kendi cocuklariniza nasil bir toplum biraktiginizdir.

Bu kadar tevessuh etmis bir toplumun olusmasinda en buyuk sorumlularin hukukcular oldugunu cok iyi bilenlerdenim.

Musade ederseniz iki ornek vermek isterim.

Biri, 16 yasinda bir cocugun, mahkeme karari ile yasinin buyutulup idam edilmesi, ikincisi ise, Sn.Mesut YILMAZ'in yuce mahkemede, zaman asimindan yirtmasidir.

Bu nedenle, bu utanctan sonra, hicbir Harbokulu mezununun, 600 yillik tarihinden bahsetmemesi, hukukcularin ise Evrensel Hukuk normlarini agzina bile almamasi gerekirken, bakiyorsunuz general esleri vardiya bizde diyerek hukuk havarisi kesilirken, diger koca koca adamlar " burasi bir hukuk devletidir " diyebilmektedirler.

Hala yapar gibi yapiyor, AIHM'lerine sahte evraklar sunabiliyoruz.

Anlamak mumkun degil, nedir hukuk adamlarini dogrulari soylemekten uzak tutan..

Hukuk adami olmak demek, dik durmak, onurlu mucadele etmek degilmidir ?

Bakin bir cin atasuzu ne diyor ;

" eger bir yerde, kucuk kucuk adamlarin, golgeleri buyuk buyuk gorunuyorsa, orada gunes batiyor demektir."

Bence gunes, hic dogmamak uzere batmistir.

Bunca gunahi, hukusuzlugu, genlere yerlesmis acilari ve nefreti nasil duzelteceksiniz..

Alıntı:

---

Levent114 rumuzlu üyeden alıntı

80 senede, bir ahz-u kabza'yi turkcelestirmeyi basaramamis bir meslek grubunun, fanatik din gruplarindan sizce bir farki varmi ? onlarda, arapca okuyor, hicbiri bir sey anlamadan.

---

Demistik..

yanlışsam hukukçular beni düzeltsin 16 yaşındaki kişinin ailesinin ve kendisinin rızası olduğu sürece onunla evlenebilirsin hatta cinsel ilişkiye girebilirsin ama tabiki bu cinsel ilişki onu madur etmiyecek tarzda iyiniyetli olmalıdır yani cinsel ilişkiye girersin ama çocuk istemiyorsa çocuk yapmamak için önlem alınmalıdır yani prezervatif kullanılmalıdır aslında evlilik ailenin ve kendisinin isteğiyle kesin olacak bişiydir ama cinsel ilişki aileler izin vermeyeceği için günümüzde bu ailelerin haberi olmadan yapılmaktadır işte burada iki tarafında iyi niyetli olması ve çocuk yapmamak için önlem almalıdırlar çocuk çok büyük bir sorun olarak ortaya çıkar çünkü çocuğu bakmakla yükümlü olursunuz ayrıca hukukta sanırım cezası vardır ama 18 yaşından önce cinsel ilişkinin yasak edilmesi cinsel istismardan kaynaklanmaktadır ama ortada istismar diye bişiy yoksa karşılıklı saygı sevgiyle ve bilinçli olarak kötü niyet olmadan maduretmeden cinsel ilişkiye girilebilir.