-
Adalet Felsefesi
GİRİŞ
Ölüme kurgulanmış insan denen varlık ben merkezli duygularını gerçekleştirmek için Adaletli olmayı aklının ucundan geçirmez.Sadece kendisi için adaleti talep eder.Adalet onun için civa gibidir.Hangi ortamda ise onun şekline bürüneceği düşüncesine inanmıştır.Hep Adalet kendine çalışsın ister.Hakkı gerçekleştirmek onun için ikinci plandadır.Güç olgusu ile Adaletin şekil alacağını düşünür.Oysaki adalet ,hakkı aleyhine de olsa tanımaktır.Önünde saygıyla eğilmektir.Güçsüze ,ezilmişe,yıpranmışa ,hakkını teslim etmektir.Bu teslim bir hediye veya bağış değil, Hak önünde durmamaktır.Diktatörler bile onca Haksızlık ve Hukuksuzluklarının hesabını Halka verirken Adalet talebinde bulunabilmiştir.Tanımadığına esir olmuştur.Herkes adaleti arar fakat herkes adaleti uygular mı?
-
Cevap: Adalet Felsefesi
GELİŞME
Ruhun Manevi boyutunda İstem ve Boyun eğme zorlama ile mi gerçekleşir.Yoksa içselleşmiş ,yaşam pratiği olmuş bir özümseme ile mi? Kişi Adalet ile Adaletsizliğin karşılaşmasını görmeden,yaşamadan ,Adalet anlayışına teslim olabilir mi?Kendinde olmayanın değerli olduğunu bilmesi ,olanın değerinden kaybetmesine neden olur mu? Güçle Adaleti hep elde etmiş olan ,Adaletin değerini nereden bilecek?Olmayan bir değeri kaybetmek nasıl bir duygu oluşturacak kendisinde? Adaletle karşılaşması ,onu tanıması için illaki onsuzluğun derin yanlızlığında pişmesi ,kor haline gelmesi mi gerekir?
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Adaleti arayanın teslim olacağı iradenin adı hakbilirlik olmalıdır.Adaleti arayan hakkına bir an önce ulaşmayı ,yaşadığı toplumun sistematiğinden ister.Sistemin yaşama kapasitesi ve ardıllaşmamasının yegane temeli,bu isteğe kayıtsız vereceği cevaptır.Adalet arayan olumlu veya olumsuz bir cevap ister.Olumsuz cevabı reddetmemesi için kararın manevi huzurunda kabul edilebilirliği olmalıdır.Yoksa verilen karar vicdana seslenmediği sürece ,Adalet adına verilse de onaysız bir maddi varlık dışına çıkamaz.Bir kağıt parçası olmaktan ilamı çıkaran işte bu manevi huzur vermesi ,kişiyi sorgulamalardan kurtarmasıdır.Kişi olumlu veya olumsuz da olsa kararı iç dünyasında kabul ederek, benimseyerek hem Adaletin aydınlatıcı ışığında ,karanlık aleminde yolunu bulduğu gibi hem de Adaletin uyarıcı ışığı altında yaşamını sürdürmeye devam eder.Bilirki yanlış yaparsa ve de kendisine yanlış yapılırsa Adalet keskin kılıcıyla düğümleri çözecek ,gerçeğin sesini haykıracaktır.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Orhan GENCEBAY abimiz; ''Batsın Bu Dünya'' derken kastettiği Adaletsizliğe karşı Bir meydan okumaydı.Birey olarak Adaletsizliğe karşı tüm başvurularına,Adalet taleplerine rağmen Hakkına yönelik bir çözüm yolu bulamayan toplum ,sistemle başedemeyince yada sisitemi değiştirme de başarılı olamayacağını gördüğü için kaderine isyan ederek ,bir içe kapanmaya ve Erkin KORAY abimizin dediği gibi''YALNIZLIK RIHTIMINDA'' kaderiyle başbaşa bırakıldı.ÖYLEKİ; Rıhtım da oturacak yer kalmadı.Rıhtım ücretli hale getirilerek,çay ve simit satıcılarının seyyar olarak dolaştığı bir meydan haline geldi.Sonradan Müslüm GÜRSES abimizde Adaletsizliğe JİLETLİ bir giriş yapınca ,Toplumun Tam bir CENDERE İÇİNE alındığını ,İnsanların Adalete yönelik taleplerinin artık sistem tarafından görmezden gelinemeyeceğini gördük.Toplum KÜLLİYEN ADALET istiyordu.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Erkin KORAY abimiz ''ÇÖPÇÜLER AŞKIMI SÜPÜRMÜŞLER''derken bilinçaltında Adaletsizliğe yönelik bir sanat gerçekleştirmiştir.Aşk alanında da Adalet arayışını Harika bir HİCİV sanatıyla ortaya koymuştur.İşte ,aşkta ve diğer tüm görünümlerde Adalet duygusu olmazsa olmaz bileşendir.Anlamlı kılan manevi varlığı maddi aleme vuran ,suyun toprakla kavuşması gibi bir yaşamı yüceltme, canlandırma, büyütme aracıdır. Ne kadar ışığıyla bir toplum aydınlanırsa, o ölçüde yürekler ve vicdanlar huzur içinde olur. Işık karardıkça fırtına öncesi kara bulutlar gibi, tüm toplumun sinesine karabasanlar gibi çöker.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Erkin KORAY abimiz bilinçaltında sevgiliye karşı öyle bir kurgulama yapmıştır ki kendisine yapılan ADALETSİZLİĞİ adeta bir anıt olarak sevgilinin kalbine dikmiştir.Kalbi öylesine bir dağlama ile yaralanmıştır ki , leylasını arayan mecnun gibi deli divane olduğu sevgilisine karşı ,taş yürekli bir varlığa dönüşmüştür.Gözlerinde ağlamaktan yaş kalmamış, sevgi pınarları adeta bir çöl misali kurumuştur.Öyleki sevgiye düşman olmuştur.Adaletsizlik tüm algılarını nötrleştirerek ,sevgilisi özelinde tüm sevgilere karşı duygularını anlamsız kılmış,varlıkla yokluk arasında gelip giderken,kendini bu durumlara getirdiğine inandığı sevgilisini de kendi gibi YOK bilmiştir.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Sevgisini öyle değersiz kılmıştır ki çöpçülere süpürtmüştür.İşe yaramaz,değersiz olan çöp misali ,sen bu değerdesin benim gözümde demiştir.Süpürme işlemini bile kendisi yapmaktan hicap duymuş, elini bile sürmeyecek kadar uzaklaşabilmiş, işin ehli olan çöpçülere bırakmıştır.Çöpe atmakla kalmamış bir de yerde süpürülmesi ayrıca karşılaştığı hayal kırıklığının ne kadar derin olduğunu göstermektedir.Kullandığı semboller adaletsizliğe isyan olduğu gibi ,bir çıkmaz içine düşse de yıkılmadığını göstermektedir.Öyleki kendi ile alay dahi edebilmektedir.ARAYIP ,BULAMADIĞINI söylerken ,aşkının bir değersiz varlığa dönüştüğünü ,bu nedenle arasa da bulamayacağını ifade etmiştir.Çöpçülerin önüne süpürmesi için kendisinin bıraktığı sembol halindeki aşkını ,süpüren çöpçülere KAHROLASI diyerek kendisinin sorumlu olmadığını da anlatmıştır.Çöpçüler bile aşkını çöp olarak gördüklerine göre ,ortada bir aşk değil ,enkaza dönüşmüş bir yığın söz konusu olmuştur.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Adalet sadece bireyin kendisine yönelik haksızlığa karşı durması ile açıklanamaz.''HER KOYUN KENDİ BAÇAĞINDAN ASILIR''.Şeklindeki düşünce ile ''BANA DOKUNMAYAN YILAN BİNYİL YAŞASIN'' düşüncesi de Adalet Severlik ile bağdaşmayan ,onu sınırlayan,Adalet kavramının bütünselliğini bölük pörçük eden bir yanılsamadır.Birey ,insan olarak kendisini zarara uğratmasa da ,bir başkası yönünden zararlı sonuçlara yol açabilecek ADALETSİZLİK'lere de karşı durmalıdır.Esas olan Adaletin tüm varlığıyla insanlığı koruyucu kanatları arasına alması, diğer insanlarında bu işlevi alkışlaması, haksızlıklara karşı adaletin yüksek sesini haykırmasıdır.Yoksa ; Adaletsizliklere karşı harekete geçmemesi durumunda bir gün aynı KOYU KARANLIĞIN kendisine de ulaşacağını ve etrafında kendisini de Adaletsizliğe karşı koruyup ,kollayacak en ufak bir ses bulamayacağını çok iyi bilmelidir.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Adaletin insan ve Toplumsal yanı dışında ,Adaletin diğer canlı varlıklara yönelikte uygulanması temel ilkelerden olmalıdır.Çevre,Orman,Su,Hayvanlara yönelikte onların varlığını tanıyan ,varlıklarının varlıklarımız olduğunu bilen bir anlayışla ,korumak ve gelecek nesillere devretmekte Adalet severlerin yükümlülüklerindendir.Hiçbir gereği olmadan hayvan öldüren,Hiçbir gereği olmadan temiz suları kirleten,Para kazanmak hırsıyla hertürlü doğasal varlığı yok eden eylem sahipleri kazandıklarıyla YOKETTİKLERİNİN hesabını sadece yokedilene ve yokedilenle aynı çağda yaşayan varlıklara değil,gelecek nesillere de hesap vermenin BOYUNLARININ BORCU olduğunu bilmeleri gerekmektedir.Hesap soracak bir ADALET anlayışı var mı ki BİLDİKLERİNDEN sorgulanabilsinler.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Beş kuruş sermayesi olmayan ama bir şekilde çek karnesi almış, pırasa keser gibi kesmiş çekleri almış malları hizmetleri sonra ödememiş böylece piyasayı bir güzel çarpmış halk arasında hatta hatta avukat olarak kendi aramızda bile "dolandırıcı", "tokatçı" "namussuz" "şerefsiz" diye nitelendirdiğimiz onların da bu şekilde nitelendirildiklerini bilen ancak iplemeyen şahısları "dolandırıcılık" tan pis eylemlerinden dolayı cezalandırılmaları için savcılığa verebiliyormusunuz? cevap:hayır, neden? hukuki meselelere hukuk mahkemeleri ve icra daireleri bakar, peki kendi gibi icra, haciz edecek değeri yoksa? adresi bulunamıyorsa? bulunsa da bi tarafına kaçasıca minarenin kılıfını uydurmuşsa? Her neyse bunlar işin gazı demek istediğim halkın "dolandırıcı" dediğine kanun demiyorsa, yargı hiç bir şekilde ceza vermiyorsa, yargı tarafından verilen cezalar caydırıcılıktan ve zararı gidermekten çoooook uzaksa ve dahi bu kıytırık cezaları da polis infaz etmiyorsa edemiyorsa adalet nedir yargı nedir hukuk nedir hakim savcı ne iş yapar kanun koyucu kime ne koyucudur gibi sorularımızın cevaplarını nasıl bulabiliriz bu adalet felsefesinden?
Şimdi bunları buraya ne diye yazdın derseniz dün bir kaç tebligat gelmiş haklarında karşılıksız çeklerden ceza verilip kesinleşen hakiki manada tokatçı ve dolandırıcı ve yukarıda fer'ilerini yazdığım vasıflara haiz şahıslar muhtemelen kendileri gitmek suretiyle yakalandıkları ve infaz savcılığının mahkemelerine müracaatla eski yeni çek yasası vs vs arada geçen boşluk vs vs yasal düzenleme yapılmaması vs vs fasaryaları ile "mahkumiyet hükmünün tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına" karar verildiği yazılan ek kararları görünce yüksek yargı ve doktrinden bi ton görüş ve yorumu yazıp içinden "sanık lehine" olanları çekip uygulayan yapanın yaptığının yanına kar kaldığı bir dünyanın dönmeye devam ettiğini düşününce içimden buraya yazmak geldi...
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Çok kıymetli ve Değerli Sayın Av. Engin OĞUZ abimiz ADALET arayışında başvurulacak olan ve Hakkımızın teslim edileceğine inandığımız ADALET SİSTEM'inin işleyişine dair çarpıçı açıklamada bulunarak ,kendisinin dahi Adaleti Aradığını ,bulduğunu sandığını ,Fakat bulduğunu sandığının ,sandığı olmadığını ,Müvekkilinin Hakkına ne cezai ne de hukuki olarak ulaşamadığını bildirmektedir.Vicdanların Adalet isteğinin ,SİSTEM 'ce karşılanamadığını ,Adalet için nereye hangi makama başvurmak gerektiğini merak ettiğini,Müvekkillerine hasım tarafın ellerini kollarını sallayarak nasıl da gezdiğini anlatmakta müşkülat çektiğini haklı olarak ifade etmektedir.
Adalet Felsefesinin SİSTEM ölçeğinde ,KANUN KOYUCU ve bunu uygulayan Adli Teşkilat, Adaletin gerçekleşmesinde en büyük role sahip olan Adalet Biçimlendiricileridir.KANUN KOYUCU bir TERZİ ise eğer ;çeketi tam ölçüp biçmeden ,görünen fotoğraftaki adama göz uçuyla giydirip keserse; o çeketin birebir ölçü alınmamış olması nedeniyle ya bol gelecek üstüne oturmayacak yada dar gelip hareket alanını kısıtlayacaktır.Adalet Teşkilatı da herkese tek tip giydirilecek çeketi, Muhataplarına giydirmeye çalışırken,bazı çeketler bazılarına giydirilmeye çalışılırken ,koltuk altlarından dikiş atacak,göbek kısmı geniş olanlar düğmeyi bağlayım derken kıracak,BÖYLECE bazıları HİÇ GİYEMEDEN elbiseyi çıkarırken ,bazıları ise ÜSTLERİNE TAM oturduğundan aynaya BİLE BAKMA gereği duymayacak.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Reha MUHTAR abimiz ;''NEREDE BU DEVLET NERE DE BU MİLLET'' derken ADALETİ aradığını ,göremediğini tepkisel bir ruh haliyle ekranlarda anahaberleri izleyen vatandaşların gözlerinin içine bakarak ,GÖZLERİNİ FALTAŞI gibi açarak ,Hatta ,koltuğundan KALKACAK GİBİ olup ,Adaletsizliğin yaşandığı yere bir adımda varmak ister gibi bir halde ,ADALETİN gerçekleşmesini ,kendisinin de bunu sağlamak için var güçüyle çalıştığını söylemekteydi.MİLLET kelimesini neden ilk olarak değil de DEVLET kelimesinden sonra kullanmıştı.DEVLET'in ses vermesini beklemiş fakat ,sesi karşılıksız mı kalmıştı da MİLLETE seslenmişti.MİLLET ne Yapabilir di.ADALETSİZLİĞE İSYANDAN başka.Polis miydi,Savcı mıydı,Hakimmiydi.YOKSA sorumlu MİLLET miydi.?
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Adalet Felsefesi ,en son olmayan,en mükemmel adaleti aramak üzere kafa yormak ise hangi temel üzerinden düşünmeye başlamış olduğumuzun anlamı olmasa gerektir?Adalette taban ile tavan arasındaki tartışma ve öngörülerle mi kalınmalı yada başı ve sonu belli olmayan bir özgürlük sınırsızlığında mı devam etmelidir.Medeniyet aleminin Adalette en üst basamaklara tırmanmış ülkeleri ile karşılaştırmayla yetinmek ,onları sabit hedef kılmak Adalet Felsefesinin ölümü olmakla eşdeğerdir.Adalet Felsefesi HERDAİM AŞMAKLA çağdaşlarına ESKİ olduklarını hatırlatmakla kıvanç duymalıdır.Daha Adaletlinin ne olduğunu ,olması gerekenin ne olduğunu,olanın olması gereken olup olmadığını anlamak ,EN DEĞERLİYİ DAHİ DEĞERSİZ BİLMEKLE başlar.Peki EN DEĞERLİNİN YERİNE KOYACAK BİR ŞEYİ OLMAYAN İÇİN?
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Zihniyet Devrimi Adalet Felsefesinin YAŞAM PINARIDIR.Eleştirmek,VAR OLAN ,İŞLEMESİ SAKAT olarak devam eden düşünce ve sistemi DAHA iyi çalışması için ,Eksiklerini gidermesi için SARSMAK en doğru noktadır.Adalet Felsefesi YIKMAYA değil YAPMAYA odaklıdır.Sistemi CEZALANDIRICI değil ÖĞÜT vericidir.ÖĞÜT VE UYARILARI dinlenmezse sistem ; DEVRİMLE karşılaştığında ,Adalet Felsefesi YİNE AYAKTA dimdik durarak GÖREVİNİ yapar.Devrimin yıktığı sistem ise ENKAZA dönüşür.YENİDEN YAPILANDIRMA DEVRİMİN PANZEHİRİ ise Adalet Felsefesi yapılmak istenene değil, varılacak sonuca değil,NEYE VARILDIĞINA BAKAR?
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Sistemin Kurucusu ,Sistemin şikayetçisi ise KENDİ KENDİNİ KİME ŞİKAYET edecektir?Çıkmaz sokağa giren önündeki apartmana girip Çatısından yola mı çıkacak yoksa GERİSİN GERİ DÖNÜP nerede Yanlış yaptığını mı GÖRECEK'tir?Görüpte ne yapacaktır.?Yaptığıyla ne sonuç alacaktır? Verdiği VEKALET ile ASLİ unsurunu kaybetmiş midir? Kaybetmediği açıksa NEDEN SORUNLARI çözülmüyor? Sorunları çözecek olanlara mı VEKALET vermiyor? DENEMEDİĞİM KALMADI ne yapabilir mi DİYOR?ASLİ OLARAK KOLTUĞA MI OTURAYIM?KURUCU BENİM,ŞAH BENİM ...........MAT OLAN BENİM..........BEN NASIL bir kurucu iktidarım?Bu nasıl bir kısır döngüdür?İKTİDAR KİM?
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Soruna ,meseleye ,rahatsızlık verici olana,iyi işlemeyene,artık ağır aksak işleyene çözüm için birinci şart SORUNUN VARLIĞINI kabul etmektir.Sorunun varlığını kabul ettikten sonra meselenin çözüm sürecine başlangıç adımı olan en büyük adımı atarsınız.Bundan sonraki adımlar büyükte olsa ilk adım kadar değerli olmaz.SORUN olduğunu kabul etmeyen ,sorunu çözemez.SADECE hafif MAKYAJLARLA ,ufak fırca darbeleriyle bir süre daha ,gidebildiği yere kadar götürme çabası ile ÖNCELİKLE KENDİNİ avutur.HALININ ALTINA sürekli süpürerek ,meseleyi görünmez kılacağını sanır,DEVE KUŞU misali başını gömer ,bir tarafları dışarıda kalır.GEÇİCİ önlemlerle, HAYAT ÖPÜCÜKLERİNLE canlandırma girişimleri geçici rahatlama verse de; TEMEL sorunlar artarak devam eder.Ağırlaşan ,çarkların durma noktasına gelmesine kadar geçen süreçte SIRTLARA BİNEN YÜK ÇOK DAHA AĞIRLAŞIR.........
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Adalet Felsefesini Özümsemek;Haddini Bilmekle başlar.Üstünlük kibirlerine girmek,Verilen gücü ve koltuğu kendi öznel çıkarları için kullanmak,koltuğu büyüdükçe MALVARLIĞI da büyümek, Oturduğu koltuk kendisine GÜÇ KATMAK,HASBEL KADER oturduğu koltuğa bir şey katamamak,KOLTUKTAN DÜŞÜNCE HİÇ olmak.KOLTUĞUN verdiği güçten yararlanarak HASIMLARINDAN İNTİKAM almak.Devletin ve Milletin uzun vadede,orta vadede ZARARINA OLDUĞUNU BİLDİĞİ HALDE ; GÜNLÜK OY VE KOLTUK SEVDASINA ,HALK DALKAVUKLUĞU ile BENDEN SONRASI TUFAN demek.DAHA kötüsü kendisi gibi düşünmeyenlere MEMLEKETİ DAR ETMEK.Susturmak,konuşturmamak,ekonomik ,mali,adli önlemlerle soyutlamak.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Her Devrin Adamı olmak.Gelen Ağam Giden Paşam Demek.Majestelerinin hizmetinde KRALDAN ÇOK KRALÇI OLMAK.Sadece kendini ve çıkarlarını düşünmek.HERDAİM GELENE VE GİDENE RAM olmak.Terazinin bir kefesine çıkarlarını ,bir kefesine ise RUHUNU koymak.Çıkarlarının terazide ağır basması için ÜSTÜN bir gayret göstermek.Eşitlik OLDUĞUNDA İSE TERAZİ SAHİBİNE ,YEMİN İLE RUHUM HAFİF DEMEK.Tüm terazilerde tartsanda hafif gelir,TÜY GİBİDİR.Ağırlığı yoktur.İÇİ BOŞ OLANIN AĞIRLIĞI OLMAZ.
-
Cevap: Adalet Felsefesi
Hürken Hapis Olmak.Dört duvar arasına girmeden TUTSAK kalmak.MAVİ GÖKYÜZÜNÜ görürken,RÜZGARIN TENİNİ OKŞAYIŞINI hissederken,YAĞMURUN damla damla düşüşünü hissetmek için YÜZÜNÜ göğe çevirirken ,DÜŞÜNDÜĞÜNÜ ÖZGÜRCE ,açıklayamamak,yayamamak,tartışamamak,ortaya koyamamak VARSA ;HÜR TUTSAKLAR KAMPINA HOŞ GELDİNİZ?İçerde kalan demir sürgüler içinde olandan FARKINIZ nedir?AYRIK otları neden sevilmez?