Kim karıştırıyor dersiniz, BOP planı mı?
Printable View
Kim karıştırıyor dersiniz, BOP planı mı?
İngiltere'den Arap Ortak Girişimi
İngiltere, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki ekonomik ve siyasi gelişmeleri desteklemek amacıyla "Arap Ortaklık Girişimini" oluşturdu.
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, bu girişim için ayrılacak 5 milyon sterlin ile İngiltere'nin bölgedeki hükümetler ve uluslararası ortaklarla çalışmasının sağlanacağını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığının resmi internet sitesinde konuya ilişkin yer verilen bilgiye göre, girişime sağlanan maddi kaynakla Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgelerindeki ülkelerde hukukun üstünlüğü ile ifade özgürlüğünün güçlenmesi ve güçlü kurumların oluşturulması amaçlanıyor.
Ayrıca daha "açık toplumların" oluşturulması ve bölgenin gelişimi de hedefleniyor. Arap Ortaklık Girişimi ile özellikle Ortadoğu bölgesinin hedeflendiği belirtilen Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, "Arap Ortaklık Girişimi, Arap dünyasının siyasi, sosyal ve ekonomik katılımı konusundaki kısıtlı fırsatları nedeniyle geçen 9 ay içerisinde oluşturuldu" denildi.
İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague, son olarak Tunus'ta temaslarda bulunmuş ve bu ülkeye ziyareti sırasında "Arap Ortaklık Girişiminin" oluşturulduğunu ve detaylarını açıklamıştı.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1091383
Davutoğlu'ndan Mısırlı mevkidaşına cevabi mektup
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Ahmet Ebul Geyt'in mektubuna yanıt vererek, Mısır'ın, halkının meşru taleplerini karşılayarak bu süreçten daha güçlü çıkacağına inandığını iletti.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Davutoğlu'nun Geyt'in mektubuna cevabi nitelikteki mektubu, Mısır'ın Ankara Büyükelçisi Abdurrahman Selahaddin'e bugün akşamüstü verildi.
Olumlu bir tonda kaleme alındığı belirtilen mektupta, Davutoğlu Mısır'ın önemli bölge ülkelerinden birisi olduğuna işaret ederek, Türk ve Mısır halklarının köklü ilişkileri bulunduğunu kaydetti. Davutoğlu ayrıca istikrarlı ve müreffeh bir Mısır görmeyi temenni ettiklerini belirterek, Mısır'ın istikrarının bölge için çok önemli olduğunu aktardı.
Mektubunda Davutoğlu ayrıca "Dost ve kardeş Mısır'ın bu süreci olumlu şekilde tamamlayacağına ve halkın meşru taleplerini karşılayarak bu süreçten daha güçlü çıkacağına eminim. Türkiye, kardeş Mısır halkı ile her zaman dayanışma içinde olacaktır" dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/16979931.asp
Dünya Mısır'daki tarihi değişim için ne dedi?
Mısır'da Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifasına tepkiler de gelmeye başladı. İsrail, "sarsıntısız bir geçiş süreci umduklarını" açıklarken, ABD ise "tarihi bir gün" ifadesini kullandı. İran'dan ise "Mısır halkı büyük bir zafer elde etti" açıklaması geldi. AB, ise isitfa kararını saygıyla karşıladı.
İsrail
İsrail hükümetinden isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Mübarek'in istifasının Mısır ve komşuları için "sarsıntısız" bir geçiş sürecinin başlatmasını umduklarını belirterek, İsrail ile Mısır arasında 1979'da varılan barış anlaşmasının korunmasının gerekli olduğunu kaydetti.
Sıcak yorumlar yapmak için henüz erken olduğunu belirten İsrailli yetkili, Cumhurbaşkanı Mübarek'in gidişinin bazı İsrailli yetkililerde endişe yarattığını da sözlerine ekledi.
ABD
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da, Mısır'da "tarihi bir gün" yaşandığını belirterek, Hüsnü Mübarek'in istifasının bu ülkeye en kısa sürede demokrasinin gelmesini sağlayacağını söyledi.
Mısır'ın olayların ilk ortaya çıktığı günden bu yana gündeminden düşmediği ve hemen her türlü olasılıkların tartışıldığı ABD'de de, ABD Başkanı Barack Obama'nın Mübarek'in istifa ettiğini, Oval Ofis'teki bir toplantısı sırasında öğrendiği belirtildi.
Bunun yanında, ABD Kongresinden de açıklamalar gelmeye başladı.
Senato Çoğunluk lideri Harry Reid, Mübarek'in değişim isteyen halkının sesine kulak vermesinden memnun olduğunu söyledi. Ancak, Mübarek'in ayrılmasıyla yeni düzene sistemli bir geçiş olması gerektiğini belirten Reid, bunun, Mısır için özgür, adil ve açık bir seçimi de içeren bir demokrasiyi getirmesi gerektiğini kaydetti.
Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat John Kerry de Mübarek'in görevden ayrılmasını doğru bulduğunu ifade ederek, "Özgürlük ve fırsatlar yönelik cesur ve barışçı talepler, Mısır halkına yeni bir başlangıç şansı kazandırdı" diye konuştu.
İngiltere
İngiltere Başbakanı David Cameron, "Mısır'ın, ülkeyi bir araya getirecek değerli bir fırsat yakaladığını" kaydederek, Mısır'ı şu anda yönetenlerin halkın isteklerini yansıtma görevi olduğunu söyledi.
Bugünün, özellikle ülkelerinde değişim için cesurca ve barışçıl bir şekilde görüşlerini ortaya koyan, Mısır'da Tahrir meydanındaki ve diğer yerlerdeki insanlar için önemli bir gün olduğunu kaydeden Cameron, "Mısır'ın, ülkeyi bir araya getirecek bir hükümet için değerli bir fırsat yakaladığını" belirtti.
İspanya
İspanya Dışişleri Bakanı Trinidad Jimenez, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifasıyla ilgili olarak, "Hızlı, düzenli ve barışçıl bir şekilde demokrasiye geçiş yapılması çağrısında bulunuyoruz" dedi.
Jimenez, düzenlediği basın toplantısında "Mısır tarihinde kilit bir dönemin yaşandığını" belirterek, ülkenin siyasi ve sosyal aktörlerine büyük iş düştüğünü vurguladı.
İspanyol hükümeti olarak gerek ikili ilişkilerle gerekse AB yoluyla Mısır'daki demokratikleşme sürecine destek vermeye hazır olduğunu kaydeden Jimenez, "Mübarek'in istifasının, demokrasiye geçişi kolaylaştırmasını temenni ediyoruz. Mısır'daki yeni sürece tüm aktörlerin dahil olması çok önemli" şeklinde konuştu.
Tunus
Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifası Tunus ve Lübnan'da da sevinç gösterilerine yol açtı.
Aralık ortasında başlayan protesto hareketinin ardından 14 Ocak'ta Devlet Başkanı Zeynelabidin Bin Ali'nin ülkeyi terkettiği ve birçok Arap ülkesinde gösterileri ateşlediği Tunus'un başkenti Tunus'ta, Mübarek'in gidişi otomobil klaksonları ve danslarla kutlandı.
Lübnan
Lübnan'ın başkenti Beyrut'un birçok semtinde de, Mısır Cumhurbaşkanının istifası otomobil konvoyları, klaksonlar ve havai fişeklerle kutlandı. Lübnan'daki Hizbullah da, "tarihi zaferlerinden" dolayı Mısırlılar'ı kutladığını açıkladı.
İran
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü de, Mısır halkının "büyük bir zafer" elde ettiğini söyleyerek, "Mısırlılar'ın bu yolda devam etmelerini ve tüm tarihi isteklerini gerçekleştirmelerini umduklarını" belirtti.
AB
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in istifasını "saygıyla" karşıladığını söyledi.
Ashton, basına yaptığı açıklamada, Mısır'da demokrasi inşasına destek vermek istediklerini belirterek "dikta etmeyeceğiz, yardımcı olacağız" dedi.
Catherine Ashton, Mısır halkını geçiş döneminde yönetecek olan Silahlı Kuvvetler Yüksek Konseyi'nden büyük beklentileri olduğunu belirterek buna uygun davranılmasını istedi.
Mısır halkının barışçıl ve onurlu değişim mücadelesini "selamlayan" Ashton, şimdi sıranın geniş katılımlı sivil hükümet için diyaloğu hızlandırmaya geldiğini belirterek, özgür ve adil seçimler yoluyla demokrasiye geçişin düzen içinde ve geri döndürülemez şekilde ilerletilmesi çağrısı yaptı.
BM
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Mısır'da yaşanan "Bu tarihi anda, halkın meşru isteklerini karşılayacak şeffaf, düzenli ve barışçıl bir geçişin yaşanması yönünde yaptığı çağrıyı" yinelediğini söyledi.
Ban, açıklamasında, Mübarek'in istifa etme kararını duyduğunu ve Mısır'daki gelişmeleri yakından izlemeye devam edeceğini söyledi.
Mübarek'in istifa kararının zor bir karar olsa da Mısır halkının iyiliği için alındığına inandığını belirten Ban, "Bu tarihi anda, daha önce yaptığım çağrıyı tekrarlıyorum. Mısır'da halkın, erken sürede ülkeye sivil yönetimi getirecek özgür, adil ve güvenilir seçimlerin yapılması da dahil meşru isteklerini karşılayacak şeffaf, düzenli ve barışçıl bir geçiş döneminin yaşanması yönündeki çağrımı yineliyorum" dedi.
NATO
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Hüsnü Mübarek'in istifasını memnuniyetle karşıladığını bildirdi.
Rasmussen, yaptığı açıklamada, uzun vadede hiçbir ülkenin halkının isteklerini gözardı edemeyeceğini vurguladı. Demokrasinin sadece çoğunluğun yönetimi olmadığını belirten Rasmussen, bireysel özgürlüklere, azınlıklara, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı istedi.
Arap ülkelerinde bayram
Mübarek'in istifası Arap ülkelerinde büyük sevinç gösterilerileriyle karşılandı.
Fas'tan Katar'a, Yemen'den Filistin topraklarına binlerce kişi sokaklara dökülerek gösteri yaptı.
Katar'ın başkenti Doha'da binlerce Mısırlı ve Arap, Mısır Milli Marşı'nı okuyarak, "Yaşasın Mısır" ve "Mısır özgür, hırsızlar gitti" diye sloganlar attı, Mısır bayrakları ve 1970'de ölen eski Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır'ın resimlerini taşıdı.
Yemen'de de Mübarek'in istifasını kutlayan binlerce kişi "Dün Tunus, Bugün Mısır, Yarın Yemenliler zincirlerini kıracak" diye bağırdı.
Fas'ın başkenti Rabat'ta da yüzlerce kişi Mübarek'in gidişini ve Mısır halkının "zaferini" sloganlarla kutlarken, Faslı yetkililer henüz Mısır Cumhurbaşkanı'nın istifasına ilişkin resmi açıklama yapmadılar.
Batı Şeria'daki Filistin yönetiminin merkezi Ramallah'ta da yüzlerce kişi Mübarek'in istifasının ardından sevinç gösterisi yaptı.
http://www.cnnturk.com/2011/dunya/02...9.0/index.html
İran da karıştı, ABD açık destek verdi
Görgü tanıkları, Azadi Meydanı yakınında küçük gruplar halinde toplanan göstericileri dağıtmak için, bir takım ve strateji sporu olan Paintball (boya topu) mermisi kullandığını belirtti.
Yetkililer tarafından yasaklanan gösterilerin başlangıçta sakin geçtiği, ancak bazı göstericilerin yönetim aleyhine "diktatöre ölüm" şeklinde sloganlar attıkları ve çöp bidonlarını ateşe verdikleri açıklandı.
Muhalefet lideri Mir Hüseyin Musavi'nin internet sitesi Kaleme'deki haberde, görgü tanıklarına dayanılarak, Tahran'ın bazı bölgelerinde güvenlik güçlerinin onlarca protestocuyu gözaltına aldıkları belirtildi.
Ülkenin üçüncü büyük kenti İsfahan'da da, polisle göstericiler arasında çatışma çıktığı, onlarca kişinin gözaltına alındığı belirtiliyor. Şiraz kentinde de gösteri yapıldığı bildiriliyor.
Görgü tanıkları, daha önce yaptıkları açıklamalarda, Azadi ve İnkilab caddelerinde toplanan yüzlerce göstericinin Azadi Meydanı'na doğru ilerlediğini, ancak polis ve güvenlik güçlerinin göstericilerin yollarını kestiğini bildirmişti.
Kerrubi ve Musavi ev hapsinde
İran'da muhalif lider Kerrubi de eylem için izin istediği gerekçesiyle ev hapsine alındı. Kerrubi'nin internet sitesi sahamnews.org'da, güvenlik güçlerinin muhalif liderin Tahran'daki evinin girişinde konuşlandırıldığı, yakınlarıyla görüşmesinin engellendiği ifade ediliyor.
Polisin ayrıca, bugün yapılmak istenen gösteriyi engellemek için bir diğer muhalif lider Mir Hüseyin Musavi'nin telefonlarını kestiği ve evini ablukaya aldığı bildirildi.
Musavi'nin internet sitesi "kaleme.com"un bildirdiğine göre, Musavi ve eşi Zehra Rahnavard'ın tüm sabit ve cep telefonları kesildi, ayrıca sabahtan beri evi polis araçlarıyla abluka altına alındı.
"Kaleme.com' sitesinde, "Cadde polis aracı dolu, trafik durdu" denildi.
Öte yandan Musavi'nin internet sitesi, Musavi ve karısı Zehra'nın Tahran'daki yürüyüşe katılamadığını bildirdi.
Site, Musavi ve eşinin protestoya katılabilmek için hala evlerinden çıkmaya çalıştıklarını, ancak güvenlik güçlerince engellendiklerini duyurdu.
ABD'den açık açık destek
Bu arada ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İran'ın başkenti Tahran'da gösteri düzenleyen muhaliflere açık destek verdi.
Clinton yaptığı açıklamada, İranlıların da, Mısır'da talep edilenlerle aynı özgürlükleri hakettiklerini belirterek, Başkan Barack Obama yönetiminin, Tahran'da "caddelerde gösteri düzenleyenlerin isteklerini oldukça açıkça ve doğrudan desteklediğini" belirtti.
Hillary Clinton, İran yönetiminin Mısır'daki protestocuları desteklerken kendi ülkesinde baskı yaptığını ileri sürdü.
"İran'da karışıklık çıkarılmak isteniyor"
İran yönetimi ise, muhaliflerin Tunus ve Mısır ile dayanışma için düzenlemeyi planladığı gösteriye izin vermezken, Batılı istihbarat servislerinin İran'da karışıklık çıkarmak istediğini savundu.
Fars ajansının haberine göre, gönüllü güç Besic'in komutanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Negdi, Batılı istihbarat servislerinin, kendisini Tahran'da ateşe verecek birisini aradığını, bu eylemle Tunus ve Mısır'daki olayların kopyasını çıkarmak istediklerini söyledi.
Batılıların bu tür eylemlerle "başarılı olacaklarını sandıklarını" kaydeden Nakdi, muhalefeti "Şeytan'ın partisi" olarak adlandırmak gerektiğini söyledi.
Tümgeneral Nekdi, "Besicler ciddiyetini kanıtladı... ve hayatlarını vermeye hazır" diye konuştu.
Muhalif liderler Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi, Tunus ve Mısır'daki ayaklanmalara destek amacıyla için Tahran'da gösteri düzenleme izni istemişti. İçişleri Bakanlığı ise muhalefetin herhangi bir gösterisini "yasa dışı" olduğu gerekçesiyle yasaklamıştı.
BAHREYN'DE TANSİYON YÜKSEK
Diken üstündeki bir diğer ülke de Bahreyn. Bahreyn'de muhalefetin çağrısıyla yapılması planlanan hükümet karşıtı gösterilerden önce polisle bazı protestocular arasında çatışma çıktı.
Görgü tanıkları, polisin, ülkenin güneybatısında, Şiilerin çoğunlukta olduğu Nevidrat köyündeki göstericileri dağıtmak için göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiler kullandığını belirtti.
Tanıklar, polisin müdahalesinde yaralananlar olduğunu söyledi.
Bahreyn'de muhalefet grupları, bugün için büyük gösteri çağrısında bulunmuştu. Bahreyn'de çoğunluktaki Şiiler iktidardaki Sünni ailesini kendilerine yönelik olarak sistematik ayrımcılık yapmakla suçluyor.
Bu arada "Öfke Günü" protestoları için göstericilerin öğleden sonratoplanmasının beklendiği başkent Manama üzerinde helikopterlerin tur attığı kaydedildi.
Gerginliği gidermeye çalışan Bahreyn Kralı Hamad Bin İsa El Halife, her aileye 2650 dolar vereceğini açıklamış, hükümet, geçen yılki güvenlik operasyonlarında tutuklanan reşit olmayan kişileri serbest bırakabileceğinin işaretini vermişti.
http://www.cnnturk.com/2011/dunya/02...2.0/index.html
Ortadoğu'da 3 ülke daha kaynıyor
Libya’nın Bingazi kentinde, yüzlerce kişininhükümetin istifası talebiyle gösteri yaptığı bildirildi.
Associated Press’in görgü tanıklarına dayanarak verdiği haberinde, protestocuların Başbakan Bağdadi el Mahmudi’nin istifa etmesini istedikleri belirtildi. Ancak Libya lideri Muammer Kaddafi aleyhine slogan atılmadığı kaydedildi.
Reuters ajansı ise, Bingazi’de bir insan hakları eylemcisinin tutuklanmasına kızan kalabalığın polisle ve hükümet yanlılarıyla çatıştığını duyurdu.
Merkezi Bingazi’de bulunan özel Kuryna televizyonunun internet sitesindeki haberinde, göstericilerin bir resmi binanın önünde, insan hakları eylemcisinin serbest bırakılması talebiyle gösteri yaptığı ve buradan şehrin Sahajara meydanına giderek polis ve hükümet yandaşlarıyla çatıştığı belirtildi.
Göstericilerin elinde silahlar ve molotofkokteylleri bulunduğu, ayrıca polise taş attıkları belirtilen haberde, olayların daha sonra yatıştığı, hükümet yanlılarının meydanın kontrolünü ele geçirdiği belirtildi.
Haberde, 10’u polis 14 kişinin yaralandığı ancak durumlarının ağır olmadığı kaydedildi.
Reuters’ın görüştüğü bir Bingazi sakini, çatışmalara katılanların Trablus’taki Ebu Salim cezaevinde yatan mahkumların yakınları olduğunu söyledi. Sözkonusu cezaevinde genelde militan İslamcılarla muhaliflerin tutulduğu belirtiliyor.
Görgü tanığı olaylara 500-600 kişinin karıştığını söyledi.
-KADDAFİ YANLISI GÖSTERİLER-
Bu arada, devlet televizyonunun bir haberinde, dün ülkenin çeşitli yerlerinde Libya lideri Muammer Kaddafi’ye destek için gösteriler yapıldığı duyuruldu.
Devlet televizyonu başkent Trablus’taki hükümet yanlılarının gösterisinden görüntüler yayınladı. Görüntülerde gösteriye katılanların Katar’ın El Cezire televizyonu aleyhine slogan attıkları ve televizyonu yalan haber vermekle suçladıkları görüldü.
Mısır yönetimi, El Cezire’yi devrik Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek aleyhine gösterileri kışkırtıcı haber yapmakla suçlamıştı.
İRAN'DA ÇATIŞMA
İran’da muhaliflerle Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad yanlıları arasında çatışma çıktığı bildirildi.
İran devlet televizyonunun (IRIB) internet sitesinde yer alan haberde, başkent Tahran’da muhaliflerle yönetime destek verenler arasında çatışma çıktığı belirtildi.
Televizyon, gösteriler sırasında İran rejimi karşıtı Halkın Mücahitleri örgütü tarafından öldürüldüğü iddia edilen Sanei Jale adlı öğrencinin cenaze törenine katılan insanlarla öğrencilerin, "fitneci gruba bağlı olduğu anlaşılan başka bir grupla çatıştığını ve bu grubu alandan uzaklaştırdığını" ifade etti.
Tahran’da önceki gün muhalefet gösterisinde vurularak öldürülen öğrenci konusunda taraflar birbirini suçluyor. Hükümet Sanei Jale’yi muhaliflerin öldürdüğünü iddia ederken, muhaliflere ait internet siteleri ise Jale’nin güvenlik güçleri tarafından vurulduğunu öne sürüyor.İran’da muhaliflerle Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad yanlıları arasında çatışma çıktığı bildirildi.
İran devlet televizyonunun (IRIB) internet sitesinde yer alan haberde, başkent Tahran’da muhaliflerle yönetime destek verenler arasında çatışma çıktığı belirtildi.
Televizyon, gösteriler sırasında İran rejimi karşıtı Halkın Mücahitleri örgütü tarafından öldürüldüğü iddia edilen Sanei Jale adlı öğrencinin cenaze törenine katılan insanlarla öğrencilerin, "fitneci gruba bağlı olduğu anlaşılan başka bir grupla çatıştığını ve bu grubu alandan uzaklaştırdığını" ifade etti.
Tahran’da önceki gün muhalefet gösterisinde vurularak öldürülen öğrenci konusunda taraflar birbirini suçluyor. Hükümet Sanei Jale’yi muhaliflerin öldürdüğünü iddia ederken, muhaliflere ait internet siteleri ise Jale’nin güvenlik güçleri tarafından vurulduğunu öne sürüyor.
BAHREYN
Bahreyn’in başkenti Manama’da hükümet karşıtı protestocuların eylemleri sürüyor. Dün Bahreyn Kralı’nın gösterilerde polis kurşunlarıyla hayatlarını kaybeden iki protestocu için özür dilemesine rağmen bugün göstericiler bir kez daha şehrin ana meydanındaki anıtın çevresinde toplanıyor.
Siyasi reform ve insan haklarında düzenleme talep eden protestocular dağılmayı reddediyor. Bahreyn’de bulunan ancak güvenlik gerekçeleriyle adı açıklanmayan El Cezire muhabiri bugün sabah erken saatlerden itibaren binlerce göstericinin meydanda toplanmaya başladığını belirtti.
“Göstericiler çok iyi organize olmuş durumda. Manama’nın İnci Kavşağı Bahreyn’in Tahrir Meydanı gibi olacak diyorlar” ifadelerini kullanan El Cezire muhabiri bazı protestocuların kavşaktan başlayarak bir yürüyüş düzenlemeyi planladığını bazılarının ise meydanı işgal etmeye devam etmeyi düşündüklerini söyledi.
Dün Bahreyn Kralı Şeyh Hamid bin İsa el Halife televizyona çıkarak “iki sevgili oğlumuzun ölümü” için başsağlığı dilemiş ve bir komitenin bu ölümleri soruşturacağını belirtmişti.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü PJ Crowley ise basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “ABD Bahreyn’deki protestolarda yaşanan şiddet olaylarından dolayı çok kaygılı. Bütün tarafları şiddetten kaçınmaya ve itidale çağırıyoruz” dedi.
Bahreyn, Washington’ın bölgedeki en önemli müttefiklerinden biri.
http://haber.gazetevatan.com/ortadog...59667/30/Dunya
Tarihin en büyük kaçışı
25 bin Türk vatandaşının Libya'dan tahliyesi için havadan ve denizden yapılan taşımalar devam ediyor. Türk vatandaşlarının tahliyesi Türk tarihinde bugüne kadar yapılan en büyük kurtarma operasyonu olarak görülüyor. Şimdiye kadar yaklaşık 5 bin vatandaş Libya'dan Türkiye'ye getirildi
Marmaris Limanı’nda Libya’dan beklenen iki feribot için hazırlık yapılıyor. Feribotların yolcu indirmesine uygun olmadığı için, limana geçici bir rampa yapılmasına başlandı. Feribotların geliş saatine kadar rampanın hazır olacağı bildirildi. Marmaris’deki sağanak yağmur ve lodos limandaki çalışmaları güçleştirirken, Kızılay’ın burada 1.5 ton gıda, 8 bin kumanya ve battaniye dağıtacağı açıklandı. Limana barınma, sağlık başta olmak üzere değişik ihtiyaçlar için 14 çadır kurulurken, pasaport gişesi de üçten 18’e çıkarıldı. İki feribotun karşılanması için Marmaris Limanı’nda 500 görevli hazır bekliyor. Bu arada feribotlardan inenlerin Türkiye’nin dört bir yanına istedikleri yere kadar götürmek üzere şehirlerarası turizm şirketlerinden 100’e yakın otobüs temin edildi. İsteyenler bu otobüslerle, isteyenler de uçaklarla memleketlerine gönderilecek. Konaklamak isteyenler için de turistik tesislerde önlem alındı.
Türkleri getirmek için İstanbul'dan yola çıkan Orhan Gazi ve Osman Gazi feribotları dün akşam Libya'ya ulaştı. Binlerce Türk feribota binmek için saatlerce limanda beklerken, dönüş yoluna çıkabilenlerin mutluluğu gözlerinden okunuyordu. 1500 kişinin bindiği Orhan Gazi Feribotu akşam 23.30'da Marmaris'te olacak. Sabah 05.00'te yine 1500 kişi Bingazi'den Osman Gazi Feribot'una bindi. Feribota alınan tek basın kuruluşu olan Anadolu Ajansı, dönüş yolculuğundan ilk fotoğrafları servise koydu.
http://www.milliyet.com.tr/tarihin-e...m?ref=haberici
Halkı bombalamayı reddettiler
Libya hava kuvvetlerine ait bir uçak, pilotların Bingazi’yi bombalama emrini reddederek paraşütle atlamasının ardından düştü.
Libya’nın Kurina gazetesinin internet sitesinde yer alan ve askeri bir kaynağa dayandırılarak verilen haberde, kaptan pilot Attia Abdül Salim el Abdali ve yardımcı pilot Ali Ömer Kaddafi, Bingazi’yi bombalama emri aldı. Emri yerine getirmeyi reddeden pilotlar, Rus yapımı Sukhoi-22 tipi uçaktan paraşütle atladı. Pilotların uçaktan atlamasının ardından uçak Bingazi yakınlarında düştü.
Öte yandan İsveç Expressen gazetesine göre, Libya’nın istifa eden Adalet Bakanı Mustafa Muhammed Ebud El Celil, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin, 1988 yılında 270 kişinin öldüğü Lockerbie bombalı saldırısının emrini verdiğine dair kanıtları olduğunu söyledi.
Mustafa Ebud el Celil, hükümet karşıtı protestoculara uygulanan şiddeti protesto etmek için görevinden istifa etmişti.
http://www.milliyet.com.tr/halki-bom...m?ref=haberici
Libya'da öldürülen Yunus Emre'nin son sözleri
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Libya'da bir Türk vatandaşının hayatını kaybettiğini açıkladı. Trabzonlu 27 yaşındaki Yunus Emre Çelik'in çalıştığı şantiyede vince çıkarken uzun namlulu bir silahtan açılan ateşle vurularak öldüğü bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı'nda kurulan kriz merkezinde bugün bir basın toplantısı düzenleyen Davutoğlu, Libya'daki Türk vatandaşlarının tahliyesiyle ilgili bilgi verdi.
Davutoğlu, "Trablus'tan 1,422 kişi tahliye edildi. Bingazi'den uçaklarla 429, Mısır İskenderiye'den 248 kişi geldi. Dün Bingazi'den deniz yoluyla 3 bin kişi aldık. Yani 72 saatte 5 bin 099 kişi sağ salim getirilmiştir" dedi.
Libya'da yaklaşık 25 bin Türk bulunuyor. Ankara, Libya'da halk isyanının yarattığı kaos nedeniyle Türk vatandaşlarını tahliye etmeye başladı.
Tahliye işlemi önce uçakla başladı. Ancak Libya'nın hava sahasını kapatmasının ardından deniz yolu kullanılmaya başlandı. İlk etapta Bingazi'ye gönderilen iki feribot şu anda dönüş yolunda bulunuyor. Ayrıca Fethiye-Derne arasında da ring hattı kuruldu.
VİNCE ÇIKARKEN VURULDU
Davutoğlu, basın toplantısında sorulan bir soru üzerine bir Türk vatandaşının hayatını kaybettiğini söyledi.
Davutoğlu, "Dün akşam bir vatandaşımızın can kaybı bilgisi ulaştı. Trabzonlu Yunus Emre Çelik 27 yaşında. Trablus yakınlarındaki bir şantiyede maalesef istenmeyen bir olay sonucunda hayatını kaybetmiştir. Onun haricinde herhangi bir yaralanma veya ölüm yok" dedi.
Doğan Haber Ajansı (DHA), Çelik’in, görev yaptığı vince çıkarken, uzun namlulu silahlar kullanan askerlerin açtığı ateş sonucu öldüğünü bildirdi. Anadolu Ajansı, Trabzon'un Yomra ilçesine bağlı Oymalıtepe beldesinde oturan ve bekar olan Çelik'in Libya'ya 3 ay önce çalışmak için gittiğini belirtti.
Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Çelik'in cenazesinin Türkiye'ye getirilmesi için girişimlerin sürdürüldüğünü belirterek, “Bakanlarımızla görüştük, cenazeyi alma gayreti içerisindeler” ifadesini kullandı.
ERDOĞAN KADDAFİ İLE GÖRÜŞTÜ
Yapılanın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kapsamlı tahliye çalışması olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Bakanlık'ta kurulan kriz masasının 24 saat çalıştığını ve merkezde bulunan 400 diplomatın 120’sinin 3 vardiya halinde görev yaptığını ifade etti.
Davutoğlu ayrıca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Libya lideri Muammer Kaddafi ile iki kez telefonda görüştüğünü açıkladı. Erdoğan ile Kaddafi, Pazar gecesi Libya'daki son yaşananları ve ülkedeki Türklerin durumunu ele almıştı.
Bir gazetecinin tahliye için gönderilen gemilere neden AA ve TRT dışında basın mensubunun alınmadığı yönündeki bir sorusuna ise Dışişleri Bakanı, daha fazla kişinin tahliyesi için feribotların mümkün olduğunca az kişiyle yola çıkarıldığını ve bundan sonraki seferlerde başka basın mensuplarını da almak istediklerini sözlerine ekledi.
Davutoğlu, Almanya, ABD, Avustralya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Fransa, Çin, Kosova, Romanya, Ürdün dahil 21 ülkenin tahliye konusunda Türkiye'den yardım talebinde bulunduğunu söyledi.
Davutoğlu, basın toplantısının ardından kriz merkezine gelen bir telefonu da yanıtlayarak, arayan vatandaşın sorularına bizzat cevap verdi.
ANKARA’DA KURULAN KRİZ MASASI
Dışişleri Bakanlığı'nda oluşturulan kriz merkezinin telefon ve faks numaralarıyla e-posta adresi şöyle:
Dışişleri Bakanlığı Kriz Merkezi
Telefon: 0312-292 2600, 0312-292 2601, 0312-292 2602
Faks: 0312-292 2754
E-posta: kriz1@mfa.gov.tr, kriz2@mfa.gov.tr, kriz3@mfa.gov.tr
Kral Abdullah korktu kesenin ağzını açtı
Suudi Arabistan Kralı Abdullah, halkın refahını artırmak için konut yapımını destekleme, evlenme ve yeni işe başlama gibi sosyal konularda milyarlarca dolar kaynak aktarılması talimatı verdi.
Uzmanlar, aktarılan kaynakla, özellikle düşük gelir grupları ile çoğunluğu kamu sektöründeki aktif işgücü üzerindeki hayat pahalılığının azaltılmasının hedeflendiğini belirtiyor.
Kral Abdullah'ın talimatını verdiği yeni önlemler listesinin başında, kalkınma fonuna aktarılan 40 milyar riyal (10,7 milyar dolar) yer alıyor. Fon, konut yapmak isteyenlere, evlenmek veya küçük işletme kurmak isteyenlere faizsiz kredi olanağı sağlıyor.
Alınan diğer önlemler arasında kamu çalışanları üzerindeki geçim sıkıntısının azaltılması, gençler için bir yıllık işsizlik yardımı ile kalkınma fonuna borçlanmış, ancak sonra hayatını kaybetmiş kişilerin borçlarının silinmesi de yer alıyor.
Kral Abdullah'ın kalkınma fonuna kaynak aktarmasında, yoksulluk ve daha fazla politik özgürlük talebiyle bölgedeki ülkelerde yaşanan kargaşa ve gösterilerin Suudi Arabistan'ın komşusu Bahreyn'e sıçramasının yarattığı endişenin etkili olduğu belirtiliyor.
Suudi Arabistan'da genç işsizliği en temel sorunlar arasında yer alıyor. Ülkede genel işsizlik oranı yüzde 10 iken 15 ile 24 yaş arası işsizlerin oranı ise yüzde 40 seviyesinde bulunuyor.
Suudi hükümeti, ağustos ayında açıkladığı 385 milyar dolarlık 5 yıllık harcama planıyla işsizliği azaltmayı hedefliyor.
http://www.haber7.com/haber/20110223...gzini-acti.php
Avrupa Birliği: 'Libya'ya askeri operasyon yapabiliriz'
Avrupa Birliği (AB), 6 bine yakın AB vatandaşının bulunduğu Libya’da insani durumun daha da kötüleşmesi halinde "askeri operasyon" yapabileceğini bildirdi.
Adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir AB yetkilisi, silahlı müdahale konusunda "Üzerinde çalıştığımız ihtimallerden birisi bu" dedi.
Bu tür bir müdahalenin amacını açıklamaktan kaçınan yetkili, "Bir ihtiyat planı hazırladığımızda, bu, BM Güvenlik Konseyi’ni harekete geçireceğimiz anlamına gelmez" ifadesini kullandı.
AB Komisyonu’nun insani yardım biriminin, "insani bir askeri operasyonda" ne tür sivil ve askeri kapasitenin kullanılabileceği konusunda üye ülkelerle danışmalarda bulunduğunu anlatan yetkili, henüz silahlı bir operasyon noktasının uzağında olduklarını ve ihtimaller üzerine hazırlık yaptıklarını kaydetti.
AB Komisyonu’na göre, Libya’da olaylar başladığından bu yana 5 bin civarında AB vatandaşı ülkeyi terk etti. Hala Libya’da bulunan AB vatandaşlarının sayısı konusunda net bir rakam verilemiyor.
KADDAFİ'NİN AKIBETİNİ BELİRLEYECEK 4 KRİTİK MERKEZ
Libya lideri Muammer Kaddafi’nin ülke toprakları üzerindeki hakimiyetinin, kontrolü kaybettiği yerlerin doğudan başkent yakınındaki bazı merkezlere yayıldığı haberlerinin gelmesiyle azaldığı görülüyor.
Kaddafi’nin hakimiyetini sürdürüp sürdüremeyeceğini belirleyecek dört stratejik bölge bulunduğu belirtiliyor. Bunlar başkent Trablus, Kaddafi’nin memleketi Sirte şehri, Sirte Körfezinin petrol sahaları Ras Lanuf ve Marsa el-Brega.
İsyanın başladığı ülkenin ikinci büyük kenti Bingazi’nin de içinde bulunduğu kuzeydoğudaki Sirenaik bölgesinde artık merkezi hükümetin kontrolünün bulunmadığı belirtiliyor. Bölgede muhaliflerin kontrolünün batıdaki Ecdabiye’ye kadar uzandığı bildiriliyor.
Trablus’taki görgü tanıkları, başkentte Kaddafi’ye bağlı güçlerin kontrolü kaybettiğine dair bir işaretin bulunmadığını belirtiyorlar. Kentte üniformalı polislerin her zaman olduğu gibi trafiği yönettiği, devlet televizyonunun yayına devam ettiği bildiriliyor.
Buunla birlikte, bakentten sadece bir saat uzaklıktaki şehirlerdeki sokaklarda Kaddafi karşıtı silahlı milislerin devriye gezdiği, polis ve askerin ortada görülmediği belirtiliyor.
Ülkeden kaçan Mısırlı işçiler bugün, başkentten 120 kilometre ötedeki Zuara’nın hükümet karşıtı milislerin kontrolünde olduğunu söylediler.
Trablus’tan 200 kilometre uzaklıktaki Misrata’nın bir sakini, Reuters’a telefonla verdiği bilgide, şehrin muhalefetin kontrolünde olduğunu ancak Kaddafi’nin oğullarından birinin komutasındaki bir paramiliter gücün havalimanı yakınında saldırıda bulunduğunu söyledi. Kentten çekilen fotoğraflarda resmi binaların Kaddafi karşıtlarının benimsedikleri yeşil-siyah-kırmızı bayraklara büründüğü görülüyor.
Ras Lanuf ve Marsa El Brega limanlarından petrol sevkiyatı yapılıyor. Bir terminal ile rafinerinin bulunduğu Marsa el Brega’daki durum konusunda güvenilir bir bilgi bulunmuyor. Kurina gazetesi pazartesi günü, bir petrol terminaliyle bir petrokimya tesisinin bulunduğu Ras Lanuf’ta ayaklanmanın başladığını bildirmişti.
Akdeniz kıyısında bulunan Sirte bölgesinde birçok petrol üretim sahası bulunuyor. Ancak buranın, Kaddafi’nin memleketi olması dolayısıyla bu şehrin daha ziyade hükümet açısından psikolojik bir önemi bulunuyor. Sirte’nin merkezin kontrolünde olduğu, kontrol noktalarında asker ve polislerin bulunduğu belirtiliyor. Kaddafi Sirte’yi bir çöl kasabasından zirve toplantılarının yapıldığı bir merkez haline getirmişti.
Zaviye ile birlikte Trablus’a batıdan giriş yolu olan sahildeki Sabratha’ya salı günü çok sayıda asker sevkedildiği bildirilmişti. O zamandan beri bu şehirden haber gelmiyor.
Sabratha’nın doğusuna düşen, bir petrol rafinerisinin bulunduğu Zaviye’de de büyük bir askeri mevcudiyetin olduğu bildiriliyor.
Ülkenin yerleşimin seyrek olduğu çöllük güneyinde, Libya’nın geleceğini belirlemede önemli rol oynayabileceği belirtilen aşiretler bulunuyor.
Facebook yoluyla gelen haberlerde Trablus’un 100 kilometre güneyindeki Garyan’da çatışmaların olduğu haberi geldi. Cezayir sınırındaki petrol zengini Hadames’ten ise haber alınamıyor. Güneyin daha da derinliklerinde yeralan Sabha’nın ise muhtemelen hala Kaddafi’ye bağlı olduğu zannediliyor.
Yabancı gazeteciler sadece Bingazi çevresindeki bölgeye gidebildikleri için, Libya’dan gelen haberleri bağımsız kaynaklarca doğrulatmak mümkün olmuyor.
http://www.milliyet.com.tr/avrupa-bi...97/default.htm
'Türkler yaptı biz yapamadık'
Times gazetesi, Libya'dan vatandaşlarını tahliye eden ülkeler arasında en çarpıcı girişimin Türkiye'den geldiğini yazdı.
İngiliz hükümetinin eleştirildiği belirtilen habere eşlik eden bir haritada ise bugüne dek ülkelerin Libya'daki vatandaşlarını tahliye etmek için neler yaptıkları gösteriliyor.
Bu haritaya bakılırsa 250 Türk Libya'nın Tobruk kentinden alınarak, Mısır'ın İskenderiye kentine götürüldü, oradan da yurtlarına döndü.
3000 Türk de iki feribotla Bingazi kentinden alınıp Marmaris'e taşındı. Marmaris'te bir aşevi ve seyyar hastane kuruldu, Türk vatandaşlarının memleketlerine götürülmeleri için ilçeye otobüsler getirildi.
Times'ın bugünkü manşeti de "Merhamet uçuşları fiyaskosu".
Gazete, 170 İngiliz vatandaşının çöldeki kamplarda mahsur kaldığını ve silahlı çetelerce tehdit edildiklerini belirtip yardım çağrısı yaptıklarını aktardı.
Times "Çölde savunmasız" başlıklı başyazısında, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague'un, Libya'daki İngiliz vatandaşlarının tahliyesi ihtiyacı karşısında çok yavaş haraket ettiğini belirtti.
'İngiltere tek vatandaşını tahliye edemedi'
Daily Telegraph ise ilk sayfasındaki Libya haberinde, İngiltere Başbakanı David Cameron'ın bu ülkedeki kurtarma operasyonunu hızlandırdığını bildirdi.
Gazete de operasyonun bugüne dek ağır ilerlediğini kabul ediyor.
Daily Telegraph, başbakanın Körfez ülkelerine yaptığı geziyi kesip, İngiltere'de bazı hükümet yetkilileriyle temasa geçtiğini, İngiliz vatandaşlarının kurtarılmalarının hızlandırılmasını istediğini belirtti.
Gazete, Dışişleri Bakanı William Hague'in de Amerika Birleşik Devletleri gezisini iptal ettiğini duyurdu.
Daily Telegraph, hükümeti eleştiren çevrelerin de, bugüne dek Libya'dan bir İngiliz vatandaşı dahi tahliye edilmezken; Türkiye ile Fransa ve Portekiz'in yanı sıra başka bazı Avrupa Birliği ülkelerinin binlerce vatandaşını tahliye ettiklerini vurguladıklarına dikkat çekti.
Independent'ın Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, Trablus'tan gönderdiği ilk haberde, kendisine, Libya'da inşaat ve mühendislik sanayiinde çoğunluğu oluşturan Türklerden en az 30 bininin Trablus'u terk ettiklerinin söylendiğini yazdı.
Guardian'ın ilk sayfasındaki bir diğer haberde, İngiltere'nin Libya'daki vatandaşlarını tahliyeye yönelik planının eleştirildiği, mahsur İngiliz vatandaşlarının zorlandıkları belirtildi.
Libya'da mahsur İngiliz vatandaşları, yağmacıların saldırılarından, yiyecek ve su sıkıntısı çektiklerinden söz edildi.
Guardian'daki haberde ise Libya'daki 10 bin Türkiye vatandaşından 3 bininin Türkiye donanmasına ait bir fırkateyn eşliğinde ülkelerine döndükleri aktarıldı.
New York Times
Libya’daki yabancı uyruklulara yönelik tahliye operasyonları, Batı medyasında geniş yankı bulunuyor. The New York Times gazetesi, çeşitli ülkelerin çabalarına dikkat çektiği geniş haberinde, "en başarılı" çalışmaları Türkiye’nin yaptığı gibi göründüğünü belirtti.
New York Times, Libya’daki on binlerce yabancının ülkeden hava, deniz ve kara yoluyla ayrılabilmek için çırpındığına işaret ederken, "İnsanları ülkeden enerjik bir biçimde tahliye etmede en başarılı ülke Türkiye gibi görülüyor" diye yazdı. Gazete Türkiye ile ilgili şunları söyledi:
"Tahliye operasyonlarının göz korkutucu niteliği, bazı ülkelerin yardım için başkalarına başvurmalarına yol açtı. Tüm zamanların en büyük tahliye çabasını düzenlediğini söyleyen Türkiye, Rusya ve ABD dahil, 21 ülkenin, (Libya’daki) vatandaşlarının ayrılmalarına yardımcı olması için kendisine başvurduğunu ifade etti. Ankara’daki yetkililer, Trablus’ta 27 yaşındaki bir Türk işçisinin öldürüldüğünü söylediler ancak detay vermediler."
Gazete, "Türkiye, Çarşamba itibariyle binlerce vatandaşı kurtarmış olsa da 25 bin civarında hala zor durumda. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin feribotları durmadan çalıştıracağını söyledi" derken, Davutoğlu’nun feribotların bazılarının Libyalı sivillere ilaç ve gıda götürmesi yönündeki beklentisine de yer verdi.
Dünya Türkiye'yi kıskandı devler yardım istedi
Krizin derinleşmesi ve Türkiye'nin tahliye hamlesi yapması üzerine dünyanın farklı bölgelerinden 21 ülke vatandaşlarının tahliyesi için Ankara'dan yardım istedi. Almanya, ABD, Avustralya, Bosna Hersek, Bulgaristan, Fransa, Çin, Kosova, Romanya, Ürdün gibi ülkelerin Türkiye'den yardım istediği belirtiliyor.
Ankara ise önceliği Türk vatandaşlarının tahliyesine verdiğini duyurdu. Libya'da Dışişleri bürokratları tahliye için yoğun çaba harcıyor. Özellikle Derne ve Tobruk bölgelerindeki Türk vatandaşlarının tahliyeleri Mısır sınırı üzerinden karayoluyla gerçekleştiriliyor.
http://www.milliyet.com.tr/-turkler-...m?ref=haberici
MGK'dan Yazılı Açıklama
Milli Güvenlik Kurulu bildirisinde, "Tunus, Mısır ve Libya'daki gelişmeler ve bunların bölgesel yansımaları değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, değişim ve dönüşüm sürecinin bölgesel barış, istikrar ve refaha hizmet edecek şekilde sonuçlandırılmasına atfedilen önem ifade edilmiştir" denildi.
MGK'nın bugün gerçekleştirdiği olağan toplantının ardından MGK Genel Sekreterliğince açıklanan bildiride, toplantıda terörle mücadelenin tüm veçhelerini kapsayan çok boyutlu tedbirlerin uygulanması bağlamında son MGK toplantısından bu yana kaydedilen gelişmelerin gözden geçirildiği belirtildi.
Devletin tüm kurumlarının bu tedbirlerin uygulanmasını gelecek dönemde de işbirliği içinde ve kararlılıkla izleyeceklerinin teyit edildiğinin kaydedildiği bildiride, bu çerçevede İçişleri Bakanlığı, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müstearlığınca yürütülen terörle mücadele stratejisine ilişkin çalışmaların gözden geçirildiği ifade edildi.
Bildiride, şöyle denildi: "Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğinin pekiştirilmesine dayanan bu kapsamdaki çalışmalar sürdürülürken, ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, milletimizin güvenliğini ve vatandaşlarımızın yaşama hakkını hedef alan terörle mücadelenin de hukuka saygı ve insan haklarının korunması temelinde, taviz verilmeksizin, aynı azim ve kararlılıkla sürdürüleceği bir kez daha vurgulanmıştır.
Bu mücadelenin en önemli unsurlarından birini, devletimizin birlik ve bütünlüğü ile kökü asırlara dayanan kardeşlik ve barış içinde bir arada yaşama duygusuna gönülden inanana vatandaşlarımızın terör örgütü ve yandaşlarının her türlü tahrik ve girişimleri karşısında sağduyularını korumaya devam edeceklerine olan kati inanç teşkil etmektedir."
Irak
Bildiride, toplantıda Irak'taki son gelişmelerin de değerlendirildiği, Irak'lı siyasi gruplar arasında varılan mutabakat uyarınca 21 Aralık 2010'da kurulan yeni Irak hükümetinin Irak halkının temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ekonomik kalkınma ve yeniden imar faaliyetlerini anılan mutabakat çerçevesinde etkin şeklide yürütebilmesinin Irak'ta ulusal uzlaşıya, toplumsal huzur ve halkın esenliğine katkı sağlayacağı ifade edildi.
Türkiye'nin Irak'a bu yöndeki desteğinin devam edeceği yinelenen bildiride, Türkiye-Irak-ABD üçlü işbirliği mekanizması kapsamında terörle mücadeleye ilişkin son dönemde gerçekleştirilen çalışmaların da gözden geçirildiği aktarıldı.
Ortadoğu
Bildiride, toplantıda Lübnan'da yaşanan hükümet krizi ile Tunus, Mısır ve Libya başta olmak üzere, Ortadoğu bölgesindeki ülkelerde meydana gelen gelişmelerin ele alındığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Bu bağlamada, Lübnan'daki hükümet kurma sürecinin kardeş Lübnan toplumu içinde bölünme ve ayrışmalara yol açmadan anayasal çerçevede ve demokratik meşruiyet zemininde bir an önce başarıyla sonuçlandırılmasına yönelik temennimiz teyit edilmiştir.
Tunus, Mısır ve Libya'daki gelişmeler ve bunların bölgesel yansımaları değerlendirilmiştir. Bu kapsamda, değişim ve dönüşüm sürecinin bölgesel barış, istikrar ve refaha hizmet edecek şekilde sonuçlandırılmasına atfedilen önem ifade edilmiştir.
Ayrıca bu ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızın talepleri üzerine yürütülen tahliye talepleri değerlendirilmiş, bundan sonraki süreçte alınabilecek ilave tedbirler görüşülmüştür."
http://www.cnnturk.com/2011/turkiye/...1.0/index.html
NATO konseyi Libya konusunda acil toplanıyor
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, NATO Konseyi'ni Libya'daki durumu ele almak üzere acil toplantıya çağırdığını belirtti.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, AB dönem başkanı Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de yaptığı açıklamada, NATO Konseyi'nin Libya'da hızla ilerleyen durumu müzakere etmek için öğleden sonra toplanacağını, bu toplantı için birkaç saat içinde Brüksel'e döneceğini bildirdi.
NATO Genel Sekreteri, Konsey toplantısından önce AB savunma bakanlarıyla bir araya gelerek, ihtiyacı olanlara faydalı bir şekilde nasıl yardımcı olabileceklerini ve olayların neticelerini nasıl sınırlandırabileceklerini görüşeceğini kaydetti.
Önceliğin tahliyelere ve insani yardıma verilmesi gerektiğini söyleyen Rasmussen, ayrıntılara girmek için henüz erken olduğunu, ancak NATO'nun bu türden durumlarda kullanabileceği yöntemler olduğunu ifade etti.
Rasmussen, NATO'nun, üye ülkelerin harekete geçmek istemesi halinde koordinatör ve olanak sağlayıcı görevi yapabileceğini belirtti.
http://www.haberturk.com/dunya/haber...cil-toplaniyor
Kaddafi ve oğullarına 'insanlık suçu' soruşturması
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) savcIsı Luis Moreno-Ocampo, Libya'da özellikle Albay Muammer Kaddafi ve oğulları hakkında ''insanlık suçu'' soruşturması açıldığını bildirdi ve Libya'da hiçbir suçun cezasız kalmayacağını belirtti.
Lahey- Moreno-Ocampo Hollanda'nın Lahey kentindeki UCM'de düzenlediği basın toplantısında, savcılık bürosunun, Libya'da ''15 Şubat'tan beri insanlığa karşı işlenen suçlar'' için soruşturma açma kararı verdiğini belirtti.
15 Şubat'ta Bingazi'de, 16 şubatta Aal-Bayda, Derna ve Zenten ile 20 şubatta Trablus'ta barışçı gösteri yapanların güvenlik güçlerinin saldırısına uğradığı birçok olayı sayan savcı, "Bu suçları işleyen güvenlik güçleri üzerinde söz sahibi, de facto bir otoriteye sahip bazı bireylerin kimliklerini belirledik" dedi.
Savcı ayrıca, resmi otoriteye sahip ve yasaların gözünde sorumlu tutulabilecek bireylerin kimliklerini de tespit ettiklerini sözleri ekledi.
Moreno-Ocampo, aralarında Albay Muammer Kaddafi, üç oğlu ve Libya Dışişleri Bakanının bulunduğu sekiz kişinin savcılığın soruşturması kapsamında yer aldığını belirtirken, bu kişilerin isimlerini açıklamadı, sadece görevlerini tarif etti.
Soruşturmada, Kaddafi'nin dışında oğulları, Seyfülislam, Hamis, Moatassim ile Dışişleri Bakanı Musa Kusa, eski Başbakan Ebu Zeyd Ömer Dorda, rejimin emniyet güçleri ve askeri istihbarat şefi Mansur Daw El Hossi ve Kaddafi'nin kişisel güvenlik şefi Abdülkadir Yusuf Dibri yer alıyor.
Öte yandan, Hollanda Savunma Bakanlığı, üç Hollandalı askerin geçen pazar günü Libya ordusuna bağlı silahlı kişiler tarafından esir alındığını bildirdi.
Hollandalı askerlerin sivillerin tahliye operasyonu sırasında saldırıya uğradıkları ve sonrasında kaçırıldıkları belirtildi.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=221884
Kaddafi, Chavez'in barış planını kabul etti
Libya'da isyancılar ve Kaddafi'ye bağlı güçler arasındaki çatışmalar sürerken, bölgede kalıcı bir çözüme ulaşılabilmesi için ilk umut ışığı belirdi.
Reuters ajansının haberine göre, Venezüella Enformasyon Bakanı Andres Izarra, Kaddafi'nin, Chavez tarafından sunulan barış planını kabul ettiğini açıkladı. Izarra, Arap Birliği'nin de Chavez'in, "Libya'ya uluslararası bir komisyon gönderilmesi" önerisine sıcak baktığını ifade etti.
Söz konusu plan, Libya'daki çatışmaları sonlandırarak siyasi bir çözüm bulunması amacıyla Kaddafi ile Libyalı isyancılar arasında görüşmeler yürütecek bir komisyonun kurulmasını öngörüyor. Komisyon da Güney Amerika, Avrupa ve Ortadoğulu temsilcilerden oluşturulacak.
Arap Birliği Genel Sektereri Amr Musa, daha önce Reuters'a yaptığı açıklamada, Venezüella lideri tarafından ortaya atılan önerinin değerlendirildiğini, ancak henüz kesin bir karar alınmadığını söylemişti.
El Cezire'nin haberine göre, isyancılar tarafından kurulan Ulusal Libya Konseyi Başkanı Başkanı Mustafa Abdel Celil ise bahsi geçen barış planıyla ilgili olarak kendileriyle temasa geçilmediğini ifade etti. Celil ayrıca, Libya lideri Kaddafi'yle aynı masaya oturmaları gibi bir durumun söz konusu olmayacağını söyledi.
Kaddafi ile Chavez'in Salı günü bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, Libya'daki son durumu ele aldığı belirtilmişti. Kendisini anti-emperyalist bir devrimci olarak tanımlayan Chavez, aynı zamanda Libya lideri Kaddafi’nin de yakın dostu olarak biliniyor.
ÇATIŞMALAR DEVAM EDİYOR
İç savaşın eşiğine gelen Libya'da son iki günkü çatışmalar, doğudaki Brega ve Ecdebiye kentlerinde yoğunlaştı.
Bu kentlerin kontrolünü elinde bulunduran isyancılar, bölgeyi dünden bu yana bombaladığı bildirilen Kaddafi güçlerini püskürtmeyi başardı. Kaddafi'nin Afrikalı paralı askerleri Libya halkının üzerine saldırttığını belirten Bingazi'deki muhalifler ise uluslararası kamuoyundan yardım talep ederek, BM destekli bir hava saldırısı düzenlenmesi için çağrıda bulundu.
Libya lideri Muammer Kaddafi'nin oğlu Seyfülislam, Sky News'a telefonla yaptığı açıklamada, Brega kentinin muhalifleri korkutmak ve bölgedeki petrol tesislerinin denetimini geri almak için bombalandığını söyledi.
Oğul Kaddafi, Brega'daki liman ve petrol rafinerisinin kontrolünü muhaliflere bırakmayacaklarını söyleyerek, "Bu Hollanda'daki Rotterdam limanının kontrolünün başkalarına bırakılması gibi bir şey" dedi.
Kaddafi, Batılı güçlerin ülkesine müdahale etmesi halinde Libya'nın "yeni bir Vietnam" olabileceği konusunda uyarırken, uzmanlar da bölgedeki değişken şartlar göz önüne alındığında acele alınacak kararların ciddi sonuçlar doğurabileceğini ifade ediyor.
HOLLANDALI ASKERLER GÖZALTINDA
Bu arada Hollanda Savunma Bakanlığı sözcüsü Otte Beeksma, Libya'daki iki Avrupalı'nın tahliyesi için çalışan 3 askerinin Kaddafi güçlerince yakalandıktan sonra gözaltına alındığını bildirdi. Beeksma, Hollandalı yetkililerin, pazar gününden bu yana gözaltında olan askerlerin salıverilmesi için Kaddafi hükümetiyle görüşmelerini sürdürdüğünü söyledi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/17171449.asp?gid=200
Interpol'den "Kaddafi" uyarısı
Uluslararası polis teşkilatı Interpol, Libya lideri Muammer Kaddafi ile ailesinin 15 üyesi hakkında kamu güvenliği için tehdit oluşturdukları anlamına gelen turuncu alarm yayınladı.
Kaddafi ve rejimine yönelik uluslararası yaptırımlara destek amacıyla yayınlanan alarm, teşkilatın dünya çapındaki 188 üyesine gönderildi.
Eylem ya da yaratılan durumun kamu güvenliğine risk oluşturduğu zamanlarda verilen turuncu alarm, hakkında uyarı çıkarılan kişilerin, hareketlerinin engellenmesi ve mal varlıklarının dondurulması için hukuki yaptırım ve sınır polisi bilgisi sağlıyor.
Interpol açıklamasında da Kaddafi ile yakını 15 kişinin, "sivil halka yönelik hava bombardımanı dahil, planlı saldırılara karıştığı ya da katıldığının tespit edildiği" kaydedildi.
http://www.milliyet.com.tr/interpol-...m?ref=haberici
Obama: Acil müdahaleye hazır olun
ABD Başkanı Barack Obama, insani krizin ve sivillere yönelik şiddetin durdurulması için ülkesinin ve uluslararası toplumun Libya’ya acil müdahaleye hazır olması gerektiğini söyledi.
Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon ile Beyaz Saray’da dün düzenlediği basın toplantısında Obama, ABD’nin Libya konusunda tüm seçeneklere hazırlandığını açıkladı.
Obama, Libya hava sahasının uçuşa yasak bölge ilan edilmesinin de ABD’nin değerlendirdiği seçenekler arasında yer alacağını belirtti.
Meşruiyetini kaybeden Kaddafi’nin iktidarı bırakması gerektiğini bir kez daha ifade eden Obama, isyancılara uygulanan şiddete duydukları öfkeyi dile getirdi ve BM’nin yaptırımlarını da övdü.
Savaş gemileri artıyor
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, İttifak’ın şimdilik Libya’ya müdahale niyetinin bulunmadığını söylerken, ABD’nin 5. Filosu’nun USS Kearsarge ve USS Ponce gemilerinin Süveyş Kanalı’ndan Akdeniz’e girmesinin ardından, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Güney Kore gemileri de Libya’ya doğru harekete geçti. Kanada’nın HMCS Charlottetown savaş gemisi de bir hafta içinde Libya açıklarında olacak.
http://www.milliyet.com.tr/obama-aci...52/default.htm
Libya'dan Fransa, İngiltere ve ABD'ye tepki
Libya Dışişleri Bakanı Musa Kussa Fransa, İngiltere ve ABD'yi "Libya'yı bölmek için fesatlık yapmakla'' suçladı.
Bakan Kussa, başkent Trablus'ta düzenlediği basın toplantısında, ''Fransa, İngiltere ve ABD'nin Libya'nın doğusunda muhalefete geçenlerle irtibatta olduğu açıktır'' dedi.
Libyalı Bakan, ''bunun da ortada Libya'yı bölmek için bir fesat döndüğü anlamına geldiğini'' ifade etti ve ''Hedef Libya'yı bölmek. Buna hiç şüphe yok. Aksi halde niye ABD, İngiltere ve Fransa ayrılıkçılarla görüşsün ki? Sömürgecilik geri döndü. Bu açık'' diye konuştu.
Libya'nın toprak bütünlüğünün kendileri için anlamına dikkati çeken Bakan, ''Bunun için ölürüz. Bu tür şeyler Libya'nın egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve istikrarını tehdit ediyor'' diye konuştu.
ABD, Fransa, İngiltere ve Almanya liderleri ile Arap ülkelerinin temsilcileri bugün Libya konusunda Paris'te bir araya geldi. Liderler, Libya'da sivil halkın korunması amacıyla "vakit geçirilmeksizin harekete geçildiğini" açıkladı.
ÜS İTALYA'DAN
Berlusconi ayrıca İtalya'nın Napoli kentinde bulunan NATO üssünün harekatın merkezi olarak kullanılmasını önerdi. http://www.hurriyet.com.tr/dunya/17316795.asp
Hortladılar gene!..
Peki neden iç barışı sağlamak için başka yollar denenmiyor da , hemen de saldırı için ( hazır ) planlarlarını uygulamaya kalkışıyorlar? !
Türkiye'nin tutumunu merak ediyorum doğrusu ! uluslararası iyi bir iş birliği ile şu ana kadar daha iyimser bir yol izlenebilirdi oysaki
İnsanların birbirini kırıp-geçmelerini - ki onlara göre "endişeyle" bana göre "keyifle" izlediler. Tam zamanı deyip topla -tankla iyilik yapacaklar Libyalılara ! oh ne iyilik ne iyilik..
Kaddafi belasını tutuklasalar bari, resmen insanlık suçu işledi , göz göre göre..
Libya'ya bombardıman başladı
Fransa, İtalya ve Kanada uçaklarının Libya semaları üzerinde keşif uçuşu yapmasının ardından Fransız savaş uçağı Libya askeri aracını vurdu ve ilk hedefi yok etti. Fransa lideri Nicolas Sarkozy, "Sivil nüfusu korumayı amaçlıyoruz. Arap halkına müdahalemiz sözkonusu değil" dedi. ABD Başkanı Barack Obama da, "Kararlılığımız net. Libya halkı korunmalı" diye konuştu.
Kaddafi güçlerine karşı ilk ateş TSİ 18.45'te başladı ve Fransız uçağı Libya askeri aracını vurdu.
Fransa'nın Charles De Gaulle uçak gemisinin de Libya'ya doğru yarın yola çıkacağı kaydedildi.
Öte yandan Kaddafi yönetimi karşıtı güçler, bu sabah Bingazi üzerinde düşürüldüğü bildirilen savaş uçağının kendilerine ait olduğunu açıkladı.
Muhaliflerin yetkililerinden Azeldin el Şerif, yer ile iletişim olmadığı için uçağın, muhalif güçlerin ateşi sonucu yanlışlıkla düşürüldüğünü söyledi.
Keşif uçuşları
Fransız askeri kaynakları, biri izleme dördü saldırı uçağı olan uçakların Fransa'nın doğusundaki Saint-Dizier üssünden kalktığını belirtti.
Kaynaklar, bu "keşif görevinin" bugün akşam üzeri boyunca devam etmesinin beklendiğini, uçakların Libya üzerindeki birkaç saatlik uçuş esnasında hiçbir zorlukla karşılaşmadığını kaydetti.
Fransız yetkililer, uçakların Libya tanklarını hedef alabileceklerini belirtti.
Öte yandan İtalyan savaş uçaklarının da Libya semalarında gözlem görevine başladıkları kaydedildi.
Öte yandan Kanada uçakları da Libya toprakları üzerinde keşif uçuşu yaptı.
arkozy: "Sivil nüfusu korumayı amaçlıyoruz"
Paris'te düzenlenen Libya zirvesinin arkasından konuşan Sarkozy, "Uçaklarımız Kaddafi'nin kendi nüfusuna şiddet kullanılmasını önlemek için uçuyor. Uçaklarımız tanklara müdahale için bekliyor" diye konuştu.
"BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararı hor gördüğünü ve dinlemediğini" kaydeden Sarkozy, "Halk özgürlüğü seçti. Cani deliyi durdurmak için Arap halkının bizim desteğimize ihtiyacı var. Bunu tedarik etmek bizim görevimiz. Arap halkları kendini özgürleştirmeyi seçti. Libya'nın geleceği Libya halkına ait. Onlar adına karar vermeyi düşünmüyoruz. Sadece evrensel bir bilinç ve bu tür suçları tolere edemeyiz. Bizim Arap halkına müdahalemiz sözkonusu değil" ifadelerini kullandı.
Fransa lideri ayrıca, "Sivil nüfusu korumayı amaçlıyoruz. Arap halkları haklarından yoksun kalmamalı. Şiddet ve saldırılar durursa diplomasi kanalları tekrar açılacak" dedi.
Obama: "Kararlıyız"
ABD Başkanı Barack Obama da, "Kararlılığımız net. Libya halkı korunmalı. Sivillere şiddet son bulmazsa uluslararası komisyon harekete geçecek" diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanı Clinton ise, "Müdahale ertelenirse daha çok sivil ölür" dedi.
Clinton, ABD'nin özgün güçlerinin, "Kanada ve Avrupalı müttefiklerin güçlerine katkı yapacağını" belirtti ancak kara kuvvetleri gönderme planlarının bulunmadığını ifade etti.
İngiltere Başbakanı David Cameron, "Libya'da Kaddafi'yi durdurmak için harekat vaktidir" derken, Almanya Başbakanı Angela Merkel, aynı fikirde olmalarına rağmen askeri harekatta yer almayacaklarını söyledi.
İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ise, "Napoli'deki NATO üssü komuta merkezi olsun" dedi.Kanada Başbakanı Stephen Harper de, ülkesinin Libya'ya hava operasyonunda yer alacağını belirtti ve deniz yoluyla ablukayı da uygulamak amacıyla Libya çevresinde donanma operasyonlarının başlatılacağını kaydetti.
Ortak bildiri
Zirve sonrasında yayımlanan ortak bildiride de, BM Güvenlik Konseyi'nin kararı anımsatılarak, "Albay Kaddafi'nin uluslararası toplumun isteklerini reddetmeyi, kendi halkını küçümsemeyi sürdürmesine izin vermeyeceğiz. Libyalılara, ülkelerini yeniden inşa etmelerinde, bu ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünü tamamıyla saygı çerçevesinde yardım etmeyi sürdüreceğiz" denildi.
Bingazi bombalandı
Bu arada, ateşkes ilanına rağmen Libya'da bugün yine çatışmalar vardı. Kaddafi yandaşı güçleri Bingazi'ye ilerledi, isyancılar karşılık verdi. Ülkenin batısındaki Zintan'dan da bombardıman sesleri geldi.
Bingazi'de sabah saatlerinde bir savaş uçağı düşürüldü. Önce, isyancıların Kaddafi'ye bağlı güçlerin uçaklarından birini düşürdüğü sanıldı.
Bir süre sonra Kaddafi yanlısı güçlerin isyancılara ait bir uçağı düşürdüğü anlaşıldı.
Libya hükümeti, "Ateşkes ilanına sadığız. Libya hava kuvvetleri tamamen yere çekilmiştir" açıklaması yaptı.
Yüzlerce kişinin Bingazi'den kaçtığı belirtiliyor. Bölgedeki AFP muhabiri, kentin kuzeydoğusundan kaçan insanların, Tobruk ve Mısır'a giden yola çıkmadan önce benzin istasyonları ve fırınların önünde kuyruk oluşturduğunu belirtti.
Bir helikopterin de kent üzerinde uçtuğu kaydedildi.
Misrata'da keskin nişancılar
Öte yandan Kaddafi'ye bağlı güçlere mensup keskin nişancıların Misrata kentinde açtıkları ateş sonucu 2 kişi öldü.
Kent sakinlerinden, adının Sadun olduğunu söyleyen bir kişi, Reuter ajansına yaptığı açıklamada, keskin nişancıların bu sahab Misrata kentinde açtığı ateş sonucu 2 kişinin öldüğünü söyledi. Sadun, "Bazı evlerde bulunan keskin nişancılar halka ve gördükleri her şeye ateş açıyor" dedi.
LİBYA'NIN AKIBETİ İÇİN İKİ TOPLANTI
Libya'nın akıbetini belirlemek için Paris'te yapılan zirveye BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad bin Casim bin Cabir El Tani, Irak, Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanlarının aralarında bulunduğu 22 lider katıldı.
ABD, AB ve Arap Birliği üyesi ülkeler, Muammer Kaddafi'ye bağlı askerlerin Libya'daki muhalif güçlere yönelik saldırısını durdurmak amacıyla BM'nin verdiği yetki uyarınca, bu ülkeye yapılacak askeri müdahale konusunda görüşmelerde bulundu.
Brüksel'deyse NATO Askeri Konseyi olağanüstü toplandı. Operasyonun teknik detayları müzakere edildi. Libya Dışişleri Bakanı Musa Kusa ise, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun'dan Libya'ya uluslararası gözlemci göndermesini istedi.
http://www.cnnturk.com/2011/dunya/03...6.0/index.html
Libya'ya askeri müdahale dünya kamuoyunda da yankı buldu
Türkiye, gelişmeleri yakından takip ettiğini bildirirken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'la görüştü ve "BM kararının uygulanmasına önem veriyoruz" dedi.
Rusya:
Rusya, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksardır Lukaşeviç yaptığı yazılı açıklamada, "Bir dizi ülkenin hava kuvvetleri, 19 Mart'ta Libya'ya karşı askeri eylemlere başladı. Moskova, bu askeri eylemi üzüntüyle karşılamaktadır" dedi.
ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Rusya'ya bugün yapacağı ziyareti son anda erteledi.
Venezuela:
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, Libya'ya askeri müdahaleyi "sorumsuzluk" olarak niteledi.
Chavez, televizyonda yayımlanan açıklamasında, Libya'ya yönelik uluslararası silahlı müdahaleyi eleştirerek, derhal ateşkes ilan edilmesini istedi.
Müdahaleyi "bir ülkenin içişlerine karışma" olarak değerlendiren Chavez, amacın sadece petrolü ele geçirmek olduğunu savundu.
Chavez, "Etkili bir ateşkesin sağlanmasını ve Kuzey Afrika'da yeniden barış yoluna girilmesini istiyoruz" dedi.
Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı:
Uluslararası Kızılhaç Teşkilatı (ICRC), Libya'da Muammer Kaddafi güçlerine karşı başlatılan askeri operasyonlar üzerine yaptığı açıklamada, tüm tarafların, uluslararası insani hukuk kurallarına uymaları çağrısı yaptı.
ICRC tarafından yayımlanan yazılı açıklamada, Libya'da askeri çatışmaların tırmanmasının, sivillere yönelik büyük bir risk oluşturduğu ifade edildi.
http://www.cnnturk.com/2011/dunya/03...8.0/index.html
Türkiye Libya'da "koruyucu güç" olacak
Türkiye'nin Libya'da ABD'nin "koruyucu gücü" olması ABD makamlarınca resmen açıklandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, günlük basın toplantısında bir soru üzerine, Türkiye'nin ABD'nin "koruyucu güç/hami devleti" olmayı kabul ettiğini söyledi.
Bu rolü kabul ettiği için Türkiye'ye "çok müteşekkir" olduklarını belirten Toner, bunun yanında Türkiye'nin New York Times gazetecilerinin serbest bırakılması ve güvenli şekilde ülkeden ayrılmasındaki çabalarından dolayı da "son derece minnettar" olduklarını kaydetti.
"Koruyucu güç/hami devlet" rolü kapsamında, Türkiye'nin Trablus Büyükelçiliği, ülkedeki ABD vatandaşlarını temsilen "konsolosluk ofisi" olarak hareket etmeyi de içerecek şekilde Libya'da ABD'yi "temsil edecek".
http://www.cnnturk.com/2011/dunya/03...9.0/index.html
Komuta NATO'da, hava üssü İzmir'de
Libya'da uçuşa yasak bölge uygulaması, NATO sorumluluğunda yürütülecek. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, NATO'nun yalnızca uçuşa yasak bölge uygulamasında etkili olacağını, koalisyon güçlerinin operasyonlarının ise süreceğini belirtti. Birliğin 72 saat içinde komutayı devralması bekleniyor. NATO'nun hava üssü de İzmir olacak.
Günler sonra anlaşmaya varıldı. NATO'nun, uçuşa yasak bölge uygulamasının komutasını üstlemesi kararı alındı, Genel Sekreter Rasmussen konuya açıklık getirdi:
"Kaddafi rejiminin saldırılarına karşı sivilleri korumak için geniş uluslararası çabanın parçası olarak eyleme geçiyoruz. Bölgedeki ortaklarımızla işbirliği yapacağız ve onların katkılarını memnuniyetle karşılıyoruz. NATO bu aşamada sadece uçuşa yasak bölge icrasında bulunacak."
ABD ise uçuşlarına devam edecek, ancak ana rolü müttefik uçakların yakıt ikmali ve havadan keşif uçuşları gibi destek misyonu olacak.
NATO'nun komutayı, 72 saat içinde devralması ve komutanın Amiral Samuel J. Locklear tarafından kumanda edilmesi bekleniyor.
NATO'nun uçuşa yasak bölge uygulamasını yürütmesi konusunda altı günden bu yana süren tıkanıklık, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bugün ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague ve Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe ile telekonferans üzerinden yürüttüğü müzakerelerle aşılmıştı.
Komutan bir general
NATO'nun Libya'daki misyonunun komutanlığını, Kanadalı Korgeneral Charles Bouchard'ın devralacağı bildirildi.
Kanada Savunma Bakanı Peter MacKay, bugün yaptığı açıklamada, Bouchard'ın ittifakın Libya'daki askeri harekatına öncülük etmek üzere atandığını söyledi.
NATO'nun hava üssü İzmir olacak
NATO kaynakları, Libya'ya hava operasyonunun komuta merkezinin de İzmir'de olacağını söyledi.
NATO askeri kanadından Albay Geoffrey Booth, NATO Sözcüsü Oana Lungescu ile basına verdiği brifingde, "Hava harekatının komuta merkezi İzmir olarak kesinleşti. Operasyonu yürütecek komutanın hangi ülkeden olacağını bilmiyorum ama NATO tarafından atanacak. Türk, Amerikalı ya da diğer NATO üyelerinden olabilir" dedi.
Aynı kaynaklar, NATO'da dün alınan uçuşa yasak bölgenin İttifak bünyesinde uygulanması kararının bu aşamada sadece planlamaya yönelik olduğunu belirtti.
Kaynaklar, BM'nin 1973 sayılı kararının tüm unsurlarının tamamıyla NATO'ya devrinin pazar ya da pazartesi günü olacağını, bu konuda siyasi irade bulunduğunu kaydetti.
NATO kaynakları, operasyonun gelecek haftadan itibaren bütünüyle İttifak'ın komutasına geçmiş olacağını ifade etti.
Fransa, NATO'nun Arap dünyasındaki olumsuz çağrışımı nedeniyle Libya operasyonunun NATO'ya devrine Arap ülkelerinin karşı çıktığını savunuyordu.
Bu arada NATO kaynakları, Londra toplantısının ardından Libya'da koalisyon operasyonunun tamamıyla NATO'ya devredileceğini ve eş zamanlı iki operasyonun söz konusu olmadığını vurguladı.
Yeni görev Türkiye'ninkiyle aynı
Amerikan yönetiminden üst düzey yetkililer de, Libya'da uçuşa yasak bölge uygulamasını NATO'nun yürütmesi konusunda varılan mutabakata işaret ederek, NATO'nun bu mutabakat sonucunda üstlendiği pozisyonun, Türkiye'nin bir süredir savunduğu pozisyonla aynı olduğunu söyledi.
İsimlerinin açıklanmasını istemeyen yetkililer, "Türkiye, NATO'nun Libya'ya müdahalesine başlarda karşıydı. Türkiye'nin bu pozisyonundaki değişikliğin nedeni sizce nedir? NATO içindeki tartışmalarda Türkler tarafından herhangi bir koşul masaya getirildi mi?" sorusu üzerine, Türkiye'nin pozisyonunun Türk yetkililere sorulması gerektiğini belirtmekle birlikte, şunları kaydettiler:
"İlk günden beri NATO içinde yürüttüğümüz tartışmalardan bildiğimiz kadarıyla, Türkiye, silah ambargosu, insani yardım ve uçuşa yasak bölge konularındaki bir operasyonu da içerecek şekilde, herhangi bir operasyonun planlamalarına destek vermek istediğini çok açıkça ortaya koydu. İlk başta, 'eğer NATO bu operasyona, özellikle de uçuşa yasak bölge uygulamasına müdahil olacaksa, bunların tümünün sorumluluğunu NATO'nun alması gerekir' diyen Türkiye'ydi. Türkiye'nin bir süredir savunduğu pozisyon buydu ve aslına bakarsanız NATO'nun şimdi üstlendiği pozisyon da bunun aynısı".
Yetkililer, "Bu süreçte Türkiye'deki Amerikan üslerinin kullanılıp kullanılmayacağının" sorulması üzerine de bu tip operasyonel detaylar üzerinde askeri komutanların çalıştığını, kendilerinin bu noktada yorum yapabilecek pozisyonda olmadıklarını ifade ettiler.
Sarkozy siyasi çözüme soyundu
Bu arada Fransa lideri Nicolas Sarkozy, uluslararası operasyonun NATO şemsiyesi altına gireceğinin kesinleşmesinden sonra siyasi çözüm arayışına başladı.
Sarkozy, AB zirvesinin ardından yaptığı açıklamada, salı günü Londra'da düzenlenecek Libya toplantısı öncesinde İngiltere ile Fransa'nın ortak bir öneride bulunacağını kaydetti.
Sarkozy, "Muhtemelen zirve öncesinde (İngiltere Başbakanı David) Cameron ve ben ortak bir yol önereceğim. Bu, (Libya'da) çözümün askeri (yöntemlerle) olamayacağını gösteren bir Fransız-İngiliz inisiyatifi olacak, mecburen siyasi ve diplomatik çözüm olacak" dedi.
İtalya da operasyona dahil oldu
İtalyan senatosundan da hükümete Libya'daki operasyona katılma yetkisi verildi. İtalya, havadan ve denizden katkı sağlayacak.
Birleşmiş Milletler oylamasında çekimser kalan Almanya ise Libya'daki operasyona katılmamakta kararlı. Dışişleri Bakanı Guido Westerwell, "Libya'ya gitmeyeceğiz, ancak sivillerin korunması arzusunu paylaşıyoruz'' dedi.
Birleşik Arap Emirlikleri de (BAE) Libya'ya müdahale eden uluslararası koalisyona 12 uçakla katkı sağlayacak.
Çin ise operasyona tepkili. Dışişleri Bakanı Yang Cieçi, Libya'ya karşı düzenlenen askeri harekatın büyük can kaybına yol açmasından derin endişe duyduklarını belirterek, ilgili taraflara derhal ateşkes yapmaları çağrısında bulundu.
Kaddafi uğraştırıyor
Bir yandan Libya'da sivilleri korumaya yönelik çabalar sürdürülürken, bir yandan da Kaddafi'nin ve Kaddafi güçlerinin durumu tartışılıyor.
BM Genel Sekreteri Ban ki Mun, Kaddafi'nin BM'nin ateşkes çağrısını dikkate almadığını söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Kaddafi güçlerinin geri püskürtüldüğünü, ancak hala tehlikeli olmaya devam ettiğini ifade etti.
ABD ordusunun sözcüsü, Kaddafi'ye bağlı birliklere son 24 saatte düzenlenen hava saldırılarında 16 adet Tomahawk füzesi kullanıldığını söyledi.
Hedeflerin Kaddafi'nin topçu, mekanize birlikleri, komuta ve kontrol altyapısı olduğu belirtildi.
Silah sevkıyatı tedbiri
Libya'ya olası silah sevkıyatı için de tedbirler arttı. NATO'nun oluşturduğu 'denizden koruma operasyonu'nun komutanı "Her yolu kapatamayız ama bir şey kesin, ana giriş kapısını kapatıyoruz" dedi.
http://www.cnnturk.com/2011/dunya/03...2.0/index.html
Suriye ve Yemen'de gösteriler büyüyor
Günlerdir hükümet karşıtı gösterilere sahne olan Suriye'nin Dera kentinde bugün yine kan aktı. Hükümet yanlıları ve karşıtları birbirine girdi. Yemen'de ise hükümet yanlıları ve karşıtları ayrı ayrı gösteriler düzenledi.
Bir insan hakları eylemcisi, El Cezire'ye yaptığı açıklamada, Dera'da polisin önceki gün ölenlerin cenazesi için toplanan binlerce kişiye müdahale ettiğini ve yaklaşık 20 göstericinin öldüğünü bildirdi.
AP'ye açıklama yapan bir görgü tanığı da, askerlerin göstericilerin eski Devlet Başkanı Hafız Esad'ın heykelini ateşe vermesinin ardından kalabalığa ateş açtığını söyledi.
Çok sayıda askerin konuşlandırıldığı şehre gazetecilerin girişi yasaklandı.
Dera'da bir haftadır süren gösterilerde onlarca kişi hayatını kaybetmişti.
GÖSTERİLER DİĞER KENTLERE YAYILDI
Suriye'de günlerdir Dera'da süren gösteriler bugün başkent Şam'a yayıldı.
Reuters, Dera'daki hükümet karşıtı gösterilere destek için Şam'da toplanan yaklaşık 200 göstericiye müdahale eden polisin bazı göstericileri gözaltına aldığını bildirdi.
KEMERLERLE SALDIRDILAR
Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Şam'daki Emeviye Camisi'nde yönetimi destekleyen grup ile protestocular karşılaştı. Devlet Başkanı Beşar Esad yandaşları elelrinde kemerlerle protestoculara saldırdı. Hükümeti destekleyen yüzlerce kişinin arasında kalan iki protestocuyu linç edilmekten polis kurtardı.
Başkentte hükümet yanlılarının düzenlediği gösteriye katılan yüzlerce kişi de, "Dera Suriye'dir" sloganları attı.
El Cezire televizyonu, 1882'de hükümet karşıtı binlerce kişinin öldürüldüğü Hama'da toplanan göstericilerin, Esad ailesinin bir an önce yönetimi bırakması için sloganlar attıklarını aktardı.
Ülkenin bazı bölgelerinde düzenlenen gösterilerde de binlerce kişi hükümetteki yolsuzluk olaylarını protesto etti.
Göstericiler özellikle aynı zamanda Başkanlık Muhafızları Komutanı olan Devlet Başkanı Esad'ın kardeşi Mahir Esad aleyhinde sloganlar attı.
DERA'DA GÖSTERİLER SÜRÜYOR
Facebook üzerinden örgütlenen "Suriye Devrimi 2011" grubu, bugün ülkenin birçok bölgesindeki camilerde gösteri çağrısı yapmıştı.
Devlet Başkanı Beşar Esad'ın basın danışmanı, dün hükümetin 48 yıllık olağanüstü kaldırmak üzere çalışmalara başlayacağını ve demokratikleşme yönünde reforma gidileceğini açıklamıştı.
Bu haberin ardından da ülkede yüzlerce kişi kutlama amacıyla sokaklara dökülmüştü.
YEMEN'DE İKİ AYRI MİTİNG
Haftalardır hükümet karşıtı gösterilere sahne olan ve geçen Cuma 52 göstericinin öldüğü Yemen'de, hükümet karşıtları ve yanlıları bugün iki ayrı gösteri düzenledi.
Tansiyonun yüksek olduğu başkent Sana'da, binlerce yandaşına hitap eden 32 yıllık devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, akan kanı durdurmak için iktidarı bırakmaya hazır olduğunu, ancak iktidarı güvenli ellere teslim etmeden görevden ayrılmayacağını söyledi.
Sana'da haftalardır kitlesel gösteriler düzenleyen muhalifler de, Salih yanlılarının toplandığı bölgeye 4 kilometre uzaklıktaki Sana Üniversitesi'nde toplanmaya başladı.
Bugünün Salih'in son görevde olduğu son Cuma olacağını söyleyen on binlerce gösterici, bugünkü gösteriyi "Veda Günü" olarak adlandırdı.
Muhalefet cephesine göre Yemen tarihinin en kalabalık mitingi olarak nitelendirilen yönetim karşıtı eylemlere katılanlar, Salih aleyhine “git artık”, “şehitlerin hesabını vereceksin”, defol” gibi sloganlar attı ve pankartlar taşıdı.
Görgü tanıkları, askerlerin hükümet yanlısı göstericilerin, binlerce kişinin hükümet karşıtı gösteriler düzenlediği bölgeye girmesini engellemek için havaya ateş açtığını söylediler.
Birçok general, hükümet yetkilisi ve aşiret liderinin desteğini çektiği Ali Abdullah Salih, hükümeti feshetmiş ve ülkede olağanüstü hal ilan etmişti.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/17369943.asp?gid=373
Suriye bu kez reform sevinciyle sokakta
uriye yönetimi tarafından akşam saatlerinde ilan edilen reform kararlarının ardından Suriyeliler sokaklara döküldü.
Onbinlerce Suriyeli, Şam ve Halep başta olmak çeşitli kentlerde sabahın ilk saatlerine kadar reform sevincini yaşadı.
Suriye'nin Der'a kentinde geçtiğimiz hafta Cuma günü başlayan ve 34 kişinin hayatını kaybettiği gösteriler nedeniyle birçok kentte gergin ve sessiz bir belirsizlik hakim olmuştu.
Ancak dün akşam saatlerinde Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad'ın siyaset ve medya danışmanı Buseyna Şaban, siyasal ve sosyal hayatta reform yapılmasını öngören bir dizi karar alındığını duyurdu.
Alınan kararlar arasında ülke halkını en çok rahatsız eden 48 yıldır uygulanan olağanüstü hal yasasının kaldırılması, tek partili sisteme dayalı siyasi partiler yasasının yeniden düzenlenmesi ve yolsuzlukla mücadele edilmesi gibi maddelerin bulunması Suriye halkı tarafından sevinçle karşılandı.
Onbinlerce Suriyeli, akşam saatlerinden itibaren bazı kentlerdeki meydanlarında toplanarak reform haberini kutladı. Her yaştan insanın katıldığını sevinç gösterilerinde, reformlardan dolayı duyulan memnuniyetin yanı sıra Cumhurbaşkanı Beşşar Esad lehine atılan sloganlar dikkat çekti.
http://www.cnnturk.com/2011/dunya/03...0.0/index.html
Afrika Birliği, Libya'da demokrasi istedi
Bugüne kadar Libya lideri Muammer Kaddafi'ye destek veren Afrika Birliği'nin 5 üyesinin liderleri, Libya'da demokratik değişim çağrısı yaptı.
Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da Libya krizine çözüm arayışları için Libya hükümetinden bir delegasyon ile üye ülkeler bir araya geldi. Libya heyetiyle görüşen beş Afrika ülkesinin devlet başkanları, bugüne kadarki desteğin aksine Kaddafi'nin nihayetinde liderliği kaybetmesiyle sonuçlanabilecek siyasi reform çağrısında bulundu.
Kaddafi'nin 5 delegesini gönderdiği zirvede, Libya'daki isyancılardan temsilci olup olmadığı ise doğrulanmadı. Afrika Birliği Genel Sekreteri Jean Ping'in zirvede yaptığı açıklama ise birlik tarafından el üstünde tutulan Kaddafi için krizin başladığından bu yana birlikten yapılan en sert tepki oldu.
Zirvenin açılışında konuşan Afrika Birliği Genel Sekreteri Ping, Afrika Birliği'nin, Libya'nın demokratik seçimlere götürecek geçiş sürecine ihtiyacı olduğunu savunduğunu belirtti. Siyasi reformların kaçınılmaz olduğunu söyleyen Ping, Libya'da muhaliflerin taleplerinin ise "meşru olduğunu" savundu.
Uluslararası kamuoyunun ileri götürecek bir yol üzerinde uzlaşmasına ihtiyaç olduğunu söyleyen Ping, uzlaşmanın da sadece Kaddafi ile muhaliflerin bir araya gelmesiyle değil, uluslararası camianın da katılımıyla mümkün olacağını vurguladı. Ping, ayrıca tüm tarafların yasal zeminde bir araya gelip, diyalog çerçevesinde siyasi reformlar geliştirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Afrika Birliği'nin en büyük maddi kaynakları arasında Libya başı çekiyor. Kaddafi, 2002'de eski Afrika Birliği Organizasyonu'ndan bugünkü Afrika Birliği'ne dönüşmesinde maddi kaynaklarını esirgememişti. 2009'da Afrika Birliği dönem başkanı olan Kaddafi, kendilerine "Afrika'nın geleneksel kralları" olarak niteleyen ve ilginç giyimli Afrika liderlerinin toplantılarına zaman zaman ilginç kıyafetleriyle katılmış ve Afrika liderleri kendisini "öncü Kral" olarak tanımlamışlardı.
Kaddafi'nin özellikle başta Sahraaltı ülkeleri olmak üzere çoğu Afrika ülkesinde çeşitli yatırımları bulunuyor.
http://www.timeturk.com/tr/2011/03/2...im-istedi.html
35 ülke Londra'da Libya'yı konuşacak
giltere'nin başkenti Londra'da 35 ülkenin dışişleri bakanları ile çok sayıda ülkeden yetkililer Libya'nın geleceğini konuşacak. Konferansa Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katılacak.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun da katılacağı Uluslararası Libya Konferansında, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Afrika Birliği Komisyonu Başkanı Jean Ping de hazır bulunacak.
İngiltere Dışişleri Bakanlığından konferansa ilişkin yapılan açıklamada, uluslararası toplumun Libya halkının daha iyi bir geleceğe sahip olması için bir araya geleceği bildirildi.
Konferansta ayrıca uluslararası toplumun, BM'nin Libya'ya ilişkin kararının uygulanmaya devam etmesi ve sivil nüfusa yönelik şiddetin son bulması mesajı vereceği kaydedildi.
Bakanlık, konferansta Libya için yeni bir siyasi geleceğe destek mesajı da verileceğini bildirerek, Libya'daki Geçici Ulusal Konseyin de aralarında bulunduğu muhaliflerle yakın bir şekilde çalışmaya devam edileceği ifade edildi.
İngiltere'nin, Libya'da acil ateşkes ilan edilmesi ile bu ülkedeki sivillere yönelik şiddetin bir an önce son bulması çağrısında bulunmaya devam edeceği kaydedilerek, "Libya rejimini söyledikleriyle değil, yaptıklarıyla değerlendireceğiz. Kaddafi'nin yaptıklarını görmezden gelmeyeceğiz ve Libya halkına destek vermeyi sürdüreceğiz" denildi.
Bu arada İngiltere'nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw bugün Times gazetesinde yayımlanan Türkiye ile ilgili makalesinde, "Türkiye'nin önemli bir müttefik" olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Başbakan David Cameron ve Dışişleri Bakanı William Hague'in de göreve geldiklerinden bu yana söyledikleri gibi, İngiltere için Türkiye ile iyi ilişkiler uzun yıllardır yüksek önceliği olan bir konu olmuştur. Türkiye yarınki Libya konferansına çağrıldı ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu zirveye katılacak. Bu konferansın amacı, BM'nin 1973 sayılı kararını uygulamak ve Libya halkına yönelik saldırıları önlemek için neler yapılabileceğine karar vermek."
Suriye'de tansiyon hala yüksek
Suriye son bir haftada, Arap dünyasında isyan kıvılcımının en yakıcı olduğu ülkelerden biri haline geldi. 15 göstericinin öldüğü "onur cumasının" ardından pekçok şehirde protestolar devam ediyor. Gelen son habere göre Dera'da güvenlik güçleri göstericilerin üzerine ateş açtı.
Bir görgü tanığı, Reuters ajansına yaptığı açıklamada, yüzlerce protestocunun, bugün kent merkezindeki meydanda toplandığını, "İtibar ve özgürlük istiyoruz" ve "Olağanüstü hal yasalarına hayır" sloganları attıklarını söyledi.
Görgü tanığı, güvenlik güçlerinin, göstericilerin üzerine ateş açtığını belirtti.
Associated Press ajansı da bir görgü tanığına dayandırdığı haberinde, güvenlik güçlerinin, Dera'da hükümet karşıtı 4 bin civarında protestocuya önce göz yaşartıcı gazla müdahale ettiğini, daha sonra havaya ateş açtığını aktardı.
Olayların mezhep çatışmasına dönmesinden korkuluyor.
Reform sözü veren Devlet Başkanı Beşar Esad'ın 2 gün içinde halka seslenmesi bekleniyor.
Bu arada Suudi Arabistan Kralı Abdullah da bu sabah Esad'ı telefonla arayarak, Suriye'nin yaşadığı olaylara karşı yönetime verdiği desteği bildirdi.
Yemen lideri "gitmeye hazır" ama...
Yemen'de halkın devirmek istediği Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, "gitmeye hazır" olduğunu, ancak kendisinden sonra "kaos" çıkabileceğini savundu. Geçici hükümet konusundaki görüşmelerin ise durduğu bildirildi.
El Arabiye televizyonuna konuşan Salih, iktidarı bırakırsa ülkesinin "Somali'ye dönebileceğini" söyledi.
"Gelin, iktidarın barışçı bir şekilde devredileceği tatlı bir çözüm için beraber tartışalım diyoruz. İktidara yapışmıyoruz, ama iktidarı herhangi birilerine veremeyiz" diyen Salih, "barışçı yollarla ve hiçbir baskı olmadan devri için iktidara, her ne pahasına olursa olsun yapışacağını" belirtti.
Taraftarlarının çoğunlukta ve "azınlığın çoğunluğun kolunu ısırmasının normal olmadığını" söyleyen Salih, muhaliflerinin iktidarı bırakması yönündeki ısrarının sürmesi halinde "Somali'dekine benzer bir durum" ile karşı karşıya bulunacaklarını iddia etti.
"İktidarı iki ayda, dört ayda, hatta bir saatte temsili kurumlar aracılığıyla halka devretmek için" uzlaşmaya hazır olduğunu söyleyen Yemen lideri, muhaliflerinin ülkeye yönetme kabiliyetinin olmadığını, sorunları çözemeyeceklerini öne sürdü.
Salih, "22 yıl önce iki ülke olduklarını, iktidarı muhaliflere vermesi halinde ülkenin üçe, hatta dörde bölüneceğini, yeni iktidarın sadece başkent Sana ile birkaç bölgeyi kontrolleri altına tutabileceğini" savundu.
Bu arada Yemen'de geçici hükümet konusundaki görüşmelerin durduğu bildirildi.
Üst düzey bir generalin yardımcısı, Yemen'de Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih'in, yönetimi geçici hükümeti devretmesi konusunda yürütülen görüşmelerin dün gece durduğunu ve yakında başlamasının da beklenmediğini söyledi.
Yemen'de ana muhalefet koalisyonunun sözcüsü de görüşmelerin durduğunu doğruladı.
http://www.cnnturk.com
NATO, 'Birleşik Koruyucu Operasyonu' adlı Libya operasyonuna katkı yapan ülkeleri açıkladı
Türkiye'nin 7 savaş uçağı ve 6 gemiyle katıldığı operasyona en büyük katkıyı 90 uçak ve 1 gemiyle ABD yapıyor.
NATO operasyonuna Türkiye dışında Fransa 33 uçak ve 1 gemi, İngiltere 17 uçak ve 2 gemi, İtalya 16 uçak ve 4 gemi ve Kanada 11 uçak ve 1 gemiyle önemli katkı sağlıyor.
Operasyona aktif katılan diğer ülkelerden Hollanda 7 uçak ve 1 gemi, İspanya 6 uçak ve 2 gemi, Belçika ve Norveç 6'şar uçak, Danimarka 4 uçak, Yunanistan 2 uçak ve 1 gemi, Bulgaristan ve Romanya 1'er gemi gönderdi.
NATO, BM Güvenlik Konseyi'nin kararlarına uygun olarak Libya'ya silah ambargosu ve uçuş yasağıyla sivillerin korunmasını hedefleyen operasyona önümüzdeki günlerde özellikle Arap ülkelerinden katılım bekliyor.
http://www.cnnturk.com/2011/dunya/03...9.0/index.html
İyi ki bizdeki demokrasi epey İLERİ:)....Ya öyle olmayıp bizede DEMOKRASİ getirmeye kalksalardı:)...Hıı?..
***S. Arabistan Krallığı, B. Arap Emirlikleri ve Katar Emirliği Libya"nın paylaşımına iştahla katılmıştır..!..
Siz
Allah"a inanıyorsanız ben Şeytanım !..
***Libya"yı uzaktan attığı füzelerle vuran Batı ittifakı yine bol keseden atmış!!! : Saldırılarda sivil can kaybı yok...Libya"ya ambargo kondu....Listede süt, çocuk maması ve ilaç da var... Bu ambargo ile Kaddafi mi cezalandırılıyor yoksa çocuklar mı ?...
Türkiye'nin tavrına girmiyorum...."AKP ne yaptı" başlıklı konuda commador arkadaş güzel izah etmiş konuyu
Kur'an gerginliği Kandahar'a sıçradı: 9 ölü
Afganistan'da, ABD'nin Florida eyaletinde Kur'an-ı Kerim yakılmasını protesto etmek için düzenlenen gösterilerde ölenlerin sayısı 16'ya yükseldi.
Afganistan'ın güneyindeki Kandahar kentinde bugün sabah saatlerinde başlayan gösteriye polisin müdahalesi sonucu 9 kişinin öldüğü bildirildi. Olaylarda 73 kişinin de yaralandığı belirtildi.
Valilik sözcüsü Zalmay Eyübi, protesto gösterilerinin Taliban tarafından planlandığını ifade etti. Eyübi, "Kandahar'daki gösteri, durumdan faydalanmak ve güvensizlik ortamı yaratmak isteyen militanlar tarafından planlandı" dedi.
ABD'de Kur'an-ı Kerim yakılmasını protesto eden Afganlar, dün de Mezar-ı Şerif kentinde bulunan BM'nin (Birleşmiş Milletler) Afganistan'a Yardım Misyonu (UNAMA) binasına saldırmış, olayda yabancı uyruklu 7 BM çalışanı hayatını kaybetmişti.
Florida'nın Gainesville kasabasında 20 Mart'ta küçük bir kilisede, geçen yıl 11 Eylül saldırılarının yıl dönümünde Kuran yakma eylemi planladığını açıklayan ve tepkiler üzerine bu planından vazgeçen Amerikalı rahip Terry Jones'un liderliğinde, başka bir rahip Wayne Sapp tarafından Kur'an-ı Kerim'in bir kopyası yakılmıştı.
http://www.hurriyet.com.tr/planet/17442129.asp
Açıkçası kendimi çok kötü hissettim...Bir inanan olarak UTANÇ duydum....Utanç duydum insanlık adına da...Ne olursa olsun, kim olursa olsun böyle bir olayın mantığı yok....Ötesi, berisi, gerisi yok maalesef...Hangi dinden olursa olsun insanların DİN adına yapmış oldukları vahşeti insanlık adına onaylamamız mümkün değildir....KÖKTEN DİNCİLİK insanlığın en büyük açmazıdır.Bunun önüne de eğitim ve bilim ile geçilebilir...Hangi din olursa olsun cihat , din yayma adı altında yapılan prostesto adı altında katliamlar affedilmez insanlık suçudur.
Hala bu devirde bu suçların işlenmesi karşısında midem bulanıyor....ORTAÇAĞI atlattık derken TAŞ DEVRİNE mi gidiyoruz?...
Yazının keşfedilmiş olması... Okuyan beyinler olmadığına göre işe yaramamış demek ki!...........
Türkiye’nin çözüm planı Kaddafi’nin masasında
Başbakan Erdoğan’ın önceki gün açıkladığı çözüm planı Libyalı muhalif yönetim ile Bingazi’deki Kaddafi yönetiminin masasında. İngiliz The Guardian Gazetesi muhaliflerin Kaddafi’nin gitmesi şartıyla çözüm planını kabul edebileceğini yazdı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Libya için önerdiği, “kapsamlı demokratik dönüşümü öngören” üç aşamalı çözüm planı, başkent Trablus’taki Muammer Kaddafi yönetimiyle ve Bingazi’deki muhalif konseyine iletildi. İngiliz The Guardian Gazetesi, muhaliflerin Erdoğan’ın sunduğu yol haritasına sıcak baktığını yazdı. Haberde Türk yetkililerin çözüm planını Milli Konsey Başkanı Mustafa Abdulcelil’e aktardığı belirtildi. Başbakan Erdoğan’ın özel temsilcisi olarak Libya’ya giden Türkiye’nin eski Trablus Büyükelçisi Ömür Şölendil’in Katar’da görüştüğü Celil’e çözüm planını aktardığı tahmin ediliyor. Gazetenin haberine göre Celil, Katar’daki bu görüşmede çözüm planına sıcak baktığını söyledi. Türkiye’nin üç aşamalı çözüm önerisi Trablus yönetimine geçtiğimiz hafta sonunda aktarıldı. Birkaç gün önce Dışişleri Bakanlığı görevine atanan Abdülati el Ubeydi geçtiğimiz hafta Ankara’ya yaptığı ziyaret sırasında çözüm planına ilişkin bilgilendirildi.
KADDAFİ’YE İLETİLDİ
Ubeydi’nin bu planı Libya Lideri Muammer Kaddafi’ye aktarmak üzere Ankara’da görüşmeler yaptığı biliniyor. Libya Hükümet Sözcüsü Musa İbrahim de barış planından haberdar olmadığını ama tüm önerilere açık olduğunu söyledi. Türkiye’nin, gelecek hafta Katar’da yapılacak uluslararası Libya toplantısında masaya yatırılacak planı şu üç maddeden oluşuyor:
1- Derhal kalıcı ateşkes sağlanmalı. Kaddafi’ye bağlı unsurlar isyancıların elindeki şehirlerden çekilmeli.
2- Libyalılara kesintisiz yardım akışı sağlayacak güvenli bölgeler oluşturulmalı.
3- Libyalıların meşru çıkarlarını dikkate alan demokratik bir dönüşüm süreci başlamalı.
YARALILAR ERDOĞAN’A TEPKİLİ
Libya’da çatışmalar sırasında yaralanan ve tedavi olmaları için Türkiye’ye Ankara feribotuyla, getirilen 18’i ağır 321 yaralının tedavileri İzmir’deki 10 hastanede devam ediyor. 66 yaralının bulunduğu Urla Devlet Hastanesi’nde yatan iki yaralının hastane koşullarını beğenmediği gerekçesiyle odanın penceresini kırdığı iddia edilirken, bazı yaralılar da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO’ya Kaddafi askerlerine saldırılmaması için baskı yaptığını iddia etti.
NATO’DAN ÖZÜR YOK UYARI VAR
Önceki gün düzenlediği hava saldırısında muhaliflerin kullandığı bir tankı vurarak 5 isyancıyı öldüren NATO, özür dilemeyi reddetti. Tuğamiral Russ Harding “Özür söz konusu değil. Muhaliflerin tankları kullandığından haberimiz yoktu” dedi. Dün yapılan açıklamada ise, sivillere zarar vermeleri halinde isyancıların da vurulacağı ifade edildi.
http://www.haberturk.com/dunya/haber...inin-masasinda