-
Eski sevgiliye dava açmak
Merhabalar. 5 ay önce sıkıntılı bir ilişkiyi bitirdim. 3 aylık bir ilişkiydi. Eski sevgilimin ilişkinin başından bu yana bir sıkıntısı vardı. Eski sevgilisinden yeni ayrılmıştı. Ben bu durumda kendisiyle çıkmanın doğru olmayacağını belirtmeme karşın, çok ısrarcı ve kararlı bir tutum sergiledi. Ben de uyarılarımı yapmakla birlikte ilişkiye başladım. İlk 15 günün ardından eski sevgilisine dair anıların canlandığından bahsetti ve bana 1 hafta soğuk davrandı. Sonra iyileşti. İlşki bitene kadar bu durum 3'er hafta arayla 3 kez yaşandı. İyi olduğu dönemlerde ben kendisine pek çok konuda yardımcı oldum ki, bana alışsın. Aidiyet hissetsin. Bunların içinde maddi yardımlar da vardı. Kendisi zor geçinen biriydi ve yoldaş olmak istedim. En sonunda da evlenme teklifi etmeye karar verdim. Yüzük aldım. Ancak evlenme teklifinin hemen ardından bir tesadüf sonucu, facebooktan eski sevgilsine msj gönderdiğini gördüm ve ilişkiyi bitirdim. Ayrılığın ardından, onu suçlamadığımı, bir ilişkiyi bitirmenin zor olduğunu ama süreci en azından beni rencide etmeden yürütmesi gerektiğini ve bunu başaramadığını söyledim kendisine. İlişki boyunca kendisine yaptığım maddi yardımları ve yüzüğü onda bıraktım. Aradan 5 ay geçti. Ve ben, yüzüğü ondan geri istedim. Bana yüzüğü sattığını söyledi ve delirdim. Kısacası kendimi kullanılmış hissediyorum ve bunun bedelini ödemesini istiyorum. Bu kadar saygısız, bu kadar nankör olup ta rahat rahat oturmasını içime sindiremiyorum. Kendisine dava açma hakkım var mıdır, forumdaşlar beni yönlendirirse çok sevinirim. Yüzüğün parasını ve bazı maddi yardımlarımı ondan almak istiyorum.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Herhangi bir zorlama, kandırma vs. olmadan kendi isteğinizle vermiş olduğunuz para ve diğer maddi değeri olan şeyler için açacağınız davada pek şansınız olmadığını düşünüyorum.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Herhangi bir zorlama, kandırma vs. olmadan kendi isteğinizle vermiş olduğunuz para ve diğer maddi değeri olan şeyler için açacağınız davada pek şansınız olmadığını düşünüyorum.
olayın bu noktaya gelmesinin sebebi zaten samimiyetsizliktir. Ben her önüme evlenme teklifi eden birisi değilim. Birşeylerin var olduğuna inanırsınız ki, evlenme teklifi edersiniz. Ama ilişkinin bitiminin hemen ardından yüzüğün satılması çıkar amaçlı bir süreç yaşandığının göstergesidir. Kandırma diyorsanız evet kandırıldım. Zorlama derken biraz tuhaf kaçmıyor mu? bU işler zaten zorlama ile olmaz. İkili ilişkilerden bahsediyoruz. Gönüllülük esastır. O zaman boşanma davalarında da kimse kimseden birşey istemesin. Ama tazminat ve nafaka denen şeyler var değil mi? Ben hukuk yoluyla zararımı telafi etmeye çalışıyorum. Artı yüzük ya bu...Bunun hatırası olur. Bu çok özel bir hediye değil midir? Bir anlam yüklenmez mi buna? Ben ona bir ömür boyu hatıra olarak saklasın diye bıraktım yüzüğü. Herşeye rağmen kötü ayrılmamış olalım diye. Ama sattım dediği zaman kayış koptu bende. Böyle birşey olabilir mi? Hukuk buna bir çare bulmalı. Bunun bir yolu olmalı.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
YUkarıda belirttiğim, durum hakkında kendi yorumumdu elbette.
Ancak hediyelerin hatıra olarak saklanması gerekliliği şeklinde bir hukuki düzenleme bulunmadığından eminim.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Hakkaten çok kızmışsın.Sana kızmanda hak veriyorum lakin olayın hukuki bir boyutu yok.Yapılan gerçekten çok ayıp.Sayın Yetkiliye katılmamak elde değil.İnsanlara ilişki yada normal arkadaşlık yoluyla verilen hediyeler veya yapılan gönüllü yardımların sonradan ispatıda neredeyse mümkün değildir ki ispatlansada geri ödenmesi mümkün değildir.Ben arkadaşıma yemek ısmarlasam yada arabasında benzin olmadığını görüp benzinini alsam sonra aram bozulunca dava açmam elbetteki mümkün değil.Çok kızgın olduğun için sinirin sanırım mantığının önüne geçmiş durumda.Ayrıca ilişki denen ve hiç bir resmiyeti olmayan bir durumla devlet ve yasalar tarafından güvence altına alınmış, insanların soyadlarını ve nufus kütüklerini değiştiren evliliğin kıyaslanmasıda ne derece doğru bilmiyorum.Ayrıca biten çoğu ilişkide kişiler kendilerinin haklı olduğunu ve çok fedakarlık yaptıklarını düşünürler.Eğer dediğin gibi bu iddialarla insanlara ceza verilebilseydi inan kimse mahkemelerden çıkamazdı.Sayın yetkili dost acı söyler mantığıyla hukuken birşey yapamayacağını belirtmiş.İstersen tabiki deneyebilirsin.Ancak bu, sana o kişinin biraz daha zaman ve para kaybettirmesinden başka birşeye yaramayacaktır.Bunlar da benim kişisel yorumum.Geçmiş olsun.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
ben arkadaşların aksine dava açılabileceğini düşünüyorum. Halk arasında "çıkma" olarak bilinen durum aslında hukuken nişanlılıktır. Medeni kanun da nişanlanmayı düzenleyen hükümlerde nişanlanmanın evlenme dışında bir nedenle son bulması halinde alışılmışın dışındaki hediyelerin geri alınabileceğini düzenlemiştir..
III. Hediyelerin geri verilmesi
MADDE 122.- Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir.
Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Cevap veren herkese teşekkür ederim. Av.Fırat Kırımcı....Görüşünüz beni biraz rahatlattı. Zira bunun mutlaka hukukta bir karşılığı olmalı diye düşünüyorum. Sonuçta amaç adaleti sağlamaksa, burada adil olmayan bir durumu hukuğun gereklerine göre çözebilmek gerekir. Tamam herkes herkese dava mı açsın görüşüne de karşı değilim. Ancak burada gerçekten sıkıntılı bir durum söz konusu. Samimi olarak söylemek istiyorum. Ben bu kıza aşık oldum. İlişkinin gidişatı hoşuma gitmemesine ve bazı tatsızlıkların farkında olmama karşın, bitirmek istemedim ve kazanmak için elimden geleni yaptım. Aptalca biliyorum. Ama içimden nasıl geliyorsa öyle davrandım. Ayrıldıktan sonra da uzun süre bu durumu kabullenemedim. Ve yüzğü alırsam ilişkinin gerçekten tamamen biteceğine inandım. Bu nedenle açık kapı bırakmak ve düzelebilecek şeyleri mahvetmemek adına yüzüğü bıraktım. Aylar sonra onun etki alanından çıktım ve daha mantıklı düşünmeye başladım. Mantıklı düşündüğüm zaman ulaştığım sonuç, ciddi anlamda beni çok çok sinirlendirdi. Neden yüzüğü bırakıyorum ki diye düşünmeye başladım. Ama artık çok geçti. Yüzük satılmıştı. Herşeyi satsaydı ama yüzük çok özeldi, ona özeldi, bir anlamı vardı. O bir ömür boyu saklaması gereken bir hatıraydı. Alelade bir hediye değildi. Çok çok özeldi. Bana sorulmadan satılmamalıydı. Benim çok özel bir anlam yüklediğim yüzüğe pul kadar değer verilmemesi gerçekten beni delirtti. Ve şimdi dayanılmaz bir kuyruk acısı ile rövanş almaya çalışıyorum. Elbette hukuki yolları zorluyorum. Eşkiyalık yapacak değilim. Bedel ödetmek de değil niyetim. Zararımı telafi etmek. İlişki başlamadan önceki halime dönmek. Borçlar hukuku'nda yeni düzenlemeler yapıldı diye biliyorum. Siz de sebepsiz zenginleşmeden bahsetmişsiniz. Eğer gerçekten yapabileceğim bir şey varsa, hukuki süreci başlatmak istiyorum.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Alıntı:
Av.Fırat Kırımcı rumuzlu üyeden alıntı
ben arkadaşların aksine dava açılabileceğini düşünüyorum. Halk arasında "çıkma" olarak bilinen durum aslında hukuken nişanlılıktır. Medeni kanun da nişanlanmayı düzenleyen hükümlerde nişanlanmanın evlenme dışında bir nedenle son bulması halinde alışılmışın dışındaki hediyelerin geri alınabileceğini düzenlemiştir..
III. Hediyelerin geri verilmesi
MADDE 122.- Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir.
Hediye aynen veya mislen geri verilemiyorsa, sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır.
Alıntı:
A. Nişanlanma
MADDE 118.- Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur.
Nişanlanma, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça küçüğü veya kısıtlıyı bağlamaz.
yanlız dediğiniz olayın nişanlılık sayılabilmesi için tarafların birbirlerine evliği vaat etmeleri gerekir. bu kişiler arasında böyle bir durum olduğunu sanmıyorum.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
yuzuk'un kabul edilmesi demek evlilik icin vaad verilmis demektir. e bu durum icin heralde cevrelerinde de iki sahit vardir..
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
şahtiler elbette var. Ona bir arkadaşının doğum gününde evlenme teklifi ettim. Hatta üzerinde onun bir resminin olduğu ve üzerinde "X benimle evlenir misin" yazan özel bir t-shirt bile bastırdım. ve ben ona yüzüğü verirken, o bunu kabul ederken, yüzüğü parmağına takarken ve yüzük parmağında çekilmiş onlarca resim var. Buna ne diyorsunuz baylar.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
resimlerle ilgili görüşünüz nedir baylar. sadece resim değil. msn yazışmaları ve kendisine gönderdiğim mailler de bende halen mevcuttur. İspat konusunda sıkıntı yaşamayız. Ancak önemli olan şu...Bu tür davaların bir emsali var mı? Yargıtayın mevcut bir kararı var mı?
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Yanlız kanunda alışılmışın dışındaki hediyeler diyor kanımca yüzük alışılmış hediyelerdir. ayrıca yüzüğü hatırası olur diye bırakan da sizsiniz. illişkiyi bitiren de sizsiniz.
MSN yazışmaları ve mailler de yasal yollardan elde edildiyse, bildiğim kadarıyla delil kabul ediliyor.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak.
Alıntı:
ottobay rumuzlu üyeden alıntı
şahtiler elbette var. Ona bir arkadaşının doğum gününde evlenme teklifi ettim. Hatta üzerinde onun bir resminin olduğu ve üzerinde "X benimle evlenir misin" yazan özel bir t-shirt bile bastırdım. ve ben ona yüzüğü verirken, o bunu kabul ederken, yüzüğü parmağına takarken ve yüzük parmağında çekilmiş onlarca resim var. Buna ne diyorsunuz baylar.
Bu delilleri de dava dilekçesine ekleyerek Medeni kanunun 122. maddesine dayanarak dava açabilirsiniz. Ama bence burada hakkaniyet açısından haksız olan sizsiniz. Zira karşı tarafı terk ederken, yüzüğü ve diğer masrafları talep etmediğinizi ve geri istediğinizi belirtmişsiniz. 5 ay sonra yüzüğü geri isteminizi, hukuka uygun, dürüstlük ilkesi çerçevesinde iyi niyetli ve olağan bir yaklaşım olarak kabul etmiyorum.
Şayet ona mesaj yoluyla filan yüzük sende kalsın filan tarzı bir şeyler söylemişseniz, boşuna yargılama masrafları gibi ekstra masraflara girmenize lüzum yok, hata sizin. Tabii ki ilişkide size sadık kalamayan karşı taraf ama yüzüğü ve masrafları talep etmeyip daha sonra beş ay geçtikten sonra tekrardan arayıp daha önce istemediğiniz şeyleri istemenizin hukuki olarak dayanağı yok.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Arkadaşlar,
Değerli görüşleriniz için çok teşekkür ederim. Karşılaşabileceğim farklı durumlardan önceden haberdar olmamı sağlıyor bu tartışma ve verimli geçtiğine inanıyorum. Eklemek istediklerimi ve katılmadığım noktaları aşağıda belirtiyorum.
"Yanlız kanunda alışılmışın dışındaki hediyeler diyor kanımca yüzük alışılmış hediyelerdir. ayrıca yüzüğü hatırası olur diye bırakan da sizsiniz. illişkiyi bitiren de sizsiniz.
MSN yazışmaları ve mailler de yasal yollardan elde edildiyse, bildiğim kadarıyla delil kabul ediliyor. " demişsiniz. Allah aşkına alışılmışın dışındaki hediyeler ne demek. Bu ucu çok açık bir kavram. Benim eski sevgilime verdiğim hediyeyi geri alabilmem için yüzük değil de, bir leopar mı hediye etmem gerekiyordu. :))) Herhalde çok alışılmışın dışında bir hediye olurdu bu. :))) MSn yazışmaları ve mailler de yasal yollardan elde edildiyse demişsiniz...Msn yazışmalarını bilgisayarım otomatik kaydediyor...Ben biraz obsesif bir adamım. Belgelendirme ve saklama takıntısı var bende. O nedenle benim çöp diye bir kavramım yoktur. Ben herşeyi alır saklarım. Bunları da sakladım. Maillere gelirsek, gönderdiğim ve bana gelen maillerden bahsediyorum. Kendi mail adresimde kayıtlı olan mailler. Bunlar yasal yollardan elde edilmiş sayılır herhalde. Evet yüzüğü hatırası olur diye verdim. Ancak o da bana "emanetine çok iyi bakıcam. Onu istediğin zaman benden alabilirsin" dedi. Maillerde var. Bugün çirkefe bağlamamın sebebi, yüzüğün satılmasına çok kızmamdır. Çünkü normali ayrıldıktan sonra benim ondan o yüzüğü almamdı. Almadım. O da yememiş içmemiş gitmiş satmış. Yüzük çok özel bir hediyedir. Olaya bu açıdan bakın. Evet terk ettim. Ne yapmalıydım. Eski sevgilisiyle iletişime geçtiğini gördükten sonra, hukuk önünde haklı olayım diye ilişkiye devam mı etseydim. Ayrıca, karşımda bu haltları yiyen ama sorumluluğunu kesinlikle almaktan korkan birisi vardı. Ben ayrılalım demeseydim, biz halen çıkıyor olabilirdik. Ama ona da çıkmak denirse...karşımda korkak birisi vardı. İlişkiyi bitirmek istediği her halinden belliydi. Ondan sonra devam etseydim yüzsüzlüğe girerdi. ben de bitirdim. Ben haklılığımı her türlü ispat ederim. Yüzüğü bırakırken de gerekçelerim vardı. Almak isterken de gerekçelerim var. Hakkaniyet ilkesi derseniz, burada hakkaniyetli olan nedir? Benim suçum fiilen "ayrılalım" dememde midir? Yoksa hukuk, her haltı yiyip te sırf bu lafı etmedi diye, karşı tarafı haklı mı görür? Olaya bu açıdan bakınız...."hukuka uygun, dürüstlük ilkesi çerçevesinde iyi niyetli ve olağan bir yaklaşım olarak kabul etmiyorum." denilmiş. Rica ederim. Lütfen ama. Ben bu kadına evlenme teklifi ederken o mesajın gittiğinden haberim yoktu. Olsaydı evlenme teklifi etmezdim. Yüzük te bende kalırdı. Dürüstlüğü sorgulanması gereken ben miyim? Kötü niyetli olan ben miyim? Olağan dışı davranan ben miyim? Hırsızın hiç mi suçu yok diye sorarlar:))) Lütfen olayı böyle değerlendirin. Tamam garip bir hukuk sitemimiz var ama objektif olarak baktığınız zaman haksız olmadığımı eminim göreceksiniz. Teşekkür ederim.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Beyefendi anlamadığınız kısım şurası;
Siz bu kişiye yüzüğü ve diğer hediyeleri kendi rızanız ile hatıra olarak bıraktınız mı, bırakmadınız mı?
Bıraktıysanız, o andan itibaren hukuki olarak bir hak iddia edemezseniz, karşı taraf bunu ispat ettirse, yargılama gideri, harç parası ve diğer masraflar size fazladan yük olacak, mahkeme için yaptığınız masraflar yanınıza kar kalacak, demek istediğim bu.
Burada aldatılan taraf siz olabilirsiniz, ama siz kendi rızanızla bıraktınız, yani bu bağışlamadır, ve hukuki olarak bağışlama akdinden tek taraflı dönüş söz konusu değildir. Zira siz rıza dışı bırakmış olsaydınız bu sebepsiz zenginleşme olacaktı, ama sizin rızanız var, o kişinin bu hediyeleri elinde tutması veya satması hukuka uygun. Demek istediğim bu.
Hukuk sizin dışa yansımamış sebeplerinizle ilgilenmez, sadece somut gerçeğe bakarız. Siz kendi iradenizle o yüzüğü bırakmasaydınız işin seyri değişirdi, ama şu anki durumda haksız olan taraf sizsiniz. Çünkü siz bu eşyaları geri alma hakkınızdan kendiniz vazgeçtiniz, feragat ettiniz, başkası değil. Daha açıklayıcı olması için yaptığınız şey hakkın kötüye kullanılması olup hukuk düzeni tarafından korunmamaktadır.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
söylediğiniz herşeyi anladım. anlamadığım tek şey şu. hakkın kötüye kullanılması derken neyi kastediyorsunuz. Hangi hakkım varmış ki kötü kullanmışım.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Alıntı:
ottobay rumuzlu üyeden alıntı
söylediğiniz herşeyi anladım. anlamadığım tek şey şu. hakkın kötüye kullanılması derken neyi kastediyorsunuz. Hangi hakkım varmış ki kötü kullanmışım.
Şimdi hukuki olarak nişandan dönme durumunda olağandışı hediyeleri isteme hakkınız var. Siz bu hediyeleri ve masrafları talep etmiyorsunuz. Karşı tarafa "senden bir şey talep etmiyorum, yüzük de sende kalsın." diyorsunuz. Bu sözleriniz ile siz size ait olan şeyleri karşı tarafa bağışlamış oluyorsunuz. Bu sözlerinizle birlikte bağışlama akdi tamam olup artık o yüzüğün o kişide olması hukuksal nitelik kazanıyor. Beş ay sonra da o yüzüğü geri talep ediyorsunuz, bu hakkaniyete aykırı bir eylemdir. Zira bağışlama, karşılıksızdır ve bir kez yapılır sadece bir kişiye çıkar sağlar. Ama siz bağışladığınız bir şeyi geri istiyorsunuz. Bu hakkaniyete aykırıdır. Ben size bir şey bağışlasam bunu beş ay sona istemem doğal bir şey midir?
Hukuk size, bu yüzüğü geri alma hakkını zaten vermiş. Siz ise kendi rızanızla bu hakkınızı kullanmayıp karşı tarafa bırakmışsınız. Daha sonra da karşı tarafa bağışladığınız bu hakkınızı geri almak istiyorsunuz. Biz buna hakkın kötüye kullanılması deriz.
Başka bir tabirle açıklayayım. Sizin bana beş bin lira borcunuz var. Ama siz beni sevmiyorsunuz ve gıcıklık olsun diye, 10 kuruşlarla dolu bir çuvalı getirip, "Al, say işte borcum." diyorsunuz. Burada sizin borcunuzu ödeme yükümlülüğünüz var, ama alışılmışın dışında sırf beni zor durumda bırakmak için böyle bir şekilde borcunuzu ifa etme şansınız yok. Bana o borcunuzu hakkaniyete uygun şekilde yerine getirmek zorundasınız. Gideceksiniz, 20lik 50lik paralarla borcunuzu ödeyeceksiniz.
Sizin somut örneğinizde ise sizin 5 ay önceki sözlerinize sadık kalma yükümlülüğünüz vardır. Zira dürüst bir insana her koşul altında sözlere sadık kalmak düşer. Haa bu davayı alırsınız, ben avukatınız olsam %99 bu davayı alırdım. Ama mesele davayı kazanmak değil, mesele adil, dürüst ve samimi olabilmekte. Bu sebepten dolayı size bu konuda yardımcı olamayacağım. Tek bilmeniz gereken hukuki olarak haksız taraf bu yüzük meselesinde sizsiniz ve dava açarsanız kaybetme ihtimaliniz çok yüksek. Sizin lehinize olacak tek şey riske girmemenizdir.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Buradaki yazışmalardan anladığım şey şu. Net birşey yok. Kimisi dava açabilirsiniz diyor, kanuni dayanaklar da sunuyor. Kimisi de açsanız da kaybedersiniz diyor. Bu konuda içtihat ta yok. Hukuk düzenimizin özeti kısacası. Aynı zamanda hukuk düzenimizin sakat bir diğer yanını da tekrar hatırlamış oldum. O da şudur. Bizim hukuk düzenimiz, gerçeklerle değil, belgelendirilebilen gerçeklerle ilgilenmektedir. Belgelendiremediğim hiçbir şeyi kazanma şansınız yoktur. Dolayısıyla, istediğiniz şeyleri hukuki yollarla elde etme imkanınız çoğu zaman olmayacak bu durumda. Çünkü hukuk bunu sağlamayacak. Somut olaylarla ilgileniriz diyorsunuz. Bulunduğunuz noktada haklısınız. Ama, yazılı kuralların dışına çıkıp, gerçek hayatın doğal akışı içine girdiğiniz zaman ortada bir hakısızlık olduğunu (hukukun düzenlemeye bağlı kılmadığı, es geçtiği bir haksızlık) çok net görürsünüz. Bana, geçmiş olsun üstüne bir bardak su iç te diyebilirsiniz, hukuk ta bunu söyleyebilir. Ama amaç adaleti sağlamaksa, hukukun fonksiyonu da buysa, burada adil olmayan bir sonuç ortaya çıkar...Olayın ahlaki boyutu, insani boyutu, vicdani boyutu, duygusal boyutu ve ekonomik boyutu ile ortaya çıkan sonuç birbirini tamamlamayacak, tem tersine itecektir. Bu belki doğru olmayan ancak koşullara bağlı olarak olağan bir şekilde gelişen sürecin (ahlaksızlığın da kendi içinde bir mantığı vardır ve doğal süreci içinde ilerler) sonucu olması gereken hukuki hükmün doğmaması, dolayısıyla bir mantıksızlık ve haksızlık ortaya çıkaracaktır. Ahlaki olmayan bir süreç gelişiyor ve aslında o kişi bu yüzüğü en başından beri hak etmiyor. Ama ben bu süreçten haberdar değilim dolayısıyla yüzüğü veriyorum. Sonra ilişki bitiyor. Normal olan yüzğü geri almam ama almıyorum. Hatıra olarak sende kalsın diyorum. Çünkü hala o kişiye karşı zayıfım. Kırmak istemiyorum. İlişkiye devam edemiyorum ama o yüzüğe baktığı zaman pişmanlık duymasını istiyorum. O yüzüğe baktığı zaman beni kaybetmeye değer miydi diye sorgulamasını istiyorum. Artı ne olursa olsun unutulmak istemiyorum. O yüzüğü ona bu amaçlarla bırakıyorum. Satmasını kesinlikle istemiyorum. Bunu da ifade ediyorum. O da emanetine çok iyi bakacağım diyor.
Aylar sonra yüzüğü sattığını öğreniyorum. Ve çok sinirleniyorum. Çünkü ne olursa olsun o yüzüğün çok değerli olması gerektiğini düşünüyorum. Artı yüzğü onda bırakmaktan umduğum sonuçların hiçbirisi olmayacak artık bunu biliyorum. Evlilik teklifi için verilmiş olan bir yüzük ne olursa olsun satılmamalı bence. Hele ki ben herşeye rağmen ilişkiyi güzel bitirmeyi başarmışım. En azından bunun bir anlamı olmalı. Ama sen yüzüğe değer vermeyeceksin, emanete değer vermeyeceksin, anılara değer vermeyeceksin, bana değer vermeyeceksin. Sonra da hukuk bana diyecek ki, sen haksızsın arkadaş. Git bir bardak soğuk su iç. Şimdi bu adil mi? Vicdanlar rahat mı? Bunun bir bedeli olmamalı mı? Bu bedeli hukuk dışı yollarda mı aramalıyım? Bunlar eleştirel sorulardır. Elbette hukukun dışına çıkacak değilim. Ama bu, sorgulamayacağım anlamına gelmiyor. İster istemez sorguluyorum ve çıkardığım sonuç ta bu oluyor.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
............................
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Alıntı:
ottobay rumuzlu üyeden alıntı
Buradaki yazışmalardan anladığım şey şu. Net birşey yok. Kimisi dava açabilirsiniz diyor, kanuni dayanaklar da sunuyor. Kimisi de açsanız da kaybedersiniz diyor. Bu konuda içtihat ta yok. Hukuk düzenimizin özeti kısacası. Aynı zamanda hukuk düzenimizin sakat bir diğer yanını da tekrar hatırlamış oldum. O da şudur. Bizim hukuk düzenimiz, gerçeklerle değil, belgelendirilebilen gerçeklerle ilgilenmektedir. Belgelendiremediğim hiçbir şeyi kazanma şansınız yoktur. Dolayısıyla, istediğiniz şeyleri hukuki yollarla elde etme imkanınız çoğu zaman olmayacak bu durumda. Çünkü hukuk bunu sağlamayacak. Somut olaylarla ilgileniriz diyorsunuz. Bulunduğunuz noktada haklısınız. Ama, yazılı kuralların dışına çıkıp, gerçek hayatın doğal akışı içine girdiğiniz zaman ortada bir hakısızlık olduğunu (hukukun düzenlemeye bağlı kılmadığı, es geçtiği bir haksızlık) çok net görürsünüz. Bana, geçmiş olsun üstüne bir bardak su iç te diyebilirsiniz, hukuk ta bunu söyleyebilir. Ama amaç adaleti sağlamaksa, hukukun fonksiyonu da buysa, burada adil olmayan bir sonuç ortaya çıkar...Olayın ahlaki boyutu, insani boyutu, vicdani boyutu, duygusal boyutu ve ekonomik boyutu ile ortaya çıkan sonuç birbirini tamamlamayacak, tem tersine itecektir. Bu belki doğru olmayan ancak koşullara bağlı olarak olağan bir şekilde gelişen sürecin (ahlaksızlığın da kendi içinde bir mantığı vardır ve doğal süreci içinde ilerler) sonucu olması gereken hukuki hükmün doğmaması, dolayısıyla bir mantıksızlık ve haksızlık ortaya çıkaracaktır. Ahlaki olmayan bir süreç gelişiyor ve aslında o kişi bu yüzüğü en başından beri hak etmiyor. Ama ben bu süreçten haberdar değilim dolayısıyla yüzüğü veriyorum. Sonra ilişki bitiyor. Normal olan yüzğü geri almam ama almıyorum. Hatıra olarak sende kalsın diyorum. Çünkü hala o kişiye karşı zayıfım. Kırmak istemiyorum. İlişkiye devam edemiyorum ama o yüzüğe baktığı zaman pişmanlık duymasını istiyorum. O yüzüğe baktığı zaman beni kaybetmeye değer miydi diye sorgulamasını istiyorum. Artı ne olursa olsun unutulmak istemiyorum. O yüzüğü ona bu amaçlarla bırakıyorum. Satmasını kesinlikle istemiyorum. Bunu da ifade ediyorum. O da emanetine çok iyi bakacağım diyor.
Aylar sonra yüzüğü sattığını öğreniyorum. Ve çok sinirleniyorum. Çünkü ne olursa olsun o yüzüğün çok değerli olması gerektiğini düşünüyorum. Artı yüzğü onda bırakmaktan umduğum sonuçların hiçbirisi olmayacak artık bunu biliyorum. Evlilik teklifi için verilmiş olan bir yüzük ne olursa olsun satılmamalı bence. Hele ki ben herşeye rağmen ilişkiyi güzel bitirmeyi başarmışım. En azından bunun bir anlamı olmalı. Ama sen yüzüğe değer vermeyeceksin, emanete değer vermeyeceksin, anılara değer vermeyeceksin, bana değer vermeyeceksin. Sonra da hukuk bana diyecek ki, sen haksızsın arkadaş. Git bir bardak soğuk su iç. Şimdi bu adil mi? Vicdanlar rahat mı? Bunun bir bedeli olmamalı mı? Bu bedeli hukuk dışı yollarda mı aramalıyım? Bunlar eleştirel sorulardır. Elbette hukukun dışına çıkacak değilim. Ama bu, sorgulamayacağım anlamına gelmiyor. İster istemez sorguluyorum ve çıkardığım sonuç ta bu oluyor.
Ukala bir insanımdır ama sizi şunu temin edeyim, sadece bildiğim hukuki konularda yorum yaparım ve hukuki olarak daimi olarak dediğim şeyler doğru çıkar. Bu sitede birçok kişinin yorumları mevcut, hukukçu olmayanlar bile yorum yapabiliyor. Kendi adıma sadece hukuki yorumu yaparım ve dediğim şey daima doğrudur, olmak zorundadır. Bilmediğim konularda fikir yürütmem, isterseniz söylediğim her cümlenin hukuki gerekçesini sayfalarca açıklarım. Yani benim söylediklerime katılıp katılmamam önemli değil, zira ben kendi görüşümden ziyade uygulamada olanı söylüyorum. Kendi fikrimin bir önemi yok. Uygulamanın nasıl gittiğini bildiğim alanlarda aktif olup hukuki yorum getiriyorum. Bu noktada, sizin görüşünüze katılıyorum, bilmeden fikir yürüten çok kişi var.
Hukuk düzeninin belgelendirilebilir gerekçelerle ilgilenmesi çok normal, zira öbür türlü kim haklı kim değil bilinemez bile.
Şimdi ahlaki açıdan haklısınız, zira az buçuk ihanete uğramışsınız. Ama o yüzüğü o kişide bırakmayacaktınız. Vermeyecektiniz, geri alacaktınız, geri almamanız o kişiye güvendiğinizi gösterir, zira o kişi güveninize ihanet ederse burada hukuk düzeni size yardımcı olamaz.
vicdan açısından burada hukuk düzeninin adaletsiz olduğunu düşünmüyorum, bana gayet de adil geliyor. Bu işin formasyonunu alıyorum. Kendi isteğinizle bıraktığınız, bu satma olayının ihtimal dahilinde olduğunu da düşünmeniz gerekirdi. Siz düşünmediyseniz hukuk düzeni size bu noktada yardımcı olamaz.
Kişisel yorumum ise; ilişkiyi iyi bir şekilde bitirmişsiniz, keşke yüzüğü bırakmasaydınız. Ama artık yapabileceğiniz bir şey yok. Ama burada hata hukuk sisteminde değil sizde. Ayrıca dava açmamanızdaki tek çabam ekonomik olarak kendinizi riske atmamanızdır. Zira kaybetme ihtimaliniz oldukça yüksek bir dava. Hem de bu yüzük karşı taraf için kazanılmış bir hak niteliğinde.
Size diğer bir örnek vereyim. Şayet bu bayan, "Satmadım kaybettim." dese sattığını ispat edemezsiniz, onun da kaybetmesini ispat etmesine gerek zaten de yok. Boşuna kendinize ek mahkeme masrafı yapmanın alemi yok.
Olay itibariyle haklı olan taraf elbetteki sizsiniz, ama bir hukuki olayda birbirinden bağımsız değerlendirilmesi gereken bazı alt olgular da vardır. Sizin ayrılma olayınız ile yüzük meselesinde olduğu gibi.
Geçmiş olsun, hayatta keşke hiç kötü anılar olmasa, ama onlar iyi ki varlar ki geleceğe karşı daha tecrübeli oluyoruz, bunlar önemsiz şeyler. Emin olun en büyük sorunlarınız bunlarla sınırlı kalsın.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
............................
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
............................
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
..............................
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
..............................
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Sn.ottobay;
bu alıntıları burada açmanıza gerek varmıydı gerçekten?
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Sn.Ottobay;
Hukuki olmayan başka bir boyuta geçtiğinizi düşünüyorum.Hata, insanların belki hergün yaptıkları bişey.Her hata yada yanlış davranışın hukuki karşılığı yoktur.Yalan söyleyen birini toplum, saygısından mahrum ederek cezalandırır.Güvenilmez birine gösterilen itibarsızlık yada ahlak yönünden yanlış davranışlarda bulunan birini ayıplama gene toplumun vermiş olduğu bir çeşit cezadır.Karşı cinsle ilişki halinde olan insanlar çoğunlukla belli dönemlerde yüzük, kolye veya anlam yükledikleri başka birşeyleri hediye olarak karşı tarafa verirler.İlişkilerde verilenlerde herzaman dengeli olmayabilir.Bazen maddi manevi bir çok şeyi tek taraf kendi rızasıyla verebilir.Bu işten daha zararlı çıkmayı göze alıyorsanız bir avukatla görüşebilir gerekirse, dava açma yoluna gidebilirsiniz.Ancak karşı tarafın kaybettim ve ona olan kızgınlığımla öyle söyledim demesi bile hem burda yazdıklarınızı hem yaptığınız masraf ve uğraşları boşa çıkaracaktır.Onu cezalandırma isteğinde ve hukukun kafanızdaki şablona göre işlemesini ister durumda görüyorum sizi.Ben bu durumun hukuki bir karşılık bulacağını düşünmüyorum.Ayrıca iki kişi arasında geçmiş ve iki kişi arasında kalması gerektiğine inandığım bu tarz yazılarıda ben bu forumda ilk defa görüyorum.Herkese iyi forumlar.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
haklısınız. iletileri sildim. doğru bir hareket olmadı. konu anlaşılmıştır. fikrini paylaşan herkese teşekkürler.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Alıntı:
ottobay rumuzlu üyeden alıntı
haklısınız. iletileri sildim. doğru bir hareket olmadı. konu anlaşılmıştır. fikrini paylaşan herkese teşekkürler.
Tekrar ifade etme gereği duydum, üslubumuz biraz sert olabilir. Zira olay genelinde haklı olan taraf sizsiniz. Ama hediyelerin geri verilmesine dayanarak dava açacak olursanız, size yok yere fazladan masraf olacaktır. Sonuçta buradaki amacımız sizin çıkarınızı korumak, şu aşamada yapabileceğiniz tek şey, önünüze bakmak, esenlikler.
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Merhabalar,
Konuyu uzun bir süreden sonra tekrar açıyorum fakat gerçekten bu gerek uzun yazmışım biraz lütfen yardım edin bir akıl verin bana
17 Mart 2008'de bir ilişkim başladı deli gibi aşık olduk sevdik süprizler hediyeler neler neler aynı birbirimizin bir parçasıydık bunu birbirimize böyle söyler ve kelimelere dökülemezdi aşkımız ilk ilişki başladığında bana ciddi ise devam edelim demişti öylede oldu belli bir müddet sonra abisi ile tanıştır dı güzel bir şekilde ilerledi 1 2 yıl sonra ben fakülte okuyacağım annem sıkıntı çıkarır sen de evlilik için bir fakülte mezunu ol dedi meslek yüksek okulu idi kayıt yaptırdık hem çalıştım hem okudum şükürler olsun okul bitti ee arada askerlik var dedi bir tecilim var zaten tecilliyim sürem var daha fakülte bitti bir tecil daha oldu yok beklemedik bütün tecili bozdur hop hemen askere kısa dönem onuda yaptım askerden geldim ohoo bal kaymak okullar bitti çalıştığım fabrikada tekrar başladım oda kpss ye çalışıyor bir taraftan sözleşmeli öğretmenlik yapıyor nerdeyse evli sayılırız herşey serbest ilişki renklendi bekar evi felan sonra askerden gelene yani bana aile baskısı başladı EVLEN aileler biliyor ilişkiyi sadece kız ailesi razı değil ilk haftamızda telefonda yakaladı kıza demediğini koymamış ben askerde iken bile evime gelip gidiyor kız ailemde doğal olarak eee sevgilin var hadi adını koyalım o gün lale devri bitmiş şimdi anladım anne vermiyor kızı ana okulu öğretmenliği bitirdi memur olacak ee sende memur ol işletme mezunu memur için en az lisans düzeyi kpss 83 almam lazım 2006 dan beridir çalıştığım bir fabrika memurdan fark yok dedik şuha buha derken evine çağırmadı okul müdürü annesi okullar kapalı yaz ayıydı okula çağırdı annesi suratıma bile bakmadı annemle görüştü ben babası ile başka oda da görüştüm tamam dediler bir araban bir evin olsun şu kız atanana kadar bekle tamam ben beklerim bir adı koyulsun bekleyeyim yok ilk önce atama sen bekle bu arada ev araba yap işinde ilerle kariyer yap mali müşavir ol neler neler çalıştığım fabrikada hissemi demesem yok damadım mali mşavir mi demesem neler tamam dedik şükürler olsun para biriktirdim eve yazıldım bir gün kaynana hani senin için ne yapıyor bir şey yapmış mı? hemen hop al sana kapak evin sözleşmesi whatsapdan gönder daha sonra bir gün buluştuk babası aradı hemen geliyorum baba telefonu kapatınca bir araba alamadın bak hava karardı babam arıyor dedi günlerden cumartesi idi hemen pazar günü araba pazarına ne oldu araba alacağız düştük bir şahin s'e 6.500 verdim üzerinde 5.000 harcadım(ciddi söylüyorum muhasebeciyim ne harcadı isem yazdım bir koşeye) güya adım ona anlayanlarla gittik hiç bir şey anlamazlarmış bir hırs almasam şuan avrupa bir arabaya biniyordum durumum ciddi kötü değil hayalim hep spor küçük arabaydı acele edince elimizde de o kadar para vardı bir süre sonra motor gitti yaptır cantlar lastik haşat lastik yaptır canttan kaçırıyor artık ee ne olacak belli bir süre sonra onuda değiştir sanayici oldum iş sanayi ev iş sanayi ev tabi ne para kaldı ne pul hepsini sömürüyor araba bir de sevdiğim kız arabayı beğenmiyor yadırğıyor ben iyice çöktüm artık arada afakanlar bastırıyor askerden geleli 2 buçuk yıl oldu ev araba tamam iş güç maaş tamam ne oldu! BEKLE e yuh artık ailem üzerime çok geliyor misafir gelir hoş geldin amca leyn hoşu felan geç ne zaman evleniyon oğlum illa kaçıralım mı yaz ayı hüç düğün bitermi gitsen vay gitmesen vay psikoloji çokuşe geçti ve bende çok tehdit ettim işte yaza oldu oldu ben yokum işte 2014 olmadan olacak bu iş ben yokum ama hepsinde de bir it gibi dizinin dibindeydim bana lafını vururdu ben senden geçemem derdim yanı arada atladığım çok çok çok şey var düşünün 7 yıl geçti evlilik teklifi var gittim nişan yüzüğü felan değil pırlanta aldım çanta saat neler neler yaşım 28 fakat beden öyle demiyor saçlar bembeyaz ikiz kardeşim var bire bir kopya onda hiç bir şey yok bende bembeyaz eylül 2014 de annemle döğüştüm ben evden kaçıyorum bu evde durmam dedi zor ikna ettim söz verdi kapadık telefonu ama evden kaçmış arkadaşına gitmiş (şuan inanmıyorum göz açıldı aşkın tutkunun büyüsü kalktı aradan arkadaşına almaya gitmiştim gelmedi ayrıldıktan sonra bir gün o kaçtığı arkadaşı ile telefonda konuşurken arkadaşı anlamamı sağladı açık verdi kaçtı mı? dedi bemde senin evine dedim toparlamaya çalıştı bende zannediyorum ki bak benim için evinden bile kaçtı) kızın annesi benim annemi aramış benim kızımın beynini yıkıyorsunuz bu kız atanacak 2 yıl mecburi görevi var söyle böyle derken telefonda döğüştüler ee aileler anlaşamıyor ilk ayrılığımız dı 1 hafta sürdü ben hergün evlerinin oradayım barıştık ama artık o değil çok farklı saçı uzundu ben uzun saç severdim omuzların üstünde çok makyaj yapmazdı makyajlar başladı akşamları dışarıya çıkamazdı akşamları buluşamazdık dışarı çıkmalar eskisi gibi sık görüşmeler yok artık hep arkadaşları arkadaşlarının yanına hemen zıplarım iyi güzel hazırlanılmış benle buluşur hiç hazırlık yok öyle çıkmış gibi evden telefon bekletmeye alıyor yani meşgul kimdir o yaa şunla görüşüyorum dışarı çıkarken haber verirdi hiç haber yok akşam bile çıkar haber yok akşam ben evde ders çalışıyor sanıyorum akşam çıkıyor öğreniyorum uyarıyorum sonra bir daha ve telefonda görüştüğü arkadaşına gidiyor ee o kadar telefonla görüşüyorsun niye gittin yanına yüz yüze görüşmem gerekti bunların hepsini bir ip gibi sıraladım ee eskisi gibi olmam için beklemen kendini göstermen gereç köprüyü hemen geçemezsin gayret etmen gerek beni 7 yıl sömürdü ve 06 Aralık 2014 de bir mesaj ile bitirdi ne şiddet uyguladım nede aldattım güzelce telefonda konuştuk misafirliği gidiyorum dedi telefonu kapattı üstüne bir mesaj şubat 15 atamasında siktir oldu gitti şöyle bir bakıyorum arkama bildiğim MALMIŞIM kaliteli SAĞMALIK İNEK pırlantayı almaz isen çöpe atarım dedi son atama yeri belli olmadan 2 gün önce arkadaşına bıraktı 7. yılımızda çiçek gönderiyorum okulumu öğrenmiş beni tehdit ediyor oraya gelirim diyor leyn faceden yazıyor geri zekalı demek ki dedim tamam memur oldu götü kalktı abi 7. yılımda açıldı gözüm eylül den mart a kadar intaharmı denemedim köpek gibi seviyorum yapmamı demedim yine gafletle tehditmi etmedim bak ilişkimizin sırlarını herkeze söylerim(cinsel yani) diye ama en güvenilir sır tutacak 2 arkadaşına söyledim başka bir amacım yoktu olsa idi herkez duyar ya mapus yada toprakta idim psikoloğa gittim majör depresif (ağır ruhsal çöküntü) ilacı atınca ilk bir ağırlı uyku hali ağızda dudakta kuruma sonra rahatlıyorsun ama beynimib içi bir kazan ve bana yıllardır söylediği bir kaç yalanı benden önce 1 sevgilisi vardı meğer 2 imiş biri görüşürken nisanlanmış gitmiş biride bunu eve götürmüş korkup kaçmış ve raslantı hep bir sevgili arası 1 hafta sürmüyor bir yalanla aileleri döğüştürdü beni yıllarca sağdı özellikle ilk ayrılık eylülden son bitiş aralık ayına kadar bildiğin zulmetti hayatı zindan etti o sogukta aileme küstüm sizin yüzünüzden diyerek sokakta arabada yattım ben giden yıllarımın maddi ve manevi çöküntümün hesabını nasıl sorarım bana yardım edin
-
Cevap: Eski sevgiliye dava açmak
Bu kadar saygısızlık olamaz.
Yazdığın yazıyı sen zahmet edip okumazsın.Karşılıksız yorum yapılan Türkiye'nin en saygın forumuna içinde argo olan, konuşur gibi yazılmış diyeceğim o da değil, saygısızca, anlaşılmaz 7 yıldır gördüğüm en absürt yazıyı yazmışsın.word e kopyasalar 2 sayfa alır 1 tane ne nokta var ne virgül.Konuşur gibi demeye bile bin şahit.
Bunu yazarken ''ya bu insanlar hiç bir karşılık beklemeden bunu okuyacaklar biraz anlaşılır yazayım nokta virgül koyayım kelimeleri zahmet edip düzelteyim'' demeyene biz neyin cevabını verelim.
Ben burada Editör olduğum için işkenceye benzer bu yazıyı zorlanarak sonuna kadar okumaya çalıştım.Sana da aynı üslupla cevap vereyim ki empati yapamıyorsun bari ne yaşadığımızı anla.
Sen kendi isteğinle bir kızla baraber olmuş kendi isteğinle ona bir şeyler almışsın.Zamanını paranı harcamışsın.Bu suç değil.Sanane kızın atanmasından.Senin kafana silah mı dayadılar kıza yüzük al dedi aldım, askeri git dedi git, araba al dedi aldım diyorsun.Kendi isteğinle yapmışsın.Hiç bir hukuki tarafı yok anlattıklarının.
Tekrar paylaşım yapacaksan küfür eder gibi ileti yazma(hoş içinde küfür de var yazdıklarının da zaten kimse orasına kadar okuyamayacağı için göremeyecek) bu sefer siteden uzaklaştırma benzeri yaptırımlarla karşı karşıya kalırsın.