-
Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Gece evime dönerken aracımda birden ikaz işığı yandı,direksiyona kumanda edemedim.Arac sağa sola hareket edip orta refüje çarpıp durdu.Allahtan aracım karşı yöne savrulmadı ve arkadan gelen araçlar bana çarpmadı.Aracımın sadece tamponu hasar gördü ve kaportada hasar olmadı.Sonra aksın kopması sonucunda bu kazanın olduğunu öğrendim .Arac servise çekildi ama hala teknik rapor hazırlanmamış.Kaskom da var.Daha üç ay önce garantisi dolan (27 aylık) araçta çok ender rastlanan AKS KESME olayı çok olağan dışı bir durum...Araç 2 ay öncede servis bakımı gördü.Ve danıştığım uzman\ustalar AKS KESME arızasının çok çok ender yaşlı ve bakımsız arçlarda olabildiğini,2 yıllık biraraçta teknik\fabrikasyon arızası sonucu olabileceğini,ÖLÜMDEN DÖNDÜĞÜMÜ (Süratimin az oluşu ve şans eseri kurtulduğum) söylediler).:k
:alala:alalaAncak asıl sorun;
1-ÖLMÜME SEBEBİYET VERBİLECEK BU FABRİKASYON ARIZASININ SORUMLUSU ÜRETİCİ OTOMOBİL FİRMASI VE SATICISI HAKKINDA TAZMİNAT DAVASI AÇABİLİRMİYİM.BAŞKACA NASIL BİR HUKUKİ İŞLEM YAPTIRABİLİRİM?:alala:
2- Ben aracın onarımını kabul etmek istemiyorum çünkü onarılacak araca güvenemem,benzeri durumla karşı karşıya kalabilirim.
3-Aracın onarımını kabuletmezsem,firma da kabul etmezse hukuki işlem sonuçlanıncaya kadar araçsız mı kalacağım?
4-Üretici otomobil firması hatasını kabuledecek mi,aracı geri alıp ücreti ödeyecek mi,yada değiştirecek mi?
5-Üretici otomobil firması hatasını kabul etmezse ,Kasko yaptırdığım sigorta nasıl davranacak?
6-bu arada yedek araç alabilecekmiyim,kimden..
Saygılarımla...
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
Sayın Hukukçu dostlar,konuyla ilgili yorumu olan ya da yol gösterecek ,yardımcı fikir üreten olmayacak mı? Zamanım daralıyor...
Saygılarımla...
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
1)Açabilirsin.Ancak kazanamayabilirsin.
2)Bencede
3)Size araba tahsis etmeyi teklif etmezlerse, muhtemelen.
4)Bu soruya ancak firma cevap verebilir
5)Bu soruyada ancak kasko cevap verebilir
6)Size kim araç tahsis etmek istediğini söylerse ondan.
Arkadaşım öncelikle geçmiş olsun.Gerçekten ortada bir mağduriyetin var.Bu kadar geniş boyutlu ve dava açsan belkide aylarca sürecek, işin içine bilir kişi raporları vb girecek bir durumda sana ancak bukadar cevap verilebilir.Ben senin yerinde olsam garanti dolmamış olsa dava açardım ancak aracın garantisi dolmuş(ha 27 ay ha 57 ay ha 24 ay 1 gün farketmez araca artık fabrikasıda satan yerde garanti vermiyor).Dava açıp birde kaybedersen hepten mağdur ve maddi kayıpla ayrılacaksın bu işten.O yüzden aracı yapıldıktan sonra satıp yeni bir araç alman zararın neresinden dönersen kardır gibi gözükmekte.Tabiki sen eğer işin peşini bırakmıycam gerekirse bir araba parası daha harcarım bu iş işin diyorsan sen bilirsin.İstersen bir avukatla detaylarını yüz yüzede görüşebilirsin çünkü olay baya geniş boyutlu.Geçmiş olsun.
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
Toplumun duyarsızlığı,haksızlıklara rıza göstermesi ,ses çıkarmaması beni çok üzüyor.Türkiye de tüketiciler haklarını koruyamıyor,kimse de destek olmuyor.Hukuk mücadelesi aylar yıllar sürüyor .Ama çoğu zaman Hakkından ve davasından eğer vazgecilmez ise, Hak yerini buluyor.Ama yıldıkça bu dürüst olmayan satıcının ekmeğine bal sürüyor.Daha büyük bir cesaretle kalitesiz,norm dışı hatta zararlı malları piyasaya sürerek bir daha bir daha piyasaya vatandaşı aldatıyor,satıyor ve vatandaşın canını yakıyor,parasını hortumluyor.Demokratik ülkelerde tüketici hakları ,en önemsenen ve kayrılan demokratik haktır.Ama bu ülkelerde vatandaş ta hakkını aramasını biliyor...Ben de hakkımı arayacağım ...Bu olay beni Canımdan,malımdan edebileceği gibi,başkalarının canına ve malına da kastedebilirdi...Bir öğretmen olarak ta öğrencilerinize ve halka demokratik hak aramayı öğretmeniz ve yönlendirmenizgerektiği düşüncesindeyim..Sayın sağduyulu hukukçuların da benim gibi düşünerek yönlendireceğine inanıyorum...Saygılarımla..
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
4077 s kanun 4 maddesi ayıplı malı tanımlarken ve ayıpı tüketici 30 gün içinde satıcıya bildirmekle yükümlü oldugu ve ayıplı maldada daha uzun bir garanti süresi verilmemişse teslimden itibaren 2 yıl oldugu ancak satıcının hilesi veya agır kusuru varsa yanı ayıplar bunu kapsıyorsa satıcı 2 yıllık süreden faydalanamaz yanı bu durumlarda sorumlugu devam eder(1) burda alıcıya yasa dört seçim hakkı tanımıştır bedelin iadesini içeren sözleşmeden dönme, ayıpsız misliyle degişirme, ayıp oranında bedel indirimi veyaücretsiz onarım gibi bu haklardan hangisini kullanırsa başında kullanmalı sonradan başka bır hakka kullanılamaz yanı bunu kullanma inşaai hak olup kullanmakla son buldugundan bundan rücü edemez/dönemez(2) örnek bir karar ...ödedigi bedelin iadesi için açılan davada yargıtay 13 hd.si tüketicinin 4077/4 göre baştan itibaren aracın iade ile ödedigi bedelin tahsilini istediginden bu yönde karar verilmesi gerektigi(3)
(1)HGK 2004/4-29-83 sayılı kararı
(2)13 hd 2004/8617-10239
(3)13 hd 2006/1452-5312 s kararı
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
Ben dost acı söyler mantığıyla daha fazla zarara uğramamanız için o şekilde bir yazı yazdım.Bunu sadece uğradığınız zararı tek taraflı düşünerek, demokratik hak arayamama yada toplumun hak aramadaki bilgisizliği, duyarsızlığı, haksızlıklara rıza göstermesi olarak yorumlamanız heralde canınızın bu olaya epey sıkıldığından olsa gerek.Ayrıca bahsettiğiniz aks kesme olayı hakkında araçlarla çok içli dışlı olduğum için bilgi sahibiyim.Evet aks kesme denilen olay genellikle ileri yaştaki araçlarda görülmekle beraber sert kullanım ve dış etkenlere bağlı olarakta arabalarda da karşılaşılabiliyor.Araştırırsanız böyle olduğunu göreceksiniz.Sorulara her türlü cevaplar gelecektir.Cevabımı beğenmediğiniz için işi mesleki yergilere getirmeniz hiç hoş değil.İstediğiniz firmayı istediğiniz şekilde şikayet ediniz.Kolay gelsin.
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
Hocam,
Benim kesinlikle sizi yermek gibi kastım yok.Sadece yılgınlık ve korkuyla hakkından vazgeçenlere ,demokratik haklara sahip çıkılmayışına ,bundan da haksızların nemalanışınına ,suskunluğa isyanım olarak değerlendirin lütfen..Artı bir öğretmen olarak toplumu bilinçlendirme görevinizin olduğunu düşünüyorum.14000 klm de bir aracın düz yolda karşılaştığı aks kesmeyi değerlendirin lütfen.Kasis yok ,viraj yok,çukur yok çarpma yok...2 yıllık araç...Ben de,makinalarla,motorlarla haşir neşir olan 35 yıllık teknik elemanım..
Saygılarımla...
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
14000km çok azmış.Çok yeni bir araç.Fabrika hatası gibi gerçekten.Aldığınız firmayla bir görüşseniz, ancak onlarda garanti bitmiş diyip için içinden çıkarlar gibi geliyo bana.Size samimi olarak hak vermekle birlikte hukuki olarak biraz zor gözüken bir durum.Çok kıymetlı avukat arkadaşlarda fikirlerini paylaşırlarsa belkide daha yararlı olacak.Çünkü ağır kusur durumlarında garanti süresi dolsa dahi tüketicinin lehine kararlar çıktığını biliyoruz.Gelişmeleri yazarsanız belkide isyan ettiğiniz durumlar daha da azalacak ve sizin davanız bir örnek dava olacaktır kendi davalarını ümitsiz düşünenlere.Kolay gelsin.Saygılar.
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
Bu sitenin amaçlarından birinin,yetkin yada benzer konularda tecrube geçirmiş olanların vatandaşı aydınlatmak olduğunu düşünüyorum.VeAmaç paylaşmak, daha sonra da benzer sorunları yaşayanların, parasızlıktan hukuki yardım alamayanların ya da dava öncesi ön araştırma yapanların bu forumlardan yararlanmasını sağlamak değil midir?.Benim de amacım ve talebim, olayın hukuki ve sigortacılık yönünden yetkin kişilerce değerlendirilmesi ve yönlendirilmesiydi.Teknik olarak araştırdım.Benim makinalarla ilgili eksperlik ve tecrubemi katarak ,Farklı araç markalarının teknik servislerinden de araştırdım.Hepsi çok olağan dışı diyor.Bir servis 20 yılda 2 defa yaşlı bakımsız otomobilde rastlamış.Kaldı ki AKSIN kırılma ve kopma şekli açıklık getirebileceği hibi,cok ileri araştırmalarda torsiyon ,malzeme analizi,metal analizleriyle de açıklık getirilebilir.27 ayda 14000 klm aracın kullanım şekli hakkında nispi bilgi verir sanırım.Kaldı ki Kasis ,viraj ,çukur olmayan düz bir yolda nasıl bir sert sert kullanım aks kırılmalarına yol açabilir ki? Bu doğru bir mantık olsaydı Türkiye'de Aksı kırılmayan araç kalmazdı.Bakın Sn. üye Abdülalim beyin yukarıda ki mailine,tüketici yasası ve de yargıtay ictihat karaları örnrkleme ve bilgilendirmesine.İşte benim böylesi hukuki ve de sigortacılık bilgi,yardım ve yönlendirmelerinine ihtiyacım var.Saygılarımla...
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
Sitenin amacı düşündüğünüz gibi maddi imkasızlıklardan hukuki yardım alamayanlara yardım etmek değil, hukuki bilgi paylaşımında bulunmaktır.
Öte yandan ülkemizde tazminat hukuku düşündüğünüz derecede gelişmiş olmayıp yalnızca reel zararlarınızı karşılayabileceğiz ölçüde tazminat alabilirsiniz. Yani ölümden döndüm bu nedenle tazminat istiyorum diyemiyorsunuz.
Onarımı kabul etmiyorum demeniz birşey değiştirmeyecektir. Aracınızı yetkili serviste onarttırıp alacaksınız ve bedelini kasko ödeyecek. Kasko sözleşmenize göre onarım boyunca kaskonuz size geçici bir araç tahsis edebilir.
Bunlardan öte hak iddialarınız için bir beklentiye girmeniz doğru değil. Geçmiş olsun.
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
Sayın üyemiz Hakkarili Arzuhalci gerçi gereken cavabı vermiş ancak tamamen gönüllü ve iyiniyetli hukuki paylaşımlar yapılan bir ortamda birde ileti seçmeniz ve beklediğiniz iletileri tarif etmeniz gibi bir durum söz konusu değildir.Sonuçta burası bir paylaşım platformu ve kişiye özel sayfalardan ibaret değil.Sorulan bir soru ve verilen cevaplar sadece soruyu sorana değil benzer durumlar için hukuki fikir edinmek isteyen bütün üyelere ulaşmakta ve elbette herkes iletilerdeki fikirleri okuyarak farklı görüşlere sahip olmaktadır.Herkese iyi forumlar.
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
Arkadaşlar sorun aracın onarımı değil ki. "Arac onarılsın sigorta sorumlu olana rücu etsin , sorumlu 2. şahıs yok ise kullanıcı hatasıysa kaskom delinsin " Teslimiyetçi imantıkla işin içinden sıyrılabilirdim.Çözüm mü? Bu kazadan kurtuldum,Allahıma şükür kimse de zarar görmedi.Ya Fabrikasyon\üretim hatasıysa ve 3-5 gün, yada 3-5 ay ya da 3-5 yıl sonra benzeri müeesir bir kaza olur da kendim ve de başkalarının hayatına mal olursa.. Peki çürük çarık onlarca milyarlık araçlar piyasaya sürülüyor da vatandaşın canına ve malına kastediliyorsa...Ben yandım başkaları da mı yansın diyeceğiz? Bunları sineye mi çekeceğiz?
Arkadaşlar,Sn. Bill187, Sn. Hakkarili Arzuhalci ; Bu forma katılan,yorum da bulunan bütün dostlara peşinen teşekkürler.Cesurca fikir beyan edenler,fikir paylaşımını ve demokratik tartışma kültürünü de sergilemektedirler.Elbette yetkin olunan konuda fikir beyanıyla ,vatandaşın daha doğru yönlendirilmesi gerektiğinin daha doğru olacağı da inancındayım.Ben bu siteninin hukuki\sosyal paylaşım sitesi olduğunu yadsımıyorum ve bir önceki iletim de de net olarak bellirttim.Ancak haksıızlığa uğrayadıklarına inanların ya da hukuki bir sorunla karşılaşanların ,sitede ön araştırma yaptıkları farklı hukuki görüşler taradıkları da bir gerçektir. Elbetteki maddi imkansızlık nedeniyle doğrudan hukuki yardım alamayanların bu siteden umar bekleyenler de çoğunluktadır.
Maddi delillerle ortaya konmayan ,aile ve toplumsal yaşantı ve hayat sıtandartını eksi yönde etkileyen ve ,kişiyi psikolojik olarak etkileyen durumlarda Manevi Tazminat talep edilir.İspatı zordur ama vazgeçilemez, hukukumuzda vardır, hakimlerimce de kabul edilmekte ve karar bağlanmaktadır. Saygılarımla..
-
Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Uluslararası bir otomotiv devinin ürettiği\sattığı otomobilin sebebiyet verdiği bir kaza hikayesini anlatacağım. Yine bu firmanın tüketiciyi aptal yerine koyan , aldatıcı ve akıl almayan ifadesi ile kazazadenin hak aramasını caydırmaya çalışan tutumunu değerlendirmenize ve kamu vicdanına sunacağım.
200 yıllık bir şirket,
Dev bir Otomotiv üreticisi,
Uluslararası pazarda en çok otomobil sattığı 6. Ülke Türkiye,
Türkiye’de en çok otomobil satan 5. Firma( payı sıralamasında 5.)....
Peki bu otomotiv devi, büyüklüğüne Türkiyede kazandığına parelel olarak, tüketiciye karşı sorumluluğunu yerine getiriyor mu ,Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ve Hukuka,4077 sayılı yasaya uyuyor mu, saygı duyuyor mu , beyanameye uygun mal ve hizmet üretiyor mu,gereğini yerine getiriyor mu? Bence hayır,hatta bana göre “Türk tüketicisini Tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz “ olarak görüyor.
KAZA HİKAYESİ ve FİRMANIN TUTUMU (Cevabı)
Maltepe köprüsüne yaklaşık 200 m. kala E-5 karayolunda orta şeritte Göztepe istikametine giderken , önce ikaz lambaları yanmış araba bir anda sağa sola çekerek, savrularak dönmeye başlamış ve kavşak ayrımının betonlarına çarpma sonucu kaza meydana gelmiştir. Kazadan hemen sonra kaza mahalline gelen polis ekipi Alkollü olmadığımdan ve de yolda trafikte bir sorun olmadığından ,yine başka bir araç ile temasım olmadığı ve polis ekipi ile Firmanın asistan çekici ekibi ve de görüşüne başvurduğumuz teknik \yetkin kişiler ve ustalar, KAZANIN AKS KESMESİ SONUCU OLUŞTUĞUNU ifade etmişlerdir.Yine Kaza mahallinde ve araç üzerinde inceleme yapan SİGORTA EKSPERLERİ ve Servisinizin hazırladığı onarım faturasını inceleyen ve kaza anında gelen teknik \yetkin kişiler ve ustalarla, bilgisine başvurduğumuz çeşitli otomobil firmalarının teknik \yetkin kişiler ve ustaları, Kazanın AKS KESMESİ SONUCU OLUŞTUĞUNU , AKS KESMESİNİN ,SALINCAK KOPMASININ da , (faturada gösterilen hasarlı olduğu gerekçesiyle değiştirilen aksamın ) Malzeme hatasından , ya da üretim hatasından, ya da kazdan 2 ay önce Otomotiv yetkili servisinde yapılan alt bakım hatasından kaynaklanabileceğini ifade etmişlerdir.
Kaza sonrası çekici geldi ve aracı servise çekti.2 gün (c.tesi-Pazar arifesi) sonra servise davet edildim. Aks kırıldığını ,salıncak koptuğunu ve hasarın sigortam tarafımdan karşılanmasını önerdiler.
Yarın firmanın tutumunu arzedeceğim.Firmanın ismini de sonradan açıklayacağım.
Saygılarımla...
-
Cevap: Aracımın fabrikasyon arızası kazaya yol açarsa ne yapmalıyım?
TÜKETİCİ HAKLARI bölümünde konuyu ve gelişmeleri takip etmek isteyenler için,gelişmeler "Türk tüketicisi Tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?" başlığı altında foruma devam edilecek gelişmeler arz edilecektir.
Saygılarımla...
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Kaza sonrası çekici geldi ve aracı servise çekti.2 gün (c.tesi-Pazar arifesi) sonra servise davet edildim. Aks kırıldığını ,salıncak koptuğunu ve hasarın sigortam tarafımdan karşılanmasını önerdiler. Ben de reddettim ve servise ve firmanın genel müdürlüğüne bir dilekçe vererek aks\salıncak kırılma ve kaza sebebini teknik tesbitini istedim.(Tesbitin genel merkeze bağlı teknik ekipçe yapılacağını servis belirttiler.) Şifaen ve dilekçemle yukardaki yetkin kişilerin görüşünü ileterek ;ayrıca Alkollü olmadığımdan ve de yolda trafikte bir sorun olmadığından ,yine başka bir araç ile temasım olmadığı için ve de VİRAJSIZ , KASİS,ÇUKUR YA DA MOLOZ V.S. BULUNMAYAN ASFALT YOLDA, AKS KESME ve SALINCAK KOPMASI SONUCU KAZA OLDUĞUNU, durumun sigortayla ilintili olmadığını söyledim. Her şeyden önce Araçta malzeme ya da fabrikasyon ya da bakım hatası olmadığının bellirlenmesini ,ve araçlarına binebilmem için GÜVENİLİR olduğuna inandımaları ve teminat vermeleri gerektiğini ilettim. Ardından da genel müdürlük çağrı merkezlerini telefonla arayarak ve maille itiraz ve dileğimi tekrarladım.Beş gün sonra “Yapılan teknik incelemeler neticesinde seyir halinde hiçbir darbe görmeden salıncağın kopması mümkün görülmemiştir” şeklinde İnandırıcı olmayan , Tekniğe aykırı ve gerçeğe aykırı bir cevap geldi. Sözüm ona inceleme yapılmış ,şöyle bir bakıp geçmişler,müşteriyi nasıl vazgeçiririz,aldatırız için 5 gün kafa yormuşlar…
1-Aracın beyin çıktısını istedik,YOK!
2-Malzeme analizi yapılmış mı istedik ,YOK!
3-Kırılan parçalarda çarpma ya da darbe izi var mı (gösterebilirmisiniz ya da fotoğrafı var mı),YOK!
4-Kaza yerinde viraj, kasis, çukur , moloz ya da benzeri çarpacak bir mazlzeme var mı,YOK! (Otomotiv firmasının teknik servis asistan \çekici ekipi aracımı kaza yerinde incelediklerinde, servise çektiklerinde; kaza şeklini ve fiziki kaza yerini çekti ve durumu gördü.)
5-Teknik Raporu verir misiniz,Hayır ve YOK!
6-Kazadan önce otomotiv firmasının teknik servisinin yaptığı kapsamlı bakım ve alt bakımın kazaya etkisi var mı,araştırıldı mı,HAYIR!
ALLAH AŞKINA BÖYLE BİR TEKNİK İNCELEME OLUR MU? TEKNİĞE VE GERÇEĞE AYKIRI AKILDIŞI BÖYLE BİR CEVAP SİZE İNANDIRICI GELDİ Mİ? DEMOKRATİK BİR ÜLKEDE TÜKETİCİ GÜVENLİĞNİ HİÇE SAYAN BÖYLESİNE BİR TUTUM DOĞRU MU?
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Kaza anında ve daha öncesi kazaya sebebiyet verecek hiç bir darbe, çarpma olmadığını ,aracım seyir halindeyken VİRAJSIZ , KASİS,ÇUKUR YA DA MOLOZ V.S. BULUNMAYAN ASFALT YOLDA, AKS KESME ve SALINCAK KOPMASININ KAZAYA SEBEBİYET VERDİĞİNİ,Araça öylesine bakıldığını gerekli teknik incelemelerin yapılmadığını bellirterek tekrar iitiraz ettim. Kaza yerinin fiziki koşullarını zaten biliyorlardı. (zaten kaza anında çağrılan Otomotiv firmasının teknik servis asistan \çekici ekipi aracımı kaza yerinde incelediklerinde, servise çektiklerinde; kaza şeklini ve fiziki kaza yerini ve durumu görmüştü.)
Buna rağmen böylesine akıl almaz gerçek dışı bir açıklama ile beni aldatmaya,hukuki sorumluluktan kurtulmaya çalışıyorlardı. Ben de Daha önceki forumda yazdığım\ belirlediğim eksik incelemenin tamamlanmasını ve gerekli teknik verileri talep ettim. Gerçeğe uygun ve inandırıcı bir açıklama yapılmazsa kamu oyunun takdir ve bilgisine sunacağımı ve hukuki yolla hak arayacağımı bellirttim. Onlarca yazılı ,sözlü ve maille bu itirazımı ve taleplerimi tekrarladım.
Tekrar genel merkez ekipince Teknik inceleme yapılacağı söylendi.Otomotiv Firmasının Genel Merkezi 6 gün sonra telefonla beni aradı.İncelemenin tamamlandığını görüşlerinin ilk tespitle aynı olduğu söylendi.Sadece aracın beyin çıktısı verildi ki orada da hiçbir arıza gözükmüyordu.Aslında yine hiçbir teknik inceleme yapılmamış,sadece bana ne söyleyecekleri ve hukuki sorumluluktan sıyrılmanın ve aldatmanın yolları araştırılmıştı.Yine,
1-Malzeme analizi yapılmış mı ,YOK!
2-Kırılan parçalarda çarpma ya da darbe izi var mı (gösterebilirmisiniz ya da fotoğrafı var mı),YOK!
3-Kaza yerinde viraj, kasis, çukur , moloz ya da benzeri çarpacak bir mazlzeme var mı,YOK! 4-Teknik Raporu verir misiniz,Hayır ve YOK!
5-Kazadan önce otomotiv firmasının teknik servisinin yaptığı kapsamlı bakım ve alt bakımın kazaya etkisi var mı,araştırıldı mı,HAYIR! ,
Daha önce belirlediğmiz ve talep ettiğimiz sorguladığımız sorulara cevap verilmediği gibi, yapılması gerekli eksik incelemeler tamamlanmamış,başkaca hiçbir teknik veri,analiz raporu ve mantıklı izahat yoktu.Israrlarımıza rağmen Teknik raporda verilmedi.
Ben yine aynı gerekçelerle, yukardaki soruların cevabını ve belgelerini isteyerek tekrar itiraz ettim. Ayrıca Farklı Otomotiv firmalarının Teknik servislerinde araştırma yaptığımı,onarım faturasını ve kazayı anlattığım yetkin kişi ve ustaların ;olağan dışı bir durum, Malzeme hatasından , ya da üretim hatasından, ya da kazdan 2 ay önce yetkili servisinde yapılan alt bakım hatasından kaynaklanabileceğini söylediklerini bellirttim.Bir Servis 20 yılda 2 defa yaşlı ve bakımsız iki otomobilde Aks kırılma hadisesine rastlamış.Aracım 17000 Klm deolduğunu ve Kaza yeri Maltepe E-5 Karayolunda orta şeritte viraj, çukur,kasis ,moloz v.b. alttan ya da başka yerden araca çarpacak hiçbir malzeme olmadığını ,kaza öncesi kesinlikle kasise girmediğimi,asfalt haricinde yolda seyretmediğimi,evimin kapalı garajın da ve düzgün yerlerde park ettiğimi,Kazadan önce Hiçbir şekilde lastikten yada tampondan çarpma ya da darbe de olmadığını ifade ederek;
Otomotiv firmasınca Kaza sebebiyle ilgili yeterli bir açıklık getirilmemesi ve sorumluluğunu üstlenmemesi ,Gerçek teknik raporun bize verilmemesi ,müşteriyi aldatmaya yönelik bahane uydurması durumunda ve mağduriyetimizi gidermemesi halinde; öncelikle kazanın sebepleri ,hikayesi ve cevaplarınız sosyal paylaşım sitelerinde ve basında paylaşılacağımı ve bilahare Sanayi Bakanlığı,Tüketici Dernekleri ,Tüketici Hakem Heyeti ve Tüketici Mahkemelerinde hak arama hakkımızı kullanacağımı sözlü,maille ve yazılı olarak bildirdim. Ayrıca bundan böyle bu tür arızalardan doğabilecek kazalardan ,mal ve kaybından şirketin sorumlu tutlacağını da belirttim.
Sigorta Eksperleride Firmanın açıklamalarını tekniğe ve gerçeğe aykırı bulmalarına rağmen,Sigortam benim dah fazla mağdur olmamam için aracı onarımını üstlendi. Hukuki hak arama hakkımız saklı kalmak kaydıyla ve araçsız olduğumdan onarımı kabul ettim. Ve araç onarıldı.Bu arada aracımla ilgili serviste teknik eğitim verildiğini öğrendim.
BÖYLE BİR TEKNİK İNCELEME OLUR MU? TEKNİĞE VE GERÇEĞE AYKIRI AKILDIŞI BÖYLE BİR CEVAP SİZE İNANDIRICI GELDİ Mİ? DEMOKRATİK BİR ÜLKEDE TÜKETİCİ GÜVENLİĞNİ HİÇE SAYAN BÖYLESİNE BİR TUTUM DOĞRU MU? Bu kazadan şans eseri kurtuldum, Allahıma şükür kimse de zarar görmedi.Ya Üretim hatası varsa , malzeme ya da bakım hatası yapıldıy sa?Ya da onarılmış otomobilim 3-5 ay ya da 3-5 ay sonra benzeri müessir başka bir kazay yol açar da mal ve can kaybına sebebiyet verirse? Sorun aracın sigorta kanalıyla onarımı değil ki. Kolaycılığa kaçarak bananeci ve Teslimiyetci mantıkla işin içinden sıyrılabilir , ”Otomobilim Sigorta aracılığıyla onarılsın "diyebilirdim.Bu çözüm mü? Peki Bu firma çürük onlarca milyarlık araçları piyasaya sürüyor da vatandaşın ve malına kastediyor sa,Bizi 3. dünya ülkesi kobay görüyor ve hiç bir sorumluluk üstlenmeden paracıkları haksız kazançla cepe indiriyor sa...Ben yandım başkaları da mı yansın diyeceğiz?
Bir sonraki forumumda Otomotiv firmasının adını açıklayacağım.
Saygılarımla...
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Hikayeye Sigortacı tutumu çok olumluydu..Kazanın 3. ayağı olan AXA SİGORTA ,Eksperleri ve dosya sorumlusu kazayı haber alıp onarım tamamlanıncaya kadar,modern bir sigortacılık gereğini yerine getirdiler.Sorumluluk örneği gösterdiler.Otomotiv Firması 2. defa sorumluluğu üstlenmeyince ; Otomotiv Firmasının görüş ve beyanını kabul etmemlerine ve tekniğe aykırı bulmalarına rağmen daha fazla mağdur olmamm adına onarımı üstlendiler.(ben Sigortanın kabulü halinde onarımı kabul edceğimi Otomotiv firmasına ve Axa sigortaya İletmiştim. Ki Sigorta Eksperi Kazanın üretim \malzeme hatası nedeniyle Aks kesilmesi sonucu meydene geldiğini ve ARACIN ONARIM MASRAFLARININ OTOMOTİV FİRMASINA RÜCU EDİLMESİNİ rapor etmişler.Gelişmeleri ben de merak ediyorum.
Saygılarımla..
Not:Bir sonraki forumda 4077 sayılı yasadan,ilgili yargıtay içtahat kararları ile Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesinden açıklayıp Otomotiv firmasının adını bilgilerinize sunacağım.
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Yukarda özetlediğim kazanın kahramanı (? )adını sonra açıklayacağım bu Otomobil Üreticisi \ Satıcısı, DAHA ÖNCE DE BANA AYIPLI MAL SATMIŞ, Tıpkı şimdiki gibi önce oyalama ,aldatmaya yönelik bir tutum izleyerek aracın ayıpını kabul etmemişti. 2006-2008 arasında 2 Yıl süren hukuk mücadelesinde TÜKETİCİ SORUNLARIN İL HAKEM HEYETİ,TÜKETİCİ MAHKEMESİ VE YARGITAY ONAYI İLE AYIPLI MALINI SIFIR OTOMOBİLLE DEĞİŞTİRMEK ZORUNDA kalmıştı. İşte kaza ya sebebiyet veren bu otomobil , maalesef o da GİZLİ AYIPLI MAL çıktı.
Sayın üyeler\okurlar düşünün , birinci el 2 yaşında (2ay önce kapsamlı servis bakımı yapılmış) 17000 Klm de bir otomobil asfalt yolda seyrederken, Aks kesilmesi \ salıncak kopması sonucu ölümcül bir kazaya yol açıyor.Allahtan şans eseri karşı yol fırlamıyor , arkadan gelen araçlar çarpmıyor ve sağında ve solunda araç olmadığı için çarpmıyor, can kaybı ve yaralanma da olmuyor. Otomobil firmasına bu olağan üstü aks kesmesinin\ salıncak kopmasının sebebi sruluyor,” seyir halinde hiçbir darbe görmeden salıncağın kopması mümkün görülmemiştir” deniyor.Yalan ,gerçek dışıtekniğe aykırı . Çünkü kapalı garajda konuçlanan bir bayan sürücü arabası,Çarpma ve darbe kesinlikle yok. Firmaya,Darbe,çarpma yok diyoruz itiraz ediyoruz,yolun fiziksel yapısını siz de gördünüz biliyorsunuz ,kırılan aksamda çarpma ve darbe izi var mı,teknik bir veri var mı ?,diye soruyoruz. Cevap yok, verilecek cevapları yok. Müşteri güvenliği umurlarında değil.Oyala,aldat tutarsa tutar ,yutarsa yutar,ya da uğraşmaz uğraşamaz,hak aramaz vaz geçer.Türkiyede ki tüketicileri, tüketici bilincinden yoksun ,yıllar süren davalar nedeniyle hukuka başvurmaktan korkan, kaçınan bıtkın , yılgın insanlar olarak görüyorlar herhalde..Acaba 3. dünya vatandaşı gibi mi görüyorlar bizi?
Bu olay Amerika da (USA) da olsa Avrupa da tüketici bilincinden kamu oyu baskısından korkarlar,böyle davranamazlar. Firma böyle saçma sapan gerekçe uydurmaya kalksa ve tüketicinin hakkını gaspetmeye kalksa; Kamu oyunda,hukuta mahkum olurlar,çok ciddi yaptırımlarla maddi ve manevi tazminatla karşı karşıya kalırlar.
SİZ OLSANIZ NE YAPARSINIZ? SİGORTA HASARI ONARDI ,BOŞVER DEYİP VAZGEÇER MİSİNİZ? SİZCE NA YAPMALIYIM?
SAYGILARIMLA..
Not: Bir sonraki forumda 4077 sayılı yasadan,ilgili yargıtay içtahat kararları ile Tüketici Hakları Evrensel Beyannamesinden açıklayıp Otomotiv firmasının adını bilgilerinize sunacağım
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Değerli üye ve okurlar,
"Aracımın boyaları dökülüyor" konulu forumunda ,daha önce bana satılan AYIPLI OTOMOBİLİN nasıl değiştirildiğini ve izlediğim yolu anlattım. Adnan Kahveci'ler.....Kıvırcık Ali'ler... gitti .(Bugün Trafik terörüne kurban verdik) . Acaba sadece sürücü mü hatalıydı? Kullanılan aracta,yolda,uyarı levhalarında eksiklik var mıydı? Sorgulanıyor mu? Her kazada, hemen önyargılı "sürücü Hatası" olarak kazaya yaklaşılmıyor mu? Hele bir de sürücü vefat etmiş se.."hızlıydı,dikkatsizdi,alkollüydü.." paftası hemen yapıştırılıveriyor.Nasılsa kendilerini savunamıyorlar. Başkaca kusur-kusurlu var mı ,araştırılıyor mu?
İşte benim mücadele sebebim bu... Seyir halinde aks kesmesinin\ salıncak kopmasının sebebi ne? Üretim ya da bakım ya da Fabrikasyon arızası değil de ne? Bana satılan otomobil maddi zararın ötesinde can kaybına yol açabilirdi.Hala güvenmiyorum, korkuyorum benzeri kazaya yol açabilir diye?
Ayıplı alınan ,yeterince yararlanılamıyan ya da bozulan her maldan kaybeden sadece Alıcı\mağdur değil ki, milyonlarca lira döviz yurtdışına akıyor ,ülkemizin \vatandaşın cebinden gidiyor.(ülke içinde üretilse bile kullanılan energi-hammade nedenile). Suskunluğumuzu sürdürerek,mal ve can kaybıyla ülkenmizin kan kaybetmesine dur demiyecek miyiz?
Saygılarımla..
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Sn. Hukukçu üyeler,
Bana ayıplı (ithal) otomobil satan ,Fransız Otomobil üreticisinin adını açıklamam, deşifre etmem hukuki açıdan sakıncalı mıdır? Mecbur kalmam halinde açılacak dava için sakınca doğurur mu? Haklı iken haksız konuma düşmek istemiyorum.Konuyla ilgili aydınlatırsanız ve forumla ilgili yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
Bir de okuyucuların "Kardeşim, sıfır bir otomobil aldın ayıplı mal çıktı 2 yıl uğraştın kabul ettirdin. Peki neden 2. defa aldın?" sualini duyar gibiyim.Çünkü kendi kendime de defaeten sordum.Mecburiyetten arkadaşlar.Çünkü Ayılı mal ile ilgili 3 talebin olabilir: 1- değiştirme, 2-iade ve parasın alma, 3-oanarım..Ben ilk aldığım otomobilin ayıplı olduğunu idia ettiğimde buünkü gibi kabul etmediler.onarımla gidermeye ve beni oyalamaya çalıştılar.Arıza sayısı üçü aşınca,ben AYIPLI OTOMOBİL idiamda ısrar ettim.Değişim talep ettim.Otomobil üreticisi de yine oyalama ,aldatma ve zaman geçirmeye yönelik tutum sergileyince aşağıda özetlediğim hak arama yöntemleriyleTüketici Mahkemesinde Değişim seçeneğinde ısrar etmek durumunda kaldım.İşte ilk ayıplı otomobil için verdiğim Hak arama özeti:
1- Önce Firmaya (Üretici ve servise) telefon ve maillerle müracactta bulundum.
2-Onarım kabul etmeyeceğimi vurguladım.
3-Oyalanınca Tüketici Hakları Hakem heyetine müracaat ettim.bilirkişi tesbit yaptı.Hakem geyetine "ONARIM HAKKINI KULLANMIŞTIR " diye savunma yaptılar.Ben arızanın devam ettiğini ARACIN EKONOMİK DEĞERİNİ KAYBETTİĞİNİ" bellirttim.
4-Tüketici Hakları Hakem Heyeti ARAÇ DEĞİŞİMİNE KARAR verdi.Üretici yine oyaladı .Ardından Tüketici Hakları Hakem Heyeti kararları bizi bağlamaz dediiler.
5-Tüketici mahkemesine başvurdum.Üretici ve satıcı avkatları arıza doğaldır, "ONARIM HAKKINI KULLANMIŞTIR " diye savunma yaptılar,Mahkeme İTÜ'den bilirkişilernie tesbit yaptırıldı."ARACIN EKONOMİK DEĞERİNİ KAYBETTİĞİ" " ARACIN GİZLİ AYIPLI OLDUĞU" bilirkişi raporu verildi.
6-Mahkeme " ARACIN GİZLİ AYIPLI OLDUĞU ve DEĞİŞTİRİLMESiNE" karar verdi.
7-Önce oyaladılar sonra Temyize gittiler.
8-Yargıtay " ARACIN GİZLİ AYIPLI OLDUĞU ve DEĞİŞTİRİLMESi" mahkeme kararını onayladı
9-Yine oyaladılar.Ben İcraya gideceğim uyarısını yapınca ,Pazarlığa oturduk ve Ayıplı aracı değiştirdiler.
Bu mücadele devam ederken ben yalnız ,karşımda ise 2 hukuk bürosu(Üretici ve satıcının bir avukat ordusu) vardı.Çok yorulduk ,çok yıprandık.(Sadece Yargıtayda ki davaya gönüllü bir avkatım bizimle birlikte katıldı,orda da idia ve savunmayı kendimiz yaptık.)
Ama maalesef değişen aracın 2 yıl sonra " ARACIN GİZLİ AYIPLI OLDUĞU" nu anladım neredeyse canımızdan oluyorduk.Şimdi onunla ilgili Kamu vicdanına başvurdum.
Kızgınım,Ama tekrar bu soluklu yola girmeden firmanın sağduylu davaranarak hatasını kabul etmesini ve doğruyu kabul etmesini,Kamu oyu desteğini bekliyorum...
Saygılarımla..
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Değerli Üyeler\okuyucular,
Günlerdir Bana satılan GİZLİ AYIPLI ithal otomobilin,nasıl kazaya yol açtığını hayatımı tehlikeye attığını ve üretici\satıcı Uluslararası Otomotiv devinin,Üretim ya da malzema ya da işçilik hatasını görmemezlikten gelerek tüketici hak ve güvenliğni hiçe sayarak beni aldatmaya sindirmeye çalıştığını yukarıdaki forumlarda arzettim.Türkiye'de devlet-tüketici-Kamuoyu bu haksızlıklar karşısında yetersiz,sessizve çaresiz kalırken ;Medeni ,demokratik ülkelerde ön planda tutulan Tüketici hakları ile ilgili Devlet-Üretici\Satıcı ve tüketici ile ilgili nasıl koruyucu politikalar ürettiğini ,Evrensel kural ve yasa olarak benimsediğini aşağıda arzediyorum.
Özellikle 7.8. ve 9. maddelere ..( FİZİKİ GÜVENLİK ) dikkat edelim,lütfen!..
Saygılarımla...
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TÜKETİCİ HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ
I. Hedefler
Madde l:
Bütün ülkelerdeki, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki, tüketicilerin mefaatlerini ve ihtiyaçlarını gözönüne alarak, tüketicilerin çoğu zaman ekonomik şartlar,eğitim seviyeleri ve pazarlık gücü yönünden dengesizliklerle karşılaştıklarının idrakinde olarak; ve adil, tarafsız ve idame ettirilebilecek ekonomik ve sosyal bir gelişmeyi teşvik etmenin önemi kadar, tüketicilerin zararlı olmayan ürünlere erişme haklarına sahip olması gerektiği düşüncesi ile, tüketicinin korunmasına ilişkin temel esaslar aşağıdaki şu hedefleri ihtiva eder:
a) Ülkelere, halklarına, tüketici olarak yeterli korumayı sağlamak ve idame ettirmek yönünde yardımcı olmak,
b) Tüketicilerin ihtiyaçlarına ve isteklerine cevap verecek üretim ve dağıtım şekillerini kolaylaştırmak,
c) Malların üretimi ve dağıtımı ve tüketicilere hizmet vermekle iştigal edenler için yüksek ahlaki davranış seviyesini teşvik etmek,
d) Tüketicileri olumsuz yönde etkileyen ulusal ve uluslararası düzeyde faaliyette bulunan bütün teşebbüslerin iş yolsuzluklarına mani olmak için ülkelere yardımcı olmak,
e) Bağımsız tüketici gruplarının gelişmesini kolaylaştırmak,
f) Tüketiciyi koruma alanında uluslararası işbirliğini kolaylaştırmak,
g) Tüketiciye daha düşük fiyatlarla daha çok seçenek temin edecek pazar şartlarının gelişmesini teşvik etmek.
II. Genel İlkeler
Madde 2:
Hükümetler, aşağıda belirtilen ilkeleri gözönünde tutarak güçlü bir tüketiciyi koruma politikası geliştirip, kuvvetlendirmeli veya idame ettirmelidir. Bunu yaparken her hükümet, tüketicilerin korunması ve sosyal şartları ile halkının ihtiyaçları doğrultusunda ve önerilen tedbirlerin bedelini ve yararlarını idrak etmiş olarak kendi önceliklerini tayin etmelidirler.
Madde 3:
Tüketicilerin karşılanması istenilen yasal ihtiyaçları şunlardır:
a) Tüketicilerin kendi sağlık ve güvenliklerine karşı tehlikelerden korunması,
b) Tüketicilerin ekonomik menfaatlerinin geliştirilmesi ve korunması,
c) Tüketicilere, kendi ferdi istek ve ihtiyaçlarına göre bilinçli seçim imkanı sağlamak için yeterli bilgilere erişim sağlanması,
d) Tüketici eğitimi,
e) Etkili bir hata telafi merciinin tüketicilere temini,
f) Tüketici ve diğer ilgili grup ve kuruluşların oluşturulması özgürlüğü ve bu gibi kuruluşların kendilerini etkileyen karar verme işlemlerinde kendi görüşlerini ortaya koyma fırsatı.
Madde 4:
Hükümetler, tüketiciyi koruma politikalarını geliştirmek, uygulamak, kontrol etmek için yeterli bir altyapı temin etmeli ve idame ettirmelidir. Tüketiciyi koruma tedbirlerinin, nüfusun tüm bölümlerinin, bilhassa kırsal.nüfusun menfaatleri için uygulanmasını sağlamak için özel çaba harcanmalıdır.
Madde 5:
Bütün teşebbüsler, sınırları içinde iş yaptıkları ülkelerin ilgili kanun ve kurallarına uymalıdırlar. Ayrıca sözkonusu ülkenin yetkili kişilerince kabul edilmiş bulunan uluslararası koruma standartlarının uygun hükümlerine itaat etmelidirler.
Madde 6:
Tüketiciyi koruma politikası geliştirilirken araştırma yapan üniversiteler ile özel ve kamu teşebbüslerinin olumlu rolünün potansiyeli gözönünde bulundurulmalıdır.
III. Esaslar
Madde 5:
Aşağıdaki esaslar hem mahalli olarak üretilen mal ve hizmetlere, hem de ithat edilenlere uygulanmalıdır.
Madde 6:
Tüketiciyi korumak için herhangi bir usul veya kural tatbik edilirken bunların uluslararası ticarete engel teşkil etmemesine ve uluslararası ticaret taahhütleri ile uyumlu olmalarını temin etmek için gerekli özem gösterilmelidir.
(Bu esaslardan ülkemiz için öncelikli olanlar aşağıdadır.
A- FİZİKİ GÜVENLİK:
Madde 7:
İmalatçıların ürettiği malların öngörülen veya tahmini normal kullanım süreleri boyunca güvenli olmalarını sağlamak için uygun politikalar temin edilmelidir.
Malları pazara getirnıekle yükümlü olanlar, bilhassa müteahhitler, ihraç ve ithal edenler, perakendeciler ve benzerleri (bunlar bundan böyle dağıtımcılar olarak anılacaktır) bu malların uygunsuz muamele veya depolama sonucunda güvenli olmayan bir hale gelmiş olmamasına ve bu mallar kendi gözetimleri altında iken uygunsuz muamele veya depolama sebebiyle güvenli olmayan bir hale gelmemelerini sağlamalıdırlar. Tüketiciler malların usulüne uygun kullanımı hususunda uyarılmalı ve öngörülen veya tahmini kullanım sürelerince içerebilecekleri tehlikeler bildirilmelidir. Önemli güvenlik bilgileri mümkün olan her yerde tüketiciye uluslararası anlaşılabilen semboller vasıtasıyla aktarılmalıdır.
Madde 8:
İmalatçıların veya dağıtımcıların, ürünlerin pazara çıkartılmasından sonra, daha önce farkedilmeyen tehlikelerin farkına varıldığında, ilgili yetkilileri ve gerekirse halkı, vakit geçirmeden haberdar etmeleri uygun politikalarla temin edilmelidir. Hükümetler de, tüketicilerin bu gibi tehlikeler hakkında uygun şekilde haberdar edilmelerini temin için yollar araştırmalıdır.
Madde 9:
Hükümetler gerektiğinde, bir ürünün ciddi bir şekilde hatalı olduğu veya usulünce kullanıldığı takdirde dahi külliyetli ve şiddetli bir tehlike arzettiği tespit edilirse, imalatçıların veya dağıtımcıların o malı geri almasını ve değiştirmesini veya ta’dil etmesini veya yerine başka bir ürün vermesini ve bunları makul bir zaman içinde yapması kabil değilse, tüketicinin yeterli şekilde tazminini sağlayacak politikaları benimsemelidirler.
B-TÜKETİCİLERİN EKONOMİK ÇIKARLARININ İYİLEŞTİRİLMESİ VE KORUNMASI
Madde 10:
Hükümetler, mal ve hizmetlerin temini ile ilgili imalatçılar, dağıtımcılar ve diğerlerinin yürürlükteki kanunlara ve zorunlu standartlara uymalarını sağlamak sııretiyle tüketicilerin ekonomik çıkarlarına aykırı olan icraatları önleme gayretlerini arttırmalıdırlar. Tüketici kuruluşları, gıdaların katkı maddeleri ile saflıklarının bozulması, pazarlama sırasında yanlış veya yanıltıcı beyanlarda bulunulması gibi hileli uygulamaları izlemeleri için teşvik edilmelidirler.
Madde 11:
Hükümetler, malların makul dayanıklılık, kullanışlılık ve güvenirlilik ve kullanım maksatlarına uygunluk gereklerinin yerine getirildiğini gözetmeleri mecburiyetini açıklayan politikaları geliştirmeli veya idame ettirmelidirler. Benzer politikalar hizmetlerin temini için de uygulanmalıdır.
Madde 12:
Hükümetler, tüketicilere en çok ürün ve hizmet seçeneğinin en düşük fiyatlarla temini için adil ve etkin bir rekabeti teşvik etmelidirler.
Madde 13:
Hükümetler, gereken hallerde, imalatçıların veya perakendecilerin güvenilir ve satış sonrası hizmeti ve yedek parçaları yeterli bir şekilde temin etmelerini sağlamalıdırlar.
Madde 14:
Tüketiciler, tek taraflı standart sözleşmeler ve sözlesmeler icinde temel hakların bulunmaması sibi sözleşme yolsuzluklarına ve satıcıların vicdana aykırı kredi şartları uygulamalarına karşı korunmalıdırlar.
Madde 15:
Satış yükseltici pazarlama ve satış faaliyetleri tüketicilere adil muamele edilmesi prensibi ile yönlendirilmeli ve hukuki gereksinimlere uymalıdır. Bu tüketicilerin bilinçli ve de verilen bilgilerin doğru olması gereklerini sağlayacak tedbirleri içerir.
Madde 16:
Hükümetler, tüketici mallarının her yönü hakkında doğru bilgilerin serbest akışına tüm ilgililerin iştiraklerini teşvik etmelidirler.
Madde 17:
Hükümetler, kendi milli bünyeri içinde ve tüketici kuruluşları ile işbirliği yaparak, tüketicilerin yeteri korunması için pazarlama ve diğer iş faaliyetlerinde kuralların belirlenmesini ve uygulanmasını teşvik etmelidir.
Madde 18:
Hükümetler muntazaman ölçüler ve ayarlar ile ilgili kanunları gözden geçirmeli ve bu kanunların infaz mekanizmasının yeterliliğini değerlendirmelidir.
C- TÜKETİCİ MALLARI VE HİZMETLERİNİN GÜVENLİK VE KALİTESİ İÇİN STANDARTLAR
Madde 19:
Hükümetler, temel tüketim malları ve hizmetlerinin güvenlik, kalite ve performanslarını testlere tabi tutarak sınayabilecek ve belgeleyecek tesislerin mevcudiyetini teşvik ve temin etmelidirler.
B-
E- TÜKETİCİLERE TAZMİN İMKANI SAĞLAMA TEDBİRLERİ
Madde 20:
Hükümetler, tüketicilerin veya uygun olduğu takdirde ilgili kuruluşların süratli, adil, ucuz ve ulaşılabilir resmi veya gayri resmi usullerle tazmin edilmeleri imkanını sağlayacak hukuki veya idare tedbirleri tesis ve idame ettirmelidir. Bu gibi usuller özellikle düşük gelirli tüketicilerin ihtiyaçlarını gözönüne almalıdır.
Madde 21:
Hükümetler, tüketici uyuşmazlıklarını adil, süratli ve gayri resmi yoldan çözebilecek teşebbüsleri teşvik etmeli ve tüketicilere danışmanlık hizmetleri ve gayri resmi şikayet usulleri hakkında yardımcı olacak gönüllü mekanizmaları tesis etmelidir.
Madde 22:
Mevcut tazmin şekilleri ve diğer uyuşmazlık çözme usulleri hakkındaki bilgiler tüketiciye sunulmalıdır.
F - EĞİTİM VE BİLGİ PROGRAMLARI
Madde 23:
Hükümetler, ilgili halkın kültürel geleneklerini de gözönüne alarak, genel tüketici eğitim ve bilinçlendirme programlarının geliştirilmesini sağlamalı veya teşvik etmelidir. Bu gibi programların amacı halkın kendi hak ve sorumluluklarının idrakında olarak mal ve hizmetleri bilinçli bir şekilde seçebilmesi ve bu şekilde ayırım yapabilen tüketici olmalarına imkan sağlamaktır. Bu programların geliştirilmesinde gerek kırsal, gerek kent kesimindeki düşük gelirli ve okuma yazma bilmeyen mağdur tüketicilere özel önem verilmelidir.
Madde 24:
Tüketici eğitimi, müsait olduğunda, öğrenim sisteminin temel müfredatının, tercihan mevcut konuların bir parçası olarak, bölünmez bir parçası haline getirilmelidir.
Madde 25:
Tüketici eğitim ve bilinçlendirme programları aşağıda belirtilen önemli yönleri de kapsamalıdır.
a) Sağlık, beslenme, gıda kökenli hastalıkların ve gıdalara gereksiz katkı maddeleri konulmasının önlenmesi,
b) Ürün tehlikeleri,
c) Ürün etiketlenmesi,
d) İlgili kanunlar, tazmin sağlanması ve tüketiciyi koruma için teşkilatlar ve kuruluşlar,
e) Ölçüler ve ayarlar, fiyatlar, kalite, kredi şartları ve temel ihtiyaçların mevcudiyeti hakkında bilgiler,
f) Gerekirse kirlilik ve çevre.
Madde 26:
Hükümetler, tüketici kuruluşlarını ve basın dahil diğer ilgili grupları eğitim ve bilinçlendirme programlarını özellikle kırsal kesim ve kentteki düşük gelerli tüketicilerin menfaatına önem vererek ele almaları için teşvik etmelidir.
Madde 27:
İş kesimi, müsait olduğunda, gerçeğe uygun ve geçerli tüketici eğitim ve bilinçlendirme programları yapmalı veya bunlara iştirak etmelidir.
Madde 28:
Kırsal kesim tüketicilerini ve okuma yazma bilmeyen tüketicileri dikkate alarak, Hükümetler müsait olduğunda, toplu basın ve yayında tüketici bilgi programlarının geliştirilmesini sağlamalı veya teşvik etmelidir.
Madde 29:
Hükümetler, tüketici bilinçlendirme ve öğrenim programlarını yürütmelerini sağlayabilmek için eğitimcilere, toplu iletişim uzmanlarına ve tüketici danışmanlarına uygun eğitim programları düzenletmeli, bunları teşvik etmelidirler.
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Merhaba ,günlerdir Fransız otomobil üreticisi\ihracatçısını\satıcısının sattığı AYIPLI OTOMOBİLİN hikayesini,BU DEV FİRMANIN tutumunu ve BENİM BAKIŞ AÇIMI forumlarda anlattım..
Bana satılan AYIPLI OTOMOBİL in yol açtığı kaza neredeyse canıma mal olacakken, (ki belki de bazı insanların mal ve can kaybına sebebiyet vermiştir veya ilerde mal ve can kaybına sebebiyet verecektir.) Fransız Otomotiv devi hatalı üretimi üstlenmediği gibi ,tüketiciyi bilgilendirme yerine Üretim ayıpını gizleyerek ,tükeciyi aldatmaya,yanıltmaya hak aramasını caydırmaya yönelik bir tutum sergilemektedir. Bir önceki forumda aktardığım Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Evrensel Beyanemesini (özellikle güvenlikle ilgili 7-8. maddelerini ) ve 4077 sayılı tüketici yasasını umursamamakta,hiçe saymaktadır.Bence Bu firma “Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz “ gibi 3.dünya ülkesi vatandaşı (ki Tunus’ta bile halk uyandı) gibi,Türkiye ‘yi de Tüketici Hukukunun işlemediği sömürü ve kazanç kapısı olarak görüyor.
Haksız da değiller, Ayıplı mal alıpta zarara uğrayanlarında %99 unu ikna edip kandırsalar müthiş bir kar…Türkiye'de ”Tüketici aldatılmış, tüketici, yılmış, tüketici korkmuş (Hak aramalar , hukuk davaları yıllar sürdüğünden ve Tüketici gerekli maddi ve hukuki yardımı alamadığından,yoksun olduğundan,tüketici haklarını bilmediğinden ve öğretilmediğinden) Kamu oyu ise sessiz ,sanki zarar uğrayan mağdur olan sadece malı alanmış gibi görüyor."Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diye mi düşünüyor acaba? Halbu ki “Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” felsefesi daha onurlu bir yol değil mi? “Susma sustukça sıra sana gelecek” düşüncesi daha doğru değil mi? Bu ülkede satılan her ayıplı mal (zamanından önce bozulan,kullanım dışı kalan,vadedilen ve gerekli vasıfları taşımayan); halkımızın cebinden çalınan para\döviz ve ülkemiz özkaynaklarının kaybı olduğu gürülmüyor mu? Bu kayıpların kamu kaybı olduğu,refahını,zenginleşmesini engeleyen en önemli etken olduğu ne zaman farkedilecek?Demokratik batılı ülkelerde böyle bir durum olsa Devlet,Kamu oyu baskısı,basın yoluyla , Tıpkı “Bille Gates(microsoft-google),Renault,Pfizer..” gibi Tüketici haklarını ihlal edenlere korkunç yaptırımlar uygulanır,Tüketici bilinçlendirilir,hatalı ürünler geri çekilir ,tüketicinin zararı tanzim edilir. Paris’te,Londra’da…. bireysel haklara sonderece saygılı davranılırken en ufak bir haksızlıkta halk protesto için yürürken ,buna yürümeyenler, hatta benisemeyenler, hatta devlet sempatiyle yaklaşrken,desteklerken; Biz bu vurdumduymaz tutumumuz nereye kadar devam ettireceğiz?
Bana göre , Türkiye’nin en saygın ,en bilinçli ,eğitimli ,hukukta yetkin,bazan da olayları bire bir yaşayan üyelerinin bulunduğu Hukuki net Sosyal paylaşım sitesinde çıt yok ,yorum yok.. Daha önce de, meşhur referandumun çok öncesi Türkiye ‘de ki hukuk sorununu " Normatif Bilimlerden Hukuk ile Pozitif Bilimlerler ve Rasyonel Bilimlerlerin karşılaştırılması" konu başlıklı forumlarla masaya yatırmıştım.Malesef bir hukuk öğrencisi dışında hiç yorum gelmemişti,ve ben de konuyu sonlandırmıştım.Şimdi de Demokratik ülkelerde ,en çok önemsenen öncelikli Tüketici Hakları ile ilgili ,2 aydır açtığım “Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı? “ foruma da, maalesef bir yorum alamadım.Katkıda bulunan ,müspet veya Menfi yönde yargılayan yönlendirici,bilgilendirici,örnek olacak Toplumu eğitici yorumlar gelmediği gibi ”Ayıplı mal satan Firmanın adını açıklarsam,hukuken sakınca var mı,ilerde zor durumda kalbilir miyim? “ soruma cevap dahi alamadım.
Birkez daha Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Evrensel Beyanemesini nin Fiziki güvenlikle ilgili maddelerini aktarıyorum.
Saygılarımla..
"Madde 7:
İmalatçıların ürettiği malların öngörülen veya tahmini normal kullanım süreleri boyunca güvenli olmalarını sağlamak için uygun politikalar temin edilmelidir.
Malları pazara getirnıekle yükümlü olanlar, bilhassa müteahhitler, ihraç ve ithal edenler, perakendeciler ve benzerleri (bunlar bundan böyle dağıtımcılar olarak anılacaktır) bu malların uygunsuz muamele veya depolama sonucunda güvenli olmayan bir hale gelmiş olmamasına ve bu mallar kendi gözetimleri altında iken uygunsuz muamele veya depolama sebebiyle güvenli olmayan bir hale gelmemelerini sağlamalıdırlar. Tüketiciler malların usulüne uygun kullanımı hususunda uyarılmalı ve öngörülen veya tahmini kullanım sürelerince içerebilecekleri tehlikeler bildirilmelidir. Önemli güvenlik bilgileri mümkün olan her yerde tüketiciye uluslararası anlaşılabilen semboller vasıtasıyla aktarılmalıdır.
Madde 8:
İmalatçıların veya dağıtımcıların, ürünlerin pazara çıkartılmasından sonra, daha önce farkedilmeyen tehlikelerin farkına varıldığında, ilgili yetkilileri ve gerekirse halkı, vakit geçirmeden haberdar etmeleri uygun politikalarla temin edilmelidir. Hükümetler de, tüketicilerin bu gibi tehlikeler hakkında uygun şekilde haberdar edilmelerini temin için yollar araştırmalıdır.
Madde 9:
Hükümetler gerektiğinde, bir ürünün ciddi bir şekilde hatalı olduğu veya usulünce kullanıldığı takdirde dahi külliyetli ve şiddetli bir tehlike arzettiği tespit edilirse, imalatçıların veya dağıtımcıların o malı geri almasını ve değiştirmesini veya ta’dil etmesini veya yerine başka bir ürün vermesini ve bunları makul bir zaman içinde yapması kabil değilse, tüketicinin yeterli şekilde tazminini sağlayacak politikaları benimsemelidirler."
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Merhaba,
Daha önceki forumlarda hikayesini anlattığım ,Bana 2 defa AYIPLI OTOMOBİL satan Dev Otomobil Üreticisi PEUGEOT’dur.. 2006 yılında Peugeot bana sattığı ilk ayıplı malın ayıpını kabul etmeyip,uzlaşmaya yanaşmayınca önceki forumlarda arzettiğim gibi, 2006-2008 arasında 2 Yıl süren hukuk mücadelesinde TÜKETİCİ SORUNLARIN İL HAKEM HEYETİ,TÜKETİCİ MAHKEMESİ VE YARGITAY ONAYI İLE AYIPLI MALINI bir üst modeliyle değiştirmek zorunda kalmıştı.Böylece zararı 2 misiline çıktı.Eğer zamanında otomobilin Ayıpını kabul etseydi zararı yarıya inecek , hem Prestij kazanacak ,hemde müşteri memnunuyetiyle bedava reklam yapacaktı.
Sanki Peugeot Bu süreçten ders almak yerine ,benzeri durumlarda” Müşteriyi nasıl aldatırım,4077 sayılı yasanın ve Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Evrensel Beyanemesini yaptırım ve yükümlülüklerinden nasıl kurtulurum,Tüüketiciyi nasıl hiçe sayarım taktiğine çalışmış.
Bazan da düşünüyorum acaba bu durumlardan Peugeot üst derece yönetiminin haberi yok mu? Binlerce euro harcayarak basın ve yayın organlarında reklam yapan bir firma ,Böylesine olumsuz aleyhlerine reklama , zararı iki katına çıkaran zihniyete nasıl göz yumabiilr ki?..
Evet, değiştirilen 2. Araç ta AYIPLI OTOMOBİL çıktı,Hemde öylesine bir ayıp ki: ) 17000 Klm de bir otomobil asfalt yolda seyrederken, Aks kesilmesi \ salıncak kopması sonucu ölümcül bir kazaya yol açıyor.Allahtan şans eseri karşı yol fırlamıyor , arkadan gelen araçlar çarpmıyor ve sağında ve solunda araç olmadığı için çarpmıyor, can kaybı ve yaralanma da olmuyor. (ki belki de bu tür ayıplı abazı insanların mal ve can kaybına sebebiyet vermiştir veya ilerde mal ve can kaybına sebebiyet verecektir.)
Peugeot Hatayı kabul edip,tüketiciyi bilgilendirme ve güvenliğini sağlama yerine Müşteri güvenliği umurlarında değil.Oyala,aldat tutarsa tutar ,yutarsa yutar,ya da uğraşmaz uğraşamaz,hak aramaz vaz geçer.Türkiyede ki tüketicileri, tüketici bilincinden yoksun ,yıllar süren davalar nedeniyle hukuka başvurmaktan korkan, kaçınan bıtkın , yılgın insanlar olarak görüyorlar herhalde..Acaba 3. dünya vatandaşı gibi mi görüyorlar bizi?
Ben Peugeotun etik davranmasını,sağduyunun ve hakkın galip geleceği inancıyla bu güne kadar sabrettim,Hukuki mücadele başlatmadım. Ama böyle giderse istemiyerek yine hukuki mücadeleye başlayacağım galiba…
Saygılarımla..
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Hukuki forumların TÜKETİCİ HAKLARI BÖLÜMÜNDE sadece 1 hafta da düşen forum konularına bakın Allahaşkına:
1-Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
2-Tüketici Mahkemesindeki Davam - 30 iş günü ve Sorumlu Disturubutor
3-Aracımın boyaları dökülüyor
4-Kazalı Araç Sattılar
5-Aracın km oynamak suç mu?
1. konu başlığında 2 defa AYIPLI OTOMOBİL satan Dev Otomobil Üreticisi PEUGEOT'nun sattığı 2. ayıplı aracın ,benim ve neredyse çevredekilerin can ve mal kaybına yol açacağını arzetmiştim.Peugeot hatayı kabul edip,Tüketici yasalaraına uyma ,tüketiciyi bilgilendirme ve güvenliğini sağlama yerine; Oyala,aldat tutarsa tutar ,yutarsa yutar,ya da uğraşmaz uğraşamaz,hak aramaz vaz geçer mantığıyla hareket ettiğini,Türkiyede ki tüketicileri tüketici bilincinden yoksun ,yıllar süren davalar nedeniyle hukuka başvurmaktan korkan, kaçınan bıtkın , yılgın insanlar olarak gördüğünü önceki forumlarımda anlatmıştım.
2. Konu başlığında ,Lg nin ürettiği ayıplı mal Tv nin yine üretici,satıcı,distrübütör tarafından hatasının kabul edilmeyip nasıl biribirlriyle paslaşıldığı,Tüketicini uzun soluklu hukuk mücadelesi sonucu davayı kazandığı anlatılıyor.
3. Konu başlığında Satılan Ayıplı otomobilin boyalarının döküldüğü,sorunlu satıcının onarımla geçiştirmeye çalıştığı tüketiciyi oyalama taktiğine yöneldiği anlatılıyor,
4. ve 5. konu başlıklarında da Satılan aracın klm'si ni düşürülerek ve ağır kazalı otomobili kazasız gösterilerek tüketicinin nasıl aldatıldığı anlatılıyor.
İşte haksız kazanç uğruna Tüketicinin can ve mal güvenliğini hiçe sayan,tüketiciyi aldatan manevi olarak yıpratan,zamanını çalan binlerce öyküden birkaçı bunlar..
"Türkiye'de ”Tüketici aldatılmış, tüketici, yılmış, tüketici korkmuş (Hak aramalar , hukuk davaları yıllar sürdüğünden ve Tüketici gerekli maddi ve hukuki yardımı alamadığından,yoksun olduğundan,tüketici haklarını bilmediğinden ve öğretilmediğinden) Kamu oyu ise sessiz ,sanki zarar uğrayan mağdur olan sadece malı alanmış gibi görüyor."Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diye mi düşünüyor acaba? Halbu ki “Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” felsefesi daha onurlu bir yol değil mi? “Susma sustukça sıra sana gelecek” düşüncesi daha doğru değil mi? Bu ülkede satılan her ayıplı mal (zamanından önce bozulan,kullanım dışı kalan,vadedilen ve gerekli vasıfları taşımayan); halkımızın cebinden çalınan para\döviz ve ülkemiz özkaynaklarının kaybı olduğu gürülmüyor mu? Bu kayıpların kamu kaybı olduğu,refahını,zenginleşmesini engeleyen en önemli etken olduğu ne zaman farkedilecek?Demokratik batılı ülkelerde böyle bir durum olsa Devlet,Kamu oyu baskısı,basın yoluyla , Tıpkı “Bille Gates(microsoft-google),Pfizer..” gibi Tüketici haklarını ihlal edenlere korkunç yaptırımlar uygulanır,Tüketici bilinçlendirilir,hatalı ürünler geri çekilir ,tüketicinin zararı tanzim edilir. Paris’te,Londra’da…. bireysel haklara sonderece saygılı davranılırken en ufak bir haksızlıkta halk protesto için yürürken ,buna yürümeyenler, hatta benisemeyenler, hatta devlet sempatiyle yaklaşrken,desteklerken; Biz bu vurdumduymaz tutumumuzu nereye kadar sürdüreceğiz.. "
Saygılarımla..
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Dev Otomobil Üreticisi PEUGEOT'nun İki defa sattığı ve sahip çıkmadığı AYIPLI OTOMOBİL'in öyküsünü önceki forumlarda anlatmıştım.Bu AYIPLI OTOMOBİL'lerden ilkini PEUGEOT 2 yıl süren Hukuk mücadelesi sonucu sıfır klm bir üst modeliyle değiştirmek zorunda kalmıştı.
Değişen 2. otomobil de fabrikasyon arızası olduğu garanti süresinin bitiminin 2 ay sonrası anladım ve bu ikinci AYIPLI OTOMOBİLDE DÜZ YOLDA AKS KESEREK TRAFİK KAZASINA YOL AÇMIŞ, neredyse benim ve çevredekilerin can ve mal kaybına yol açacaktı.Peugeot hatayı kabul emeyerek,Tüketici yasalaraına uymayarak ,tüketicinin mağduriyetini gidermeyerek , bilgilendirmeyerek ve güvenliğini sağlamayarak; Oyala,aldat tutarsa tutar ,yutarsa yutar,ya da uğraşmaz uğraşamaz,hak aramaz vaz geçer mantığıyla hareket ettiğini,Türkiyede ki tüketicileri tüketici bilincinden yoksun ,yıllar süren davalar nedeniyle hukuka başvurmaktan korkan, kaçınan bıtkın , yılgın insanlar olarak gördüğünü önceki forumlarımda anlatmıştım.
Aracım onarılmasına rağmen binerken korkuyorum,strese giriyorum.Bana PEUGEOT'un 307 modelinde de Fabrkasyon arızası sonucu aks kestiğ ni bana ilettiler.
Sayın okuyuculardan benzeri duruma rastlayan,yaşayan ya da bu konularda açılan davalarda avukatlık yapan dostlarımızın forumla yada ÖZEL BİLDİRİM mail yoluyla bana aktarıp varsa dava karar,esas nosunu lütfen iletirler mi?
Saygılarımla...
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
"Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?" konu başlıklı forumu okuyan üye,misafir sayısı bu güne kadar 1340oldu;her okuyan 4 kişiyle paylaş sa yaklaşık 5000 Tüketiciye ulaştım demektir.Bu bir anlamda başarı,Peugeot'un ipliği yavaş yavaş pazara çıkıyor demektir .
Bana yanıt veren Sayın Abdülalim üyemizin forumunu çok önemsiyorum ve aktarıyorum: "4077 s kanun 4 maddesi ayıplı malı tanımlarken ve ayıpı tüketici 30 gün içinde satıcıya bildirmekle yükümlü oldugu ve ayıplı maldada daha uzun bir garanti süresi verilmemişse teslimden itibaren 2 yıl oldugu ancak satıcının hilesi veya agır kusuru varsa yanı ayıplar bunu kapsıyorsa satıcı 2 yıllık süreden faydalanamaz yanı bu durumlarda sorumlugu devam eder(1) burda alıcıya yasa dört seçim hakkı tanımıştır bedelin iadesini içeren sözleşmeden dönme, ayıpsız misliyle degişirme, ayıp oranında bedel indirimi veyaücretsiz onarım gibi bu haklardan hangisini kullanırsa başında kullanmalı sonradan başka bır hakka kullanılamaz yanı bunu kullanma inşaai hak olup kullanmakla son buldugundan bundan rücü edemez/dönemez(2) örnek bir karar ...ödedigi bedelin iadesi için açılan davada yargıtay 13 hd.si tüketicinin 4077/4 göre baştan itibaren aracın iade ile ödedigi bedelin tahsilini istediginden bu yönde karar verilmesi gerektigi(3)
(1)HGK 2004/4-29-83 sayılı kararı
(2)13 hd 2004/8617-10239
(3)13 hd 2006/1452-5312 s kararı "
"PEUGEOT'nun İki defa sattığı ve sahip çıkmadığı AYIPLI OTOMOBİL'in öyküsünü önceki forumlarda anlatmıştım.Bu AYIPLI OTOMOBİL'lerden ilkini PEUGEOT 2 yıl süren Hukuk mücadelesi sonucu sıfır klm bir üst modeliyle değiştirmek zorunda kalmıştı.Değişen 2. otomobil de fabrikasyon arızası olduğu garanti süresinin bitiminin 2 ay sonrası anladım ve bu ikinci AYIPLI OTOMOBİLDE DÜZ YOLDA AKS KESEREK TRAFİK KAZASINA YOL AÇMIŞ, neredyse benim ve çevredekilerin can ve mal kaybına yol açacaktı."
"Yine Bir önce ki forumda "Bana PEUGEOT'un 307 modelinde de Fabrkasyon arızası sonucu aks kestiğ ni bana ilettiler.Sayın okuyuculardan benzeri duruma rastlayan,yaşayan ya da bu konularda açılan davalarda avukatlık yapan dostlarımızın forumla yada ÖZEL BİLDİRİM mail yoluyla bana aktarıp varsa dava karar,esas nosunu lütfen iletirler mi?"
Diye sorgulamıştım .Yanıt bekliyorum.
Saygılarımla..
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Alıntı:
Kimyaci Ahmet rumuzlu üyeden alıntı
"Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?" konu başlıklı foruma bugün saat 11.00 itibariyle ulaşan , okuyan üye,misafir sayısı 1414 oldu; "PEUGEOT'nun İki defa sattığı ve sahip çıkmadığı AYIPLI OTOMOBİL'in öyküsünü önceki forumlarda anlatmıştım.Bu AYIPLI OTOMOBİL'lerden ilkini PEUGEOT 2 yıl süren Hukuk mücadelesi sonucu sıfır klm bir üst modeliyle değiştirmek zorunda kalmıştı.Değişen 2. otomobil de fabrikasyon arızası olduğu garanti süresinin bitiminin 2 ay sonrası anladım ve bu ikinci AYIPLI OTOMOBİLDE DÜZ YOLDA AKS KESEREK TRAFİK KAZASINA YOL AÇMIŞ, neredyse benim ve çevredekilerin can ve mal kaybına yol açacaktı."
"Yine Bir önce ki forumda [B]"Bana PEUGEOT'un 307 modelinde de Fabrkasyon arızası sonucu aks kestiğ ni bana ilettiler.Sayın okuyuculardan benzeri duruma rastlayan,yaşayan ya da bu konularda açılan davalarda avukatlık yapan dostlarımızın forumla yada ÖZEL BİLDİRİM mail yoluyla bana aktarıp varsa dava karar,esas nosunu lütfen iletirler mi?"
Lütfen Tüketici Hukuku Ana balşlığında başlığındadile getirilen vatandaşın feryadına kulak verelim.
-Bir avukat Ülkenin en eski firmalarından birinden kombi alıyor, Firmanın vurdum duymazlığı nedeniyle onarımı yapılamadığı için kışın en soğuk günlerinde çocukları hasta oluyor.Firmada çıt yok.
-Vatandaş sıfır araba alıyor boyası dökülüyor ,Firmada çıt yok.
-Vatandaş 2. el araba alıyor,klmsiyle oynanmış,Ağır kaza geçirmiş çıkıyor..Satıcı tüketiciyi aldatmış,Eksper olarak başvurulan servis tüketiciyi aldatmış...
-Vatandaş bilgisayar almış, fabrikasyon arızalı çıkıyor ,firmada çıt yok..Götürdüğü HP servisi servis başvuru belgesi vermiyor,Hukuka hille karıştırıyor..
Daha sayayım mı?..:alala:DD
Saygılarımla..
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Alıntı:
Kimyaci Ahmet rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba,
Bana 2 defa AYIPLI OTOMOBİL satan Dev Otomobil Üreticisi PEUGEOT’dur.. 2006 yılında Peugeot bana sattığı ilk ayıplı malın ayıpını kabul etmeyip,uzlaşmaya yanaşmayınca önceki forumlarda arzettiğim gibi, 2006-2008 arasında 2 Yıl süren hukuk mücadelesinde TÜKETİCİ SORUNLARIN İL HAKEM HEYETİ,TÜKETİCİ MAHKEMESİ VE YARGITAY ONAYI İLE AYIPLI MALINI bir üst modeliyle değiştirmek zorunda kalmıştı.Böylece zararı 2 misiline çıktı.Eğer zamanında otomobilin Ayıpını kabul etseydi zararı yarıya inecek , hem Prestij kazanacak ,hemde müşteri memnunuyetiyle bedava reklam yapacaktı.
Sanki Peugeot Bu süreçten ders almak yerine ,benzeri durumlarda” Müşteriyi nasıl aldatırım,4077 sayılı yasanın ve Birleşmiş Milletler Tüketici Hakları Evrensel Beyanemesini yaptırım ve yükümlülüklerinden nasıl kurtulurum,Tüüketiciyi nasıl hiçe sayarım taktiğine çalışmış.
Bazan da düşünüyorum acaba bu durumlardan Peugeot üst derece yönetiminin haberi yok mu? Binlerce euro harcayarak basın ve yayın organlarında reklam yapan bir firma ,Böylesine olumsuz aleyhlerine reklama , zararı iki katına çıkaran zihniyete nasıl göz yumabiilr ki?..
Evet, değiştirilen 2. Araç ta AYIPLI OTOMOBİL çıktı,Hemde öylesine bir ayıp ki: ) 17000 Klm de bir otomobil asfalt yolda seyrederken, Aks kesilmesi \ salıncak kopması sonucu ölümcül bir kazaya yol açıyor.Allahtan şans eseri karşı yol fırlamıyor , arkadan gelen araçlar çarpmıyor ve sağında ve solunda araç olmadığı için çarpmıyor, can kaybı ve yaralanma da olmuyor. (ki belki de bu tür ayıplı abazı insanların mal ve can kaybına sebebiyet vermiştir veya ilerde mal ve can kaybına sebebiyet verecektir.)
Peugeot Hatayı kabul edip,tüketiciyi bilgilendirme ve güvenliğini sağlama yerine Müşteri güvenliği umurlarında değil.Oyala,aldat tutarsa tutar ,yutarsa yutar,ya da uğraşmaz uğraşamaz,hak aramaz vaz geçer.Türkiyede ki tüketicileri, tüketici bilincinden yoksun ,yıllar süren davalar nedeniyle hukuka başvurmaktan korkan, kaçınan bıtkın , yılgın insanlar olarak görüyorlar herhalde..Acaba 3. dünya vatandaşı gibi mi görüyorlar bizi?
Bu gün, forumu okuyanların sayısı 1759 'u buldu.Daha geniş kitlelere ulaştıkça,tüketici bilinçlenecek(hak arama sorgulama bilinci) ,namuslu satıcı/üretici ile sahtekarı ayırt edecektir.
Saygılarımla...
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Maalesef Ailemin etkisi ve kararıyla (Sağlığımın bozulduğu,sinirlerimin yıprandığı nedeniyle) mücadeleden vazgeçtim.Sineye çekmek zorunda kaldık.birkez daha güçlüler kazandı..Saygılarımla...
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Alıntı:
Kimyaci Ahmet rumuzlu üyeden alıntı
Maalesef Ailemin etkisi ve kararıyla (Sağlığımın bozulduğu,sinirlerimin yıprandığı nedeniyle) mücadeleden vazgeçtim.Sineye çekmek zorunda kaldık.birkez daha güçlüler kazandı..Saygılarımla...
Hakkınızdan vazgeçtiğiniz için üzüldüm. :(
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Forumu uzun süredir takip ediyor ve ısrarlı hak arama faaliyetinizi takdirle izliyordum. Bu aşamada vazgeçmenize üzülsem de bu vazgeçme durumuna nelerin neden olduğuna kısaca değinmek istiyorum. Zira müvekkilimin başına da benzeri geldi. Hem de çok daha basiti. Beyaz renkli Chevrolet marka aracın kaputu daha 6cı ayında leke leke oluyordu. Pasta cila yapılıyor ama sonuç alınamıyordu. Genel görüşüm dava açalım ama zor desem de müvekkilim de sizin gibi ısrarcı oldu. Tüketici mahkemesinde dava açıldı. İTÜ de araç sözde bilirkişi incelemesine tabi tutuldu. Sonuç; Araç sağlam, çevreden kaynaklanan nedenlerle boyada lekeler oluyormuş. Mahkemeye ısrarla bu araçların evde değil sokakta kullanıldığını söylesek de dava kaybedildi, müvekkil benim ve karşı taraf (Maroto Eyüp Chevrolet bayii ve Chevrolet Türkiye) için hükmedilen avukatlık ücretlerini ödemiş oldu. Ortalama dava süresi ise 2 sene. ŞİMDİ; 1- Tüketici mahkemeleri yoğunluktan dolayı davaları çok geç sonuçlandırıyor ve üstelik yanlış değerlendiriyor.
2- Konunun uzmanı bilirkişiler yeterince inceleme yapamıyor. SONUÇ: İnsanlar haklarını aramaktan bu nedenlerle kaçınıyorlar. Tam tabiri ile lanet olsun deyip, peşini bırakıyorlar.
Müvekkil hadi davayı kaybettik ama hem aracı aldığım Maroto ve aynı zamanda servisi olan Marotoya avukatlık ücreti ödediğinden dolayı oldukça serzenişte. Ama sonuçta hatasını telafi edemeyen, müşteri memnuniyetini sağlamayan Chevrolet kaybetti. Çünkü, müvekkil, ben, çevremdeki herhangi bir insan CHEVROLET almama konusunda bilinçlendik. Tıpkı sizlerin bizi bilinçlendirdiği gibi. Bugün bilinçli tüketiciler internette şöyle arıyorlar. Örnek: Chevrolet şikayet, Peugeot şikayeteri... Bu nedenle teşekkürler.
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Bilirkişilik gerçekten sorumluluk isteyen bir iş. Ama ne yazık ki örneğine bir "forumda" rastladığım üzere birisi benim mühendislik eğitimini aldığım konuda (Telekomünikasyon) "bilirkişi" olarak görev yapıyor.
Adını vermek istemediğim söz konusu forumdaki konuşmalarından; şahsın pek de "bilir" bir kişi olmadığı kanıtlanarak ortaya çıkınca bir daha o foruma uğramamıştı. (Belki de başka bir takmaadla çıkıyordur) Ama "bilir" kişilik görevine halen devam ediyor kanaatimce.
Bir işi bildiği için, eğitimini aldığı için, adaletin sağlanmasına katkı için değil de; bazı kişisel ilişkileri kullanıp "bilirkişilik ücreti kapmak" amacı ile; o konuda bırakın eğitimi, temel bilgisi bile olmadan böyle bir sorumluluk altına girmek nasıl bir cesaret?
Ayakkabı için ya da elbise bilirkişilik yapmak için o konuyu bilen bir "usta", teknik bir konuda bilirkişilik yapmak için o konunun "dibine kadar" eğitimini almış bir akdemisyen olmak gerektiğini düşünüyorum. Yukarıda sözünü ettiğim kişiden çok ama çok daha fazla telekomünikasyon bilgim olduğu halde (en azından telekomünikasyon yazmasını biliyorum) ben böyle bir sorumluluğun altına girmeye cesaret edemem. Ancak benim tam olarak hâkim olduğum konularda fikir beyan etme cesaret ve cüretini gösteririm.
Sizin örneğinizde ise bilirkişiliği yapan bir üniversite. Hem de en saygın üniversitelerinden biri. Bu da bir şey. Asıl mesleği dondurma ustalığı olan ama hobi olarak da otomobil bilirkişiliği yapan biri olsaydı bu "bilir kişi?
Aslında ben bu konu ile bir de soru sormuştum ama pek kimsenin ilgisini çekmemişti.
Bilirkişinin BİLGİSİZLİĞİNDEN kaynaklanan yanlış raporu dolayısı ile birisinin zararlarını bilirkişiden isteyeip isteyemeyeceği hakkında. Ama pek rağbet görmemişti o konu.
-
Cevap: Türk tüketicisi tüketici bilincinden yoksun yolunacak kaz mı?
Sayın Vip Üye,Sayın Avukat,
Size ve foruma yanıt veren Sayın Kıdemli Üye FRAMAX ile Sayın Vip Üye SENOLEKER'e teşekkürler..Mücadelemde yalnız olmadığımı görmek,takdir edilmek ve de tüketici bilinci yerleşiminde ki gayretlerinizi hissetmek beni çok mutlandırdı ve umutlandırdı..:)Bana doping yaptınız..:okSizleri daha önceki bu forumla ilgili yazdıklarımdan alıntı ile yanıtlıyorum.
SAYGILARIMLA...
"Türkiye'de ”Tüketici aldatılmış, tüketici, yılmış, tüketici korkmuş (Hak aramalar , hukuk davaları yıllar sürdüğünden ve Tüketici gerekli maddi ve hukuki yardımı alamadığından,yoksun olduğundan,tüketici haklarını bilmediğinden ve öğretilmediğinden)
Kamu oyu ise sessiz ,sanki zarar uğrayan mağdur olan sadece malı alanmış gibi görüyor."Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diye mi düşünüyor acaba? Halbu ki “Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” felsefesi daha onurlu bir yol değil mi? “Susma sustukça sıra sana gelecek”düşüncesi daha doğru değil mi?
Bu ülkede satılan her ayıplı mal (zamanından önce bozulan,kullanım dışı kalan,vadedilen ve gerekli vasıfları taşımayan); halkımızın cebinden çalınan para\döviz ve ülkemiz özkaynaklarının kaybı olduğu gürülmüyor mu? Bu kayıpların kamu kaybı olduğu,refahını,zenginleşmesini engeleyen en önemli etken olduğu ne zaman farkedilecek?Demokratik batılı ülkelerde böyle bir durum olsa Devlet,Kamu oyu baskısı,basın yoluyla , Tıpkı “Bille Gates(microsoft-google),Renault,Pfizer..” gibi Tüketici haklarını ihlal edenlere korkunç yaptırımlar uygulanır,Tüketici bilinçlendirilir,hatalı ürünler geri çekilir ,tüketicinin zararı tanzim edilir. Paris’te,Londra’da…. bireysel haklara sonderece saygılı davranılırken en ufak bir haksızlıkta halk protesto için yürürken ,buna yürümeyenler, hatta benisemeyenler, hatta devlet sempatiyle yaklaşrken,desteklerken;
Biz bu vurdumduymaz tutumumuz nereye kadar devam ettireceğiz? "
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Forumu uzun süredir takip ediyor ve ısrarlı hak arama faaliyetinizi takdirle izliyordum. Bu aşamada vazgeçmenize üzülsem de bu vazgeçme durumuna nelerin neden olduğuna kısaca değinmek istiyorum. Zira müvekkilimin başına da benzeri geldi. Hem de çok daha basiti. Beyaz renkli Chevrolet marka aracın kaputu daha 6cı ayında leke leke oluyordu. Pasta cila yapılıyor ama sonuç alınamıyordu. Genel görüşüm dava açalım ama zor desem de müvekkilim de sizin gibi ısrarcı oldu. Tüketici mahkemesinde dava açıldı. İTÜ de araç sözde bilirkişi incelemesine tabi tutuldu. Sonuç; Araç sağlam, çevreden kaynaklanan nedenlerle boyada lekeler oluyormuş. Mahkemeye ısrarla bu araçların evde değil sokakta kullanıldığını söylesek de dava kaybedildi, müvekkil benim ve karşı taraf (Maroto Eyüp Chevrolet bayii ve Chevrolet Türkiye) için hükmedilen avukatlık ücretlerini ödemiş oldu. Ortalama dava süresi ise 2 sene. ŞİMDİ; 1- Tüketici mahkemeleri yoğunluktan dolayı davaları çok geç sonuçlandırıyor ve üstelik yanlış değerlendiriyor.
2- Konunun uzmanı bilirkişiler yeterince inceleme yapamıyor. SONUÇ: İnsanlar haklarını aramaktan bu nedenlerle kaçınıyorlar. Tam tabiri ile lanet olsun deyip, peşini bırakıyorlar.
Müvekkil hadi davayı kaybettik ama hem aracı aldığım Maroto ve aynı zamanda servisi olan Marotoya avukatlık ücreti ödediğinden dolayı oldukça serzenişte. Ama sonuçta hatasını telafi edemeyen, müşteri memnuniyetini sağlamayan Chevrolet kaybetti. Çünkü, müvekkil, ben, çevremdeki herhangi bir insan CHEVROLET almama konusunda bilinçlendik. Tıpkı sizlerin bizi bilinçlendirdiği gibi. Bugün bilinçli tüketiciler internette şöyle arıyorlar. Örnek: Chevrolet şikayet, Peugeot şikayeteri... Bu nedenle teşekkürler.