Karadenizli Yılanlar
İki karadenizli yılan, karadeniz ormanlarında geziyorlarmış. Biri diğerine sormuş :
- Ula piz zehirlu yılanmiyik da?
- Haçan nerden çiktu pu şimdu?
- Az önce dilimu ısirdumda...
Printable View
Karadenizli Yılanlar
İki karadenizli yılan, karadeniz ormanlarında geziyorlarmış. Biri diğerine sormuş :
- Ula piz zehirlu yılanmiyik da?
- Haçan nerden çiktu pu şimdu?
- Az önce dilimu ısirdumda...
İki ateşböceği aralarında konuşuyormuş. Biri diğerine :
- Gözlerim çok bozuldu. Doktora gideceğim.
- Ne oldu ki?
- Dün akşam yanlışlıkla bir izmarite sulanmışım...
Hayvanat bahçesinde iki ahtapot kollarını birbirine sarmış dolaşıyorlardı. Erkek ahtapot eğildi hafif bir sesle dişi ahtapotun kulağına fısıldadı :
- Ne güzel bir gece değil mi sevgilim?.. Mehtap, yıldızlar, sen, ben... Ve bu güzel gecede sen ve ben böyle kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola kolkola dolşıyoruz...
Bir karga bir gün dalda oturuyormuş. Bir tavşan yanına gelmiş ve sormuş :
- Karga kardes ben de senin gibi bütün gün oturup hiçbir şey yapmasam olmaz mı?
Karga :
- Tabii olur... Neden olmasın, demiş...
Bunun üzerine tavşan karganın bulunduğu ağacın altına oturmuş, dinlenmiş.Sonra bir tilki gelmiş ve tavşanı yemiş...
Anafikir : Hiçbir şey yapmadan oturabilmek için; OLDUKÇA YÜKSEKTE
OTURUYOR OLMALISINIZ...;)
Küçük ıstakoz ağlıyormuş. Alabalık sormuş :
- Niye ağlıyorsun küçük ıstakoz?
- Üüüüüüüüü... Annem kokteyl e gitti hala dönmedi.
Kırmızı başlıklı kız ninesine kurabiye götürüyormuş. Yolda yürürken bir ağacın arkasından kurdun burnunu görmüş :
- Kurt çık ordan gördüm seni...
Kurt :
- Hey Allahım, demiş ve ortaya çıkmış.
Kırmızı başlıklı kız yürümeye devam etmiş. Az sonra bir çalının arkasından kurdun kulaklarını görmüş :
- Kurt çık ordan gördüm seni...
Kurt :
- Hey Allahim, demiş ve yine ortaya çıkmış.
Kırmızı başlıklı kız yürümeye devam etmiş. Biraz sonra bir kütüğün arkasından kurdun kuyruğunu görmüş :
- Kurt çık ordan gördüm seni...
Kurt sinirlenip bağırmaya başlamış :
- Ulan gördüysen gördün, rahat rahat bi tuvaletimizi de mi yapamıycaz be!..
Soğuk bir kutup gecesinde yavru kutup ayısı annesine yaklaşarak;
- Anneeee, ben kutup ayısı mıyım?
- Evet oğlum.
- Peki anneee sen de kutup ayısı mısın?
- Evet oğlum.
- Peki anneee babam da kutup ayısı mı?
- Tabii ki oğlum.
- Peki anneee dedelerim de kutup ayısı mı?
- Tabi oğlum.
- Peki anneee babaannem, anneannem onlar da kutup ayısı mı?
- Elbette oğlum.
- Peki anneee dedemin dedeleri, onların da dedesi falan hepsi kutup
ayısı mıydı?
- Evet oglum hepsi kutup ayısıydı...
- Yani sülalemizde bi karışıklık falan yok, herkes kutup ayısı di mi anne?
- Yok tabi oğlum hepimiz kutup ayısıyız da niye soruyorsun?
- Üşüyorummmm anasını satıyım... Üşüyorummmmm!..
Paylaşım için tşk ederim bu fıkra süperdi (düşündürücü) not defterime geçirecem...saygılarAlıntı:
Bir karga bir gün dalda oturuyormuş. Bir tavşan yanına gelmiş ve sormuş:
- Karga kardes ben de senin gibi bütün gün oturup hiçbir şey yapmasam olmaz mı?
Karga :
- Tabii olur... Neden olmasın, demiş...
Bunun üzerine tavşan karganın bulunduğu ağacın altına oturmuş, dinlenmiş.Sonra bir tilki gelmiş ve tavşanı yemiş...
Anafikir : Hiçbir şey yapmadan oturabilmek için; OLDUKÇA YÜKSEKTE
OTURUYOR OLMALISINIZ...;)
Ekleyen: Av.Dilek Kuzulu Yüksel*-*29/12/2005*:* 19:22:49
İki tavuk markette geziyorlarmış. Yumurta reyonuna geldiklerinde l.tavuk diğerine 40.000 TL. değerindeki yumurtaları göstererek
- "Bak bunları ben yaptım"
der. Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30.000 tl değerindeki yumurtaları görürler. Bu sefer diğer tavuk:
- "Bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10.000 TL. için k...ını yırtmaya değmez dedi"
der.
Bir gün aslan ile boğa bara gitmişler bir iki tek attıktan sonra aslan
müsade istemiş. Boğa bununla dalga geçmiş:
- "Koskoca aslansın, Ormanlar kralısın. Saat daha sekiz. Hiç yakışır mı sana kılibiklik..."
Aslan kükremiş :
- "Eee beni evde bir aslan bekliyor, seninki gibi bir inek değil
Yavru tavsan yeni dunyaya gelmis ve ormani tanimak icin gezmeye baslamis. Her gördugu canliya " ben tavsanim sen kimsin sana neden ... diyorlar" diye soru soruyormus. Böylece her kezle tanismaya calisiyormus, canlilardan köpek, kurt, at, esek, kus, deve, ayi, tilki vs. canlilarla tanistiktan sonra karsisina bir canli daha cikmis,
- Merhaba ben tavsanim sen kimsin
- Ben katirim.
- Sana niye katir diyorlar.
- Benim babam at, annem essek ikisi beraber olunca ben dunyaya gelmisim, banada katir diyorlar, demis.
tavsan yine yola koyulmus, yine birine rastlamis,
- Merhaba ben tavsanim sen kimsin
- Ben kurt köpegiyim
- sana neden kurt köpegi diyorlar?
- Benim babam kurt annem köpek ikisi beraber olunca ben dunyaya geldigimden banada kurt köpegi diyorlar, demis
Tavsan yine yola koyulmus yine bir canliyla karsilasmis,
- Merhaba ben tavsanim sen kimsin.
- Ben deve kusuyum.
Yavru tavsan dusunmus ve saskin
-Yooook artik!
Genç deve annesine sormus
-"Anne niye bizim ayaklarimiz bu kadar büyük?"
Anne cevap vermis:
-"Çölde kuma batmamak için."
Genç deve tekrar sormus:
-"Peki kipiklerimiz niye bu kadar gür.
Anne tekrar cevap vermis:
-"Çölde kum firtinalarinda kum kaçmasin diye."
Meraki yatismamis olan genç deve bir soru daha sormus:
-"Bizim niye hörgüçlerimiz var."
Anne deve sabirla yanitlamis :
-"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilme için suyu hörgüçlerimizde depolariz."
Sonunda dayanamayan genç deve sormus :
-"Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne halt yiyoruz??"
Adamın biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasını görür.
Bir bakar ki 3 milyar küsur lira fatura. Beyninden vurulmuşa döner. Hemen
ayrıntılı fatura ister. Fatura gelir. Aranan bütün numaralar adamın
arkadaşlarına ve dostlarına aittir. Adam "Bu nasıl olur? Ödeyeceğiz
mecburen" der.. O sırada gözü papağanına takılır. Bir an tereddüt eder.
Gece papağanı gözlemeye karar verir. Papağan kafesinden çıkar ve
>telefonun basına gidip rehberi açar, adamın arkadaşlarını tek tek
arayıp saatlerce konuşmaya baslar. Adam sinirden çıldırmış bir şekilde
papağanı yakalar ve kanatlarından duvara çiviler. Papağan çarmıha gerilmiş
bir vaziyette duvarda asili kalmıştır. Adam sinirle papağanı azarlar; "Bir
hafta burada asili kal da aklin başına gelsin. Çek bakalım cezanı." Adam
gider. Papağan bir bakar karşı duvarda çarmıha gerilmiş İsa durmakta.
Hemen muhabbet koyulur; "Birader sen ne kadardır buradasın?" "2000 yıldır
buradayım" der İsa. Papağan hayretler içinde kalır; "Ohaaaa! Nereyi aradın
lan öyle?"
Yönetim dersleri 1:
Bir gün bir tavşan, ağaç dalında boş boş oturan baykuşa sordu:
-Senin gibi bütün gün boş boş oturabilir miyim?
-Tabii, neden olmasın.
Tavşan da öyle yaptı. Birdenbire bir kaplan ortaya çıktı ve tavşanı yedi!
Boş boş oturmak için çok çok yüksekte oturuyor olmanız gerek...
***
Yönetim dersleri 2:
Hindi: Şu ağacın en üst dalına çıkmak istiyorum ama hiç gücüm yok..
İnek: Neden benim dışkımdan biraz yemiyorsun? Onlar besin
deposudur.
Hindi bir parça dışkı yedi ve gerçekten bunun İlk dallara
ulaşacak kadar enerji verdiğini farketti.
Ertesi gün biraz daha yedi ve ikinci dala ulaştı Birkaç gün sonra ağacın en üstüne çıkmayı başardı. Aniden bir çiftçi ağacın tepesindeki hindiyi farketti ve onu vurdu.
(Afedersiniz)
Mok yemek sizi en üste çıkartabilir.
Ama orda kalmanızı sağlayamaz...
***
Yönetim dersleri 3:
Vücut ilk kez bina edildiğinde hangi organın müdür olacağı tartışması başlamış. Beyin, vücudun bütün işlevlerinin kendisine bağlı olduğunu, o olmazsa vücudun yaşayamayacağını söylemiş. Ağız, yemek yemezse vücudun açlıktan öleceğini söylemiş.
Eller, dışarıdaki bütün işi yapanın kendisi olduğunu söylemiş. Birden Döt ortaya atlamış ve müdürün o olması gerektiğini söylemiş.
Bütün organlar ona gülmüş. Buna kızan döt faaliyetlerini durdurmuş.
Bir gün, iki gün derken organlar artık dayanamamışlar. Ve döt müdür olmuş.
Müdür olmak için beyne sahip olmanız gerekmiyor. Herhangi bir döt bunu yapabilir.
***
Yönetim dersleri 4:
Küçük bir kuş kışı geçirmek üzere güneye gidiyordu.. Hava çok
soğuktu ve kuş donarak yere düştü. Yerde öylece yatarken bir inek geldi ve üzerine bir parça dışkı bıraktı. Donmak üzere olan kuş dışkının sıcaklığıyla ısındı.
Çok mutlu oldu, neşe içinde şarkı söylemeye başladı. Ordan geçmekte olan bir kedi kuşun sesini duydu. Onun nerde olduğunu keşfetmekte geçikmedi. Kuşu dışkıdan sıyırdı ve yedi!
1. Üzerinize mok atan herkes düşmanınız değildir!
2. Sizi moktan kurtaran herkes dostunuz değildir!
3. Mokun içine düştüyseniz çenenizi kapalı tutun!
Dört kaplumbağa pikniğe çıkmaya karar veriyorlar. Erzakları hazırlayıp yola koyuluyorlar. Bir yıl, iki yıl, beş, on yıl derken 30 yıl sonra piknik yerine varıyorlar. Hemen erzakları çıkarıyorlar, gazozlar, yiyecekler, herşey ortaya çıkıyor.
Gazozlar da şişe gazoz. Ve açacak YOK! Tek çözüm, birinin eve gidip açacağı alıp getirmesi. Doğal olarak en genç kaplumbağayı seçiyorlar. Genç eleman:
- "Giderim, ama bir şartım var." der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hiçbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak." Diğerleri de bunu kabul eder. Elemanımız yola çıkar. Aradan bir, iki, on, yirmi yıl geçer. Bu arada yaşlı kaplumbağalardan birisi fenalaşır, ölmek üzeredir. Arkadaşları ne yapsa faydasız. Kaplumbağa'nın son dileği olup olmadığını sorarlar. O da:
- "Gerçi genç kaplumbağaya söz verdik ama, şuradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?" der. Diğerleri de kıramaz ve:
- "Elbette!" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam ağzına atacağı sırada genç kaplumbağa çalıların arasından fırlar ve:
- "Gitmiyorum işte, gitmiyorum!"
Çiftçi, kümesine genç bir horoz almış. Fakat kümesteki yaşlı horoz kümesteki tavuklardan Çilli'yi çok sevdiği için genç horozdan Çilli'yi kendisine bırakmasını rica etmiş.
Genç horoz da: Olmaz kümesteki bütün tavuklar benim, demiş.
Bunun üzerine yaşlı horoz Bak, seninle bir yarış yapacaz, şu karşıdaki ağaca kadar koşucaz, eğer ben kazanırsam Çilli'yi alırım, yok eğer sen kazanırsan Çilli ile birlikte bütün tavuklar senin olur, demiş.
Genç horoz da bu teklifi kabul etmiş. Tam koşmaya başlayacakları sırada yaşlı horoz durarak Bak, ben çok yaşlıyım bana biraz avans verir misin, demiş Genç horoz da kabul edince yaşlı horoz başlamış koşmaya. Yaşlı horoz biraz uzaklaştıktan sonra genç horoz da peşinden ona yetişmek için hızlı bir şekilde koşmaya başlamış ve birkaç adım attıktan sonra çiftçi, genç horozu vurmuş:
Ulan 1 ay içinde aldığım 3.horoz. Bu da TOP çıktı..
Paylaşım için herkese teşekkür ederim
Dalgin SerÇe...
Serçenin biri bir bahar günü dalgın dalgın
uçuyormuş.
Bir anda farketmiş ki, bir yolun bir metre
üstünde uçuyo ve karşıdan da motorsikletli bir adam geliyo.
Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar... ama nafile...
Serçe "çotaaank" diye kaska çarpıp düşmüş.
Şimdi, motorcu sıkı bi hayvansever ya, doğal olarak hemen atlamış motordan; koşmuş serçenin yanına.
Serçe baygın yatıyo.. kıyamamış, bırakamamış yolda; almış getirmiş eve.
Eskiden kalma bi de kafesi var evde.. baygın serçeyi kafesin içine güzelce yerleştirmiş.. yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş,vurmuş kafayı yatmış....
Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamıs..
Daha tam seçemiyo ortalığı.. hafif bulanıklık var yani...
Bi bakmıs ki parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde...
Birden dank etmiş vaziyet:
-Hss... motorcuyu öldürmüşüz ....!!!!
Kadinin biri petshop'a gitmiş, kocasina hediye edicegi bi hayvan ariyomuş ama fiyatlari cok pahali bulmuş, saticiya demiş ki:
- Kocama bir hayvan hediye edicem ama cok da pahaliya gelsin istemiyorum...
Satici bunun uzerine "tam size gore bişeyim var"demiş... "oldukca iri bir kurbaga, ustelik bunu digerlerinden ayiran bir ozelligi var. bu kurbaga oral sex yapiyor, bunlardan daha dun 30 tane sattim"
Kadin kulaklarina inanamamiş, ama duşunmuş "bunu benim adama alirim, her gece oral sex diye tutturmasindan da kurtulurum"demiş kurbagayi almiş evine goturmuş kocasina kurbagayi vermiş ve
"yeteneklerini" anlatmiş, adamin cok hoşuna gitmiş kurbagayi alip yatak odasina cikmiş.
Derken gecenin korunde kadin bi patirti gurultuyle uyanmiş, bir de koşarak aşagi inmiş ki adam mutfakta, elinde yemek kitabiyla kurbaganin peşinden koşturuyo, kurbaga ordan oraya zipliyo tavalar tencereler havada ucuşuyor, kadin "NOLUYO BURDA..?!?!?!?!" diye bagirmiş.
Adam cevap vermiş:
- Bu kurbaga yemek yapmayi da ogrendi mi sen artik doooooogru annenin evine.
__________________
Hırsız, gecenin yarısında bir eve girer. Karanlık koridorda, yaktığı küçük
el fenerinin ışığında ilerlerken bir ses duyar,
"İsa seni izliyor !"
Şaşkınlık ve korkuyla etrafına bakınan hırsız, bir yandan da evdeki değerli şeyleri
aramaya devam eder. Tekrar ayni sesi duyar, "İsa seni izliyor !"
Bu kez hırsız elindeki feneri çevrede gezdirmeye baslar ve bir papağan görür.
"Bunu sen mi söyledin?" diye papağana sorar. Papağan,
"Evet, yalnızca seni uyarmak için" der.
Hırsız, "Ne ! beni uyarmak mı! kimsin sen ? adın ne senin ?
" Papağan, "Musa" diye cevap verir.
"Musa !" der hırsız, "Hangi salak bir papağana Musa adını koyar ki !?
Kuş cevap verir,
"Bilmiyorum. Tahminimce arkanda duran Dobermana 'İsa' adını veren salak olabilir !"
Adam, karısının kedisinden nefret etmektedir. Kadın evde
yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı.. Eve
geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor..
Ertesi hafta daha uzağa bırakır.. Geri gelir bizimki gene kanepenin
üzerinde!..
Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene evde!..
En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider.. Akşam evin telefonu
çalar.. Karısı telefonu açar. Karşısında kocası.
"Alo? Necla kedi evde mi?"
"Evdeee.."
"Versene şu lavuğu bana yolu tarif etsin.." :)
HEHEHEHEHE :D
Yeni evli iki çift gerdek gecesi sevişmek için hazırlanırken kadın birden eşine
-Yapamayacağım, der.
Eşi sebebini sorduğunda
-Bu papağan bana bakarken rahat davranamıyorum, yanıtını verir. Bunun üzerine adam papağana doğru yönelir. Papağana
- Şimdi arkanı dön. Eğer bizim tarafa dönecek olursan senin ananı ....., der.
Bunun üzerine papağan arkasını döner. Karı kocanın işi biter, sabah olur. Papağanın arkası hala dönüktür. Çift ise balayına gitmek için
valizlerini toplamaya başlarlar. Fakat son bir parça valize sığmamaktadır. İçeride şu diyalog geçer:
- "İttir ittir..."
- "Olmuyor ittiriyorum."
- "Biraz daha zorla, girdi girecek."
- "Dayanamayacağım, gücüm kalmadı."
- "Ha gayret, sık dişini, az kaldı giriyor."
- "Yok bu böyle olmayacak.Ben en iyisi gardolabın üstüne çıkıp oradan atlayiim, belki o zaman girer."
Bunun üzerine papağan arkasını dönerek
- "Valla diil anamı, sülalemi ........ bu pozisyon kaçmaz..."
Çiftçi tavukları için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara
gider. Pazarci :
-İstediginiz herşeyi bu horoz yapar, diye azgın mı azgın bir horoz satar bizim çiftçiye. Adam çiftlige döner ve horozu kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gıdaklama sesleri, feryat figan, çiftçi çok memnundur. Ama horoz çok azgındır, sadece kümesi değil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs. Adam memnundur ama bir yandan da endişelenir, horoz iki günde ölecek diye.
Horozu tutmaya çalışır ama nafile. Neyse der eve girer.
Ertesi gün bir bakar ki, horoz ayaklar havada, dili dışarda kümesin önünde
pestil vaziyette yatıyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçuyor.
Çiftçi kendi kendine :
-Ehh işte sana dedim geberecen diye,şeklinde söylenir.
Horoz, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kısık sesle homurdanır;
-Hişşşt! Akbabayı kaçıracan sus!
Adam kendisi için aldığı Viagraların papağanı tarafından yutulmuş olduğunu
farkeder. Papağanı ateş basmıştır. Adam sinirlenerek ateşi düşsün, soğusun
diye buzluğa atar papağanı. 4 saat sonra buzluğu açıp papağana bakan adam,
papağanın hala ter içinde olduğunu görür ve şaşırır.
- Ne oldu sana? Niye terledin? Saatlerdir buzluktasın...
- Lan bu donmuş tavukların, donmuş bacaklarını hiç ayırmaya çalıştın mi sen?
__________________
>Adamin biri Afrika'da safariye çikarken yanina minik köpegini de almis.
Minik köpek bir gün ormanda dolasip, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kayboldugunu fark etmis. Ne yapacagini düsünürken bir de bakmis ki karsidan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyecegini ariyor."Simdi basim dertte" diye düsünmüs minik köpek. Etrafina bakmis yerde kemik parçalarini görmüs. Hemen arkasini leoparin geldigi yere dönerek kemikleri kemirmeye baslamis, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalisiyormus. Leopar tam saldiracakken minik köpek kendi kendine konusmus;
Ne kadar lezzetli bir leoparmis. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mi?"
Bunu duyan leopar bir anda donmus kalmis ve en yakindaki agaca tirmanarak dallarin arasina saklanmis. "Tam zamaninda kurtardim yoksa bu köpege yem olacaktim" diyedüsünmüs leopar. Bütün bunlar olup biterken bir baska agacin üstündeki bir maymun olanlari izliyormus. Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabilecegini düsünmüs. Leoparin yanina giderek neler oldugunu anlatmis. Leopar kopegin yaptiklarina çok sinirlenmis ve maymuna "Atla sirtima, gidip sunu yakalayalim" demis.
Ancak minik köpek neler oldugunu ve leoparin sirtinda maymunla birlikte süratle kendisine yaklastigini fark etmis. "Simdi ne
yapacagim" diye düsünürken kaçmaya tesebbüs etmemis. Bunun yerine arkasini leoparin
geldigi yöne dönerek, kemikleri kemirmeye devam etmis. Tam leopar saldiracakken yine kendi kendine konusmus;
"Bu aptal maymun da nerede kaldi? Yarim saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok!"
Diplomasi böyle birsey iste... yapabiliyorsan : hizli düsün, sakin ol, güçlü görün, düsmanini kendi silahi ile yen..
En Pahalı Papağan
Adamın biri, papağan almak ister. Gittiği dükkândaki papağanları sırayla inceler.1.kafeste rengarenk, pırıl pırıl tüyleri olan papağanı beğenir. Etiketinde 5.000 dolar yazılıdır.
- Dükkan sahibine sorar. "Bu kuş niye bu kadar pahalı?"
- Dükkan sahibi "Bu papağan tam 7 dil biliyor, onun için". Adam başka bir kafeste bembeyaz şahane bir kuş daha görür. Hem de 10.000 dolarlık. Yine sorar. Meğer bu kuş anayasayı ezbere okurmuş da ondan. Adam bir bakar en köşede ki kafeste, tüyleri dökülmüş ve kararmış yaşlıca bir kuş var. Ama o da ne tam 50.000 dolar. Peki der bu perişan haldeki kuşun nesi var.
- Dükkan sahibi " Vallahi birader, bu kuşun nesi var biz de bilmiyoruz. Ama öteki papağanlar sabahları buna günaydın üstat diyorlar."
Kadın evinde beslemek üzere bir kuş almaya gider. Pet shop a gidince kedi, köpek ve bir papağanın fiyatını sorar. Papağanın fiyatının çok ucuz olduğunu gören kadın sorar:
"Bu papağan neden bu kadar ucuz".
Pet shopun sahibi yanıtlar:
"Bu papağan daha önce bir genelevde duruyordu, ağzı biraz bozuktur, alanlarda ondan şikayetçi onun için fiyat ucuz."
Kadın bu fiyatı kaçırmak istemez ve bir papağan ne kadar kötü konuşabilir ki diyerek alır evine götürür. Eve gelince kadın papağanın örtüsünü kaldırır. Yeni ortamı gören papağan "Ooo yeni mekan, yeni patron" der.
Kadın bunlara gülüp geçer. Daha sonra evin iki kızı okuldan gelir.Papağan bunları görerek: "Ooo, yeni mekan yeni patron, yeni kızlar" der...
Tabii kızlar şaşkın. Anneleri olayı anlatınca kızlar da gülerler. Busırada evin babası gelir. Papağan yine açar ağzını:"yeni mekan, yeni patron, yeni kızlar"
Sonra evin babasına bakarak: "Ooo, Mehmet ağabey hoş geldin yaaa!!!"
Soguk bir mart gecesinde genc erkek kediler disari cikmak icin susleniyorlar. Tam bu sirada kucuk erkek kedi birinin kolunu cekiyor.
- "Abi nereye gidiyorsunuz? bende geleyim mi?"
- "Hayir,biz disi kedilerle sevismeye gidiyoruz. sen gelemezsin"
Kucuk kedi 2. ve 3 .gunde sansini denemis ama hep olumsuz cevap.
- "Hayir,biz disi kedilerle sevismeye gidiyoruz"
Kucuk kedi yine bir aksam uzeri disariya cikmaya hazirlanan abilerine yaklasmis
- "Abi bende gelebilirmiyim" diye sormus. babacan bir kedi;
- "Hadi gel, lan sende ogren" demis.
Kucuk erkek kedi ve abileri cok soguk ve karli bir mart gecesinde sokaklarda dolasmaya baslamislar ve hemen bir plan yapilmis. Bir evin catisina cikip bekleyecekler ve asagidan disi kediler gecerken saldiracaklar. Aynen plandaki gibi catiya cikmislar baslamislar beklemeye, kar yagiyor ve hava cok soguk, aradan gecen 2 saatten sonra yoldan gelip gecen yok. Abilerinin yaninda bekleyen kucuk erkek kedi iyice usumus ve titrek bir sesle abisinin koluna durtmus;
- "Abicim ben bi on dakika daha sevisir sonra giderim"
Adamın biri otomobiliyle şehirler arası yolda gidiyormuş yol kenarında bir köylünün otostop yaptığını görmüş, yanında bir inek olan köylü geçen araçlara durmaları için el ediyormuş. Durumu merak eden adam köylünün yanında durmuş;
-Hayırdır hemşerim,ne tarafa gideceksin?
-ilerdeki kasabaya kadar beyim,
-iyi ama bu inek ne olacak?
-o önemli değil beyim arka tampona bağlarız o gelir.
Bu duruma pek aklı yatmayan adam köylünün durumuna acıyarak onu arabaya almış. İneği ise köylünün dediği gibi arka tampona bağlamışlar. Araba yavaş yavaş ilerlemiş. Adamın hızlanmaya çekindiğini anlayan köylü;
-Sen yürü beyim o gelir. demiş
Bunun üzerine adam hızlanmaya başlamış. 20,30,40 bakmış inek gerçekten geliyor. Adam şaşırmış, 50, 60, 70 bakmış hala geliyor ve inekde hiçbir yorgunluk belirtisi yok. Artık şaşkınlığı iyice artmış ve sinirlenmeye de başlamış. Öyleya sonuçta bir inek ne kadar hızlı koşabilirki.
Derken adam iyice hızlanmış. Kilometre 120 yi gösteriyor. Dikiz aynasından ineğe bir bakmış ve gülümseyerek köylüye dönüp;
-Senin inek yoruldu herhalde baksana dili dışarda.
-Ne tarafa çıkarmış dilini.
Buna dikkat etmeyen adam tekrar bakar ve sol tarafa der. Bunun üzerine köylü kendinden emin bir tavırla;
-O yorgunluktan değil, seni sollayacak da sinyal veriyor
KEDI NEDIR?
1. Kedi cani ne isterse yapar.
2. Kedi sizin sözünüzü pek dinlemez.
3. Kedinin ne yapacagi önceden kestirilemez
4. Sizin yalniz olmak istediginiz anlarda kedi oynamak ister
5. Sizin oynamak istediginiz anlarda kedi yalniz olmak ister.
6. Kedi her miyavladiginda ilgilenmenizi ister
7. Kedinin ruh hali çok degiskendir.
SONUÇ:Kediler yumusacik tüylerin altina saklanmis kadinlardir.
KÖPEK NEDIR?
1. Köpek evde gözüne bir yer kestirir ordan onu kaldirmanin imkani yoktur.
2. Köpek içerdeki odada bir cips paketi açsaniz sesi duyar, ama ayni odada siz ona birsey söylediginizde duymaz.
3. Köpek ayni anda hem aptal hem sevimli görünebilir.
4. Köpek siz mutsuzsaniz ulumaya baslar.
5. Siz oynamak istediginizde köpek de oynamak ister
6.Siz yalniz kalmak istediginizde köpek yine de oynamak ister
7.Köpek esyalarini her tarafa birakir.
8. Köpek agziyla igrenc seyler yaptiktan sonra sizi öpmeye çalisir.
9. Köpek sizinle tanisir tanismaz hemen ilgi bekler.
SONUÇ:Köpekler yumusacik tüylerin altina saklanmis erkeklerdir...
KEDİ KÖPEK FARKI
Bir köpegin düsünce tarzi: Birlikte yasadigim bu insanlar beni besliyor, seviyor, sicak tutuyor, ve bana çok iyi bakiyor bunlar Tanri mi ne...!!!
Bir kedinin düsünce tarzi: Birlikte yasadigim bu insanlar beni besliyor, seviyor, sicak tutuyor,ve bana çok iyi bakiyor.... ben
Tanri miyim ne...!!!
Balık dialogları...
- sana verdiğim 50 milyon borcu versene
- ne borcu? borcum morcum yok benim.
- niye durup dururken borcum yok dedin ki?
- öyle demedim
- ne demedin?
***
- günaydın!
- ne oldu uyandık mı, gözlerim hiç kapanmadı sandım
- günaydın!
- sen kimsin lan??
- günaydın!
- bir saniye* ne işin var yatağımda?
- günaydın!
- ben yatıyorum iyi geceler...
***
-vay hacı naber?
-ooo baba selam
3 saniye sonra...
-vay hacı naber?
-ooo baba selam
3 saniye sonra...
-vay hacı naber?
-ooo baba selam...
***
- biz balıklar neden gözlerimiz açık uyuyoruz lan, hiç düşündün mü?
- .....
- mal mal bakıyo hala..cevap versene oglum şşş alooo!...
- zzzz....
***
- anaaa mehmet denizkızına bak lan
- bi içim su be yeni galiba buralarda
(bir tur atarlar)
-hişş oğlum denizkızına bak lan.. kimsin lan sen
-sen kime lan diyosun aloo
***
efkarlı balık rakı sofrasında...
- ah ulann unutamıyorum be unutamıyorummm!
- abi boşver be unutursun...
- neyi?
- ne neyi?
***
seksten önce:
- daha önce biriyle seviştin mi?
- hayır.
seksten bir süre sonra, yine aynı iki balık:
- daha önce biriyle seviştin mi?
- hayır.
Balık dialogları...
- sana verdiğim 50 milyon borcu versene
- ne borcu? borcum morcum yok benim.
- niye durup dururken borcum yok dedin ki?
- öyle demedim
- ne demedin?
***
- günaydın!
- ne oldu uyandık mı, gözlerim hiç kapanmadı sandım
- günaydın!
- sen kimsin lan??
- günaydın!
- bir saniye* ne işin var yatağımda?
- günaydın!
- ben yatıyorum iyi geceler...
***
-vay hacı naber?
-ooo baba selam
3 saniye sonra...
-vay hacı naber?
-ooo baba selam
3 saniye sonra...
-vay hacı naber?
-ooo baba selam...
***
- biz balıklar neden gözlerimiz açık uyuyoruz lan, hiç düşündün mü?
- .....
- mal mal bakıyo hala..cevap versene oglum şşş alooo!...
- zzzz....
***
- anaaa mehmet denizkızına bak lan
- bi içim su be yeni galiba buralarda
(bir tur atarlar)
-hişş oğlum denizkızına bak lan.. kimsin lan sen
-sen kime lan diyosun aloo
***
efkarlı balık rakı sofrasında...
- ah ulann unutamıyorum be unutamıyorummm!
- abi boşver be unutursun...
- neyi?
- ne neyi?
Göçmen kuş dialogları
- Bakın arkadaşlar şu anda Ünlüler Çiftliği nin üzerinden uçuyoruz. Heeeyy nereye laaan? Geri dönüüüün. Geç kalıyoruuuz...
Ulan göçün de içine ettiniz ya tebrik ederim valla. Harun Kolçak görecez derken kışı burada geçirince sorucam ben size.
- Abi biz şimdi V şeklinde uçuyoruz ya, bu kanatlarımızın yarattığı hava boşluğu sayesinde daha hızlı gidiyoruz. Bu sinerji olayı anlıyor musun?
- Ohooo be güzelim. İyice sardın geyiğe ha Afrika ya kadar işimiz var seninle anlaşıldı.
- Ahh ah ne vardı bi leyleğe varacak. Evlendik evleneli kıçımız bi yer görmedi. Bu genç yaşta senin yüzünden göçüp gittim
valla...
- Sus be Neriman Bugüne bugün V nin başı olmuş bi adamın karısısın. Yılda iki kere de dünya seyahatine çıkıyoruz işte daha ne istiyorsun?
- Abi şimdi ne yapıcam ben ya? Sıra geldi geçtik öne, olduk V nin başı. Derslerde uyur musun al işte Nerede lan bu Afrika şimdi?
- Çökün çökün ilerde çevirme var.
- Abi anladık reenkarnasyon geçirdin, bir önceki hayatında minibüs şöförüydün de artık leyleksin. Alışsan artık diyorum...
- Ne oldu sana ne oldu böyle? Nerde o eski taş fırın leyleği, bir anda oldun light leyleği...
- Ne mırıldanıp duruyorsun kendi kendine Namık? Ne var karını sırtında taşıyorsan? Şurada ne kaldı Afrika ya. Dırdırlanma oyarım o gözlerini valla.
- W şeklinde uçmakta nereden çıktı lan? Bırakın özentiliği aslınıza dönün.
- Bir İstanbul Masalı nın bu haftaki bölümünü de seyredip, öyle göçseydik Şekip
- Saçmalama Nurten. Yaza dönünce tekrarını verirler nasılsa o zaman izlersin.
- Uçakla gitseydik ne olurdu sanki be abi?
- Kanadının körü olurdu. Bu kadar kişiyiz, uçak kaç paraya gelir senin haberin var mı? O zaman tam göçeriz işte...
- Kapayın ulan cep telefonunu... Uçuş süresince yasak kardeşim... Kaç kere söylicez...
- Abi ne olur bir kerede ben öne geçeyim.
- Get len. Geçen sefer bi hata ettik seni öne geçirdik, uyuya kaldın. Senin yüzünden az daha kutuplara gidiyorduk.
En arkaya hadee...
- Biraz alçaktan gidemez miyiz? Başım dönüyor da...
- Olur, hatta istersen yürüyerek göçelim. Çok bozuldu gençlik çook... Biz böyle miydik be hey gidi hey...
- Ooops leyleği havada gördüm ya, olay bitmiştir, bu sene kesin çok gezicem...
- Bu gerzeği atın dışarı...
- Ulan keşke okuldayken Türkçe derslerine daha çok takılsaydım. V nasıl bi şeydi? Hangi harften sonra geliyordu acaba?
- Abi hiç olmazsa ligin ilk yarısı bitseydi de öyle göçseydik.
- Saçmalamaaaa.. Uçmana bak...
- Bari göçerken Ali sami yenin üstünden geçemez miyiz? cim bom bomun maçı var, skor kaç kaç çok merak ediyorum.
- Aaa bu da nesi? Kuş desem değil, Uçak hiç değil... Süpermen olmasın sakın...
- Yettim arkadaşlar binlerce kilometre uçmaktan yorulmuşsunuzdur siz şimdi. Atlayın bakalım sırtıma...
- Yaşasın... Süper kahramanımız... Göç-meeeeen.
ŞAPKA
Aslan ile tilkinin bir gün ormanda canları sıkılmış. napalım nedelim derken tavşanı görmüşler. Çağırmışlar yanlarına. Kafasına şapkayı geçirmişler. Fakat tavşanın uzun kulakları yüzünden şapka kafa da durmuyomuş.
- Senin niye şapkan yok diyerek başlamışlar tavşanı dövmeye.
Artık hergün dövüyolarmış tavşanı. günlerden bir gün tilkinin canı sıkılmış, dönmüş aslana:
- Aslan kardeş biz bu tavşanı dövüyoruz ama artık anlamaya başladı. Benim bir fikrim var. Çağıralım onu sigara isteyelim demmiş. Filtreli alırsa niye filtresiz almadın diye, filtresiz alırsa niye filtresiz aldın diye döveriz demiş.
Çağırmışlar tavşanı, tavşan korkarak gelmiş. Korkma demişler seni dövmeyeceğiz. Bakkaldan bize sigara al demişler.
Tavşan:
- Filtreli mi olsun, filtresizmi diye sorunca.
Aslanla tilki başlamış vurmaya
- SENİN NİYE ŞAPKAN YOK !..
Deve
Genç deve annesine sormus
-"Anne niye bizim ayaklarimiz bu kadar büyük?"
Anne cevap vermis:
-"Çölde kuma batmamak için."
Genç deve tekrar sormus:
-"Peki kipiklerimiz niye bu kadar gür.
Anne tekrar cevap vermis:
-"Çölde kum firtinalarinda kum kaçmasin diye."
Meraki yatismamis olan genç deve bir soru daha sormus:
-"Bizim niye hörgüçlerimiz var."
Anne deve sabirla yanitlamis :
-"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilme için suyu hörgüçlerimizde depolariz."
Sonunda dayanamayan genç deve sormus :
-"Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne halt yiyoruz??"
TİLKİNİN ORUCU
Tilki ormanda gezmektedir.Bir ağacın dalında asili bir geyik budu görür. Açtır ama şüphelenir kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak. Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır. Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi...
Tilkiye sorar;
- Ne yapıyorsun dostum
Tilki cevap verir;
-Hiç yatıyorum
-Burada bir but var
- Evet var
-Neden yemedin
Tilki sakince cevap verir;
- BU GÜN ORUCUM
Kurt kendinden emin
- Ben yiyeyim o zaman
Tilki;
- Buyur afiyet olsun' der.
Kurt but 'a uzanır uzanmaz bir patlama ortalık toz duman kurt yaralı hareketsiz 10 metre uzakta perişan halde yatarken tilki sakince budu yemeye baslar. Bunu gören kurt ;
- HANI ORUCTUN
Tilki pişkin pişkin ;
- Biraz önce top patladı duymadın mı? der...
MUTLULUK
Büyük bir kedi, kuyruğuyla oynayan küçük bir kediye sormuş:
- Neden kuyruğunu kovalıyorsun?
Yavru kedi yanit vermiş:
- Bir kedi için en güzel şeyin mutluluk, mutluluğun da kuyruğum olduğunu öğrendim. Bu nedenle onu kovalıyorum, yakaladığımda mutluluğa kavusacağım.
Bunun üzerine yaşlı kedi şöyle demiş:
- Gençken ben de mutluluğun kuyruğum olduğuna karar vermistim. Ama şunu farkettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklaşıyor, ne zaman kendi işime baksam hep peşimden geliyor.
En güçlüsü kim?
Bir gün bir kaplan uyandığında kendini canavar gibi hissetmiş. Hatta kendini öyle iyi hissetmiş ki, bir küçük maymunu köşeye sıkıştırmış ve ona gürlemiş,
- "Ormandaki hayvanların en güçlüsü kim!?!"
Zavallı tir tir titreyen maymun cevap vermiş,
- "Sizsiniz tabii ki, sizden güçlüsü yok."
Kısa bir süre sonra, kaplan bir geyiğe rastlamış ve kükremiş,
- "Ormandaki hayvanların en büyüğü ve en güçlüsü kim!?!!"
Geyik öyle çok titriyormuşki kekeleyerek,
- "eee şee şeyyyy büü büüü yüüüük kaa kaaa kaplan, siz ormandaki en güçlü hayvansınız." demiş.
Kaplan hızını almışken, sessizce ot yiyen bir file caka atmaya başlamış ve en yüksek sesiyle gürlemiş,
- "Ormandaki hayvanların en güçlüsü kim!?!?!!"
Fil hiç sesini çıkarmadan hortumuyla kaplanı yakaladığı gibi havaya kaldırmış, yere vurmuş, tekrar kaldırmış, kaplan portakal ve kömür renkli bulanık bir görüntü halini alana kadar silkelemiş, sonunda onu şiddetle yakındaki bir ağaca fırlatmış.
Kaplan sendeleyerek ayaklarının üzerinde doğrulmuş, file bakmış ve,
-"Yahu kardeşim, sırf cevabı bilmiyosun diye bu kadar sinirlenmene ne gerek vardı!" demiş.
Ormanların aslanı bir gün ormandaki hayvanların hepsini toplamış ve başlamış konuşmaya - ormanda bir gün yangın çıkarsa alfebetik sıraya göre kaçılacaktır hiçkimse kendinden önce gelen harfin hayvanının önüne geçmicek demiş. Çok geçmeden ormanda yangın çıkmış aslanın korkusundan herkes alfebetik sıraya dizili şekilde kaçıyor kimse kimsenin önüne geçemiyormuş. Sırayla yanmaya başlamışlar. En geriden başlamış alevler hayvanları yakmaya. Zebra, yılan,.. Sincap, maymun, deve, baykuş. Sıra aslana gelmiş aslan ise koşmaya devam ediyormuş birden önüne bir bit çıkmış aslan kükremiş sen BİTSİN alfabeye göre benden sonrasın hemen yerine geç demiş. BİT ise aslana ben afrika bitiyim ve geride kalması gereken sensin diyerek aslanın önünden kaçmaya devam etmiş aslanda yanmış. Yangından bir tek BİT kurtulmuş. F FARKIYLA