Türkiye böyle mi yönetiliyor?
Meclis genel kurulunda sahte oy iddiası Türkiye böyle mi yönetiliyor dedirtecek derecede ciddi. İddiaya göre hac, gezi ve toplantı benzeri gerekçelerle Ankara dışında olan AKP’li milletvekillerinin yerine diğer vekiller oy kullandı ve Genel Kurul'u izleyen fotomuhabirleri de bu sahteciliği belgeledi.
Meclis’te 22 uluslararası sözleşme görüşüldü. Szöleşmelerin kabul edilebilmesi için en az 184 oy gerekiyor ama AKP’de eksikler var. 80 milletvekili Ankara dışında o nedenle meclisteki görevlerinin başında değiller. Bu AKP’li 80 milletvekili Hac için kutsal topraklarda ibadet ederlerken geride kalan AKP’li vekiller de yerlerine sahte oy kullanıyor.
İddialarda adı geçen isim AKP K.Maraş Milletvekili Veysi Kaynak, AKP’li Ahmet Aydın da bu operasyondaki Kaynak’ın yardımcısı… Vekiller mecliste değil ama kabul oyları mecliste.
Mecliste ‘sahte oy’ iddialarına muhalefet de tepki gösterdi. CHP’li Muharrem İnce ‘Ya hac geçersizdir ya da oy. Meclis başkanı açıklama yapsın’ derken MHP’li Oktay Vural da ‘Meclis güvenliğine vurulan bir darbedir. Meclis AKP grubu gibi yönetiliyor’ dedi.
Eğer bu ciddi iddialar doğruysa, Türkiye uluslararası sözleşmeler de dahil olmak üzere ülkenin kaderini belirleyecek yasaları mecliste bu yöntemle kabul ediyor demektir. Türkiye böyle yönetilecekse 550 milletvekiline gerek var mı?
İşte bu çarpıcı iddia ile ilgili haber ve görüntüleri:
www.mizikacilar.com/VideoDetay.aspx
http://www.mizikacilar.com/HaberDetay.aspx?ID=623
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
http://www.haberinternette.com/resim...r/250/8929.jpg
M.E.Sezen: ATATÜRKÜ silemiyeceksiniz geri kalmış medeniyetin ATATÜRK düşmanları !
AKP fikriyatından nefret etmek için bir sürü sebepten al işte çok geçerli bir sebep..:k
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI BU FOTOĞRAFI NEDEN GÖRMEK İSTEMİYOR 2010-11-11
Milli Eğitim Bakanlığı 8 Mart 2008 tarihli Resmî Gazete’de yeni “Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği”ni yayımlamıştı.
Hüseyin ÇELİK imzalı bu yönetmelikle özel okullarda “Atatürk Köşesi” bulundurma zorunluluğu ortadan kaldırılmıştı.
Eğitim-İş Sendikası mahkemeye başvurarak sözkonusu düzenlemenin önce yürütmesini durdurulmasını sağladı, sonrasında iptal ettirdi.
Bu gelişme sonrasında Bakanlık bu defa 21.05.2010 tarihli ve 27587 sayılı Resmî Gazete´de yayımlanarak yürürlüğe giren Millî Eğitim Bakanlığı Yaygın Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin “Türk Bayrağı ve Atatürk Köşesi” başlıklı 14. madde kapsamında yaygın eğitim kurumlarında bulunan Atatürk Köşeleri hakkında yeni bir girişimde bulundu.
Yeni yasayla da Atatürk köşeleri okullardan kaldırılıyordu.
Sendika konuyu bir kez daha Danıştay'a götürdü.
Danıştay sözkonusu düzenlemenin yürütmesini yeniden durdurdu.
KAYNAK:http://www.haberinternette.com/haber.php?haber_id=8929
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
Neden büyük gazetelerde dile getirilmemiş merak ettim. CHP yada MHP de bu durumu dile getirmedi. İlginç. Herhalde yalan haberdir.
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
AKP dinciliğini mükemmel resmeden bir skandal yaşandı. AKP’li vekiller hacca gittiği için, TBMM toplanamadı. Topluca hacca giderek şov yapan AKP’liler, yasaları geçirmek için hile yapmayı da ihmal etmediler.
Son günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir skandal yaşanıyor. AKP’li milletvekillerinin çoğu hacca gittiği için, ülkenin yasama organı olan Meclis işleyemiyor.
Dün, TBMM Genel Kurulu toplanamadı. Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil’in yaptığı ilk yoklamada, salonda 114 vekilin bulunduğu anlaşıldı. Pakdil, ikinci bir oylama daha yaptı. Bu oylamada da ancak 132 vekil salonda bulunabildi. Böylece oturum, toplanamadan kapanmış oldu. Meclis içtüzüğüne göre birleşimin yapılabilmesi için üye tamsayısının en az üçte birinin mevcut olması, yani salonda en az 184 vekil bulunması gerekiyor.
Her ne kadar Türkiye’de milletvekilleri zaten sık sık “meclisi kırıp” oturumlara katılmasalar, kritik oylamalar dışında salonda az kişi olsa da, AKP’lilerin hacca gitmesi nedeniyle meclisin toplanamaması bir skandaldı. Birçoğu zaten defalarca hacca gitmiş olan AKP’li vekillerin bu sene de hacca gitmeyi tercih etmeleri nedeniyle, ülkenin yasama organı işleyemedi. Buraya kadar, dini motivasyonların devlet yönetiminin önüne geçtiği görüldü.
Ancak, skandal bununla kalmadı. Zira, AKP hacca gidip meclisi açamayacak kadar dinci bir parti değil, hileye başvurup meclisteki işlerini de halletmeye çalışacak kadar yüzsüz bir parti.
Hacca giden AKP’li milletvekilleri, daha önceden imzaladıkları oy pusulalarını partilerine bırakıp gitmişlerdi. AKP, salonda bulunmayan vekillerinin oylarını topluca kullanma sahtekârlığına başvurdu.
Hileyi, sayısız hukuksuzluk ve yolsuzlukla gündemden düşmeyen Ankara Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek’in gündeme getirdiği “görevi kötüye kullanma suçunu işleyen kamu görevlilerine af” konusunu düzenleyen yasa teklifini meclise getiren AKP Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen 22 uluslararası sözleşmelerle ilgili düzenlemelerin Meclis’ten geçmesi için toplu oy kullanırken yakalandı.
Bir yandan hacca giderek ülkenin yasama organını işlemez hale getiren, öte yandan ise sahtekârlık yaparak bu organı işletmeye çalışan vekiller, “AKP dinciliği”nin mükemmel bir örneğini sergilediler.
“Ya oyları geçersiz ya hacları”
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AKP’li vekillerin sahte oy kullanmalarıyla ilgili kendisine yöneltilen soruya “Ya oyu geçersizdir ya haccı geçersizdir. Oyun geçerli olup olmadığı konusunda Meclis Başkanı bir açıklama yapmalıdır. Hac ibadetin geçerli olup olmadığı konusunda da yeni Diyanet İşleri Başkanı bir fetva vermelidir. Bu benim ilgi alanım dışında. İkisinden biri geçersizdir ama ya oyu geçersizdir ya da haccı geçersizdir. Meclis Başkanı’nı ve Diyanet İşleri Başkanı’nı açıklamaya davet ediyorum” dedi.
(soL - Haber Merkezi)
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
Alıntı:
Raşit Tavus rumuzlu üyeden alıntı
Neden büyük gazetelerde dile getirilmemiş merak ettim. CHP yada MHP de bu durumu dile getirmedi. İlginç. Herhalde yalan haberdir.
Sayın Raşit Tavus bey sizin ordan öylemi görünüyor ne dayanarak yalan haber diyebiliyorsunuz yalan haberse yalanı gösterin...
https://www.hukuki.net/showthread.php...k%FC.../page68
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Mehmet Emin Sezen;
Benim burada bir parti adına veya eksenine takılmış değili. Gönderdiğiniz linkteki haberi de okudum. Ama bir günde en az üç genelde 4 farklı gazete okuyorum. Bunların hepsi de genelde farklı eksenlere ait gazeteler. Ve hepsi de ülkenin en önemli siyasi-haber gazeteleri. Ama hiçbir gazetede (bu gazeteler ülkenin en büyük gazeteleri tiraj anlamında) bu yazdıklarınızı dile getiren veya yer veren bir habere yahut köşe yazısına denk gelmedim. Şayet denk gelsem dikkatimi çekerdi çünkü anayasa hukukuyla alakalı bir durum.
İşin teknik boyutuna inecek olursak cevap vereyim:
Şimdi yas2010 un eklediği haber ekseninde yorum yapayım. Nihayetinde o daha detaylı bir haber olmuş.
Şimdi 80 milletvekili hacca gitti. Toplam 550 milletvekili var, 8 sandalye zaten boş 80 milletvekilini de düşelim, geriye kalır: 462
Şimdi mecliste bulunması gereken 462 milletvekili var. Bunların 256 tanesi Ak Parti'den 101 tanesi Chp'den 70 tanesi Mhp'den.
Şimdi yukarıdaki haberde "Bir yandan hacca giderek ülkenin yasama organını işlemez hale getiren, öte yandan ise sahtekârlık yaparak bu organı işletmeye çalışan vekiller..." bu cümleyi inceleyelim, 80 millet vekili çıkınca yasama organı işlevsiz hale mi geliyor?
Yani meclis bu 80 millet vekili olmadan toplanamıyor mu? Yine yukarıdaki haberden alıntı yapacak olursam: "Dün, TBMM Genel Kurulu toplanamadı. Oturumu yöneten Meclis Başkanvekili Nevzat Pakdil’in yaptığı ilk yoklamada, salonda 114 vekilin bulunduğu anlaşıldı. Pakdil, ikinci bir oylama daha yaptı. Bu oylamada da ancak 132 vekil salonda bulunabildi. Böylece oturum, toplanamadan kapanmış oldu. Meclis içtüzüğüne göre birleşimin yapılabilmesi için üye tamsayısının en az üçte birinin mevcut olması, yani salonda en az 184 vekil bulunması gerekiyor."
Sadece muhalefetin 200ün üzerinde sandalyesi varken meclisin toplanamama faturası hacca giden 80 milletvekiline mi kesildi? Zaten o oturuma katılması gereken ve katılmayan 462 milletvekili var. Bu milletvekillerinin suçu yok, suç hacca giden 80 milletvekilinde öyle mi? Salondaki 132 milletvekili hangi partilerdendi bilmiyorum. Ama tahminimce Chp ve Mhpnin de milletvekillerinin yarıdan fazlası o gün mecliste değildi. Ama bunu dile getirirseniz, bir siyasi ideolojiyi benimsemiş olursunuz sanırım. Evet, suç o 80 kişilik hacca giden milletvekillerinde. O 80 kişi gitmese meclis sanki 542 kişi olarak toplanacaktı. Yukarıdaki haberde yazdığı gibi sırf bu milletvekilleri hacca gittiği için yasama organı toplanamadı. Hep bu milletvekillerinin suçu.
Üzücü olan nokta bu tarz komik iddiaları her gün binlerce vatandaşımız okuyor ve ideolojik sebeplerden dolayı bir kaç cümle hoşlarına giderse haberin tamamını benimseme eğilimi gösteriyorlar. Halbuki yukarıdaki haberdeki iddialar o kadar komik ki. Bazılarını dile getirdim.
Gel gelelim işin sahtekarlık boyutuna. şayet gerçekten böyle bir şey varsa gerçekten ayıp ve 336 milletvekili olan bir partiye yakışmayan bir davranış olmuş, bunu rahatlıkla ifade edebilirim. Burada iki mantıksızlık var. İlki 336 milletvekili olan bir partinin iki dakikada kabul edebileceği ve çok kolay bir şekilde kanunlaşabilecek tasarılar için bu tarz iddiaların gündeme gelmesine sebep olabilecek tarza gerçekten bir davranışlarının bulunmuş olması. Hayır neden durduk yere kendi imajınızı zedeleyecek sahtekar durumuna düşeceksiniz ki? TMBB tv 7-24 canlı yayında zaten, siz ola ki böyle bir sahtekarlık yaparsanız anında paylaşım sitelerine düşer. Sizin zaten 336 milletvekiliniz var, hem seçimlere de artık fazla kalmamış, neden kendinizi boş yere riske atarsınız ki? Ben olsam atmazdım. 336 milletvekili olan bir partinin bu kadar basit hata yapacağını hiç sanmıyorum. Ama olduysa da bunu eleştirmekten geri kalmam. Ama hacca giden milletvekilleri yüzünden yasama organının işlevsiz hale geldiğini savunan bir habere inanmamızı ve ona göre bir yorum yapmamızı beklemek pek akıl mantık karı bir iş değil. Hiç yoktan benim açımdan öyle. Ben akla ve bilme önem veren bir insanım, hacca giden millet vekilleri yüzünden yasama organının işlevsiz kaldığını savunan bir habere inanmıyorum ve inanmayacağım.
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
Hacca giden milletvekillerinin yerine AKP'lilerce sahte oy kullanılması konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Raşit Tavus Size hayret ediyorum bukadar tefarruata girmenize gerek yok ben İlkokul mezunuyum kafam karışıyor sonra yazılanlardan birşey anlamıyorum... siz o gazeteleri nasıl okuyorsunuz!
Konu Kimsenin İslamın gereğini yerine getirmek için HACCA Gitmelerine bir şey dediği yok niye anlamak istemiyorsunuz. Meclis iç tüzüğünde böyle bir uygulama ve kanun olmamasına ramen ortada Hile yapmak ve sahtekarlık var..
Sahte oy kullanm nasıl birşey! Hacı dediğin insanın yalanla dolanla işi olmaması lazım demi.
Bukadar bariz sahtekarlığa pes yani!!!...
NECATİ DOĞRU 17 KASIM 2010
Bizim vekillerin haccını kabul ettin mi Allahın!
Büyük Allahım!
Bağışlayansın!
Esirgeyensin!
Sana bu mubarek bayram günü mektup yazmamın nedeni; işte bizim sayıları 80'e yakın milletvekili, orada hac farizasını yaparken yani Arafat'a tırmanırken "Lebbeyk Allah"(Allahım buradayım) dediklerinde sende bunların haccını kabul ettin mi Allahım!
İki yerde olamazlar!
Hem orada Arafat'ta!
Hem burada Meclis' te!
Bizim iktidar partisi AKP'den milletvekilleri, Arafat'a tırmanırken ve "Lebbeyk Allah...Lebbeyk Allah... Buradayım Allahım..." diye bağırırlarken aynı gün aynı saatlerde Ankara'da Büyük Millet Meclisi'nde yapılan oylama da "Burdayım...Burdayım..." diye oy pusulası verdiler.
Büyük Allahım!
Bunlar, ölümlü insan!
Senin yarattığın kullar!
Aynı anda iki yerde olabilir mi?
Bir yandan oraya hacca gelirken öbür yandan da sanki hiç hacca gitmemişler, Ankara'dan ayrılmamışlar ve TBMM'de hazırlarmış gibi Meclis'te oy kullanabildiler.
Allahım, bağışla!
Hacı vekilin yaptığı sahtecilik.
Vesikalı yalan söyleme.
Düpedüz belgeli sahtekarlık.
SÖZCÜ Gazetesi 17 Kasım 2010 Sayfa 5 Necati Doğru yazısından Alıntı.
http://www.google.com.tr/webhp?hl=tr...ab09d07a9afd57
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
Alıntı:
Raşit Tavus rumuzlu üyeden alıntı
Neden büyük gazetelerde dile getirilmemiş merak ettim. CHP yada MHP de bu durumu dile getirmedi. İlginç. Herhalde yalan haberdir.
Geldi cevabınız...
CHP mükerrer oy kullanan vekillerin peşinde
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'e, Genel Kurul'da mükerrer oy kullanan milletvekilleri hakkında ne yapmayı düşündüğünü sordu.
ANKA
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle mükerrer oy iddialarını sordu. TBMM'nin 9-10-11 Kasım 2010 günlü görüşmelerinde yapılan oylamalarda bazı milletvekillerinin aynı konuda birden fazla oy kullandığı ve TBMM'de olmayan hatta hacca giden milletvekillerin yerine oy kullanıldığının tutanaklarla tespit edildiğini belirten Öztürk, TBMM Başkanı'na şu soruları sordu:
"Bir milletvekilinin aynı konuda birden fazla mükerrer oy kullanmasına ve hacca giden milletvekillerinin, hacda iken aynı zamanda TBMM'deymiş gibi oy kullandırılmasına ne diyorsunuz?
TBMM'de aynı konuda birden fazla mükerrer oy kullanan milletvekilleri ile hacda olup da oy kullanması mümkün olmayan Meclis'te değilken Meclis'teymiş gibi oy kullanan milletvekilleri ile bu pusulaları veren milletvekilleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Hacca giden milletvekilleri boş oy pusulalarını imzalayıp da mı gitmişler, yoksa onların yerine başka milletvekilleri boş oy pusulalarını doldurup imzalayıp da mı vermişler?
Hacca giderken bile 'hileye teşne olmak' nasıl açıklanır?
TBMM'nin itibarını sarsan, TBMM'yi küçük düşüren bu utanç verici olaylar karşısında ve bunları yapan milletvekilleri hakkında TBMM'nin Başkanı olarak ne yapmayı düşünüyorsunuz?"
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=193510
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
Bir şey savunuyorsunuz, kaynaklar gösteriyorsunuz...
Bakıyoruz kaynaklarınıza; mızıkacılar,sol haber merkezi,sözcü,milliyet,doğan grubu vsvs..
Birincisi,bu kaynaklara itibar edip bir şeyler savunuyor iseniz,çok yanlış..
Ortaya atılan iddia çok vahim..Eğer gerçekse nasıl oluyor da böyle büyük bir suçlamanın arkası gelmiyor,gündemde yankı bulmuyor,bir şeyler ortaya çıkmıyor?
Çünkü onlar hükümet,engeller mi diyeceksiniz?Hükümet de olsalar, ortada inanılmaz bir kin ve nefretle yanıp tutuşan, hükümeti zarara uğratmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan bunca anti-AKP'li varken böylesine büyük ve ciddi bir olayı sizce örtbas edebilirler mi?
Apaçık bellidir ki bu da, diğer pek çokları gibi tek taraflı ve sebepsiz yere hükümete saldırı amacını güden gerçek dışı yazılardan ibaret..
Hükümet dört dörtlük gibi bir şey asla söylemiyorum..
Ama öyle bir konuşuyorsunuz ki, sanki Türkiye bugüne dek muhteşem dönemler geçirmiş, dünya devi olmuş da AKP gelince 3. sınıf dünya ülkesi olmuşuz gibi...
Güldürmeyin artık kendinize yeter...
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
Burası çamur atma yeri değil..Yandaş yazarları okumaktan "kedir kedi"dende haberiniz yoktur! onun için düşünceniz normaldir. Televizyon kumandanızıda deyiştirin isterseniz...
Bu hükümet zamanında insanlar konuşamaz yazamaz duruma getirildi.
Kimisi silivri'de kimisi milyarlık tanzimat davalarıyla susturulmaya çalışılıyor
siz hal böyleyken temelsiz,dayanaksız kıldan tüyden yazılarla uraşıyorsunuz .
***********************************
Bakın buda size iyi okuyun.
12 Temmuz 2007
Emin ÇÖLAŞAN
İbret belgesi rakamlar
GAZETEMİZİN yazarı Prof. Dr. Şükrü Kızılot, ekonomide AKP iktidarının halkı kandırmaya dönük masallarını rakama dökmüş. Bunlar devletin resmi rakamları.
Ancak iktidarın masallarından, pembe tablolarından çok farklı. Biraz bol rakamlı olacak ama okumaya değer. Her biri ibret belgesi. Kısaca özetliyorum:
AKP iktidar olduğunda cari açık (Türkiye’ye gelen dövizle çıkan döviz arasındaki fark) 2002 Aralık ayında 1.5 milyar dolar. 2006 Aralık rakamı ise 3l.5 milyar dolar. Artış oranı yüzde 2 bin. Bu döviz açığı ağırlıklı olarak sıcak para denilen (kara para dahil) emanet para ile karşılanıyor. Riski çok büyük.
Dış ticaret açığı (ithalatla ihracat arasındaki fark) 2002 Aralık ayında 15 milyar dolar. 2006 Aralık ayında ise 53 milyar dolar. Artış oranı yüzde 241.
AKP iktidar olduğunda Türkiye’nin toplam borcu 222 milyar dolar. Bugün 400 milyar dolar. İç borçta artış yüzde 114, dış borçta artış yüzde 64.
AKP iktidar olduğunda kişi başına borç 3187 dolar. Bugün 5458 dolar. Doğan her çocuk bu miktar borçla doğuyor. Artış yüzde 71.
Özel sektörün dışarıya borcu 2002 Aralık ayında 44 milyar dolar. Bugün dışarıya borcu 126 milyar dolar. Artış yüzde 187.
Ailelerin bankalara borcu 2002 Aralık ayında 4.3 milyar YTL. 2007 Mayıs itibariyle bu rakam 24.4 milyar YTL. Artış oranı yüzde 467.
Tüketici kredilerinde 2002 Aralık ayı rakamı 2.3 milyar YTL. 2006 Aralık ayında 45.5 milyar YTL. Artış korkunç: Yüzde 1878. Halkımız borçla yaşar duruma getirildi. Ayrıca kredi kartı borçları toplamı 2002’de 4.3 milyar YTL. Geçen yıl 21.2 milyar YTL. Artış yüzde 393.
Yabancılara özel ayrıcalık: Temmuz 2006’da yabancıların devlet tahvili, Hazine bonosu ve borsa kazançlarının vergisi yüzde 15’ten sıfıra indirildi. Yabancılar vergi ödemiyor, Türkler bu gelirlere yüzde 10 vergi ödüyor.
Yabancı sermaye üretken ve ihracatçı olmayan sektörlere geldi. İş olanağı yaratmayan hazır tesisler yabancılara satıldı ve Türkiye bu parayla yönetildi. Bankalar, limanlar, havaalanları, Telekom, Petkim, araziler...
AKP iktidar olduğunda bankacılık sektöründeki yabancı payı yüzde 3. Bugün itibariyle yüzde 42. Artış oranı yüzde 1300. Cüzdanımız, evimiz, paramız, yabancıların denetimine girdi. Aynen borsamız gibi! Şu anda borsanın yüzde 7l’i yabancıların, sıcak paranın, kara paranın emrinde.
AKP iktidarı, rantiye kesimi ihya etti. Yabancıların 2002’de borsaya yatırdığı her bin dolar, şu anda 3586 dolar oldu. Dolar bazında kazanç oranı yüzde 259. Böyle bir örnek dünyada yok.
Esnaf zulüm altında. AKP iktidarından bugünkü rakamlara karşılıksız çeklerde artış yüzde 102, protesto edilen senetlerdeki artış yüzde 204.
Pek çok işyeri kapandı. Bu ne biçim büyümedir ki, AKP iktidar olduğunda 8 milyon olan vergi yükümlüsü sayısı, 2006 yılı sonunda 470 bin azalarak 7 milyon 530 bine indi.
Türk halkı, beş yıl boyunca dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandı.
Pembe tablolar, büyümeler falan filan işte böyle!
VATANDAŞ MEKTUBU, YORUMSUZ!
"BEN Kırıkkale’den emekli olup Antalya’ya göç eden emekli Hamdi Demirhan. 17 Haziran 2007 Babalar Günü’ne kadar Pamukkale şirketinde şoför olarak çalışmaktaydım. O gün Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel esnafı geziyordu. Ben de aracımla oradan geçerken sesimi duyurmak amacıyla kendilerine ’Sayın bakanım, emekli aç, bize zam yok mu’ diye bağırdım ve aracımla uzaklaştım. Bu söylediğim saat 15.10 dolaylarında oldu. Saat 16.30’da otogara döndüğümde firmamızın yetkili müdürü beni yanına çağırıp ’Mehmet Ali Şahin’i protesto etmişsin, seninle çalışmamız zor’ dedi ve işten kovuldum. Onların açtığı bir telefonla beni işten çıkarmış oldular. Benim bildiğim bakan ve belediye başkanı, bize destek olması gereken insanlardır. İşsize iş bulacağı yerde insanı ekmeğinden, işinden eden değil. Tek suçum zam istemek ve sesimi duyurmaktı. Olur mu böyle Emin Bey, sorarım size. Bana verdikleri Babalar Günü hediyesini hiç unutamıyorumÇok gücüme gidiyor. Normal bir vatandaş olarak tepkimi belirttim. Çalışmazsam ya hırsızlık yapacağım veya aç kalacağım. Çalışmak istiyorum ama engel oluyorlar. Şimdi işsizim ve boştayım. Sıkıntılı sıkıntılı dolaşıyorum. Sesimi sizin duyurabileceğinizi düşünerek yardımlarınızı bekliyorum. Teşekkür ederim."
Evet, yorumsuz!
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2007-07-12
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
3 kişiyle kabul edildi!
AKP’li vekiller dün de Meclis’ten kaytardı
Başbakan Erdoğan’ın fırçasına rağmen Meclis dün de çalışmadı. AKP’li vekiller gelmeyince Genel Kurul toplanamadı, CHP’liler yine tepki gösterdi.
ANKARA - TBMM Genel Kurulu, dün Başkanvekili Sadık Yakut Başkanlığında açıldı. Yakut, yoklama için milletvekillerine 3 dakika süre tanıdı. Yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamayınca, birleşime ara verildi. Genel Kurul salonunda, az sayıda AK Parti ve MHP’li milletvekilleri ile bir grup CHP’li milletvekilinin bulunduğu görüldü. Verilen arada, CHP’li Yaşar Ağyüz ve Ahmet Ersin ile MHP’li Akif Akkuş, cep telefonlarıyla kendi partilerinin sıraları ile AK Parti sıralarının fotoğraflarını çekti.
CHP’li Ali Rıza Öztürk, “İktidar partisi Meclis’i terk etmiş. Erken seçimin işaret fişeğidir bu” derken; CHP Sinop Milletvekili Engin Altay, salonun fotoğrafını çeken foto muhabirlerine AK Parti sıralarını göstererek, “Boş sıraları çekin” diye konuştu. Yakut, aranın ardından yapılan 2. yoklamada da toplantı yeter sayısı bulunamayınca, bileşimi kapattı. CHP’li milletvekilleri, Yakut’un bu duyurusunu alkışlarla karşıladı. CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Genel Kurulun toplanamamasına tepkisini, “Nerede arkadaşlar? Biz buradayız. Meclis’in gece 23.00’e kadar çalışmasına ilişkin AK Parti’nin grup önerisi vardı. Grup önerisini bu Meclis onayladı” sözleriyle dile getirdi.
Genel Kurul’un kapanmasının ardından basın toplantısı düzenleyen CHP’li Anadolu, AK Parti’nin, Meclis Genel Kurul çalışmalarını ne kadar ciddiye aldığının, bugün çok açık şekilde görüldüğünü söyledi. AK Parti’nin, Genel Kurulun 26 Kasım, 3 ve 10 Aralık cuma günleri de çalışmasının yer aldığı grup önerisinin, 24 Kasımda AK Partili milletvekillerinin oylarıyla kabul edildiğini anımsatan Anadol, Başbakan Erdoğan’ın, yurt dışına gitmeden önce milletvekillerini toplayarak, “zılgıt çektiğini, milletvekillerinin de o korku içinde iki gün Meclise geldiğini” iddia etti. Anadol, milletvekillerinin Genel Kurul’da değil, kuliste oturduğunu, maç seyrettiğini, hangi kanunun görüşüldüğünü bilmeden, canhıraş şekilde kapıdan girip el kaldırdığını öne sürerek, “Ama hakkını yememek lazım; bazı AKP milletvekilleri hem Mekke’de hac görevini ifa ediyor hem de Ankara’da oy kullanıyorlar” diye konuştu.
“Milletvekilleri böyle, oturumu yöneten AKP’li Başkanvekilleri nasıl” diye soran Anadol, birleşimi yöneten AKP’li Başkanvekili’nin, 2 gün önce birleşime 5 dakika ara verdiğini, ancak 55 dakika sonra geldiğini söyledi.
http://haber.gazetevatan.com/meclist...42940/9/Manset
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
TBMM'de AKP'li vekiller çok sıkılıyor:)))
Başbakan Erdoğan'ın 'Meclis'e devam' konusunda sert bir dille uyardığı AK Partili vekiller, sıkılmadan oturumları izleme yolunu buldu.
Genel Kurul'da HSYK tasarısı tartışılırken AK Partili İlhan Evcin ve Hüseyin Devecioğlu, cep telefonlarından online okey oynarken objektiflere takıldı.
AKP'li arkadaşlar montajdır montaj:)))
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16507873.asp?top=1
Cevap: Türkiye böyle mi yönetiliyor?
07 Aralık 2010 Sabahattin ÖNKİBAR
Tayyiban demokrasisinin umdeleri!
1) Tayyiban demokrasisinin temel amacı hak ve özgürlükleri korumak değil, Tayyip Erdoğan’ı, hükümetini ve AKP’yi savunup sahiplenmektir.
2) Tayyiban demokrasisinde Tayyip Erdoğan eleştirilemez. Eleştirenler ya da Rahmi Koç’un “Tayyip Erdoğan’ın bir milyar doları var” benzeri beyanını haber yapanlar Silivri Cezaevine gönderilirler. (Kaynak: Başbakan’ın sözleri.)
3) Tayyiban demokrasisinde Türk Silahlı Kuvvetlerine hücum edip karalamalar yapmak en büyük özgürlük ibadetidir.
4) Tayyiban demokrasisinde Danıştay ve Yargıtay, özgürlüğün önündeki en büyük iki engeldir.
5) Tayyiban demokrasisinde Abdullah Öcalan 40 bin kişinin ölümünden sorumlu katil değil, devletle müzakereler yapan barış elçisidir!
6) Tayyiban demokrasisinde Osman Yıldırım misali kardeş katili ve yeğenini para ile satanların ifşaatları mübarek ve muteber ancak ABD Elçilerinin gizli yazışmaları fitne ve dedikodudur.
7) Tayyiban demokrasisinde Tayyip Erdoğan ile hükümetini protesto amaçlı her gösteri mel’un bir teşebbüstür ve tevessül edenler anında derdest edilir.
8) Tayyiban demokrasisinde Erdoğan’ın aleyhinde pankart açmanın cezası 14 ay hapistir.
9) Tayyiban demokrasisinde Tayyip Erdoğan’ın konvoyuna laf etmenin cezası sabaha kadar falakaya yatmak ve ertesinde devlet büyüklerine hakaretten yargılanmaktır.
10) Tayyiban demokrasisinde basın sadece muhalefeti eleştirmekte hür ve özgürdür.
11) Tayyiban demokrasisinde güvenlik güçleri muhaliflerin evine ve bürosuna suç unsuru materyali koyup akabinde operasyonlar yapabilirler.
12) Tayyiban demokrasisinde karşıtlar kameralı bir grup devlet görevlisi tarafından sürekli izlenirler ve suçu olmasa da itibarsızlaştırma operasyonlarına tabi tutulurlar.
13) Tayyiban demokrasisinde muhalif gazeteciler çalıştıkları kurumlardan derhal kovdurulurlar.
14) Tayyiban demokrasisinde aleyhte yayın yapan medya patronlarına ödemesi mümkün olmayan vergi cezaları verilir.
15) Tayyiban demokrasisinde tarafsız kalan işadamları bile bertaraf edilmekle tehdit edilirler.
16) Tayyiban demokrasisinde PKK’nın şehirleri savaş alanına çevirme özgürlüğü varken, Türkiye’nin birliği için toprağa düşen Mehmetçiğin cenazesinin kaldırılmasında, camilerin polis kordonuna alınması misali engeller söz konusudur!
17) Tayyiban demokrasisinde karşıtlar için özel mahkemeler ihdas edilirken yandaşlara ardı ardına aflar çıkarılır.
18) Tayyiban demokrasisinde suçları ne olduğu belli olmayan insanlar sadece AKP karşıtı olduğu için yıllardır hapiste tutulurken, zekat hırsızlığı suçu yargı kararı ve itirafla sabit olanlarla beraber hareket edenler Başbakanlığın özel korumasına alınırlar.
19) Tayyiban demokrasisinde var olan hükümete muhtıra veren Yaşar Büyükanıt ya da 28 Şubat ile 12 Eylül’ü yapanlar el üstünde tutulurken, özellikleri AKP karşıtlığı olan aydın ve gazeteciler ihtilalcı diye sanık sandalyesine oturtulur.
20) Tayyiban demokrasisinde iktidara mensup kadrolar asla yolsuzluk yapmaz ve de bugünün sorgulanması yerine tarih hedefe oturtulur.
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=16024
Sonuç: Soruyorum; Tayyiban demokrasisi faşizmin yeni versiyonu değil de nedir?