Hakim ve savcılarla adliyede görüşmek yasaklanıyor

Hakim ve savcıyla görüşme tarihe karışıyor Adalet Bakanlığı'nın projesiyle 'girilemeyecek yerler' belirlendi, proje yaşama geçmeden davalık oldu Hakim ve savcı ile görüşmek tarihe karışacak. Adalet Bakanlığı, "Türkiye’de Mahkeme Yönetim sistemine Destek Projesi"ni yaşama geçirdi. 5 adliyede Pilot uygulama başladı. Adliyelerde hakim ve savcıların odaları ile mahkeme kalemleri 'hiç girilemeyecek yer' oldu. Herkesin girebileceği tek yer ise duruşma salonları oldu. Pilot uygulamanın yapıldığı Mardin Barosu, henüz yaşama geçirilmeyen projenin iptali için şimdiden dava açtı.

YASEMİN GÜNERİ'NİN ÖZEL HABERİ

Türkiye’de yaşayanların yüzde 12’si sanık sıfatıyla hakim karşısına çıktı... Yani her yüz kişiden 12'sinin adliyeye yolu düştü.

Adalet Bakanlığı, pek çok kişinin yolunun düştüğü adliyelerde hakim ve savcılar ile vatandaşların ilişkisini kesecek yeni bir uygulamayı yaşama geçirmeye hazırlanıyor.

Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı "Türkiye’de Mahkeme Yönetim Sistemine Destek Projesi" kapsamında adliyelerde herkesin girdiği yerler, kısmen girilebilen yerler ve sadece hakim ve cumhuriyet savcılarının girebildiği yerler belirlendi.

Adliyelerde 'kırmızı çizgi'lerin belirlendiği proje kapsamında, hakimlerin ve savcıların girdiği yerlere avukatların ve vatandaşların girmesi yasaklanacak.

Hakim ve savcıyla ne vatandaş ne de avukatlar istedikleri zaman görüşemeyecek. Hiç girilemeyecek yerler arasında hakim ve savcı odaları yer alırken, kısmen girilecek yerler mahkeme ve savcılık kalemleri, serbestçe girilecek yerler de duruşma salonu olarak belirlendi.

Mardin, Konya, Rize ve Manavgat da pilot uygulamayı yaşama geçiren Adalet Bakanlığı'nın bu projesi, tüm adliyelerde yaşama geçirilmeden davalık oldu.

Pilot uygulamanın yapıldığı iller arasında yer alan Mardin’de, Baro Başkanlığı, İdare Mahkemesi'ne dava açarak projenin uygulanmasının yasaya aykırı olduğunu ve bu nedenle uygulamanın iptali ve yürütmenin durdurulmasını istedi.

Mardin Barosu, uygulamanın hiçbir yasal dayanağı olmadığını belirterek, "Elektronik kapılarla avukatların ve vatandaşların girişlerinin engellenmesi, evrakların tarattırılması şeklinde cerayan eden hak arama özgürlüğünü ve avukatlık mesleğinin icrasını engelleyen tüm eylem ve işlemlerin iptalini talep ediyoruz" dedi.

Henüz yaşama geçirilmeden iptali istenen uygulama, tüm Türkiye’de yaşama geçirilirse hakim ve savcılarla hiç kimse adliye binasında görüşemeyecek.

Kaynak: http://www.haberturk.com/gundem/habe...rihe-karisiyor

Hakim ve Savcıyla görüşme için RANDEVU'mu alacağız.Kalemin yaptığı hataları bir an önce çözmek için Hakim ile görüşme yapmadan ,konuyu anlatmadan nasıl ani,durum ve olaylara çözüm bulunacak?

Kalemde çalışan Yazı işleri Müdürlerinin kaçı Hukuk Fakültesi mezunudur ki iş sahiplerinin veya Avukatların taleplerine TAM İSABETLİ ,HUKUKA UYGUN görüş belirtebilsinler.Avukat ve İşsahiplerinin kalemle olan Taleplere ilşkin uyuşmazlıklarda ,Dosyanın içeriğine ilşkin talep ,dilekçe vesair durumlarda olabilecek görüş ayrılıkları için HAKİMİN son sözü söylemesi ELZEMDİR.

Bu sözü Hakimin söylemesi için de Durumu Yazıişleri Müdürü hangi oranda ,nasıl anlatabilir.?Yani Yazı işleri Müdürü Ben gittim Hakime sordum.Olmaz dedi.Şeklinde bir açıklama ile talebi reddetmesi olmaz.Avukat veya iş sahibi Ya HAKİMLE direk görüşecek yada Yazılı dilekçeyle başvuracak.

Yazılı dilekçeyle başvurup HAKİM'in onu okuması,o dilekçeye yazılı cevap verilmesi işleri aksatacak,usul ekonomisi ve Hızla davaların ve işlemlerin sonuçlanmasına da aykırılık arzedecektir.

Bu nedenle Avukat ve İş sahiplerinin sorunlarını ,dosyayla ilgili kalemdeki taleplerine ilişkin olumsuzlukları HAKİME 'anlatması HAKİM'lerin de Bir nevi KALEMİ kontrol etmesini sağlayan ,Oluşabilecek sorumluluklardan öncesinde haber alarak işleyişi düzenli bir şekilde sürdürmelerini sağlayan imkandır.

Bu nedenle HAKİM ve SAVCIYLA görüştürülmeme diye bir SINIRLAMA OLAMAZ.

Kimse SOHBET için HAKİM ve SAVCININ odasına gitmez.

Giderse de ,Girdiği gibi ÇIKAR.

Ben şahsen yanlış anlaşılma düşüncesi (zaten meafe hava o biçim azarlamaya fırsat kollar misali ) ile vatandaş olarak hakimle davamı konuşup anlatamıyorum dilekçe yazıyorum o da zaten okumuyor :(

Alıntı:

---

Av.Şamil Demir rumuzlu üyeden alıntı

Herkesin girebileceği tek yer ise duruşma salonları oldu.

serbestçe girilecek yerler de duruşma salonu olarak belirlendi.

---

Sayın Av.Şamil DEMİR,

Madem konuyu açtınız ben de bir iki soru sorayım.

Anayasa'nın 141, 5271 CMK'nın 182, 1086 HUMK'un 149. maddelerindeki açık duruşmalara herkesin girebileceği konusundaki son derece açık hükümlere rağmen bugün Türkiye'de özellikle de başta sulh ceza/hukuk mahkemeleri olmak üzere AÇIK YAPILAN DURUŞMALARA sorgusuz sualsiz hatta birtakım sorgu sualden sonra bile, hakimin emri ile mübaşir ya da kolluk tarafından dışarı atılmaksızın serbestçe girip dinleyebileceğiniz duruşma salonu sayısı kaçtır? Bunlar toplamın % kaçını oluşturmaktadırlar?

Bir uygulayıcı olarak hakim ve savcılarımızın kendileri dışındaki hayata çok yabancı olduklarını, daha staj eğitiminde "halkla avukatla muhatap olmayın" telkinleriyle yetiştirildiklerine defalarca şahit oldum. Hakimlerimz için dosyalar geçiştirilmesi gereken iş, avukatlar savuşturulması gereken gölgeler, vatandaş ise karşılarında ezilip büzülmesi gereken bir kalabalık... Yüklendikleri ağır sorumluluk karşısında sağlıklarını korumaya çalışan hakim ve savcılarımızın stresi, hak arama hürriyetine engel oluyorsa, bunun çözümü içinde yaşadıkları fanusun üzerini örtmek değil, yargıya giden uyuşmazlık sayısını azaltacak köklü çözümler düşünmektir. O zaman Türk hakimi de aynı davaya 3 gün boyunca bakarak ceza davasını sonuçlandırabilir, günde 3 gazete takip edip hayatı yakalayabilir, düşüne düşüne hakkaniyetle karar verebilir, adalet hissini okşayan şiir gibi kararlar yazabilir...

İsabetli bir karar olmuş, dokunulmazlık da versinler tam olsun.

Değerli Meslektaşlarım;
Avukatların hakim ve savcılarla görüşmesini yasaklama gibi bir durum söz konusu değil.
Pilot uygulamanın yapıldığı adliyelerden birinde durumu gördüm.
Hakim ve savcılarla görüşmek isteyen avukatlara manyetik kart veriliyor ve ilgili hakim ve savcı ile manyetik kapılardan geçerek rahatça görüşüyorsunuz.
Bu tür uygulamanın sebebi çalışan hakim ve savcının olur olmaz zamanlarda rahatsız edilmesini engellemek ve çalışmaların daha sakin bir kafa ile yürütülmesini sağlamak.
Bu haberi yazan olayı biraz yanlış aksettirmiş gibi geliyor bana.

konuyu açıklayabilir düşüncesi ile bir hatıramı buraya aktarıyorum.

Yer Sorma

Bundan bir kaç yıl evvel çalıştığım adliyede odamdayım.
Bir sürü dosya masamda yığılı.
Ertesi günün dosyalarını okuyorum.
Üstelik adliyede tadilat çalışmaları var ve ortalık resmen şantiye gibi...
İnşaat gürültüsü bir taraftan, davaların miktarı bir taraftan, önceki gece delikanlının huysuzluğu sebebi ile sabaha kadar yatırmadığından dolayı yorgun da bir günüm.
Odamın kapısı hızlı hızlı vuruldu ve birden açıldı.
-Tam sırasıydı!... diye düşünürken kapının aralığından birisi başını uzattı.
Sıkıntılı bir telaş içinde;
-Abiiy yav gusuruma bahma saa bişiy soracam emme! dedi.
İyice canım sıkıldı.
-Kardeşim soru dinleyecek ve cevap verecek halde değilim!... diyecektim.
Sonra vazgeçtim.
-Ne soracaksınız? dedim.
-Abiiy yav zabahtan beri duruşma bekliyom. Sıhıştım bu sıra tivalet nirde? Bir -iki gişiye sordum bilemediler, senin gapıda Hâkim yazıyodu sen bilin deye gapını çaldım! gusuruma galma...
Gülsem gülemiyorum, kızsam kızamıyorum.
Durumu kötü görünüyordu çünkü.
İnşaat çalışmaları sebebi ile her taraf alt-üst olduğu için tuvaletlerin yerleri değişmiş, levhalarda sökülmüştü.
Adamın o labirentin içinde lavaboları bulması mümkün değildi.
Yerimden kalktım tarif ettim
Zaman zaman aklıma geldikçe gülerim hâlâ...

şunu da ekleyeyim, ziyaretçiler de aynı şekilde manyetik kart alarak görüşme yapıyor ve engel de çıkmıyor...
bu konunun neden abartıldığını pek anlayabilmiş değilim.
diğer kurum ve kuruluşlarda bu kadar destursuz içeri girebilmek mümkün değilken ve öncelikle bu tartışılmalı iken bazı meslektaşlarımız konu hakim ve savcılar olunca mevzuyu hemen davalık etmişler.
bir meslektaşımız hakim ve savcılarla kimse sohbet etmek için görüşmez diye yazmış ama benim en çok çektiğim sıkıntılardan biri de bu dur.
küçük ölçekli kasabalarda sırf bu sebepten dolayı gelip sohbet ederek zamanınızı çalan bir sürü insanla karşılaştım.
hiçbir kamu kurum ve kuruluşunda gidipte daire amirinden tuvalet yeri soramazsınız.
isteyen sonuçlarını göze alarak deneyebilir.
saygılarımla.

Alıntı:

---

Suat Türkay rumuzlu üyeden alıntı

Değerli Meslektaşlarım;
Avukatların hakim ve savcılarla görüşmesini yasaklama gibi bir durum söz konusu değil.
Pilot uygulamanın yapıldığı adliyelerden birinde durumu gördüm.
Hakim ve savcılarla görüşmek isteyen avukatlara manyetik kart veriliyor ve ilgili hakim ve savcı ile manyetik kapılardan geçerek rahatça görüşüyorsunuz.
Bu tür uygulamanın sebebi çalışan hakim ve savcının olur olmaz zamanlarda rahatsız edilmesini engellemek ve çalışmaların daha sakin bir kafa ile yürütülmesini sağlamak.
Bu haberi yazan olayı biraz yanlış aksettirmiş gibi geliyor bana.

konuyu açıklayabilir düşüncesi ile bir hatıramı buraya aktarıyorum.

Yer Sorma

Bundan bir kaç yıl evvel çalıştığım adliyede odamdayım.
Bir sürü dosya masamda yığılı.
Ertesi günün dosyalarını okuyorum.
Üstelik adliyede tadilat çalışmaları var ve ortalık resmen şantiye gibi...
İnşaat gürültüsü bir taraftan, davaların miktarı bir taraftan, önceki gece delikanlının huysuzluğu sebebi ile sabaha kadar yatırmadığından dolayı yorgun da bir günüm.
Odamın kapısı hızlı hızlı vuruldu ve birden açıldı.
-Tam sırasıydı!... diye düşünürken kapının aralığından birisi başını uzattı.
Sıkıntılı bir telaş içinde;
-Abiiy yav gusuruma bahma saa bişiy soracam emme! dedi.
İyice canım sıkıldı.
-Kardeşim soru dinleyecek ve cevap verecek halde değilim!... diyecektim.
Sonra vazgeçtim.
-Ne soracaksınız? dedim.
-Abiiy yav zabahtan beri duruşma bekliyom. Sıhıştım bu sıra tivalet nirde? Bir -iki gişiye sordum bilemediler, senin gapıda Hâkim yazıyodu sen bilin deye gapını çaldım! gusuruma galma...
Gülsem gülemiyorum, kızsam kızamıyorum.
Durumu kötü görünüyordu çünkü.
İnşaat çalışmaları sebebi ile her taraf alt-üst olduğu için tuvaletlerin yerleri değişmiş, levhalarda sökülmüştü.
Adamın o labirentin içinde lavaboları bulması mümkün değildi.
Yerimden kalktım tarif ettim
Zaman zaman aklıma geldikçe gülerim hâlâ...

---

Slm
Sizin adliyede tuvaletin kapısı kilitli deği mi? Şaşırdım. vatandaş olarak başımdan geçeni anlatayım bende saat dokuzda duruşmam vardı akşam 18:30 da anca girebildim tanıkların kalabalık olduğu davaya girildimi hemen sigara molası veya ihtiyaç için lavobo arıyordum çevre binalarda. Nediyim kendimi soru sorup kaleme azarlatacağıma hakim daha mantıklı hiç değilse böyle soruların sorulmaması için bir önlem alabilir sorunu çözebilir.
Konuya gelince avukatlar manyetik kartla 2. sınıf yargı mensubu, vatandaşa gelince sınıf dahi yok. Aslında ayrı lojman, servis, lokal, hakim savcı evleri, lojmanlarda market alışveriş hiç karışmasınlar halkın içine ayrı bir sınıf olsun derebeylik misali halkın adaleti adaletin halkı, bölgenin kültürünü örfünü adetini sağlıklı karar vermek adına tanımasına gerek yok düşüncelerimi kişisel olarak algılamayın lütfen bunlar benim konu üzerine düşencelerim hakimler hakkındaki kişisel fikrimi sorarsanız aramızda geçen insani diyolog hakim hapşırdı (dilekçe veriyordum) bende çok yaşa dedim kendisi teşekkür etti ama bu bile hakimlerin insan olduğunu bana hissettirmeye, sevdirmeye yetti(kendisi her nekadar beni sevmesede) insanlarla içiçe olmanın önemini bu nimeti kaybettiğinizde anlayacaksınız eminim

Suat Bey
Yaşadığım bazı olumsuz tecrübeler sebebi ile size karşı biraz haksızlık ettiğimi düşünüyorum mesleğinize ve şahsınıza duyduğum saygı gereği özürdilerim. Sizde takdir edersinizki hayatın olağan akışında tarafsız bir gözlem yapılırsa hakim, savcılar ve diğerleri gibi bir durum söz konusudur ve bu iki taraftan adeleti arz eden temsil ettiğiniz kanat ile adaleti alanlar arasında bir mesafe deyim yerinde ise bir uçurum vardır yada olma yolundadır bu durum beraberinde adalete ulaşma endişesinide getirmektedir elbetteki şahsınıza temsil ettiğiniz değer sebebi ile saygı duyarız duymalıyız boyun eğmeliyiz suçluysak kormalıyız ama derdimizi anlatmak için korkmamalıyız kendimizi savumaktan korkmamalıyız hakkımızı aramaktan korkmamalıyız sonuç olarak diyebilirimki sizlerde insansınız omuzlarınızda çok ağır bir yük var hatta en ağırı, bu yükü taşıyabilmek adına uygun koşulları istemek en doğal hakkınız ve ödeviniz özür dilerim değerli meslektaşlarım diye başladığınız konuya bir vatandaş olarak yanıt verdim diye.

İdari yargıda da geçerli mi bu durum?

Sorum önemliydi arkadaşlar. Verilen haberde "Adliyeler" deniyor. Bu yasak idari davalardaki heyet ve mahkeme kalemini de kapsıyor mu?

Elbette kısıtlı alan ve zaman darlığı dolayısı ile adalet sistemin içinde olduğu durum malum.Fakat havalaleri kim yapacak.Zaten malum olan kısıtlı alan ve zamanda,zaman zaman duruşma sırasında bile havale almak için her ne kadar duruşmayı bölmesekte bu işlemleri mübaşir halletse'de mahkeme heyetinin göremediği yerde yan tarafta bulunan bacak bacak üstüne atmış kolluk görevlisi kanımca kapıda beklesin bizde ona verelim havale edilecek kağıdı o mübaşir'e versin o götürsün heyetten birine arz etsin durumu böylece sorun çözülsün.

Yalnız kapıda duracak olan kolluk görevlisi kendisine evrakçı muamelesi yaptırmayacağı için bu uygulama pilot sistemden genel uygulama olarak yayılsa bile eski tas eski hamam şeklinde sistem gene işler kanısındayım.

Çünkü ben güvenip müvekkilin temyiz evrağını ona vermem,o evrakta sorun çıkacağı korkusu ve sorumluluk alma durumundan evrağı alamaz gibi geliyor.

Bu Havaleleri yapmak neden hakimin görevi olsun.Yazı işleri müdürü ne iş yapar.Havaleyi o yapacak, Avukatla ,vatandaşla ilk o görüşeçek,o meseleyi çözemiyorsa ,vatandaş veya avukatın talebini reddediyorsa ,bu durumda hakimin kapısı çalınacak,yani hakim zırt pırt rahatsız edilmeyecek,Dosyasını inceleyecek,kararını yazdıracak.............

Adliye kapılarında , Temyiz dışındaki dilekçeler için havale kalem tarafından yapılacaktır şeklindeki, a4 kağıda yazılmış uyarıları da kaldırmak lazım.Herşeyi Hakime yüklememek lazım, BU İŞ YAZI İŞLERİ müdürünün işidir.İşini yapacak.Her verilen dilekçeyi okumak zorundadır.Dilekçede talep varsa da gereğini yapmak durumundadır.Örneğin vatandaş ,şu şu delilimi şu kurumdan isteyin,müzekkere yazın şeklinde bir talepte bulunmuş ise ,bunu Yazı işleri müdürünün hemen icraata sokması lazım.Yoksa dosyaya yerleştirip ,Hakimin okumasına sunmayacak..

Hakim ne kadar iyi olursa olsun ,İş Kalemde bitiyor.Varsa , İyi bir Yazı işleri müdürü ,görevlendirmeyi de kalem elamanları arasında iyi yapmışsa, elemanlarda işlerine sarılmışsa ,TIKIR TIKIR işler sonuca ulaşır.Yoksa ..........Kağnı gibi yürür işler.GACIR GUCUR......

Hukuk fakültesi mezunlarının Yazı işleri müdürü olması gerekmektedir.5 yıl boyunca yazıişleri müdürlüğü yapan ,yazı işleri müdürlerine de Avukatlar gibi ,Hakimlik savcılık yolunu açacaksın..

Hakimden Çok daha Önemli olan, YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜDÜR.

Alıntı:

---

ismail32 rumuzlu üyeden alıntı

Sizde takdir edersinizki hayatın olağan akışında tarafsız bir gözlem yapılırsa hakim, savcılar ve diğerleri gibi bir durum söz konusudur ve bu iki taraftan adeleti arz eden temsil ettiğiniz kanat ile adaleti alanlar arasında bir mesafe deyim yerinde ise bir uçurum vardır yada olma yolundadır...

---

Ben oyle hissediyorum ki, adalet sistemi ve isleyisi ile ilgili olarak, bu kadar hukucunun arasinda, arkadaslar gercek dusuncelerini yazamiyor ya da cekinerek ucundan dokunduruyorlar.

Ben ifade ozgurlugune de inanmiyorum bu ulkede. Onlar da inanmiyor olmali ki, istediklerini yazamiyorlar.

Peki ne yapalim, dedigi halde, bu sistemden nema-la-nana da inanmiyorum.

Polis ve Asker neden intihar eder bilirmisiniz, tekrar sade vatandas olmayi kabul edemediginden.

Cunku onlar sade vatandas olmanin caresizligini bilirler bu ulkede.

Halki, adalet isleyisinden, Hakim ve Savciyi hatta kalemi kullanmakan uzak tutacaksiniz.

Acik tuttunuzda ne oldu ?

41 Milyon

icra dosyasi, komple bobregini satisa cikaran koca bir koy halki.Her gun, coluk cocugunu oldurup, intihardan baska cikisi olmayan, analar, babalar, ya da hicbir umudu olmayan, cok basit nedenlerle birbirini dograyan insanlar.

Hukukla istigal eden, herkeze sesleniyorum; boyle bir ulkede neyin adaletini dagitiyorsunuz siz ??

Bankalarin hukuk ihlallerini, AYIM 21.den oturu, AYIM kararlarini, mahkeme surelerini, dipsiz kuyu gibi gonder gelmesin dediginiz temyiz asamasini ve burada saymak istemedigim,Borsa'sindan, minibus-dolmus mafyasina kadar herseyi bilen goren sizlerin, bu ulkede hak ve adalete zerre kadar sayginiz varmi ?

Herkes biliyor ki, bir tiyatro oynaniyor.

Bu tiyatroya seyirci alsaniz ne olur, almasaniz ne olur.

Ülke Sorunları ,almış başını gidiyor.Ülke yangın yerine dönmüş ,Hukuksuzluk,ekonomik çöküş, insanların geçim sıkıntıları ,sosyal ve ekonomik kırılganlıklar had safhadayken...........

Bu siyasiler ne yapıyor............Dersim aşağı dersim yukarı............

Tüm sorunlarımızı çözdük ya, bir çözülmeyen dersim vardı ..........

Beyzadeler , Tarihçi olmuş ,her konuda hüküm veriyorlar..........

Forum'a şunu soracaktım "hakimlerle savcılar aralarda görüşüyor mu?" ki bu konuya denk geldim. Eğer hakimler ve savcılar arkadaş gibi görüşüyorlarsa insan doğası gereği hakim tam anlamıyla tarafsız olamayacaktır. Bu sebeple bir hakim ve bir savcının arkadaş olması durumunda davaya bakanlarda değişiklik yapılır mı?

Yeni sisteme geçildi mi? Yani savcılarla hakimler ayrı bölümlerdeler mi şu an?