Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Resmi Gazetenin 23.02.2006 günlü sayısında yayınlanan
MALİYE BAKANLIĞININ VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ
SIRA NO: 356 SAYILI TEBLİĞİ GEREĞİNCE
B. İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet
Ücretlerinin Belgelendirilmesi
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, icra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesi hususunda tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır.
Vergi Usul Kanununun Mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak bundan böyle söz konusu avukatlık ücretlerinin belgelendirilmesinde aşağıdaki hususlara uyulması zorunluluğu getirilmiştir.
İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az 2 nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) imzalanacaktır.
Yukarıda belirtilen şekilde yetkili memura imzalattırılmadığı tespit edilen her bir serbest meslek makbuzu için ayrı ayrı Vergi Usul Kanununun 352-II/7 nci maddesine göre söz konusu avukat adına usulsüzlük cezası kesilecektir .
EMRİNİZ OLUR PAŞAM, NE DİYELİM
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
11 Eylül 2007 Tarihli Resmi Gazete
Sayı: 26640
Maliye Bakanlığından:
VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ
(SIRA NO: 375)
Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile ilgili bazı konularda tereddütler oluştuğu anlaşılmış olup, söz konusu tereddütleri gidermek ve uygulama birliği sağlamak amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılması gerekli görülmüştür.
1- Milli Piyango İdaresince Oynatılan Şans Oyunlarında Belge Düzeni
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce tertip edilen şans oyunları, karşılığı nakit olmak üzere oynatılan milli piyango, hemen kazan ve benzeri oyunlar ile sayısal oyunları (sayısal loto, şans topu, on numara) kapsamakta olup, bunlardan milli piyango, hemen kazan ve benzeri oyunlara ait biletlerin müşterilere satışı, bu idarenin satış merkezleri veya bayileri tarafından yapılmakta, sayısal oyunlar ise bayiler aracılığıyla oynatılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile Maliye Bakanlığı, mükellef ve meslek grupları itibariyle muhasebe usul ve esaslarını tespit etmeye, bu Kanuna göre tutulmakta olan defter ve belgeler ile bunlara ilaveten tutulmasını veya düzenlenmesini uygun gördüğü defter ve belgelerin mahiyet, şekil ve ihtiva etmesi zorunlu bilgileri belirlemeye ve bunlarda değişiklik yapmaya yetkili kılınmıştır.
Aynı Kanunun 227 nci maddesinde de bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgelerin vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılacağı belirtilmiş, ayrıca Maliye Bakanlığına, düzenlenmesi mecburi olan belgelerde bulunması gereken zorunlu bilgileri belirleme yetkisi verilmiştir.
Yukarıda belirtilen hükümlerin Bakanlığımıza vermiş olduğu yetkiye istinaden;
- Milli piyango, hemen kazan ve benzeri oyunlara ait biletlerin bayiler aracılığıyla satışında, bayilerin veya başbayilerin alacağı komisyon bedelleri için Milli Piyango İdaresi veya başbayiler tarafından "Bilet Satış Bordrosu",
- Sayısal oyunlar karşılığında ödenecek komisyon bedellerine ilişkin olarak Milli Piyango İdaresince "Sayısal Oyun Raporu"
düzenlenmesi ve bayilerin, elde edecekleri komisyonlara ilişkin hasılat kayıtlarını bu belgelere istinaden yapmaları uygun görülmüştür.
Bilet satış bordrosunun ve sayısal oyun raporunun, faturada bulunması zorunlu asgari bilgileri taşıması ve azami yedi günlük süre içinde düzenlenmesi gerekmektedir.
Bu belgelerin basımı için önceden izin alınması, anlaşmalı matbaalara bastırılması veya noterlere tasdik ettirilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır.
Diğer taraftan bayilerin, elde edecekleri komisyonlara ilişkin hasılat kayıtlarını yukarıda belirtilen belgelere dayandıracak olmaları nedeniyle, sayısal oyunların oynatılması veya milli piyango, hemen kazan ve benzeri oyunlara ait biletlerin satışı esnasında müşteriye herhangi bir belge düzenleyip vermelerine de gerek bulunmamaktadır.
2- İcra Dairelerince Alacaklı Taraf Avukatına Ödenmesine Karar Verilen Vekalet Ücretlerinin Belgelendirilmesi
İcra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesine ilişkin usul ve esaslar 356 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde (1) açıklanmıştı.
Anılan düzenlemeyle ilgili verilen yargı kararları gözönüne alınarak, söz konusu belgelendirme işleminin aşağıdaki şekilde yapılması uygun görülmüştür.
İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek olup, bir nüshası ödemeyi yapan memura verilecek; makbuzun avukatta kalan nüshasına ise icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülmesi ve ödemeyi yapan memur tarafından imzalanması şartı aranmayacaktır.
Tebliğ olunur.
(1) 23/2/2006 tarih ve 26089 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
ESKİ METİN
İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az 2 nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) imzalanacaktır.
BİRİ BANA ANLATSIN NE DEĞİŞMİŞ
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Danıştay 4.Dairesinin 06/2007 E. sayılı kararına göre, serbest meslek makbuzu kesilmesinde bir hukuka aykırılık mevcut değil. Bu nedenle gerçekleşen tek değişiklik makbuza şerh ve imza alınması zorunluluğunun ortadan kalkması.
Sonuç olarak Tayfun Bey, görünen o ki, değişen hiçbir şey yok.
"213 sayılı kanunun 236 ve 237.maddelerinde serbest meslek makbuzlarına ilişkin ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş, serbest meslek makbuzunun hangi şartlarda, kime ve nasıl düzenleneceği açıkça gösterilmiş, ihtiva etmesi gereken bilgiler sayılmıştır. Buna göre hükmedilen vekalet ücretinin icra dairesinden tahsili sırasında serbest meslek makbuzu düzenlenmesi yasa gereği olduğundan tebliğin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmamaktadır."
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Değişiklik mi? Ben göremedim ya siz?..
Durum 2-1 oldu, tabii ki Maliye önde...
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Merak ediyorum karşı tarafa yükletilen vekalet ücreti esasen haklı çıkan tarafa ödenmesi gereken bir ücrettir. müvekkil isterse dosyadan karşı tarafa hükmedilen vekalet ücretini çekebilir. Bu husus esasen müvekkil ile avukat arasında bir problemdir. Öyle ise bu durumda dosyadan vekalet ücretini de çeken asil ne makbuzu ibraz edecek ?
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
İstanbul ve Ankara'daki arkadaşlarımızdan ricamdır.
İlgili tebliğin iptali istemiyle açılan dava şu anda ne şamada, öğrenip de aktarırlarsa makbule geçecek. Bir sorun var karşımızda, bu yeni tebliğ ile birlikte iptali istenen tebliğ hakkında eğer henüz bir karar verilmemiş ise ne olacaktır,konusu kalmamış mıdır? kalmamış ise bu tebliğin de iptali için ayrı dava açmak gerekmeyecek midir?
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Tebliğe ve ilgili Danıştay kararına buradan ulaşabilirsiniz.
http://www.istanbulbarosu.org.tr/Det...atID=1&ID=2883
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Avukatlık Kanununun "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." şeklindeki düzenlemeyi getiren 164.maddesine göre, asilin, vekalet ücretini icra dosyasından tahsil edememesi gerekir.
Bu yasa ile getirilen bir düzenleme olduğuna göre, icra memuru ancak vekilin açık muvafakati ile bu ödemeyi asile yapabilmelidir. Eğer konuya bu şekilde yaklaşırsak, makbuz düzenleme zorunluluğu, yasa maddesinin uygulanmasını zorunlu hale getirecek ve vekil-müvekkil arasında, vekalet ücretinin müvekkile ait olacağı yönünde yapılacak anlaşmaları da olanaksız kılacaktır.
Ancak aşağıya aktaracağım karar bu konuda ciddi bir çelişki yaratıyor. (mu?)
Davacı TOKİ avukatı olan davalının TOKİ'nin taraf olduğu davadaki vekalet ücreti alacağı için TOKİ tarafından düzenlenmiş bir temlik belgesi bulunmadığı halde şahsi alacağı gibi icra takibinde bulunulduğunu, icra baskısı ile ödemek zorunda kaldıklarını ileri sürerek 527.000.000 TL'den borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
Davalı TOKİ'nin vekili olarak takip yaptığını, tahsil edilen parayı TOKİ hesabına yatırdığını esasen 4667 sayılı kanunun 164/son maddesi gereği karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalı avukatın şahsen takip yapamayacağına dayanılarak davanın kısmen kabulüne, 527.000.000 TL'nin faizi ile tahsiline, kötüniyet tazminatının reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalının TOKİ'nin avukatı olduğu ve davacı aleyhine yaptığı icra takibinde takibi TOKİ hukuk Müşaviri olarak yaptığı, 16.09.2004 tarihinde tahsil edilen paranın TOKİ hesabına yatırıldığı ve bu hususun TOKİ tarafından 07.10.2004 tarihinde davacıya fatura edilmiş olduğu sabittir. Kural olarak davalı vekilin karşı tarafa yüklenen avukatlık ücretinin tahsili için müvekkili olmaksızın kendi adına şahsı takipte bulunma hakkı yoktur. Ancak davalının icra takibinde TOKİ hukuk müşaviri sıfatı ile talepte bulunmuş olup, tahsil edilen paranın müvekkil kurum hesabına yatırılıp, kurumca da davacıya fatura edilmiş olması karşısında davacının TOKİ'ye olan borcunun söndüğü davacının zaten ödemesi gereken borcu ödediği ve olayda sebepsiz zenginleşmenin bulunmadığı, miktara yönelik bir itirazın da olmadığı gözetilerek mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereği temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi. Y.13. H.D. E. 2004/11424 K. 2004/19271 T. 30.12.2004
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Kanımca ortada tam bir çelişki var. Avukatlık Yasası ile karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olduğu düzenlenmişken, HUMK 423. madde ile, vekalet ücreti yargılama giderlerinden sayılıyor. Aktardığım bu iki karar da dayanağını açıkça HUMK'tan alıyor.
Sonuç olarak, bir yandan avukata ait olduğu söylenen vekalet ücreti, bir yandan da yargılama giderlerinden sayılıyor ve müvekkil tarafından tahsil edilebilmesi bir yana, avukat tarafından müvekkil olmaksızın takibe konabilmesi hakkı dahi tanınmıyor. Peki bu nasıl bir aidiyettir?
YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ E. 2004/5196 K. 2005/2425 T. 10.3.2005
.....Yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, hüküm ile birlikte karara bağlanması gerekir. ( 29.5.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK. ). Bu bağlamda, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. ( HUMK. m. 417/1, m. 423/b.6 ).
Diğer yandan, 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değiştirilen 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesindeki düzenlemede; dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı belirtildiği gibi; bu hükme koşut bir düzenleme de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde "yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti" biçiminde yer almıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun, davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin -ve bu bağlamda vekalet ücretinin- davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasası'ndaki, "vekalet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki düzenleme ile de doğrulanmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Sevgili meslektaşlarımız,
Bu forumu daha fazla tarışma araştırma yapılır ve belki daha fazla ilgi çeker de soruna bir nebze katkımız olur diye açık alana taşıma gereğini duydum.
Değerli avukatlar,
Konu gerçekten de çok ciddidir. Eğer siz hiç bir rahatsızlık duymadan bu Tebliğ hükümlerine uyarız kardeşim bize ne diyorsanız YUH OLSUN SİZE:kızgın: (Kusura bakmayın böyle bir ara gazı vermem lazım yoksa uyanacağınız yok)
Bildiğiniz üzere önceki tebliğ hakkında Birlik ve bazı barolar tarafından iptal davaları açılmış, yürütmeyi durdurma kararı verilmiş ise de Dava Daireleri, yürütmeyi durdurma kararını kaldırmıştır.
Bu davanın akıbeti hakkında ben bir bilgiye rastlayamadım lütfen haberi ve bilgisi olanlar buraya da yazsınlar yada üşenmeyip araştırsınlar ve yine yazsınlar. Özellikle Ankara ve İstanbul' da görev yapan meslektaşlarımıza sesleniyorum.
İkinci olarak 11.09.2007 tarihinde yayınlanan 2. Tebliğ hakkında neler yapılmalı? Birlik ve Barolar yine dava açacaklar mı? Lütfen kendinize bunu da bir iş edinin ve araştırın, bizleri de bilgilendirin. YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN:kızgın:
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Bugün saat 17.15 itibariyle kimseden tık yok.:kızgın:
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Söz konusu tebliğ Baromuzdan tarafımıza fakslandı, sanırım ilk toplantıda bu konu gündemde olacak. Henüz ne yapacağımız hakkında net bir haber alabilmiş değilim.
Ankara'daki meslektaşlarımızın konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olduklarını/olabileceklerini düşünüyorum, lütfen bildiklerini bizlerden esirgemesinler... :(
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0
Vergi Usul Kanunu'nun 236'ncı maddesine göre serbest meslek makbuzunun müşteriye verilmesi gerekir. Dolayısıyla makbuzun müşteri adına kesilmesi gerektiği de tabiidir. Bu bakımdan, icra takibinde müvekkil adına borçludan tahsil edilen vekalet ücretine ilişkin makbuzun da müvekkil (müşteri) adına kesilmesi kadar doğal bir şey olamaz. Avukat, hukuki hizmeti müvekkilinin borçlusuna değil, müvekkiline vermiştir. Bu nedenle makbuzun da müvekkil adına kesilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Selamlar...
Re: Buyrun cenaze namazına. Maliye:1 - Avukatlar:0