Şiddetli Geçimsizlik ve Aile birliğinin Temelden Sarsılması

Merhabalar,

ben 30 yasında bir bayanım ve yaklasık 3 senelik evliyim. eşimi cok seviyorum ve hala saygı duyuyorum. evlenmeden bir kac ay oncesinden baslayacak sekilde surekli kavga ettik, ve bir turlu duzenimizi oturtamadık. yaklasık 2 sene kadar once bir tartısma esnasında esim bana şiddet uyguladı ben de evi terk ettim. bu gunden sonra surekli gorustuk toparlamak icin iletisim halinde olduk ve bana gore toparlamıstık da. ama ben artık ayrı yasamamızın anlamsız oldugunu dusunuyordum, neticede bir evimiz vardı ama esim beni kendini herkesten gizleyecek sekilde gelip alıyor dısarıda vakit geciriyorduk. bundan 6 ay kadar once ben eve donecegimi soyledim eşim de "donme donersen boşarım seni" dedi. ama ben dondum, o gunden sonra da eve hic gelmedi, surekli surecle ilgili tum gerginligini bana yansıttı ve bir cok kez evden attırmak, elektrik su sayaclarını sokturmek vb. durumlarla tehdit etti. tum bunların yanında aslında eşimin sureci olayları idare edemedigini aslında tum bunları yapacak bir bay olmadıgını soyleyebilirim.
Mart ayının sonunda eşim şiddetli geçimsizlik ve aile birliğinin temelden sarsılması sebepleriyle boşanma davası açtı. bana hiç danışmadı, fikrimi önemsemedi, bir çok defa da "sana kararımı tebliğ ediyorum bu evlilik bitti" dedi.

ilk celsemiz bir kac gun once goruldu. Hakim bey bosanmamıza son derece sıcak bakıyordu ki; bana son derece kibar ve şevkatli şekilde nasihat etti. " kızım bak senin egitim seviyesinde bir bayan bu adamın bu işi bitridigini anlamalı seklinde" 3kere boşanmak isteyip istemedigimi sordu, hayır dedim.

forumlarınızdan bu durumda eşimin şiddetli geçimsizliği savunmasının güç olduğunu anlıyorum. Çünkü bir arada yaşama durumu yok. Fakat aile birliğinin temelden sarsılması sebebiyle ne kadar yol alabilir bilmiyorum. bu konuda benimle bilgi paylasabilir misiniz?

iddaları; birbirimize sozlu siddet uyguladıgımız, onun siddeti sebebiyle benim evden ayrılmam, ve onun bir daha benimle aynı catı altında yasamayacagını garanti etmesi..

ikimizin de birbirimizden tazminat talebi olmadı, ortak cocugumuz yok. sahit ve tanık gostermedik, ikimizin de avukatı yok.

Hakim bey, eşime onu anladığını ama kanunun onu hemen boşamaya musade etmedigini soyledi.

benim sorum şu; evliliğimle ilgili tüm kusurlarımı yazdım, benim fikrim davanın reddi olsa bile onumuzdeki celsede boşanmamıza karar verilebilir mi? şahit tanık ve delil sunulmazsa dava tahminen na kadar surer? ben sadece mahkemeden, biz 2 senedir bir araya gelmeye calısıyoruz, ve bu kadar zamandan sonra evliliğime bir şans daha verilmesini, olmadığı takdirde boşanmayı kabul ettigimi bu durumda kabul etmedigimi soyledim. davanın reddini talep ettim.

şimdiden teşekkur ederim

Saygılarımla;

Siz boşanmayı kabul etmeyecek olursanız eşiniz kendi kusurlarını ileri sürerek boşanamaz. Velevki çok abarttı hakimde resen boşanmanıza karar verdi. Bu durumda eşiniz tazminat ödeyebilir.
Ancak anlattıklarınızdan ve hakimin söylediklerinden anlaşıldığına göre boşanamayacaksınız. Bu durumda eşiniz eve gelmeyecek sizinle birlikte olmayacak ve 3 yıl bekleyecektir. Üç yılın sonunda fiilen beraber olunmadığı için açacağı boşanma davasında boşanacaktır. Bu üç yıl içinde son açtığı boşanma davasının gerekçeleri ile aynı olan gerekçelerle dava açamaz. Ancak sizin dava açma hakkınız baki. Her zaman dava açabilirsiniz.

mrb. ben eşime karşı tedbir nafaka davası açtım ayrı yaşamaktayım ailemin yanında kalıyorum. 2 kez duruşmam oldu ilk duruşmada eşim gelmedi 2. duruşmaya hakim gelmesini talep etti 2. duruşmayada şahitleri ve kendisi yine gelmedi avukatıda yoktu. Davam sürekli erteleniyor oysa bide tedbir nafakası. hakim 2. duruşmada müzekkere halinde pul ve zarflı tebligat gönderilmesi gibi tam anlayamadım bu şekilde eşime yazı yazdı. ve benim adresimi aldı benim adresime gönderilmesine dair bişeyler dedi. bunun açıklaması nedir acaba?. Bide eşim birkaç yalan beyanda bulunmuş ona karşı hakim asılsız ve isbatsızdır dedi davam hakkında yardım ederseniz çok memnun olurum. Şimdiden teşekkürler...

bide eşim bana boşanma davası açmış aynen arkadaşında yukarıda yazdığı gibi temelinden sarsılması diye geçimim çok iyiydi ama olan ailesi yüzünden oldu. benim avukatımda itiraz dilekçesi gönderdi ben boşanmak istemediğim için. eşim başka şehirden boşannma davası açmış ben ise ailemin yanında kalıyorum oraya gitme durumum yok davayı bulunduğum şehire aldırmam için tebligat gönderdik davanın benim bulunduğum şehirde olması acaba mümkün olurmu

Alıntı:

---

Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı

Siz boşanmayı kabul etmeyecek olursanız eşiniz kendi kusurlarını ileri sürerek boşanamaz. Velevki çok abarttı hakimde resen boşanmanıza karar verdi. Bu durumda eşiniz tazminat ödeyebilir.
Ancak anlattıklarınızdan ve hakimin söylediklerinden anlaşıldığına göre boşanamayacaksınız. Bu durumda eşiniz eve gelmeyecek sizinle birlikte olmayacak ve 3 yıl bekleyecektir. Üç yılın sonunda fiilen beraber olunmadığı için açacağı boşanma davasında boşanacaktır. Bu üç yıl içinde son açtığı boşanma davasının gerekçeleri ile aynı olan gerekçelerle dava açamaz. Ancak sizin dava açma hakkınız baki. Her zaman dava açabilirsiniz.

---

Sayın Abdullah bey, öncelikle yardımlarınız ve yanıtınız için çok teşekkür ederim. Hakim beyin tavrıyla ilgili görüşlerimizin birbirine tamamamen ters oldugunu anlıyorum. Ben bana 3 kere boşanmak isteyip istemediğimi sorduğunda, ve kibarca beni kabul etmeye yönlendirmeye çalışmasından çok kısa zaman içinde ayrılmamız yönünde karar vereceğini çıkardım. sizin yorumlarınızdan bu konuda yanıldığımı anlıyorum. Doğru mu anlamışım acaba? Birde hakim bey, 2 sene ayrı kalmanız için yeterince uzun bir sure böyle hayat mı olur dedi. tam kelime kelime hatırlamıyorum ama aile birliğiniz yok demedi ama o konuya atıfda bulundu, ve ben de şiddetli geçimsizliktense aile birliğinin temelden arsıldığının üzerinde durduğunu anladım. bu sebeple de boşamama ihtimalinin yuksek olduğunu mu düşünüyorsunuz acaba? tekrar tesekkur ederim, ,iyi pazarlar.

uzman arkadaşlardan rica etsem beni kanunca " aile birliğinin ne olduğu" konusunda bilgilendirebilirler mi? ya da konuyla ilgili kanun maddesini gonderebilirler mi? birlikte yaşamak haricinde neler aile birliğinin olduğu yönündedir, bunu öğrenmek istiyorum. şimdiden teşekkür ederim.

Anlattıklarınızdan bende Editörümüz Abdullah bey gibi düşünüyorum. Hakim boşanmanıza karar vermeyecek ve 3 yıllık fiili ayrılık süreci yaşayacağınızı düşünüyorum. Çünkü her iki tarafta şahit sunmamış. Sizlerin beyanı ile boşanma kararı çıkmayacaktır. Çünkü Aile mahkemelerinde hakimler şahit,delil gibi unsurlara göre karar verir. İddialara göre değil. Hakim size 3 kez sormuş olabilir. Duruşma içinde hakim istediği soruyu yöneltebilir.

Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. Eğer hakim boşanmanın reddine karar verirse yaşanacak süreci ve kaç yılınıza mal olacağını açık seçik yazmak istiyorum. Boşanmanın rededilmesinden sonra gerekçeli karar çıkacak birkaç ay sonra, size tebliğ edilecek, 15 günlük temyiz hakkınız mevcut olacak her ikiniz içinde. Biriniz temyize giderse ortalama karar 1,5 yılda dönecek. Ve büyük ihtimal onanacaktır. Onandıktan sonra da 3 yıllık fiili ayrılık süreciniz başlayacak. Bu süreç sonunda 3 yıllık fiili ayrılık sebebi ile taraflar boşanma davası açabilecekler. Bu dava da nerden baksanız 1 yıl sürecektir. Sonra yine temyiz hakkınız olacak her ikinizin de. Yani siz evliliğimi kurtarayım diye düşünürken nerden baksanız 5,5 ila 7 yılınız gidecek. Şu an yaşınız 30, bu süreç sonucunda ise yaşınız 35-37 olacak. Yani biraz daha yaşlanacaksınız. Ve arada yaşanacak olumsuzluklarla yıpranması da cabası.

Hayat sizin hayatınız. Her türlü ihtimali değerlendirerek kararlarınızı vermenizi tavsiye ederim. Siz eşinizi seviyorsunuz ama bakalım eşiniz sizin onu sevdiğiniz gibi seviyor mu? Ya da siz hak ettiğiniz sevilmeyi kocanızdan görüyor musunuz? Siz yukarıda yazmışsınız, evlenmeden birkaç ay önce başladı, evlendikten sonra şiddet uyguladı diye. Siz bu yaşadıklarınızı kendinize reva görüyor musunuz? Sakın karşınızdaki kişinin değişeceğini düşünmeyin. Ya da değiştiririm diye düşünmeyin. Çünkü değişmez. Değişir düşüncesi ile yıpranan siz olursunuz ve boş yere yaşınız geçer. Çünkü kadınların yıpranması erkeklere göre daha farklıdır. Ve yaşınız geçmeden çocuk sahibi olmanız da gerekli. Bunları aklınızdan çıkartmayın. Bunları da bilerek kendiniz için en doğru kararı verin. Hakimin de dediği gibi böyle hayat mı olur?

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ
A. Haklar ve yükümlülükler

I. Genel olarak

Madde 185.- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

II. Konutun seçimi, birliğin yönetimi ve giderlere katılma

Madde 186.- Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler.
Birliği eşler beraberce yönetirler.
Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.

III. Kadının soyadı

Madde 187.- Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme me-muruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.

B. Birliğin temsili

I. Eşlerin temsil yetkisi

Madde 188.- Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder.
Ailenin diğer ihtiyaçları için eşlerden biri, birliği ancak aşağıdaki hâllerde temsil edebilir:
1. Diğer eş veya haklı sebeplerle hâkim tarafından yetkili kılınmışsa,
2. Birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması veya benzeri sebeplerle rızası alınamazsa.

II. Sorumluluk

Madde 189.- Birliği temsil yetkisinin kullanıldığı hâllerde, eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olurlar.
Eşlerden her biri, birliği temsil yetkisi bulunmaksızın yaptığı işlemlerden kişisel olarak sorumludur. Ancak, temsil yetkisinin üçüncü kişilerce anlaşılamayacak şekilde aşılması hâlinde eşler müteselsilen sorumludurlar.

III. Temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlanması

Madde 190.- Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hâkim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir. İstemde bulunan eş, temsil yetkisinin kaldırıldığını veya sınırlandığını, üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla bildirebilir.
Temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması, durumun hâkimin kararıyla ilân edilmesine bağlıdır.

IV. Temsil yetkisinin geri verilmesi

Madde 191.- Temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlanmasına ilişkin karar, koşullar değiştiğinde eşlerden birinin istemi üzerine hâkim tarafından değiştirilebilir.
İlk karar ilân edilmiş ise, değişikliğe ilişkin karar da ilân olunur.

C. Eşlerin meslek ve işi

Madde 192.- Eşlerden her biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur.

D. Eşlerin hukukî işlemleri

I. Genel olarak

Madde 193.- Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.

II. Aile konutu

Madde 194.- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.

E. Birliğin korunması

I. Genel olarak

Madde 195.- Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler.
Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir.
Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır.

II. Eşler birlikte yaşarken

Madde 196.- Eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler.
Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.
Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.

III. Birlikte yaşamaya ara verilmesi

Madde 197.- Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.

IV. Borçlulara ait önlemler

Madde 198.- Eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, hâkim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir.

V. Tasarruf yetkisinin sınırlanması

Madde 199.- Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.
Hâkim bu durumda gerekli önlemleri alır.
Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re'sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir.

VI. Durumun değişmesi

Madde 200.- Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.

VII. Yetki

Madde 201.- Evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemler konusunda yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Eşlerin yerleşim yerleri farklı ve her ikisi de önlem alınması isteminde bulunmuş ise, yetkili mahkeme ilk istemde bulunanın yerleşim yeri mahkemesidir.
Önlemlerin değiştirilmesi, tamamlanması veya kaldırılması konusunda yetkili mahkeme, önlem kararını veren mahkemedir. Ancak, her iki eşin de yerleşim yeri değişmişse, yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yeni yerleşim yeri mahkemesidir.

Evliliğin ne olduğu yasal olarak yukarıdaki metinde anlatılıyor. Herkes ve her aile için geçerli olan kriterlerdir bunlar. Ancak duruma özel, kişilere özel bazı anlatımlar sözkonusu olabilir. Bu maddelerden durumunuza uyanları kendi durumunuza monte edersiniz.
Sizin durumunuza gelince, daha evliliğinizin başlangıcında hatta öncesinde başlayan sorunlar ne yazıkki evliliğinize de yansımış. Sorunlar büyümüş. Beklemekle sorunları çözmek yerine aksine kemikleşmesini ve kronik bir hal almasını sağlamışsınız.
Eşiniz kafasında bu evliliği bitirmiş. (bunu sizin anlatımlarınızdan anlıyoruz) bir erkek evliliği kolay kolay bitirmez - bitiremez kafasında. Ancak bitti dediyse de zor döner. Zira erkek evliliğin / ilişkinin bittiğine en son inanan kişidir. O inandıysa sizin inanmamanız bir anlam ifade etmiyor.
Aile mahkemelerinde hakimlerin görevi öncelikle evlilik birliğinin devamını sağlamaktır. Ancak devamında taraflar açısından ve toplum açısından bir fayda göremiyorsa boşanmaya karar verir.
Hakim eşinize " onu anladığını ama kanunun onu hemen boşamaya musade etmedigini " söylemiş. Bu bir işaret değilmi sizce de, Ayrıca sizin beyanınız da önemli... ne demiştiniz hatırlayalım " ..... ben sadece mahkemeden, biz 2 senedir bir araya gelmeye calısıyoruz, ve bu kadar zamandan sonra evliliğime bir şans daha verilmesini, olmadığı takdirde boşanmayı kabul ettigimi bu durumda kabul etmedigimi soyledim. davanın reddini talep ettim....." demiştiniz.
Şimdi hakim yasal olarak öyle kolay kolay boşanılamayacağını eşinize söylemiş, e sizde boşanmak istemediğinize dair görüş belirtmişsiniz. Muhtemelen hakim eşinizin açtığı boşanma davasını reddedecek. gerekçeli kararın yazılması 20 gün.. sizlere tebliği 10 gün.. 15 gün temyiz için süreniz var. Bu gün karar çıksa temyizin başlangıç tarihi en erken 20 Haziran... Eşiniz temyiz ederse 1 seneye yakın bekleyeceksiniz. 2012 haziran-temmuz az daha uzarsa araya adli tatil girecek 2012 eylül. Gitti 1,5 yıl. Sonra 3 yıllık bekleme süresi başlayacak. 2015 eylül.. Yeniden dava açılacak. Yeniden duruşma 2016 Ocak. Karar yazılacak 20 gün, itiraz eden olmazsa en iyimser tahminle boşanacağınız tarih 2016 Mart.. Tabii sizde boşanmak istemiyorsunuz ya.. Birde siz temyiz ederseniz kararı.. 1 sene daha koyun üzerine.. 2017... O kadar sabrınız / ömrünüz / sağlığınız / paranız / gücünüz varmı bilemem ama.. en iyimser tahminle de Hukuki net olarak bizler bir müdavim daha kazanırız..
İyi düşünün demekten başkaca da elimizden bir şey gelmiyor ne yazıkki... Geçmiş olsun...

Sayın Abdullah bey,
Sayın Denizblk,

yardımlarınız ve fikirleriniz icin cok tesekkur ederim. evliligim ve gecen zaman hakkındaki tum yorumlarınıza katılıyorum. ben sadece bosanmaya hemen evet demeden once bir uzman destegi almak istedim. bir psikiyatr/aile terapistinden. ama tabi bu destek icin bir miktar zamana ihtiyacım var. bir de mahkeme salonu bana cok agır geldi, o stresle gidemedim ilgilenemedim vs. amacım asla senelerce uzatmak degil, ne kendi hayatıma ne eşimin hayatına kıyabilirim. sadece uzmand estegi kadar zaman kazanmak. anladıgım kadarıyla anlasmalı bosanma icinde surekli kapı acık. cok detaylı madde madde inceleyemedim yazdıklarınızı, inceledigimde affınıza sıgınarak tekrar sorularımı iletirim. tekrar cok tesekkur ederim.

lütfen banada bişey yazarmısınız

Merhaba ben 2006 yılında evlendim.daha öncede bir evlilik yapmış bir çocuğu olan bir babayım.ikinci evliliğimden de 4 yaşında bir erkek çocuğum oldu.ben antalyada sezonluk bir işçiyim dolayısıyla kışları başka memleketlere gidip çalışıyorum .2009 aralık ayında eşimin abileri ile beraber istanbulda bir ev tutup kalıyorduk ayrı çalışmamıza rağmen beraber kalıyorduk.eşim ile de bazı problemlerimiz vardı ve eşim bazı olyaları çok uzatan bir tip.eşim abisine yalan söyleyerek üstüme gönderdi ve abisi tarafından tehdit edildim.daha sonra orda daha fazla kalamayacağımı anlayıp evime antalyaya geri döndüm.eve geldiğimde de durumu anlatmama rağmen hiç bir şey değişmedi.eşimle sürekli tartışmaya başladık sebeb eski eşimi kıskanması ve bana inanmamasıydı.ben hiç bir şekilde görüşmediğimi söylememe rağmen inanmak istemedi.eşim kendi kararlarını kendi alacak karakterde bir insan değildir.ailemize kardeşleri vede annesi aşırı bir müdahalede bulunmaya başladılar tehditler vs.artık eşimle hiç bir şekilde anlaşamayacağımızı anladım ve 2010 ocak ta ailesinin tekrar tehdidine maruz kaldım o gece evden çıkp gittim vede bir daha eve gelmedim.daha sonraları abileri tarafında telefonda tehditler çoğalınca 2010 haziran ayı gibi nöbetçi savcılığa başvurdum ve tehdit edildiğimi kanıtladım.daha sonra abileri özür dilediler ve mahkemeye gitmedik mahkemede takipsizlikten düştü.ben eşimle tekrar olamayacağımızı ve boşanma davası açacağımı söyledim anlaşmaya gitmek istedim önce belirli tazminat ve nafaka talebinde bulunup protokol imzalarız deyip kabul etti anlaşmalı bir dava açtım ancak dava açtıktan sonra önceki talepleri değişip daha fazla para istedi bende ödeyemeyeceğimi söyledim.mahkemeye gelmediler.daha sonra kendiside çekişmeli bir dava açtı.mahkeme günü iki mahkemeyi birleştirdik.kendisi uzun süredir bir yerde çalışıyor ancak sigortasız çalıştığı için çalıştığını kanılayamadım.mahkemedede çalışmadığını söyledi.çocuğun velayetini eşime verdim mahkemeden 10000 tl tazminat ve 450 tl nafaka talebinde bulundu.mahkeme 2 ay sonraya gün attı ve 350 tl tedbir nafakası kararı verdi.ayrıca düğünde takılan altınları istedi ancak altınları evlilik esnasında beraber harcadık.ayrıca beni bir çok yere borçlandırıp icralık olmamamı sağladı.şuanda da zaten maaşımdan kesintim var.sorum şu ben eşimden biran önce boşanmak istiyorum.bu kadar tazminatı zaten verme gücüm yok zaten şuan işe yeni başladığım için tedbir nafakasının gününüde kaçırdım maaşım yatınca ancak ödeyebilirim.biran önce boşanmam için ne yapmam lazım?mahkemede ne gibi bir haklarım var bilmiyorum avukatım yokyardımcı olrsanız sevinirim.şimdiden teşekkürler...

Alıntı:

---

fnish rumuzlu üyeden alıntı

mrb. ben eşime karşı tedbir nafaka davası açtım ayrı yaşamaktayım ailemin yanında kalıyorum. 2 kez duruşmam oldu ilk duruşmada eşim gelmedi 2. duruşmaya hakim gelmesini talep etti 2. duruşmayada şahitleri ve kendisi yine gelmedi avukatıda yoktu. Davam sürekli erteleniyor oysa bide tedbir nafakası. hakim 2. duruşmada müzekkere halinde pul ve zarflı tebligat gönderilmesi gibi tam anlayamadım bu şekilde eşime yazı yazdı. ve benim adresimi aldı benim adresime gönderilmesine dair bişeyler dedi. bunun açıklaması nedir acaba?. Bide eşim birkaç yalan beyanda bulunmuş ona karşı hakim asılsız ve isbatsızdır dedi davam hakkında yardım ederseniz çok memnun olurum. Şimdiden teşekkürler...

---

Alıntı:

---

fnish rumuzlu üyeden alıntı

bide eşim bana boşanma davası açmış aynen arkadaşında yukarıda yazdığı gibi temelinden sarsılması diye geçimim çok iyiydi ama olan ailesi yüzünden oldu. benim avukatımda itiraz dilekçesi gönderdi ben boşanmak istemediğim için. eşim başka şehirden boşannma davası açmış ben ise ailemin yanında kalıyorum oraya gitme durumum yok davayı bulunduğum şehire aldırmam için tebligat gönderdik davanın benim bulunduğum şehirde olması acaba mümkün olurmu

---

Bir üyemizin (abdulalim) yazdığı ileti...

"Aile Mah. kan 2 maddesi(AMK/2 aiele mah.leri asliye hukuk mahkemesi derecesinde oldugundan yazılı yargılama usulu uygulanır AMK ve TMK yargılama ile hüküm olmıyan hallerde Hukuk Usulu muh. kan(HUMK)uygulanmakta 409 maddeye göre geçerli bir tebligat ile duruşmaya gelmiyen olursa gelen taraf davayı takib etmiyecegini bildirirse dosya işlemden kaldırır takib edecegini bildirirse gelmiyenin yoklugunda dava görülür ancak bunun için gönderilen tebligat ,tebligat yasasına uygun teblig edilmeli ve üzerinde belli edilen günde duruşmaya gelmezse yoklugunda görülecegi ihtarı yer almalıdır,ve mazereti varsasa duruşmadan önce veya geldigi sonrakı duruşmada yargıça bildirilir .. "

Eşiniz size karşı açmış olduğu davayı takip etmez/ takip edeceğiniz bildirmez, mahkemece usulüne uygun olan tebligata yanıt vermez, mahkemeye gelmeyişine dair mazeret bildirmez ise, davası reddolunur.
Konuyu avukatınızla görüşün. Geçmiş olsun..

Alıntı:

---

Abdullah Yaman rumuzlu üyeden alıntı

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EVLİLİĞİN GENEL HÜKÜMLERİ
A. Haklar ve yükümlülükler

I. Genel olarak

Madde 185.- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

II. Konutun seçimi, birliğin yönetimi ve giderlere katılma

Madde 186.- Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler.
Birliği eşler beraberce yönetirler.
Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.

III. Kadının soyadı

Madde 187.- Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme me-muruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir.

B. Birliğin temsili

I. Eşlerin temsil yetkisi

Madde 188.- Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder.
Ailenin diğer ihtiyaçları için eşlerden biri, birliği ancak aşağıdaki hâllerde temsil edebilir:
1. Diğer eş veya haklı sebeplerle hâkim tarafından yetkili kılınmışsa,
2. Birliğin yararı bakımından gecikmede sakınca bulunur ve diğer eşin hastalığı, başka bir yerde olması veya benzeri sebeplerle rızası alınamazsa.

II. Sorumluluk

Madde 189.- Birliği temsil yetkisinin kullanıldığı hâllerde, eşler üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu olurlar.
Eşlerden her biri, birliği temsil yetkisi bulunmaksızın yaptığı işlemlerden kişisel olarak sorumludur. Ancak, temsil yetkisinin üçüncü kişilerce anlaşılamayacak şekilde aşılması hâlinde eşler müteselsilen sorumludurlar.

III. Temsil yetkisinin kaldırılması veya sınırlanması

Madde 190.- Eşlerden biri birliği temsil yetkisini aşar veya bu yetkiyi kullanmada yetersiz kalırsa hâkim, diğer eşin istemi üzerine temsil yetkisini kaldırabilir veya sınırlayabilir. İstemde bulunan eş, temsil yetkisinin kaldırıldığını veya sınırlandığını, üçüncü kişilere sadece kişisel duyuru yoluyla bildirebilir.
Temsil yetkisinin kaldırılmasının veya sınırlanmasının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sonuç doğurması, durumun hâkimin kararıyla ilân edilmesine bağlıdır.

IV. Temsil yetkisinin geri verilmesi

Madde 191.- Temsil yetkisinin kaldırılmasına veya sınırlanmasına ilişkin karar, koşullar değiştiğinde eşlerden birinin istemi üzerine hâkim tarafından değiştirilebilir.
İlk karar ilân edilmiş ise, değişikliğe ilişkin karar da ilân olunur.

C. Eşlerin meslek ve işi

Madde 192.- Eşlerden her biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur.

D. Eşlerin hukukî işlemleri

I. Genel olarak

Madde 193.- Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.

II. Aile konutu

Madde 194.- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.

E. Birliğin korunması

I. Genel olarak

Madde 195.- Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler.
Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir.
Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır.

II. Eşler birlikte yaşarken

Madde 196.- Eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler.
Eşin ev işlerini görmesi, çocuklara bakması, diğer eşin işinde karşılıksız çalışması, katkı miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.
Bu katkılar, geçmiş bir yıl ve gelecek yıllar için istenebilir.

III. Birlikte yaşamaya ara verilmesi

Madde 197.- Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.
Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.

IV. Borçlulara ait önlemler

Madde 198.- Eşlerden biri, birliğin giderlerine katılma yükümlülüğünü yerine getirmezse, hâkim onun borçlularına, ödemeyi tamamen veya kısmen diğer eşe yapmalarını emredebilir.

V. Tasarruf yetkisinin sınırlanması

Madde 199.- Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan malî bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerektirdiği ölçüde, eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, belirleyeceği malvarlığı değerleriyle ilgili tasarrufların ancak onun rızasıyla yapılabileceğine karar verebilir.
Hâkim bu durumda gerekli önlemleri alır.
Hâkim, eşlerden birinin taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisini kaldırırsa, re'sen durumun tapu kütüğüne şerhedilmesine karar verir.

VI. Durumun değişmesi

Madde 200.- Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.

VII. Yetki

Madde 201.- Evlilik birliğinin korunmasına yönelik önlemler konusunda yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Eşlerin yerleşim yerleri farklı ve her ikisi de önlem alınması isteminde bulunmuş ise, yetkili mahkeme ilk istemde bulunanın yerleşim yeri mahkemesidir.
Önlemlerin değiştirilmesi, tamamlanması veya kaldırılması konusunda yetkili mahkeme, önlem kararını veren mahkemedir. Ancak, her iki eşin de yerleşim yeri değişmişse, yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yeni yerleşim yeri mahkemesidir.

---

Merhabalar,

bizim bir sonraki celsemiz yaklasık bir hafta kadar sonra. bu celsede de talebim davanın iptali, bir avukattan yardım alarak mı davanın iptalini saglama sansım olur yoksa tek basıma da davayı iptal ettirebilme ihitmalim olur mu? bizim ki gibi sadece evliligin devamının konu oldugu davalarda sahit delil vs sunulmayacaksa yaklasık ne kadar surer dava? ( karar oncesi)

cok tesekkur ederim

SLM
Diğer eşi tehdit ve baskıya maruz bırakan eş terk etmiş sayılır siz evi terketmediniz terke zorlandınız ne nafakası ?