Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Yayınladığı belgelerle dünyayı ayağa kaldıran Wikileaks internet sitesine koyulan duvar kağıtları arasında biri çok dikkat çekti
http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResi...mi-999026.Jpeg
Bir arşiv odasının gösterildiği duvar kağıdında, ilk olarak yanında bir çok dosyanın bulunduğu Atatürk'ün kalpaklı resmi göze çarpıyor.
Diğer arşiv bölümlerinde ise, öldürülen eski ABD Başkanı J.F. Kennedy dosyası, Afgan savaş günlükleri, Scientology tarikatına ait dosya, ve banka suçları dosyası bulunuyor. Kapının üzerinde ise Watergate skandalıyla başkanlık koltuğundan inen Nixon resmi yer alıyor.
Dünyada büyük ses getiren suç dosyalarının bulunduğu raflardan birinde Atatürk'ün fotoğrafının yerleştirilmesinin nedeni anlaşılamadı.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın gizli belgelerini yayımlayarak gündem yaratan internet sitesi Wikileaks'in destekçilerinin bilgisayarlarına indirmeleri için sayfasına koyduğu duvar kağıtlarından birinin üzerinde Atatürk fotoğrafı bulunuyor.
Duvar kağıdının üzerinde "Artık arşivleri açma zamanı" sloganı bulunuyor.
Duvar kağıdında, arşiv raflarının üzerinde büyük sözcükler yazıyor. Yazılan terimler arasında Bilderberg Toplantıları, Afganistan Savaş Günlükleri, Scientology Kilisesi, Cinayet, Guantanamo, Banka İddiaları yer alıyor. Sağ taraftaki rafın üzerinde ise Atatürk'ün kalpaklı resmi bulunuyor. Resmin hemen altındaki rafta da bir nargile yer alıyor.
Açılan kapıda ise Wikileaks'in logosu içeri girerken görülüyor. Kapının üzerinde Watergate skandalı nedeniyle istifa eden eski ABD Başkanı Richard Nixon'ın bir resmi asılı.
Bazı Yunanlılar sosyal paylaşım sitesi twitter'a yazdığı mesajlarda, Wikileaks sitesinde Atatürk resmi görmenin çok rahatsız edici olduğunu söyledi.
http://www.milliyet.com.tr/wikileaks...98/default.htm
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
ABD’nin soruşturma başlatıp, komisyon oluşturduğu WikiLeaks, yaptıkları çalışmanın yasalara aykırı olmadığını savunuyor.
Yeni yayımlanan belgeler, ilginç ayrıntıları gün yüzüne çıkardı.
WikiLeaks belgelerinde, İngiltere’nin Irak savaşı soruşturmasında, Amerika Birleşik Devletleri’ni korumak için soruşturmanın kapsamını daraltmaya söz verdiği ortaya çıktı.
"ABD-Rusya Sıkı İşbirliği İçinde"
Yeni gün yüzüne çıkan belgeler, soğuk savaş döneminin iki düşmanı, Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya’nın, son zamanlarda, sıkı işbirliği içinde olduğunu ortaya koyuyor.
Amerikalı ve Rus üst düzey yetkilileri, Şubat 2010’da, Washington’da yaptığı görüşmede, Kuzey Kore ve İran hakkındaki istihbarat bilgilerini paylaşırken, 2 ülkenin füze programlarından vazgeçmemesinin, Washington ile Moskova’yı daha da yakınlaştırdığı göze çarpıyor.
Rusya’da internet sitelerinde yayımlanan Wikileaks belgelerinde, Rusya’nın Azerbaycan’a şantaj yaptığı iddia ediliyor.
Azerbaycan’a Şantaj...
Moskova’nın, Ukrayna’daki "Büyük Kıtlık" olarak bilinen Holodomor’un, Ukrayna halkına karşı soykırım olarak kabul edilmesi halinde, Azerbaycan’a Karabağ’ı unutması şantajında bulunduğu belirtiliyor.
Belgelere göre, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İngiltere Prensi Andrew ile görüşmesinde, Rusya’nın bu konudaki şantajını açıklıyor.
Suudi Yetkililerden Guantanamo Esirlerine Çip Takılması Tavsiyesi
Wikileaks depreminden en fazla etkilenen ülkelerden biri, Suudi Arabistan...
Belgelere göre, İran konusunda Washington’a tam destek veren Suudi yetkililer, Amerikalılara, Guantanamo esirlerinin bırakıldıktan sonra hareketlerini takip etmek için çip takılmasını tavsiye ediyor.
Kuveytli Yetkililerden Tüyler Ürperten Öneri
Kuveytli yetkililerin önerisi ise tüyler ürpertici; "Esirleri öldürün, cesetlerini Afganistan’a atın"
Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri’nde, dünya gündemini sarsan WikiLeaks ile ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlatılırken, İnterpol, sitenin sahibi Julian Assange hakkında kırmızı bülten çıkardı.
Beyaz Saray ise "WikiLeaks" için özel komisyon oluşturdu.
Bu arada WikiLeaks sitesinin sözcüsü Kristinn Hrafnsson, yaptıkları çalışmanın yasalara aykırı olmadığı açıklamasında bulundu.
Hrafnsson, insanların, yetkililerin nasıl çalıştığını bilme haklarının bulunduğunu, diplomatik yazışmaları açıklamalarının, ülkeler arasındaki ilişkilere zarar vereceğini sanmadıklarını ifade etti.
Hrafnsson, "Eğer küresel istikrar aldatma ve yalanlara dayalı ise onun biraz sarsmak da gerekli" diye konuştu.
http://www.trt.net.tr/Haber/HaberDet...6-114a60ea188a
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Dünyanın merak ettiği adam Time'a konuştu
Wikileaks örgütünün kurucusu Julian Assange, Pazartesi günü Time'a Skype üzerinden bir röportaj verdi. Time, 'Gizlilik birçok şey için önemli' diyen Assange'a, bu durumun diplomasi ve küresel ilişkiler için de geçerli olup olmadığını sordu.
İstanbul- Wikileaks, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın gizli yazışmalarını kamuoyuna sunarak dünya basınının manşetlerinde yer edindi ve hem ABD’yi hem de dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin liderlerini utandırdı. Ancak Assange, “Gizliliğin bizim için de önemi var. Örneğin istihbarat kaynağımızın kimliğini gizli tutuyoruz ve söz konusu belgeleri elde etmek için büyük ıstıraplara katlanıyoruz” dedi. Diğer yandan, Assange gizliliğin “kötü muameleyi örtmek için kullanılmaması gerektiğini” de söyledi.
Rusya ve Çin arasındaki gizli anlaşmaları ifşa etmeyi isteyip istemediği sorulan Assange, “Evet, özellikle bunu istiyorum. Aslında, biz en çok reform potansiyeli olan ülkelerin, en kapalı toplumlar olduğunu düşünüyoruz” dedi. Assange, tarihin en büyük bilgi sızıntılarından birine dünyanın verdiği tepki karşısında biraz bitkin ama daha çok cesaretini toplamış bir sesle konuştu: “Medyanın belgeleri incelemesiyle ortaya çıkanlar ve gösterilen tepki o kadar büyük ki, açıkçası bizim olup biteni anlama gücümüzü gölgede bırakıyor.”
Bir uyanış yaşandığına inandığını belirten Assange, “Birçok farklı ülkeye dair görüşlerde inanılmaz değişiklikler ortaya çıkıyor” ifadesini kullandı.
İki seçenekleri var
Assange, 36 dakikalık röportajında, kötü muamelelerin ifşa edilmesinin iki olumlu değişim yaratabileceğini ve yolsuzluk yapan organizasyonların kamuoyunun önüne çıkartıldığı zaman “iki tercihleri olduğunu" belirtti.
Assange bunları şöyle açıkladı: “Bunlardan ilki, çabalarından gurur duyacak şekilde reformlar yapmak ve bunları kamuya sunmaktan gurur duymak. İkinci tercih ise kendini tecrit etmek ve parçalara bölünmek. Sonuç olarak eskiden olduğu kadar etkin olmak. Bana sorarsanız bu çok iyi bir sonuç çünkü örgütler ya etkin, açık ve dürüst; ya da kapalı, komplocu ve etkisiz olur” dedi.
Assange’ın yorumsuz bıraktığı ancak açıkça ima ettiği şey, ikinci sınıfta kalan örgütlerin nihayetinde başarısız olacağı.
ABD hangi kategoride?
Peki ABD bu kategorilerin hangisinde yer alıyor? Assange, “ABD, toplum olarak giderek daha kapalı bir hale geliyor. Açıklık, muhtemelen 1978’de en yüksek seviyeye ulaştı ancak ne yazık ki o zamandan beri bir gerileme yaşanıyor” dedi. Assange, bunun birçok diğer faktöre bağlı olduğunu, bir tanesinin ABD’nin gücünü, ekonomik (kendi deyişiyle) mali “şartlarda” yeniden belirleyen büyük ekonomisi olduğunu söyledi.
Assange’a göre, bugünün şartlarında Çin’in reform yapması ABD’ye göre daha kolay: “Çin güvenlik kuvvetleri ifade özgürlüğünden korkarken, birinin ülkede çok kötü şeyler yaşandığına dair bir şeyler söyleyebilmesini, ben çok iyimser bir işaret olarak görüyorum.”
“Yani gazeteciler ve yazarlar değişimi yaratabilir ve Çinli yetkililerin bunlardan korkmasının nedeni de bu.” Assange, ABD ve birçok Batı ülkesi için de şu yorumu yaptı: “Toplumun temel öğeleri sözleşmelere dayanan şartlarla o kadar ağırlaştırıldı ki, siyasi değişim ekonomik değişimin sonucu olarak gerçekleşmiyor. Bu da, siyasi değişimin, değişim olmaması demek” dedi.
ABD’nin nüfuz alanı dış politika
Assange, ABD’nin sahip olduğu çok eyaletli yapı sayesinde merkezi hükümetin gücünün kısıtlı kaldığını, bu yüzden hükümetin nüfuzunu sadece dış politikada artırabildiğini belirtti. Assange, ABD’nin kendine özgü yapısı sorulduğunda, “ABD’nin sadece dünyaya zarar ve acı vermekte tek olduğuna inanıyormuş gibi görünüyorsunuz” dedi. Assange, ABD’nin dünya standartlarında bir istisna olmadığını, tersine kötü muameleleri ve bazı prensipleri keşfetmesi açısından ilginç bir yöne sahip olduğunu söyledi.
Assange, Wikileaks’in prensiplerini nasıl belirlediğini ve evrim geçirdiğini anlattı: “2006’da blog ve Wikipedia makaleleri yazan insanlarınki gibi analitik bir işimiz olacağını düşündük. Gizli Çin verilerini analiz etmek veya Somali’den gelen belgeleri incelemek, New York Times’ın ana sayfasını, kedinizin ne yediğini veya benzer şeyleri blogunuza koymaktan ‘kesinlikle’ daha ilginçti."
Assange, “Tecrübelerim bana, insanlar bloglarına veya sosyal paylaşım ağlarına siyasi yorumlar yazdıkları zaman, amaçlarının aslında bu olmadığını söylüyor. Tersine, amaçları günün konusu neyse kendilerini aynı görüşü savunanların arasında konumlandırmak. Bunu en etkin ve en ekonomik şekilde yapmanın yolu, etrafta dolanan ve zaten oldukça büyük bir takipçi kitlesi oluşturmuş olan hikayeyi almak ve bu konuyu desteklediğinizi veya desteklemediğinizi söylemek.”
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=195740
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
*Emine Erdoğan: "Recep Tayyip Erdoğan Allah'a inanıyor ama ona güvenmiyor..." - Wikileaks
*Başbakan Erdoğan futbolu siyaset için kullandı, Trabzon'a transferler yapması için AK Parti bütçesinden para aktardı. - Wikileaks
*İlham Aliyev, "Türkiye enerji merkezi olmasın". Aliyev'in Türk dış politikasını naif buluyor ve Erdoğan hükümetinden hoşlanmıyor.- Wikileaks
*Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsviçre'de 8 banka hesabı olduğu iddia ediliyor. - Wikileaks
*"Türkiye'nin AB'ye gireceğinden şüpheliyiz. Girecek olsa bile 10 yıl sonra AB diye birşey kalır mı bilemiyoruz." - Wikileaks
*Bülent Arınç Erdoğan'ın saldırı köpeğidir. – Wikileaks
*Eski Büyükelçi Edelman, Davutoğlu'nu "Erdoğan'ın yeni Osmanlıcı fantazilerinin mimarı" olarak tanımlıyor. - Wikileaks
*Erdoğan aşırı gururlu, Allah tarafından seçilmiş olduğuna inanıyor, maço, kadınlara güvenmiyor, cemaatçilik esasına göre seçilmiş.-Wikileaks
*Dışişleri Bakanı Davutoğlu"nun Neo Osmanlı...Tehlikeli ve Deli!- Wikileaks
***
http://cablegate.wikileaks.org/cable...ANKARA691.html English: Banishing the AKP will not change the reality that the main opposition parties are weak, divided and ill-equipped for 21st century politics. Space may be created for a new centrist party, but credible leaders are not evident now, and the outlook for new elections that would propel them to prominence is uncertain. The Islamist fringe in and outside the AKP could coalesce and become more radical; tarikats like the Gulenists may become more significant power centers than they are now. Türkçe: Ana muhalefet partileri zayıf, bölünmüş ve 21. yüzyıl siyasetine uygun değil. AKP"nin kapatılması bu gerçeği değiştirmeyecektir. Yeni bir merkez partisi için boşluk oluşabilir, fakat ortada yetkin liderler gözükmüyor, ve yeni seçimlerde öne çıkıp çıkamayacakları belirsiz. AKP"nin içindeki ve dışındaki islamcı kanatlar daha da radikalleşebilir, Gülenciler gibi tarikatlar şimdi olduklarından daha önemli güç merkezleri haline gelebilir.
http://cablegate.wikileaks.org/cable...NKARA7211.html English: We have heard from two contacts that Erdogan has eight accounts in Swiss banks; his explanations that his wealth comes from the wedding presents guests gave his son and that a Turkish businessman is paying the educational expenses of all four Erdogan children in the U.S. purely altruistically are lame. Türkçe: İrtibatlarımızdan duyduğumuza göre Başbakan Erdoğan"ın İsviçre bankalarında 8 tane hesabı bulunmaktadır. Erdoğan bu zengiliğinin nereden geldiğini, parayı oğlunun düğün hediyelerinden geldi şeklinde bağlamaktadır. Bir Türk işadamı Erdoğan"ın 4 çocuğunun Amerika"daki eğitim masraflarını karşılamıştır.
http://cablegate.wikileaks.org/cable...6/05ANKARA3199 (10) English: ...Aksu"s Kurdish favoritism, reported ties to the heroin trade, well-known predilection for teenage girls, and his son"s open Mafia links make him a weak link in the Cabinet.... Türkçe: A.Aksu, kürt yandaşı, eroin kaçakçılarıyla olan bağlantılarıyla ve ayrıca genç kızlara düşkünlüğüyle biliniyor ve oğlunun mafya bağlantıları kendisine kabine de bir zayıflık veriyor.
. http://cablegate.wikileaks.org/cable...ANKARA691.html (9c) English: None of this changes the reality that Turkey is an extremely important ally in a dangerous region and that it is, despite many faults, more democratic and free than any other country in the Muslim world. We should not stifle, through our intervention, what should fundamentally be a debate by Turks about the future of their country that is essential if its democratic institutions are to mature. Doing so would make this a US issue in ways harmful to our interests, our influence and to democratic values here. We should stick to general principles, and let Turks sort out the details. At some point, as matters develop, our intervention to head off a political meltdown here may be necessary, but that moment isn"t now and may well never come.
Bunların hiçbirisi Türkiye"nin tehlikeli bir bölgede son derece önemli bir müttefiğimiz olduğu ve pek çok aksaklığa rağmen Müslüman dünyasındaki tüm ülkelerden daha demokratik ve özgür olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Demokratik kurumlarının olgunlaşmasını istiyorsak ülkelerinin geleceğine dair tartışmaları Türklerin kendisine bırakmalı ve yolu tıkamamalıyız. Bunu yapmak konuyu bir ABD meselesi haline getirerek çıkarlarımıza, buradaki etkimize ve demokratik değerlere zarar verir. Genel ilkelere bağlı kalmalı ve ayrıntıları kararlaştırma işini Türklere bırakmalıyız. Olaylar geliştikçe bir zaman sonra siyasi bir çöküntüyü engellemek için müdahelemiz gerekli olabilir, fakat o zaman şimdiki zaman değil ve belki de hiç gelmeyecek.
. http://cablegate.wikileaks.org/cable...ANKARA348.html English: DefMin Gonul told us recently on the margins of a symposium in Istanbul that in closed meetings FonMin Gul continues to praise the Parliament"s March 1, 2003 turndown of U.S. deployment and to advocate a more Arab/Islamic foreign policy orientation as a counter to relations with the U.S.). Nevertheless, Erdogan and Ministers like Gonul and Justice Minister Cicek see U.S. support for his government as essential to his survival, and he wants a successful visit. Türkçe: Savunma Bakanı Gönül"ün yakın zamanda bize aktardığına göre Dışişleri Bakanı Gül, 1 Mart 2003 tarihli ABD askeri konuşlandırma tezkeresinin meclis tarafından reddedilişini kapalı toplantılarda övmeye devam ediyor ve ABD ilişkilerine ters olacak şekilde daha fazla Arap/İslam eğilimli bir dış politikayı savunuyor. Buna rağmen Erdoğan, Gönül ve adalet bakanı Çiçek gibi isimler hükümetlerinin ayakta kalması için ABD desteğini şart görüyor.
. http://cablegate.wikileaks.org/cable...NKARA7211.html English: ¶18. (C) Erdogan"s pragmatism serves him well but he lacks vision. He and his principal AKP advisors, as well as FonMin Gul and other ranking AKP officials, also lack analytic depth. He relies on poor-quality intel and on media disinformation. With the narrow world-view and wariness that lingers from his Sunni brotherhood and lodge background, he ducks his public relations responsibilities. He (and those around him, including FonMin Gul) indulge in pronounced pro-Sunni prejudices and in emotional reactions that prevent the development of coherent, practical domestic or foreign policies. Türkçe: Erdoğan"ın pragmatikliği işine yarasa da kendisi vizyonsuz. Erdoğan ve AKP"li üst düzey danışmanları, Dışişleri Bakanı Gül ve diğer AKP yetkilileri dahil olmak üzere, analitik derinlikten yoksun. Erdoğan zayıf istihbarata ve medya dezenformasyonuna bel bağlamış. Dar dünya görüşü ve Sünni kimliği ile halkla ilişkilerinde sorumsuz.
Belgelerin tümü burada…. İlgilenenlere…
http://www.torrentdownloads.net/torr...ate+wikileaks+
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Hür Demokrat Partili Metzner görevden alındı
Wikileaks belgeleri Hür Demokrat Parti'yi karıştırdı. Köstebek avına çıkan parti, Metzner'i görevden aldı
Wikileaks internet sitesinin ABD Dışişleri Bakanlığı'nın gizli belgelerini açıklaması Almanya'da da yankı yarattı. Almanya'da koalisyon hükümetinin kuruluş aşamasındaki yazışmaları ABD'li bürokratlara sızdıran Hür Demokrat Partili Helmut Metzner görevden alındı.
Alman Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle'nin parti bürosu sorumlusu Helmut Metzner, ABD'nin Berlin Büyükelçisi Philip D. Murphy'ye, 2009 yılında Hristiyan Demokrat Birlik partileri (CDU/CSU) ile FDP arasında yapılan koalisyon görüşmeleri hakkında bilgi verdiği gerekçesi ile görevinden alındı.
Metzner'in, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Martin Biesel ile yaptığı bir görüşmede, Büyükelçi Murphy'ye koalisyon görüşmeleri hakkında bilgi verdiğini itiraf ettiği bildirildi.
PARTİ ARADI KÖSTEBEĞİ BULDU
Wikileaks'in yayımladığı belgelerde, ABD Büyükelçisi Murphy, koalisyon görüşmeleri konusunda FDP'li bir kişiden bilgi aldığını belirtiyordu.
Bir süre parti içindeki "köstebeği" arayan FDP, bir açıklama yaparak, Almanya Eşcinseller Birliği Yönetim Kurulu Üyesi de olan Metzner'in, Westerwelle'nin büro yöneticiliği görevinden uzaklaştırıldığını duyurdu.
Bazı FDP'li politikacılar, Büyükelçi Murphy'nin Alman politikacılardan özür dilememesine tepki gösterdi.
BELGELERİN YAYINLANMASI ÜZÜCÜ
FDP Milletvekili Michael Goldmann, Murphy'nin davranışını doğru bulmadığını belirterek, "Böyle bir Büyükelçinin görevinden alınması lazım" dedi.
Partinin dış politika uzmanı Bijan Djir Sarai da, Murphy'nin "güvenli bir görüşme muhatabı olduğu konusunda şüphesi olduğunu" söyledi.
Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert ise, Wikileaks adlı internet sayfası tarafından Amerikan diplomatik yazışmalarının yayınlanmasının üzücü olduğunu, ancak bunun Almanya ve ABD arasındaki ilişkileri sarsabilecek boyutta bir olay olmadığını açıkladı.
Seibert, bu nedenle ne Murphy'nin görevinden alınması, ne de özür dilenmesi konusunda bir taleplerinin olmadığını belirterek, FDP içindeki olayın da bir casusluk olayı olduğuna inanmadıklarını kaydetti.
Kaynak : http://www.internethaber.com/wikilea...#ixzz174s6guWe
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Fransa WikiLeaks'i yasaklıyor!
Fransız hükümeti, WikiLeaks'in internet ortamında ülkede yasaklanması için yasal girişim başlattı.
Sanayi Bakanı Eric Besson, ülkedeki internet düzenlemesiyle ilgili kurumdan, WikiLeaks'in engellenmesi için gerekli girişimi başlatması talebinde bulundu.
WikiLeaks'in, ''diplomatların hayatını tehlikeye attığı ve diplomatik ilişkilerin gizliliğini ihlal ettiği'' görüşünü savunan Bakan Besson, bu ihlallerden dolayı, Fransa'daki evsahibi sunucunun, WikiLeaks'e hizmet vermesinin ''kabul edilemez'' olduğunu iddia etti.
http://www.haberturk.com/dunya/haber...ksi-yasakliyor
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Danıştay'ın İncirlik üssü kararı da WikiLeaks'te
Bakanlar Kurulu'nu İncirlik Üssü'nün ABD'ye açan Kararnamesi'nin iptaline ilişkin Danıştay'da açılan dava da Wikileaks belgelerine yansıdı.
İncirlik Üssü'nün ABD'ye lojistik amaçlı kullandırma izninin süresini 1 yıl uzatan Bakanlar Kurulu Kararnamesi'nin iptali için açılan davanın duruşmasına Danıştay'da dava açılmıştı. Kararnamenin iptaliyle ilgili Danıştay'ın temyiz incelemesinde ise iptal kararı çıkmamıştı.
Danıştay'daki İncirlik Üssü'nün ABD ordusunca kullanımına izin veren Bakanlar Kurulu Kararnamesi'nin iptali davasında savcının iptal yönünde bildirdiği görüş Wikileaks belgelerine de yansıdı. Belgelerin konuya ilişkin bölümünde şu ifadeler yer alıyor:
"Türk STK İncirlik Üssü'nün ABD tarafından kullanılmasına karşı dava açtı. Gazetelerin haberine göre, bir Türk STK'sı, Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu'nun başvurusundan sonra Danıştay savcısı, Bakanlar Kurulu'nun 2007'de verdiği ABD'nin İncirlik Üssü'nü kullanımını iki yıl daha uzatma kararının iptalini istedi. Savcı, İncirlik Üssü'nün kullanımı için süreyi uzatma kararının Meclis tarafından onaylanması gerektiğini söyledi. Türkiye'de yabancı bir askeri birliğin konuşlanmasına izin verilmesi için Bakanlar Kurulu değil Meclis'in karar verebileceğine işaret etti. Gazetelere göre, Danıştay'ın bir ay içinde bu konuda karar vermesi bekleniyor."
http://www.hukukihaber.net//dunyadan...ikileakste.htm
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
WikiLeaks'in kurucusu Assange'ın avukatı konuştu!
Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ın avukatı Mark Stephens, sitenin başına kötü birşey gelmesi durumunda daha fazla gizli belge yayımlayabileceğini söyledi.
Stephens, İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye yaptığı açıklamada, İsveç'te müvekkili aleyhinde yürütülen cinsel taciz soruşturmasının ''siyasi içerikli'' olduğunu savunarak, bu iddialara karşı mücadele vereceklerini kaydetti. Stephens, Assange'ın İsveç'e iade edilmesi durumunda, ABD'ye gönderilebileceğini de iddia etti.
Assange'ın İngiltere'de olduğu tahmin ediliyor. Bazı İngiliz basın yayın organları hakkında tutuklama kararı çıkarılan Assange'ın gelecek hafta tutuklanabileceğini bildirmişti.
İsveç polisi, Ağustos ayında bu ülkeye gitmiş olan Assange'ı, İsveç'te bulunduğu süre içerisinde iki kadına cinsel tacizde bulunduğu suçlamaları nedeniyle sorgulamak istiyor. İsveç Yüksek Mahkemesi, Assange'ın gözaltına alınması kararını onaylamıştı. Julian Assange ise bu suçlamaları reddetmişti.
http://www.haberturk.com/dunya/haber...vukati-konustu
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
30 soruda Wikileaks
Dünyayı sarsan gizli belgelerin ardından Wikileaks, her gün global medyanın bir numaralı gündemi haline geldi. Wikileaks'in bir anda nereden ortaya çıktığı, amacının ne olduğu, bu işin arkasında aslında kimlerin olduğu konusunda her gün bir dünya lideri açıklama yapıyor.
Radikal'den Erdal Güven, 30 soruda Wikileaks'i analiz etti...
1- Nereden çıktı bu WikiLeaks?
Site, Aralık 2006’da kuruldu. Wiki, İngilizce ‘What I Know Is...’in kısaltması. Türkçesi, Bildiğim Odur Ki… ‘Çıkış’ yaptıkları belgeyi de aynı tarihte yayımladılar. Somalili bir politikacının kimi rakipleri için kaleme aldığı ‘ölüm fermanı’ydı belge.
2- Amaçları ne?
Kabaca, hükümet, şirket ve örgütlerin ipliğini pazara çıkarmak. Savundukları şu: Gizli saklı hiçbir şey kalmasın, dünya ne kadar şeffaflaşırsa o kadar temizlenir…
3- Daha önce neler açıkladılar?
Assange, 2008 yılında Kenya’da yargısız infaz sonucu öldürülen yüzlerce insan olduğunu ortaya çıkararak Uluslararası Af Örgütü’nden ödül almıştı. Irak’ta ikisi Reuters muhabiri 12 sivilin Amerikan askerleri tarafından helikopterden vurularak öldürülme görüntüleri ve Afganistan’da Amerikan askerlerinin beş yıl boyunca tuttuğu gizli ‘günlükler’ de sızdırılan en önemli belgeler arasında.
4- Kim bu insanlar, neredeler?
Ortalıkta pek çok isim dolaşıyor. Kaç kişi oldukları bilinmiyor. Bir şema çıkarmak mümkün değil. Zaten bir örgütten ziyade bir birliktelik bu. Bilinen bir merkezleri yok.
Vitrindeki kişi Julian Assange. Avustralyalı bilgisayar korsanı (hacker). Kimilerine göre zamanımızın bir kahramanı, insanlığın vicdanı. Aynı zamanda taciz suçundan Interpol tarafından aranan bir ‘zanlı.’ Aynı yerde uzun süre kalmadığı söyleniyor. Son olarak İngiltere’ye gittiği belirtiliyor.
5- WikiLeaks belgelere nasıl ulaşıyor?
Tabii ki kendi çabaları da var gizli belgelere ulaşmak için. Ama daha ziyade içeriden, hizmet ettiği hükümet ya da çalıştığı şirketleri o ya da bu nedenle cezalandırmak isteyen ‘köstebek’lerden topluyorlar belgeleri. Son vaka da Bradly Manning adında 23 yaşında bir Amerikalı erin ‘marifet’i.
6- Kendilerine gelen belgeleri yayımlama kriterleri ne?
Belgelerin, gönderen kişi tarafından düzenlenmiş olmaması ve orijinal olması.
7- Nedir günlerdir yayımlanan belgeler?
ABD başkenti Washington ile yaklaşık 270 ülkedeki Amerikan diplomatik temsilcilikleri arasındaki yazışmalar. Kriptolar. Tam tamına 251 bin 287 belgeden söz ediyoruz.
8- Ortaya çıkmaları neden bu kadar önemli?
Her şeyden önce bir devletin resmi belgeleri bunlar. Dolayısıyla ortaya saçılmaları bir nevi skandal. Üstelik o devlet de sıradan bir devlet değil, dünyanın tek süper gücü ABD.
ABD genellikle bu tür belgeleri en az 30 yıl boyunca saklı tutar; sonra da yine belli bir süzgeçten geçirerek yayımlar.
Son olarak belki de en önemlisi: Diplomasi tarihine yazılırken tanıklık etmemizi sağlıyorlar. Gazeteciler, diplomatlar, siyasetçiler için bir hazine adeta bu belgeler.
9- Peki bir er nasıl başarabildi bu kadar önemli belgeleri sızdırmayı?
Manning bir istihbarat analistiydi. Rütbesi bir yana, bu tür bilgileri okuyup incelemek göreviydi, işiydi.
O anlamda herhangi biri değildi.
10- Belgelerin gizlilik derecesi ne?
Aralarında ‘ortaya çıkması durumuda ABD ile diğer ülkeler arasındaki ilişkilere ciddi zarar verebilecek’ (Secret) ya da ‘hiçbir biçimde yabancı ülke temsilcileri tarafından görülmemesi gereken’ (Noforn) 25 bin kadar belge var. Hiçbiri ‘Top Secret’ değil. CIA belgelerinden söz etmiyoruz burada.
Yani Manning’in yetkisi de bir yere kadardı. Zaten ‘sorun’ Manning’in söz konusu belgelerin bulunduğu ağa erişebilmesinde değil, o belgeleri CD’lere yükleyip sızdırmasında. Manning’in Bağdat’ta görev yaptığı sekiz ayı aşkın süre boyunca haftanın yedi günü, günde 14 saat erişimi varmış ağa ve dünya tarihinin en büyük ‘belge kaçakçılığı’ gerçekleşirken kimsenin ruhu bile duymamış. Zaten bir insan her tür bedeli göze alıp böyle bir eylemi yapmayı kafasına koyduysa ve gücü yetiyorsa, durdurmak imkânsız denecek kadar zor. Tıpkı intihar eylemcileri gibi.
11- Manning’in o belgeleri indirdiği ağ neyin nesi?
Savunma bakanlığı ve dışişleri bakanlığı yazışmalarının yürütüldüğü Siprnet adlı bir ağ bu. Sisteme veri yükleme yetkisi bulunan bir kişi, diyelim bir komutan ya da büyükelçi, yüklemeyi yapıp ‘enter’ tuşuna bastığında otomatik olarak bu ağa düşüyor veri. Ve o veri erişim yetkileri bir olmamakla birlikte o sisteme giriş yapabilen herkesin bilgisine sunuluyor. Üniformalı, üniformasız yaklaşık 3 milyon kişinin giriş yapabildiği bir ağ bu. Manning de o 3 milyon kişiden biriydi.
12- Manning nerede şu anda, ne yapıyor?
ABD’nin Virginia eyeletindeki Quantico Deniz Piyadesi Üssü’nde. Askeri mahkemeye çıkarılacağı günü bekliyor. Devletin gizli belgelerini uygunsuz biçimde edinmekten yargılanacak. 52 yıla kadar hapsi istenebilir.
13- Ne yaptı da yakayı ele verdi?
Gevezelik etti. Yaptıklarını bir ‘chat’ sırasında eski ‘hacker’ Adrian Lamo’ya ballandıra ballandıra anlattığına bin pişmandır şimdi herhalde. Lamo tarafından ihbar edilince geçen temmuzda yakalandı Manning. Ama tabii, elindeki belgeleri çoktan WikiLeaks’e ulaştırmıştı ve muhtemelen yeni belgeler peşindeydi.
14- Amerikalı büyükelçilerin her duyduklarını rapor etmeleri yadırgandı, hatta yer yer öfke çekti. Yanlış mı yaptılar?
Tam tersi. Kendilerin adına yapmasalar yanlış olurdu. 11 Eylül’ün arkasındaki istihbarat zaafı ortaya çıktığından bu yana sistem, kim ne duyuyorsa ‘merkez’e bildirilmesini öngörüyor. Nitekim ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı, “Diplomatlarımız işini yapmıştır, yapmayı sürdürecekler” darken kastettiği buydu.
15- İsrail’e ilişkin dişe dokunur bir belge ortaya çıkmaması kuşku doğurdu. Özellikle Türkiye’de cumhurbaşkanı dahil üst düzey işimler, WikiLeaks’in arkasında İsrail’in bulunabileceği yolunda demeçler verdi. Bu mümkün mü?
AK Parti hükümeti daha ilk günden kendisine yönelik bir komplo gibi algıladı son belgeleri. Bunda, Başbakan’ın İsviçre’de sekiz bankada hesabının bulunduğu, Maliye Bakanı’nın suç teşkil edecek bir ifade kullandığı, Savunma Bakanı’nın Dışişleri Bakanı için ‘tehlikeli’ ifadesini kullandığı yönünde belgelerin ortaya saçılmasının da payı var.
Yine de o düzeyde siyasetçilerin, ellerinde veri bulunmadan, isim zikrederek bir ülkeyi hedef göstermemeleri gerekir. Şu an itibariyle elimizde böyle bir veri yok. Belli ki bu söylem, somut bir bilgiden ziyade Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gerilimden, bu gerilimin hâkim kıldığı haleti ruhiyeden kaynaklanıyor daha ziyade.
16- Peki bundan böyle neler bekleyebiliriz?
250 bini aşkın belgeden söz ediyoruz. Henüz buzdağının ucu bile değil gördüğümüz. Kim bilir daha neler çıkacak ortaya? Manning, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ı kastederek, “Bu belgeler ortaya saçıldığında kalp krizi geçirecek” demişti. Bekleyelim görelim. Film daha yeni başladı.
17- Ya yapılan siyasi analizler?
Amerikalı büyükelçiler, çoğu meslektaşının aksine, aynı zamanda siyasi birer şahsiyettir. O yüzden büyükelçi atamaları, Başkan’ın önerisi ve Senato’nun onayıyla yapılır ABD’de (Senato tamamen siyasi nedenlerle onaylamadığı için, ABD aylardır Ankara’ya büyükelçi atayamıyor). Dolayısıyla siyasi analiz yapmak Amerikalı bir büyükelçi için doğal, işinin bir parçası; ayrıca kariyer planlamaları açısından da önemli.
18- En fazla belgenin Türkiye’den gönderilmesi neye işaret ediyor?
Söz konusu dönemde en yoğun mesainin Ankara’da yapıldığına! Yaklaşık 8 bin yazışma yapılmış Ankara ile Washington arasında. Konjonktürel olarak iş yükünden de kaynaklanıyor olabilir, büyükelçilerin çalışma tarzından da. Özel bir anlam yüklememiz için bir veri yok ortada. En azından şimdilik.
19- Türkiye’nin söz konusu raporları yazıp gönderen diplomatlardan hukuk önünde hesap sorma girişimlerinden sonuç çıkar mı?
Amerikalıların yargılamayı düşündüğü tek kişi er Manning.
20- WikiLeaks belgeleri neden gazetelere gönderdi?
Birincisi içerik daha kısa sürede, daha fazla insana ulaşabilsin diye. Son belgeler The Guardian ve The New York Times’ın yanı sıra Der Spiegel, El Pais ve Le Monde’la da paylaşıldı ki bir an önce Almanca, İspanyolca ve Fransızca da yayımlanabilsin.
İkincisi de teknik olarak belgeleri sağlama almak için. İlk günden siber saldırılara maruz kalmaları ve neredeyse ‘Uçan Hollandalı’ya dönüp vebalı muamalesi görmeye başlamaları, WikiLeaks’çilerin garantici davranmakla ne kadar akıllıca hareket ettiğini de gösteriyor.
21- Belgelerin gerçekliği hiç tartışılmadı, neden?
Çünkü başından beri hiçbir kuşku yoktu. Her şey bir yana WikiLeaks belgeleri yayınlamadan önce kendi belirlediği dört gazete ve bir dergiye gönderdi. Bu gazetelerden biri de New York Times’tı. Gazete, ‘Amerikan yönetimi’yle temasa geçti ve belgelerin ‘otantik’ olduğunu daha ilk günden teyit ettirdi.
22- Bu siber saldırıları yapanlar kim?
Korsanlar da çeşit çeşit. ‘Anarşist’ korsanlar olduğu gibi ‘milliyetçi’ korsanlar da var. WikiLeaks ile ‘düşmanlar’ı arasında ilk günden beri süregiden bir ‘savaş’ söz konusu. Tabii ABD’nin de bir devlet olarak tüm gücüyle ulusal güvenliğine yönelik WikiLeaks ve benzeri ‘tehdit’leri bertaraf etmek için epey çaba sarf ettiğinden yana kuşku yok. Nitekim son NATO zirvesinde de siber saldırganlar, yeni bir stratejik tehdit olarak zikredildi.
23- Ortaya saçılan belgelerden neler öğrendik bugüne kadar?
Kim üstüne alınır kim alınmaz orası bilinmez ama en başta diplomatlarla konuşurken çok daha dikkatli olmak gerektiğini öğrendik!
Genel olarak, 11 Eylül’den bu yana ‘terörle savaş’ın ABD dış politikasını nasıl rehin aldığını; ABD’nin tüm cüssesine rağmen yer yer nasıl yalnız ve çaresiz kalabildiğini; bir ikisi hariç müttefiklerinin hiçbirine güvenmediğini, güvenemediğini öğrendik.
24- Herhangi bir kelle aldı mı bugüne kadar WikiLeaks’in kripto yayınları?
Evet. Önceki akşam ilk siyasi kurban belli oldu: Alman Dışişleri Bakanı Özel Kalem Müdürü Helmut Metzner. Yazışmalardan, Almanya’da geçen yılki hükümet kurma görüşmelerinden Amerikalıların bir köstebek sayesinde an be an haberdar olduğu ortaya çıkmıştı. Metzner, köstebeğin kendisi olduğunu açıklayıp istifa etti.
25- ABD açısından bugüne kadar ortaya çıkanlar içinde hangi belge en kötüsü?
ABD’yi en fazla muhçup eden, başta BM Genel Sekreteri olmak üzere nice diplomatın kişisel bilgilerinin elde edilmesine yönelik Washington kaynaklı talimatın ortaya saçılmasıydı.
26- En çarpıcı belge hangisiydi?
Herkesin ilgi alanına göre değişir tabii ama irili ufaklı Arap ülkelerinin, İran’ın nükleer programını durdurması için ABD’nin ensesinde boza pişirdiğini gösteren belgeler, birinci sırada. Arap liderler fena halde açığa düştü, İran rejimi ve halkı karşısında.
Rusya’nın bir ‘mafya devleti’ olarak görüldüğünü, Çin’in Kuzey Kore’yi ‘satmaya’ hazır olduğunu, Yemen’in Kaide’ye karşı topraklarını ABD’ye sonuna kadar açtığını, futboldan iklim değişikliğine kadar hemen her türlü uluslararası pazarlıklarda akçeli işler döndüğünü öğrenmek de az şey değildi doğrusu.
Tabii Türkiye’de nükleer bomba bulunduğunun ilk kez resmi bir belgede zikredilmesini de kayda geçirmek lazım.
Berlusconi’nin ‘çılgın partileri’nden Merkel’in ‘teflon’luğuna, Putin’in ‘Batman’liğine kadar epey dedikodu, lakap ve karakter analizi de cabası…
27- Yazışmalarda çok sayıda lider hakkında türlü çeşitli magazinel iddia da ortaya atıldı? Kim ne dedi?
Şu ana kadar şanına yakışır tek karşılık Berlusconi’den geldi. Sık sık genç kızların katıldığı ‘çılgın partiler’ düzenlediği rapor edilen Berlusconi şöyle dedi: “Üzülerek söylemeliyim ki hayatımda bir kez bile çılgın bir partiye katılmadım. Benimkiler olsa olsa şık davetlerdir.” Şimdi Berlusconi’nin, İtalya ile Rusya arasındaki petrol ve doğalgaz anlaşmalarından ‘nemalandığı’ yolundaki raporlara nasıl matrak bir yanıt vereceği bekleniyor merakla.
28- WikiLeaks’çiler dünyayı daha şeffaf bir yer haline getirebilecek mi?
Kim bilir ama özellikle son eylemleriyle, uzun vadede amaçlarını zora soktular. Hükümetler, şirketler, örgütler şimdiden sırlarımızı nasıl daha iyi koruruz diye düşünmeye başladı. Muhtemelen gizlilik duvarları kalınlaşacak ve yükselecek; sızdırmak zorlaşacak.
29- ABD yönetimi WikiLeaks’i durdurmak için ne yapıyor?
ABD bir yandan mevcut yayını kesmeye bir yandan da yayına erişimi engellemeye çalışıyor.
Siyasi ya da ticari baskı söylentileri arasında önce WikiLeaks’in ABD’deki ev sahibi meşhur amazon.com, ‘belalı’ kiracısını kapı önüne koydu. Sonra da yine Amerikalı every.dns adlı hizmet sağlayıcı şirket WikiLeaks’i müşterileri arasından çıkardı.
WikiLeaks her iki badireyi de atlatı ve sonuçta yayın sürüyor.
Ayrıca ABD yönetimi önceki günden itibaren deşifre edilmiş bulunsalar da belgelerin hâlâ gizli niteliği taşıdığı gerekçesiyle kamu binalarında WikiLeaks’e erişimi yasakladı.
30 Assange yakalanırsa WikiLeaks çöker mi?
Assange, önceki gün The Guardian’ın internet sitesi üzerinden yaptığı okuyucularla yaptığı sohbette şöyle diyordu: “Kripto arşivimizi, ABD ve diğer ülkelere ilişkin diğer belgelerle birlikte, şifreli olarak 100 binden fazla kişiye gönderdik. Eğer bize bir şey olursa kritik bölümler otomatik olarak yayımlanacak. Ayrıca kripto arşivimiz birçok yayın kuruluşunda da var. Tarih kazanacak. Dünya daha iyi bir haline gelecek. Biz görür müyüz o günleri? Size bağlı.
http://www.haberturk.com/dunya/haber...ruda-wikileaks
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
"Bay Sızıntı" tutuklandı
Dünyayı sarsan belgelerin yayınlandığı WikiLeaks internet sitesinin kurucusu Julian Assange, İngiltere'de tutuklandı. Mahkeme Assange'ın asıl duruşmaya çıkacağı 14 Aralık'a kadar tutuklu olarak yargılanmasına karar verdi.
Julian Assange, ifade vermek üzere gittiği İngiliz polis merkezinde gözaltına alındı.
Assange, Westminster Mahkemesi'ne getirildi. Mahkemedeki ön duruşmada Assange'ın kefalet talebi reddedildi, 14 Aralık'a kadar tutuklu olarak yargılanmasına karar verildi.
Assange'ın kefaletle serbest bırakılması için 5 kişinin kefil olduğu belirtildi.
İngiliz yayın kuruluşu BBC, aralarında gazeteci John Pilger ve İngiliz sosyetesinin önde gelenlerinden Jemima Khan'ın da bulunduğu toplam 5 kişinin, Assange'ın serbest bırakılması için kefil olduğunu bildirdi. Ancak kefalet miktarı açıklanmadı.
Julian Assange'ın avukatı Mark Stephens, kefalet için yeniden başvuruda bulunacaklarını söyledi.
Assange için tutuklama kararını çıkaran İsveçli Savcı Marianne Ny, Assange'nin ABD'ye iadesine ilişkin bir karar vermediklerini bildirdi.
Birkaç hafta içinde görülmesi beklenen asıl duruşmada ise, Assange'ın İsveç'e iade edilip edilmeyeceği konusunun ele alınacağı belirtiliyor.
İngiliz basını ayrıca, Assange'ın gözaltına alınmasının WikiLeaks'in son yayımladığı ABD Dışişleri Bakanlığı yazışmalarıyla ilgili olmadığına dikkati çekiyor.
Assange'ın, İsveç'e geçen Ağustos ayında yaptığı bir seyahatte iki kadına tecavüz ettiği iddia ediliyor. Assange ise iddiaları reddediyor.
Wikileaks'in kurucusu hakkında İsveç, cinsel taciz soruşturması açmış ve Interpol'den kırmızı bülten çıkartmıştı.
Avusturalya doğumlu olan Assange'ın, İngiltere'nin güneydoğu bölgesinde saklandığı ileri sürülüyordu.
İngiliz polisinin yakaladığı Assange'ın, İsveç makamlarına teslim edilip edilmeyeceği merak konusu.
Assange'ın gözaltına alınmasının ardından çıkarılacağı Westminster Asliye Hukuk Mahkemesinin önünde 100'den fazla basın mensubu bekliyor.
Twitter'dan destek mesajları
Kararın ardından WikiLeaks'in Twitter sayfasında da Assange'a destek mesajları yer aldı:
- Bize destek verin - Bağışlarınız cesaretimizi daha da artıracaktır...
- Assange'ın 'kefalet' talebi İngiliz adaleti tarafından 'tuhaf' bir kararla reddedildi. Fakat Amerikan diplomatik kriptolarını daha önceden de planlandığı gibi, yayınlamaya devam ediyor...
Assange baskısı
Diğer ülkelerde de Assange'a yönelik baskı büyük. Amerikan Adalet Bakanlığı'nın WikiLeaks hakkında araştırma başlatarak, belgelerin elde edilmesi ya da yayınlanmasında herhangi bir ihlal veya suç bulması halinde Assange hakkında dava açması bekleniyor.
İsviçre, Assange'a destek fonunun banka hesaplarını, yanlış adres bildirimi gerekçesiyle kapattı.
Assange'ın vatandaşı olduğu Avustralya da, kendisine yönelik korumanın ne düzeyde olması gerektiği tartışması var.
WikiLeaks'ten açıklama
WikiLeaks internet sitesinden de kurucusuna destek geldi. WikiLeaks sözcüsü, "Gözaltı kararı basın özgürlüğüne saldırıdır. Bu bizi durduramaz" dedi.
Kristinn Hrafnsson gözaltına alınmadan önce Assange'ın zihinsel olarak ne durumda olduğu konusunda yorum yapmadı, ancak son 24 saat içinde kendisi ile temas halinde olduğunu söyledi.
JULIAN ASSANGE KİMDİR?
İngiliz Yayın Kurumu'nun (BBC) internet sitesinde, gözaltı kararının ardından Assange hakkında bir profil yazısı yayınladı.
Yazıda, "hayranlarına göre hakikatin cesur bir savunucusu, kendisini eleştirenlere göre ise büyük boyutlardaki hassas bilgiyi toplumun erişimine sunarak insanların hayatını tehlikeye atan bir reklam avcısı" olarak tanımlanan Assange ile birlikte bir kaç hafta seyahat eden, New Yorker dergisinin muhabiri Raffi Khatchadourian'ın Assange hakkındaki görüşlerine yer verildi.
Khatchadourian, birlikte çalıştığı kişilerin "istekli, azimli ve özellikle bilgisayar şifrelerini kırmak konusunda yetenekli oldukça zeki biri" olarak tanımladığı Assange'ın saatlerce hiç uyku ve yemek molası vermeden işine odaklanarak çalışan bir kişi olduğunu belirtti.
Khatchadourian, "Assange, çoğunlukla kendisine yakın olan kişilerin, çalışmaya devam etmesi için kendisine özen göstermelerine yolaçan bir atmosfer yaratan birisi. Bunun onun karizmasıyla ilgili bir durum olduğunu belirtmek isterim" ifadelerini kullandı.
Kendisi hakkında konuşmaktan pek hoşlanmayan Assange'ın basında yeralan özgeçmişi ise şöyle:
Avustralyalı Julian Paul Assange, 3 Temmuz 1971'de, Avustralya'nın kuzeydoğusunda Queensland eyaletinde Büyük Okyanus'a bakan Townsville kentinde dünyaya geldi. Anne ve babasının tiyatrocu olması nedeniyle çocukluğu değişik yerlerde geçen Assange'ın annesi halen bir kukla tiyatrosu işletiyor.
20'li yaşlarında uzman bir bilgisayar programcısı olarak ün yapan Assange, 15 yıl önce "bilgisayarların güvenlik şifrelerini kırarak, bilgisayar korsanlığı yapmak suçundan" hüküm giydi. Mahkemeyle anlaşma yoluna giden Assange suçunu kabul etti ve aynı suçu bir daha işlememek şartıyla para cezasını ödemekten kurtuldu.
30 yaşına doğru matematik ve fizik okumak için Melbourne Üniversitesi'ne giden Assange, sırtında çantasıyla İzlanda'dan Kenya'ya durmadan dünyayı dolaşan bir gezgin olarak tanındı.
Üniversite yıllarında birlikte çalıştığı öğretim üyesi Suelette Dreyfus ile birlikte yazdığı Underground (Yeraltı) adlı kitap, bilgisayar çevrelerinde en çok okunan kitaplar arasına girdi. Assange'ı "ahlak ve adalet kavramları, hükümetlerin ne yapması ve ne yapmaması gerektiği gibi konulara meraklı çok yetenekli bir araştırmacı" olarak tanımlayan Dreyfus, WikiLeaks'in kurucusunun, Melbourne Üniversitesinde aldığı matematik ve fizik kurslarının ardından, "Herşeyi Şifreleyin" adlı oldukça incelikli bir matematik bulmacasını çözerek, matematik derneğinin önde gelen bir üyesi haline geldiğini anlatıyor.
WIKILEAKS
Assange'ın 2006'da kurduğu Wikileaks adlı internet sitesinin tam gün çalışan 5 elemanının yanısıra onlarca aktif gönüllüsü ve tüm dünya ülkelerinde yarım gün çalışan 800 gönüllüsü bulunuyor.
Wikileaks'in topladığı yüzbinlerce belgeyle araştırmacı gazetecilikte "klasik medyayı" tamamlayacağını düşünen Assange, "Hiçbir zaman bir kaynağa taviz vererek, anlaşmadık" diyor.
Hükümetlerin ve diğer kuruluşların "etiğe aykırı, yasal olmayan görev ihlallerine ilişkin" sızan belgeleri kamuoyuna duyuran Wikileaks'in, daha önce yayımladığı ABD'nin Irak ve Afganistan savaşıyla ilgili gizli belgeler de dünyada büyük bir yankı bulmuştu.
Facebokk ve Twitter'da "zehir zemberek" sözleriyle tanınan Assange'ın kurduğu WikiLeaks'in sayfalarının, dünyada 300-400 bin sadık takipçisi bulunuyor.
http://www.cnnturk.com/2010/dunya/12...5.0/index.html
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Assange’ın Tutuklanması Kime Yaradı?
Peki, ne olur bu savaşı Assange kazanırsa?
Hadi Amerika tamam da, diğerleri neden katılıyor bu savaşa?
Assange önderliğinde ki Wikileaks hareketi ile beraber, dünya da basın özgürlüğü kavramı bambaşka bir boyuta taşındı.
Julian Assange, Amerika’nın gizli belgelerini çalmadı.
O basın özgürlüğüne inanan, herhangi bir yayın kuruluşunun yapabileceği bir şey yaptı ve bu gizli belgeleri yayınlamayı göze aldı.
Göze aldı diyorum çünkü hepimizin merakla izlediği üzere, Amerika’yı karşısına almış olduğunu ona çok ciddi bir şekilde hissettiriyorlar.
Önce Amazon, Lieberman aracılığı ile yapılan siyasi baskılara dayanamayarak sunucu hizmetini kesti. Dünya devi Amazon’un sunucuları üzerinden yayın yaparken, Amerika'nın baskısına dayanamayan Amazon Wikileaks desteğini kesti. Joe Liberman aradıktan sadece 24 saat sonra Wikileaks bağlantısını kestiğini bildiren Amazon, Wikileaks’i hayal kırıklığına uğrattı. Geçici olarak Amazon sunucuların aktarımı reddetmesinden kaynaklı, Wikileaks kesintisi, Avrupa ve Amerika’da erişime engel oldu.
Wikileaks apar topar, web adresini değiştirip İsviçreli sunucu üzerinden yola devam etti.
Derken PayPal’ın hesap dondurumu ile kurum bankacılık hizmeti aracılığı ile toplanan bağışlar donduruldu.
Bu da yetmedi Mastercard ve Visa dondurumlara destek verdi.
Bu arada Fransız endüstri bakanı Eric Besson ülkesinde Wikileaks’in ayakta kalmasına destek veren internet şirketlerinin, sonucuna katlanması gerektiği tehdidini açık, açık savurdu.
İsviçreli sunucu Fransa ve Amerika’dan gelen baskıya rağmen Wikileaks’e hizmet vermeye devam etti.
İkameti konusunda yanlış bilgi verdiği bahanesi ile Assange’ın özel hesapları da donduruldu.
Her koldan saldırıya uğrayan Wikileaks’in kurucusu bugün İngiltere’de ifade vermeye gittiği mahkemede tutuklandı. Kefaletle çıkmasına izin verilmedi. Wikileaks gönüllü çalışanı olan iki kıza tecavüz iddiası ile yargılanıyor.
Avukatı mahkeme çıkışında, suçlamaların politik sebeplerden yapıldığını ve Wikileaks’in ne olursa olsun sızıntılara, planlandığı gibi devam edeceğini belirtti.
Amerikan diplomatik yazışmalarından sonra banka bilgilerin sızacağı ön bilgisinden ötürü, banka sektörü de ayrı bir telaş içindedir.
Wikileaks’le beraber dünya’da basın özgürlüğü konusunda yeni bir dönem ve yeni bir anlayış başladı. Julian Assange bu özgürlük için savaşıyor. Bankalar, dev şirketler ve devletler de Assange’ın alışılmış düzeni bozmasına engel olmak için savaşıyor.
Peki, ne olur bu savaşı Assange kazanırsa?
Hadi Amerika tamam da, diğerleri neden katılıyor bu savaşa?
Julian Assange önderliğinde ki hareketin amacı, devlerin güçlerini, kamuya karşı kullanabildikleri devri kapatmak.
Bunun ilk adımı, Reuters’e bilgi veren iki tane Iraklı gazetecinin Amerikan askeri tarafından öldürülüp, ört bas edildiğinin ifşa edilmesidir.
Medya halkın olaylardan haberdar olmasını sağlıyor, fakat dünya devleri istemedikleri şeylerin duyulmasına engel olmaya, tarihten beri çalışmıştır.
Zaman değişti, herkes her şeyi öğreniyor.
Amerika aslında denildiği kadar büyük bir zarar görmedi. Belgelerde ifşa edilen şeyler, diplomatik ilişkileri zora soksa da, dünya gündemini yakından takip edenlerin hiç duymadığı veya ihtimal vermeyeceği şeyler değildi şu ana kadar, ortaya çıkanlar.
Demokratlardan John Kerry olayların karşısında soğukkanlılığını korurken, biraz da pişkin kabul edebileceğimiz bir bakış açısıyla, Kral Abdullah’tan tut, Hüsnü Mübarek’e kadar bütün dünya İran ile ilgili konsensüs halinde, ben kendilerinden duymuştum, bu sayede dünya da öğrendi, gibi yorumlarda bulunuyor.
Kerry’nin de dediği gibi Economist’de ki makalede de belirtildiği üzere ortaya çıkan bilgiler, yüz yüze bakan kişiler için biraz yüz kızartıcı olsa da, dünyanın sonu niteliğinde değil.
Peki, bu savaş neden?
Sebebi çok basit, yakında finans sektörünün de ifşa olmasıyla halk, devlerin adımları konusunda biraz daha bilgilenecek. Bu tip bilgiler Türkiye gibi bir ülkede çok bir şeyi etkilemese de, halkın görüşünün belirleyici olabildiği ülkelerde dengeleri sarsacak etkiye sahip olabilir. Bu denge sarsılması bir günde gerçekleşmese bile, bundan sonraki düzene yöneliktir.
Yani Amerika nasıl Irak’ta ki gazetecileri öldürüp, savaş karambolünde üstünü örtemediyse, olası benzer yanlışlıkların üzerini örtmek eskisi gibi kolay olmayacaktır. Eski dünya anlayışının tüm otoriteleri, buna engel olmak için var güçleri ile savaşıyorlar.
Ok yaydan çıktı. Assange tutuklansa da arkasında bir “deha” ordusu var. Bayrak onlarda. Wikileaks’in önüne örülmeye çalışılan duvar sadece, Fransa veya Amerika gibi basın özgürlüğü ile bilinen ülkelerin, sektörel devlerin çıkarlarının zedelenmesine nasıl direndiklerini gösteriyor.
Bu hareketi durdurmak veya geri döndürmek mümkün değil çünkü halk buna destek veriyor. İnternete mani olmak neredeyse imkânsız ve kendi web sitesinden yayına devam etmeyi öneren gönüllüler her gün artıyor.
Amerikan halkının bir kısmı bile, kolaylıkla dondurulan hesaplar, yapılan alakasız suçlamalar karşısında tepkili. Reaksiyonları ülkelerinin çıkarını umursamamalarından değildir. Herkesin gözü önünde, bunu Assange’a yapan, herhangi bir vatandaşa hayli, hayli yapar; beğenilmeyen fikri ifade edenin yaşam alanın daraltılması, ifade özgürlüğü prensibine aykırıdır düşüncesi, hedef Amerikan diplomasisi olduğu halde kaybolamamıştır.
Bir zamanlar Güneşin Batmadığı İmparatorluk olarak tarif edilen İngiltere, Wikileaks’den minimum zararı görmüştür, üstelik de günümüzün süper gücü Amerika’yı komik duruma düşüren, dünya ile arasını geren hareketin öncüsünü, tereyağından kıl çeker gibi teslim almıştır.
Assange’ın tutuklanması, Wikileaks hareketini hiçbir şekilde durdurmasa da, dünya Amerika’ya gülerken, İngiltere’ye olaylarda belirleyici rol kazandırmıştır.
Önümüzde ki günlerde neler olacağını merakla bekliyoruz. Tarih çizilirken, gelişen olayları izlemek hepimiz için büyük bir heyecan kaynağıdır.
Twitter: @BanuGokyar
e-mail: banugokyar@gmail.com
website: http://shakti108.wordpress.com/author/shakti108/
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Aslında Tayyip Erdoğan 'ın İsviçre banka hesapları ile ilgili iddiaları reddederken kurduğu cümle;
manevi danışmanı olduğu belirtilen "Kemal Hoca"'nın ABD Büyükelçiliği kayıtlarındaki ifadesi ile
"Allah'a inanan ama Allah'a güvenmeyen" bir isim olarak tanımladığı Erdoğan'ın psikolojik profiline uyuyor.
Erdoğan; "yabancı bankalarda bir kuruşum çıkarsa" demiyor; "İsviçre bankalarında bir kuruşum çıkarsa" diyor.
O zaman Başbakana basının soramayacağını bildiğimiz soruları biz soralım:
1) Lichtenstein bankalarında bir kuruşunuz çıkarsa istifa eder misiniz?
2) Kanada bankalarında bir kuruşunuz çıkarsa istifa eder misiniz?
3) HSBC'nin bir şubesinde bir kuruşunuz çıkarsa istifa eder misiniz?
4) Katar bankalarında bir kuruşunuz çıkarsa istifa eder misiniz?
5) Monaco'da bir kuruşunuz çıkarsa istifa eder misin?
Bu soruları neden sorduğumuzu merak ediyorsanız daha önce yaptığımız aşağıdaki haberlere bir göz atın :
Milli Güvenlik Sorusu : Erdoğan'In Servetini Kim Soruyor ?
HSBC'deki Hırsızlık Erdoğan'a Uzanır mı?
Siyasilerin Rüşvet Dosyası CIA'in Elinde?
Aslında daha da önemli olan;
"Bugüne kadarki siyasi kariyerinizdeki resmi maaşlarınızın meşru kılacağı bir seviyenin ötesinde tek kuruş servetiniz ortaya çıkarsa istifa eder misiniz?"
Belki bir sonraki Wikileaks ifşaatından sonra bu cevabınız daha bir anlam kazanabilir?
Belki bir sonraki Wikileaks ifşaatında, yakınınızdakilerden biri sizin hakkında büyükelçiliğe
"Yalan söylemez ama doğruyu da söylemez"
şeklinde bir tanmda bulunduğunu öğreniriz.
Muhaliflerinizden değil, yakınınıza kadar sızmış sizi yabancı büyükelçiliklere ispiyonlayan dost bildiklerinizden korkun Tayyip Bey.
Servetiniz artık bizi sadece yolsuzluk iddiaları açısından değil, yabancı istihbarat servislerin elinde bir şantaj malzemesi olma ihtimali ve dolayısı ile bir Milli Güvenlik sorunsalı olarak da ilgilendiriyor.
Devlet mekanizmalarının geçmişten beri açıklarınızı içeriye karşı örtme konusunda ne kadar cevval ve becerikli olduğunu, oğlunuzun bir sanatçının ölümü ile sonuçlanan kazasından beri çok iyi biliyoruz. Sorun; aynı mekanizmaların küresel şebekelere ve istihbarat servislerine karşı aynı beceriyi gösterip gösteremeyeceği.
En azından biz AÇIK oynuyor, sizi "elin gavuruna" değil hamisi olduğunuzu zannettiğiniz MİLLET'e şikayet ediyoruz.
Açık İstihbarat
http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=9275
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar Bölümü’nden Yardımcı Doçent Dr. Lemi Baruh, vatandaşların olaylara olan ilgisizliğini, “ Olayın okuyucuya yakınlığı, okuyucunun günlük hayatına olan etkisi ile ilgilidir. Yerel kişi, günlük hayatını etkileyen haberlere yönelir. Yani okuyucunun beklentisi bulunmaktadır. Günlük hayatındaki konuların önemi, okuyucuyu ve seyirciyi kendi hayatı ile alakalı bu konulara yönlendirir” dedi.. Türk insanının ülkede veya dünyada gelişen olaylara KAYITSIZ kaldığı ortaya çıktı.. Star Haber, günlerdir Türkiye dahil tüm dünyayı "SALLAYAN" Wikileaks haberlerini vatandaşa sordu. Ortaya ise BÜYÜK BİR GERÇEK, BİR KEZ DAHA ORTAYA ÇIKTI.. Sokaktaki vatandaşın GÜNDEMİ, belli ki BAMBAŞKAYDI.. "Geçim derdi", "Gelecek kaygısı", "Günlük sıkıntılar" gibi nedenleri vardı "SOKAĞIN..!!" Bu durum Toplum Bilimciler ve Sosyologlar arasında tartışma yarattı..
http://webtv.hurriyet.com.tr/1/11816...aya-cikti.aspx
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
ABD füze kalkanı sisteminde doğrudan İran’ı hedef almış
Wikileaks tarafından bugün yayımlanan bir belge, Obama yönetiminin füze savunma sistemi politikasında yaptığı değişikliklerin perde arkasını ayrıntılı bir şekilde ortaya koydu. Buna göre, Obama yönetimi sistemi doğrudan İran'a karşı bir savunma olarak kurmayı hedefliyor.
ABD Başkanı Barack Obama'nın, George W. Bush döneminde geliştirilen füze savunma sistemi planını, Rusya’nın kaygıları nedeniyle değil tamamen İran'ın askeri gücünün artması ve bunun yarattığı tehdidin büyümesi üzerine değiştirdiği ortaya çıktı.
Wikileaks'in bugün yayımladığı 18 Eylül 2009 tarihini taşıyan ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton tarafından büyükelçilere gönderilen notta, Başkan'ın Avrupa'ya kurulacak füze savunma sistemiyle ilgili kararının ayrıntılarına yer verildi.
Belgede, "Başkan, Savunma Bakanı Gates ve Genelkurmay Başkanlığı'nın, İran'dan Avrupa'da konuşlu güçlerimize ve ailelerine ve müttefiklerimize yönelebilecek tehditlere karşı iyileştirilmiş bir füze savunma sistemi kurulması yönündeki ortak tavsiyesini kabul etmiş bulunuyor" denildi.
RUSYA YÜZÜNDEN DEĞİŞTİ DENMİŞTİ
Obama, Eylül 2009'da Bush zamanında Polonya ve Çek Cumhuriyeti'ne savunma sistemi kurulması yönündeki politikasından vazgeçtiğini açıklamıştı.
Obama'nın bu kararı, Bush dönemindeki politika yaklaşımının Rusya'nın rahatsızlığından dolayı aldığı öne sürülmüştü. Obama'nın açıklamasında tehdit ülke olarak İran'ın adını anması da Rusya'yı rahatlatacak bir hamle olarak algılanmıştı.
Oysa ki Wikileaks'ten sızan belgede, ABD'nin yeni aldığı bilgiler doğrultusunda İran'a yönelik savunma anlayışını değiştirmek istediği ortaya çıktı.
İRAN TÜRKİYE’Yİ VURABİLECEK GÜÇTE
Belgede şu kritik ifadeler yer alıyor:
"İran'ın halihazırda elinde Ortadoğu'daki komşularını, Türkiye'yi ve Kafkasları tehdit edebilecek nitelikte yüzlerce balistik füze bulunuyor ve Avrupa'nın daha da içlerine ulaşabilecek balistik füzeleri faal olarak geliştiriyor ve test ediyor.
"İran'ın füze yeteneklerine yönelik kaygılarımız İstihbarat Topluluğumuzun İran'ın nükleer silah geliştirme opsiyonunu saklı tuttuğu yönündeki değerlendirmelerinin sürmesinden dolayı daha da artmış durumda."
Belgede, Gates'in politika değişikliğini İran'ın bölgesel balistik füzelerinin yaratığı tehdidin önceki beklentilere kıyasla daha hızlı bir şekilde geliştiğinin görülmesi üzerinde yaptığı ifade edildi.
NATO BELGESİNDE İRAN YER ALMADI
Obama yönetiminin önerdiği füze savunma sistemi, 2010 yılında NATO'nun en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi.
Sistemin sensörlerinin kurulacağı ülkeler arasında Türkiye'nin de adı geçiyor. Ancak Türkiye, NATO belgelerinde tehdit olarak İran'ın adının yer almasına karşı çıkıyor.
Bu nedenle Aralık ayındaki NATO zirvesinde kabul edilen stratejik konsept belgesinde İran'ın adı yer almadı. Bugün Wikileaks'in yayımladığı belge ise ABD'nin onaylanan projeyi tamamen İran'a yönelik hazırladığı ve başta Rusya olmak üzere diğer ülkelere de bu şekilde anlattığını ortaya koydu.
Clinton'ın büyükelçiliklere gönderdiği belgede, Obama'nın açıklamasını yapmasından yarım saat önce görev yapılan ülkelerdeki ilgili kişilere konuyla ilgili bilgi verilmesi isteniyor.
“RADARLAR RUS FÜZELERİNİ TAKİP EDEMEYECEK”
Bu ülkelerden özellikle Rusya ve Japonya'ya ayrı bölümler açılarak, meselenin nasıl sunulması gerektiği anlatılıyor.
Clinton, büyükelçilerden yapacakları temaslarda füze kalkanı ve sensörlerinin hangi ülkelere yerleştirileceği yönünde bir soru gelmesi üzerine "bu tarz özel konulara şu aşamada girmemelerini" istiyor.
Belgede, Obama'nın açıklamasından önce Ulusal Güvenlik Danışmanı General Jones'un Rusya büyükelçisi Kislyak'a konuyla ilgili bilgi vereceği ifade ediliyor.
ABD Rusya'ya, "Bu karar, uzun bir gözden geçirme sürecinin sonunda alındı ve İran'ın balistik füze programıyla ilgili yeni bilgiler bu kararın ortaya çıkmasına neden oldu" mesajını verdi.
ABD, yerleştirilecek radarların hiçbir şekilde Rus füzeleri hakkında bilgi toplama kapasitesinde olmadığı ve bu nedenle de İran'a en yakın noktalara yerleştirileceğini anlattı.
JAPONYA’NIN RUSYA KAYGISI
ABD'li yetkililerin ayrıca Japonya'ya da konuyu Tokyo hükümetinin kaygılarını giderek şekilde anlatmayı hedefledikleri görüldü.
Belgeye göre, Japon yetkililere, politikanın "gözden geçirilme sürecinde Japonya'nın ABD ile Rusya arasında süregelen görüşmelerle ilgili kaygıları ve çekincelerinin kabul edildiği ve göz önüne alındığı" mesajının verilmesi istendi.
Wikileaks Türkiye belgelerinin tüm detayları....
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
ABD Dışişleri Bakanlığına ait gizli diplomatik belgeleri açığa çıkaran WikiLeaks, hükümete karşı gösterilere sahne olan Mısır'da polis zulmü ve işkenceye ilişkin bir Amerikan kriptosunu yayımladı.
ABD'nin Kahire Büyükelçisi tarafından kaleme alınan 15 Ocak 2009 tarihli belgenin, onbinlerce göstericinin Mısır'da sokaklara döküldüğü dönemde yayına verilmesi dikkati çekti.
Ülkede işkencenin ve polis zulmünün rutin ve yaygın olduğu vurgulanan belgede, "polisin sadece adi suçluların itirafını almak için değil, göstericilere, birtakım siyasi tutuklulara ve talihsiz tanıklara karşı da acımasız metotlar kullandığı" belirtildi.
Sivil toplum kuruluşlarının sadece Kahire'deki karakollarda hergün yüzlerce işkence vakası olduğu yönündeki iddialarına da yer verilen belgede, polislerin şiddetine ilişkin çok sayıda haber çıktığı ifade edilerek, Kasım 2008'de iki polisin önemsiz bir konuda tartıştıkları sivilleri vurup öldürdüğü bilgisi bu duruma örnek gösterildi. Belgede, "polis zulmünün yetersiz eğitim ve personel eksikliğinden kaynaklandığının belirtildiği" dile getirildi.
Genel olarak köktendinci tutuklulara karşı şiddetin azaldığı kaydedilen ABD'nin Kahire Büyükelçisinin kaleme aldığı belgede, bununla birlikte güvenlik güçlerinin hala "siyasi bir tehdit olarak görülen" Müslüman Kardeşler'in üyelerine karşı işkenceye başvurduğu ifade edildi.
Bilgisine başvurulan kişilerin son 5 yıldır hükümetin ülkede işkence olduğunu inkar etmekten vazgeçtiği ve sorunun çözümüne yönelik bazı adımlar attığı konusunda hemfikir oldukları belirtilen belgede, bununla birlikte yine bu kişilerin, "İçişleri Bakanlığının ülkedeki polis zulmü kültürünü değiştirmek için harekete geçmeye yönelik siyasi iradesinin eksik olduğuna inandıkları" vurgulandı.
ABD Dışişleri yazışmasında, Mısır hükümetinin polisliği, rejim gücü aracı olmaktan çıkarıp bir kamu kuruluşuna dönüştürmek için henüz ciddi bir adım atmadığı eleştirisi de yer aldı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=212246
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Wikileaks’in yayımladığı Trablus kaynaklı bir ABD Dışişleri Bakanlığı belgesinde Seyfülislam’ın, kendi gazetesinden haberleri yalanlarken asıl büyük harcama yapanın Libya ulusal güvenlik danışmanı kardeşi Mutassım olduğunu söylediği ifade edildi.
Belgede ayrıca 2008 yılında kendi mili birliğini kuracağı gerekçesiyle, Libya’nın ulusal petrol üreticisi şirketinin başkanından 1.2 milyar dolar talep edenin de Mutassım olduğu ifade edildi. Böylece Mutassım, “etkili bir rejim koruma birimi” olarak görev yapan bir özel güçler birliğinin komutanı olan kardeşi Hamis’le boy ölçüşebilecekti.
Kaddafi ve adamları Libya’da iktidarı kaybetmemek için girdikleri kanlı mücadeleyi sürdürürken Wikileaks’in yayımladığı belgeler Kaddafi’lerin harcama çılgınlıklarına, ülkede akıl almaz boyutlara varan adam kayırmacılığa ve kardeşler arası rekabete ışık tutuyor. 2006 tarihli belgenin başlığı ise “Kaddafi Holding”.
KARDEŞLER ARASI GERGİNLİKLER TEHLİKE YARATIYOR
Albay Kaddafi’nin medya üzerindeki yoğun kontrolüne rağmen, ailenin hayatıyla ilgili detaylar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Bugün sokaklarda yaşanan öfkede bunun da payı var. Dahası kardeşler arasındaki gerginlikler petrol zengini bu ülkede bir kaos kaynağı olabilir.
Babalarının yaşlanmasıyla Kaddafi kardeşlerin adları iktidar için geçmeye başladı. Belgelerde Kaddafi’nin bütün çocuklarının gelecekteki ekonomik durumlarının kontrol altına alındığı belirtildi. 2006 tarihli bir belgede “Kaddafi’nin bütün çocukları ve favorilerine Milli Petrol Şirketi’nden ve petrol iştiraklerinden gelir akması planlanıyor” denildi.
Bir yıl kadar önce, bir başka belgede ortaya çıkan skandalların aileyi paniğe sürüklediği ve “yere gözlemcilere bir Libya pembe dizisine yetecek kadar pislik izlettiği” ifade edildi. Mutassım bu sefer St. Barts’taki yılbaşı partisine Beyoncé ve Usher’ı davet etti. Trablus’ta görevli adı açıklanmayan bir “yerel siyasi gözlemci” Amerikalı diplomatlara Mutassım’ın “alemciliğinin ve aşırı harcamalarının bu hareketleri dine aykırı olduğunu ve ülkesini utandırdığını düşünen bazı yerelleri öfkelendirdiğini” aktardı.
AİLE DRAMLARI
Bu arada Kaddafi’nin diğer oğlu Hannibal, eşi Alin’i dövmekle suçlandıktan ve Kaddafi’nin “birkaç aylık hamile” olmasına rağmen İngiltere’ye giden kızı Ayşe’nin müdahalesinden sonra Londra’ya kaçtı. Ayşe Kaddafi’nin ikinci eşi ve sekiz çocuğundan altısının annesi Safiye’yle birlikte “Alin’e polise bir kazada yaralandığını söylemesini, dövüldüğüyle ilgili bir şey anlatmamasını tavsiye etti.”
Belgede kardeşler böyle numaralar çevirirken, Kaddafi’nin ikinci oğlu Seyfülislam’ın “kendisini yerel meselelerden tam zamanında uzaklaştırıp” Yeni Zelanda’ya av tatiline gittiği belirtildi. Seyf’in başkanlığını yaptığı hayır kuruluşu, Kaddafi Uluslararası Hayır ve Kalkınma Fonu, depremin yerle bir ettiği Haiti’ye yüzlerce ton yardım malzemesi gönderdi. Belgede ayrıca Seyf’in babasının yerine geçmesi en makul isim olduğu ifade edildi.
Aynı 2010 tarihli belgede genç Libyalı kontaklar, Seyfülislam’ın “yarının Libya’sının umudu” olduğunu anlatırken 20’li yaşlarındaki kaynaklar Seyf gibi olmak istediklerini ve onun ülkeyi yönetmek için doğru kişi olduğunu söyledi. ABD’li diplomatlara konuşan gençler Seyf’i kardeşlerinin aksine “eğitimli, kültürlü ve Libya için daha iyi bir gelecek isteyen” bir isim olarak nitelendirdi.
ARTIK SEYFÜLİSLAM'A DA TEPKİ VAR
Ancak bu ifadelerin üzerinden zaman geçti. Bugün Libya sokaklarındaki genç protestocular bütün aileden kurtulmak istiyor. Dahası Pazartesi günü Libya’nın bir iç savaşla karşı karşıya olduğunu ve sokaklarda “kan nehirleri” akacağını söyleyen de Seyfülislam oldu.
Belgelerde 68 yaşındaki Kaddafi’yle ilgili olarak da hastalık hastası olduğu, su üzerinde uçmaktan korktuğu, Pazartesileri ve Perşembeleri oruç tuttuğu gibi detaylar yer aldı. ABD’li diplomatlar Kaddafi’nin at yarışları ve flamenko hayranı olduğunu ve kendisine bir zamanlar “Kültür Kralı” unvanını da yakıştırdığını aktardı. Belgelerde ayrıca Kaddafi’ye yer gittiği yere Ukraynalı “seksi sarışın” hemşiresini yanında götürdüğü belirtildi.
"KADDAFİ GÖZ TEMASINDAN KAÇINIR"
Albay Kaddafi 2003 yılında kitle imha silahları geliştirmekten vazgeçtikten sonra birçok ABD’li yetkili kendisini işbirliği için tebrik etti. 2009 yılında Kongre üyelerinden oluşan bir delegasyonla birlikte Libya’ya gelen Senatör Joseph Lieberman, Kaddafi’ye ve partisini seven ulusal güvenlik danışmanı Mutassım’a “Libya terörle mücadelede önemli bir müttefikti derken ortak düşmanların zaman zaman iyi dostluklar geliştirilmesine vesile olacağını” söyledi.
Ondan önce 2008 yılında Condoleezza Rice 2008’de Libya’ya gitti ve 1953’ten beri bu ülkeye gelen ilk ABD dışişleri bakanı oldu. Ziyaret öncesinde hazırlanan belgede Kaddafi’nin “çok hareketli” olduğu ve “göz temasından kaçındığı”nın yanı sıra Ortadoğu sorununu çözmek için “İsratin” isimli tek bir devlet kurulması gibi ilginç fikirleri olduğu ifade edildi.
New York Times'da yayımlanan "WikiLeaks Cables Detail Qaddafi Family’s Exploits" başlıklı haberden derlenmiştir.
Cevap: Wikileaks internet sitesinden ilginç notlar
Wikileaks'e belge sızdıran ABD'li er Manning idam edilebilir
ABD ordusu, Wikileaks sitesine Irak ve Afganistan savaşları hakkında gizli belgeler sızdırdığına inanılan Er Bradley Manning hakkında, aralarında idam cezası almasına neden olabilecek 22 farklı suçlamada bulundu.
Açılan 22 dava hakkında konuşan savcılar, Manmning’in “düşmana yardımda bulunmaktan” suçlu bulunması durumunda, idam edilebileceğini belirtti. Açıklamada “düşmanın kim olduğu” tanımlanmazken, 23 yaşındaki Manning, ABD’li yetkililerin asker ve sivillerin hayatını tehlikeye atabileceğini iddia ettiği belgeleri sızdırmakla suçlandı. Manning’e yönelik yeni suçlamalar arasında, istihbarat bilgilerinin internette yayımlanmasına neden olmak, bu bilgilerin düşmanların eline geçebileceği gerçeğini göz ardı etmek ve ordunun bilgi teknolojileri yasaklarını ihlal etmek yer alıyor.
Ordu sözcülerinden Yüzbaşı John Haberland, Manning hakkında açılan davalar için, “Bu durum, Manning’in işlediği suçların ne denli büyük olduğunu gösteriyor” dedi. Eğer Manning hakkındaki suçlamalardan hüküm giyerse, en yüksek ceza kapsamında ömür boyu hapis ve en düşük askeri rütbeye düşürülme riskiyle karşı karşıya kalacak. Manning’in destekçileri ise yeni suçlamalar karşısında şaşkınlıklarını ifade etti.
Manning için bağış toplayan Courage to Resist örgütünün başkanı Jeff Paterson, “Manning’in düşmana yardım etmek suçlamasıyla karşı karşıya kaldığına” inanamadığını belirtti. Paterson, düşmana yardım etmek hususunun öne çıkarılmadığını belirtirken, idam cezası seçeneğinin masaya konduğunu söyledi. Manning, Virginia eyaletinde bulunan deniz piyadesi üssünde tutuluyor.
ASSANGE TEMYİZE GİDİYOR
Öte yandan Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ın avukatları, İngiliz mahkemesinin "Assange İsveç'e iade edilsin" kararını temyize taşıyor. Avukatlar, İngiltere'nin başkenti Londra'daki Yüksek Mahkeme'ye temyiz duruşması için resmi başvuruda bulundu, duruşmanın tarihi henüz belirlenmedi. İngiliz Woolwich Ceza Mahkemesi geçen ay sonunda, Wikileaks'in kurucusu Julian Assange'ın İsveç'e iadesine karar vermişti. Assange, kararın yeterince incelenmeden verildiğini savunmuş ve kararı temyiz mahkemesine taşıyacaklarını söylemişti. Assange'ın avukatları da Wikileaks'in kurucusunun İsveç'e iadesinin önlenmesi için kararı temyiz mahkemelerine, gerekirse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) götüreceklerini ifade etmişlerdi.
İki kadına tecavüz etmekle suçlanan Assange, İsveç'e iade edilmesi durumunda ABD'ye gönderilme ihtimalinden korkuyor. 39 yaşındaki Avustralya vatandaşı Assange geçen yıl Aralık ayında, İsveç'in Avrupa genelinde tutuklama emri çıkarmasıyla Londra'da gözaltına alınmış ve dokuz gün gözaltında tutulduktan sonra kefaletle şartlı tahliye edilmişti.
(Washington Post-AA)
http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=81